- 1 Ekim 2013
- 7.633
- 15.285
- 34
Çok merak ediyorum eşinizin sevgiliyken başkalarıyla tatillerde gezdiğini öğrenseniz böyle mi tepki verecektiniz eşinizeEvet hata etmişsiniz ama o zaman evli veya nişanlı değilmişsiniz, bence bu "hafifletici" bi durum olarak görülebilirdi. Eşinize karşı bu kadar ezilmek yerine kendinizi savunmalıydınız. Bence artık "yeter artık, ciddi bi ilişkiye girdiğimiz andan itibaren senden başka kimseyle konuşmadım, seni aldatmadım, bi gençlik hatasıydı geçti gitti" tarzında bi konuşma yapıp güçlü durun biraz. Ne o öyle arkadaşlarının eşlerine söyletmek gitmek istediğiniz yerleri falan. Bulduğunuz çözümler hepsi birbirinden saçma.
Aynı yerden bakmadığınız için size öyle geliyor. Fakat saçma sapan şeyler bir araya gelip önünüzde patladığında ve kocanız gözlerini dikip sizden açıklama beklediğinde öyle somut, sadece ikimizin şahit olduğu bir kanıt çok şey demek oluyor. kadını kuyulardan çıkaracak bi dal oluyor resmen.Bir yerde okumuştum, "İnsan hata yapmadan evvel, vicdanını rahatlacak bahaneler bulurmuş"
Bunun telafisi ve bahanesi olmaz zaten. Sevişip veya sevişmeyin dürüst davranan insanlar daha onurlu bir duruş sergiler her zaman. Kandırılmak ne kötü
Kadın hamileymiş, bebek çok ufak muhtemelen. Adamın eli kolu bağlanmış. Ama şimdilik. Eninde sonunda boşanacak. Ama çocuğun büyümesini bekliyordur belki de. Bu ihanet düşüncesiyle devam edemez benceBoşanmak isteyen her şekilde boşanır bence. Anası ısrar etti, çocuğu var diye boşanmamak bana fazla ütopik. Neler neler okuyoruz, duyuyoruz çünkü. Bence adam hem affedemiyor hem de ayrılık konusunda net değil. Şahsen adama üzüldüm, konu sahibine de üzüldüm. Ne olursa olsun arada çocuk var, umarım sorunlarını çözerler de aile ortamında büyür yavru kuş.
Ben de onu diyorum işte. En başından kumaşı görmüş. Sonra bunu bilerek geri barışmış. Her şey de sürpriz olmamış yani. Kadından böyle şey çıkacağı belliymiş.Hayır o dönemden sonra tekrar bir araya gelmişler. Adam bunları yapmıyormuş. Ama kadın saklamış.
Ben böyle bir yalanla yaşamak istemezdim. Ben kocaya hak verdim
Yani eşiniz haklı bence aynı şeyi bende yaşasam unutamazdım. Ama boşanılır mı bilemiyorumEski sevgilimle bitiriyordum. Üç ay görüşmemiz bile sayılıdır. o çabalayınca uzadı. Kahretsin ki çok çok önceleri konuştuğumuz geziyle birden karşıma çıkınca basiretim bağlandı, gittim. çok pişmanım.
Sizce şu an çok mu iyi bir durumdasınız? Sizin açınızdan bakarsak belki her şeyi yaptınız bi tek o iş olmadı?Aynı yerden bakmadığınız için size öyle geliyor. Fakat saçma sapan şeyler bir araya gelip önünüzde patladığında ve kocanız gözlerini dikip sizden açıklama beklediğinde öyle somut, sadece ikimizin şahit olduğu bir kanıt çok şey demek oluyor. kadını kuyulardan çıkaracak bi dal oluyor resmen.
öyle bir mesaj yoktu.Daha ilişkinin başındaymış diyenler oluyor aklamak için. Diğerinden ayrılma süreci bir iki hafta olsa tamam da üç ay nedir? Zaten eşi mesajlarını okumuş. Ayrılma sürecinde olsaydı bir şekilde anlaşılırdı mesajlarından. Aşkımlı canımlı konuşup tatil planı yapılıyorsa bu pek de ayrılık süreci değildir.
Eşinizle sevgiliyken başkasıyla tatil yapmışsınız.Bu nasıl affedilsin.İyi günler ablalarım, kardeşlerim. Buraya aslında bunalıp iç dökmek için geldim. İlk yılları mükemmel olan 5 yıllık bir evliliğim ve rabbim bağışlasın bir oğlum var. Tanışma ve sevgililik döneminde yaptığım bazı hatalar sonradan gelip buldu beni ve bütün hayatımı zehirliyor.
Evliliğimden iki yıl kadar önce okulumu bitirip kamuya atandım. Eğlenceli bekar bir arkadaş grubum oldu, eşimle de orda tanıştım, farklı ilde okuyan bi sevgilim olmasına rağmen daha ilk günden kalabalıkta ona çekildim, garip ama bi tanıdık, yakın geliyordu, fakat farklı düşündüğümüz için onun bırakıp gitmesiyle olmadı(o ciddiyken ben biraz takılmak istiyordum). Yeni atanan memur kızlara yoğun bi talipli ilgisi oluyor, yaşayanlar bilir. Komşudan arkadaşa kadar herkes birini tanıştırıyor, emrivaki yapıyor. Bazen Grup ya da çift olarak onlarla gezmeye gidiyoruz, eşim henüz aramızdakinin daha adını bile koymasak bile kıskanıyor, karışıyordu. üzerine ona biraz şımarıkça hoyrat davranınca da “ya onlar ya ben” tartışması sonucu bitirdi. İlk dönem böyle geçti. Yaz tatili için memlekete gittiğimde uzak mesafe ilişkimden bi yol olmayacağını anladım, mezun olamamış, sahilde bira içip gezmekten başka hevesi yok, batmaya başladı her şeyi, üstelik annesi kendi hallerine bakmadan benim ailemi, muhitimi filan aşağılıyor… o ara eşime mesaj atıp tekrar görüşmeye başladık. Kahve içmekten ileri gitmeyen başkaları da vardı. Sevgilim de çabalamaya başladı, hep görmek istediğim yere bi kaç günlük gezi/tatil filan ayarlamış… kaybolduğum, hala anlam veremediğim, karmaşık bi üç ay geçirip sonunda eşim olacak adam hariç hepsini, kavga gürültüleri ona hissettirmemeye çalışarak yavaşça hayatımdan çıkardım. Sonrası klasik Sevgililik, nişan, evlilik… Hiç özür dilemedim, çevremdeki çoğu kızın yaşadıklarıydı bunlar, sonradan davranışlarımla dilemeye çalıştım o özürü gerçi. Can sıkıcı şeyler Olmamış gibi davranmak ikimize de kolay geldi.
Hamileliğimin son haftalarında eskisini kırdığımdan bana yeni bir telefon almış. Onu kurunca nasıl oluyorsa eski fotoğraflar, mesajlar, sohbet geçmişleri filan telefona yüklenmiş, çoğu tamamen unuttuğum olay, sanki başka birinin hayatı kadar yabancı geldi. Böyle kişi - yer - zaman şeklinde birbiriyle ilişkilenip rezalet bir şeye dönüşüp önüme geldi. onunlayken İlk üç ay bir sevgilim olduğunu ve tatile gitmem gibi Bilmediği şeyleri, bildiğini zannettiği ve ona dediğim şeylerin doğrusunu öğrendi, Zaten doğum geliyordu, yeni ev almıştık taşınma telaşı, aileler ordaydı… aylarca bir şey olmadı, çoğu zaman normale yakın davransa da bi kaç ayda bir günlerce bunalımda oluyordu, ben de alttan alıp oğluyla yumşatıyordum. Sonunda feci kavga ettik. Çok ağır konuştu, bardak vitrin indi, Beni aldattın diyip Boşanmak istedi. Avukatla felan konuştu. Bu kısmı uzun uzun anlatmak istemiyorum. Tam sebebini bilmeseler de Aileler araya girdi, sonradan öğrendiğime göre sağolsun kayınvalidem çok bastırmış. Ben de Yuvam dağılmasın diye Çok çabaladım, çok fedakarlıklar yaptım, allaha şükür halimiz kötü değil, iki evimiz iki arabamız varken dargın olduğum kocama haber bile vermeden kayınbabama gidip onların üst katının içini düzmesini, oğlum için yabancı bakıcı istemediğimi gerekçe gösterip orda oturmak istediğimi söyledim. Bi kaç sebebi daha var ama Aslında eşim ailesinin arkadaşlarının yanında mutlu olsun diyeydi. Doğum kilolarımı verdim, eşim huzursuz olmasın diye, tayin olduğum yeni kurumumda adım gudubete çıkacak kadar karşı cins iş arkadaşlarımla arama mesafe koydum, hamilelik ve ertesi yıl onu ihmal ettiğimden bir koca çekmece dolusu özel kıyafet aldım, Ailesine görümcemden daha iyi bir kız olmaya çalıştım, biri eski sevgilisi olan komşu kızları gocunmadan evime çağırıp ağırladım, düğününe gidip oynadım, hala arkadaşlık yapıyorum, kendi ailemin yanındayken istemediği halde onu düzenli güncelliyorum, “onca okudu etti, kaynanasının üzerinde oturuyor, okumasa da o kadar olurdu zaten” diye defalarca kulağıma geldi, hiç umursamadım… daha bir sürü şey. İki yılı geçti, evliliğim devam ediyor, ama hala bi kaç ayda bir bu konu yüzünden triplere giriyor. Bir iki gündür gene öyle, Hiç konuşmadık ama bakışlarından anlayabiliyorum artık. bizi bırakıp yazlığa gitti. Hafta sonu gelir geri. neredeyse altı aydır böyle olmuyordu. Arkadaşlarının samimi olduğum eşleriyle, pek benimkini anlatmadan, bu konuları konuşuyorum, çoğunun benzer hikayeleri var ama ben çok elime yüzüme bulaştırmışım. Kendimi suçluyorum, çok gençtim ve şımarıklık yapmışım. Havalı olduğunu zannediyordum, geçmişi değiştirebilsem keşke. Bilmiyorum sonu nereye varır. Genel olarak dediğim gibi mutluyum, eşimi çok seviyorum, sarılırken içime sokasım geliyor, normalde oldukça iyiyiz, bi daha boşanma lafını anmadı ağzına, yaptığım fedakarlıkları gördüğünü, çok daha iyisini hak ettiğimi söyledi defalarca, benim isteğimle kendi evimizi de kapatmadık, duruyo eşyaların çoğuyla, hatta o kriz dönemleriyle de başa çıkabiliyorum. kavga çıkarmayıp(yoksa bi kaç dakikada kontrolden çıkıyor), terapistin önerisiyle önce onu anladığımı söyleyip sakinleşmesi için biraz kendi haline bırakma ve sonunda şevkatle. Ama bazı şeyler var ki, böyle saçma ama üzüldüğü şeyleri hatırlatan, günlük hayatta onlar ortamı bozan mayınlar gibi; mesela balık yerken kılçıklarını ben temizlerdim, yıllardır dokunamıyorum, eşimle gidip gezmeyi hayal ettiğim ama muhtemelen ömrümün sonuna kadar gidemeyeceğim şehirler var. İki senedir şehir ötesi gidip görmek istediğim yerlere gezilerimiz şöyle oluyor; ben arkadaşlarının eşlerini ayartıyorum, onlar kocalarını, kocaları da “kızlar konuşmuş” diye anonim şeklinde bizimkine geliyor. özel anlar dışında eskisi gibi sevgi sözcüklerini azalttı, çiçek ve hediye konusu hiç geçmedi bi daha, şu philipsin yeni buzlu kahve yapan makinasına heves etmiştim. lazım mı? Alayım mı? Kargo iki güne gelir Şeklinde oluyor hep. Önceden olsa haberim olmaz, sürprizle olurdu… buna benzer şeyler evliliğimi zehirliyor. Sanırım ölene kadar tamamen ne affedecek ne de unutacak. Çok çok zor, inat ve öfkeli ama daha bu yaşta espri yapabilen, babası gibi hiçbir şeyi unutmayan dünya tatlısı bir de oğlum var, bazen aşırı bunalıyorum, ağlıyorum, Çabalıyorum, yoruluyorum, gene de değdiğine düşünüyorum. Bu da benim sınavım.
Bir aile danışmanına gidin lütfen.İyi günler ablalarım, kardeşlerim. Buraya aslında bunalıp iç dökmek için geldim. İlk yılları mükemmel olan 5 yıllık bir evliliğim ve rabbim bağışlasın bir oğlum var. Tanışma ve sevgililik döneminde yaptığım bazı hatalar sonradan gelip buldu beni ve bütün hayatımı zehirliyor.
Evliliğimden iki yıl kadar önce okulumu bitirip kamuya atandım. Eğlenceli bekar bir arkadaş grubum oldu, eşimle de orda tanıştım, farklı ilde okuyan bi sevgilim olmasına rağmen daha ilk günden kalabalıkta ona çekildim, garip ama bi tanıdık, yakın geliyordu, fakat farklı düşündüğümüz için onun bırakıp gitmesiyle olmadı(o ciddiyken ben biraz takılmak istiyordum). Yeni atanan memur kızlara yoğun bi talipli ilgisi oluyor, yaşayanlar bilir. Komşudan arkadaşa kadar herkes birini tanıştırıyor, emrivaki yapıyor. Bazen Grup ya da çift olarak onlarla gezmeye gidiyoruz, eşim henüz aramızdakinin daha adını bile koymasak bile kıskanıyor, karışıyordu. üzerine ona biraz şımarıkça hoyrat davranınca da “ya onlar ya ben” tartışması sonucu bitirdi. İlk dönem böyle geçti. Yaz tatili için memlekete gittiğimde uzak mesafe ilişkimden bi yol olmayacağını anladım, mezun olamamış, sahilde bira içip gezmekten başka hevesi yok, batmaya başladı her şeyi, üstelik annesi kendi hallerine bakmadan benim ailemi, muhitimi filan aşağılıyor… o ara eşime mesaj atıp tekrar görüşmeye başladık. Kahve içmekten ileri gitmeyen başkaları da vardı. Sevgilim de çabalamaya başladı, hep görmek istediğim yere bi kaç günlük gezi/tatil filan ayarlamış… kaybolduğum, hala anlam veremediğim, karmaşık bi üç ay geçirip sonunda eşim olacak adam hariç hepsini, kavga gürültüleri ona hissettirmemeye çalışarak yavaşça hayatımdan çıkardım. Sonrası klasik Sevgililik, nişan, evlilik… Hiç özür dilemedim, çevremdeki çoğu kızın yaşadıklarıydı bunlar, sonradan davranışlarımla dilemeye çalıştım o özürü gerçi. Can sıkıcı şeyler Olmamış gibi davranmak ikimize de kolay geldi.
Hamileliğimin son haftalarında eskisini kırdığımdan bana yeni bir telefon almış. Onu kurunca nasıl oluyorsa eski fotoğraflar, mesajlar, sohbet geçmişleri filan telefona yüklenmiş, çoğu tamamen unuttuğum olay, sanki başka birinin hayatı kadar yabancı geldi. Böyle kişi - yer - zaman şeklinde birbiriyle ilişkilenip rezalet bir şeye dönüşüp önüme geldi. onunlayken İlk üç ay bir sevgilim olduğunu ve tatile gitmem gibi Bilmediği şeyleri, bildiğini zannettiği ve ona dediğim şeylerin doğrusunu öğrendi, Zaten doğum geliyordu, yeni ev almıştık taşınma telaşı, aileler ordaydı… aylarca bir şey olmadı, çoğu zaman normale yakın davransa da bi kaç ayda bir günlerce bunalımda oluyordu, ben de alttan alıp oğluyla yumşatıyordum. Sonunda feci kavga ettik. Çok ağır konuştu, bardak vitrin indi, Beni aldattın diyip Boşanmak istedi. Avukatla felan konuştu. Bu kısmı uzun uzun anlatmak istemiyorum. Tam sebebini bilmeseler de Aileler araya girdi, sonradan öğrendiğime göre sağolsun kayınvalidem çok bastırmış. Ben de Yuvam dağılmasın diye Çok çabaladım, çok fedakarlıklar yaptım, allaha şükür halimiz kötü değil, iki evimiz iki arabamız varken dargın olduğum kocama haber bile vermeden kayınbabama gidip onların üst katının içini düzmesini, oğlum için yabancı bakıcı istemediğimi gerekçe gösterip orda oturmak istediğimi söyledim. Bi kaç sebebi daha var ama Aslında eşim ailesinin arkadaşlarının yanında mutlu olsun diyeydi. Doğum kilolarımı verdim, eşim huzursuz olmasın diye, tayin olduğum yeni kurumumda adım gudubete çıkacak kadar karşı cins iş arkadaşlarımla arama mesafe koydum, hamilelik ve ertesi yıl onu ihmal ettiğimden bir koca çekmece dolusu özel kıyafet aldım, Ailesine görümcemden daha iyi bir kız olmaya çalıştım, biri eski sevgilisi olan komşu kızları gocunmadan evime çağırıp ağırladım, düğününe gidip oynadım, hala arkadaşlık yapıyorum, kendi ailemin yanındayken istemediği halde onu düzenli güncelliyorum, “onca okudu etti, kaynanasının üzerinde oturuyor, okumasa da o kadar olurdu zaten” diye defalarca kulağıma geldi, hiç umursamadım… daha bir sürü şey. İki yılı geçti, evliliğim devam ediyor, ama hala bi kaç ayda bir bu konu yüzünden triplere giriyor. Bir iki gündür gene öyle, Hiç konuşmadık ama bakışlarından anlayabiliyorum artık. bizi bırakıp yazlığa gitti. Hafta sonu gelir geri. neredeyse altı aydır böyle olmuyordu. Arkadaşlarının samimi olduğum eşleriyle, pek benimkini anlatmadan, bu konuları konuşuyorum, çoğunun benzer hikayeleri var ama ben çok elime yüzüme bulaştırmışım. Kendimi suçluyorum, çok gençtim ve şımarıklık yapmışım. Havalı olduğunu zannediyordum, geçmişi değiştirebilsem keşke. Bilmiyorum sonu nereye varır. Genel olarak dediğim gibi mutluyum, eşimi çok seviyorum, sarılırken içime sokasım geliyor, normalde oldukça iyiyiz, bi daha boşanma lafını anmadı ağzına, yaptığım fedakarlıkları gördüğünü, çok daha iyisini hak ettiğimi söyledi defalarca, benim isteğimle kendi evimizi de kapatmadık, duruyo eşyaların çoğuyla, hatta o kriz dönemleriyle de başa çıkabiliyorum. kavga çıkarmayıp(yoksa bi kaç dakikada kontrolden çıkıyor), terapistin önerisiyle önce onu anladığımı söyleyip sakinleşmesi için biraz kendi haline bırakma ve sonunda şevkatle. Ama bazı şeyler var ki, böyle saçma ama üzüldüğü şeyleri hatırlatan, günlük hayatta onlar ortamı bozan mayınlar gibi; mesela balık yerken kılçıklarını ben temizlerdim, yıllardır dokunamıyorum, eşimle gidip gezmeyi hayal ettiğim ama muhtemelen ömrümün sonuna kadar gidemeyeceğim şehirler var. İki senedir şehir ötesi gidip görmek istediğim yerlere gezilerimiz şöyle oluyor; ben arkadaşlarının eşlerini ayartıyorum, onlar kocalarını, kocaları da “kızlar konuşmuş” diye anonim şeklinde bizimkine geliyor. özel anlar dışında eskisi gibi sevgi sözcüklerini azalttı, çiçek ve hediye konusu hiç geçmedi bi daha, şu philipsin yeni buzlu kahve yapan makinasına heves etmiştim. lazım mı? Alayım mı? Kargo iki güne gelir Şeklinde oluyor hep. Önceden olsa haberim olmaz, sürprizle olurdu… buna benzer şeyler evliliğimi zehirliyor. Sanırım ölene kadar tamamen ne affedecek ne de unutacak.
Çok çok zor, inat ve öfkeli ama daha bu yaşta espri yapabilen, babası gibi hiçbir şeyi unutmayan dünya tatlısı bir de oğlum var, bazen aşırı bunalıyorum, ağlıyorum, Çabalıyorum, yoruluyorum, gene de değdiğine düşünüyorum. Bu da benim sınavım.
Sevgili olmak birine söz vermek olmuyor mu? Adı konmuş, askimli canimli dönem başlamış. Kusura bakmayin ama bakış açınız çok saçma. Şimdi kocam bunu yapmış olsa ' ama o zaman sevgiliydik, evli ya da nişanlı değildik' dese ' bi s. g...' derim.Evet hata etmişsiniz ama o zaman evli veya nişanlı değilmişsiniz, bence bu "hafifletici" bi durum olarak görülebilirdi. Eşinize karşı bu kadar ezilmek yerine kendinizi savunmalıydınız. Bence artık "yeter artık, ciddi bi ilişkiye girdiğimiz andan itibaren senden başka kimseyle konuşmadım, seni aldatmadım, bi gençlik hatasıydı geçti gitti" tarzında bi konuşma yapıp güçlü durun biraz. Ne o öyle arkadaşlarının eşlerine söyletmek gitmek istediğiniz yerleri falan. Bulduğunuz çözümler hepsi birbirinden saçma.
Onu ilk tartışmada dener gibi oldum ama pek iyi sonuçlanmadı. Kendimi savunurken üzgün adamı kızdırmakla ve aynı gün avukata gitmesiyle sonuçlandı. Dediğim gibi danışma aldım bir süre, boşanmak istemiyorsan sakın bi daha yapma dedi. Sürekli onu anladığımı hissettirmek en sağlıklı yolmuş.Evet hata etmişsiniz ama o zaman evli veya nişanlı değilmişsiniz, bence bu "hafifletici" bi durum olarak görülebilirdi. Eşinize karşı bu kadar ezilmek yerine kendinizi savunmalıydınız. Bence artık "yeter artık, ciddi bi ilişkiye girdiğimiz andan itibaren senden başka kimseyle konuşmadım, seni aldatmadım, bi gençlik hatasıydı geçti gitti" tarzında bi konuşma yapıp güçlü durun biraz. Ne o öyle arkadaşlarının eşlerine söyletmek gitmek istediğiniz yerleri falan. Bulduğunuz çözümler hepsi birbirinden saçma.
Her şeyin para makam mevki olmadığının iyi bir kanıtı. Muhabbet bunlara bağlı değil işte, tonla paran evin araban her şeyin oluyor ama içeri giriyorsun cehennem.Her memur kızla tanıştırmamak gerektiğinin ibretlik hikayesişu genclikte oluru bir kenara bıraksak ülkecek. Erdemli olmak, yaşa bağlı degildir.
Hayır tabi ki de büyük bi tepki gösterirdim, konu sahibinin yaptığınıda tasvip etmiyorum ama ne eşi ne de kendi boşanmaya kalkmıyorlar. Boşanmayacaklarsa hayatı zehir etmeye de gerek yok, evliliklerini kurtarmaya çalışacaklar, ortada bi çocuk var böyle bi toksik ortamda büyümesi hiç sağlıklı değil.Çok merak ediyorum eşinizin sevgiliyken başkalarıyla tatillerde gezdiğini öğrenseniz böyle mi tepki verecektiniz eşinize
Yapılanı desteklemiyorum doğru da bulmuyorum ama boşanmıyorlarsa geride bırakacaklar. Eşi aldatıldığını düşünüyorsa yolunu ayıracak, bu kadar basit.Sevgili olmak birine söz vermek olmuyor mu? Adı konmuş, askimli canimli dönem başlamış. Kusura bakmayin ama bakış açınız çok saçma. Şimdi kocam bunu yapmış olsa ' ama o zaman sevgiliydik, evli ya da nişanlı değildik' dese ' bi s. g...' derim.
Ben de eninde sonunda patlayacagini düşünüyorum... Kocası tek başına yazlığa falan gidiyormuş, inşallah adam tarafindan da ihanet olmaz.Kadın hamileymiş, bebek çok ufak muhtemelen. Adamın eli kolu bağlanmış. Ama şimdilik. Eninde sonunda boşanacak. Ama çocuğun büyümesini bekliyordur belki de. Bu ihanet düşüncesiyle devam edemez bence
Eşi ayrılmak istemiş, avukata kadar gitmiş olay. kayinvalide araya girmiş falan... muhtemelen çocuk küçük diye de kıyamadı eşi.Yapılanı desteklemiyorum doğru da bulmuyorum ama boşanmıyorlarsa geride bırakacaklar. Eşi aldatıldığını düşünüyorsa yolunu ayıracak, bu kadar basit.