yeni evliyim, evliliğim kötü, fikirlerinize ihtiyacım var...

Eşinizin değişmemiştir, sizin bakış açınız değişmiş sadece. Hiç kimse kendini öyle ustalıkla saklayıp sonra aniden tamamen değişmez. Evlilikten önce bakmanız gereken şeyleri bilseydiniz belki böyle olmazdı... Tabi kader kısmet önemli olan bundan sonrası.

Size tavsiyem hemen ilişkiyi bitirmeyi düşünmeyin, aranızdaki iletişimde sizinde eşinizi tahrik eden ve öfkesini alevlendiren şeylerde katkınız var çünkü. Durum sadece birinin alttan alması ile çözülmez, ilişkinizin dinamiği değişmeli önce. Neden kavga ediyorsunuz? Bunların altındaki temel sorunu bulup bunları konuşun ve çözün, eğer bunlar çözülürse sizin eşinize olan soğukluğunuz da zamanla geçer onun öfkesi de böyle yıkımlara yol açmaz.

Dayak atan bir erkeği savunmak gibi bir amacım yok bunu da ekleyeyim, yalnız kadınların böyle kendilerini tamamen suçsuz karşı tarafı da olayın tek sorumlusu ve suçlusu göstermesi yanlış. Eğer iki taraflı dinlersek eşiniz de sizin kadar dertlidir. Ve onun da haklı olduğu noktalar vardır. Bu yüzden sorunları çözmeye çalışın, olmuyorsa bir aile terapistinden destek alın ki şu durumda bunu yapmanız çok daha iyi olur sanırım...
 

başka bir çözüm bulunamazsa açıklanmalı...

sonuçta şiddet gören mağdur değil mi????
 
Eşim bana vuracak ve ben susacam öyle mi?

Anında aileme söylerim.Ben olsam iiçime atmazdım.Kendi kendime çözüm aramazdım.
Babama söylerdim konuşurdu bir daha aynısı olursa boşardım.Benim babam bana her zaman kapım açık.Hataları affetmem der.Eşimi kastediyor.

Cicim aylarındasınız ama şiddete bakın.Hemde başkalarının yanında tartışmak hiç hoş olmamış.

9 yıl beraberdiniz.Ailesi ile hiç mi tanışmadınız.Bence tanışmışınızdır.

Bana sorarsan çözüm falan arama dayak başladıysa arkası kesilmez.

Ailenle paylaşmanı öneririm.Hiçbirşeyi gizleme.Gizli şeyler hep kötü sonuçlanıyor çünkü.
 
Hatta şuan esra erolu izliyorum.Kadına şiddetle ilgili bir kaset hazırlamış

Affedip oturmayın diyor.Yani bilmiyorum karar sizin.
 
Ben kadınların biraz hmm pollyanna olduğunu düşünüyorum.
Eşiniz 9 yıl boyunca size bir kere bile sen geride dur kadınsın demiyor evlendiğiniz zaman bunu ortaya koyuyor.
Bunlar pek gerçekçi değil,Siz görmek istemediniz,görmek hoşunuza gitmedi.
Seviyordunuz aşıktınız 9 koca yılı vermiştiniz,evlenmeliydiniz..
herkes sizi onunla anıyordu.ondan ayrılmak veya eksilerini görmek ona ihanet olacaktı.
Hala bence pratikte bir çözüm olmayan noktadalardasınız.
Bu evlilik sürse de sürmese de zorlu bir süreç sizi bekliyor.
Eşinizde aşağılık kompleksi var,bahsettiğiniz gibi sizin erkek görevlerini üstlenmeniz onda ağır etkiler yaratmış.
Ama bu işinede gelmiş.Bildiğimiz türk erkeği hem kaymağını yiyeyim sonra siniyi dökeyim..
Aranızda belli ki kültürel,sosyal farklarda var eşiniz dönüp size baktığında siz biraz ağır geliyorsunuz ona.
Ben bu kadının yanında eksiğim diyor ve kontrolü ele geçirip sizi ezmek istiyor.
Ve dayak.. bu sadece patlama noktası.
bir sonraki kavgada yarılabilir kafanız gözünüz.
neden medyum muyum ben ?
hayır değilim işin garibi elini bile havaya kaldırmayan bu tip bir harekete teşebbüs bile etmemiş bir eşim var.
ama herkesin deneyimledikleri vardır emin olun.
eşiniz önce sizinle münakaşa edip sonra darp edip sonra da sizden özür dileyip sonra da temas da bulunacak.
bu bir süreç.. bu sizin rutin kavga şekliniz olacak.
ağlaması bile çaresizliğini acizliğini ve tekrarının yaşanacağının kanıtı.
ben acizim duygularımı kontrol edemiyorum,seni döve döve öldürebilirim.
çünkü benim iletişim yolum bu diyor.
"""""ve dayağa zemin hazırlayan kadın """""" imasında bulunan sevgili arkadaşlar.
hepimiz kavga edebiliriz. eşiniz size aptal dedi sizde dediniz
eşiniz size ağır hakaret etti sizde ettiniz
eşiniz kapıyı çarptı gitti sizde kapıyı çarpıp gittiniz.
eşiniz size yumruk attı.!
siz atamazsınız,çünkü fiziksel olarak aciziz..
ne olursa olsun erkeğin güç savaşında yeniliriz.
böyle bir dengesizlikte dayak yiyen kadına hala nasıl hangi vicdanla adamın damarına basmışsın dayağı da yemişsin.çok kızma adama diyebiliyorsunuz.delirmemek elde değil.
karım bana bağırdı bende dövdüm diyen erkekler,dır dır yapıp adamı tahrik ederseniz ee dayak da gelir diyen hanımlar..
hergün birer ikişer kadın öldürülüyorsa bu zihniyetin eseridir.
bir kadın cinayeti varsa o gün sizinde vicdanınız sızlamalı çünkü zihniyetinizle destekliyorsunuz.
 
bayan ona tokat atmış, kocası ona bu yüzden girişmiş (kusura bakmayın telafuzum için)

ikiside birbirinden beter reaksiyonlar.. eşi sonra af dilemiş... mış mış ..miş miş..
bence ilişkide saygı yoksa hiçbirşeyin önemi yoktur.. ama konu sahibinnin evliliğindeki saygı tek taraflı bitmiş değil, iki taraflı bitmiş..
bir an önce evliliklerini kurtarmaları gerekiyor bu izleri yok edip ,unutup, olmamış varsayıp (!) ...

aksi taktirde evlilikleri bir boks ringine dönüşecek...
 
kadın şiddeti erkek şiddeti diye birşey yoktur.
kadının eli hafiftir erkeğin ağırdır diyede bişey yoktur...
adı üstünde zaten şiddet.....

şiddetin her türlüsüne hayır
 
şiddeti hangi sağlıklı akıl makul gösterir? ama kriz anında, karşında senden fiziksel olarak güçlü birine karşı fiziksel saldırı yaparsan, maalesef ki bu sonuçlar doğabilir.. konu sahibinin kocası babamızın oğlu değil..
 
Son düzenleme:
kadın şiddeti erkek şiddeti diye birşey yoktur.
kadının eli hafiftir erkeğin ağırdır diyede bişey yoktur...
adı üstünde zaten şiddet.....

şiddetin her türlüsüne hayır

Kadının eli hafiftir ama kadın vursun demiyorum.
Kimse o noktaya bile gelmesin elbette ama.
Eğer kadın güç dengesinde eşit olsaydı konu sahibi o kadar dayağı yemezdi herhalde.
bazen eşimle şakalaşıyoruz.
kolumu elimi vs tutuyor,kıpırdayamıyorum bile ne minyonum ne çelimsiz.
erkek zarar vermek isterse bunu rahatlıkla yapabilir fiziksel açıdan.
 

ellerinize sağlık
 

yapar tabiki ama önemli olan ilişkiyi o raddeye getirmemek..
ne kadınlar var adamı parçapinçik eden ..
keşke ikiside öyle bi tepki vermeseymiş...
sonucta kadında tokat attı ama kocası dengesini kaybetip başını sert bi yerede vurabilirdi..
kötü sonuçlar sadece güce kuvvete bakmıyorki...
 
konunuzu okuyordum ve bir anda gazetelerde yazılan haberler geldi aklıma... bu gün yine bir haber vardı...

kadını sırtıntan bıcaklayan adam....
onun haberinden sonra hergün bir şiddet haberi...

eşine şiddet, kadın sığınma evi , artı şüpheler... sonra Allah korusun ...

Allah beterinden korusun.. Sevgi yeterli olmuyor .malesef .. pişman olsada bir insan kızdığında kendini gösterir diye birşey okumuştum.. yani eşin hiç değişmeyecek.. aslında o hep saklamış senden bu yanını.. pişman olsada hep şiddet göreceksin...

ama erkekler kadınların bazı hareketlerine sinir oluyorlar... o anda gözleri hiç birşey görmüyor.. en çok da cevap veren sözlerin altında kalmayan kadından...
bunları yapmayan kadınada şiddet uygulanıyor o ayrı ...

2. kez tekrarlanırsa yollarınızı ayırın...

Aynı evde yaşamak bir aile olmak gerçekten çok zor...
 
Canım inan çok üzüldüm ama sakın sineye çekme bunun gerisi mutlaka gelir keşke gelmese ama daha birinci ayınızda böyle birşey yaşıyorsanız tekrarlanmaması olanaksız o ne derse desin... bende kavga esnasında eşime vurdum ama o elimi tuttu bana vuramadı gitti duvara vurdu asla böyle birşey yaşamadım çok şükür Allah ıma ..yaşasaydım onu süründürürdüm... Annenlere git bir süre görüşme gerçekten ondan emin olursan eğer geri dön yoksa yol yakınken bırak gittsin kaybediceğin hiçbirşey yok bu adamda...
 

Henüz 1 aylık evlisiniz... Tartışmalarınız hep bu şiddette (artık seviye bir kere yükselmiş), barışmalarınız da aciliyetle olacaktır... Ancak bu dönemler en narin, hassas dönemleriniz...
Bir eve girmedikten sonra, güç çatışması da başlamıyor... Ayrı hayatları birlikte sevgili olarak yaşarken, herşey rayında.. Çünkü doğumla birlikte verilen rolleri oynuyoruz evlenene kadar ailemizde... Sonra birden hayatı eşit paylaşacağımız biriyle evleniyoruz... Dolayısıyla pek çok yeni görev ve rol türüyor.. Temizlik, yemek yapma, alışveriş, ekonomik güç vs. vs. Bu birliktelik için de, her çoğul ilişkide olduğu gibi bir lider gerekiyor...
Türkiye'de erkekler bu liderlik vasfını biraz abartıyor.. "Yönetici, Müdür, Şirket Sahibi, Patron ya da kral" gibi tanımlıyorlar sanırım... "Yalnızca benim dediğim olacak... Ben dinleneceğim.. Benim sözüm geçerli olmalı..." Oysa ne yazık ki... Çoğunun hayat tecrübesi geçmiş kız arkadaşlarından ve hovardalıktan oluşmuş...

Konunuzla ilgili olarak... Bence eşinizle önce biraz mesafe koyun... Bir kaç gün.. Bunu yaparken "Biraz başımızı dinleyelim, o gün çok yüz göz olduk.. bunu unutmaya çalışıyorum, kendime, yaptıklarımı ve seninle yaşadığım o tuhaf anı yakıştıramıyorum" diyebilirsiniz.. Sonra da oturup konuşun uygun bir zamanda... Erkekler yönetmeyi severler.. Belki konuştuklarınızda şunu belirtebilirsiniz "İlişkimizin bir lidere ihtiyacı var... Bu da elbette sen olmalısın... Ama bir lider ancak uzlaşarak ve fikir alarak olaylara yön verir.. Despot bir patron gibi, sadece kendi fikirlerinle bu ilişkiyi yönetmek istersen eğer, ben bu evliliği bir işçi gibi sürdürebileceğimi sanmıyorum.. Kendimi özel ve önemli hissetmek istiyorum..." vs. diyebilirsiniz.. Hatta eminim daha güzellerini söylersiniz.. Yalnız şunu unutmayın... maço bir adamla, üstelik problemli bir ailesi olan maço bir adamla evlisiniz... Yani hayatınızın sürekli mücadele ederek geçeceğini bilmelisiniz...

Şiddete yol açan fevri tavırlarınız yerine... Böyle durumlarda onu görmezlikten gelin.. Yok sayın... Size "bana cevap verme, sus!" bile dese birilerinin içinde, hiç oralı olmayın.. hatta kalkın yerinizden ve terkedin orayı bir süre... Bir daha sizinle bir çevreye girmeye çalıştığında da "Kusura bakma ama beni utandırıyorsun hareketlerinle.." diyebilirsiniz... Yaptıklarına aynı şekilde karşılık vermeyin.. çünkü eşiniz küçümsenecek davranışlar gösteriyor...

Daha ilginci.. bu tip evliliklerde.. eşinizle aranıza mesafe koymalısınız... Paylaştıklarınız, sevinçleriniz, üzüntüleriniz, acılarınız.. hepsi belli bir miktarda ve tepki göstermeden olmalı.. Bir hiç hissetmeli bir süre kendini, sizin gözünüzde... Ve o mesafeyi aşmamayı öğrenmeli... Pavlov Şartlı Refleksi gibi... Kızmayın ama öyle... Bu reflekse alıştıktan sonra evliliğinizi oluşturmaya, kendi yolunuzla devam edebilirsiniz...

Biraz karışık yazdım... Ve "bence" demeyi sürekli unuttum...
Allah size kolaylık versin diyorum...
Selamlar,
 

Yok aslında ben zarara bakmıyorum.
İnsan unutur zaten bugün dayak yesek acısı bir haftada gider.
Ama duygusal olarak yıkım.
Öyle bir sahne düşünemiyorum kendimi konu sahibinin yerine koydum.
Arkadaşlarımın yanında rezil oluyorum,kolumu sıkıyor,ruhen beni eziyor.
tokat atıyorum sonra dayak yiyorum..
korkunç birşey olmalı,bunları unutup o adamla aynı yatağa girecek.
hiçbirşey olmamış gibi akşam yemeği yiyecekler falan..
bazı şeylerin telafisi yok.
kocası kadın bana tokat attı diye bile düşünmez,ama kadın ömür billah unutmaz.
iki mevzu var çok hassasım.ihanet ve şiddet.
bende öfke kontrolünde sıkıntı yaşayan bir tipim(dim) aslında.
başka odaya gider kendi kendime bağırır çağırırım kavga anında mesela.
uzaklaşırım ortak alandan.ama çenemi tutamam :)
bahane bu ya bundan da tahrik olan erkek çıkar,bana ne diye söyleniyorsun der yine döver.
bazı erkekler için şiddetin bahanesi çok.
 

sürekli kadın tokat atmış da adam tekme tokat dalmış bir sebebi var diyorsunuz
kadın durup dururken mi tokat atmış? adam kolunu hayvanca sıkmış canını yakmış, kadıncağız da can havliyle tokat atmış
kaldı ki önce kadın tokat atsa kendinden fiziksel olarak güçsüz birine tekme tokat girişmesini haklı mı gösterir yani?
erkeklik, insanlık bu mudur??
kendi komplekslerini fiziksel gücünü kullanarak kusmuş işte adam var mı ötesi
 

kırmızı işaretlediğim yere sonuna kadar katılıyorum. Ama şu var erkek kadın farklı yaradılışlı ... erkeklerin çoğunda saldırganlık var. kadınların bazılarıda var gerçekten sinir bozucu.. bunun tespiti olmaz. hakeder hak etmez. erkek hak eder haketmez.. sorunlar dövüşmek veya kavgayla şiddetele çözmek tabiki doğru değil. çözülemez sadece hıncınızı alırsınız.. Ama bir insan sinirliyken ortamdan uzaklaşmak taraftarıyım....

Allah kimsenin gözünü döndürmesin...
 
Son düzenleme:
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…