kızlar doğum hikayemizi daha önce ana topikte yazmıştım, şimdi oradan koplayarak burayada ekleyim dedim:)
işte "Deniz kızımızın" doğum hikayesi:)
tüm olaylar pazar günü (14.08.2011) başladı. doğuma daha epey var düşüncesiyle eşime pikniğe gidelim diye tutturdum. annem, ben ve eşim o gün karagöle gittik. bilmeyenler için, karagöl dağlarda bulunuyor, yolu 1 saat kadardır ve çok virajlı. doktorum doğuma daha var diye ve bebek henüz inmedi diye ben bu şartları hiçe saydım. neyseki, şansım varmış orada doğurmadım. yoksa bizim Deniz kızımız doğuştan dağıcı olacaktı dönüş yolunda ben bazı sancılar hissetmeye başladım ama düzensiz oldukları için yalancı sancılar diyip geçtim. eve vardığımızda sancılar yavaş yavaş artmaya başladı. fakat eşim internetten 10 dakikada3 defa oluncaya kadar yalancı sancılar sayıldığını okuyarak beni rahatlatmıştı. akşam 11 gibi bu sancıların dahada sıklaşmısı beni epeyce heyecanlandırdı. annemle eşim ne olur ne olmaz piknikten gelen eşyaları hızlaca ortadan kaldırmaya çalışırken, ben ne olur ne olmaz banyomu yapıp temizlenmeye çalışıyordum. arada bide sizden sancılarla ilgili sorup duruyordum önceki gün yıkatmadan gelen halıları sererken üst komşumuzun banyosundan akkıttığını fark ettik. (yani benim daha suyum gelmemişken üst komşumuzun banyosunun suyu çoktan gelmişti). bunlarla hepsiyle uğraşırken benim sancılarım kendi kendine dinmeye başladı. heyecanı üsütünden atlatıp herkes yatmaya gitti ama nafile çünkü bir saat içinde sancılarım daha bir azmıştı. hemencik görümcemi aradım (kendisi doktor) ve onun telaşlı sesiyle hemencik yanınıza geliyorum demesiyle çok yakın bir süreç içinde doğuracağımı anlamış oldum. saat 4:30da tam evden çıkarken suyum gelmiş oldu. ama daha evvel zamanda nişanımda geldi. o telaşla doğum valizimi evraklarımı kapıp hastaneye gittik. bildiğiniz üzere ben özel gazi hastanede doğumu yapmaya planlıyordum ama o günden sonra o hastanenin önünden bile geçmeyi istemem. zaten son iki haftadır size bu hastaneyi seçtiğim için hayal kırıklığımı anlatmıştım. gerçektende bu hastaneyle çok kötü deneyimler yaşamış oldum. hastaneye vardığımızda bize direk beni alamayacaklarını haber verdiler çünkü gece ve hafta sonları çocuk doktorları olmuyormuş ve doğumu nöbetçi doktor yaptırıyormuş. nöbetçi doktor hakkında bana önceden söylenmişti ama çocuk doktorların belli zamanlarda olmadıklarından bana hiç bahsetmediler. üstelik bebeğimde çarpıntı var olduğunu söyleyerek ve kısa boylu olduğum için ancak sezeryanla doğuracağımı bilgi verdiler. üstelik ilk defa o sırada çatı muayenesi gören ben nöbetçi hemşire tarafından güzelce bide azarlandım. muayene yaptırıldığında kendimi kastığım için kadının bana söylemediği laf kalmadı. tabi bunları hepsini duyarak ben başka hastaneye sevk edileceğime dahil bir belge imzaladım. ilk olarak aklıma üniversitem geldi ve direk ege üniversitesine yönlendik. orada beni direk nstye aldılar ve bebeğin kalbinde hiçbir çarpıntı olmadığını söylediler. ardından ultrasyonlar ve çatı muayeneler yapıldı. suyum hepsi gelmemişti, açılmam ise sadece 1 parmakmış. yani daha kızımızla kavuşmamıza eppeyce saatimiz vardı. belli süre sonra bana suni sancı verildi. sancılarım artmasına rağmen açılmam uzun bir süredir 1 cmydi. esnek olmama rağmen, doktorlar küçük bir ihtimal sezeryan olabilirim diye bana hem yemeği hemde suyu yasakladılar. yani iyiki piknikte bari et yemiş oldum zaten açlığıda pek hissetmemiştim, ancak boğazım çok kurumuştu. ilk başta yatağın ucunda oturarak masum masum doğumu beklerken ilerdeki saatlerde sancıdan sancıya yarı baygın vaziyette uzanıyordum. doktorlar ne olursa olsun ilk başta sadece normal doğumu düşünüyorlardı. tabi epedrual olacağımıda anlaşmıştık. ancak açılmam çok az olduğundan epedruali direk veremiyorlardı. pazartesi günün akşam 5 saatlerinde benim ailemi (babam izmire daha sabah 7de ancak rusyadan gelebilmişti) ve eşimin ailesini boşu boşuna beklememelerini söyleyip evlerine göndermişler. dışarda tek eşim kalmıştı. doktorlar benim ancak salı sabahı doğuracağımı inanıyorlardı, o yüzden epedruali gece saatlerinde ancak takılacağını söylediler. tabi bunlar konuşurken benim sancılar çok arttı ve ben artık sezaryan olmak için yalvarıyordum çünkü o acıyı artık dayanılacak gibi değildi. fakat ne sezaryan nede epedruala karar verildi. sonra 18lerde ben galiba doğuruyorum demeye başladım. beni o sırada açılma için kontrole alan doktor bir anda heyecanlayıp sakın ikınma diyerek makas vs. istedi. daha üstlerine değiştirme fırsatı bulmayan doktor ikinci ikınmayla kızımı eline almış oldu. açık gözlerle doğan kızım toplam 2500 kilo ve 48 cm boyundaydı. halbuki son ultrasyonda 2850 olarak gözüküyordu. yan odaya kontrol için götürülen kızım sesli ağlayışıyla hem odayı hemde benim kalbimi doldurmuş oldu.
şimdi ise tam 1 haftadır ailemizin minnacık bireyine alışmaya çalışıyoruz. acıkırken herşeyi yalamaya çalışan, altına yaptığında ise "ben bir şey yapmadım" diye masum masum bakan kızım hayatımın yıldızı oldu. O benim artık minik Deniz yıldızım.
bugün de topuk kanı için aile hekimimizede gitmiş olduk. doğumdan itibaren 280 gram alan kızım emzirme konusunda yada sarılık konusunda bizi şimdilik derde sokmadı. umarım ilerleyen zamanlarda da o sorunlanlarla karşılaşmayacağız.
bu arada doğum yaptıran doktorun ismi de Deniz, yani tesadüf de bu kadar olur. sanki doğurtanın ismini koymuş gibi bir şey oldu