öyle dertliyim ki... ah beni eşim bile, annem bile anlamıyor. evlenmeden önce 19-20 yaşlarında başladı bu anne olma isteği bende. tek bir engel kalmıştı önümde o da evlenmek. 24 yaşıma geldiğimde 9 yıllık sevdiceğimle evlendim. düğünü, nişan vs tüm şeyleri yalapşap geçmiş, direkt evime geçmek istemiştim. artık çocuğum, evladım olacaktı. Ne güzel hayaller ya... cennet kokulumu kollarımda tuttuğum, sarıldığım rüyalar görürdüm hep. bazen kız çocuğum, bazen yaramaz bir erkek evladım olurdu o güzel rüyalarda. ağlayarak uyanırdım. sanki bir gerçeklikten uyandırılmak gibiydi.
ona dünya'yı evreni öğretecektim. ne sorarsa sorsun cevaplayacaktım. birlikte yıldızları, gökyüzünü izleyecektik. gezegenleri anlatacaktım biraz büyüdüğünde. ilgisini ne çekerse odasını onunla donatacaktım. dinozorları mı merak ediyor? posterlerini asacaktım duvara. maketlerini alacaktım.
bazen sadece sevecektim onu. benim olduğu için, canımdan can olduğu için, nefesim olduğu için... beni şu dünya'da seven ikinci insan o olacaktı annemden sonra.
anneyi kıskanmak nedir bilir misiniz? annenizin evladı olduğunuz için onu kıskanmak? bu denli bir evlat hasreti bu. bir başkasının yavrusuyum ama benim yavrum olmuyor.
ama biliyordum. evlenmeden önce bir facebook grubunda evlat istediğimi yazdım diye beni yanlış anlayıp yerden yere vuran bir kadın vardı. hiç unutmam 3-4 sene olmuştur. "ben yeni düşük yaptım senin ağladığın şeye bak. boşa ağlamazsın umarım kısırsındır" dedi. biliyordum hemen olmayacağını. azıcık hakkım varsa haram olsun o kadını asla affetmiyorum.
1 yılda bu hale geldiysem yıllarca uğraşanları düşünemiyorum. bu kadar uzun yazdığım için özür dilerim çok doldum.