okuduktan sonra inan ben ohh dedim sanki şöyle içimdekileri benim yerime anlatmışsın. ağzına sağlık canım arkadaşım. o kadar kötü bi haldeyizki bizler azınlık olarak dediğin gibi eskiden en azından çabalardım, bir şeyler anlatmaya çalışırdım ama artık onada mecalim yok çünkü öyle bir biat etmişlerki ne anlatsan boş.
haberlere, internete bakmak istemiyorum artık. beşiktaş patlamasından beri bakmak istemesemde gözümün önüne düşüyor yok yere ölenler. yıllardır yakamızdan düşmeyen düşürülmeyen allahın belası terör yüzünden ölen onca insan, özellikle son iki yıldır. hepsi ayrı birer hayat, hepsi gencecik.. içim çürüdü resmen artık. onun dışında geçen bir haber gördüm bu teröristlere güya tepki olsun diye öğretmen ilkokul öğrencilerinin eline idam ipi verip foroğraf çektirmiş. düşünebiliyo musun! artık pes dedim pes! allahtan görevden alınmış. olması gereken olmuş ama ülkede artık adalet işlemediği için buna sevinir hale geldik.
sonra gündüz gözüyle nişantaşında bir tinerci bir adamı yakmış, milletde mal mal bakıyor yanan adama. inan kusasım geldi ülkenin ta orta yerine. eşim hele hiç haberlere bakmıyor bu konularda konuşmak istemiyor. gidelim buralardan diyor. ben artık bu ülkeye dair umut beslemiyorum diyor. ona göre ülke çöküş içinde ve yükselişe geçse bile bunu biz göremeyecekmişiz. benim yine özellikle atatürkün gençliğe hitabesini okuyunca bir umudum oluyor ufacıkda olsa diyorumki bu ülkede hala gerçek vatansever cumhuriyetine sahip çıkacak insanlar var. ama yok o kadar azınlıktayızki. herkesin gözü sanki kör, ülke parsel parsel satılıyor, terör dört yanımızda insanlarımızın canını alıyor ama olsun dünyaya meydan okuyan bi liderimiz var!
halep meselesinde hele insanların iki yüzlülüğüne bende çok şaşırıyorum. sanki yıllardır bu zulümü cihatçılar orda yapmıyordu. ama çok üzülüyorum savaşın kaybedeni her zaman siviller, özellikle çocuklar.. gerçekten şu an en iyi günlerimizi yaşıyor olmaktan çok korkuyorum. nasıl bir geleceğimiz olacak, ne yapıcaz. çocuklarımız ne yapacak? çekip gitsen yurtdışına o da o kadar kolay değil, kollarını açıp seni beklemiyorlar. eşime de diyorum gitsek bile beynim aklım burda olduktan sonra, o zamanda sevdiklerim için üzülücem, sürekli aklım ülkemde olacak. ben rahat yaşasam ne olacak. ama eşimde çocuğumuz için diyor. bu hayata bir kere geliyoruz neden eziyet çekiyoruz diyor. gerçekten allah yokluklarını göstermesin ailem olmasa bir dakika düşünmem. eskiden çok kızardım ülkesinden şikayet edip gidenlere, kaçmak olarak görürdüm ama şimdi o kadar doğru geliyorki. yaşanacak tek tarafı kalmadı çünkü! off be iyiki yazmışsında bende içimi döktüm. hala aynı fikirde olduğum insanları görmek bile bir umut veriyor bana.
neyse senin başına bişey gelirse yanına benide alırlar artık takılırız birlikte
kar tatili olması iyi olmuş biraz dinlenmişsindir. bu aralar bende film izliyorum ve kitap tabii. gerçekten iyi geliyor bu ikisi. ahmet ümitin beyoğlunun en güzel abisini okuyorum şu an yarısındayım çok güzel gidiyor öneririm.
geçen kitaplıkta yine yıllardır duran ve okuyamadığım bi kitabı okudum "beni asla bırakma" japon bi yazarın belki okumuşsundur. çok değişik bir konusu var kitabı beğenince baktım çok meşhur bi filmi varmış "never let me go" onu da izledim, kitap kadar güzel olmasada o da vurucu bi film. ama durağan bi film tabii eşim sıkıldı saçma buldu :))
seninde önerebileceğin film kitap varsa söyle bana bu aralar ilgimi çekecek şeyler arıyorum.