Başkaları adına utanmanın da bir sınırı olmalı sanki.

Yükselenimi bilmiyorum efenim. Doğum saatine göre belirleniyor galiba doğum saatim belli değil benim :) net hatırlamıyor kadın anam.
Çok kontrolcusunuz ve mukemmelliyetcilik var. Siz gerim gerim gerilirken herkes olduğu gibi davranmaya devam ediyor yani sizi utandirmaya. Koyverin gitsin ya insanlarin bedenine girip yonetemezsiniz değil mi
 

Alaycı ve küçümser değilim genel olarak yaz üslubum böyle. Yazarken zihnimden geçenleri elemiyorum. Konuşma dilim elbette böyle değil.
 

Teşekkür ederim. Konuyu bunun için açtım efem. Yapmam gerekeni biliyor ama nasıl yapacağımı bilmiyorum:) belki aşama aşama söyleyen ve yol gösteren olur.
 

Haklarını yiyemem eşimin ailesi bu derece değil. Sadece kültür, yetişme farkları var fazlasıyla. Bir de para ve çalışma dışında bir şey bilmez, istemezler. Hayattan zevk almazlar pek.

Yine de bana büyük ölçüde zararları yok. En azından idare edilebilecek seviyede davranışları.
 

Sizi forumda biliyorum, akıllı mantıklı bir insansınız. Sanki daha önce de konu açmıştınız, ailenizle ilgili, geç vakitlerde geliyordu kardeşiniz falan...Neyse konumuz bu değil.

Bu davranışınız aslında kötüniyet barındırmıyor; ama karşı tarafı çok cendereye sokuyor. Şöyle anlatayım; benim kv de sizin gibi mesela, ve oğluna da bunu aşılamıştı, onun da kendine göre doğru belirlediği kuralları var mesela apartmandaki tüm komşularla samimi olmak gerekir, yaşlılarla görüşmek gerekir, şu bu...Ben de asla ve asla komşuluk sevmeyen, zaten gün içinde insandan bunalarak eve kendimi zor atan bir tipim. Dolayasıyla komşularla karşılaşınca merhaba, iyi akşamlar dışında hiç bir bağlantı kurmuyorum. Bu benim kv min o kadar aklına takılmış ki, benim terbiyemi, görgümü sorgulamaya kadar getirmiş. Oysa bankacıyım gün içinde zaten insanla haşır neşirim ne kadar yabani olabilirim? Bu basit bir örnekti. Ben onun istediği gibi davranmıyorum, o beni kendince düzeltmeye çalışıyor. Benim hissettiğim duygular ise; şaşkınlık, aşağılanmışlık, öfke...Çünkü ben buyum, ve kv öyle istiyor diye hiç bir komşuya onun nezaket kuralları seviyesinde yaklaşmak zorunda değilim. Aileniz de değil, ve inanın değişmezler de kendileri istemedikten sonra.

Kendinizi boşuna yıpratıyorsunuz. Sizin dediğiniz duyguları ben de eşim, ailem ve eşimin ailesi bir araya geldiğinde hissediyordum; o gerginliğimi de yansıtıyordum. Ama şimdi gayet rahatım; herkes kendinden sorunlu, ben kendi davranışlarıma bakıyorum, eşim de bana tek kelime etmiyor. Çünkü onlar yaşça büyük insanlar ve değişmeyeceklerini biliyor. Ortamı idare ediyorum; sorun çıkmıyor. Belki sadece bir arada olduğunuz için mutlu olmalısınız. Benim eşimin ailesi benim ailemle görüşmüyor sırf bu sorunlar yüzünden. Niye? Ailem kv nin istediği şekilde davranmıyor çünkü. Kv onlar kendi istediği şekilde davranana kadar görüşmeyeceğini söyledi, umrumda da değil. Kimse kimsenin istediği gibi olmak zorunda değil çünkü. Benim fikrim bu...
 
idrak ilk defa eşini sevmediğini hissettim.
harç bitti yapı paydos olmuşsun sanki.

Deme öyle yahu. Zaten sürekli kendimi sorguluyorum bu hususta. Tam sevmediğime kanaat getirdiğimde oğlumun "baba nerde baba gelsin" demesi ile, sevmemek için bir sebebin yok. Oğlunu babasını her gün görmesinden, aile yaşantısından mahrum bırakamazsın buna hakkın yok diyorum. Her ne kadar boşanmaya karşı olmasam da, insanların anne ve baba olduktan sonra "ben mutlu değilim" deyip çocuğun hayatını alt üst etmelerine karşıyım. Bilsem ki şu yaşadıklarımda sırtımdaki tek kambur eşim, o olmasa inanılmaz mutlu bir insan olucam. Düşünmeden ayrılırım. Zira o vakit çocuğum için de daha hayırlı bir sonuç olur. Ancak biliyorum ki eşimden daha fazlası var sırtımda. Kendimi iyileştirmeden önce sevip sevmediğime, devam edip etmeyeceğime karar vermek çok zor.
 
Siz önyargılarınızı belki kendinizden bile gizlediğiniz kibrinizi empati sanıyor olabilir misiniz?

Şu an çevreniz adına empati yapalım: İdrak bu ne hal? Artık kendini kasmayı, mükemmelmiş gibi davranmayı bırak, sen de rahatla, biz de rahatlayalım.
Herkes kusurlu da sen mükemmel misin? Biz seni tüm kusurlarını örtüyoruz, kabulleniyoruz, sana hissettirmiyoruz diye ne bu mükemmel, kusursuz insan havaları?
Sen bizim adımıza utanacağına dön kendine bak.
Bizi irdeleyip, küçümseyip, değişmemizi bekleyip olmayınca mutsuzluğuna, çıldırmana bahane etmek işine geliyor tabi.
O kadar kolaysa sen değiş. Herkesi kendi kişiliğiyle olduğu gibi kabul et ve gerçekten empati yap. Eğer sen değişmeyi başarabilirsen o zaman gereksiz yere takmamayı ve mutlu olmayı öğreneceksin.

Derlerdi sanırım.
 
Son düzenleme:
Eşim de bu yazdığınız birçok şeyi saçma bulur. Yazdığınız gibi ben de kabullendim ama sizden farklı olarak suçlamıyorum.
Çünkü benden önceki 25 yıllık hayatında belli alışkanlıklara, karaktere sahip olmuş. Evlendiği için neden değişmek ya da utanmak zorunda olsun ki? Siz bu adamı seçtiniz, sevdiniz, evlendiniz. Yani eşiniz sizi kendisiyle yaşamaya mecbur etmedi.

Her kadın gibi insanların evlenince değişeceği yanılgısına düşmüşsünüz sanırım.
Siz değişmemek için ayak direrken karşınızdakilerden ne hakla bunu bekliyorsunuz?

En ufak görünen örneği hatırlatayım. Sarılmak gibi 3-5 sn lik eylem bile size dünyanın en zor, çözülemeyen fizik sorusu gibi geliyordu.

Noop kocanızı sevmediğinizi düşünüyor ama bence siz kendinizi sevmiyorsunuz. Geçmişiniz kötüdür, travmatiktir, olabilir.
Peki şimdi?
O zamanlar küçüktünüz, yeterince güçlü değildiniz, kendinizi koruyamadınız?
Peki şimdi?

Önce kendinizle, geçmişle, hayatla barışın.
 

Merhaba canım,
Son zamanlarda açtığın tüm konularını okudum. Bence fazla ve gereksiz mükemmelliyetçisin. Kontrol manyağısın. İnsanları oldukları gibi kabullen lütfen. Evet hayat arkadaşında bazı ufak dokunuşlar yapabilirsin ama sen herkesi değiştirmek istiyorsun sanki... Diğer insanları değiştiremezsin bu sebeple oldukları gibi kabullenmelisin. Ha bunu sen yapabiliyor musun ki dersen ben de yapamıyorum ve bu yüzden çok yoruluyorum. Bende de şöyle bir problem var, herkesi kendimden çok düşünürüm ama herkesten de aynı düşünceliliği, inceliği %50 de olsa beklerim. Göremeyince de çok üzülürüm, kırılırım...

Okuduğum konularından yola çıkarak bunu söylüyorum bence psikolojik destek almalısın. İşinde iyi olan çalışan bir kadınken bir anda kendini ev kadını olarak bulmuşsun, oğlun zor bir çocuk o zaten seni fazlasıyla yıpratıyor, üstüne aile apartmanında oturmak ki sürekli her şeye müdahale etmeye çalışan bir kv.nin olduğu bir aile apartmanında oturmak... Geçmişten de gelen birikimler de illa vardır sanırım ki sadece bir önceki cümlemde saydıklarım bile psikolojinin olumsuz etkilenmesine yeter de artar bile... Kesinlikle bir destek al ve biraz ruhunu dinlendir. Buna cidden ihtiyacın var canım...
 
Tiyatro için birsey diyemem...Ama ben tatile gitmeyi sevmeyen erkek girmedim.Kendisi için alışveriş yapmayı sevmeyen erkek de( kıyafet sevmeyeni teknoloji marketlerini gezer) Ama bütçesini,çocuğunun masraflarını düşünmek zorunda olduğu için "birşeye ihtiyacımız mi var,tatile gerek yok" diyen çok erkek gördüm.
 

Eşiniz genel olarak böyleyse, yapısı bu, sosyalleşmek istemiyor sevmiyor olabilir. Karakterini değiştirmesini mi istiyorsunuz ?

Yine aynı örneği vereceğim ama cidden çok benziyor, kv de mesela sosyal olmayan insanları değiştirme çabasında, eşime de aynı şeyleri öğretmiş, bizim evimize çalıştığımız için pek misafir gelmez, ona göre her zaman misafir gelmeli, ağırlanmalı. Ne vaktim var, ne isteğim, ne de habire misafir ağırlayacak yapım. O da beni değiştirmeye çalışıyor habire kendince, ve ben de onun yanında inanılmaz geriliyorum. Her hareketimi izlediğini, kaydettiğini, yargıladığını, eleştirdiğini anlıyorum ve tüm isteğim uçup gidiyor.

Birbirini seven insanlar birbirlerininin karakterini olduğu gibi kabul etmeli. Bu tabi ki kötü alışkanlıklar için geçerli değil. Sosyallik mesela karakter meselesi. Sosyalliği sevmeyen birine zorla sosyal olacaksın sosyal olmalısın denmesi onun karakterine müdahale değil mi sizce?
 
Teşekkür ederim. Konuyu bunun için açtım efem. Yapmam gerekeni biliyor ama nasıl yapacağımı bilmiyorum:) belki aşama aşama söyleyen ve yol gösteren olur.


bu biraz genetik sans ya

mesela benim baba tarafinda kadinlar dogumdan sonra yarı kör yari sagir gibi oluyolar...

mesela kaynanam corap da corap diye yirtinsa da buyuk ihtimalle annemler geldi diye dusunurken duymazdim. dusunurken duymam genelde kimseyi. ya da duymak istemedigim biseyse konsantre olup dinleyip duyamam, dedikodu mu yapiliyo anlamiyorum sanki frasca konusuyolar turkce alt yazisi bile yok, kufur hayatta algilayip duymam


cok dikkatli degilimdir kaynanamin avizesi nasildir duvari ne renktir mutfak fayansi ne renkti hatırlamıyorum.

ben de eskiden sizin gibiydim herkes halinden memnunken ben kafamda bi milyon tane ya şöyle olursa senaryosu yazarken bi yandan da soyle olmali senaryosu yaziyodum...

bu dunyaya herkesi idare etmeye gelmedim ki, velev ki esiniz surat asti surpiz herkesin burnundan geldi. siz gecen kv de yuzunden uzulmustunuz, o da varmis dogum gununde. yani irtibat kesilmiyo. onlar da en fazla mesafeli olur nolcak ki. sonucta gorusmeyi kesemeyecegimiz kisilerle bi kutlama yapilmis. herkes birbirini idare edicek o ortamda.


biraz da ben olmasam diye yasayin hayati...

gecenki konunuzda yengenizden bahsetmistiniz sonra ben size cevap yazamamistim kaldi gitti

dunyayi kurtarmaya gelmediniz birakin artik biraz kendinizi caniniza yazik

bi zamanlar kendi gobegini kendiniz kesmek zorunda kalmis olabilirsiniz, artık degilsiniz

bi zamanlar herkesi herkese karşı idare etmek durumunda kalmis olabilirsiniz, artik mecbur degilsiniz

belli bi yasa kadar aile ve toplum baskisina maruz kaliyoruz ama sonra o bizim kendi tercihimiz oluyo o kalipta kalmak

sizde kiz kismi soyle olur gelin kismi boyle olur erdemli insan soyle davranmali minvalindeki bilincaltiniza yer eden seyleri supurun atin. veya siz cok ince dusunuyosunuz diye insanlarin dusunmesini beklemeyin onlarin inceligi o kadar demekki


mdf var sunta var kalas var kereste var bunlarin 10 cm lik, 5 cm lik, 2.5 cm lik diye çeşitli kalinliklari var. hepsi özünde odun mu odun... gecinmeye gönlü olan oyle kabul eder, etmeyen mesafe koyar uzaktan iletisim kurar veya tamamen keser
o onlarin bilecegi is

siz 10 mm inceliktesiniz diye 10 cm lik malzemeden 8 cm lik incelik bile beklemeniz cok aslinda


o kadar uzun yazmisim ki tekrar okuyup kontrol edemiyorum. verdigim goz rahatsizligindan oturu, konu daginikligi ve her daldan potpori yapmamdan oturu ozur diliyorum
 
idrakcığım acilen profesyonel yardım alman lazım çünkü bu ultra empati ağırlığı değil otokontrol mekanizmanın aşırı çalışma arzusundan kaynaklanan bir yorgunluk..insanları dilediğince şekillendiremezsin ,insanları olduğu gibi kabullenmek zorundasın ,değişmiyorlarsa topluma uyman gerekir bunları yapamıyorsan ki sende olduğu gibi bünye bedene ağır gelir kendini kaybedersin ..saygılarımla
 
Evet ya aynen öyle oluyor ama kıyamıyorum ben :) özür dileme yeteneği var mı peki merak ettim
 
Bu kadar guzel anlatilirdi..
 
Eşinizle ilgili yazdıklarınızı okuyunca paylaşmak istedim. Eşim fitrat olarak çok hareketli , esprili bir adamdir, ailem ise daha agir daha düzdür bende ailemin biraz değişik de olsa bir parcasiyim. 7 yıllık evliyim evliliğimin 1-2 yılı eşimin davranışlarını kontrol etmeye çalıştım, esprili abartılı geldi, hareketli hali batıyordu bana.
Ama bu durumub sadece ailemin yanindayken olduğunu farkettim , çünkü onlara benzesin istiyordum, artık o kadar çok esime şunu niye yaptin bunu niye soyledin demişim ki birgün evdeki misafirler gidince , eşim bana dönüp bugün yanlış birşey yaptım mı diye sordu, eşimi öyle bir psikolojiye soktuğum icin çok utandım kendimden, koskoca adam cocuk gibi onay beklediklerim benden.
O gün büyük farkindalik oluşturdu bende, eşimi eşim olarak kabul etmeye başladım, kimin ne düşüneceğini umursamamaya çalıştım ve ciddi çaba gösterdim bunun için. Ara ara bazi şeyler rahatsiz etmiyor değil ama artik esime yansıtmamayı öğrendim.
Yani sorun karsi tarafta değil bizim kafamızda oluşturduğumuz normallik algisinda aslında sizde bunun farkındasın ızgara.
Bu yazdıklarımın size bir faydasi olur mu bilmiyorum benimki bir iç döküs oldu :)
 
Insanlarin siz nasil isterseniz oyle davranmasini istiyorsunuz bence bundan vazgecin.
Esinizin dogumgunu kutlama huyu yoksa ve bu gibi surprizlere tepkisiz kalıyorsa, bunu yapmaktan vazgecin.
Bizim ailede de dogumgunleri cok onemli ama esim ve ailesinde hic bir degeri yok. Ayni sizin dediginiz gibi "iyiki dogdun" bile demezler. Benim ailem evliligimizin ilk yilinda kutlamak istedi ve ben "boşuna boyle bir girisimde bulunmayin, gereksiz olur. Sevmiyor." dedim ve yapmadilar.
Acikcasi o durumda esinizin adina neden utanıyorsunuz anlayamadim. Esinizin yasam tarzi bu kabullenin.

Kayinvalidenizin tavırları gicik gercekten ama onunda belli bir yasta olduğunu ve degistirmenizin mumkun olmadigini hatirlayin.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…