Başkaları adına utanmanın da bir sınırı olmalı sanki.


Tamam kızma yahu bana ne evet :) kendi ilişkilerimi mükemmel yönetmek mi. Ay ben gülerim bok gibi benim ilişkiler afedersin :) benim kendime hayrım yok insanlara faydalı olayım diye düşünüyorsam demek ki.
 

Saçımda bir tel beyaz var şu anda çok üzgünüm zaten :) yaşlanıyorum. Destek alacağım birçok kişi aynı öneride bulunuyor. Teşekkür ederim.
 
Şurada her gün bdv okuyorum inanın derdini sizin kadar net anlatan, imla kurallarına riayet eden bir kimse görmedim diyebilirim.yahu insan bir virgül, efendime söyleyeyim bir ünlem hiç mi koymaz bir yazıya ki okuyan da daha iyi anlasın olayı.yok, illa sherlock holmes culuk oynatacaklar bize

Neyse, konumuza dönelim..anladığım kadarıyla eşiniz boğa burcu.veyahut yükseleni falan bi yerlerden bulaşmış ki nerden anladınız derseniz bende de var aynısından oradan biliyorum.baştan söyleyeyim hiç değiştirmeye çalışmayın degişmezler.nato mermer nato kafa.ondan ümidi kesin ve bırakın yerine kasılmayı.zaten zamanla çevrenizde eşinizin nasıl bir kalas olduğunu ögrenip ondan yana bir beklentiye girmeyeceklerdir.bunu böyle çözdük mü? Çözdük..

Kv konusu başlı başına bir başlık ister bilesiniz.öyle yok araya sıkıştırmak onları,üstünkörü konuşulacak bir durum değil.yalnız nacizane tavsiyem başlık açmadan benzer açılmış yüzbinmilyon konuyu okumanız ve tavsiyeleri göz önüne almanız.yüce kk kadınlarının konuyla alakalı verdiği birbirinden değerli tavsiyeleri olduğuna eminim..

Anneniz maalesef umutsuz vaka annenizi gereken her fırsatta uyarmanız , "anne her espri her yerde yapılmaz, diline sahip çık" demeniz belki işe yarayabilir ama yaramayabilirde benim fazla umudum yok ama yine de deneyin bi.Allah tan umut kesilmez

Size gelince; delilik iyidir, delilik güzeldir ama hiç kimse için de delirmeyin.siz deli olun bırakın sizi idare etsinler.ne demisler? Keskin sirke küpüne zarar..

 

Esasında hayatımın son birkaç yılına kadar hep çok sevildim. Bunu bir düşüneyim ben, haklı olabilirsin. Zira son bir iki yıldır pek sevildiğimi hissetmiyorum. Kimsenin durup sevmeye zamanı yok çünkü.
 

Aslında çok sık bir araya gelmiyorlar. Ailem ve eşimin ailesi senede birkaç kez belki. Eşim ve ailem de ayda bir kez en fazla. O bile beni germeye yetiyor işte.
 

Dur dur sakin ol :) eleştirebilir, hatta garip bulabilirler buna sözüm yok. Ancak şu süslü cümle, edebiyat parçalama vs şeklindeki eleştiriler pek yersiz oluyor. Zira ben bu şekilde yazmak için ekstra bir çaba sarf etmiyorum. En fazla on dakikamı alıyor yazıp yollamak. Defalarca söyledim yazım dilim bu diye ama inandırıcı olamıyorum sanırım.

Bu dert mi ki? Yaklaşımı daha da garip. En nihayetinde ben sorun olarak gördüğüm ve çözüm bulamadığım konuda yardım istiyorum. Derdim bu demek ki. Daha fazlası olmadığı için bunları yazıyor değilim ki.
 
Resmen yaşadım yazdıklarınızı benim bile beynim yandı. Zor bir durum fakat normal değil. Bazen benim de bu şekilde düşündüğüm oluyor ama bu kadar çok değil. Salın gitsin, siz kendi davranışlarınızın en iyi, en kibar ve en düşünceli olduğunu düşünürken kayınvalideniz de sizi belki düşüncesiz buluyor içinden. Yani herkese göre kendi en düzgün davranıyordur. Size zararı olmadığı sürece başkaları adına düşünmeyin beyninizi yormayin yazık size.
 

Ondan eminim zaten. Eşim de annem de inanılmaz rahat insanlar. Önemsiyor olsalar bile bu onlar için sonrasında laf sokup rahatlamak için bir sebep olur sadece. Öyle derinden etkilenmezler.
 
Bu kadar olayi aklinda tutup nasil yazdin hayret ettim. Yazarken sıkılır insan bunlari mi takiyorum diye.=) Bence rahatsiz oldugunuz konuda hemen tepki verin, durup dusununce o davranislar degismeyecek. Acik acik soyleyin dusunduklerinizi..

Hiçbir şeyi unutamıyorum maalesef :) böyle tüm ayrıntılarıyla kalıyor aklımda mevzular. Yazarken hiç sıkılmıyorum da konuşurken sıkılıyorum :)
 

Estağfurullah had aşmak ne demek çok teşekkür ederim yazdıklarınız için. Mutlu ya da mutsuz olmak insanların kendi tercihi midir gerçekten? Ben pek beceremiyorum mutlu olmayı. Tercih edilebilir bir şey ise ben beceremiyorum demek ki. Ama en azından çok fazla istiyorum mutlu olmayı. Mutsuz ölmek istemiyorum :)
 

Aynen böyle diyor farklı cümlelerle. Bekarken çok naif ve güleryüzlüymüşüm. Bir de bakımlıymışım. Şimdi Kibariyenin annesi gibi dolaşıyormuşum ortalıkta. Benden ötürüymüş.
 

Dün bunu düşündüm tam olarak. Lohusalık döneminde hafiften delirmiştim. Onlarca sebebim vardı bunun için. Hnai mevzu çocuk doğurmak değildi. Eşim dibimden ayrılmıyordu hepten delirmeyeyim diye. Bir naiflik, bir alttan alma hali. Ne zaman ki ben herkesi ve her şeyi idare etmeye başladım, o vakit herkes bencilleşti. Hata bende.
 

Aynen öyle. Onlara göre de ben çok duyarsız, soğuk bir insanım. Zira duyarlı olma konusunda ölçütlerimiz pek farklı :)
 
Bir düşün, herkes hayat enerjisini birşeylerden alır, kimi kendini birilerine adayarak, kimi aşka aşık olarak, kimi severek, kimi sevilerek yakalar hayat enerjisini, sevilmeye alışık biri o sevgiyi hissetmezse modu düşebilir gibi geliyor bana, farazi konuşuyorum elbette ama senin bu hallerinin altında mutlaka bir sebep yatıyor, onu bulabilirsen zaten gerisi çorap söküğü gibi gelir sanki, yani umarım.
 
Aile içi herkes az çok birbirini tanır bilir inanki canım hickimse senin kadar birbirinden rahatsız olmuyordur Tam tersine kusura bakma ama onlar emin ol ki senin hallerinden rahatsız oluyordur, hep bir gerginlik, bırak sal gitsin birbirini sevmeyen hoşlanmayan görüșmesin relax ol.
 
birak ne halleri varsa gorsunler sagligin bozulackk
 
Herkesi olduğu gibi kabul etmek eşittir huzur ama bunu nasıl yapacağız işte insan orada tıkanıyor.Benim size önerim annenizle ,eşinizle yani samimi olduğunuz kişilerle bu konuyu konuşmanız.Annenize sorun mesela eşim o gün böyle böyle davrandıya ne hissettin ve şu an da ne hissediyorsun aynı şekilde eşinize de sorun annem o gün şöyle davranmıştıya ne hissettin ve o hissin hala devam ediyor mu gibi.Birde onların gözünden ruhundan dinleyin belki sizin kadar etkilenmemislerdir veya pek cok şeyin farkında bile değillerdir.Belki bu size empati konusunda yeni bir bakış açısı kazandırır ve belki de sizin farkındalığınız onlardan daha yüksek olduğu icin gereksiz yere kendinizi yıpratıyorsunuzdur.Olamaz mı?Örnegin ben kardesime gülsün diye bir video göndermiştim sadece gülsün diye ama öyle olmadı meğer o videoyla ben ona neler hissettirmisim bana çok kızmış,keşke bunu yapmasaymışım.Şok oldum.Veya esim biraz soguktur bir sey istersin saatler sonra dikkate alır vs.Bir gün kardesim bir sey istemisti ve ayni sekilde soguk davrandi ve umursamıyormuş gibi saatler sonra yaptı.Çok utanmıştım ve kardesimle bunu paylaşmıştım.Kardesimde bana ama o öyle biri ben onu biliyorum hatta gene erken yaptı sayılır tarzında cevaplar vermisti bana ve etkilenmemisti bile.Ben üzüldüğümle kaldım.Sizde bence biraz sorgulayın bence, belki sizin kadar hassas ve detaylı bakan yoktur..
 
Konunuzun özeti ve teşhisi bu yorumunuzda sanirim. Sadece faydali olabilecegi dusuncesiyle tahminlerimi yazacagim, yargilama ya da hadsizlik olarak algilamamanizi umarim.

Bahsettiginiz kişilerle ilgili beklentilerinizin minimum oldugunu ifade etmissiniz ama daha çok onlarin kapasitesinin zaten fazlasına yetmeyecegi kabuluyle kötünün iyisini bari yapmayi size borçlu olduklarini düşünüyor gibisiniz. Bu bir aşağılama. Tersinden bakınca yuksekten bakma.

İnsanlar icten ice ovunerek mukemmeliyetcilikten yakinirlar aslında ama mukemmeliyetcilik çok temiz olma, bir işin hakkini verme, hata yapmamak için özen gösterme, çok düşünceli olmak demek değildir. Kendi dahil insanlarin "hata yapma hakki"ni elinden alma, insanlari kusurlariyla kabul etmeme, eksiklere odaklanma, başta kendini ama daha çok diğerlerini bir kalıba sokma, olmadığında suclamak ve stres yasamak demek.

Konunuzda bahsettiğiniz empati de tam anlamıyla empati kavramını karsilamiyor. Sanki iki kişiden birinin incinmesinden çok digerinin eleştirilmemesine odaklı dusunuyorsunuz daha çok. Bu düşüncenin altında gizli bir "diğer insanlari kendine ait algilama" dusuncesi yatıyor olabilir mi? Yani eşinizin hayattaki konumu sizin esiniz olması değil, -adi her ne ise- Ahmet olması. Annenizin hayattaki konumu sizin anneniz olması değil Ayşe olması. Herkes için böyle. Ahmet bir hatayı kendisi için yapar, hayatı müstakil bir hayat cunku. Ve kendisi gerekli görürse utanır ve telafi etmeyi ister. İstemezse de kimsenin o hatalara katlanmanizi bekleme hakkı yoktur. Ortak yaşamınızı sonlandirabilirsiniz. Bu anneniz için de böyle, diğerleri icin de. Size ait kişiler olsalardi evet istediginiz gibi hareket etmeleri gerekirdi. Onlar adına utanmak da sizin en doğal tepkiniz olurdu.

İnsanların bagimsizligini tanimalisiniz. Kisiliklerine saygı duymalisiniz. Kusurlarına da saygı duymalisiniz. Herkesin hayatı kendisi için yaşadığıni ve biricik olduğunu sözle değil davranışlarınızla, düşüncelerinizle kabul etmelisiniz. Elbette hayatinizi aynı evde geçirip ortak sorumluluklar ustlendiginiz birinden talepleriniz olacak. Talebiniz. Hakkiniz değil. Taleplerinizi o kişinin karşılamama özgürlüğü olduğunu unutmadan ifade edip beklentiye girebilirsiniz, kirilabilirsiniz, kusebilirsiniz hepsi çok normal. Fakat herkesin degisime karsi koyma hakkı oldunu bilmelisiniz. İnsanlarin kusurlariyla yaşamaktan rahatsızlık duymuyor olma ihtimallerine saygı duymalisiniz. Çünkü her zaman bu insanları hayatınızdan çıkarma hakkına sahip olacaksiniz. Tıpkı onların da olduğu gibi.
 
Eşin odun oldugu icin zaten o dogum gununu haketmiyormus. Cunku mutlu olmadi bazi insanlar onemsenmeyi sevmezler bu tarz durumlar onlari utandirir icten ice ben onemsiz biriyim degersiz biriyim zihniyeti yatar. Hatta bazen kaba ve uste cikip kompleksini bastirmaya calisirlar acaba eşinizdekide oyle birsey mi? Siz baya mantikli zeki birisiniz kontrol yeteneginiz gelismis. Belkide biraz bu tarz toplaşmalari daha nadir hale getirip ailenizle ayri esiniz ve kayinvalidelerinizle ayri munasebetler icinde mi olsaniz ki? Annenizin tavirlarida sizi rezil ediyo hissine kapiliyorsunuz cunku. Oda anne iste atsan atilmaz satsan satilmaz:)
 


Evet, en başta mutluluğun bir seçim olduğunu kabul etmek zordur. Ama bunu kabul edince biraz daha rahatlıyor insan. Kendini de başkalarını da rahat bırakıyor.
Kendimden örnek vermem gerekirse, hayatımdaki insanlara çok kızdığım zamanlar oluyor, onlar adına üzüldüğüm, enerjimi onlar için harcadığım. Sonra şunu kabul ettim, herkesin hayatını berbat etme hakkı vardır. Önemli olan benim onlardan ne kadar etkilendiğim. Eğer ben onlardan etkilenmeyi seçersem, kendi hayatımı kötüleştiririm. Bu çok kolay bir şey değil elbette. Her şey hemen değişmez, ama biraz farkındalık her zaman iyidir.

Mutluluğun bir tercih olup olmadığına gelince, hayatımızdaki güzel şeylere odaklanırsak mutlu oluruz öyle değil mi? Hatta bununla ilgili bir egzersiz var: Her gece yatmadan önce, şükredecek / varlığından mutlu olunan 10 şeyi saymak. Sayı arttırılabilir. Bir yerden sonra "hayatım o kadar da kötü değilmiş" diyor insan.
Bir de elbette hayatı bizden daha kötü insanlar var. Gerçekten hayati şeylerle mücadele eden. Onlar bile mutlu olabiliyorsa, mutluluk bir seçimdir.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…