Sorun bende mi, yoksa eşimde mi?

tam bizi anlatmışsınız ama bizde tam tersi benim huylarım eşiniz gibi eşimin huylarıda sizin gibi ama sana kendi hayatımdan şu kadarını söyleyim eşim böyle olduğu için bazen o kadar çok sıkılıyorum ki bu durumdan bunalıyorum hiç bi hayat enerjim kalmıyo hiç bişey yapasım gelmiyo bazen o kadar sıkıyo ki çıkıp biyerlere gitmek istiyorum.

Sana tavsiyem biraz daha dikkatli davran canım ben sabırlıyım idare ediyorum ama eşiniz bi süre sonra patlayabilir böyle biriyle yaşamak ve anlaşmak hiç kolay değil çünkü
 
Şu anlattıklarınız birebir biz de var ama tam tersi :) ben eşiniz gibi rahat, neşeli, koyver gitsin derim o ise inanılmaz evhamlı ve çok az arkadaş çevresi var yok denecek kadar az, yani anlattığınız kadarıyla aynı sizin gibi davranışları hep negatif.. Sizinle nasıl geçinilebilir bunu bana söylerseniz ben de eşimle tartışmalarımı sonlandırabilirim sanırım :)
 
Eşinin özelliklerini okurken vay bee ne hoşşş dedim..
Çünkü hayat dolu bir insan yanındakilere de pozitif enerji verir.
Ben çok severim kendi kıymetini bilen insanları.
Aslında boş vermeyi bilmek lazım..

Bence de sorun sende ve sürekli her şeyi abartan, kafasına takan,
şikayet eden biri hayat enerjisini emer insanın.
Eşine uyum sağlamaya çalış ve kendini onun kollarına bırakmayı dene bence
 

Rolleri değişmeyi ne dersiniz ?
Eşinizin tüm huylarını ve tutucu davranışlarını alışkanlık haline getirmeye çalışın..
Yani bi süreliğine siz yay burcu olun o ise balık. Tabi bu değişimde gereksiz israfta bulunmayın..

Bir hafta bunu deneyin, belki küçük tartışmalarınız azalır..

Onun ne hissettiğini ve ne kadar kızdığını anlamak için , kendini onun yerine koyma yöntemini deneyiniz..
 

Maddi sıkıntılarımız zaman zaman oluyor tabi. Manevi olarak ise şöyle söyleyebiliirm. Bundan 4 yıl önce eşimle bir ayrılık yaşadık. Bir pazar sabahı idi ve ben piknik meselesini açmıştım eşimde önceden bu pazar bir yere gitmeyeceğiz demişti, sanırım maddi imkansızlık vardı tam hatrayamıyorum. Bir anda tartışma başladı onun demesine göre ben her zaman olduğu gibi yine problem çıkarmıştım. Ve eşim arabasına atladı gitti. Bir daha da telefonuna bakmadı. Defalarca aradım en sonunda bir kere açtı ve babanı arayacağım alıp seni gitsin yeter ben artık seninle uğraşamayacağım demişti. Ama Allahım ne kötü günlerdi. Sonradan babamlar geldi ve beni aldı. Tam 40 gün geçti. Bu 40 gün zaman zarfında ben hiç görüşmedim çünkü istemiyordu. Annem benden habersiz sürekli aramış ama istememiş. Bana mektup yazıp bu işin bittiğini defalarca aynı sorunları yaşamaktan sıkıldığını yazmıştı. Tabi ben mahvoldum onu çok seviyordum. Zaten zayıf iken bu arada iyice zayıfladım. Sonra aradan 40gün geçti. Birgün kayınvalidem aradı ve bizimle konuşmaya geleceğini söyledi. Kayınvaidem kayınpederim geldiler konuşuldu edildi. Kayınvalidem eşimi ikna etmişti aramız onun sayesinde tekrar düzelecekti. Kayınvalideme sözler verdim, o bana onu dinlememi istedi kocanın neler istediğini ben biliyorum sen nasıl dersem o şekilde hareket edersin dedi. Çocuk olmasın dedi, biraz kendinize vakit ayırın önce siz bir kendinize gelin lişkiniz düzelsin sonra çocuk yaparsınız dedi. Benden hap içip korunacağıma dair söz istedi. Söz verdim. Buna benzer sözler verdim ve ayrıldılar. Bundan birkaç gün sonra eşimle tekrar birleşmiştik. Boşanma yoktu tabi sadece ayrılık olmuştu. Birbirimizden ayrı geçen koskoca 40 gün. Peki sonra ne oldu ben verdiğim sözleri tutamadım, şu anda da olduğu gibi içeceğim her ilacın yan ekisini okuduğum için doğum kontrol haplarını yan etkileri beni korkuttu ve içmedim. Haliyle de korunamadım. Eşimde bunu biliyordu. Bir gece eşim aramız artık daha güzel olur inşallah çocukta buna vesile olur ailemiz genişler düşüncesi ile olan olmuştu ve kızıma hamile kalmıştım. Eşimin demesine göre ilk 2-3 ay çok iyiydim. Ama sonra eski sıkıntılar azalmıştı ama hala devam ediyordu. Ve etmekte.

Bu sefer gerçekten çareyi bulup normale dönmeye kararlıyım arkadaşlar. Eşim birkaç kez lafını etmişti, doktora gidelim, ikimiz birlikte gdelim bir çaresini bulalım demişti. Sanırım doktora gitme vakti çoktan geldi. Bu noktada tavsiyeleriniz benim için gerçekten çok değerli.
 

Sürekli sakin yumuşak bağırma çağırma olmayacak. onu iyi anlayacak bii olmalısınız. Duygusallık daima ön planda, mantık ikinci planda. :)
 

Bu söyledikleriniz gerçekten çok ciddi sorunlar ve nasipmiş ki ayrılık olmamış.. Şaka bir yana az önce aynı durumda fakat ters karakterle bizimde öyle olduğumuzu söylediğim de ciddiydim ve biz bunu aşmak için psikolog yardımı aldık. Ancak asla psikiyatri değil psikolog özellikle aileler ve evlilikler üzerine ihtisas yapmış birini denemelisiniz önce siz yalnız ve sonra eşiniz yalnız gitsin sonra ikinizi birden çağıracaktır bize öyle yaptı inanın çok yararı oldu. Eğer psikoloğa gitmek istemiyorsanız da ben doktorumuzun bize tavsiyelerini aktarayım.
En önemlisi empati kurmak, en çok kavga ettiğiniz ikinizin de huylarını bulun ve birbirinize yükleyin. Mesela sen olumsuz hiçbişeyi anlatma ona yani onun küçük gördüğü meselelerden. Aksine güzel olan ne varsa onu anlat yoksa bile kendin yarat. Bir organizasyon tertiple eşinin seveceği türden ve kişilerle bu onu anladığını gösterir. Ve emin ol eşin de aynısını sana yapmaya başlayacaktır seni anlamaya başlayacaktır. Bir laf vardır: Eşinin sana davranışları senin ona davranışlarının yansımasıdır. Yani eşin aslında sensin.
 

Bana göre eşim çoğu noktada yanlış yapıyor diye düşündüğüm için kendimi onun yerine koymam epey zor olur. Mesela kendisi kalitecidir ama ben israfçı olduğum için kaliteclik ile israfı birbirine karıştırdığımı söyler duru bana. Market alışverişinde aynı işi gören iki marka var diyelim. Biri cif diğeri farklı bir marka. Bir ara onun kavgasını ettik. Eşim elinde ismini hatırlamadığım bir ürünle geldi ''bak yavrum dedi (genelde yavrum der, aşkım cicim bana biraz hafif kalıyor arada bir söylenir ama yavrum kelimesi daha anlamlı sevdiğini sahiplendiğini ifade eder der) bu cif buda diğer marka bende biliyorum iyisi olmalı, ama diğer ürün ambalajı olsun duruşu olsun kalitesiz birşey değilki, al dene br kere beğenmezsen bir daha alma dedi. Ben ise almadım, ama kendime göre açıklamalarım var hep oldu. Bilmeiğim diğer ürüner başımı ağrıtıyor iyi temizlemediğini düşünüyorum. Pahalı ürünü alırken kötü bir düşüncem yok. Ben istermiyim eşimin daha fazla parasının gitmesini.

Uzun lafın kısası eşimde bana göre fazla rahat. Mesela çocuk düşer ben panik olur bağırırım, o ise bakar bişeyi yok der, bırak kendi kalksın öğrensin der. Hiç yerinden kımıldamaz. Yada çocuklar problem yaptığında kızar bağırdığı olur. Oğlum kova burcu, hemen kırılır am çocukça tabi. Bende anne yüreği hemen alırım onu kollarıma. Burada da eşimle aramızda tartşma başlar. Bak her seferinde aynı şeyi yapıyorsun der. Bırak şu çocuğu yavrum, ben ona ders vermeye çalışıyor birşeyler öğretmeye çalışıyorum, ama sen duygusal davranıp hem gelişimini engelliyor hemde bana düşman olmasına sebep oluyorsun' der.
 

Çocuk meselesinde eşiniz çok haklı bence.
 

Çok güzel yazmışsınız.

Ama ben birşey yapmak istesemde elimde değil başta vücudum buna engel oluyor. Mesela bir yere gidiyoruz. Eve gelince benim pilim bitiyor başım ağrıyor eşimde ise tık yok. Ee o iyi ben kötü olunca çocuklar ev işleri huzur vs. problem illa çıkıyor. Yani demek istediğim şu; mesela diş ağrısı çektiğim için eşim bana antibiyotik aldı, daha önce doktorun tavsiye ettiği bir ilaç. Dişin ağrıyorsa iltihap vardır bunu iç 1 hafta iltihap kurusun sonra doktora gidelim dedi. Tabi ben 3 gün içtim sonra aksattım dişim yine ağrımaya başladı. Bu sefer eşim başka ilaç aldı, dediğine göre sırf diş iltihabı için olan bir antibiyotikmiş. Bak bı sefer bunu güzelce iç aksatma iltihabın kurusun ki dişçiye gidince çekilsin ağrılardan kurtul dedi. İlacı içmeye başladım ilk gün hemen bişeyler oldu. Nefesim değişti, elim ayağım soğumaya başladı. Netten yaptığım araştırma da başıma gelen belirtiler olduğunda ilacı bırakmamı tavsiye ediliyordu. Bende eşime anlattım böyle böyle oldu dedim bana eski ilacımı getir bu bana yaramadı dedim. Tabi eşim buna da bozuldu. Hiçbir şey olduğu yok yavrum, sen kendi kendine hasta ediyorsun. dedi. yani elimde değil bir yerden gelince yada eve misfir gelip gittikten sonra çıkan baş ağrılarını, yada ilacın çıkardığı yan etkileri, zamanında doğum kontrol hapını içtiğim anlardaki yan etkileri ben kendim yapmıyorum. Vücudum yapıyor bunları.
 

Bu yazdıklarınız da birşeyi fark ettiniz mi? Mesela eşinizin aslında sizi ne kadar da çok sevdiğini. Ben bu yazınızda eşini seven ve onunla ilgilenip hayat dolu olması için yıllardır çabalayan bir adam görüyorum. Peki ya siz? Eşiniz için ne yapıyorsunuz bunu kendinize sordunuz mu? Mesela sürekli dert yanmaktan başka?

Ağrı ve sızılarınız tamamen psikolojik ve bunu psikolojik tedaviyle en aza indirebilirsiniz. Benim eşimde aynen böyle bir sinemaya gideriz ve döndüğümüzde muhtemelen kendisini ya koltuğa ya yatağa atmış başını tutuyordur. Ve ben buna inanın çok üzülüyordum bence eşiniz de benim gibi sizin için üzüldüğü için bu tepkileri veriyordur. Vücut yorgunluğu için doktor tavsiyeli vitaminler kullanın ben eşime zorla kullandırıyorum, ilaç kullanma hususunuzda ise ağır ilaçları tabiki de inceleyeceksiniz ama şunu biliyorsunuzdur ki bazı rahatsızlıklar ilaçsız geçmez hele bir de iltihap asla antibiyotiksiz geçmez bunu beyninize iletmeyi deneyin. Yani aslında kendinizi çaresiz hissetmemelisiniz herşey siz de bitiyor.
 

Bir ara paxera adlı bir ilaç kullanmıştım. Biraz fayda etmişti sanki. Sizin kulandığınız ilaç hangisiidi?
 

Evet farrttim. Biliyorum eşimi ölesiye seviyorum zamanında onsuz geçen 40 günde 5 kilo vermem ondan ayrı kalmamdan dolayı. Yazdıkça aklıma geliyor, ben ara ara eşime derdim senn aşkla meşkle duygusallıkla işin yok, sen hep iyi olsun profesyonel olsun derdindesin. O ise demişti ki; sana göre öyle, aslında ben seni senin beni sevdiğinden daha fazla seviyorum. Sevmek öyle sadece seviyorum ölüyorum onsuz yapamıyorum demekle olmuyor demişti.

Şimdi kafama dank ediyor aslında. Sizce burada ne demek istedi?
 
okul okuyup arkadaşlarınla gezip eğlenip kendini her bakımdan geliştireceğin yaşta evlenmişsin. mutluyum desen şaşardım..
 
lustral 50mg cnm. ben bayaa faydasını gördüm. hayata bakış açım değişti. sakinleştim . fevri değilim artık

Lustral'ı bir ara bende içmiştim evet. Hatta kayınvalidem tavsiye etmişti. Ama ben onda da bir sebep bulup bırakmıştım.
 
okul okuyup arkadaşlarınla gezip eğlenip kendini her bakımdan geliştireceğin yaşta evlenmişsin. mutluyum desen şaşardım..

Öyle düşünmeyin bence. Benim yaşıtım olup oldukça mutlu olan onlarca arkadaşım var.

Kendimi geliştirme aşamasına katılıyorum. Sanırım geliştirememişim ve bunun etkisi eşim üzerinde açıkça ortada.

Sizin tavsiyeleriniz nedir? Sizde evlimisiniz?
 
Son düzenleme:

Bence de o sizi, sizin onu sevdiğinizden daha fazla seviyor. Bu da şurdan anlaşılıyor; eşiniz siz iyi olun diye çabalıyor ilaçlar getiriyor, çocuklarınızın güçlü birer birey olması için size yardım etmeye çalışıyor. Oysa siz ona hep ufak tefek sıkıntılardan bahsederek ve sürekli dert yanarak onun da canını sıkıyorsunuz, sevseydiniz eğer onu üzmeye kıyamazdınız ve kötü şeylerden bahsetmezdiniz mutlu olmak için pozitif olmaya çalışırdınız elinizden geldiği kadar.

" Sevmek öyle sadece seviyorum ölüyorum onsuz yapamıyorum demekle olmuyor" demiş ya hani çok haklı, sevmek sevdiğin kişiyi üzmemek, varsa sıkıntısı çözmek mutlu olmasını sağlamaktır, onu babası gibi düşünmektir bazen koca olmaktan ziyade..

Evlenen kadınlar kocalarının; hem eşi, hem annesi, hem de kızıdır. Kocalar ise; hem eşi, hem babası, hem de oğludur..
 

şans onların ki. hemen kendinde arama suçu, insanlar ikili ilişkiler de zaten hep karşı tarafı suçlama eğilimindedir. sen de kendini öyle görürsen, eşine karşı hatalı olanın sen olduğunu söylersen olmaz. vaktin var mı bilmiyorum ama kitaplar al, kitap okumayı sevmiyorsan beğendiğin dergiler al. film izle. kurs varsa onlara git. hem kuruntulara, evham yapmaya vaktin kalmaz, aklın dağılır hem de hayatın daha eğlenceli hale gelir. kendini en iyi sen tanırsın, eğer anlattığın sorunlarının hastalık derecesinde olduğunu düşünüyorsan psikolojik yardım da alabilirsin. bunu eşinin bilmesi gerekmez. bunu da nasıl anlarsın; eğer yaptığın evhamlar vs. gündelik hayatına veya ikili ilişkilerine bariz zarar verecek boyuttaysa evet o zaman yardım almak gerekir.
 

Doğru söylüyorsunuz aslında. Ama dediğim gibi benim hiçbir kastım yok. Eşimi çok ama çok seviyorum onun üzülmesini hiç istemiyorum. yaptıklarımın farkında değilim. Farkında olduklarım ise elimde değil.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…