- 16 Ağustos 2018
- 1.634
- 1.654
-
- Konu Sahibi Idrakyollariiltihabi
- #141
Yoo kimseyle bir sıkıntım yok yarıya kadar geldim hala bir sorun göremedim süslü cümleler anlatınca insanlar size hak mi veriyor insanların gerçekten hicbir derdi yok dert etmeye yer ariyorSırf sizin gb yorum yazmak için gelenler olmasa bize kim yorum yazacak:))) Baskalarinin hincini milletin sorun olarak gordugu anlattigi seylerden çımarmayın. Hinciniz kime ise gidin oturun konusun kendisiyle. Inanin rahatladıginizi goreceksiniz:))
Yoo kimseyle bir sıkıntım yok yarıya kadar geldim hala bir sorun göremedim süslü cümleler anlatınca insanlar size hak mi veriyor insanların gerçekten hicbir derdi yok dert etmeye yer ariyor
Bu durum öylesine kontrol edilemez bir hal aldı ki bende, kalabalık ortamlarda inanılmaz geriliyorum. Kim ne saçmalayacak, kim neye üzülecek, kim nasıl davranacak diye düşünmekten ve kasılmaktan vücudum ağırıyor artık.
kesinlikle katılıyorum çünkü bende de var(dı)Bir nevi mükemmeliyetçilik, bence ne kendinize ne de başka insanlara hata yapma toleransı tanımıyorsunuz. Direkt olarak kişisel algılıyorsunuz konuları. Bir de sizin mükemmellik ölçütünüzü şöyle bir genel insanlara ve olaylara yayın, kim bu ölçütün üzerine çıkabildi şuana kadar size göre(en azından sürekli şekilde), kendiniz dahil?
İşte bunların hepsi için bence anahtar kelime sevilmek. Sevmek de önemlidir insan hayatında ama sevilmek, olduğun gibi, en delirten huylarınla bile, bazen çıldırtan hallerinle bile sevilmek.Şu paragraf çok duygulandırdı beni yahu. Zira çok özlüyorum eski hallerimi. Çevremdeki herkes yeni berbat halime çok alışmış olmalı ki kimse hatırlamıyor eski beni. Bazen ben bile. Yıllarca buradayım ve konu dahi açmıyordum. Sorunlar hep vardı ama bir şekilde başediyordum. Şimdi ufacık bir sorun bile dağ oluyor omuzlarımda...
resmen nokta atışı. Çocukluğum başıma dert oldu 34 yaşındayım nerdeyse hala onun ceremesini çekiyorum.. Bende aynı vaziyetteyim ve nasıl toparlıycam hiçbir fikrim yok.
Birkeresinde kv hazır tepsi böreğini bén yaptım deyip bir güzel tarif vermişti, hepimiz onun hazır börek olduğunu biliyorduk. Onun adına ben utandım oysa hiç gerek yoktu buna . Bak aklıma geldi yine utandımMerhaba hatunlar.
Baştan belirteyim uzun uzun anlatacağım derdimi. İki satır yazı okumaya üşenenler için uygun bir konu değil. Sabah sekizden itibaren ayaktaydım, bünyem o kadar yorgun ki umarım zihnimi toparlayıp derdimi en doğru şekilde ifade edebilirim.
Başlıkta yazdığım mevzu derdimdir. Uzun zamandır çözmeye çabaladığım ancak başaramadığım, hayatımın tamamını etkileyen bir sorun bu. Öyle ki artık insan içine çıkmak istemeyecek kıvama geldim. Bugün yaşadıklarımı anlatayım, belki bir yerlerden bir şeyler yakalanır da "sebebi ve çözümü bu" denir.
Bugün eşimin doğum günüydü. Eşimin ailesi doğum günü kutlamaz. Partide coşmaktan bahsetmiyorum iyi ki doğdun bile demezler. Onlar böyle imiş, sorgulamıyor ve kabulleniyorum bu durumu. Benim ailem de aksine özel günlere fazlaca önem verirler. Eşimin ailesinin tutumunu bildikleri için, eşime sürpriz yapıp gelmek istediler. Ben de kendimce hazırlık yaptım. Oğlumla hazırlık yapmak adeta işkenceydi ama başardım. Ailem elinde pasta "iyi ki doğduunn damaaat" naraları ile geldiler. Eşim ailesinin genetiğini gururla taşıdığından olsa gerek adeta bir kalas, efendime söyleyeyim bir ruh emici gibi "aaa anne" dedi. Bu tepki içerisinde; şaşkınlık, mutluluk falan barındırıyor ama kimse anlamıyor. Çünkü nasıl anlasınlar ki.
Birinci utanma, eşim adına: neden daha normal tepkiler veremiyor bu adam. Hayır yani aa anne çok teşekkür ederim ne güzel sürpriz buyurun gelin deyip gülümsemek ne kadar zor olabilir ki? Benim enerjimi sömürüp ruhumu emdiği yetmiyor, insanların heyecanlarını da baltalıyor.
Sonra çay, ikram faslı başladı. Oğlum oradan oraya koştururken kayınvalidem de olağanca doğallığıyla oğlumun ona ne kadar düşkün olduğundan, bir gün görmese ne kadar özlediğinden bahsediyordu. Bir yandan da benim sıpaya "koşma dur düşersin. Gel yemek ye yemek. Ay ne tatlı kurban olurum" gibi söylemlerde bulunuyordu. Zaten annemler henüz kapıdan girerken "ay çoraplarını çıkardı idrak çorap yok mu çorap" diye yırtınıyordu. Çünkü ben annemlere hoş geldin diyene kadar çorapsız bekleyemez. Mazallah çorapsızlıktan nöbet falan geçirir.
İkinci utanma kayınvalidem adına: 65 yaşında kadın toplum içinde nasıl davranması gerektiğini, nerede ne konuşması gerektiğini bilmiyor. Hele hele tavırlara bak. Havan kime olum senin? Hayır yani torununa düşkün olduğunu kime neden ispat etmeye çabalıyorsun? Amaç ne ola ki.
Oturduğumuz iki saat boyunca gerim gerim gerildim. Eşim neden sohbet etmiyor? Oğlum neden kuzenine koala gibi yapışıp çocuğu Taciz ediyor? Abim neden kardeşime manalı manalı bakıp güldü? Kardeşim çok mutsuz görünüyor. Tabi sıkıldı çocuk. Benim kalas koca yine saçma sapan çıkışacak çocuğa. O bunu düşünecek, öteki böyle davranacak vs vs. Beynim yanıyor. Asla salamıyorum kendimi. Herkes adına empati kurup, mümkün olsa herkesin davranışlarını kontrol etmek istiyorum. En azından görgü kurallarına riayet edecek ölçüde davransınlar istiyorum.
Bu durum öylesine kontrol edilemez bir hal aldı ki bende, kalabalık ortamlarda inanılmaz geriliyorum. Kim ne saçmalayacak, kim neye üzülecek, kim nasıl davranacak diye düşünmekten ve kasılmaktan vücudum ağırıyor artık.
Ne kadar açık ve doğru ifade edebildim kendimi bilmiyorum. Yakın zamanda bu olayı yaşadığım için bu örnekleri verdim. Ancak konudaki olaylar kadar basit değil durum. Mesela eşimle bir yere yemeğe gideriz. Garsona neden daha nazik konuşmadı diye gerilirim. Gidip garsona sarılarak "kusura bakma ailesi de böyle patavatsız. Genetik işte naapcan" demek istiyorum. Annemle bir topluluktayken, annemin o muhteşem beyin yakan esprilerine tanık olunca herkese dönüp "gerçekten gülmek zorunda değilsiniz. Ben anlıyorum acınızı" demek istiyorum. Bunun gibi bir sürü örnek sayabilirim size.
Gerçekten, samimiyetle soruyorum. Aman bana ne ki demeyi nasıl başarıyorsunuz. Herkesin adına düşünüp üzülmemeyi nasıl başarıyorsunuz? Ben çok yoruldum bu durumdan. O kadar çok düşünüyorum ki mevzunun sonunda "keşke daha normal davranan biriyle evlenseydim" diyecek duruma geliyorum. Sonra bir de böyle düşündüğüm için üzülüyorum. Manyak mısın kızım adam sen anksiyete atağı geçirme diye kişiliğini mi değiştirsin diyorum.
Anladınız değil mi beni? Anlamadığınız kısımlar varsa sorun cevaplayayım. Bakın mesela bu saat oldu inanılmaz uykusuzum ama uyuyamıyorum. Çünkü bu akşam hiç kimsenin mutlu olmadığını düşünüyorum. Şöyle olsaydı daha iyi olurdu diyerek zamanı geri çevirmek istiyorum. Bir dostumun dediği gibi, incelikler yüzünden mi bunlar, yoksa ben dümdüz deli miyim. Şimdiden teşekkürler.
Hayatınız niye mahvolsun?Yorumlarınızı çok beğeniyorum. Onu belirteyim önce. Naif, insanı rahatlatan bir üslubunuz var. Tekrar tekrar okudum bu yüzden yazdıklarınızı.
Çocukluğuma hiç inmek istemem travmalar ile dolu o dönem. Aştığımı sansam da bir şekilde karşıma çıkıyor işte. Benim en büyük korkum, şayet bu yaşadığım durum mükemmeliyetçi olmaksa oğlumun hayatını mahvetme ihtimalim. Her ne kadar çocukların eğitimi konusunda rahat düşünen, asla başarılı olma takıntısı olmayan bir zat olsam da buna engel olabileceğimi pek sanmıyorum. Zira yaramaz ve şımarık çocuk yerine anlamayan, mantığa sığmayan hareketler sergileyen çocuk daha çok geriyor beni.
Dün annem doğum gününde "idrak, biz izin versek ve engel olmasak çok farklı yerlerde olabilirdi. Ama kader işte" deyince buz kestim bir anda. 31 yaşındayım ve bu özleştiri için çok geç kaldı. Hayatımı mahvettikten sonra bunları söylemesi beni daha çok sinirlendiriyor. Hala kendini haklı görse inanın daha az üzüleceğim belki de.
Farkındalık kısmı tamam ama kabullenme kısmında ciddi sıkıntılar var bende. Önerinizi dikkate alacağım, kitabı temin edeceğim. Her ne kadar eski kitap kurdu hallerimden eser kalmamış olsa bile, kendime yaptığım en büyük kötülük okumayı bırakmak olsa bile belki bu konuda atacağım adım bile beni iyileştirebilir.
Size iyi gelmişse olumsuz bir şey söylemek istemiyorum ama Tuğçe Işınsu adlı hanımın eğitimi,bilgi birikimi nedir?Geçmişle bağınızı kesmelisiniz. Affedin ama unutmayın. Kini, nefreti, sizi üzen şeyleri bırakın. Bunun yolları var. Tuğçe Işınsu anlatıyor. Ben onun sayesinde düzeltmeye başladım hayatımı yoksa intiharın eşiğine gelmiş haldeydim.
Hayır deli deilsin canım sadece fazla yorulmussun ve insnanların senn istedign dusundugun tarzda olmaması canını fazla sıkmıs elinde deil yaptıklarım bende biriyle kavga edsem yads bir olay olsa saat lerce gnlerce tuvalettte yemek yerken hata uykumda bile baskası adına utanırım konusurum keske bole demeseydim derim uzulurum ve beynim yanarMerhaba hatunlar.
Baştan belirteyim uzun uzun anlatacağım derdimi. İki satır yazı okumaya üşenenler için uygun bir konu değil. Sabah sekizden itibaren ayaktaydım, bünyem o kadar yorgun ki umarım zihnimi toparlayıp derdimi en doğru şekilde ifade edebilirim.
Başlıkta yazdığım mevzu derdimdir. Uzun zamandır çözmeye çabaladığım ancak başaramadığım, hayatımın tamamını etkileyen bir sorun bu. Öyle ki artık insan içine çıkmak istemeyecek kıvama geldim. Bugün yaşadıklarımı anlatayım, belki bir yerlerden bir şeyler yakalanır da "sebebi ve çözümü bu" denir.
Bugün eşimin doğum günüydü. Eşimin ailesi doğum günü kutlamaz. Partide coşmaktan bahsetmiyorum iyi ki doğdun bile demezler. Onlar böyle imiş, sorgulamıyor ve kabulleniyorum bu durumu. Benim ailem de aksine özel günlere fazlaca önem verirler. Eşimin ailesinin tutumunu bildikleri için, eşime sürpriz yapıp gelmek istediler. Ben de kendimce hazırlık yaptım. Oğlumla hazırlık yapmak adeta işkenceydi ama başardım. Ailem elinde pasta "iyi ki doğduunn damaaat" naraları ile geldiler. Eşim ailesinin genetiğini gururla taşıdığından olsa gerek adeta bir kalas, efendime söyleyeyim bir ruh emici gibi "aaa anne" dedi. Bu tepki içerisinde; şaşkınlık, mutluluk falan barındırıyor ama kimse anlamıyor. Çünkü nasıl anlasınlar ki.
Birinci utanma, eşim adına: neden daha normal tepkiler veremiyor bu adam. Hayır yani aa anne çok teşekkür ederim ne güzel sürpriz buyurun gelin deyip gülümsemek ne kadar zor olabilir ki? Benim enerjimi sömürüp ruhumu emdiği yetmiyor, insanların heyecanlarını da baltalıyor.
Sonra çay, ikram faslı başladı. Oğlum oradan oraya koştururken kayınvalidem de olağanca doğallığıyla oğlumun ona ne kadar düşkün olduğundan, bir gün görmese ne kadar özlediğinden bahsediyordu. Bir yandan da benim sıpaya "koşma dur düşersin. Gel yemek ye yemek. Ay ne tatlı kurban olurum" gibi söylemlerde bulunuyordu. Zaten annemler henüz kapıdan girerken "ay çoraplarını çıkardı idrak çorap yok mu çorap" diye yırtınıyordu. Çünkü ben annemlere hoş geldin diyene kadar çorapsız bekleyemez. Mazallah çorapsızlıktan nöbet falan geçirir.
İkinci utanma kayınvalidem adına: 65 yaşında kadın toplum içinde nasıl davranması gerektiğini, nerede ne konuşması gerektiğini bilmiyor. Hele hele tavırlara bak. Havan kime olum senin? Hayır yani torununa düşkün olduğunu kime neden ispat etmeye çabalıyorsun? Amaç ne ola ki.
Oturduğumuz iki saat boyunca gerim gerim gerildim. Eşim neden sohbet etmiyor? Oğlum neden kuzenine koala gibi yapışıp çocuğu Taciz ediyor? Abim neden kardeşime manalı manalı bakıp güldü? Kardeşim çok mutsuz görünüyor. Tabi sıkıldı çocuk. Benim kalas koca yine saçma sapan çıkışacak çocuğa. O bunu düşünecek, öteki böyle davranacak vs vs. Beynim yanıyor. Asla salamıyorum kendimi. Herkes adına empati kurup, mümkün olsa herkesin davranışlarını kontrol etmek istiyorum. En azından görgü kurallarına riayet edecek ölçüde davransınlar istiyorum.
Bu durum öylesine kontrol edilemez bir hal aldı ki bende, kalabalık ortamlarda inanılmaz geriliyorum. Kim ne saçmalayacak, kim neye üzülecek, kim nasıl davranacak diye düşünmekten ve kasılmaktan vücudum ağırıyor artık.
Ne kadar açık ve doğru ifade edebildim kendimi bilmiyorum. Yakın zamanda bu olayı yaşadığım için bu örnekleri verdim. Ancak konudaki olaylar kadar basit değil durum. Mesela eşimle bir yere yemeğe gideriz. Garsona neden daha nazik konuşmadı diye gerilirim. Gidip garsona sarılarak "kusura bakma ailesi de böyle patavatsız. Genetik işte naapcan" demek istiyorum. Annemle bir topluluktayken, annemin o muhteşem beyin yakan esprilerine tanık olunca herkese dönüp "gerçekten gülmek zorunda değilsiniz. Ben anlıyorum acınızı" demek istiyorum. Bunun gibi bir sürü örnek sayabilirim size.
Gerçekten, samimiyetle soruyorum. Aman bana ne ki demeyi nasıl başarıyorsunuz. Herkesin adına düşünüp üzülmemeyi nasıl başarıyorsunuz? Ben çok yoruldum bu durumdan. O kadar çok düşünüyorum ki mevzunun sonunda "keşke daha normal davranan biriyle evlenseydim" diyecek duruma geliyorum. Sonra bir de böyle düşündüğüm için üzülüyorum. Manyak mısın kızım adam sen anksiyete atağı geçirme diye kişiliğini mi değiştirsin diyorum.
Anladınız değil mi beni? Anlamadığınız kısımlar varsa sorun cevaplayayım. Bakın mesela bu saat oldu inanılmaz uykusuzum ama uyuyamıyorum. Çünkü bu akşam hiç kimsenin mutlu olmadığını düşünüyorum. Şöyle olsaydı daha iyi olurdu diyerek zamanı geri çevirmek istiyorum. Bir dostumun dediği gibi, incelikler yüzünden mi bunlar, yoksa ben dümdüz deli miyim. Şimdiden teşekkürler.