- 19 Mayıs 2020
- 46.461
- 207.903
Yine çocuk için de mi? Kimse rahatım bozulmasın diye demiyor. Çocuk iyi ki varmış.Eşi ayrılmak istemiş, avukata kadar gitmiş olay. kayinvalide araya girmiş falan... muhtemelen çocuk küçük diye de kıyamadı eşi.
Bence gerçekten ayrılmak isteyen bi insanı kimse tutamaz, ortada aldatıldığını düşünmek/öğrenmek varken..Eşi ayrılmak istemiş, avukata kadar gitmiş olay. kayinvalide araya girmiş falan... muhtemelen çocuk küçük diye de kıyamadı eşi.
Eski sevgilimle bitiriyordum. Üç ay görüşmemiz bile sayılıdır. o çabalayınca uzadı. Kahretsin ki çok çok önceleri konuştuğumuz geziyle birden karşıma çıkınca basiretim bağlandı, gittim. çok pişmanım.
E adam boşanmaya kalkmış zaten. Avukata kadar gitmiş. Belli ki konu sahibinin ve ailesinin ısrarıyla vazgeçmiş.Hayır tabi ki de büyük bi tepki gösterirdim, konu sahibinin yaptığınıda tasvip etmiyorum ama ne eşi ne de kendi boşanmaya kalkmıyorlar. Boşanmayacaklarsa hayatı zehir etmeye de gerek yok, evliliklerini kurtarmaya çalışacaklar, ortada bi çocuk var böyle bi toksik ortamda büyümesi hiç sağlıklı değil.
zona geçirecek kadar , fedakarlıklar yapmış biri olsam da ...İyi günler ablalarım, kardeşlerim. Buraya aslında bunalıp iç dökmek için geldim. İlk yılları mükemmel olan 5 yıllık bir evliliğim ve rabbim bağışlasın bir oğlum var. Tanışma ve sevgililik döneminde yaptığım bazı hatalar sonradan gelip buldu beni ve bütün hayatımı zehirliyor.
Evliliğimden iki yıl kadar önce okulumu bitirip kamuya atandım. Eğlenceli bekar bir arkadaş grubum oldu, eşimle de orda tanıştım, farklı ilde okuyan bi sevgilim olmasına rağmen daha ilk günden kalabalıkta ona çekildim, garip ama bi tanıdık, yakın geliyordu, fakat farklı düşündüğümüz için onun bırakıp gitmesiyle olmadı(o ciddiyken ben biraz takılmak istiyordum). Yeni atanan memur kızlara yoğun bi talipli ilgisi oluyor, yaşayanlar bilir. Komşudan arkadaşa kadar herkes birini tanıştırıyor, emrivaki yapıyor. Bazen Grup ya da çift olarak onlarla gezmeye gidiyoruz, eşim henüz aramızdakinin daha adını bile koymasak bile kıskanıyor, karışıyordu. üzerine ona biraz şımarıkça hoyrat davranınca da “ya onlar ya ben” tartışması sonucu bitirdi. İlk dönem böyle geçti. Yaz tatili için memlekete gittiğimde uzak mesafe ilişkimden bi yol olmayacağını anladım, mezun olamamış, sahilde bira içip gezmekten başka hevesi yok, batmaya başladı her şeyi, üstelik annesi kendi hallerine bakmadan benim ailemi, muhitimi filan aşağılıyor… o ara eşime mesaj atıp tekrar görüşmeye başladık. Kahve içmekten ileri gitmeyen başkaları da vardı. Sevgilim de çabalamaya başladı, hep görmek istediğim yere bi kaç günlük gezi/tatil filan ayarlamış… kaybolduğum, hala anlam veremediğim, karmaşık bi üç ay geçirip sonunda eşim olacak adam hariç hepsini, kavga gürültüleri ona hissettirmemeye çalışarak yavaşça hayatımdan çıkardım. Sonrası klasik Sevgililik, nişan, evlilik… Hiç özür dilemedim, çevremdeki çoğu kızın yaşadıklarıydı bunlar, sonradan davranışlarımla dilemeye çalıştım o özürü gerçi. Can sıkıcı şeyler Olmamış gibi davranmak ikimize de kolay geldi.
Hamileliğimin son haftalarında eskisini kırdığımdan bana yeni bir telefon almış. Onu kurunca nasıl oluyorsa eski fotoğraflar, mesajlar, sohbet geçmişleri filan telefona yüklenmiş, çoğu tamamen unuttuğum olay, sanki başka birinin hayatı kadar yabancı geldi. Böyle kişi - yer - zaman şeklinde birbiriyle ilişkilenip rezalet bir şeye dönüşüp önüme geldi. onunlayken İlk üç ay bir sevgilim olduğunu ve tatile gitmem gibi Bilmediği şeyleri, bildiğini zannettiği ve ona dediğim şeylerin doğrusunu öğrendi, Zaten doğum geliyordu, yeni ev almıştık taşınma telaşı, aileler ordaydı… aylarca bir şey olmadı, çoğu zaman normale yakın davransa da bi kaç ayda bir günlerce bunalımda oluyordu, ben de alttan alıp oğluyla yumşatıyordum. Sonunda feci kavga ettik. Çok ağır konuştu, bardak vitrin indi, Beni aldattın diyip Boşanmak istedi. Avukatla felan konuştu. Bu kısmı uzun uzun anlatmak istemiyorum. Tam sebebini bilmeseler de Aileler araya girdi, sonradan öğrendiğime göre sağolsun kayınvalidem çok bastırmış. Ben de Yuvam dağılmasın diye Çok çabaladım, çok fedakarlıklar yaptım, allaha şükür halimiz kötü değil, iki evimiz iki arabamız varken dargın olduğum kocama haber bile vermeden kayınbabama gidip onların üst katının içini düzmesini, oğlum için yabancı bakıcı istemediğimi gerekçe gösterip orda oturmak istediğimi söyledim. Bi kaç sebebi daha var ama Aslında eşim ailesinin arkadaşlarının yanında mutlu olsun diyeydi. Doğum kilolarımı verdim, eşim huzursuz olmasın diye, tayin olduğum yeni kurumumda adım gudubete çıkacak kadar karşı cins iş arkadaşlarımla arama mesafe koydum, hamilelik ve ertesi yıl onu ihmal ettiğimden bir koca çekmece dolusu özel kıyafet aldım, Ailesine görümcemden daha iyi bir kız olmaya çalıştım, biri eski sevgilisi olan komşu kızları gocunmadan evime çağırıp ağırladım, düğününe gidip oynadım, hala arkadaşlık yapıyorum, kendi ailemin yanındayken istemediği halde onu düzenli güncelliyorum, “onca okudu etti, kaynanasının üzerinde oturuyor, okumasa da o kadar olurdu zaten” diye defalarca kulağıma geldi, hiç umursamadım… daha bir sürü şey. İki yılı geçti, evliliğim devam ediyor, ama hala bi kaç ayda bir bu konu yüzünden triplere giriyor. Bir iki gündür gene öyle, Hiç konuşmadık ama bakışlarından anlayabiliyorum artık. bizi bırakıp yazlığa gitti. Hafta sonu gelir geri. neredeyse altı aydır böyle olmuyordu. Arkadaşlarının samimi olduğum eşleriyle, pek benimkini anlatmadan, bu konuları konuşuyorum, çoğunun benzer hikayeleri var ama ben çok elime yüzüme bulaştırmışım. Kendimi suçluyorum, çok gençtim ve şımarıklık yapmışım. Havalı olduğunu zannediyordum, geçmişi değiştirebilsem keşke. Bilmiyorum sonu nereye varır. Genel olarak dediğim gibi mutluyum, eşimi çok seviyorum, sarılırken içime sokasım geliyor, normalde oldukça iyiyiz, bi daha boşanma lafını anmadı ağzına, yaptığım fedakarlıkları gördüğünü, çok daha iyisini hak ettiğimi söyledi defalarca, benim isteğimle kendi evimizi de kapatmadık, duruyo eşyaların çoğuyla, hatta o kriz dönemleriyle de başa çıkabiliyorum. kavga çıkarmayıp(yoksa bi kaç dakikada kontrolden çıkıyor), terapistin önerisiyle önce onu anladığımı söyleyip sakinleşmesi için biraz kendi haline bırakma ve sonunda şevkatle. Ama bazı şeyler var ki, böyle saçma ama üzüldüğü şeyleri hatırlatan, günlük hayatta onlar ortamı bozan mayınlar gibi; mesela balık yerken kılçıklarını ben temizlerdim, yıllardır dokunamıyorum, eşimle gidip gezmeyi hayal ettiğim ama muhtemelen ömrümün sonuna kadar gidemeyeceğim şehirler var. İki senedir şehir ötesi gidip görmek istediğim yerlere gezilerimiz şöyle oluyor; ben arkadaşlarının eşlerini ayartıyorum, onlar kocalarını, kocaları da “kızlar konuşmuş” diye anonim şeklinde bizimkine geliyor. özel anlar dışında eskisi gibi sevgi sözcüklerini azalttı, çiçek ve hediye konusu hiç geçmedi bi daha, şu philipsin yeni buzlu kahve yapan makinasına heves etmiştim. lazım mı? Alayım mı? Kargo iki güne gelir Şeklinde oluyor hep. Önceden olsa haberim olmaz, sürprizle olurdu… buna benzer şeyler evliliğimi zehirliyor. Sanırım ölene kadar tamamen ne affedecek ne de unutacak.
Çok çok zor, inat ve öfkeli ama daha bu yaşta espri yapabilen, babası gibi hiçbir şeyi unutmayan dünya tatlısı bir de oğlum var, bazen aşırı bunalıyorum, ağlıyorum, Çabalıyorum, yoruluyorum, gene de değdiğine düşünüyorum. Bu da benim sınavım.
İyi günler ablalarım, kardeşlerim. Buraya aslında bunalıp iç dökmek için geldim. İlk yılları mükemmel olan 5 yıllık bir evliliğim ve rabbim bağışlasın bir oğlum var. Tanışma ve sevgililik döneminde yaptığım bazı hatalar sonradan gelip buldu beni ve bütün hayatımı zehirliyor.
Evliliğimden iki yıl kadar önce okulumu bitirip kamuya atandım. Eğlenceli bekar bir arkadaş grubum oldu, eşimle de orda tanıştım, farklı ilde okuyan bi sevgilim olmasına rağmen daha ilk günden kalabalıkta ona çekildim, garip ama bi tanıdık, yakın geliyordu, fakat farklı düşündüğümüz için onun bırakıp gitmesiyle olmadı(o ciddiyken ben biraz takılmak istiyordum). Yeni atanan memur kızlara yoğun bi talipli ilgisi oluyor, yaşayanlar bilir. Komşudan arkadaşa kadar herkes birini tanıştırıyor, emrivaki yapıyor. Bazen Grup ya da çift olarak onlarla gezmeye gidiyoruz, eşim henüz aramızdakinin daha adını bile koymasak bile kıskanıyor, karışıyordu. üzerine ona biraz şımarıkça hoyrat davranınca da “ya onlar ya ben” tartışması sonucu bitirdi. İlk dönem böyle geçti. Yaz tatili için memlekete gittiğimde uzak mesafe ilişkimden bi yol olmayacağını anladım, mezun olamamış, sahilde bira içip gezmekten başka hevesi yok, batmaya başladı her şeyi, üstelik annesi kendi hallerine bakmadan benim ailemi, muhitimi filan aşağılıyor… o ara eşime mesaj atıp tekrar görüşmeye başladık. Kahve içmekten ileri gitmeyen başkaları da vardı. Sevgilim de çabalamaya başladı, hep görmek istediğim yere bi kaç günlük gezi/tatil filan ayarlamış… kaybolduğum, hala anlam veremediğim, karmaşık bi üç ay geçirip sonunda eşim olacak adam hariç hepsini, kavga gürültüleri ona hissettirmemeye çalışarak yavaşça hayatımdan çıkardım. Sonrası klasik Sevgililik, nişan, evlilik… Hiç özür dilemedim, çevremdeki çoğu kızın yaşadıklarıydı bunlar, sonradan davranışlarımla dilemeye çalıştım o özürü gerçi. Can sıkıcı şeyler Olmamış gibi davranmak ikimize de kolay geldi.
Hamileliğimin son haftalarında eskisini kırdığımdan bana yeni bir telefon almış. Onu kurunca nasıl oluyorsa eski fotoğraflar, mesajlar, sohbet geçmişleri filan telefona yüklenmiş, çoğu tamamen unuttuğum olay, sanki başka birinin hayatı kadar yabancı geldi. Böyle kişi - yer - zaman şeklinde birbiriyle ilişkilenip rezalet bir şeye dönüşüp önüme geldi. onunlayken İlk üç ay bir sevgilim olduğunu ve tatile gitmem gibi Bilmediği şeyleri, bildiğini zannettiği ve ona dediğim şeylerin doğrusunu öğrendi, Zaten doğum geliyordu, yeni ev almıştık taşınma telaşı, aileler ordaydı… aylarca bir şey olmadı, çoğu zaman normale yakın davransa da bi kaç ayda bir günlerce bunalımda oluyordu, ben de alttan alıp oğluyla yumşatıyordum. Sonunda feci kavga ettik. Çok ağır konuştu, bardak vitrin indi, Beni aldattın diyip Boşanmak istedi. Avukatla felan konuştu. Bu kısmı uzun uzun anlatmak istemiyorum. Tam sebebini bilmeseler de Aileler araya girdi, sonradan öğrendiğime göre sağolsun kayınvalidem çok bastırmış. Ben de Yuvam dağılmasın diye Çok çabaladım, çok fedakarlıklar yaptım, allaha şükür halimiz kötü değil, iki evimiz iki arabamız varken dargın olduğum kocama haber bile vermeden kayınbabama gidip onların üst katının içini düzmesini, oğlum için yabancı bakıcı istemediğimi gerekçe gösterip orda oturmak istediğimi söyledim. Bi kaç sebebi daha var ama Aslında eşim ailesinin arkadaşlarının yanında mutlu olsun diyeydi. Doğum kilolarımı verdim, eşim huzursuz olmasın diye, tayin olduğum yeni kurumumda adım gudubete çıkacak kadar karşı cins iş arkadaşlarımla arama mesafe koydum, hamilelik ve ertesi yıl onu ihmal ettiğimden bir koca çekmece dolusu özel kıyafet aldım, Ailesine görümcemden daha iyi bir kız olmaya çalıştım, biri eski sevgilisi olan komşu kızları gocunmadan evime çağırıp ağırladım, düğününe gidip oynadım, hala arkadaşlık yapıyorum, kendi ailemin yanındayken istemediği halde onu düzenli güncelliyorum, “onca okudu etti, kaynanasının üzerinde oturuyor, okumasa da o kadar olurdu zaten” diye defalarca kulağıma geldi, hiç umursamadım… daha bir sürü şey. İki yılı geçti, evliliğim devam ediyor, ama hala bi kaç ayda bir bu konu yüzünden triplere giriyor. Bir iki gündür gene öyle, Hiç konuşmadık ama bakışlarından anlayabiliyorum artık. bizi bırakıp yazlığa gitti. Hafta sonu gelir geri. neredeyse altı aydır böyle olmuyordu. Arkadaşlarının samimi olduğum eşleriyle, pek benimkini anlatmadan, bu konuları konuşuyorum, çoğunun benzer hikayeleri var ama ben çok elime yüzüme bulaştırmışım. Kendimi suçluyorum, çok gençtim ve şımarıklık yapmışım. Havalı olduğunu zannediyordum, geçmişi değiştirebilsem keşke. Bilmiyorum sonu nereye varır. Genel olarak dediğim gibi mutluyum, eşimi çok seviyorum, sarılırken içime sokasım geliyor, normalde oldukça iyiyiz, bi daha boşanma lafını anmadı ağzına, yaptığım fedakarlıkları gördüğünü, çok daha iyisini hak ettiğimi söyledi defalarca, benim isteğimle kendi evimizi de kapatmadık, duruyo eşyaların çoğuyla, hatta o kriz dönemleriyle de başa çıkabiliyorum. kavga çıkarmayıp(yoksa bi kaç dakikada kontrolden çıkıyor), terapistin önerisiyle önce onu anladığımı söyleyip sakinleşmesi için biraz kendi haline bırakma ve sonunda şevkatle. Ama bazı şeyler var ki, böyle saçma ama üzüldüğü şeyleri hatırlatan, günlük hayatta onlar ortamı bozan mayınlar gibi; mesela balık yerken kılçıklarını ben temizlerdim, yıllardır dokunamıyorum, eşimle gidip gezmeyi hayal ettiğim ama muhtemelen ömrümün sonuna kadar gidemeyeceğim şehirler var. İki senedir şehir ötesi gidip görmek istediğim yerlere gezilerimiz şöyle oluyor; ben arkadaşlarının eşlerini ayartıyorum, onlar kocalarını, kocaları da “kızlar konuşmuş” diye anonim şeklinde bizimkine geliyor. özel anlar dışında eskisi gibi sevgi sözcüklerini azalttı, çiçek ve hediye konusu hiç geçmedi bi daha, şu philipsin yeni buzlu kahve yapan makinasına heves etmiştim. lazım mı? Alayım mı? Kargo iki güne gelir Şeklinde oluyor hep. Önceden olsa haberim olmaz, sürprizle olurdu… buna benzer şeyler evliliğimi zehirliyor. Sanırım ölene kadar tamamen ne affedecek ne de unutacak.
Çok çok zor, inat ve öfkeli ama daha bu yaşta espri yapabilen, babası gibi hiçbir şeyi unutmayan dünya tatlısı bir de oğlum var, bazen aşırı bunalıyorum, ağlıyorum, Çabalıyorum, yoruluyorum, gene de değdiğine düşünüyorum. Bu da benim sınavım.
Daha önce dediğim gibi Gidiyorum zaten. Hocamın önerilerini de ana çizgim yaptım. İşe de yaradığını düşünüyorum. Dediğim gibi çok uğraşıyorum.Bir aile danışmanına gidin lütfen.
Evet kızabilir ama sonuçta şuan eşisiniz ve o olaylar geçmişte kaldı. ALLAH bile tövbe eden kulunu affedip günahını silerken biz insanlar bu kadar kinci olmamalıyız.
Sonuçta evliliğiniz için çabalıyorsunuz, bir yavrunuz var bu kadar üstünüze gelmesine izin vermeyin.
Sizin tek suçunuz yalan ile başlamak ama siz hem dilde hem halde bunun özrünü dileyip telafi etmeye gayret ediyorsunuz o zaman eşinizin de bu çabanızı görüp yolunu ona yürümesi lazım. O yüzden iyi bir aile danışmanına gidip aranızdaki bu sorunu üstünü örtmeden konuşarak ve anlaşarak çözün.. Kolaylıklar dilerim.
amam tabi buna da katılıyorum cunku zaten sız evlılıkte yapmadınız ve harıka bır evlılık hayatı sundunuzEleştirileceğim fakat yorumların aksine ben sizin gerçekten pişmanlık duyduğunuzu ve tek isteğinizin ailenizin eski konforuna ulaşmak olduğunu düşünüyorum. Evet yaptığınız çok büyük bir hata fakat sonrasında eşinizle bir uyum yakalamışsınız birbirinizi sevmiş ve bu sevgiyi bir çocukla taçlandırmışsınız. Eşiniz için çok zor bir süreç fakat ben pişman olmuş birisine hele ki aynı yastığa senelerce baş koyulmuş birisine bir şansı çok görmemek gerektiğini düşünüyorum. İlişkinin başında bunu yaptığınız için söylüyorum. Yoksa evliyken veya artık ciddi bir yoldayken yapılsa tahammülüm asla olmazdı fakat tanıma aşamasındayken daha bir sevgi bir his yokken çok büyük bir yanlışa düşmüşsünüz. Kendinizi de ispatlamışsınız bir bedel ödemek gerekiyor ise de ödemişsiniz gayet. Umarım zamanla yoluna girer
Sindirilmemesi normal ama evliliği bu şekilde sürdürmesi normal değil. Herkese yazık, başta kendine ve çocuğuna.E adam boşanmaya kalkmış zaten. Avukata kadar gitmiş. Belli ki konu sahibinin ve ailesinin ısrarıyla vazgeçmiş.
Burada nice konular görüyoruz kayınvalidenin veya görümcenin sinirini yıllarca evinden çıkaran kadınlar. Bu konunun sindirilememesi normal geliyor bana
Zamanında yediğin hurmalar şimdi yavrum tirmalar demişler. Yapacak bir şey yok boşanmayacaksan bu şekilde devam edeceksiniz çünkü her zaman açılacak bu konularİyi günler ablalarım, kardeşlerim. Buraya aslında bunalıp iç dökmek için geldim. İlk yılları mükemmel olan 5 yıllık bir evliliğim ve rabbim bağışlasın bir oğlum var. Tanışma ve sevgililik döneminde yaptığım bazı hatalar sonradan gelip buldu beni ve bütün hayatımı zehirliyor.
Evliliğimden iki yıl kadar önce okulumu bitirip kamuya atandım. Eğlenceli bekar bir arkadaş grubum oldu, eşimle de orda tanıştım, farklı ilde okuyan bi sevgilim olmasına rağmen daha ilk günden kalabalıkta ona çekildim, garip ama bi tanıdık, yakın geliyordu, fakat farklı düşündüğümüz için onun bırakıp gitmesiyle olmadı(o ciddiyken ben biraz takılmak istiyordum). Yeni atanan memur kızlara yoğun bi talipli ilgisi oluyor, yaşayanlar bilir. Komşudan arkadaşa kadar herkes birini tanıştırıyor, emrivaki yapıyor. Bazen Grup ya da çift olarak onlarla gezmeye gidiyoruz, eşim henüz aramızdakinin daha adını bile koymasak bile kıskanıyor, karışıyordu. üzerine ona biraz şımarıkça hoyrat davranınca da “ya onlar ya ben” tartışması sonucu bitirdi. İlk dönem böyle geçti. Yaz tatili için memlekete gittiğimde uzak mesafe ilişkimden bi yol olmayacağını anladım, mezun olamamış, sahilde bira içip gezmekten başka hevesi yok, batmaya başladı her şeyi, üstelik annesi kendi hallerine bakmadan benim ailemi, muhitimi filan aşağılıyor… o ara eşime mesaj atıp tekrar görüşmeye başladık. Kahve içmekten ileri gitmeyen başkaları da vardı. Sevgilim de çabalamaya başladı, hep görmek istediğim yere bi kaç günlük gezi/tatil filan ayarlamış… kaybolduğum, hala anlam veremediğim, karmaşık bi üç ay geçirip sonunda eşim olacak adam hariç hepsini, kavga gürültüleri ona hissettirmemeye çalışarak yavaşça hayatımdan çıkardım. Sonrası klasik Sevgililik, nişan, evlilik… Hiç özür dilemedim, çevremdeki çoğu kızın yaşadıklarıydı bunlar, sonradan davranışlarımla dilemeye çalıştım o özürü gerçi. Can sıkıcı şeyler Olmamış gibi davranmak ikimize de kolay geldi.
Hamileliğimin son haftalarında eskisini kırdığımdan bana yeni bir telefon almış. Onu kurunca nasıl oluyorsa eski fotoğraflar, mesajlar, sohbet geçmişleri filan telefona yüklenmiş, çoğu tamamen unuttuğum olay, sanki başka birinin hayatı kadar yabancı geldi. Böyle kişi - yer - zaman şeklinde birbiriyle ilişkilenip rezalet bir şeye dönüşüp önüme geldi. onunlayken İlk üç ay bir sevgilim olduğunu ve tatile gitmem gibi Bilmediği şeyleri, bildiğini zannettiği ve ona dediğim şeylerin doğrusunu öğrendi, Zaten doğum geliyordu, yeni ev almıştık taşınma telaşı, aileler ordaydı… aylarca bir şey olmadı, çoğu zaman normale yakın davransa da bi kaç ayda bir günlerce bunalımda oluyordu, ben de alttan alıp oğluyla yumşatıyordum. Sonunda feci kavga ettik. Çok ağır konuştu, bardak vitrin indi, Beni aldattın diyip Boşanmak istedi. Avukatla felan konuştu. Bu kısmı uzun uzun anlatmak istemiyorum. Tam sebebini bilmeseler de Aileler araya girdi, sonradan öğrendiğime göre sağolsun kayınvalidem çok bastırmış. Ben de Yuvam dağılmasın diye Çok çabaladım, çok fedakarlıklar yaptım, allaha şükür halimiz kötü değil, iki evimiz iki arabamız varken dargın olduğum kocama haber bile vermeden kayınbabama gidip onların üst katının içini düzmesini, oğlum için yabancı bakıcı istemediğimi gerekçe gösterip orda oturmak istediğimi söyledim. Bi kaç sebebi daha var ama Aslında eşim ailesinin arkadaşlarının yanında mutlu olsun diyeydi. Doğum kilolarımı verdim, eşim huzursuz olmasın diye, tayin olduğum yeni kurumumda adım gudubete çıkacak kadar karşı cins iş arkadaşlarımla arama mesafe koydum, hamilelik ve ertesi yıl onu ihmal ettiğimden bir koca çekmece dolusu özel kıyafet aldım, Ailesine görümcemden daha iyi bir kız olmaya çalıştım, biri eski sevgilisi olan komşu kızları gocunmadan evime çağırıp ağırladım, düğününe gidip oynadım, hala arkadaşlık yapıyorum, kendi ailemin yanındayken istemediği halde onu düzenli güncelliyorum, “onca okudu etti, kaynanasının üzerinde oturuyor, okumasa da o kadar olurdu zaten” diye defalarca kulağıma geldi, hiç umursamadım… daha bir sürü şey. İki yılı geçti, evliliğim devam ediyor, ama hala bi kaç ayda bir bu konu yüzünden triplere giriyor. Bir iki gündür gene öyle, Hiç konuşmadık ama bakışlarından anlayabiliyorum artık. bizi bırakıp yazlığa gitti. Hafta sonu gelir geri. neredeyse altı aydır böyle olmuyordu. Arkadaşlarının samimi olduğum eşleriyle, pek benimkini anlatmadan, bu konuları konuşuyorum, çoğunun benzer hikayeleri var ama ben çok elime yüzüme bulaştırmışım. Kendimi suçluyorum, çok gençtim ve şımarıklık yapmışım. Havalı olduğunu zannediyordum, geçmişi değiştirebilsem keşke. Bilmiyorum sonu nereye varır. Genel olarak dediğim gibi mutluyum, eşimi çok seviyorum, sarılırken içime sokasım geliyor, normalde oldukça iyiyiz, bi daha boşanma lafını anmadı ağzına, yaptığım fedakarlıkları gördüğünü, çok daha iyisini hak ettiğimi söyledi defalarca, benim isteğimle kendi evimizi de kapatmadık, duruyo eşyaların çoğuyla, hatta o kriz dönemleriyle de başa çıkabiliyorum. kavga çıkarmayıp(yoksa bi kaç dakikada kontrolden çıkıyor), terapistin önerisiyle önce onu anladığımı söyleyip sakinleşmesi için biraz kendi haline bırakma ve sonunda şevkatle. Ama bazı şeyler var ki, böyle saçma ama üzüldüğü şeyleri hatırlatan, günlük hayatta onlar ortamı bozan mayınlar gibi; mesela balık yerken kılçıklarını ben temizlerdim, yıllardır dokunamıyorum, eşimle gidip gezmeyi hayal ettiğim ama muhtemelen ömrümün sonuna kadar gidemeyeceğim şehirler var. İki senedir şehir ötesi gidip görmek istediğim yerlere gezilerimiz şöyle oluyor; ben arkadaşlarının eşlerini ayartıyorum, onlar kocalarını, kocaları da “kızlar konuşmuş” diye anonim şeklinde bizimkine geliyor. özel anlar dışında eskisi gibi sevgi sözcüklerini azalttı, çiçek ve hediye konusu hiç geçmedi bi daha, şu philipsin yeni buzlu kahve yapan makinasına heves etmiştim. lazım mı? Alayım mı? Kargo iki güne gelir Şeklinde oluyor hep. Önceden olsa haberim olmaz, sürprizle olurdu… buna benzer şeyler evliliğimi zehirliyor. Sanırım ölene kadar tamamen ne affedecek ne de unutacak.
Çok çok zor, inat ve öfkeli ama daha bu yaşta espri yapabilen, babası gibi hiçbir şeyi unutmayan dünya tatlısı bir de oğlum var, bazen aşırı bunalıyorum, ağlıyorum, Çabalıyorum, yoruluyorum, gene de değdiğine düşünüyorum. Bu da benim sınavım.
Huzursuzluk içinde bir yalan içinde yaşamaya zorlayacaksınız kendinizi de çocuğunuzu da belli ki. Ama bu olay kocanızın cesaretini toplamasına kadar sürecek. Eninde sonunda adam bir gün bitirecek dışardan o kadar net belli ki.Daha önce dediğim gibi Gidiyorum zaten. Hocamın önerilerini de ana çizgim yaptım. İşe de yaradığını düşünüyorum. Dediğim gibi çok uğraşıyorum.
Beni okuyanlar affetsinler ama "boşan" yazmış çoğu, bunu istememeyi geç, hayal dahi edemiyorum. Belki kolaydır ordan bakınca. Korumak için Her türlü fedakarlığı hak eden bir yuvam var. Ne yapayım? gece kucağımda çocukla pişman pişman duvar mı izleyeyim? oğluma hem anne hem baba mı olayım? yoksa başka birini mi arayayım?
Kocanızın da söz hakkı var, istediği istemediği - kabul ettiği kabul edemediği var. Boşanmak için avukata gitmiş, annesi ve çocuğu nedeniyle vazgeçmiş sizi affettiği için değil. Hep sizin istediğiniz olamaz bu hayatta. Kimbilir ne fırtınalar kopuyor adamın içinde. O yaptığınızı geçmiştir, acaba başka neler vardı da gizledi benden kısmındadır belki. Fedakarlıklar yapıp durmanız, ailesine kendisine köle gibi olmanız tekrar sizi seveceğinin garantisi değil. Sizin için değil eşiniz için boşanın diyorum, adamlara da yazık. Erkek yapsa beddua bile ediliyor tanımadığımız adama, kadını niye kayıralım? Sadece tek bir fotoğraf değil; fotoğraflar, mesajlar, kayıtlar, sohbetler... hepsi dökülmüş adamın önüne.Daha önce dediğim gibi Gidiyorum zaten. Hocamın önerilerini de ana çizgim yaptım. İşe de yaradığını düşünüyorum. Dediğim gibi çok uğraşıyorum.
Beni okuyanlar affetsinler ama "boşan" yazmış çoğu, bunu istememeyi geç, hayal dahi edemiyorum. Belki kolaydır ordan bakınca. Korumak için Her türlü fedakarlığı hak eden bir yuvam var. Ne yapayım? gece kucağımda çocukla pişman pişman duvar mı izleyeyim? oğluma hem anne hem baba mı olayım? yoksa başka birini mi arayayım?
Eninde sonunda yapacak bence de. İçinde bitiremiyor belli, haksız da sayılmaz çok üzücü. Baştan bilmeye hakkı vardı kesinlikleHuzursuzluk içinde bir yalan içinde yaşamaya zorlayacaksınız kendinizi de çocuğunuzu da belli ki. Ama bu olay kocanızın cesaretini toplamasına kadar sürecek. Eninde sonunda adam bir gün bitirecek dışardan o kadar net belli ki.
Boşanmak isteyen, avukata bile giden bir adamla evli kalmak için çaba ve ısrarı da hiç anlamadım açıkçası. Hiç mi gurur yapmıyorsunuz? Sizin zorlamanızla devam etmesi hiç mi gücünüze gitmiyor?
Ben şahsen böyle bir evlilik yaşamak istemezdim.
Avukattan dönmüş, bebek ufakmış. Annesi de bebek ufak diye döndürdü belli ki.Eninde sonunda yapacak bence de. İçinde bitiremiyor belli, haksız da sayılmaz çok üzücü. Baştan bilmeye hakkı vardı kesinlikle
Erkeklerin rahatının kolay kolay bozulduğunu düşünmüyorum katip. Forumda da her gün okuyoruz, boşanan adam ya hemen sevgili yapıyor ( çoğu evlenmemiş kadında buluyor) ya da ailesi birisini bulup baş göz ediyor. Çocuk varsa adamları ara ki bulasın, çoğu 3 kuruş nafaka vermemek için 50 tane takla atıyorlar.Yine çocuk için de mi? Kimse rahatım bozulmasın diye demiyor. Çocuk iyi ki varmış.