Aynı şekilde işte ben de öyleyim...İlişkiye girmek bir zevk olmaktan çıktı, zorunluluk gibi ve şartlanmış şekilde oluyor...Hem de canım yanıyor, yaradan dolayı herhalde bazen dayanılmaz bir sızlama oluyor. Hani açık bir yaranıza alkol değdirmiş gibi...O sızlamayı düşünmekten başka birşey yapamıyorum ilişki sırasında....Of of ! Sürekli iltihap oluyordu bende ve ilaçlar bir işe yaramıyor yani geçici çözüyor. Sonunda kocaman bir yara olmuş...Temiz çıktı ama işte sorun yaratıyor. Çok az da olsa bu yara ve iltihaplar da engel olabilirmiş gebe kalmaya...Oradaki sıvı spermleri öldürebilirmiş. Gerçi yaraya rağmen hamile kalanlar çok. Yani rabbim ol deyince önünde hiçbirşey duramıyor. Tedavi süreci çok uzayacak gibiydi. Doktorum bir kez yakma yada dondurma ile geçmez 4-6 ay arayla 2 yada 3 kez yakmamız gerekir bu yarayı ki o da uzun bir süreç dedi. Her yakma işleminden sonra 1 ay cinsel ilişki yasak ve o da 2 yumurtlama dönemini etkiliyor. O yüzden direkt aşılama denemek istedik biz ama şubatta olamıyor martta da bir engelimiz çıktı. Nisan ayına kaldı. İlaçlarım dolapta bekliyor..
Zaten o ilaçlar psikoloji denen birşey bırakmıyor. Klomen kullanmıştım 1 ay progestan da...Ki onlar aşılamadaki gonal f 'e göre daha hafif. Onlar bile beni mahfetmişti
Ne olacak böyle bilemiyorum. Adetim bitti şimdi 7. gündeyim..Çalışmalara başlayacağız yine. Hergün mü gün aşırı mı, her ay her çeşidini denedik resmen. Bir süre sonra bu sızlamalardan dolayı 15. günden sonra falan diğer aya kadar yapmıyorduk ki, o da sperm kalitesini etkiliyormuş, 1 haftadan fazla ara vermek yani....Bir de o stres çıktı, spermler yaşlanmasın hareketliliğini kaybetmesin diye 3-5 günden fazla beklememek lazımmış. Gelin görün ki benim canım istemiyor çoğu zaman bu moralle ve canımın acımasıyla
![KK43 :( :(](/styles/default/xenforo/icons/kk/xenforo-smilies-kk43.gif)
(
Napıcaz allahım yardım !!
Arkadaşlar mesajları görünce yazmadan duramadım. ben de 6 yıldır evliyim ve 2,5 yıldır çocuk sahibi olmak istiyorum eşimle. muhtemelen de bir çoğunuzdan yaşım daha fazla (34 yaşındayım.) çevrenin duygusal başkısı da ayrı bir konu. Ama hepinize hepimize nacizhane birkaç şey söylemek istiyorum.burada hatırlatmak istedim şu gerçekleri kendime de size de:
-cinsellik insanlığa verilmiş bir armağandır.
-birbirini seven iki insanın birbirine dokunması, birbirini öpmesi, birbirinin bedenlerinden zevk alması çok değerlidir.
-yaşadığımız şu gergin süreçte en fazla sırtımızı vereceğimiz, eskisinden de çok bağlanacağımız, birbirimizden destek alacağımız, güzel sözler söylemede cimri davranmayacağımız kişiler eşlerimizdir.
-cinsellik sadece cinsel ilişki değildir. güzel sözler, bakışmalar, karşılıklı dokunmalar, öpmek... bunlar da cinselliğin bileşenleridir.
-sürprizler yapma (gece yatak odasını mumlarla süsleme örneğin ya da cinsel ilişki öncesi zaman ayırıp birbirinize masaj yapmak...) dokunma okşama, öpme eşleri birbirine daha çok bağlar. sevgiyi perçinler.
-eğer cinsel ilişkiden acı duyuyorsanız bırakın, ara verin okşamakla dokunmakla yetinin. hem böylece eşleriniz de boşalmış ve sperm kaliteleri düşmemiş olur. mutlulukları da cabası:)
-çocuk sahibi olma dışında da heyecanla hayata dair konulardan sohbet edin eşinizle. gülün eğlenin.
-şunu unutmatın ki çocuk sahibi olamadığımız için dünyanın en bahtsız kişileri değiliz. Allah bize dilediğimiz bebekleri verince de tüm sıkıntılarımızdan kurtulmuş olmayacağız.
-Özel zamanlar geçirin eşinizle birlikte eskiden yapıp zevk aldığınız ama artık yapamadığınız şeyler deneyin. (nasıl olsa zamanımızı alan çocuklar yok evde)
-eşinize eskisinden daha çok sarılın, daha çok dokunun ve aşkla, şehvetle öpün onları... (pirince giderken evdeki bulgurdan olmayalım:)
-sevginizi aşkınızı uyanık tutun.
- biz sorunlarımızla uğraşırken (aşılama gününü ya da test gününü beklerken mesela) hayat akıp gidiyor ve geri de gelmeyecek.
-gençliğinizi, heyecan ve ateşinizi bozuk para gibi harcamayın.
-sorunlarımızın çözümünü kontrol edemiyoruz ama hayatımız bizim elimizde.
-insanların %90'ı cinsel ilşkiye sadace zevk almak ve eşine zevk vermek için giriyor. siz de bunu deneyin.