- 26 Nisan 2018
- 2.804
- 4.508
- 28
-
- Konu Sahibi Idrakyollariiltihabi
- #121
Çok kontrolcusunuz ve mukemmelliyetcilik var. Siz gerim gerim gerilirken herkes olduğu gibi davranmaya devam ediyor yani sizi utandirmaya. Koyverin gitsin ya insanlarin bedenine girip yonetemezsiniz değil miYükselenimi bilmiyorum efenim. Doğum saatine göre belirleniyor galiba doğum saatim belli değil benim :) net hatırlamıyor kadın anam.
Herkesi memnun etmeye çalışırsan en çok sen yıpranırsın kimseyi değiştiremezsin. Ayrıca eşinin ailesi sizin gibi özel günlere önem vermiyor diye bi alay eder gördüm seni eşine kalas falan demişsin naapsın adam sen memnun ol diye yapmacık mı olsun herkes doğum günlerini şen şakrak kutlayadak değil kültürlerinde yok demekki. Eşin ve ailen ile ilgili alaycı küçümser durumun da beni rahatsız etti
Öncelikle uzun zamandır forumda bu kadar güzel bir yazım biçimi görmemiştim. Bunun için tebrik ederim
Konuna gelecek olursak ; bence fazla takıntılı birisiniz.
Kimse sizin kadar önemsemiyor durumları emin olun.
Bu kadar takıntı yaparak eşinizi , aileniz ve de ilerde oğlunuzu bile kendinizden uzaklaştırabilirsiniz.
Bence siz herkesi ve her şeyi kontrol etme güdüsünden bir an evvel sıyrılmaya bakın..
İnanın şu an kendinize işkence ediyorsunuz.. Bırakın herkesi olduğu gibi kabullenin..
Umarim yazacaklarimi okursun canim.boyle tam 6 senem gecti. Sevgililik soz nisan ve evlilik. Iki aile farkli kulturlerdendi.benim ailem inanilmaz sicak ozel gunleri unutmaz herkese kapilari acik ve samimiler. Karsi tarafin tek derdi ölmemek. Hepsi ölmekten oyle korkulardiki farkli bir konu konusulur ordan kayinvalidem ama su yagi kullan aman su sudan ic aman su tuzu kullan kansorojen var. Babasini hic anlatmiyorum bile. Oksurse ben kanserim olucem diye dovunur.ve bunlar yillarca benim kanimi emdi. Bir yere gideriz esim surat yapar.garsonu tersler. Kuzenlerim gelir iki kelimeyi bir araya getiremez. Hep donuk hep soguk. Ve aileside oyleydi. Artik bir patladim evi terkettim. Ve sonunda mideme vurdu vucudum yemegi kabul etmiyor. Migren nobetleri. Cunku hep tetikteyim. Acaba ne konusulacak nasil toparliyim. Acaba esim neye takacak. Ailesi ne sacmalayacak. Suan kac hastane tahlil yapildi psikoloji pert. Kendi kendime konusuyorum delirmis vaziyetteyim.enkazlari cok agir. Ama hala onlar dunyaya kazik cakma derdinde. Allah hepsini oldurmesin surundursn diyorum.acilar icinde bana ve aileme yasattilar bunlari. O yuzden cok dusunme. Umursama senden cikar. Bak senin cocugunda varmis.sen kim kopek de ve keyfine bak. Zira benim aklim basima yeni geldi
Eşimin ağrısı vardı biraz rahatsızdı. Lakin genel olarak bir sorunu yokken de pek sohbet eden, sosyalleşme isteği olan bir insan değil.
Bahsettiğim olaylar basit evet. Ben de belirttim konuda bunlardan ibaret değil durum, bunlar nispeten basit olaylar diye. Esasında vurgulamak istediğim, olaylara değil benim durumuma odaklanmanızdı. Olayın pek bir önemi yok. Sorun, benim diğerleri adına düşünüp kızmam, üzülmem, utanmam veya endişe etmem.
Hayatım boyunca bu durum vardı. Çocukluğumda bile. Şimdilerde konu açacak kadar vahim durumda olduğumu düşünmemin sebebi, artık bu düşünceler dolayısıyla herhangi bir sohbete odaklanamıyor, geriliyor olmam.
idrak ilk defa eşini sevmediğini hissettim.
harç bitti yapı paydos olmuşsun sanki.
Siz önyargılarınızı belki kendinizden bile gizlediğiniz kibrinizi empati sanıyor olabilir misiniz?Merhaba hatunlar.
Baştan belirteyim uzun uzun anlatacağım derdimi. İki satır yazı okumaya üşenenler için uygun bir konu değil. Sabah sekizden itibaren ayaktaydım, bünyem o kadar yorgun ki umarım zihnimi toparlayıp derdimi en doğru şekilde ifade edebilirim.
Başlıkta yazdığım mevzu derdimdir. Uzun zamandır çözmeye çabaladığım ancak başaramadığım, hayatımın tamamını etkileyen bir sorun bu. Öyle ki artık insan içine çıkmak istemeyecek kıvama geldim. Bugün yaşadıklarımı anlatayım, belki bir yerlerden bir şeyler yakalanır da "sebebi ve çözümü bu" denir.
Bugün eşimin doğum günüydü. Eşimin ailesi doğum günü kutlamaz. Partide coşmaktan bahsetmiyorum iyi ki doğdun bile demezler. Onlar böyle imiş, sorgulamıyor ve kabulleniyorum bu durumu. Benim ailem de aksine özel günlere fazlaca önem verirler. Eşimin ailesinin tutumunu bildikleri için, eşime sürpriz yapıp gelmek istediler. Ben de kendimce hazırlık yaptım. Oğlumla hazırlık yapmak adeta işkenceydi ama başardım. Ailem elinde pasta "iyi ki doğduunn damaaat" naraları ile geldiler. Eşim ailesinin genetiğini gururla taşıdığından olsa gerek adeta bir kalas, efendime söyleyeyim bir ruh emici gibi "aaa anne" dedi. Bu tepki içerisinde; şaşkınlık, mutluluk falan barındırıyor ama kimse anlamıyor. Çünkü nasıl anlasınlar ki.
Birinci utanma, eşim adına: neden daha normal tepkiler veremiyor bu adam. Hayır yani aa anne çok teşekkür ederim ne güzel sürpriz buyurun gelin deyip gülümsemek ne kadar zor olabilir ki? Benim enerjimi sömürüp ruhumu emdiği yetmiyor, insanların heyecanlarını da baltalıyor.
Sonra çay, ikram faslı başladı. Oğlum oradan oraya koştururken kayınvalidem de olağanca doğallığıyla oğlumun ona ne kadar düşkün olduğundan, bir gün görmese ne kadar özlediğinden bahsediyordu. Bir yandan da benim sıpaya "koşma dur düşersin. Gel yemek ye yemek. Ay ne tatlı kurban olurum" gibi söylemlerde bulunuyordu. Zaten annemler henüz kapıdan girerken "ay çoraplarını çıkardı idrak çorap yok mu çorap" diye yırtınıyordu. Çünkü ben annemlere hoş geldin diyene kadar çorapsız bekleyemez. Mazallah çorapsızlıktan nöbet falan geçirir.
İkinci utanma kayınvalidem adına: 65 yaşında kadın toplum içinde nasıl davranması gerektiğini, nerede ne konuşması gerektiğini bilmiyor. Hele hele tavırlara bak. Havan kime olum senin? Hayır yani torununa düşkün olduğunu kime neden ispat etmeye çabalıyorsun? Amaç ne ola ki.
Oturduğumuz iki saat boyunca gerim gerim gerildim. Eşim neden sohbet etmiyor? Oğlum neden kuzenine koala gibi yapışıp çocuğu Taciz ediyor? Abim neden kardeşime manalı manalı bakıp güldü? Kardeşim çok mutsuz görünüyor. Tabi sıkıldı çocuk. Benim kalas koca yine saçma sapan çıkışacak çocuğa. O bunu düşünecek, öteki böyle davranacak vs vs. Beynim yanıyor. Asla salamıyorum kendimi. Herkes adına empati kurup, mümkün olsa herkesin davranışlarını kontrol etmek istiyorum. En azından görgü kurallarına riayet edecek ölçüde davransınlar istiyorum.
Bu durum öylesine kontrol edilemez bir hal aldı ki bende, kalabalık ortamlarda inanılmaz geriliyorum. Kim ne saçmalayacak, kim neye üzülecek, kim nasıl davranacak diye düşünmekten ve kasılmaktan vücudum ağırıyor artık.
Ne kadar açık ve doğru ifade edebildim kendimi bilmiyorum. Yakın zamanda bu olayı yaşadığım için bu örnekleri verdim. Ancak konudaki olaylar kadar basit değil durum. Mesela eşimle bir yere yemeğe gideriz. Garsona neden daha nazik konuşmadı diye gerilirim. Gidip garsona sarılarak "kusura bakma ailesi de böyle patavatsız. Genetik işte naapcan" demek istiyorum. Annemle bir topluluktayken, annemin o muhteşem beyin yakan esprilerine tanık olunca herkese dönüp "gerçekten gülmek zorunda değilsiniz. Ben anlıyorum acınızı" demek istiyorum. Bunun gibi bir sürü örnek sayabilirim size.
Gerçekten, samimiyetle soruyorum. Aman bana ne ki demeyi nasıl başarıyorsunuz. Herkesin adına düşünüp üzülmemeyi nasıl başarıyorsunuz? Ben çok yoruldum bu durumdan. O kadar çok düşünüyorum ki mevzunun sonunda "keşke daha normal davranan biriyle evlenseydim" diyecek duruma geliyorum. Sonra bir de böyle düşündüğüm için üzülüyorum. Manyak mısın kızım adam sen anksiyete atağı geçirme diye kişiliğini mi değiştirsin diyorum.
Anladınız değil mi beni? Anlamadığınız kısımlar varsa sorun cevaplayayım. Bakın mesela bu saat oldu inanılmaz uykusuzum ama uyuyamıyorum. Çünkü bu akşam hiç kimsenin mutlu olmadığını düşünüyorum. Şöyle olsaydı daha iyi olurdu diyerek zamanı geri çevirmek istiyorum. Bir dostumun dediği gibi, incelikler yüzünden mi bunlar, yoksa ben dümdüz deli miyim. Şimdiden teşekkürler.
Eşim de bu yazdığınız birçok şeyi saçma bulur. Yazdığınız gibi ben de kabullendim ama sizden farklı olarak suçlamıyorum.Mevzu sadece doğum günü değil. Eşim avmde gezmeyi saçma bulur. Tiyatroyu saçma bulur. Tatile gitmeyi saçma bulur. Çoğunluğun keyif aldığı birçok aktiviteyi saçma bulur. Kendi adıma onu olduğu gibi kabul ettim ve beklentimi bitirdim. Ancak benim ona sağladığım bu rahatlığı, bir zahmet kırk yılda bir gerçekleşen durumlar için bozmalı diyorum. Çünkü en nihayetinde mevzu "madem bu denli içe dönük yaşamayı seviyordun neden evlilik gibi hayatını baştan aşağı değiştirecek bir seçim yaptın" sorusuna geliyor.
Merhaba hatunlar.
Baştan belirteyim uzun uzun anlatacağım derdimi. İki satır yazı okumaya üşenenler için uygun bir konu değil. Sabah sekizden itibaren ayaktaydım, bünyem o kadar yorgun ki umarım zihnimi toparlayıp derdimi en doğru şekilde ifade edebilirim.
Başlıkta yazdığım mevzu derdimdir. Uzun zamandır çözmeye çabaladığım ancak başaramadığım, hayatımın tamamını etkileyen bir sorun bu. Öyle ki artık insan içine çıkmak istemeyecek kıvama geldim. Bugün yaşadıklarımı anlatayım, belki bir yerlerden bir şeyler yakalanır da "sebebi ve çözümü bu" denir.
Bugün eşimin doğum günüydü. Eşimin ailesi doğum günü kutlamaz. Partide coşmaktan bahsetmiyorum iyi ki doğdun bile demezler. Onlar böyle imiş, sorgulamıyor ve kabulleniyorum bu durumu. Benim ailem de aksine özel günlere fazlaca önem verirler. Eşimin ailesinin tutumunu bildikleri için, eşime sürpriz yapıp gelmek istediler. Ben de kendimce hazırlık yaptım. Oğlumla hazırlık yapmak adeta işkenceydi ama başardım. Ailem elinde pasta "iyi ki doğduunn damaaat" naraları ile geldiler. Eşim ailesinin genetiğini gururla taşıdığından olsa gerek adeta bir kalas, efendime söyleyeyim bir ruh emici gibi "aaa anne" dedi. Bu tepki içerisinde; şaşkınlık, mutluluk falan barındırıyor ama kimse anlamıyor. Çünkü nasıl anlasınlar ki.
Birinci utanma, eşim adına: neden daha normal tepkiler veremiyor bu adam. Hayır yani aa anne çok teşekkür ederim ne güzel sürpriz buyurun gelin deyip gülümsemek ne kadar zor olabilir ki? Benim enerjimi sömürüp ruhumu emdiği yetmiyor, insanların heyecanlarını da baltalıyor.
Sonra çay, ikram faslı başladı. Oğlum oradan oraya koştururken kayınvalidem de olağanca doğallığıyla oğlumun ona ne kadar düşkün olduğundan, bir gün görmese ne kadar özlediğinden bahsediyordu. Bir yandan da benim sıpaya "koşma dur düşersin. Gel yemek ye yemek. Ay ne tatlı kurban olurum" gibi söylemlerde bulunuyordu. Zaten annemler henüz kapıdan girerken "ay çoraplarını çıkardı idrak çorap yok mu çorap" diye yırtınıyordu. Çünkü ben annemlere hoş geldin diyene kadar çorapsız bekleyemez. Mazallah çorapsızlıktan nöbet falan geçirir.
İkinci utanma kayınvalidem adına: 65 yaşında kadın toplum içinde nasıl davranması gerektiğini, nerede ne konuşması gerektiğini bilmiyor. Hele hele tavırlara bak. Havan kime olum senin? Hayır yani torununa düşkün olduğunu kime neden ispat etmeye çabalıyorsun? Amaç ne ola ki.
Oturduğumuz iki saat boyunca gerim gerim gerildim. Eşim neden sohbet etmiyor? Oğlum neden kuzenine koala gibi yapışıp çocuğu Taciz ediyor? Abim neden kardeşime manalı manalı bakıp güldü? Kardeşim çok mutsuz görünüyor. Tabi sıkıldı çocuk. Benim kalas koca yine saçma sapan çıkışacak çocuğa. O bunu düşünecek, öteki böyle davranacak vs vs. Beynim yanıyor. Asla salamıyorum kendimi. Herkes adına empati kurup, mümkün olsa herkesin davranışlarını kontrol etmek istiyorum. En azından görgü kurallarına riayet edecek ölçüde davransınlar istiyorum.
Bu durum öylesine kontrol edilemez bir hal aldı ki bende, kalabalık ortamlarda inanılmaz geriliyorum. Kim ne saçmalayacak, kim neye üzülecek, kim nasıl davranacak diye düşünmekten ve kasılmaktan vücudum ağırıyor artık.
Ne kadar açık ve doğru ifade edebildim kendimi bilmiyorum. Yakın zamanda bu olayı yaşadığım için bu örnekleri verdim. Ancak konudaki olaylar kadar basit değil durum. Mesela eşimle bir yere yemeğe gideriz. Garsona neden daha nazik konuşmadı diye gerilirim. Gidip garsona sarılarak "kusura bakma ailesi de böyle patavatsız. Genetik işte naapcan" demek istiyorum. Annemle bir topluluktayken, annemin o muhteşem beyin yakan esprilerine tanık olunca herkese dönüp "gerçekten gülmek zorunda değilsiniz. Ben anlıyorum acınızı" demek istiyorum. Bunun gibi bir sürü örnek sayabilirim size.
Gerçekten, samimiyetle soruyorum. Aman bana ne ki demeyi nasıl başarıyorsunuz. Herkesin adına düşünüp üzülmemeyi nasıl başarıyorsunuz? Ben çok yoruldum bu durumdan. O kadar çok düşünüyorum ki mevzunun sonunda "keşke daha normal davranan biriyle evlenseydim" diyecek duruma geliyorum. Sonra bir de böyle düşündüğüm için üzülüyorum. Manyak mısın kızım adam sen anksiyete atağı geçirme diye kişiliğini mi değiştirsin diyorum.
Anladınız değil mi beni? Anlamadığınız kısımlar varsa sorun cevaplayayım. Bakın mesela bu saat oldu inanılmaz uykusuzum ama uyuyamıyorum. Çünkü bu akşam hiç kimsenin mutlu olmadığını düşünüyorum. Şöyle olsaydı daha iyi olurdu diyerek zamanı geri çevirmek istiyorum. Bir dostumun dediği gibi, incelikler yüzünden mi bunlar, yoksa ben dümdüz deli miyim. Şimdiden teşekkürler.
Tiyatro için birsey diyemem...Ama ben tatile gitmeyi sevmeyen erkek girmedim.Kendisi için alışveriş yapmayı sevmeyen erkek de( kıyafet sevmeyeni teknoloji marketlerini gezer) Ama bütçesini,çocuğunun masraflarını düşünmek zorunda olduğu için "birşeye ihtiyacımız mi var,tatile gerek yok" diyen çok erkek gördüm.Mevzu sadece doğum günü değil. Eşim avmde gezmeyi saçma bulur. Tiyatroyu saçma bulur. Tatile gitmeyi saçma bulur. Çoğunluğun keyif aldığı birçok aktiviteyi saçma bulur. Kendi adıma onu olduğu gibi kabul ettim ve beklentimi bitirdim. Ancak benim ona sağladığım bu rahatlığı, bir zahmet kırk yılda bir gerçekleşen durumlar için bozmalı diyorum. Çünkü en nihayetinde mevzu "madem bu denli içe dönük yaşamayı seviyordun neden evlilik gibi hayatını baştan aşağı değiştirecek bir seçim yaptın" sorusuna geliyor.
Eşimin ağrısı vardı biraz rahatsızdı. Lakin genel olarak bir sorunu yokken de pek sohbet eden, sosyalleşme isteği olan bir insan değil.
Bahsettiğim olaylar basit evet. Ben de belirttim konuda bunlardan ibaret değil durum, bunlar nispeten basit olaylar diye. Esasında vurgulamak istediğim, olaylara değil benim durumuma odaklanmanızdı. Olayın pek bir önemi yok. Sorun, benim diğerleri adına düşünüp kızmam, üzülmem, utanmam veya endişe etmem.
Hayatım boyunca bu durum vardı. Çocukluğumda bile. Şimdilerde konu açacak kadar vahim durumda olduğumu düşünmemin sebebi, artık bu düşünceler dolayısıyla herhangi bir sohbete odaklanamıyor, geriliyor olmam.
Teşekkür ederim. Konuyu bunun için açtım efem. Yapmam gerekeni biliyor ama nasıl yapacağımı bilmiyorum:) belki aşama aşama söyleyen ve yol gösteren olur.
Bende isterdim vallaAy sen de mi oğlaksın :) ben yay olmak isterdim açıkçası
idrakcığım acilen profesyonel yardım alman lazım çünkü bu ultra empati ağırlığı değil otokontrol mekanizmanın aşırı çalışma arzusundan kaynaklanan bir yorgunluk..insanları dilediğince şekillendiremezsin ,insanları olduğu gibi kabullenmek zorundasın ,değişmiyorlarsa topluma uyman gerekir bunları yapamıyorsan ki sende olduğu gibi bünye bedene ağır gelir kendini kaybedersin ..saygılarımlaMerhaba hatunlar.
Baştan belirteyim uzun uzun anlatacağım derdimi. İki satır yazı okumaya üşenenler için uygun bir konu değil. Sabah sekizden itibaren ayaktaydım, bünyem o kadar yorgun ki umarım zihnimi toparlayıp derdimi en doğru şekilde ifade edebilirim.
Başlıkta yazdığım mevzu derdimdir. Uzun zamandır çözmeye çabaladığım ancak başaramadığım, hayatımın tamamını etkileyen bir sorun bu. Öyle ki artık insan içine çıkmak istemeyecek kıvama geldim. Bugün yaşadıklarımı anlatayım, belki bir yerlerden bir şeyler yakalanır da "sebebi ve çözümü bu" denir.
Bugün eşimin doğum günüydü. Eşimin ailesi doğum günü kutlamaz. Partide coşmaktan bahsetmiyorum iyi ki doğdun bile demezler. Onlar böyle imiş, sorgulamıyor ve kabulleniyorum bu durumu. Benim ailem de aksine özel günlere fazlaca önem verirler. Eşimin ailesinin tutumunu bildikleri için, eşime sürpriz yapıp gelmek istediler. Ben de kendimce hazırlık yaptım. Oğlumla hazırlık yapmak adeta işkenceydi ama başardım. Ailem elinde pasta "iyi ki doğduunn damaaat" naraları ile geldiler. Eşim ailesinin genetiğini gururla taşıdığından olsa gerek adeta bir kalas, efendime söyleyeyim bir ruh emici gibi "aaa anne" dedi. Bu tepki içerisinde; şaşkınlık, mutluluk falan barındırıyor ama kimse anlamıyor. Çünkü nasıl anlasınlar ki.
Birinci utanma, eşim adına: neden daha normal tepkiler veremiyor bu adam. Hayır yani aa anne çok teşekkür ederim ne güzel sürpriz buyurun gelin deyip gülümsemek ne kadar zor olabilir ki? Benim enerjimi sömürüp ruhumu emdiği yetmiyor, insanların heyecanlarını da baltalıyor.
Sonra çay, ikram faslı başladı. Oğlum oradan oraya koştururken kayınvalidem de olağanca doğallığıyla oğlumun ona ne kadar düşkün olduğundan, bir gün görmese ne kadar özlediğinden bahsediyordu. Bir yandan da benim sıpaya "koşma dur düşersin. Gel yemek ye yemek. Ay ne tatlı kurban olurum" gibi söylemlerde bulunuyordu. Zaten annemler henüz kapıdan girerken "ay çoraplarını çıkardı idrak çorap yok mu çorap" diye yırtınıyordu. Çünkü ben annemlere hoş geldin diyene kadar çorapsız bekleyemez. Mazallah çorapsızlıktan nöbet falan geçirir.
İkinci utanma kayınvalidem adına: 65 yaşında kadın toplum içinde nasıl davranması gerektiğini, nerede ne konuşması gerektiğini bilmiyor. Hele hele tavırlara bak. Havan kime olum senin? Hayır yani torununa düşkün olduğunu kime neden ispat etmeye çabalıyorsun? Amaç ne ola ki.
Oturduğumuz iki saat boyunca gerim gerim gerildim. Eşim neden sohbet etmiyor? Oğlum neden kuzenine koala gibi yapışıp çocuğu Taciz ediyor? Abim neden kardeşime manalı manalı bakıp güldü? Kardeşim çok mutsuz görünüyor. Tabi sıkıldı çocuk. Benim kalas koca yine saçma sapan çıkışacak çocuğa. O bunu düşünecek, öteki böyle davranacak vs vs. Beynim yanıyor. Asla salamıyorum kendimi. Herkes adına empati kurup, mümkün olsa herkesin davranışlarını kontrol etmek istiyorum. En azından görgü kurallarına riayet edecek ölçüde davransınlar istiyorum.
Bu durum öylesine kontrol edilemez bir hal aldı ki bende, kalabalık ortamlarda inanılmaz geriliyorum. Kim ne saçmalayacak, kim neye üzülecek, kim nasıl davranacak diye düşünmekten ve kasılmaktan vücudum ağırıyor artık.
Ne kadar açık ve doğru ifade edebildim kendimi bilmiyorum. Yakın zamanda bu olayı yaşadığım için bu örnekleri verdim. Ancak konudaki olaylar kadar basit değil durum. Mesela eşimle bir yere yemeğe gideriz. Garsona neden daha nazik konuşmadı diye gerilirim. Gidip garsona sarılarak "kusura bakma ailesi de böyle patavatsız. Genetik işte naapcan" demek istiyorum. Annemle bir topluluktayken, annemin o muhteşem beyin yakan esprilerine tanık olunca herkese dönüp "gerçekten gülmek zorunda değilsiniz. Ben anlıyorum acınızı" demek istiyorum. Bunun gibi bir sürü örnek sayabilirim size.
Gerçekten, samimiyetle soruyorum. Aman bana ne ki demeyi nasıl başarıyorsunuz. Herkesin adına düşünüp üzülmemeyi nasıl başarıyorsunuz? Ben çok yoruldum bu durumdan. O kadar çok düşünüyorum ki mevzunun sonunda "keşke daha normal davranan biriyle evlenseydim" diyecek duruma geliyorum. Sonra bir de böyle düşündüğüm için üzülüyorum. Manyak mısın kızım adam sen anksiyete atağı geçirme diye kişiliğini mi değiştirsin diyorum.
Anladınız değil mi beni? Anlamadığınız kısımlar varsa sorun cevaplayayım. Bakın mesela bu saat oldu inanılmaz uykusuzum ama uyuyamıyorum. Çünkü bu akşam hiç kimsenin mutlu olmadığını düşünüyorum. Şöyle olsaydı daha iyi olurdu diyerek zamanı geri çevirmek istiyorum. Bir dostumun dediği gibi, incelikler yüzünden mi bunlar, yoksa ben dümdüz deli miyim. Şimdiden teşekkürler.
Evet ya aynen öyle oluyor ama kıyamıyorum ben :) özür dileme yeteneği var mı peki merak ettimHem de ne gamsız. Üstelik bu gemsızlığının sonuçları kötü olunca bu sefer de teselliye muhtaç bir kedi yavrusu oluyor daha da sinirleniyorum. Kendin ettin kendin buldun diye oracıkta bırakıp gitmek var ama ben hala durumu nasıl toparlarım derdinde oluyorum.
Bileydim burcunu sorar öyle evlenirdim :))!
Bu kadar guzel anlatilirdi..bu biraz genetik sans ya
mesela benim baba tarafinda kadinlar dogumdan sonra yarı kör yari sagir gibi oluyolar...
mesela kaynanam corap da corap diye yirtinsa da buyuk ihtimalle annemler geldi diye dusunurken duymazdim. dusunurken duymam genelde kimseyi. ya da duymak istemedigim biseyse konsantre olup dinleyip duyamam, dedikodu mu yapiliyo anlamiyorum sanki frasca konusuyolar turkce alt yazisi bile yok, kufur hayatta algilayip duymam
cok dikkatli degilimdir kaynanamin avizesi nasildir duvari ne renktir mutfak fayansi ne renkti hatırlamıyorum.
ben de eskiden sizin gibiydim herkes halinden memnunken ben kafamda bi milyon tane ya şöyle olursa senaryosu yazarken bi yandan da soyle olmali senaryosu yaziyodum...
bu dunyaya herkesi idare etmeye gelmedim ki, velev ki esiniz surat asti surpiz herkesin burnundan geldi. siz gecen kv de yuzunden uzulmustunuz, o da varmis dogum gununde. yani irtibat kesilmiyo. onlar da en fazla mesafeli olur nolcak ki. sonucta gorusmeyi kesemeyecegimiz kisilerle bi kutlama yapilmis. herkes birbirini idare edicek o ortamda.
biraz da ben olmasam diye yasayin hayati...
gecenki konunuzda yengenizden bahsetmistiniz sonra ben size cevap yazamamistim kaldi gitti
dunyayi kurtarmaya gelmediniz birakin artik biraz kendinizi caniniza yazik
bi zamanlar kendi gobegini kendiniz kesmek zorunda kalmis olabilirsiniz, artık degilsiniz
bi zamanlar herkesi herkese karşı idare etmek durumunda kalmis olabilirsiniz, artik mecbur degilsiniz
belli bi yasa kadar aile ve toplum baskisina maruz kaliyoruz ama sonra o bizim kendi tercihimiz oluyo o kalipta kalmak
sizde kiz kismi soyle olur gelin kismi boyle olur erdemli insan soyle davranmali minvalindeki bilincaltiniza yer eden seyleri supurun atin. veya siz cok ince dusunuyosunuz diye insanlarin dusunmesini beklemeyin onlarin inceligi o kadar demekki
mdf var sunta var kalas var kereste var bunlarin 10 cm lik, 5 cm lik, 2.5 cm lik diye çeşitli kalinliklari var. hepsi özünde odun mu odun... gecinmeye gönlü olan oyle kabul eder, etmeyen mesafe koyar uzaktan iletisim kurar veya tamamen keser
o onlarin bilecegi is
siz 10 mm inceliktesiniz diye 10 cm lik malzemeden 8 cm lik incelik bile beklemeniz cok aslinda
o kadar uzun yazmisim ki tekrar okuyup kontrol edemiyorum. verdigim goz rahatsizligindan oturu, konu daginikligi ve her daldan potpori yapmamdan oturu ozur diliyorum