26 Kasım'dan bu yana akış olmamış. Bir bakayım dedim herkes iyi mi... İkinci bebekler gelmiş hoş gelmiş. Allah bağışlasın, analı babalı abili ablalı büyütmeyi nasip etsin. Nasıl geçti böyle bilmiyorum, neredeyse iki yıl olacak. Buraya yazdıklarım, okuduklarım, ağladıklarım... Hepsini düşünüyorum da hayat ne kadar hızlı ve ne kadar kısa sonuç olarak. Sorunlara çare buldum mu, hayır, anlattım, başka bir şeye dönüştüler, daha iyi bi sorun bulup onları unuttum, gündem değişti, pişik oldu, bakıcı geldi, dizi izledim, kilo aldım ya da bir sürü başka şey... Şimdi yeni doğum yapan biri bana süt dese, uyku dese, emekleme dese... Zamana bırak derim, seyret sadece. Sürecin seni sürüklemesine izin ver. Nasıl büyüdüğünü gör, bunları kafaya takma. Çok soru var ,birçok varyasyonu var çocuk büyütmenin. Şimdi şu kadarcık yerden bile geriye bakınca, ne çok değişim görünüyor. Konuşuyor ya konuşuyor, en en en güzeli bu. Bize şaka yapıyor, oyun kuruyor, çantamı vinç, bardağı eldiven yapıp oynuyor. Televizyondakiyle konuşuyor, Maşa eve gel su iç, diyor. (Not: gece defaten kalkıyoruz huyumuz kurusun)