Benim eşim kadar da benim etrafımdaki erkeklerden iş yapan hiç yoktur..hatta çoğunluğu bahsettiğin modelde. Aslında çok büyük bir handikap oldu yıllarca bu benim için. Ben çok çalışkan bir insanım, full time dışarda olan bir işi olsaydı da eşim, evde aval aval oturacağı yerde kalkıp yaptığı işleri başıma kalkmasaydı..ya da çocuğu 2 saat oyalasaydı da ben evin tüm işlerini görebilseydim.
Eşlerimizin böyle olması, etrafın ona “bulunmaz hint kumaşı” bize de “dünyanın en şanslı kadını” gibi bakmaları...sıkıntı yani:/ iki ev işiyle, alışverişle bitmiyor ki olay..tamam onu da yapmayanlar var ama bu bizim olduğu kadarıyla yetinmemizi gerektirmez. Bir de o yemek, o düzen, o işler, alışverişler herkes için yapılıyor, niye hep bize lütufmuş gibi dayatılıyor bilmiyorum. Benim eşim de çöpü atsa, onu bile iş yaptım diye söylüyor..geçen gün bi durdu düşündü, benim o akşam 8’de uyuyunca gece yarısına kadar yaptığım işleri “evet sen daha çok çabalıyorsun” diyebildi.
Ha bu kadar çabalıyorum ama istediğim gibi de değil hiçbirşey ama daha üstünü de ben zorlamıyorum şartlarımızdan dolayı.
Mesela ben şimdi işteyim, eşim sürekli “çocuklarla 3-4 saat nasıl kalacağım” diye söylenip duruyor. Biz bütün gün, aylarca kalabiliyoruz. Biz de insan evladıyız, olağanüstü bir gücümüz yok yani..sadece dayanmayı tercih ediyoruz, onlar gibi “ben kaçtım” moduna girmiyoruz. Kadınları kat kat katlayan bu erkek gücü, konu çocuk bakımı olunca nereye kaçıyor anlamıyorum.
Benim eşimin eski centilmenliğinin de gözümde şu an hiç değeri yok açıkçası. Yaptıklarını anlatsam, burdan köye yol olur misali, öyle ince, öyle naifti ki..
Dünden beri benim de çok moralim bozuk, eşimin öküz öküz halleri üzerine..
Hayat yeterince zor zaten, hele iki çocukla..keşke azıcık ince düşünmeyi tercih edip bizi hafifletseler.