Aşı mevzusu konuşulmuş. Öncelikle bu konuları pandemi öncesinden beri araştıran aşısız çocukların aileleriyle konuşarak yaptırmama kararı alanlardanım (hoş ortalama 2 haftada bir sağlık ocağındaki ebe/hemşirelerin tacizine maruz kalmak güçlü bir psikoloji gerektiriyor malum bir verem aşısından 2023 yılında 4bin lira primleri kesiliyordu onları da anlıyorum tabii)
Ben gebelik sürecinden itibaren ne bana yapılması istenen iki doz tetanozu ne de şeker yüklemesini yaptırmadım. Tetanoz aşısı olayı Türkiye’de gördüğüm garipliklerden zaten ben doktora yaptırmazsam ne olur diye sorduğumda bir şey olmaz ama sağlık bakanlığı bağlı olduğunuz sağlık ocağına baskı yapıyor diyor. Sonrasında sağlık ocağı daha gebeyken sağolsunlar telefonda bana bakın yaptırmazsanız şöyle olur böyle olur diye diye korkutma büyüleme çalışması (covid dönemi dahil muhteşem korkutucu senaryoları var hepsinin) içine giriyor. Gebe kadınlara tetanoz aşısı zaten yok. Şeker yüklemesi denilen olayı ise almanya ve norveç gibi ülkelerde gerçekten obeziteye yatkın gördüklerine ailesinde diyabete genel olarak yatkın gördüklerine yapılırken neden bizlerde her gebeye dayandıklarına anlam veremedim mantıklı bir açıklamada bulamadığım için hiçbirini yaptırmadım.
Diğer ulusal takvimde olan bebeklik aşılarını ise yine yaptırmıyorum tek sıkıntım doğumda hepatit b ve k vit yapıldı onun için dilekçe gerekliydi yazmadık tabii prosedür gereği hemen yapıyorlar. Millerin heyetli çalışması olan aşılar üzerine eleştirel literatürünü hala ara ara okurum. Tanıdığım aşısız çocukların aileleriyle ara ara konuşurum. Genellikle bizleri sağlık ocağından arayıp bakın göçmenler sıkıntı diyorlar. Bu nokta en çok kafamı karıştıran durumdu evet. Eski yoga hocam evlenince İsrail’e gitti ve eşinin işi dolayısıyla bir ayağı Hindistan’a giden insanlar iki çocukları var ikisi de aşısız. Oradaki izlenen politikayı sordum zaten zorunluluk yok aynı TR gibi ama şunu düşündüm bırak göçmenle muhatap olmayı bu insanlar dünyanın en pis en hastalıklı denilen Bhubanes Faridabad gibi nice yerleri bu çocuklarla geziyorlar gayet sapasağlamlar. Diğer örnek eskişehirde kardiyolog hekim tanıdığımızın çocuklarının aşısız olması büyüğü 19 yaşında iki çocukları var.
Türkiye’de aşı karşıtı olduğunu açık açık söyleyen bir hekim devlette çalışabiliyor üstelik bu adam Prof Alişan hoca var Samsun’da OMÜ’de bir arkadaşımız geçen yıl bebeğini ona götürmüştü. Alerjiden şüpheleniyorlardı ilk sorusu bebeğe doğum dahil aşılarını yaptırdın mı olmuş onlar da hayır diyor tamam o zaman alerji yoktur ama yine de tahlil yapalım içiniz rahatlasın diyor. Profesöre göre aşısız çocukta alerji gelişmesi milyonda birin altında bir gösterge çünkü bu da beni şaşırtan bir bilgi olmuştu.
Diğer yandan aşı mağduru aileleri araştırdım yaşadıkları o kadar kötü ki…
Tüm bunlara rağmen aşılı olup gayet sapasağlam çocuklar da var.
Sözün özü benim çocukluğum yani bundan 29 yıl önce ulusal takvimdeki bebeklik aşıları 10 doz iken şu an 26 doza çıkarılmış. (Babam banka emeklisi özeli hep banka karşılardı buna rağmen benim dahil birçok aşımı yaptırmamışlar bu arada)
umarım hepimizin bebekleri birer hastane müşterisi olmadan gayet sağlıkla büyürler
hepimiz onların sağlığı için her şeyi yaparız anne olunca daha takıntılı oluyor insan her şeyi araştırıyor herkesle görüşüyor :))