öncelikle ricam bu yazdıklarımı okurken önyargılı olmamanız...şuan çekinerek yazıyorum ben 27 yaşındayım evliyim. erkeklerin dikkatini çeken güzel ve alımlı bi kızdım her zaman benimle birlikte olmak isteyen çok erkek vardı ama güvenemiyordum çünkü ilk aşkımdan çok yara almıştım bazen o hırsla karsımdakilerin duygularıyla oynuyor sonra pişman olup kendi kabuğuma çekiliyordum. sonra eşim çıktı karşıma aylarca peşimden koştu yalvardı yakardı ağladı takip etti neler neler yaptı ve sonunda beni pes ettirdi sonunda kabul ettim zamanla severim diye düşündüm. hiçbir zaman gözü yükseklerde biri olmadım durumu çok iyi insanlar çıktı ama umursamadım benim istediğim sevgiydi şevkatti değerli olduğumu hissetmekti ve eşim o zamanlar bunu iyi beceriyordu en büyük korkusu beni kaybetmekti ve bi kaç ayrılığımızda bunu dahada belli ediyordu. neyse hikaye burda bşlıyor beni sürekli eve çağıryor daha rahat edeceğimizi söyluyordu bana böyle şeyler ters olduğu için kabul etmiyordum o da bana güvenmiyorsun diye hep sitem ediyordu.. ona aşık değildim ama bana olan sevgisi beni kazanmıştı derken aylar geçti bir gün buluştuğumuz yere gelmedi aradım çok hasta olduğunu evde kimsenin olmadığını söyledi dayanamadım gittim zaten başıma ne geldiyse yufka yüreğimden geldi eve grdiğimdeöyle çokda hasta olmadığını gördüm ben gideyim o zaman dedim bırakmadı bişeyler yedik sohbet ettik sonra yanaşmaya başladı küçük öpücükler derken kendimi yatakta buldum istememe yalvarmama ragmen bana sahip oldu emeline ulaştı dünyam yıkıldı bi an apar topar eve geldim kimsenin yüzüne bakamıyordum günlerce içime kapandım bunu temizlemeliydim ve onunla evlenmek zorundaydım ve artık onun kaybetme korkusu kalmamıştı avucunun içine almıştı beni evlenene kadar onunla bir daha birlikte olmadım psikolojim bozulmuştu. ailem bu evliliğe karşı geldi eğitim kültür maddi farklılıklardan ötürü çok badireler atlattım ilk zamanlar söylediği yalanlar tek tek çıkıyordu onun ailesindende pürüzler çıkmaya başladı herşeye tek başıma göğüs germek zorundaydım o rahattı bir yandan kendi ailemi ikna etmey çalışıyor bi yandanda karşı tarafı sıkıntıya sokmamaya çalıştım. sonunda nişanlandık eşim beni yarı yolda bırakmak istedi evliliğin yükümlülüğünü kaldıramayacğını söyleyerek yalvar yakar ikna ettim artık ipler onun elindeydi bana istediği gibi davranıyordu. sonunda evlendik ama benim duygularım harap olmuştu. belki zamanla toplanır diye evliliğime asıldım ilk zamanlar eşimle gayet iyiydik ama ailesi beni dışlıyor sürekli laf sokuyorlardı vicdanları para olmuştu sürekli yaptıkları masraflardan bahsediyor borçları bizim üstümüze yıkıyorlardı eşim de ailesine düşman oldu. sonra eşime destek oldum bütün borçlarımızı ödedik ve rahatlamaya başladı artık bana karsı tavırları yine değişmiş ailesiyle arasını düzeltmişti sürekli benimle kavga ediyor yalan söylüyor beni aşağılıyordu. öncene böyle değildin neden böylesin dediğimde o zaman öyleydi şimdi böyle inanmasydın işine gelmiyosa kapı orda diye tehditleri başlamıştı en kötüsü ise sinirlerine hakim olamadığı zamanlarda bana şiddet uygulamasydı artık dayanamıyordum bi yandan ailesi bi yandan ( belirtmek istiyorum ailesiyle hiç tartışmadım ne dedilerse ne yaptılarsa hep sustum içime attım çünkü ailemden aldığım terbiye büyüklerime saygısızlık yapmama müsade etmiyor onlarda bu durumdan faydalanıp beni dahda üzüyorlardı)arkadaşlarımızın yanıda beni aşagılıyor en ufak şeyde bağırıp kızıyordu eşim ailesini sürekli ön planda tutup beni el olarak görüyordu bana yapılan haksızlıkları gözardı ediyordı artık tükenmiştim. ayrılmak istiyorum ama yapamadım annem çok hasta üzülmemesi gerekiyo ve kendin yaptın kendim buldum durumundayım çaresiz kaldım gidecek hiçi biyerim tutunacak hiçbir dalım kalmamıştı... sonra maddi imkansızlıklar iyice durumu zorlaştırıyordu ve bi iş buldum çalışıyordum ilk zamanlar çok zorlanıyordum evdeki sorunlardan dolayı kendimi işe veremiyordum hep mutsuzdum bu durumu patronum farketmişti ve zaman zaman yalnız olduğumuzda soruyordu bense sürekli geçiştiriyordum. patronum ortayaşlı anlayışlı ve iyi bi insandı. zaman zaman iş yerinde gizli saklı ağlıyordum ve bu durumu sanırım patronum farketti ve o akşam giderken benimle konuştu ve bende ilk defa birisine herşeyimi anlatmaya başladım artık beni tanıyordu üzülmüştü bu duyduklarına benimle daha çok ilgileniyor ve dertlerime ortak oluyordu onun o şevkati benide etkilemişti ve artık yakınlaştık ve bir birlikteliğe dönüştü ilişkimiz onun evli olmasıda beni rahatsız ediyordu ama kendimi ondan alamıyordum yanında kendimi huzurlu hissediyordum beni sevdiğini biliyorum bir kaç kez onunla birlikte oldum herşeyi onda tattım aşkı huzuru şevkati deger görülmeyi sahiplenilmeyi ve cinselliği çünkü aşk olmadan onunda bi anlamı yokmuş gördüm... hergün aynı yerde çalışmanın avantajıyla birlikteydik artık evdeki sorunları dah az takıyor mutlu olmaya çalışıyordum. onunla aynı yerde olmak bile bana güven veriyordu ona bunu pek fazla hissettiremesemde ona aşık olmutum. o da her fırsatta bana aşık olduğunu söylüyordu beni inanılmaz kıskanıyorum yaptığım ufak birşey bile beni kafasına takmasına sebepti bensiz yapamadığını sürekli beni düşündüğünü söylüyordu bundan memnundum sevmek ve sevilmek ne güzel şeydi... ama artık işyerinde işler yolunda gitmiyordu patronum gittikçe borçlanmıştı ve bi kaç kişiyi çıkardı ve onlardan biri de bendim çok üzüldüm ağladım evet belki haklıydı çünkü yeterince işte verimli değildim işe konsantre olmamıyordum sorunlardan ötürü işin ucunu baştan kaçırmıştım... benim kızgınlığım beni işten çıkarması değil bunu bana sıradan bi işçiymişim gibi söylemesi. daha önce bi kaç kez çıkmak istememe ragmen buna izin vermedi. şimdi niye neden diyorum. ben iyi değilim işimi yapamıyorum ne zaman beni çıkaracaksın dediğimde sen istemediğin sürece ben seni çıkarmam diyordu... tamam biliyoruz zor durumda daha kalifiyeli bi elemana ihtiyacı var ( ALMIŞ BU ARADA ERKEK Bİ ELEMAN) ama beni karşısına alıp daha üzülmemi sağlayarak konuşmasını beklerdim.. beni üzen işimden olmam değil onsuz olmam hergün yanında olamam her anımda yanımda olamayacığını bilmek.ben akşam sabahı zor ederken bu duruma nasıl dayanıcam bilmiyorum. ha bu arada ayrılmadık hala birlikteyiz ama ben bu durumu hazmedemiyorum hala beni günde iki üç kere arıyo hala sevdiğini söylüyor bende seviyorum ama yaralandım yine sanki ellerim bomboş kaldı... lütfen bunları okurken bana kızmayın bu yazdıklarım anllattıklarımın yanında hiç çok kötü şeyler yaşadım. asla yapmam dediğim lanetle kınadığım şeyi şimdi kendim yapıyorum... ne yapacağımı bilmiyorum ne olur bana birşeyler söyleyin acı çekiyorum
sizi trollüğünüzden ötürü tebrik ediyorum, kk üyelerinin ne derece ataerkil beyincikli olduğunu çok güzel tespit edip ona uygun bir konu açmışsınız, okumalara doyamadım. bizim kadınlarımız çok acayip, aşk-ı memnu'yu ağızlarını ayıra ayıra seyrederler de aynısını komşusunun yaptığını duysa kocasından önce yerden yere çalar. haydin buyrun, yorum örneklerini inceleyelim:
1. grup: EVLİLİK NAZİLERİ
''senin hiç kadınlık gururun yok mu?, patronun karısının ne günahı var? allah seni çarpacak, cehenneme koyacak, yakacak!, patron da seninle dost hayatı yaşamış oh ne güzel! sen buna layıksın zaten! ne olursa olsun kimse aldatılmayı hakketmez!!!!1!1!!1(bir)...''
kadın majör depresyon geçiriyor, bu mahalle dilberleri kadından erdem bekliyor. veremli bir insandan öksürmemesini istemek gibi bir şey bu. ayrıca tecavüz eden bir herif bırakın aldatılmayı, kafasının pekmezinin akıtılmasını bile hakkeder. gebersin böyle erkekler. gebersin ki kadınlarımız kız çocuklarımız rahat nefes alsın. ha bir ileri geri konuşup adını bolca diline doladığın allah belki de seni çarpar bu sözlerinden dolayı, merhametsiz ve acımasız olduğun için seni koyar o mübarek cehennemine he? kutsal dürbünün var da mı gözlüyorsun öbür dünyayı böbeyyim.
2. grup: ZEM ZEM SUYUNDA YIKANMIŞLAR
''kimseyi yargılamak bana düşmez ama KEVAŞE MİSİN YANEEE... ben böyle bi durumda olsaydım asla böyle davranmazdım. madem sevmiyorsun boşan canım. allah sana akıl fikir versin...''
bunlar ılımlı grup. akıllarınca empati yapıyorlar. AKILLARINCA dedim :)))
3. grup: SEX AND THE CITY KADINLARI
''eğer tecavüz ettiyse evlenmeseydin sen de, mon dieu, hangi devirde yaşıyoruz! bunlar aldatmaya bahane değil...'
bunlar paris'de yaşadıklarını zannediyor, öğlen yemeklerinde 100 gr. havyar tüketiyorlar. o yüzden türkiye'nin sosyal yapısını bilmemekte haklılar şekerim.
4. grup: NAMUS MANYAKLARI
''kocam bana tecavüz etti demişsin ama öpüşmekten de geri durmamışsın. bence kendi rızanla birlikte oldun. ayrıca belli iş yerinde patronunu ayartmaya çalışmışsın. o herif seni elinin kiri gibi atacak gör bak.''
en saygıyla yaklaştığım grup bunlar. bu namus manyakları o kadar ulu, o kadar ermiş insanlardır ki; hiç tanımadıkları bir insanın bir paragraflık yazısını okuyarak 'tecavüze uğradı mı, kendi isteğiyle mi beraber oldu' şıp diye anlarlar. bu insanlar, sevgiliyle öpüşmenin 'gel benim elimi ayağımı tutup, zorla içime gir!' demek olduğunu çok iyi bilirler.
hey yarabbim ne günlere kaldık!
ataerkil beyincikli bir kk kadını olarak 1-2-3. gruba giriyorum galiba öğretmenim
naparsınız benim karşıma sizin gibi aydın,öngörülü,anlayışlı öğretmenler çıkmadı
eğitilemedim,öğretilemedim kusura bakmayın
siz nasıl fikrinizi yazıyorsanız bizde fikrimizi yazıyoruz
sizin gibi bi öğretmenin (profilinizde yazıyor umarım doğrudur)insanları fikrinden dolayı yargılaması ilginç
sizi trollüğünüzden ötürü tebrik ediyorum, kk üyelerinin ne derece ataerkil beyincikli olduğunu çok güzel tespit edip ona uygun bir konu açmışsınız, okumalara doyamadım. bizim kadınlarımız çok acayip, aşk-ı memnu'yu ağızlarını ayıra ayıra seyrederler de aynısını komşusunun yaptığını duysa kocasından önce yerden yere çalar. haydin buyrun, yorum örneklerini inceleyelim:
1. grup: EVLİLİK NAZİLERİ
''senin hiç kadınlık gururun yok mu?, patronun karısının ne günahı var? allah seni çarpacak, cehenneme koyacak, yakacak!, patron da seninle dost hayatı yaşamış oh ne güzel! sen buna layıksın zaten! ne olursa olsun kimse aldatılmayı hakketmez!!!!1!1!!1(bir)...''
kadın majör depresyon geçiriyor, bu mahalle dilberleri kadından erdem bekliyor. veremli bir insandan öksürmemesini istemek gibi bir şey bu. ayrıca tecavüz eden bir herif bırakın aldatılmayı, kafasının pekmezinin akıtılmasını bile hakkeder. gebersin böyle erkekler. gebersin ki kadınlarımız kız çocuklarımız rahat nefes alsın. ha bir ileri geri konuşup adını bolca diline doladığın allah belki de seni çarpar bu sözlerinden dolayı, merhametsiz ve acımasız olduğun için seni koyar o mübarek cehennemine he? kutsal dürbünün var da mı gözlüyorsun öbür dünyayı böbeyyim.
2. grup: ZEM ZEM SUYUNDA YIKANMIŞLAR
''kimseyi yargılamak bana düşmez ama KEVAŞE MİSİN YANEEE... ben böyle bi durumda olsaydım asla böyle davranmazdım. madem sevmiyorsun boşan canım. allah sana akıl fikir versin...''
bunlar ılımlı grup. akıllarınca empati yapıyorlar. AKILLARINCA dedim :)))
3. grup: SEX AND THE CITY KADINLARI
''eğer tecavüz ettiyse evlenmeseydin sen de, mon dieu, hangi devirde yaşıyoruz! bunlar aldatmaya bahane değil...'
bunlar paris'de yaşadıklarını zannediyor, öğlen yemeklerinde 100 gr. havyar tüketiyorlar. o yüzden türkiye'nin sosyal yapısını bilmemekte haklılar şekerim.
4. grup: NAMUS MANYAKLARI
''kocam bana tecavüz etti demişsin ama öpüşmekten de geri durmamışsın. bence kendi rızanla birlikte oldun. ayrıca belli iş yerinde patronunu ayartmaya çalışmışsın. o herif seni elinin kiri gibi atacak gör bak.''
en saygıyla yaklaştığım grup bunlar. bu namus manyakları o kadar ulu, o kadar ermiş insanlardır ki; hiç tanımadıkları bir insanın bir paragraflık yazısını okuyarak 'tecavüze uğradı mı, kendi isteğiyle mi beraber oldu' şıp diye anlarlar. bu insanlar, sevgiliyle öpüşmenin 'gel benim elimi ayağımı tutup, zorla içime gir!' demek olduğunu çok iyi bilirler.
hey yarabbim ne günlere kaldık!
Arkadaş "anne ben tespit sıçtım"ın en nadide örneklerinden birini sunmuş.
İşte böyle kimi insanların apış aralarıyla kafataslarının içindeki organları yer değiştirince böyle sonuçlara sebep olabiliyor.
Ayrıca arkadaş okuduğuna anlama ve okuduklarında çıkarım yapma yeteneğine de haiz değil eğer öyle olsaydı konuyu açan şahsın patronu ve sevgilisi olan şahıs tarafandan işten çıkarıldığı için üzüldüğünü anlardı.
Burada yorum yazan insanları tasnif edip "mahalle dilberi kategorisine" sokup kendi iki yüzlülüğünü görmeyecek kadar at gözlüklü bir arkadaş.
Neyse bebeşim tanrı,yehova,şiva,el hubal, ahura mazda seni korusun.
umayuma .!.:sizi trollüğünüzden ötürü tebrik ediyorum, kk üyelerinin ne derece ataerkil beyincikli olduğunu çok güzel tespit edip ona uygun bir konu açmışsınız, okumalara doyamadım. bizim kadınlarımız çok acayip, aşk-ı memnu'yu ağızlarını ayıra ayıra seyrederler de aynısını komşusunun yaptığını duysa kocasından önce yerden yere çalar. haydin buyrun, yorum örneklerini inceleyelim
Yaseku: .!.:Bu yoruma kesinlikle katılıyorum ne kadar çok biliyoruz birine hemen etiket yapıştırmayı oysa hayat bu herşey biz insanlar için!! hangimiz mükemmeliz ki!!! yapılan doğru değil fakat mutsuzluk ve yanlışlar yanlışları beraberinde getirmiş çaresizlik bu olsa gerek..Allah yardımcınız olsun umarım doğru yolu bulursunuz patronunuz belliki çaresizliğinizi, kullanmakta buna izin vermeyin lütfen
Bu kısır döngüde dönüp dolaşıp aynı fikri defaatle savunanların tek beslenebildiği şey toplumun ve değer yargıların zıttına fikir üretip bunlara uyan ve uymaya çalışan hatta yoz ahlak dedikleri şeyi muassır medeniyet diye aklettikleri tebaya oturtmak.
Burada bir fikir teatisi var o zaman her türlü eleştiriye açık olacak konu sahibesi.Bunu bilerek açmıştır konuyu.Neyse bunu geçelim.
Genelde ''ya senin başına böyle birşey gelseydi ? '' diye soru yöneltme ihtimalimin bile bulunmadığı yine bu fikirin savunucularının genelde ortak bir noktada birleştiği şey vardır ki genelde de tekerrür eder, O da şudur ; Ben zaten hayatı acı yönleriyle tecrübe etmiş bir bayanım,örselendim,aldatıldım,aldandım vs vs vs..Ama ayakta oluşumu aşmışlığıma bağlıyorum..
Ve bu dayatmanın hemen arkası sıra hayatın ciddi manada örseleyip düşürdüğü ve bu konuyla zerre-i miskal alakası olmayan şiirden alıntılar dizilir..Sonra ''kınamayın'' ibaresi gözümüze sokularak korkutulmaya çalışılır..Peki ne yapacağız ? İlle aldatılan kadın olmayı mı beklemeliyiz ? Üstelik konunun içinde açıldığı vakit sadece işten çıkarılmasına yaptıklarından daha çok üzülen bir hemcinsim bulunmaktayken...
Mersiye dizelim o vakit..İmkansız aşklar için yaktığımız sözsüz ağıtlarımıza birer kılıf uyduralım adı ''YASAK AŞK '' olsun..Sonrasını düşünmeyelim..Sınıflandıralım biz gibi düşünmeyenleri..YOBAZ olalım (!) tabiri caizse ''saman altından su yürüten '' olalım..İki profil resmine biaen ''senin aslında ne halt olduğun belli '' diye ..Tıpkı belirli bir inanca sahip olup ardından rubai dizmeye benzer bu iş..
Hem en ifrit olduğum şeylerden biri konuya dair fikir üretmeyip sadece eleştirenlerin yazım ve düşünce tarzına saldıranların düşüncelerini yine tam olarak net aktarmaması..Ne düşünüyorsunuz ? Oysa ki aynı şey..
AŞTIM BEN mesajı vermeyi ve bunuda Yobazlıkla karşı tarafı suçlayarak fikir dayatmaya karşıyım arkedeş ben :)) Soruyorum o halde..? Peki siz ne yapardınız ? Madem konu sahibesini biz anlayamayız yada anlamak işimize gelmiyor peki siz ? Bizim bilmediğimiz neyi biliyorsunuz ? Yada o hayata açılan pencerenizde bizede yer var mıdır bir kafa uzatıp bakabileceğimiz ? Ben yüksek sitelerde oturup pencereden seyretmeyi sevmiyorsam ve bahçeli bir evin duvarından açılan pencereyle izliyorsam bu nizamı ? SUÇ kimin Prezentabl kontes'in suçu ne ?
sizi trollüğünüzden ötürü tebrik ediyorum, kk üyelerinin ne derece ataerkil beyincikli olduğunu çok güzel tespit edip ona uygun bir konu açmışsınız, okumalara doyamadım. bizim kadınlarımız çok acayip, aşk-ı memnu'yu ağızlarını ayıra ayıra seyrederler de aynısını komşusunun yaptığını duysa kocasından önce yerden yere çalar. haydin buyrun, yorum örneklerini inceleyelim:
1. grup: EVLİLİK NAZİLERİ
''senin hiç kadınlık gururun yok mu?, patronun karısının ne günahı var? allah seni çarpacak, cehenneme koyacak, yakacak!, patron da seninle dost hayatı yaşamış oh ne güzel! sen buna layıksın zaten! ne olursa olsun kimse aldatılmayı hakketmez!!!!1!1!!1(bir)...''
kadın majör depresyon geçiriyor, bu mahalle dilberleri kadından erdem bekliyor. veremli bir insandan öksürmemesini istemek gibi bir şey bu. ayrıca tecavüz eden bir herif bırakın aldatılmayı, kafasının pekmezinin akıtılmasını bile hakkeder. gebersin böyle erkekler. gebersin ki kadınlarımız kız çocuklarımız rahat nefes alsın. ha bir ileri geri konuşup adını bolca diline doladığın allah belki de seni çarpar bu sözlerinden dolayı, merhametsiz ve acımasız olduğun için seni koyar o mübarek cehennemine he? kutsal dürbünün var da mı gözlüyorsun öbür dünyayı böbeyyim.
2. grup: ZEM ZEM SUYUNDA YIKANMIŞLAR
''kimseyi yargılamak bana düşmez ama KEVAŞE MİSİN YANEEE... ben böyle bi durumda olsaydım asla böyle davranmazdım. madem sevmiyorsun boşan canım. allah sana akıl fikir versin...''
bunlar ılımlı grup. akıllarınca empati yapıyorlar. AKILLARINCA dedim :)))
3. grup: SEX AND THE CITY KADINLARI
''eğer tecavüz ettiyse evlenmeseydin sen de, mon dieu, hangi devirde yaşıyoruz! bunlar aldatmaya bahane değil...'
bunlar paris'de yaşadıklarını zannediyor, öğlen yemeklerinde 100 gr. havyar tüketiyorlar. o yüzden türkiye'nin sosyal yapısını bilmemekte haklılar şekerim.
4. grup: NAMUS MANYAKLARI
''kocam bana tecavüz etti demişsin ama öpüşmekten de geri durmamışsın. bence kendi rızanla birlikte oldun. ayrıca belli iş yerinde patronunu ayartmaya çalışmışsın. o herif seni elinin kiri gibi atacak gör bak.''
en saygıyla yaklaştığım grup bunlar. bu namus manyakları o kadar ulu, o kadar ermiş insanlardır ki; hiç tanımadıkları bir insanın bir paragraflık yazısını okuyarak 'tecavüze uğradı mı, kendi isteğiyle mi beraber oldu' şıp diye anlarlar. bu insanlar, sevgiliyle öpüşmenin 'gel benim elimi ayağımı tutup, zorla içime gir!' demek olduğunu çok iyi bilirler.
hey yarabbim ne günlere kaldık!
evet konu 'saçını başını yolarım' ekseninden çıktığı için cevap verilmeye değecek bir seviyeye ulaştı.
şurdaki kadınları saçma salak tutumlarından dolayı eleştiren bendenizin bu olanları muassır medeniyet ile bir tuttuğum sonucuna nasıl varıldı önce o söylenilsin bir. yazdıklarım didik didik edilsin, çıkarılsın karşıma 'bak bundan bundan dolayı sen bu yozluğu çağdaşlık olarak kabul etmişsin' densin. hele ki muassır medeniyet anlayışını SEX AND THE CITY KADINLARI grubu altında karikatürleştirdiğim ayan beyan ortada iken 'sen çoh yozsun, ondan bizi eleştiriyon' denmesi eee ööö nasıl diyeyim, okuduğunu anlamamaktır.
burda fikir teatrisi de yok kardeşim, hakaret var. ön yargı var. hatta verbal şiddet var. bunun örnekleri de geçtiğimiz 25 sayfada açıktır. bilhassa alıntı sahibinin sözleridir bunlar. 'buraya yazıyorsan her türlü eleştiriye açık olacan' diyorsanız size kötü bir haberim var: siz de kendi yorumlarınıza yapılan eleştirilere açık olacaksınız. kimsenin ağzını mühürleyemezsiniz. becerebiliyorsanız benim yaptığım gibi hicveder, eğlenirsiniz ancak.
benim gibi yorumlar yapmak için insanın 'acıların kadını' olmasına da gerek yok. yani bir insanla ancak o insanın yaşadıklarını yaşayarak empati kurabilmek, kusura bakmayın da düşük zekalılığın göstergesidir. niyet okuma var, ama pek eksik ve yetersiz. ama aşmış bir insanım haa, orasını doğru bilmişsiniz :))
'ille aldatılan kadın olmayı mı bekleyelim' aaah işte zurnanın zırt dediği, sistemin error verdiği yer. bütün aşırı tepkilerin altında bu korku yatıyor, 'ya ben de aldatılırsam'. sizlere bir sır hanımlar, erkeklerden kazık yemişlere bu şekilde davranmaya devam ederseniz aldatılırsınız hem de çok fecii bir şekilde. önce kadına yüklenmek yerine tecavüz eden adama tepki göstermezseniz, duygusal boşluk ve bunalım içindeki kadınlardan faydalanmaya çalışan üç kuruşluk şerefsizlere 'allah senin de belanı versin' diyemezseniz işte o zaman hem aldanır hem de aldatılırsınız. sadece siz değil, sizin yetiştirdiğiniz oğlanlarla evlenen gelinler de aldatılır. sen o heriflere bunları deme cesaretini gösterdikten sonra ancak kadına dönüp 'kızım senin hiç aklın yok mu?' diyebilirsin. bakın anneye anlatır gibi basitçe anlattım. daha da basitini beklemeyin lütfen.
size YOBAZ olun demiyorum. İNSAN olun diyorum.
evet sevgili emyra, ben CIA tarafından türk kültürünü yozlaştırmak üzere gönderildim. beni yakaladınız(
Ben de mossad tarafından görevlendirildiğinizi düşünmüştüm, yanılmışım. Hep siz konuşun, ikili konuşmalara dönmesin bu iş :)