2014 Ağustos Anneleri Paylaşım Alanı


sana niye başlattılar bilmem, hamilelikte bebeğe geçiyordur muhakkak çünkü kemik yapısı hamileyken oluşuyor sonuçta. Fakat doğumdan sonra anne sütünden bebeğe geçmeyen tek şey d vitaminiymiş dr bana öyle söyledi. Bu yüzdendir ki türkiye'nin neresinde olursan ol bebeklere d vitamini veriliyor. Ama şuda var eğer bebeğe her gün 15 dk. kadar güneşlendirebilme imkanımız olsa (çıplak şekilde ama) ki mümkün değil, çünkü üşütebilirler yada güneşten yanabilirler, o zaman gerek kalmazmış.

Yinede mümkün olduğunda güneşli havalarda bebekleri az az güneşlendirmek lazım ama giysiyle değil cilt yoluyla alıyorlar çünkü vitamini
 
Kizlar bebisler gun icerisinde uyuyormu? Benim kizim cingoz recai, gun icerisinde uyumuyor, uyudugunda sadece emerken uyuyor emme bitince yada memeden cikartinca uyaniyor yani soyle yatirinca uyuyan anneler nasi beceriyorsunuz
emzirirken uyuyor zilli kucagima aliyoeum sirtina vuruyorum sonra yatagina birakinca biraz mirildaniyor ama popsunu vurunca uykuya devam ediyor saat 9'da yatirdim ama 12'de kalkar emmeye zilli
 
benim kızımda öyle bazen dönüyor bazen dönmüyor kaç aylıkken sürekli dönmesi gerekiyor ki? bizde işitme testi yaptırdık duyuyor.
 
Benimki gece on iki olmadan geçmiyor ki uykuya yaa gündüz de sürekli uğraştiriyir en fazla bir saat uyur sonra ağlar kalkar emio ya boğazı balgamli suan fazla emmio bende kafayı yedim beş dk emip birakio
 
arkadaşlar çok kötüyüm.Allah rızası için bana dua etmenizi istiyorum.1.5 aydır kulağımda işitme problemleri vardı.hep antibiyotik kullandım.bugün genzimde bir şey görüldü.biyopsi alındı.lütfen anneler dua edin bana sonucu temiz çıksın.hayırlısıyla iki evladımı büyütebileyim
 
benim kızımda öyle bazen dönüyor bazen dönmüyor kaç aylıkken sürekli dönmesi gerekiyor ki? bizde işitme testi yaptırdık duyuyor.
Bilmiyorum ki benimki 3ay oldu bugün dr. Göz temasindan kaynaklı otizm olmaz dedi hic göze bakmazlarmis bana iki ay daha bekle dedi.iste kafasını tutuyor, canlı bakıyor bos bakmıyor takip ediyor temas var dedi ama ben nedense taktım allahım hep böyle olacak gibi geliyor. .
Cingarakla baya uyarin dedi.. mesela artık sesli gülüyor kahkaha atıyor babası gaz alırken bana bakıyor ben konuşunca sesli gülüyor dakikalarca bakıyor..
 
Canım lütfen kötü düşünme birşey olmaz allahın izniyle seni biliyorum bak strese sokma kendini hasta edersin birşey olmaz allahın izniyle dualarim seninle doktor ne dedi..
 
Slm hepinze ben eylul annesu olacakken agustos annesi oldum ;-) bebeğim 32 haftalik dunyaya geldi simdi uc bucuk aylik olduk benim kizimda oyle dönüp bakmiyor guluyor ama daha kahkaha atmiyor biz biraz geriden geliyoruz galiba
 
Canim allahim sifa versin sen gonlunu ferah tut inşallah hic bir sey cikmayacak
 
Sünnetimizi de olduk maşallah
detay lutfen canim..nerde oldunuz nasi oldunuz sonrasi cok sikintili gectimi

tatlim panik yapma biraz zaman wer bebegine..

ah canim Allah sifa wersin hayirli hbrler wer insallah bize..kotu seyler dusunme nolur bak sutun de etkilenir
 
Yaa kizlar benim bebegim cok mu kucuk gerimi gelisimi çok takiyorum kafaya 3 aylikken 60 cm 6.100 gr di yarin dr a gitcez yine bakalım :/ tabi biz 3 hafta kadar erken doğmak zorunda kaldık ondanmi acaba 48 cm 2.600 dogduk
 
Yaa kizlar benim bebegim cok mu kucuk gerimi gelisimi çok takiyorum kafaya 3 aylikken 60 cm 6.100 gr di yarin dr a gitcez yine bakalım :/ tabi biz 3 hafta kadar erken doğmak zorunda kaldık ondanmi acaba 48 cm 2.600 dogduk
Canım normal doğum kilosuna bakar misin lütfen maşallah gerçekten böyle düşünme benim bebeğim 3470gr.dogdu 6500 gr araya bakarsan bebeğinin doğum kilosu düşük ve şuanda normal 2600 doğmuş bi bebek ilk üç ay 1 kilo alsa 5600 etmesi lazımdı bundan pay bic doğum kilosu boyu çok önemli
 
  • Çocuğunuzu, ağlatarak uyutmaya çalışmayın
  • ADEM GÜNEŞ*26 Ocak 2009, Pazartesi
  • küçük yaşta çocuğu olan annelerin en çok zorlandığı konulardan biri çocukların "uyku düzeni"dir.


  • Küçücük bedenleri, sevimli yüzleri ve masum görüntüleri ile her an sevilmeye hazır bekleyen bu şirin dünyalılar, misafir oldukları ailenin birçok alışkanlığına tesir ettikleri gibi, uyku ve istirahat düzenlerini de etkiler. Aile içindeki bu değişiklik de özellikle anneleri bir hayli zorlar. "Çocuktan önceki" yaşantısında anneler, kendi "biyolojik ritminin" gerektirdiği gibi istirahat edebilme serbestliğine sahipken, "çocuktan sonraki" dönemde kendilerine bağlı bulunan bebeklerinin ihtiyaçlarını hesaba katmak zorunda kalırlar.

    Günlük hayatın telaşı ile yorulan bir anne, tam dinlenmek üzere iken, bebeğinin uyanması ile tekrar onun ihtiyaçlarını karşılamaya koyulur. Böyle bir anne, uykusuz geçen günlerin verdiği sıkıntı ile gereğinden fazla tedirgin, huzursuz ve asabi bir hale gelebilir, hatta bu gerginlikler anne sütünün çekilmesine veya azalmasına da sebep olabilir. Bu durum gerek eşler arasındaki iletişimi ve gerekse anne ile çocuk arasındaki "tahammül" gücünü zayıflatmaya başlar. Bu kısırdöngü sonunda anne artık bebeği ile baş edemez hale gelir ve çocuk yetiştirmenin ne kadar da zor olduğundan şikâyet etmeye başlar.

    Çocuğu kendi düzenimize uymaya zorlamalı mı?

    Konu hakkında çalışmalar yapan uzmanlar, bir yandan annenin çaresizliğine dikkat çekerken diğer yandan da çocuğun masum ihtiyaçlarının giderilmesi arasında sıkışıp kalırlar. Bu yıpratıcı süreci aşmak için ise iki ayrı yöntemden biri annelere tavsiye edilir. İlk yöntem; "çocuğu anne ritmine uymaya zorlamak"tır. Annelerin genelde tercih ettiği bu yöntem, bebeğin uyku düzenini annenin günlük yaşantısına ayak uydurmaya zorlar. Yani, anne, bebek her ağladığında onun ihtiyaçlarına cevap vermek yerine, "vaktinde" oluşan istekleri gidermeye çalışır. Örneğin, bebek kendi yatağına yatmayı istemez ve akşam uykuya dalmakta zorluk çeker. Yalnız yatmaya alışkın olmadığı için de, ağlayarak anneyi yanına çağırır, anneye olan ihtiyacını gözyaşı ile dile getirir. Bu yönteme göre; bebek ne kadar ağlarsa ağlasın kayıtsız kalarak, annesinin geleceğine dair umudunu keseceği ve sonunda yorulup ağlamayı bırakarak uykuya dalacağı hesap edilir. Çocuk, her ne kadar ağıtları ile "anne n'olur gel" sinyali gönderse de anne, o ağıtlara duyarsız kalarak, "hayır benden umudunu kes gelmeyeceğim" demektedir. Çocuk günlerce süren bu ağlamalarının sonunda artık ağlamadan uyur ancak aslında annenin kendisine cevap vereceği umudunu yitirir; korkularını ve endişelerini kendi içine hapsederek uykuya dalmaya başlar. Peki, çocuğu ağlatarak ve anneye umudunu keserek uyutmak ne kadar doğrudur? Çocuklar bu ağlamalar sırasında ruhen incinmekte midir?

    Ağlatarak uyutmak, çocuğun vicdanını katılaştırır

    Henüz konuşma yeteneği olmayan bir bebek etrafı ile iletişimini "ağlayarak" gerçekleştirir. Bebeklerin ihtiyacı değiştikçe ağlama şekli de değişir. Örneğin; altını ıslatan çocuğun ağlaması ile korku ve endişe yaşayan çocuğun ağlaması birbirinden farklıdır. Eğer çocuklar ağlamayacak olsalardı, çocuk bakımı dünyanın en zor işi olurdu. Zira hiç ağlamayan bir çocuğun, ne zaman acıktığını anlamak ya da uykusunun gelip gelmediğini hesap etmek hemen hemen imkânsızdır. Normal şartlarda "hiçbir çocuk sebepsiz yere ağlamaz". Eğer çocuk ağlıyorsa mutlaka bir sebebi vardır. Anne-babanın görevi çocuğu susturmak değil, çocuğun ağlama sebebini bularak, ihtiyacını gidermektir.

    Uyku düzeni sağlamak adına, onun ağlamalarına ilgisiz kalmak yanlış bir yöntemdir. Zira çocuk, içinde bulunduğu ailenin düzeninden habersiz olarak kendi bünyesinin ihtiyacı çerçevesinde uykuya dalar ve uyanır. Eğer anne, çocuğun uykuya dalma ve uyanma "ritmini" kendi yaşantısına uydurmaya zorlarsa, bebeğinin "biyolojik ritmini" bozmuş olur. Üstüne üstlük, bebeğin ağlayarak anneye iletmeye çalıştığı "korkuyorum anne" ya da "tedirginim anne, yanıma gel" mesajlarına ilgisiz kalmakla, çocuğunun bilinçaltına "annelere güvenilmez" düşüncesi yerleştirir. Hâlbuki bir çocuk için ilk ve tek güvenilecek kişi annedir. Eğer çocuk, en çok güvenilecek kişiye karşı daha bebeklik yıllarında güvensizlik duymaya başlarsa, vicdan duygusunun gelişiminin de önüne geçilmiş olur. Çocuk bu uygulamanın sonunda ağlayarak annesini çağırmaz belki, ama annesini çağırmaması bir çözümün değil, bir sorunun başlangıcını ifade eder ki, o da çocuğun vicdan duygusunun katılaşmaya başlamasıdır. * Uzman Pedagog

    O halde ne yapmalı?

    Çocuğu ağlatarak ve onun ihtiyaçlarına karşılık vermeyerek terbiye etmenin çocuğun ruh sağlığına zarar verdiği çok açıktır. Annenin yapması gerekli olan şey, bebeğinin biyolojik ritmini bozmadan, onun düzenine uymaya gayret etmektir. Çocuk, her korktuğunda, her endişe duyduğunda anneden teselli alabilmeli, her uyandığında annenin tebessüm eden çehresinin verdiği rahatlıkla yeniden uykuya dalabilmelidir. Çocuk, güven içinde, her defasında annesini yanında bulacağından emin olursa, bir süre sonra kendi başına yatmaya alışacaktır. İlk dört yaş, anne ile çocuk arasında güven atmosferinde geçmelidir.
 
Benimki de öyleydi netten araştırdım biraz. Bu donemde vücut artik çocuğun ihtiyacına gore sut üretmeye alışıyormus. Sut çektikçe geliyor yani.Bebeğe de bu sut çekme zor geliyormuş hemen ağzına aksin istiyormuş ondan huysuzlaniyormuslar. Memeyi reddettiğini düşünüp mamaya başlayanlar çok olmuş. İnatla vermek gerekiyormus bebekler bu akışa alisana kadar.
 
Benimki de uykusuz gündüz toplanan üç sat uyuyor ya benimki gibi olan varmı aranızda yani gazından dolayi mi acaba on dk uyuyo sonra bağırıyor kalkıyor kucağa alınca susuyor

Uç saat iyi yaa benimki ayağında ssallayıp pispislersen gündüz 20 dk yarim saat anca uyuyor. Bizim gece gündüz toplam günde uyku saatimiz 8 9 saat. Daha on olduğunu görmedim. Oleyim ben.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…