Evde Doğum Yapanlar


Yıllar yılı bebeğin psikolojisi üzerinde annenin psikolojisinin etkisi olduğu bilinmiyordu ama zamanla anlaşıldı. Buna benzer şeylerin ileride daha çok anlaşılacağı kanaatindeyim.
Saygılar...
 

Sağlık ekibinin kapıya ulaşmasından bahsetmişsiniz. Ekibim hem evimde olacak hem de tekrar edeyim 4 bina ilerisi özel ve donanımlı adını vermeyeceğim ama deneyimli bir hastane. Saygılar...
 

Böyle yapanların varlığı aslında azımsanmayacak kadar çok. Ama ne yazık ki dogmatik fikirlerle yetişiyoruz. Bilim bize birşey söylüyor ama yarın bunun aski söyleniyor. PEKİ olayı değiştirene kadar bıçak altına yatanlara ne olacak. En son ihtimal olarak evet hastane düşünülebilir ama hastaneyi evime getirecek kadar deneyimli uzman(hatta şu an iki farklı akademi bulduğumu belirtmeliyim) "EKİP VE EKİPMAN" BULMUŞSAM DENEMEYE TAMAMEN KAPALI OLMAMIN ANLAM YOK BENCE. Ya da bağnazlık yapıp asla kata demeden önce bir araştırmanın daha uygun olduğu kanaatindeyim. Tıpta gelişme diyoruz ama üzücü ki inklapçılık ilkemizi hiçe sayıyoruz.


Bildiğim bir örneği söylemeliyim. Doktor hastaya bakıyor bekliyor ki doğum yapsın. uğraşıyorlar itmeye çalışıyorlar, annenin canını acıtıyorlar ama bebek gelmeye niyetli değil. Yıllanmış bir hemşire de hastanın ricası ile o an hastanede. Ve hemşire hemen diyor ki bu bebek kaburganıza yerleşmiş. başı sıkışmış. Sezeryan gerekli. Ve doktorun da onayı ile sezeryan yapılıyor. Görülüyor ki bebek uzun zamandır orda imiş. vücudu büyümüş ama kafa sıkışık olduğu için fark edilmemiş. Ve bu olay ultrasonlarda da görülememiş. Ve ne üzücü doktorumuz bile bunu anlayamamış.

Bunu neden anlattım. Herpimiz bize öğretileni ezberliyor ve bulgulara dayanarak neticeye varmaya çalışıyoruz. Ama deneyim ayrı bir olay. Sadece araştırıyorum ve sıcak bakıyorum diyorum.

Bir çok kişiye hasta, sakat doğacak bu çocuk aldır deniyor ama çocuk doğuyor ki, sapasağlam!

Veya doktora geliniyor deniyor ki yaz bu ilacı benden sana tatil. Bakıyor doktor endikasyon tutuyor. Oysa ki bir ilaç için uzun süre deneme süresi olmalı. Ama bu çok masraflı bir iş diye önce bizim üzerimizde deneniyor sonra baktık olmadı deyip piyasadan kaldırıyorlar.

Bunu da şunun için söylüyorum. Tıp da hata yapabilir!Kaldı ki bahsettiğim durumdaki kişiler de uzman hekim. Ayrıca deneyim sahibi kişiler.

Bir de hastane için steril demiş bir arkadaşımız var. Düşüncesine saygı duyuyorum ama ben benzer şekilde ne yazık ki düşünmüyorum. Okuduğum tür bir kaç profesörün yazısındaki ifadeleri hatırladığım kadarı ile söylemiştim. Hastane ortamında olmayan doğumlarda enfeksiyon oranının diğerlerine nazaran daha düşük olduğu ve bu yüzden hastane doğumlarında ilaçların şart olduğu ama gelecekte evde doğumu teşvik edebilirsek bunlara gerek kalmayacağı yazılı idi. Ben demi,yorum ki aşısını vurmayacağım ama bu evin daha steril olduğunu gösterir.

Daha yazmak istediğim çok bilgi var ama ne yazık ki vaktim az.

Verdiğiniz örnek için teşekkür ederim.
 
Son düzenleme:
Bu işi yapanlar da uzman hekim. Bilginize. Saygılar...

tabii ki karar sizin bizler sadece sizi ve bebeğinizi düşündüğümüz için fikirlerimizi söylüyoruz.peki bu ekip daha önce sizin tanıdığınız birisini bu şekilde doğum yaptırdı mı?ne kadar deneyimliler acaba?allah korusun tansiyonunuz yüksele bilir veya tansiyonunuz düşebilir ne bileyim sonuçta doğum yani herşey olabilir.bebişiniz iri bir bebek olabilir.peki bu ekip a' dan z'ye herşeye sahip mi?birde hastaneler evinize yakın olduğunda bahsediyorsunuz ama bir kaza olduğu zaman 100 metredeki hastaneden ambulans gelmiyor.yani siz bilirsiniz tabii ki.
 

Öncelikle endişenizi çok samimi buldum ve bu yüzden çok teşekkür ederim.

Yakınınız var mı yapan diye sormuşsunuz. İşte bu yüzden bu başlığı açtım zaten. Belki bu tür hizmetlerden yararlanmış olanlar çıkar forumda diye.
Bahsettiğim yerlerde de o kişiler ile doğum yapmış kişilerin doğum mektupları var. Hatta tüm saflığı ile yazılmış herşey. Dakika dakika aksilikler ,doğruluklar vs. Ama neticede hepsi çok memnun kalmış. Bulduğum yerlerin ikisinde de doğum yapan annelerin bebekleri ile görüntüleri ve mektupları var. Ama bu yerlerden biri normal doğumu kesinlikle tavsiye edip tüm ısrarlara rağmen sezeryanı gerekli görmedikleri durumda annelere normal doğum yaptırmış ama hastanede yaptırmış bir grup. Diğer grup ise bu işi daha önce defalarca evde de yapmış ve hastanede de hizmet veren ve dediğim gibi bir ay öncesinden ev ziyareti yapıp ekipmanları eve bir ay öncesinden yerleştirmeye başlayan ve dediğim mahremiyet olgusunu sonuna kadar sağlayan bir yer. En azından anneler memnun. Ha.. hiç mi sezeryan düşünmemeiş. Bir seferinde düşünmüş ama gene de doğum normal olmuş. Ama tabii olay annenin sayesinde. Yorgunluğa rağmen dayanmış. vs vs..

Zaten dediğim gibi bunu birebir yaşayan var mı diye sormak istedim. Bu yüzden bu başlıktan yararlanmak istedim. Çok ılımlı bakıyorum. Ve keşke ülke sağlık politikası haline kadar gelebilmiş bir olay olsa da bu isteğimde tek başıma kalmasam(tabii bunu yapan ve başaranları dahil etmiyorum).

Tekrar teşekkürler.
 
Son düzenleme:
Bu hanım ilk çocuğunu da(tüp bebek olmasına ve biricik olmasına -ki bilirsiniz tüp bebek olayı ne kadar zahmetlidir-rağmen) sonraki ikiz bebeklerini de (bunlar da tüp bebek) evde suda doğurmuş bir bayan.





'Suda' doğumu yaptıran doktor Hakan Çoker'e "Nedir bu yöntemi özel kılan" diye sorduk. Aldığımz cevaplar bizi fazlasıyla tatmin etti.

Doktor bey bebeğin poposuna şaplak vurmadınız mı?
- Bu son derece köhne ve yanlış bir yöntem. Ana karnında, plasenta içinde dingin bir ortamdan çıkıyor, dünyayla tanışma anında zaten şaşkın ve korumasızken bir de darbe alıyor. Bu ömür boyu sürecek gizli travma yaratıyor bebekte.

Dediğiniz ezber bozar.
- Bozsa iyi olur. Öte yandan sezaryen doğumlar çılgın bir orana yükseldi. Doğallık kaybı, telafisi zor sorunlara yol açacak.

Biraz anlatın bize, neler oldu doğum sırasında?
- Genelde amacımız doğum konusunda her türlü teknik bilgiye sahip, doğumdan korkmayan, normal doğumun coşkusunu hisseden, çevresinde ne olursa olsun doğumda beden ve zihin kontrolünü sağlayabilen, doğuma aktif katılabilen anneler yetiştirmek.

Neden böyle bir yöntem?
- Suyun rahatlatıcı ve kasların açılmasındaki yumuşatıcı etkisi doğumda büyük destek. Önemli olan, gerekliliği halinde orada teknik tıbbi destek ve doktorun olması. Aile ve sevgi, huzur ve güven, anne ve bebek arasındaki bağ tastamam. Sessizlik, su, aile, çocuklar, baba ve havaya uçuşan kalpler var sanki.

Herkes suda mı doğurmalı ?
- Dünyada suda doğum yöntemi çok yaygın. Avrupa ve ABD'de hemen hemen bütün hastanelerde doğum havuzu mevcut. Ülkemizin yapısına ve doğum geçmişine bakıldığında 'evde doğum yapın' mesajı doğru olmayacaktır. Ancak bizim hayalimiz, hastanelerdeki doğum odalarının kadınların rahat edebilecekleri, evdeki huzuru ve güveni alabilecekleri bir şekle gelmesi."

İkiz bebek dünyaya getirdiği 2'nci doğumunu da suda yapan Belçikalı gelinimiz Lorens'e 'hayırlı olsun'a gittik

Marmaris'teki evine kurulu havuzda, su içinde ikiz doğum yaparak ilgi odağı olan 'yabancı gelin' Lorens Arslan 1969 Belçika doğumlu. 1994 "Klein Academy-Belçika" tiyatro bölümü mezunu. Akademi eğitimi sırasında beden ve zihin kontrolü, konsantrasyon, nefes teknikleri, gevşeme egzersizleri konularında yoğun eğitim aldı. Dr. Hakan Çoker Hamile Eğitim Merkezi'nde önce öğrenci sonra da yardımcı eğitici oldu. İlk doğumunu 2009'da, Amerika'dan getirtilen plastik bir havuzda gerçekleştirip oğlu Selim'i dünyaya getirdi. Geçtiğimiz hafta ise bu kez ikiz tüp bebekleri yine aynı yöntemle doğdu. Bu hafta MOLA'mı hem bu ilginç anne hem de doktoru Hakan Çoker'le verdim. İyi ki de öyle yapmışım. Sizin de bilmenizi istediğim bir dolu şey öğrendim çünkü.

Bayan Lorens öncelikle tebrikler. "Allah analı babalı büyütsün" deriz biz. Sizde de öyle olur umarım. Lakin doğum dediğimiz; sıradan, 'sudan' bir olay değilken suda doğum yapmanız cesaret sanki...
- Nisan 2009'da Marmaris'teki evimizde ilk doğumumu yaptım. Şimdi ise 41 yaşında bir kadının doğal yöntemlerle, hem de sağlıklı ikiz tüp bebek doğurabileceğini kanıtladım.

Neden böyle bir kanıtlamaya gerek duydunuz?
- Çünkü sezaryen doğumlar bir çılgınlık halini aldı. Ağrısız, rahmi zorlamayan, zamanı belli doğum pek çok kişiye akıllıca ve rahat geliyor. Oysa doğallığı ortadan kaldırmak uzun vadede çok işler açacak dünyanın başına.

Suda doğum da doğal değil ki...
- Hiçbir ilaç kullanmadan, hiç ağrı hissetmeden yaptım doğumlarımı. Önemli olan suda ya da karada olması değil, uygun ortamlarda ve doğal halde yapılması. Daha göbek kordonu kesilmeden bebeklerim Kerim ve Alice'i kucağıma aldım. Araya ebe, hemşire, doktor girmedi. Karnımdan kucağıma geldiler. Bunlar bir anne için muhteşem duygular. Eşim Günay Arslan da, "İlk çocuğumuzda yaşamış olduğumuz duyguları yeniden tazelemiş olduk" diyordu az önce size. Doğal yöntem bebeğe saygının göstergesidir. Doktor değilim ama eğittik kendimizi karı koca. Gördük ki bu yöntemle dünyaya gelen bebekler daha aktif ve daha iştahlı oluyor. Doğumdan hemen sonra anneler, bebekleri ile çok daha güçlü bağlar kurarlar. O zaman bırakalım doğumun zamanına bebekler karar versin.

Doktor Hakan Bey'in hem sağ kolu hem de hastası olma durumunuz var. Acaba torpilli bir doğum hizmeti verdi mi size?
- Hamile eğitim merkezimizde ben de eğitimciydim. Ancak hamile kaldıktan sonra terapi seanslarında yer değiştirerek öğrenci sıralarına oturdum. Son kurs seansında tango yaptık doktorla birlikte. Ama eve döndükten 6 saat sonra sancılar başladı. Hemen Hakan Bey'i aradık, koşup geldi. İlk çocuğum olan Selim'in dünyaya geldiği şişme havuz yeniden hazırlandı, 37 derece sıcaklıktaki suyla dolduruldu. Önce erkek bebeğim, 10 dakika sonra da kız bebeğim dünyaya geldi. Tarifsiz bir keyifti benim için.

Bundan sonra da hamile kalmayı düşünüyor musunuz?
- Sanmıyorum. Artık bebekleri büyütme zamanı. 3 çocuk bakmak epey vaktimi alır. Bu kadar yeter sanırım...
 
benim anneannemde evde tek başına doğum yapmış bir bayan. 3tanede sağlıklı cocugu olmuş. dizilerdede evde doğumu izleyicilerin beyinlerine işlemeye başladılar. tercihiniz buysa ne söylenebilir ki allah hayırlı doğumlar nasip etsin inş. şahsen herşeyde doğallıktan yana olan ben, hamile kalsam kesinlikle sezaryan olucam. dediğim gibi tamamen tercih. etrafımda genç anne olan herkes sezaryen oldu ve gayet mutlular. bende o şekilde olmak istiyorum.
 

Bizde 3 kardeşiz,benim annemde ebe yardımıyla evde doğum yapmış.Doğum özel bir olay nasıl istiyorsanız öyle yapın.
 

popoya şaplak vurma mı kalmış ya
o kadar doğuma girdim hiç de görmedim yani :))
 

Teşekkür ederim.

Ancak bir yanlış anlaşılma olmadan söyleyeyim. televizyonla aram hiç mi hiç iyi değil. izlediğim tek dizi Leyla ile Mecnun. O da eşim tv izlerken gülüyordu. baktım ne izliyor. Ondan sonra ben de sevdim

Bir de benim etrafımdaki sezeryanlılar hiç mutlu değil. Tesadüf olmuş
 
Kim bilir elinden kaç doğum geçmiş Ebe Asude Oflaz’ın. “O kadar doğal, biyolojik bir süreç ki!” diyor doğum için, anne adaylarının yanlış yönlendirildiğini, sistemin doğal doğuma aykırı tutumundan dolayı sezaryenle doğumların arttığını söylüyor. İşte Ebe Asude Oflaz’ın bakış açısıyla doğumun bilinmeyen yüzü…

Ebelik, bilim ve sanatın birleştiği, ruh ve etik değerler üzerine temellenmiş profesyonel belirtiliyor Türk Ebeler bir sağlık disiplinidir” diye Derneği internet sitesinin giriş sayfasında… Peki en az 5000 yıllık bir geçmişe dayanan bir mesleği yürüten ebelere ne oldu? Onlar hayat sahnesinde artık isimlerini çok az duyduğumuz karakterler haline geldi. Derneğin sitesindeki şu önemli bilgiyi atlayamadım: “Dünya Sağlık Örgütü ebeyi; gebelik sırasında, doğumda ve doğumdan sonra gerekli bakım ve danışmanlığı sağlamak, normal doğumları kendi sorumluluğunda yaptırmak, yeni doğanın bakımını, aile planlaması danışmanlığını yapmak üzere eğitilmiş kişi olarak tanımlar.” Oysa ülkemizde, özellikle büyük şehirlerde doğumları şimdi ebeler değil yalnız doktorlar yaptırıyor.

Biz de bu değerli mesleğin duayenlerinden, 37 yılık Ebe Asude Oflaz’la bir araya geldik. Kendiside elbette ebelik mesleğinin kenara itilmiş olmasından çok rahatsız. Sezaryen oranlarındaki yükseliş onu, anne-baba adaylarını doğuma hazırlayan bir hamile eğitim merkezi açmaya yöneltmiş. Ebe, Hamile Eğitimcisi ve Doğum Rehberi Asude Oflaz ile ebelik ve doğal doğum üzerine yaptığımız söyleşi ile bence birçok kişinin farkında olmadığı gerçekler su üstüne çıkacak.


Öncelikle ebelik tecrübenizden bahsedebilirmisiniz?


37 yıl oldu. Bunun 5-6 yılında çocuklarımı büyüttüm, ebelik yapmadım, ama net olarak 30 yıl çalıştım. Bütün özel kliniklerde görev yaptım. Göreve önce SSK’nın doğumhanesinde başlamıştım.Çok fazla doğum tecrübem var. Hatta bir dönem Emirgan Reşitpaşa’da sağlık kabini açmıştım, orada da ev doğumları yaptırdım. Şimdi de 5 senedir doğum eğitmenliği ve doğum rehberliği yapıyorum. Annelerle birlikte doğumda duruyorum.

Hastanelerin teknik imkanları olduğu için durum böyle, değil mi? Her an müdahale edebilmek için …


Evet, ama doğum biyolojik bir süreç, hastalık değil. Bütün dünyada doğumlar evde yapılıyor. Oralarda ev doğumları destekleniyor. Çünkü kadın biyolojik bir süreci yerine getiriyor. Yanındada doğumu bilen, onu yönlendirecek biri varsa, önceden her şeyi belirleyebilir. Doğum ebenin işidir, bizim ülkede tam tersi, doktorun işi olmuş. Oysa ki doktorlar patoloji öğreniyorlar. Yani doğuma patolojik bir olaymış, hastalıkmış gibi baktıkları için doğumu hastanelerde yapalım diyorlar. Tabii ki hastanelerde olabilir, ama hastanelerde değil, doğum evlerinde olmalı doğumlar…

Bütün Avrupa’da doğum evleri var, bizde de vardı, ama hastanelerin içine kattılar ve şimdi doğum medikal hale geldi. Şu anda günümüzde olan doğumların hiçbiri normal doğum değil, medikal doğum. Halbuki anneyi ve bebeği korumak adına doğum sürecinde o kadar doğuma aykırı şeyler yapılıyor ki, gereksiz müdahaleler yapılıyor.Aslında bir kadın yanında destekçisi varsa doğurabilir. Özellikle de bu destekçi ebeyse bu iş olur. Bu çok doğal…


Daha önce evlerde daha çok doğum oluyordu.O zamanlar bebek ölüm oranları daha yüksekti. Ama şimdi medikal olduğu için bu oranların düştüğü belirtiliyor.Ne düşünüyorsunuz bu konuda?

Şöyle ki hastanelerde de riskler var. Mesela hastane enfeksiyonu. Bir de müdahaleler var, örneğin vakum var, ama onu yapmamak için sezaryen yapıyorlar şimdi. Sezaryenle doğan bebeklerde akciğerlerde problemler olabiliyor. Sezaryenin de birtakım riskleri var, ama bunları kimse çıkıp söylemiyor. Yani olaya tek taraflı bakılıyor. Evet haklılar aslında, çünkü maalesef evde doğum yapacak kadar modernleşemedik. Çünkü trafik sorunumuz var. Ama yurt dışında ambulans kapıda bekliyor.

Gerekirse hastaneye götürüyor. Biz Amerika’nın, Avrupa’nın herşeyini örnek alıyoruz, ama evde doğum yapma sistemlerini örnek almıyoruz, buna saçmalık diyoruz. Herhalde onlar bu konuda aptal, biz çok akıllıyız öyle mi? Biz medikal doğum yaptırarak daha mı akıllıyız yani?

Gelişmekte olan bir ülkeyiz ve sürekli modernleşme çabası içindeyiz ya, acaba evde doğumu bizim insanımız ilkel bir yöntem olarak mı görüyor?

Orada önemli bir şeyi kaçırıyoruz aslında, doğal olacak bir şeyi ilkel görüyoruz. Evet, doktorlarda bunu diyor. Kimi doktorlar da anne adayına, “Köylü kadınlar gibi doğum mu yapacaksın.” diyor.

Evet onlar gibi doğum yapmalı kadın, çünkü bizim anatomimiz böyle. Kadının anatomisi ayakta doğurmaya meyilli. Bir de o doğum masaları var ya, doğum için değil onlar, doktorlar için… Anatomiye aykırı bir kere o masalar ve o şekilde doğurma çabası… En azından kadınlara ıkınmak için ayakta durmasına zaman bıraksalar, yürüyerek pelvis hareketlerini yapmalarına izin verseler daha kolay doğum yapacaklar. Ama o masalar inanılmaz kötü. Bir de erken yatırıyorlar. Kanımca orada kadınlara işkence yapıyorlar. Bence bir gün bu değişecek ve anneler çocuklarına, “Bir zamanlar masada yatarak doğum yapılırdı” diyecek.

Evde doğum yapılacaksa bu süreç nasıl oluyor?


Büyük şehirlerimizde trafik sorunundan dolayı şu anda bu mümkün gibi görünmüyor. Çünkü büyük şehirlerde acil bir şey olduğunda hastaneye yetişmek çok zor. Yurt dışında şöyle oluyor: Eve 2 ebe gidiyor, daha önce anneyi takip etmiş oluyorlar. Evde doğum için gerekli olan malzemeleri götürüp yayıyorlar. Sonra anneyi takip ediyorlar. Zaten bağlı bulundukları hastaneler var, problem çıkan anneyi kolaylıkla hastaneye alıp orada müdahale ediyorlar. Yani acil bir durumda sezaryen kararını ebe veriyor.

Vakit kaybı olmuyor mu hastaneye gitmek için?


Hayır, zaten ellerinde acil müdahale için malzemeleri oluyor. Mesela kanama olabilir, serumu var. Tam teşekküllü ambulans kapıda bekliyor. Zaten problem çıkma ihtimali çok düşük. Trafik diye bir sorunları da yok. En fazla 10 dk’da gidiyorlar hastaneye.


O zaman evde doğum yapmak orada maliyetli olmalı…


Hayır değil. Çünkü sezaryen normal doğumdan daha maliyetli! Normal doğum koruyucu hekimliktir. Sezaryende ise ameliyat malzeme masrafları da var. Orada devletin normal doğumu desteklemesinin nedeni maliyetinin az olması. Biz bu konuda çok geriyiz. Bizde sistem evde doğum yapacak ebeleri yetiştirmiyor. Bu yüzden de ebeler ekarte ediliyor.Oysa doğum bir ekip işidir: Anne-baba, doktor ve onu takip eden ebe! Hatta ebe doğumu yaptırır ve bir problem varsa doktoru çağırır. Doktor da karar verir. Bizde ise büyük şehirlerde bu halkada sadece doktor ve anne oluyor. O zaman bütün karar doktora kalıyor. Bu defa ne oluyor, 18-20 saat gibi uzun bir süreç olduğu için doktor doğumda anneyi bekleyemiyor. Yani doğumu takip edemiyor. Dolayısıyla anne adaylarını doğal doğuma hazırlayan “doğuma hazırlık eğitimleri” de gerekli desteği bulamıyor doktorlardan. Halbuki eğitim çok önemli. Anne bilinçlenirse normal doğum isteyecektir.Annenin yanında onu takip edecek bir ebenin olması gerek. Burada doktorları suçlamak istemem elbette, ama gidişatın böyle olmasında hiç payları yok değil. Bir tanıdığım, doktoruna normal doğum yapmak istediğini söylemiş.


Doktorda o zaman, “Antrenman yap, çünkü antrenman yapmadan sahaya çıkan futbolcu görmedim.” demiş. Bütün anneler böyle yapmalı. Ama önce devlet desteklemeli. Benim yabancı annelerim var. Onlar nasıl doğuracağım ben diye önce doktoru değil, ebeleri arıyor. Ve bu eğitimleri de bilinçli insanların yapması lazım. Anlayamadığım bir şey daha var ki, o da önüne gelen doğuma hazırlık kursu açıyor. Oysa biz bunun eğitimini 4 sene üniversitede okuyoruz. Anne adayına nasıl destek vereceğimizi bilimsel olarak öğreniyoruz. Ama eğitim aldım diyen herkes eğitim veriyor. Bir de şimdi dula’lık kavramı diye bir şey var. Bu kavramın kökeni rahibeler. Dula’lar doğum yardımcısı, doğumda anneye yardım eden kişi demektir. Bizim teyzelerimiz, halalarımız yardım ederdi ya doğumda, onlar gibi… Şimdi ebeler ortada olmayınca doğal olarak dula’lar çıktı. Özellikle de yabancılar yapıyor bunu. Ama asla bir ebe gibi yardımcı olamaz, kendi başına doğurtamaz anneyi. Sorarım, zaten ebenin işini zor yaptığı bir ülkede dula işini nasıl yapacak?

Sizin hamile okulunuzun amacı ne?


Normal ve doğal doğum eğitimi veriyorum. Her anneyle birlikte ben de doğum yapıyorum. Tamamlayıcı tıp tekniklerini de kullanıyorum. Son olarak Lamaze ve hypnobirthing tekniklerini de Türkiye koşullarına göre eğitimin içeriğine ekledim. Ne kadar muhteşem mükemmel çalışan, bir bedenimiz olduğunu ve ona güvenmemiz gerektiğini anlatıyorum. Bir de korku faktörü var. Korkunun bilgisizlikten kaynaklandığı bir gerçek! Doğum korkulacak bir şey değil, hayatımız boyunca keyifle, mutlulukla hatırlayacağımız bir süreç olmalı. Bu süreçte neler yapılabileceğini anlatıyorum. Babalar da geliyor.

Doğuma yakın haftalarda teorik eğitimleri verip doğumdan bir-iki hafta önce de pratik eğitim yaptırıyorum ki, bilgiler taze kalsın diye. Didaktik bir eğitim değil benimki, daha çok pratiğe yönelik. Bu arada da anne birçok şey öğreniyor.
Anne adayları doğum öncesi buradan silahlanmış olarak gidiyor. Doğum sürecini iyi tanıyıp öğrendiği için, hangisi işine yarayacaksa onu kullanıyor.

Ekipte 3 ebe arkadaşım daha var. Biri doğum sonrası uzmanı, biri Almanya’da doğum evinde yetişmiş, diğeri de çok uzun yıllar ev doğumları yaptırmış ve ameliyathane tecrübesi olan bir arkadaşım. Ayrıca psikoloğumuz var, o da Fransa’da eğitim görmüş olan bir bebek psikoloğu, doğum sonrası ve öncesi annelerin ihtiyaçlarını karşılıyor. Enerji-beden dengesiyle ilgili eğitim veren bir homeopat eğitmenimiz var, kendisi eğitimini Almanya’da almış doçent pedagog. Bir de refloksoloji uzmanımız var, o da Almanya’da yetişmiş. Örneğin; biz ev doğum takibine gidersek 2 kişi gidiyoruz. 20 saat kalabildiğimiz için 2 ebe iyi oluyor.


Doğum yardımcısı olarak hastanelerde zorluklar yaşıyor musunuz?


Evet, zorluklar yaşıyoruz. Gerçi benim saçım beyazladı, sözüm geçiyor, ama genç ebeler daha çok zorlanıyor. Bir kere her şeyden önce doktor defansı var. Anne gidip doktoruna, “Benim doğum koçum var!” dediğinde, o da “Çok lüks bu, ne gerek var!” diyor. Ya da “İyi gelsin, ama bana karışmasın” diyor. Bizim zaten öyle bir hakkımız yok. Biz hastaneye girdiğimiz andan itibaren annelere de bunu diyoruz: Doktorun söylediği tartışılmazdır.

Doktorlar genelde hukuki açıdan çekince yaşıyorlar, değil mi?


Evet, ama bir de karar mekanizmaları tartışılsın istemiyorlar. Çünkü bilinçli anne çok tartışıyor. Oysa anne adayı “Bana neden bunu yaptın, şunu yaptın?” diyebilmeli doktora… Örneğin; “Neden ben istemeden su kesesini açtın?” diyebilmeli… Bunların hepsinin anneye sorularak yapılması gerekiyor. Yani doktorluğu doğum üzerinde çok etik bulmuyorum. Onların da haklı olduğu bir taraf var. Çünkü anne dava açtığı zaman sistem; “Niye bunu daha önceden görmedin, öngörüp sezaryen yapmadın!” diyebiliyor. Kimse niye sezaryen yaptın diye dava açmıyor, niye sezaryen yapmadın diye dava açıyor. Doktorda çok rahat, “Risk gördüm, sezaryen yaptım!” diyor.

Arjantin’de devlet yasa çıkardığının ertesi günü, hemen herkes normal doğum yaptırmış. Benim dönemimde sezaryene karar verilecekse kurul karar verirdi. Şimdi o kadar kolay bir ameliyat ki, bebeğin ters gelmesinde oluşabilecek herhangi bir riskten daha risksiz, o yüzden o riski almayıp sezaryen yapmak daha mantıklı diyor doktorlar. Aslında sezaryen de bir çeşit aile planlaması. Mesela 3. sezaryen riskli bana göre. O zaman 2 doğumla sınırlı kalıyorsun. 3.’yü yapmak istediğin zaman riske giriyorsun.

Normal doğum yapmak isteyen bir anne adayına neler tavsiye ediyorsunuz?

Kurslara giderek doğum sürecindeki ihtimalleri öğrenebilirler. Doğumla başa çıkmayı öğretiyoruz onlara. Kursumuzda “doktorunuzla iletişim” diye bir dersimiz bile var bizim. Bir annenin sezaryen olduğunda, “Niye bana sezaryen yaptın?” diyede sorgulama hakkı olması lazım.

Normal doğumun bebeğe yararları neler?


Bir kere bebeğin ilk çabası! Rotasyon dediğimiz, bebek kendini döndüre döndüre geliyor. Bu anneyle ilk temas demek. Böylece kendine masaj yapıyor ve omurgadaki sinir sistemi harekete geçiyor. Sezaryende ise çocuk doktoru bunu doğumdan hemen sonra eline bir bez alarak bebeğin sırtına masaj şeklinde yapıyor. Sinir sistemi uyarılsın diye… İkincisi bebek normal doğarken sıkıştığı için akciğerlerindeki sıvıyı atıyor.

Böylece atmosfer basıncıyla karşılaştığında temiz bir nefes almış oluyor. Normal doğumda ilk yarım saat içinde anne bebeğini kucağına alabiliyor. Sezaryende, zaman girince araya bebeğin kafası karışmış oluyor. Bu defa emzirme problemleri çıkıyor.

Bebek ters duruyorsa bile normal doğum yapılabilir mi?


Evet, çok zor bir şey değil, bunun için erken haftalarda bebek döndürme teknikleri kullanılıyor. Bebek anne karnında 32. haftada dönmeye başlar, 36’da dönmüş olması lazım. Bence en büyük sorun yatarak doğum yapıyor olmak. Anne ayakta olduğu zaman yer çekimini kullanmış olur. Bebek daha kolay dönerek gelir. Memeli hayvanlar gibi ayakta ve 4 ayak üzerinde doğurmamız ideal. Tasarımımız böyle bizim. Karafatmalar, kakalaklar gibi sırtüstü doğurtulmaya çalışıyoruz. Yurt dışında da öyle masalar var ki, ayakta duruyormuşsun gibi…

Peki doğuran kadın neden çığlık atıyor? Ağrı duymuyor dediniz, korkuyorlar mı?


Evet. Ama o ağrı değil, korku da değil. İçindeki potansiyel enerjiyi öyle ifade ediyor. Ben bağırtıyorum özellikle anneleri. Bir de ha haa diye gülüyoruz. O yaşanan şey acı değil. İnsanlar bunu bilmedikleri için onu acı olarak gösteriyor. Şu filmleri, dizileri yapanları anlamıyorum, suyu gelince cıyak cıyak doğum yaptırıyorlar kadına. Bu doğru değil.

Su geldikten 5-6 saat sonra başlar dalgalar. Ondan sonrasını da ayakta geçirmesi gerekiyor annenin. Kurslarda bu tür yanlış bilgiler düzeliyor ve korku azalıyor. “Suyum geldi, ağrım gelmedi, ne olacak?” demesin anne adayı, çünkü bu aşamanın üzerinden daha 48 saat daha beklenebilir. Doktorlar bu kadar bekliyor mu?

İsteksiz olarak sezaryene giren kadın maalesef ben doğumu beceremedim diye düşünüyor, bu psikolojiyi yaşıyor ömür boyu. Bu muhteşem bir duygu ve hiçbir doktorun bu muhteşem duyguyu kadının elinden alma hakkı yok. Bir kadın bunu kaç kere yaşar ki. Kadınların iç güdüsel, türünü devam ettirme duygusu alınıyor elinden…

Ebe sayısı az mı hastanelerde?


Hayır az değil, bir çoğu sekreterlik ve hemşirelik yapıyor.


Yani hastanelerin yapması gereken şey ebelere ağırlık vermek, doktor da doğuma yakın bir anda gelsin, değil mi?

Şimdi şöyle bir şey var. Bunu fark eden hastane köşeyi dönecek bence. Şimdiki jenerasyon artık hep bilgisayar kullanıyor, bilgiye çabuk ulaşıyorlar. Sayfalar dolusu araştırma yapıyorlar, bir çoğunun yabancı dili var ve yabancı sitelerde de bu konuyu araştırıyorlar. Bütün dünyada normal doğumu destekleyen bir trend var. Tüm anneler bakıyorlar ki normal doğum sağlıklı, o zaman ona yöneliyorlar. Böylece hastanesini arıyorlar.Çünkü normal doğum yapmak isteyen annenin odasını biz normal doğuma uygun hale getiriyoruz. Bir hastaneyle anlaştık, doğumlarımızı orada yapacağız.

Annelerin bir kabahati de şu: Doktoruna gidip normal doğum talebini bildiriyor, doktor da tamam dediği an, anne adayının, “Peki beni hangi ebeniz takip edecek?” diye sorması lazım. Her doktorun ebeleri olması lazım. Doktor ebesini de yetiştirirse bu iş mükemmel yürür. Ya da anne adayı kendine ebe ayarlarsa, benim ebem varda diyebilir.

Benim birkaç doktor arkadaşım var. Bakıyoruz evde gebeye, daha doğum başlamamış, başlayacak gibi bilgileri veriyorum kendisine. Su gelse bile arada anneyi dolaştırıyoruz, parka götürüyoruz, geziyoruz, belki yemek yiyoruz, beraber vakit geçiriyoruz. Tarlada da kadın işini bitirip öyle doğurmuyor mu?

Sezaryen sonrası normal doğum yaptırdınız mı hiç?


Evet yaptırttım. Olabiliyor. Yeni sezaryen tekniği buna izin veriyor. Konu yine sezaryene geldi diye söylüyorum; sezaryen, anneye kolaylık bebeğe zarar. Tamamlayıcı tıpta depresyon terapileri var. Geriye dönüşe gidildiğinde hipnoz yapıldığında bebeğin ilk travması sezaryen. Hayatı boyunca taşıyor o korkuyu. Bence sezaryen bir travma!

Ultrasonlar da çok gereksiz bizde. Mesela yurt dışında kadın 3 kere ultrasona giriyor. Onlar aptal da biz mi akıllıyız. Her seferinde de dünyanın parasını veriyorsun muayeneye. Ben dışarıdan bile anlıyorum bebeğin durumunu. Şu anda İstanbul’un en büyük araştırma hastanelerinde ebeler anneyi muayene edemiyor. Asistanlar yapıyor bunu. Anneye dokunamıyorlar, ebe olarak mezun oluyorlar, ama mesleklerini yapamıyorlar.

Böyle bir şey olabilir mi?


Bir ebenin iş tanımında şöyle yazar: Hamilelik boyunca anneyi takip eder, doğumunu yaptırır, gerekirse cerrahi müdahale olarak epizyosunu yapar, yani su kesesini açar. Doğurtur ve bebeği takip eder. İş tanımı bebeğin doğumunu yaptırtmaktır. Sen üniversiteden her yıl 2500-3000 ebe mezun ediyorsun, ama hastanelerde çalışırlarken bunlara bırak doğum yaptırtmayı, muayene ettirtmiyorsun. Bu nasıl bir şey, o zaman kapatın, böyle bir meslek yok deyin. Sonra doğum doktorunun eline geçiyor her şey, o da normal değil sezaryen yapıyor. Çünkü doktor olayın normal tarafına değil, patolojisine bakıyor. Doğum yüzde 90 normal gidiyorsa, o yüzde10’una bakıyor. Peşin peşin davranıyor. Bu, doğaya, yaşama saygısızlık, bebeğe ve anneye saygısızlık. Bence bu az gelişmişliğin en büyük örneklerinden biri…


Ebe Asude Oflaz: “Doktorlar hamile eğitim merkezlerini desteklemeli”

Şuna çok dikkat etmeli anne adayı: Bizde anne adayının doğumuna daha 20 saat varken ilk işi hastaneye gitmek oluyor, “Beni doğurtun” diyor. Doktorda doğurtuyor. Bir patoloji çıkıyor nedense. Ama eğitimsizlik de bir patoloji, çünkü hiçbir doktor eğitimsiz ve çok korkan bir anneyle doğum yapmak istemez. Çünkü kadın hayatı boyunca o travmayı yaşayacak demektir. Bence buradaki en büyük eksiklik doktorların doğum kurslarını desteklemeleri ile dolacak. Devlet de bunu desteklemeye başladı ve bütün hastanelerde doğum kursları açıldı. Ama bu kursları doktorlar, anestezistler veriyor. Ağırlıklı olarak patolojiyi anlatıyorlar ve o eğitimden çıkan anne genellikle sezaryenle doğuruyor. Yani şu anlatılmıyor: “Bedeniniz muhteşem!”. Oysa harika bir 40 hafta geçirmiş anne adayı. Ve nedense 40 hafta her şey normal giderken 40.haftada bir sorun çıkıyor. Bu sorun “korku endeksi”dir. Hem basın yoluyla korkuya ygınlaştırılıyor, hem de doktorlar doğal olanı desteklemiyor.
 

Eklentiler

  • $3.jpg
    11,5 KB · Görüntüleme: 109
  • $4.jpg
    18,5 KB · Görüntüleme: 93
  • $5.jpg
    20,7 KB · Görüntüleme: 110
  • $6.jpg
    23,5 KB · Görüntüleme: 106
  • $7.jpg
    12,2 KB · Görüntüleme: 78
  • $9.jpg
    8,7 KB · Görüntüleme: 98
  • $8.jpg
    9,6 KB · Görüntüleme: 116
  • $10.jpg
    8,7 KB · Görüntüleme: 85
  • $11.jpg
    8,4 KB · Görüntüleme: 248
  • $12.jpg
    4,3 KB · Görüntüleme: 84
  • $13.jpg
    11,8 KB · Görüntüleme: 246
  • $16.jpg
    5,5 KB · Görüntüleme: 195
  • $14.jpg
    7,7 KB · Görüntüleme: 91
  • $17.jpg
    10,1 KB · Görüntüleme: 97
  • $18.jpg
    7,5 KB · Görüntüleme: 98
  • $19.jpg
    15,1 KB · Görüntüleme: 105
Bunu da herşeye rağmen daha çocuk bile ortada yokken ve dolayısı ile risk yokken sezeryan düşünen anne adayları için ciddi bir fikir vereceğini düşündüğüm için buraya ekledim.Umarım detaylıca ve satır satır okunur. Umarım bir faydası dokunur.
Iyi geceler...:97:
 
Son düzenleme:
Benim bi arakdasim evde ve suda dogum yapti 3 cocugunda ve cok rahat oldugunu soyluyor
ayrica sanci daha az oluyormus suda dogumda
guzel bi dogum gecirmen dilekelrimle :)
 
benim bir akrabam da hastaneye gitti doğum için suyu filan da gelmişti
hastaneden korkmuş bir korku gelmiş içine tutturmuş eve götürün diye o sularla ayağa kalkmış eve gidicem diye bağırıyormus
esi eve götürmüş, alel acele nasıl da bulmuslarsa ebe bulmuslar, ama sansları varmıs
ebe geldi evde 5 dk da dogum yaptım dedi
inanmayacaksınız vaginasında 1 tek dikiş ve yırtık bile olmamıs

cesaret etsem bende yaparım suda dogum
 
Benim bi arakdasim evde ve suda dogum yapti 3 cocugunda ve cok rahat oldugunu soyluyor
ayrica sanci daha az oluyormus suda dogumda
guzel bi dogum gecirmen dilekelrimle :)

Ya seni bana Allah gönderdi kardeşim. Ebeyi nerden buldu arkadaşın. Ve komplikasyonlara hazırlıklı mıydılar? Bir de hangi şehirde buldu bu imkanı.

Cevaplarsan inan çok sevinirim.

Ayrıca teşekkürler...
 


ayyy keske daha once yazsaydim yurtdisinda bu soyledigim arkadasim
ama doktornevra diye bi sayfa buldum simdi sislide Muayenehanesi varmis
suda dogum ile ilgili bilgiler veriyor belki orasi yardimci olur sana
bi arama motorunda arattir ozel mesaj atamiyorum henuz adresi kopyalicaktim
 



Evde yapıp da çok rahat olduğunu söyleyen o kadar çok kişi var ki. Ama ben rahatlığı için değil bebek için tercigh etmeye niyetliyim.

Eğer ben de yapabilirsem inanın buraya yazarım. Çünkü ilkler cesaret konusunda hakikaten sıkıntı çekiyorlar. Bilmeyenlerin bazen gereksiz korku vermeleri(kötü niyetli değiller ama) biraz insanı korkuya sürüklüyor. Oysa yapanlar da tam aksini söylüyor. Sana da kolay gelsin. Umarım sağlıkla ve dilediğin gibi bebeğin olur.
 

söylediğin yeri de araştıracağım. ama suda doğum deyince her merkez evde suda doğumu anlamıyor. Klinik beklentileri oluyor. Ben evde suda doğum yapan bir ebe araıyorum. Tıpkı arkadaşınız gibi.

Gene de çok teşekkür ederim verdiğiniz bilgi için.
 
ya arkadaşlar siz niye doğumu evde bu kadar zor buluyorsunuz benim eşimin anneannesi ebeydi ilk doğumumu evde yapacaktım baktı muayne etti rahim çok dar çok bekleriz dedi hastaneye öyle giitm ama çok isterdim evde doğurmayı zaten sezeryan oldum bizim annelerimiz o kadarda doğumlarını evde yaptılarda bişey olmadı onlarınki can değilmiydi dikişsiz aynı gün kalkıyorlardıda bebklerde çok sağlıklı doğuyordu şimdi ise doğar doğmaz sarılık oluyorlar şimdi imkanlar o zamanda göre daha çok hastane elimizin altında biz zorlaştırıyoruz sadece
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…