Sen anlation ya üç numarayi. Çok tatlı gelio gözüme
. Benm bir numara için herkes ne kadar sakin derdi. Öyleymiş meğer. Oturan boğa gibi boğum boğum kollar önüne koy oyuncak oynasın . Yesin içsin. Ohh mis
camları üç ayda bi eşim siliyo. Parmak izi asla bitmez. Koridorda boy aynası var. Silsem de aynı. İki dakika sonra siviyolar resmen.
. Bizim için yeni ev düzeni sil süpür. Çamaşır bulaşık hallet. Yemek en önemlisi
. Bu kadar. Ne güzel işte eşin yardımcı alalım diyo. Benimki her türlü insan var manyak var hırsız var sapik var diyo. Eve nasıl alcaz dio. Ağır işleri ben yaparm dio . Yapio da zaten. De düzenli gelen biri olsa hiç fena olmazdı yani
bizim bir numarayla iki numaranın karakteri çok çok farklı. İkinci çok zorluyo. Canı sağolsun. Allah sana acımış üçüncüyü halim selim bı evlat vermis. Benimde ilk çocuk tecrübesizlik diye uslu olanı ilk vermiş. İkinci fırlama
. Zaten diyorum ben. Benim ikinci ilk çocuğum olsaydı, muhtemelen bidaha dogurmazdim
tek çocukta ne kadar duzenliymisim ben meğer . Şimdilerde anlıyorum bunu
mevzu iki çocukla iş yapmaya alışmak değil. Ağlayan bebekle iş yapmak eziyet. Hem yaptığım işten nefret ediyorum. Hem çocuk bacağıma yapisip aglio diye üzülüyorum. Bı yandan diyorum ki ilgisiz anne değilim ki. Sonuçta evi çekip çevirmek zorundayız. Oda alışmalı artk buna. Ne zaman alışır bilemiyorum. Bulaşık makinasini üç kişi boşaltıyoruz biz. Ben ve iki oğlum 
kaplumbağa hızında. Tamam güzel. Sonra ben kirlileri yerleştirmeye başlıyorum. Bebeğim kirlileri de boşaltıyor. Kirli bardağı alıp hüppp diye içiyor kendince. Yada yağlı kaşığı lap diye eline alıyor falan. O zaman kızılca kıyamet kopuyor 
Hayat zaten yeterince zor bu ara, olumsuzluklara da yer yok
