Başkaları adına utanmanın da bir sınırı olmalı sanki.

Utanmak istiyorsan benim kaynanadan eşimin sülalesinden utanabilirsin :) şöyleki neredeyse 5 ayı doldurucam hamileyim kaynanacığım ne hayırlı olsun dedi ne nasılsın dedi. Kanamadan hastaneye yattım asla arayıp geçmiş olsun demedi eşimle konuşurken diyoki yata yata doğurcak (çalışıyorum rapor alıyorum ya) daha birçok şey. Evime ise evlendikten sonra hiç gelmedi. anlatsam neler var. Bunlar benim umrumda mı? Tabiki hayır. Hiçbiri adına utanmıyorum çünkü nerde nasıl davranmasını bilmeyen içi tuhaf nispetçi insanlara ancak acırım ben utanmam yani. Sanada öneririm acıdığın zaman geriye sadece komedi gibi izlemek kalıyor.
 
Sırf sizin gb yorum yazmak için gelenler olmasa bize kim yorum yazacak:))) Baskalarinin hincini milletin sorun olarak gordugu anlattigi seylerden çımarmayın. Hinciniz kime ise gidin oturun konusun kendisiyle. Inanin rahatladıginizi goreceksiniz:))
Yoo kimseyle bir sıkıntım yok yarıya kadar geldim hala bir sorun göremedim süslü cümleler anlatınca insanlar size hak mi veriyor insanların gerçekten hicbir derdi yok dert etmeye yer ariyor
 
Yoo kimseyle bir sıkıntım yok yarıya kadar geldim hala bir sorun göremedim süslü cümleler anlatınca insanlar size hak mi veriyor insanların gerçekten hicbir derdi yok dert etmeye yer ariyor

Nasıl vardınız bu sonuca çok merak ettim. Hiçbir derdimin olmadığına yani.

-annem beyin kanaması geçirdi. Kafasının içinde stent var ve düzenli olarak kontrollere gidiyor. Her daim tehlike altında.

-bir yıl önce yakın arkadaşımı, abimin eşini 31 yaşında kanserden kaybettim. İki tane yeğenim küçücük yaşında öksüz kaldılar ailemle yaşıyorlar.

-yengemden iki ay önce babamdan daha çok yakın olduğum, babam dediğim dayımı genç yaşında yine kanserden kaybettim.

-katlanmakta çok zorlandığım maddi sıkıntılar yaşıyorum geçmişten gelen ve eşimden kaynaklanan durumlardan dolayı.

-iki yıl önce kayınvalideme ölü gözüyle bakılıyordu organ nakli gerekti ve benim eşim annesine organ verdi. O dönem yine maddi manevi öyle yükler bindi ki üzerime, hala etkileri sürüyor

-oğlum sosyal iletişim bozukluğu ve hiperaktivite şüphesi ile kreşe gidiyor. Kreşe gönderecek maddi gücüm yok ama doktorlar bu çözümü önerdi. Maddi manevi çok zorlanıyorum oğlum iyi olsun diye.

-üstte bahsettiğim dayımın eşi, dayımın vefatından sonra delirdi. Kardeşim saydığı kuzenim annesiyle uğraşırken yarı deli dolaşıyor ortalıkta. Akrabalık ilişkileriniz nasıldır bilmem ama beni özellikle oğlum dolayısıyla yeterince destek olamadığım için çok üzüyor bu durum.

-tüm arkadaş çevrem benden iki buçuk saat uzaklıkta kaldı. Oturup muhabbet edebileceğim bir Allahın kulu yok etrafımda. Dolayısıyla bu da beni yıpratıyor.

Şimdilik ana hatlarıyla dert sayılabilecek durumlar bunlar. Daha birçok konu açabilir, yazı yazabilirim hayatımla ilgili. Mesela çocuklukta yaşanan tacizler yeterince etkili olur mu? Bu yazdıklarımı konu haline getirmiyorum çünkü kendi içimde çözmeye çabalıyorum. Dert olarak gördüğüm ve yazdığım konu ise, kendi içimde çözemediğim bir konu. Yani desteğe ihtiyacım olan konu. Yeterince açık ifade edebilmişimdir inşallah durumumu.

Dip not: hepinize cevap yazacağım oğlumla ilgilenmem gerekiyor. Arkadaşın yazdığını görünce hızlıca cevap vermek istedim. Saygılar.
 
Bu durum öylesine kontrol edilemez bir hal aldı ki bende, kalabalık ortamlarda inanılmaz geriliyorum. Kim ne saçmalayacak, kim neye üzülecek, kim nasıl davranacak diye düşünmekten ve kasılmaktan vücudum ağırıyor artık.

peki idrak samimiyetle soruyorum, sanane?

cocuklarla ilgili meseleyi kafana takmani anlayabilirim.

Ancak yetiskin bireylerin iliskisinden sanane. kim kimse kiriliyor dariliyor kiziyor sanane? sen kendi iliskilerini mukemmel yonetiyor musun ki senin haricindeki yetiskinlerin iliskisine kafayi yoruyorsun?



konuna da cevap vereyim.
esim cok giciktir, daha dogrusu benim ailem onu cok gicik bulurlar, ben de derim evet gicik ne var yani, siz mukemmel misiniz?

kayinvalidem toplum icinde mukemmel davranir, tam bir ornektir kendisi, kendisini takdir ederim bu konuda. benim annem ise dogrucu davuttur, cogu kisinin de zittina gider. beni zorladigi olur ortamlarda. ama hic utanmak aklima gelmez. sonucta kac yasinda kisiler, olusturacaklari etkiyi de biliyorlar ama oyle olmayi seciyorlar.
 
Bir nevi mükemmeliyetçilik, bence ne kendinize ne de başka insanlara hata yapma toleransı tanımıyorsunuz. Direkt olarak kişisel algılıyorsunuz konuları. Bir de sizin mükemmellik ölçütünüzü şöyle bir genel insanlara ve olaylara yayın, kim bu ölçütün üzerine çıkabildi şuana kadar size göre(en azından sürekli şekilde), kendiniz dahil?
kesinlikle katılıyorum çünkü bende de var(dı)
şöyle düşünmeye çalış bu kişi de böyle farkndayım hiç kolay değil
kendini ikna edebilmek ama bir süre sonra bilinç altın kabul etmeye başlayacak
hani senin istediğin gibi davranacaklar diye bekleme :kahve:
 
Bu kontrol takıntısı gerçekten de çok rahatsızlık verici birşey. Sizinki araba da giderken bile çantanızı sırtınızda taşımak gibi birley. Herşeyi kontrol edeneyeceğinizi olayları doğal akışına bırakmanız gerektiğini öğrenmeniz gerekiyor. İlerde sizi çok hırpalar bu durum. Etrafınız da bahsettiğiniz herkes kendi hareketlerinden bizzat kendileri sorumlu siz değilsiniz. Değiştirme lüksünüz olmadığına göre Oldukları gibi kabul edin
 
Hani samimi bir arkadaşını eşinle veya annenle ilk defa tanıştıracak olsan hissettiklerini anlarım da birbirini taniyan ve benimsemis insanlar adina bunlari hissetmeni anlayamıyorum ve kesinlikle destek almanı tavsiye ediyorum. Içinde bulunduğun hayatından memnun değilsin,sorun onlar değil sensin lütfen kızma.Belki çocukluğunla alakalı da olabilir o yüzden destek alman en güzeli. Bu ince detaylarla çabuk yaşlanırsın ve bir ton hastalıkla bogusursun
 
Şu paragraf çok duygulandırdı beni yahu. Zira çok özlüyorum eski hallerimi. Çevremdeki herkes yeni berbat halime çok alışmış olmalı ki kimse hatırlamıyor eski beni. Bazen ben bile. Yıllarca buradayım ve konu dahi açmıyordum. Sorunlar hep vardı ama bir şekilde başediyordum. Şimdi ufacık bir sorun bile dağ oluyor omuzlarımda...
İşte bunların hepsi için bence anahtar kelime sevilmek. Sevmek de önemlidir insan hayatında ama sevilmek, olduğun gibi, en delirten huylarınla bile, bazen çıldırtan hallerinle bile sevilmek.
Hayatında belki de sevilmek eksikliği var, ondan bu mutsuz hallerin, ondan herkesin uyum içinde mutlu olmalarına çabaların, belki de ben buradayım, sizin için varım diye ruhunu yorman bu yüzdendir idrak.
 
resmen nokta atışı. Çocukluğum başıma dert oldu 34 yaşındayım nerdeyse hala onun ceremesini çekiyorum.. Bende aynı vaziyetteyim ve nasıl toparlıycam hiçbir fikrim yok.

Geçmişle bağınızı kesmelisiniz. Affedin ama unutmayın. Kini, nefreti, sizi üzen şeyleri bırakın. Bunun yolları var. Tuğçe Işınsu anlatıyor. Ben onun sayesinde düzeltmeye başladım hayatımı yoksa intiharın eşiğine gelmiş haldeydim.
 
Merhaba hatunlar.

Baştan belirteyim uzun uzun anlatacağım derdimi. İki satır yazı okumaya üşenenler için uygun bir konu değil. Sabah sekizden itibaren ayaktaydım, bünyem o kadar yorgun ki umarım zihnimi toparlayıp derdimi en doğru şekilde ifade edebilirim.

Başlıkta yazdığım mevzu derdimdir. Uzun zamandır çözmeye çabaladığım ancak başaramadığım, hayatımın tamamını etkileyen bir sorun bu. Öyle ki artık insan içine çıkmak istemeyecek kıvama geldim. Bugün yaşadıklarımı anlatayım, belki bir yerlerden bir şeyler yakalanır da "sebebi ve çözümü bu" denir.

Bugün eşimin doğum günüydü. Eşimin ailesi doğum günü kutlamaz. Partide coşmaktan bahsetmiyorum iyi ki doğdun bile demezler. Onlar böyle imiş, sorgulamıyor ve kabulleniyorum bu durumu. Benim ailem de aksine özel günlere fazlaca önem verirler. Eşimin ailesinin tutumunu bildikleri için, eşime sürpriz yapıp gelmek istediler. Ben de kendimce hazırlık yaptım. Oğlumla hazırlık yapmak adeta işkenceydi ama başardım. Ailem elinde pasta "iyi ki doğduunn damaaat" naraları ile geldiler. Eşim ailesinin genetiğini gururla taşıdığından olsa gerek adeta bir kalas, efendime söyleyeyim bir ruh emici gibi "aaa anne" dedi. Bu tepki içerisinde; şaşkınlık, mutluluk falan barındırıyor ama kimse anlamıyor. Çünkü nasıl anlasınlar ki.

Birinci utanma, eşim adına: neden daha normal tepkiler veremiyor bu adam. Hayır yani aa anne çok teşekkür ederim ne güzel sürpriz buyurun gelin deyip gülümsemek ne kadar zor olabilir ki? Benim enerjimi sömürüp ruhumu emdiği yetmiyor, insanların heyecanlarını da baltalıyor.

Sonra çay, ikram faslı başladı. Oğlum oradan oraya koştururken kayınvalidem de olağanca doğallığıyla oğlumun ona ne kadar düşkün olduğundan, bir gün görmese ne kadar özlediğinden bahsediyordu. Bir yandan da benim sıpaya "koşma dur düşersin. Gel yemek ye yemek. Ay ne tatlı kurban olurum" gibi söylemlerde bulunuyordu. Zaten annemler henüz kapıdan girerken "ay çoraplarını çıkardı idrak çorap yok mu çorap" diye yırtınıyordu. Çünkü ben annemlere hoş geldin diyene kadar çorapsız bekleyemez. Mazallah çorapsızlıktan nöbet falan geçirir.

İkinci utanma kayınvalidem adına: 65 yaşında kadın toplum içinde nasıl davranması gerektiğini, nerede ne konuşması gerektiğini bilmiyor. Hele hele tavırlara bak. Havan kime olum senin? Hayır yani torununa düşkün olduğunu kime neden ispat etmeye çabalıyorsun? Amaç ne ola ki.

Oturduğumuz iki saat boyunca gerim gerim gerildim. Eşim neden sohbet etmiyor? Oğlum neden kuzenine koala gibi yapışıp çocuğu Taciz ediyor? Abim neden kardeşime manalı manalı bakıp güldü? Kardeşim çok mutsuz görünüyor. Tabi sıkıldı çocuk. Benim kalas koca yine saçma sapan çıkışacak çocuğa. O bunu düşünecek, öteki böyle davranacak vs vs. Beynim yanıyor. Asla salamıyorum kendimi. Herkes adına empati kurup, mümkün olsa herkesin davranışlarını kontrol etmek istiyorum. En azından görgü kurallarına riayet edecek ölçüde davransınlar istiyorum.

Bu durum öylesine kontrol edilemez bir hal aldı ki bende, kalabalık ortamlarda inanılmaz geriliyorum. Kim ne saçmalayacak, kim neye üzülecek, kim nasıl davranacak diye düşünmekten ve kasılmaktan vücudum ağırıyor artık.

Ne kadar açık ve doğru ifade edebildim kendimi bilmiyorum. Yakın zamanda bu olayı yaşadığım için bu örnekleri verdim. Ancak konudaki olaylar kadar basit değil durum. Mesela eşimle bir yere yemeğe gideriz. Garsona neden daha nazik konuşmadı diye gerilirim. Gidip garsona sarılarak "kusura bakma ailesi de böyle patavatsız. Genetik işte naapcan" demek istiyorum. Annemle bir topluluktayken, annemin o muhteşem beyin yakan esprilerine tanık olunca herkese dönüp "gerçekten gülmek zorunda değilsiniz. Ben anlıyorum acınızı" demek istiyorum. Bunun gibi bir sürü örnek sayabilirim size.

Gerçekten, samimiyetle soruyorum. Aman bana ne ki demeyi nasıl başarıyorsunuz. Herkesin adına düşünüp üzülmemeyi nasıl başarıyorsunuz? Ben çok yoruldum bu durumdan. O kadar çok düşünüyorum ki mevzunun sonunda "keşke daha normal davranan biriyle evlenseydim" diyecek duruma geliyorum. Sonra bir de böyle düşündüğüm için üzülüyorum. Manyak mısın kızım adam sen anksiyete atağı geçirme diye kişiliğini mi değiştirsin diyorum.

Anladınız değil mi beni? Anlamadığınız kısımlar varsa sorun cevaplayayım. Bakın mesela bu saat oldu inanılmaz uykusuzum ama uyuyamıyorum. Çünkü bu akşam hiç kimsenin mutlu olmadığını düşünüyorum. Şöyle olsaydı daha iyi olurdu diyerek zamanı geri çevirmek istiyorum. Bir dostumun dediği gibi, incelikler yüzünden mi bunlar, yoksa ben dümdüz deli miyim. Şimdiden teşekkürler.
Birkeresinde kv hazır tepsi böreğini bén yaptım deyip bir güzel tarif vermişti, hepimiz onun hazır börek olduğunu biliyorduk. Onun adına ben utandım oysa hiç gerek yoktu buna . Bak aklıma geldi yine utandım
 
O kadar dangalak bir esim vardır ki Nerede ne konusulacagini bilmediği gibi insan yüzü görünce şımarık çocuk gibi,bana laf atar sinir eder laf sokar kavga çıkartır. Özellikle benim akrabalariminyanında yapar ilk evlendigimizde kendi ailesinin yanında yapardı çünkü erkeklik egosu. Onu bitirdik şimdi benimkilerin yanında yapar çünkü Mağaradan çıkmayan anası babası kardeşleri de aynıdır hiç insan yüzü görmeyince sasiriyorlar. Bak gene sinir oldum. He benim kardeşim de az değildir mesela. Ne yapıyorum kimseyi bir araya getirmiyorum sinir olmuyorum. Asla kocamin doğum gününü aileme kutlatıp da sinir olmam mesela. Geçen sene cocugumun 1 yaş doğum gününü yaptım ailesine o kadar sinir oldum ki bu sene yüzlerini görmek istemedigimden toplum içindeki aptal saptal davranışlarina maruz kalmak istemedigimden cocugumun doğum gününu yapmıyorum hem bir sürü masraf yorgunluk bi sürü telaşa girip onlarla sinirimi bozamam sen de bir araya getirme. Yanı eşine yalnizkenkatlanabiliyorsan ailenle bir araya getirme aynı şey kendi ailen için de geçerli. Meselenin geçmişi falan varmis anladigim kadariyla ama bu noktadan başlamanı tavsiye ederim
 
Yine gelmis suslu cumlelerle derdin ne ki? senin'ciler..
Yahu arabeske mi baglasin yani? Sonra da cilekessin,duygu somurusu yapiyorsunuz mu diyeceksiniz?
Elestiriye acik diye bu kadar yargisiz,acimasiz yapmayin yahu su isi.
Siz olumsuz ozelliklerinizi ne kadar törpülüyebiliyorsunuz,insanlarin nasil bir gecmis yasayip,onda nasil hasarlar birakmis olacagini nerden biliyorsunuz???
Acimasizca elestiri ile ne kadar faydali olabileceginizi dusunuyorsunuz??
Insanlarin nasil cumle kurduguna tutun actigi konunun iceriklerine kadar karisma haddini nerden buluyorsunuz!
Okumasi icin kimse kimseyi zorlamiyor degil mi? Sana hitap etmek zorunda mi?
Elestiri yapayim derken ne bu asagilama duygusu!!
Gelmis konu acmis hatalarinin farkinda zaten.Burdan duyacagi seyler iyi geliyor demekki.Neden anlamaya calismiyorsunuz?
Konu sahibi kusuruma bakma.
 
Bence biraz abartılı bir durum bu
Eşin konusunda şunu söyleyebilirim ailen zaten az çok tanımıştır eşini,dolayısıyla böyle davranması ailen için öngörülebilen birşey olmalı.
Kayinvaliden konusunda da aynı şey geçerli,ailen ilk kez karşılaşmıyor onunla,kanıksamışlardır artık garipsemek yerine.
Şunu bilmeli ve hiç unutmamalısın,kimseyi değiştiremezsin ve kendin dışında ki insanların yaptığı davranışlardan sen mesul olamazsın. Bak bu ikisi bence konundaki anahtar nokta. Anlattıkların olabilecek şeyler,hakaret yok,kavga gürültü yok,gerisi idare edilebilir şeyler bence.
Sen rahat olmaya çalış,insanları oldukları gibi kabullenmeye bak,böyle yıpranan da üzülen de sen olursun.
Ortamda sizden başka kimse bu kadar önemsemiyor bu konuları emin ol.
 
Bu kadar olayi aklinda tutup nasil yazdin hayret ettim. Yazarken sıkılır insan bunlari mi takiyorum diye.=) Bence rahatsiz oldugunuz konuda hemen tepki verin, durup dusununce o davranislar degismeyecek. Acik acik soyleyin dusunduklerinizi..
 
Yorumlarınızı çok beğeniyorum. Onu belirteyim önce. Naif, insanı rahatlatan bir üslubunuz var. Tekrar tekrar okudum bu yüzden yazdıklarınızı.

Çocukluğuma hiç inmek istemem travmalar ile dolu o dönem. Aştığımı sansam da bir şekilde karşıma çıkıyor işte. Benim en büyük korkum, şayet bu yaşadığım durum mükemmeliyetçi olmaksa oğlumun hayatını mahvetme ihtimalim. Her ne kadar çocukların eğitimi konusunda rahat düşünen, asla başarılı olma takıntısı olmayan bir zat olsam da buna engel olabileceğimi pek sanmıyorum. Zira yaramaz ve şımarık çocuk yerine anlamayan, mantığa sığmayan hareketler sergileyen çocuk daha çok geriyor beni.

Dün annem doğum gününde "idrak, biz izin versek ve engel olmasak çok farklı yerlerde olabilirdi. Ama kader işte" deyince buz kestim bir anda. 31 yaşındayım ve bu özleştiri için çok geç kaldı. Hayatımı mahvettikten sonra bunları söylemesi beni daha çok sinirlendiriyor. Hala kendini haklı görse inanın daha az üzüleceğim belki de.

Farkındalık kısmı tamam ama kabullenme kısmında ciddi sıkıntılar var bende. Önerinizi dikkate alacağım, kitabı temin edeceğim. Her ne kadar eski kitap kurdu hallerimden eser kalmamış olsa bile, kendime yaptığım en büyük kötülük okumayı bırakmak olsa bile belki bu konuda atacağım adım bile beni iyileştirebilir.
Hayatınız niye mahvolsun?
Yarım kalan hayallerinizi gerçekleştirmek, eğitiminizi istediğiniz düzeye yükseltmek için vakit geç değil,hepi topu 31 yaşındasınız Ya Hu!
Bir üyeye yazdığınız cevapta dertlerinizi sıralamışsınız,
hiç kolay şeyler yaşamamışsınız siz.
Bu kadar birikim elbette bir yerden patlayacak
ya da sızacak, yoksa sizi içten çürütür.
Bu hissettikleriniz o sızıntılar işte.
Akıllı,mantıklı ve duyarlı bir kadınsınız,
hadi idrak silkelenip harekete geçin;
kabullenme ve değişim için,
bunu yapabilecek güç var içinizde...
 
Geçmişle bağınızı kesmelisiniz. Affedin ama unutmayın. Kini, nefreti, sizi üzen şeyleri bırakın. Bunun yolları var. Tuğçe Işınsu anlatıyor. Ben onun sayesinde düzeltmeye başladım hayatımı yoksa intiharın eşiğine gelmiş haldeydim.
Size iyi gelmişse olumsuz bir şey söylemek istemiyorum ama Tuğçe Işınsu adlı hanımın eğitimi,bilgi birikimi nedir?
Günümüzde herkes yaşam koçu,biraz da medyatik olunca nerdeyse şifacı konumuna yükseliyorlar.
Bu tip insanların tavsiyelerine dikkat edilmeli.
 
Kendinize fazla yükleniyorsunuz. Herşeyi ve herkesi en ince detayına kadar düşünmek çok yorar. Başka şeylere, mesela çocuğunuza yoğunlaşın. Bakmayın kim ne demiş kim ne yapmış diye. Görmezseniz bu kadar düşünmezsiniz sonuçta. Herkesi kendi doğrularınıza göre yönlendiremezsiniz, ama o anı yaşayarak mutlu olabilirsiniz belki. Bazen ne halleri varsa görsünler demek lazım galiba.
 
Merhaba hatunlar.

Baştan belirteyim uzun uzun anlatacağım derdimi. İki satır yazı okumaya üşenenler için uygun bir konu değil. Sabah sekizden itibaren ayaktaydım, bünyem o kadar yorgun ki umarım zihnimi toparlayıp derdimi en doğru şekilde ifade edebilirim.

Başlıkta yazdığım mevzu derdimdir. Uzun zamandır çözmeye çabaladığım ancak başaramadığım, hayatımın tamamını etkileyen bir sorun bu. Öyle ki artık insan içine çıkmak istemeyecek kıvama geldim. Bugün yaşadıklarımı anlatayım, belki bir yerlerden bir şeyler yakalanır da "sebebi ve çözümü bu" denir.

Bugün eşimin doğum günüydü. Eşimin ailesi doğum günü kutlamaz. Partide coşmaktan bahsetmiyorum iyi ki doğdun bile demezler. Onlar böyle imiş, sorgulamıyor ve kabulleniyorum bu durumu. Benim ailem de aksine özel günlere fazlaca önem verirler. Eşimin ailesinin tutumunu bildikleri için, eşime sürpriz yapıp gelmek istediler. Ben de kendimce hazırlık yaptım. Oğlumla hazırlık yapmak adeta işkenceydi ama başardım. Ailem elinde pasta "iyi ki doğduunn damaaat" naraları ile geldiler. Eşim ailesinin genetiğini gururla taşıdığından olsa gerek adeta bir kalas, efendime söyleyeyim bir ruh emici gibi "aaa anne" dedi. Bu tepki içerisinde; şaşkınlık, mutluluk falan barındırıyor ama kimse anlamıyor. Çünkü nasıl anlasınlar ki.

Birinci utanma, eşim adına: neden daha normal tepkiler veremiyor bu adam. Hayır yani aa anne çok teşekkür ederim ne güzel sürpriz buyurun gelin deyip gülümsemek ne kadar zor olabilir ki? Benim enerjimi sömürüp ruhumu emdiği yetmiyor, insanların heyecanlarını da baltalıyor.

Sonra çay, ikram faslı başladı. Oğlum oradan oraya koştururken kayınvalidem de olağanca doğallığıyla oğlumun ona ne kadar düşkün olduğundan, bir gün görmese ne kadar özlediğinden bahsediyordu. Bir yandan da benim sıpaya "koşma dur düşersin. Gel yemek ye yemek. Ay ne tatlı kurban olurum" gibi söylemlerde bulunuyordu. Zaten annemler henüz kapıdan girerken "ay çoraplarını çıkardı idrak çorap yok mu çorap" diye yırtınıyordu. Çünkü ben annemlere hoş geldin diyene kadar çorapsız bekleyemez. Mazallah çorapsızlıktan nöbet falan geçirir.

İkinci utanma kayınvalidem adına: 65 yaşında kadın toplum içinde nasıl davranması gerektiğini, nerede ne konuşması gerektiğini bilmiyor. Hele hele tavırlara bak. Havan kime olum senin? Hayır yani torununa düşkün olduğunu kime neden ispat etmeye çabalıyorsun? Amaç ne ola ki.

Oturduğumuz iki saat boyunca gerim gerim gerildim. Eşim neden sohbet etmiyor? Oğlum neden kuzenine koala gibi yapışıp çocuğu Taciz ediyor? Abim neden kardeşime manalı manalı bakıp güldü? Kardeşim çok mutsuz görünüyor. Tabi sıkıldı çocuk. Benim kalas koca yine saçma sapan çıkışacak çocuğa. O bunu düşünecek, öteki böyle davranacak vs vs. Beynim yanıyor. Asla salamıyorum kendimi. Herkes adına empati kurup, mümkün olsa herkesin davranışlarını kontrol etmek istiyorum. En azından görgü kurallarına riayet edecek ölçüde davransınlar istiyorum.

Bu durum öylesine kontrol edilemez bir hal aldı ki bende, kalabalık ortamlarda inanılmaz geriliyorum. Kim ne saçmalayacak, kim neye üzülecek, kim nasıl davranacak diye düşünmekten ve kasılmaktan vücudum ağırıyor artık.

Ne kadar açık ve doğru ifade edebildim kendimi bilmiyorum. Yakın zamanda bu olayı yaşadığım için bu örnekleri verdim. Ancak konudaki olaylar kadar basit değil durum. Mesela eşimle bir yere yemeğe gideriz. Garsona neden daha nazik konuşmadı diye gerilirim. Gidip garsona sarılarak "kusura bakma ailesi de böyle patavatsız. Genetik işte naapcan" demek istiyorum. Annemle bir topluluktayken, annemin o muhteşem beyin yakan esprilerine tanık olunca herkese dönüp "gerçekten gülmek zorunda değilsiniz. Ben anlıyorum acınızı" demek istiyorum. Bunun gibi bir sürü örnek sayabilirim size.

Gerçekten, samimiyetle soruyorum. Aman bana ne ki demeyi nasıl başarıyorsunuz. Herkesin adına düşünüp üzülmemeyi nasıl başarıyorsunuz? Ben çok yoruldum bu durumdan. O kadar çok düşünüyorum ki mevzunun sonunda "keşke daha normal davranan biriyle evlenseydim" diyecek duruma geliyorum. Sonra bir de böyle düşündüğüm için üzülüyorum. Manyak mısın kızım adam sen anksiyete atağı geçirme diye kişiliğini mi değiştirsin diyorum.

Anladınız değil mi beni? Anlamadığınız kısımlar varsa sorun cevaplayayım. Bakın mesela bu saat oldu inanılmaz uykusuzum ama uyuyamıyorum. Çünkü bu akşam hiç kimsenin mutlu olmadığını düşünüyorum. Şöyle olsaydı daha iyi olurdu diyerek zamanı geri çevirmek istiyorum. Bir dostumun dediği gibi, incelikler yüzünden mi bunlar, yoksa ben dümdüz deli miyim. Şimdiden teşekkürler.
Hayır deli deilsin canım sadece fazla yorulmussun ve insnanların senn istedign dusundugun tarzda olmaması canını fazla sıkmıs elinde deil yaptıklarım bende biriyle kavga edsem yads bir olay olsa saat lerce gnlerce tuvalettte yemek yerken hata uykumda bile baskası adına utanırım konusurum keske bole demeseydim derim uzulurum ve beynim yanar :KK43: tipik yengec burcuyum :KK43: nasıl gecer blmiyorum valla bende
 
Bu durum bende de vardı. Şimdi saldim kendimi rahatladım ohh. Herkes farklı. Biri öyle davranıyor diye kimse sizi ayiplamiyor merak etmeyin. Mükemmel olamazsınız. Eksiksiniz çünkü insansiniz. Ayrıca yakinlarinizin mükemmel olmasını da bekleyemezsiniz, beklemeyin de. Bu şekilde devam ederseniz de sigortaları yakarsiniz ben size diyeyim.
 
X