-
- Konu Sahibi Idrakyollariiltihabi
- #161
Bu yazdıklarını sonradan okudumNasıl vardınız bu sonuca çok merak ettim. Hiçbir derdimin olmadığına yani.
-annem beyin kanaması geçirdi. Kafasının içinde stent var ve düzenli olarak kontrollere gidiyor. Her daim tehlike altında.
-bir yıl önce yakın arkadaşımı, abimin eşini 31 yaşında kanserden kaybettim. İki tane yeğenim küçücük yaşında öksüz kaldılar ailemle yaşıyorlar.
-yengemden iki ay önce babamdan daha çok yakın olduğum, babam dediğim dayımı genç yaşında yine kanserden kaybettim.
-katlanmakta çok zorlandığım maddi sıkıntılar yaşıyorum geçmişten gelen ve eşimden kaynaklanan durumlardan dolayı.
-iki yıl önce kayınvalideme ölü gözüyle bakılıyordu organ nakli gerekti ve benim eşim annesine organ verdi. O dönem yine maddi manevi öyle yükler bindi ki üzerime, hala etkileri sürüyor
-oğlum sosyal iletişim bozukluğu ve hiperaktivite şüphesi ile kreşe gidiyor. Kreşe gönderecek maddi gücüm yok ama doktorlar bu çözümü önerdi. Maddi manevi çok zorlanıyorum oğlum iyi olsun diye.
-üstte bahsettiğim dayımın eşi, dayımın vefatından sonra delirdi. Kardeşim saydığı kuzenim annesiyle uğraşırken yarı deli dolaşıyor ortalıkta. Akrabalık ilişkileriniz nasıldır bilmem ama beni özellikle oğlum dolayısıyla yeterince destek olamadığım için çok üzüyor bu durum.
-tüm arkadaş çevrem benden iki buçuk saat uzaklıkta kaldı. Oturup muhabbet edebileceğim bir Allahın kulu yok etrafımda. Dolayısıyla bu da beni yıpratıyor.
Şimdilik ana hatlarıyla dert sayılabilecek durumlar bunlar. Daha birçok konu açabilir, yazı yazabilirim hayatımla ilgili. Mesela çocuklukta yaşanan tacizler yeterince etkili olur mu? Bu yazdıklarımı konu haline getirmiyorum çünkü kendi içimde çözmeye çabalıyorum. Dert olarak gördüğüm ve yazdığım konu ise, kendi içimde çözemediğim bir konu. Yani desteğe ihtiyacım olan konu. Yeterince açık ifade edebilmişimdir inşallah durumumu.
Dip not: hepinize cevap yazacağım oğlumla ilgilenmem gerekiyor. Arkadaşın yazdığını görünce hızlıca cevap vermek istedim. Saygılar.
Gerçekten, samimiyetle soruyorum. Aman bana ne ki demeyi nasıl başarıyorsunuz. Herkesin adına düşünüp üzülmemeyi nasıl başarıyorsunuz? Ben çok yoruldum bu durumdan.
Size iyi gelmişse olumsuz bir şey söylemek istemiyorum ama Tuğçe Işınsu adlı hanımın eğitimi,bilgi birikimi nedir?
Günümüzde herkes yaşam koçu,biraz da medyatik olunca nerdeyse şifacı konumuna yükseliyorlar.
Bu tip insanların tavsiyelerine dikkat edilmeli.
Sizi forumda biliyorum, akıllı mantıklı bir insansınız. Sanki daha önce de konu açmıştınız, ailenizle ilgili, geç vakitlerde geliyordu kardeşiniz falan...Neyse konumuz bu değil.
Bu davranışınız aslında kötüniyet barındırmıyor; ama karşı tarafı çok cendereye sokuyor. Şöyle anlatayım; benim kv de sizin gibi mesela, ve oğluna da bunu aşılamıştı, onun da kendine göre doğru belirlediği kuralları var mesela apartmandaki tüm komşularla samimi olmak gerekir, yaşlılarla görüşmek gerekir, şu bu...Ben de asla ve asla komşuluk sevmeyen, zaten gün içinde insandan bunalarak eve kendimi zor atan bir tipim. Dolayasıyla komşularla karşılaşınca merhaba, iyi akşamlar dışında hiç bir bağlantı kurmuyorum. Bu benim kv min o kadar aklına takılmış ki, benim terbiyemi, görgümü sorgulamaya kadar getirmiş. Oysa bankacıyım gün içinde zaten insanla haşır neşirim ne kadar yabani olabilirim? Bu basit bir örnekti. Ben onun istediği gibi davranmıyorum, o beni kendince düzeltmeye çalışıyor. Benim hissettiğim duygular ise; şaşkınlık, aşağılanmışlık, öfke...Çünkü ben buyum, ve kv öyle istiyor diye hiç bir komşuya onun nezaket kuralları seviyesinde yaklaşmak zorunda değilim. Aileniz de değil, ve inanın değişmezler de kendileri istemedikten sonra.
Kendinizi boşuna yıpratıyorsunuz. Sizin dediğiniz duyguları ben de eşim, ailem ve eşimin ailesi bir araya geldiğinde hissediyordum; o gerginliğimi de yansıtıyordum. Ama şimdi gayet rahatım; herkes kendinden sorunlu, ben kendi davranışlarıma bakıyorum, eşim de bana tek kelime etmiyor. Çünkü onlar yaşça büyük insanlar ve değişmeyeceklerini biliyor. Ortamı idare ediyorum; sorun çıkmıyor. Belki sadece bir arada olduğunuz için mutlu olmalısınız. Benim eşimin ailesi benim ailemle görüşmüyor sırf bu sorunlar yüzünden. Niye? Ailem kv nin istediği şekilde davranmıyor çünkü. Kv onlar kendi istediği şekilde davranana kadar görüşmeyeceğini söyledi, umrumda da değil. Kimse kimsenin istediği gibi olmak zorunda değil çünkü. Benim fikrim bu...
Siz önyargılarınızı belki kendinizden bile gizlediğiniz kibrinizi empati sanıyor olabilir misiniz?
Şu an çevreniz adına empati yapalım: İdrak bu ne hal? Artık kendini kasmayı, mükemmelmiş gibi davranmayı bırak, sen de rahatla, biz de rahatlayalım.
Herkes kusurlu da sen mükemmel misin? Biz seni tüm kusurlarını örtüyoruz, kabulleniyoruz, sana hissettirmiyoruz diye ne bu mükemmel, kusursuz insan havaları?
Sen bizim adımıza utanacağına dön kendine bak.
Bizi irdeleyip, küçümseyip, değişmemizi bekleyip olmayınca mutsuzluğuna, çıldırmana bahane etmek işine geliyor tabi.
O kadar kolaysa sen değiş. Herkesi kendi kişiliğiyle olduğu gibi kabul et ve gerçekten empati yap. Eğer sen değişmeyi başarabilirsen o zaman gereksiz yere takmamayı ve mutlu olmayı öğreneceksin.
Derlerdi sanırım.
Eşim de bu yazdığınız birçok şeyi saçma bulur. Yazdığınız gibi ben de kabullendim ama sizden farklı olarak suçlamıyorum.
Çünkü benden önceki 25 yıllık hayatında belli alışkanlıklara, karaktere sahip olmuş. Evlendiği için neden değişmek ya da utanmak zorunda olsun ki? Siz bu adamı seçtiniz, sevdiniz, evlendiniz. Yani eşiniz sizi kendisiyle yaşamaya mecbur etmedi.
Her kadın gibi insanların evlenince değişeceği yanılgısına düşmüşsünüz sanırım.
Siz değişmemek için ayak direrken karşınızdakilerden ne hakla bunu bekliyorsunuz?
En ufak görünen örneği hatırlatayım. Sarılmak gibi 3-5 sn lik eylem bile size dünyanın en zor, çözülemeyen fizik sorusu gibi geliyordu.
Noop kocanızı sevmediğinizi düşünüyor ama bence siz kendinizi sevmiyorsunuz. Geçmişiniz kötüdür, travmatiktir, olabilir.
Peki şimdi?
O zamanlar küçüktünüz, yeterince güçlü değildiniz, kendinizi koruyamadınız?
Peki şimdi?
Önce kendinizle, geçmişle, hayatla barışın.
Bu hanfendi hakkında ekşi sözlükte yazılanları bi okuyun derim :) bir de insanları din üzerinden kandırmaya çalışmaları yok mu bu tarz insanların, o yüzden tavsiye ederken dikkat etmekte fayda varKendisi yıllardır bu işin içinde, son zamanlarda medyada daha çok yer alıyor. Ben öyle şifacı, vs vs inanmam. Neyse konuyu sabote etmeyeyim :)
Merhaba canım,
Son zamanlarda açtığın tüm konularını okudum. Bence fazla ve gereksiz mükemmelliyetçisin. Kontrol manyağısın. İnsanları oldukları gibi kabullen lütfen. Evet hayat arkadaşında bazı ufak dokunuşlar yapabilirsin ama sen herkesi değiştirmek istiyorsun sanki... Diğer insanları değiştiremezsin bu sebeple oldukları gibi kabullenmelisin. Ha bunu sen yapabiliyor musun ki dersen ben de yapamıyorum ve bu yüzden çok yoruluyorum. Bende de şöyle bir problem var, herkesi kendimden çok düşünürüm ama herkesten de aynı düşünceliliği, inceliği %50 de olsa beklerim. Göremeyince de çok üzülürüm, kırılırım...
Okuduğum konularından yola çıkarak bunu söylüyorum bence psikolojik destek almalısın. İşinde iyi olan çalışan bir kadınken bir anda kendini ev kadını olarak bulmuşsun, oğlun zor bir çocuk o zaten seni fazlasıyla yıpratıyor, üstüne aile apartmanında oturmak ki sürekli her şeye müdahale etmeye çalışan bir kv.nin olduğu bir aile apartmanında oturmak... Geçmişten de gelen birikimler de illa vardır sanırım ki sadece bir önceki cümlemde saydıklarım bile psikolojinin olumsuz etkilenmesine yeter de artar bile... Kesinlikle bir destek al ve biraz ruhunu dinlendir. Buna cidden ihtiyacın var canım...
Tiyatro için birsey diyemem...Ama ben tatile gitmeyi sevmeyen erkek girmedim.Kendisi için alışveriş yapmayı sevmeyen erkek de( kıyafet sevmeyeni teknoloji marketlerini gezer) Ama bütçesini,çocuğunun masraflarını düşünmek zorunda olduğu için "birşeye ihtiyacımız mi var,tatile gerek yok" diyen çok erkek gördüm.
Eşiniz genel olarak böyleyse, yapısı bu, sosyalleşmek istemiyor sevmiyor olabilir. Karakterini değiştirmesini mi istiyorsunuz ?
Yine aynı örneği vereceğim ama cidden çok benziyor, kv de mesela sosyal olmayan insanları değiştirme çabasında, eşime de aynı şeyleri öğretmiş, bizim evimize çalıştığımız için pek misafir gelmez, ona göre her zaman misafir gelmeli, ağırlanmalı. Ne vaktim var, ne isteğim, ne de habire misafir ağırlayacak yapım. O da beni değiştirmeye çalışıyor habire kendince, ve ben de onun yanında inanılmaz geriliyorum. Her hareketimi izlediğini, kaydettiğini, yargıladığını, eleştirdiğini anlıyorum ve tüm isteğim uçup gidiyor.
Birbirini seven insanlar birbirlerininin karakterini olduğu gibi kabul etmeli. Bu tabi ki kötü alışkanlıklar için geçerli değil. Sosyallik mesela karakter meselesi. Sosyalliği sevmeyen birine zorla sosyal olacaksın sosyal olmalısın denmesi onun karakterine müdahale değil mi sizce?
İşte bu.Çok sert olmamış mı bu yorum yahu :) o iş öyle olmuyor aslında. Kimse beni idare etmiyor. Gayet eleştiriyorlar hepsi. Yüzüme karşı dimdik :) hele kusur örtmek falan hak getire. Ufacık bir kusurum olsa o anla yetinmeyip sonraki yıllarda da yüzüme vurmaktan kaçınmazlar. Yani hayatımdaki insanlar öyle idare eden, alttan alan tipler değiller.
Kolaysa sen değiş kısmına katılıyorum. Ben kendimi değiştiremiyorken insanlardan bunu beklemek doğru değil.
Maalesef klasik insan davranışı.Evlenince değişeceğini düşünmedim, bekarken böyle değildi sadece. Gayet ince düşünen, kibar ve sosyal bir adamdı gördüğüm kadarıyla. Ya da gösterdiği kadarıyla diyeyim. Adam evliliğe adım atıp yayılmayı bekliyormuş, haberim yokmuş.
bu biraz genetik sans ya
mesela benim baba tarafinda kadinlar dogumdan sonra yarı kör yari sagir gibi oluyolar...
mesela kaynanam corap da corap diye yirtinsa da buyuk ihtimalle annemler geldi diye dusunurken duymazdim. dusunurken duymam genelde kimseyi. ya da duymak istemedigim biseyse konsantre olup dinleyip duyamam, dedikodu mu yapiliyo anlamiyorum sanki frasca konusuyolar turkce alt yazisi bile yok, kufur hayatta algilayip duymam
cok dikkatli degilimdir kaynanamin avizesi nasildir duvari ne renktir mutfak fayansi ne renkti hatırlamıyorum.
ben de eskiden sizin gibiydim herkes halinden memnunken ben kafamda bi milyon tane ya şöyle olursa senaryosu yazarken bi yandan da soyle olmali senaryosu yaziyodum...
bu dunyaya herkesi idare etmeye gelmedim ki, velev ki esiniz surat asti surpiz herkesin burnundan geldi. siz gecen kv de yuzunden uzulmustunuz, o da varmis dogum gununde. yani irtibat kesilmiyo. onlar da en fazla mesafeli olur nolcak ki. sonucta gorusmeyi kesemeyecegimiz kisilerle bi kutlama yapilmis. herkes birbirini idare edicek o ortamda.
biraz da ben olmasam diye yasayin hayati...
gecenki konunuzda yengenizden bahsetmistiniz sonra ben size cevap yazamamistim kaldi gitti
dunyayi kurtarmaya gelmediniz birakin artik biraz kendinizi caniniza yazik
bi zamanlar kendi gobegini kendiniz kesmek zorunda kalmis olabilirsiniz, artık degilsiniz
bi zamanlar herkesi herkese karşı idare etmek durumunda kalmis olabilirsiniz, artik mecbur degilsiniz
belli bi yasa kadar aile ve toplum baskisina maruz kaliyoruz ama sonra o bizim kendi tercihimiz oluyo o kalipta kalmak
sizde kiz kismi soyle olur gelin kismi boyle olur erdemli insan soyle davranmali minvalindeki bilincaltiniza yer eden seyleri supurun atin. veya siz cok ince dusunuyosunuz diye insanlarin dusunmesini beklemeyin onlarin inceligi o kadar demekki
mdf var sunta var kalas var kereste var bunlarin 10 cm lik, 5 cm lik, 2.5 cm lik diye çeşitli kalinliklari var. hepsi özünde odun mu odun... gecinmeye gönlü olan oyle kabul eder, etmeyen mesafe koyar uzaktan iletisim kurar veya tamamen keser
o onlarin bilecegi is
siz 10 mm inceliktesiniz diye 10 cm lik malzemeden 8 cm lik incelik bile beklemeniz cok aslinda
o kadar uzun yazmisim ki tekrar okuyup kontrol edemiyorum. verdigim goz rahatsizligindan oturu, konu daginikligi ve her daldan potpori yapmamdan oturu ozur diliyorum
Evet ya aynen öyle oluyor ama kıyamıyorum ben :) özür dileme yeteneği var mı peki merak ettim
Merhaba hatunlar.
Baştan belirteyim uzun uzun anlatacağım derdimi. İki satır yazı okumaya üşenenler için uygun bir konu değil. Sabah sekizden itibaren ayaktaydım, bünyem o kadar yorgun ki umarım zihnimi toparlayıp derdimi en doğru şekilde ifade edebilirim.
Başlıkta yazdığım mevzu derdimdir. Uzun zamandır çözmeye çabaladığım ancak başaramadığım, hayatımın tamamını etkileyen bir sorun bu. Öyle ki artık insan içine çıkmak istemeyecek kıvama geldim. Bugün yaşadıklarımı anlatayım, belki bir yerlerden bir şeyler yakalanır da "sebebi ve çözümü bu" denir.
Bugün eşimin doğum günüydü. Eşimin ailesi doğum günü kutlamaz. Partide coşmaktan bahsetmiyorum iyi ki doğdun bile demezler. Onlar böyle imiş, sorgulamıyor ve kabulleniyorum bu durumu. Benim ailem de aksine özel günlere fazlaca önem verirler. Eşimin ailesinin tutumunu bildikleri için, eşime sürpriz yapıp gelmek istediler. Ben de kendimce hazırlık yaptım. Oğlumla hazırlık yapmak adeta işkenceydi ama başardım. Ailem elinde pasta "iyi ki doğduunn damaaat" naraları ile geldiler. Eşim ailesinin genetiğini gururla taşıdığından olsa gerek adeta bir kalas, efendime söyleyeyim bir ruh emici gibi "aaa anne" dedi. Bu tepki içerisinde; şaşkınlık, mutluluk falan barındırıyor ama kimse anlamıyor. Çünkü nasıl anlasınlar ki.
Birinci utanma, eşim adına: neden daha normal tepkiler veremiyor bu adam. Hayır yani aa anne çok teşekkür ederim ne güzel sürpriz buyurun gelin deyip gülümsemek ne kadar zor olabilir ki? Benim enerjimi sömürüp ruhumu emdiği yetmiyor, insanların heyecanlarını da baltalıyor.
Sonra çay, ikram faslı başladı. Oğlum oradan oraya koştururken kayınvalidem de olağanca doğallığıyla oğlumun ona ne kadar düşkün olduğundan, bir gün görmese ne kadar özlediğinden bahsediyordu. Bir yandan da benim sıpaya "koşma dur düşersin. Gel yemek ye yemek. Ay ne tatlı kurban olurum" gibi söylemlerde bulunuyordu. Zaten annemler henüz kapıdan girerken "ay çoraplarını çıkardı idrak çorap yok mu çorap" diye yırtınıyordu. Çünkü ben annemlere hoş geldin diyene kadar çorapsız bekleyemez. Mazallah çorapsızlıktan nöbet falan geçirir.
İkinci utanma kayınvalidem adına: 65 yaşında kadın toplum içinde nasıl davranması gerektiğini, nerede ne konuşması gerektiğini bilmiyor. Hele hele tavırlara bak. Havan kime olum senin? Hayır yani torununa düşkün olduğunu kime neden ispat etmeye çabalıyorsun? Amaç ne ola ki.
Oturduğumuz iki saat boyunca gerim gerim gerildim. Eşim neden sohbet etmiyor? Oğlum neden kuzenine koala gibi yapışıp çocuğu Taciz ediyor? Abim neden kardeşime manalı manalı bakıp güldü? Kardeşim çok mutsuz görünüyor. Tabi sıkıldı çocuk. Benim kalas koca yine saçma sapan çıkışacak çocuğa. O bunu düşünecek, öteki böyle davranacak vs vs. Beynim yanıyor. Asla salamıyorum kendimi. Herkes adına empati kurup, mümkün olsa herkesin davranışlarını kontrol etmek istiyorum. En azından görgü kurallarına riayet edecek ölçüde davransınlar istiyorum.
Bu durum öylesine kontrol edilemez bir hal aldı ki bende, kalabalık ortamlarda inanılmaz geriliyorum. Kim ne saçmalayacak, kim neye üzülecek, kim nasıl davranacak diye düşünmekten ve kasılmaktan vücudum ağırıyor artık.
Ne kadar açık ve doğru ifade edebildim kendimi bilmiyorum. Yakın zamanda bu olayı yaşadığım için bu örnekleri verdim. Ancak konudaki olaylar kadar basit değil durum. Mesela eşimle bir yere yemeğe gideriz. Garsona neden daha nazik konuşmadı diye gerilirim. Gidip garsona sarılarak "kusura bakma ailesi de böyle patavatsız. Genetik işte naapcan" demek istiyorum. Annemle bir topluluktayken, annemin o muhteşem beyin yakan esprilerine tanık olunca herkese dönüp "gerçekten gülmek zorunda değilsiniz. Ben anlıyorum acınızı" demek istiyorum. Bunun gibi bir sürü örnek sayabilirim size.
Gerçekten, samimiyetle soruyorum. Aman bana ne ki demeyi nasıl başarıyorsunuz. Herkesin adına düşünüp üzülmemeyi nasıl başarıyorsunuz? Ben çok yoruldum bu durumdan. O kadar çok düşünüyorum ki mevzunun sonunda "keşke daha normal davranan biriyle evlenseydim" diyecek duruma geliyorum. Sonra bir de böyle düşündüğüm için üzülüyorum. Manyak mısın kızım adam sen anksiyete atağı geçirme diye kişiliğini mi değiştirsin diyorum.
Anladınız değil mi beni? Anlamadığınız kısımlar varsa sorun cevaplayayım. Bakın mesela bu saat oldu inanılmaz uykusuzum ama uyuyamıyorum. Çünkü bu akşam hiç kimsenin mutlu olmadığını düşünüyorum. Şöyle olsaydı daha iyi olurdu diyerek zamanı geri çevirmek istiyorum. Bir dostumun dediği gibi, incelikler yüzünden mi bunlar, yoksa ben dümdüz deli miyim. Şimdiden teşekkürler.
Eşinizle ilgili yazdıklarınızı okuyunca paylaşmak istedim. Eşim fitrat olarak çok hareketli , esprili bir adamdir, ailem ise daha agir daha düzdür bende ailemin biraz değişik de olsa bir parcasiyim. 7 yıllık evliyim evliliğimin 1-2 yılı eşimin davranışlarını kontrol etmeye çalıştım, esprili abartılı geldi, hareketli hali batıyordu bana.
Ama bu durumub sadece ailemin yanindayken olduğunu farkettim , çünkü onlara benzesin istiyordum, artık o kadar çok esime şunu niye yaptin bunu niye soyledin demişim ki birgün evdeki misafirler gidince , eşim bana dönüp bugün yanlış birşey yaptım mı diye sordu, eşimi öyle bir psikolojiye soktuğum icin çok utandım kendimden, koskoca adam cocuk gibi onay beklediklerim benden.
O gün büyük farkindalik oluşturdu bende, eşimi eşim olarak kabul etmeye başladım, kimin ne düşüneceğini umursamamaya çalıştım ve ciddi çaba gösterdim bunun için. Ara ara bazi şeyler rahatsiz etmiyor değil ama artik esime yansıtmamayı öğrendim.
Yani sorun karsi tarafta değil bizim kafamızda oluşturduğumuz normallik algisinda aslında sizde bunun farkındasın ızgara.
Bu yazdıklarımın size bir faydasi olur mu bilmiyorum benimki bir iç döküs oldu :)