Bin derdim var

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Okuyamayalara şaşırdım bende. Gayet akıcı ve netti, okudum. Neyse,

Siz baskın birisiniz eşiniz ise yönlendirmeye çok açık biri. O yüzden bu pasifliği belki bir başkası tarafından uyum olarak adlandırılacakken sizin için eziklik anlamına geliyor ve eşinize olan saygınız yerlerde sürünüyor resmen. Ben o evde hala neden yaşıyorsun ki diyenlere de şaşırdım. Çünkü, eşiniz dört kızla bara gidiyor, aklına koymuş gidecek eyvallah. Gel çabuk! Şeklinde bir geri çağırış hiç olmamış. Sıkıntıya biraz daha üfleyip alevlendirmek olmuş. Yönlendirmeye açık birinin bu özelliğini benimsemiş ve siz de aynı yolla kısmi bir manipülasyona sebep olmuş oluyorsunuz.

Çocuk eğitimi konusunda da bu duruşunuz belli oluyor. Ya mükemmeliyetçi ya da kontrol arzusu kuvvetli biri olmalısınız. Ama beş yaş çocuğun dış müdahalelerde gördüğü yanlışlık kendisine anlatılınca doğruyla yanlışı kötüyle iyiyi ayırt edebileceği bir yaş. Görümceyi arayıp güzelce yardım istemek güzel olmuş ams çocuk beş değil de üç yaşında olsaydı ancak anlayabilirdim hem enişteyi hem görümceyi bu konudan haberdar etmenizi.

Eşiniz de ne şiş yansın ne kebap diye diye bir olmuş. Ablasını da eğliyor sizi de. Ama sizin manipülasyona kapalı tarafınız hayatınızda otorite figürünün doğru çalışıyor olmasından beslenirken belli ki eşiniz ya annesi ya da babası tarafından otorite eksikliği altında manipülasyona açık yetiştirilmesinden kaynaklanmış. Sizin tabiatınızda birisi için fazla pasif kalmış eşiniz.

Eşinizle boşanmanız için bir sebep göremedim (boşanmalısın tavsiyeleri de bir o kadar komik geldi :)) fakat sık sık eşinizle duygularınızı suçlamadan paylaşmanız empati kuvvetinin gelişmesini sağlayabilir. Dört kızla bardan döndüğü gece değil ama sallıyorum ertesi gece karşınıza alıp hislerinizi ona anlatmalıydınız. Böyle söyleyince çok pembe çok melankolik algılanıyor ama ben dilini kullanmak insan üzerinde büyüleyici bir etkiye sahip. İşe yaraması zaman alıyor ama yarıyor.
 
Evliliğim sallantıda, eşime yuvama değer veriyorum ve iyi bir oğul yetiştirmeye çalışıyorum

Hepsini okudum, kafam buraya takıldı.
Sizce bu içinde olduğunuz şey YUVA mı gerçekten?

Emin misiniz?

Siz eşinizi seviyor olabilirsiniz ama farkında mısınız bu sevgi tek taraflı? Eşiniz sizi sevse şimdi buraya bu konuları yazar mıydınız?

Neden bu ısrar? Neden eşinize verdiğiniz değerin yarısını da KENDİNİZE vermeyi denemiyorsunuz?

Aldatma ya da şiddet olmadan boşanmam demişsimiz ama bu yaşadıklarınız da PSİKOLOJİK ŞİDDET. Sizce?
 
Enisteye uyari icin görumceyi aramam aninda enisteyi paylarım .
Eşinizle gorumcenin konusmasini gorunce o esi mahvederim .Sen arkamdan ne isler cevirdin diye .
Olayları uzatıp buyutüyorsunuz ,haliyle lastik gibi uzuyooooor gidiyor .
Anında ve kisa müdahaleler yapın .
Cocugumu dovdürup birde simdi elletmiyorlar ama buyüyunce doversin diyen babanın yaninda çocuğa bak seni fenaa yaparım dokunmayacaksin derim ben ....
 

ben birazını okudum , gerçekten kocanıza başta olmak üzere çevrenizdeki herkese sabırlar dilerim.
çok gıcık bir tipsiniz kusuruma bakmayın da.
 
neden? kocanız evlenmeden asosyal miydi? gidip 2 içki içemez mi arkadaşlarıyla? kız yada erkek ne olacak?
ay deli oluyorum ya bu ne özgüvensizlik?
Arkadaşa yazmissiniz ama böyle bir durumda eşi ile gitmesi daha eğlenceli olmaz mı? Konu sahibi de sosyallesmis olur heml
 
Çok akıcı bir konu olmuş sıkılmadan okudum.ama ruhum sıkıldı yaşadıklarınızdan.bir iç dökme lazım galiba karşılıklı.psikolog da olabilir.umarım düzelirsiniz
 
Arkadaşa yazmissiniz ama böyle bir durumda eşi ile gitmesi daha eğlenceli olmaz mı? Konu sahibi de sosyallesmis olur heml
bende gelmek istiyorum diyen biri yokki karşısında zaten öyle olsa süper olur anladığım kadarıyla çocuk var diye çıkmıyor konu sahibi, kocasını da çabuk eve gel diye azarlıyor gerçekten böyle şeylere üzülüyorum.
 
Okuyamadım, üzgünüm.
Konu sahibi bi özet gecsen? Şu kısa ömrümüzde bu kadar uzun bir konuyu nasıl okuyalim?
Valla merak da ettim bu kadar uzun uzadıya ne yazıldığını. Biri özetlese ya. :)

Birazcık konu sahibine saygınız olsaydı güzel olurdu.
Zira insanlar buraya konularını okunması için ve bir nebze destek alması için yazıyor.
Okumuyorsanızda, usulca ayrılın veya okuyamadıysanız da takip ederek konu hakkında bilgi alın.

Ancak takiple bilgi alana kadar, o zaman zarfında okuyabilirdiniz.
Düzgün bir uslup ve akıcı bir dil ile konu sahibi zaten derdini dile getirmiş.
Sizin bu davranışınız çok yanlış olmuş.

Demeden edemedim, kusura bakmayın....
 
Yalnız ben konunun içeriğinden çok konuyu anlatış uslubunuzu sevdim ve ona odaklandım. Çok akıcı ve güzel bir kaleminiz var, bir çırpıda okuyup bitirdim. Çocuğunuzla ilgilenme tarzınız, eşinize karşı yaklaşım ve ilişkinizi düzeltmeye yönelik yaptığınız davranış hesaplamalariniz çok hosuma gitti. Yalnizca o bes yasindaki velede kizip cocugunuzdan sinir çıkarmanıza üzüldüm. Aile ağzına bakıp çekirdek ailesiyle sıkıntıya giren pek çok tanıdığım var cevremde, eşiniz de bunlardan biri anladığım kadarıyla ama sanırım çalışmıyorsunuz şu an. Siz de biraz ailenizin yanına gidip kendinizi ve çocuğunuzu ozletseniz? Nasıl olur?
 
Açık konuşayım ben bebeğe bakmak zorunda "bırakılırken" (ebeveyn hanesinde bir benim adım yazıyor sanki) eşim gece gezmelerine gittiğinde ben de bozuluyorum. Ha arada eşim bebeğe bakar ben de akşam biraz da geceyi içine alacak şekilde 3 bayan 4 erkek arkadasimla birşeyler icmeye gidebilecegim gunler gelir o zaman konuya bakış açım değişebilir .Ama adam gercekten yönlendirmeye çok açık...arkadaşlarından "karım çağırıyor " diye müsade isteyen fazla kişi tanımıyorum. Karisi çağırınca ona kosuyor, anası çağırınca ona, ablası çağırınca...adam baskın karekterli kadın seviyor
 
kv görümde enişte olayları tamamen fıs. bu insanlara müdahale edemezsiniz, şikayet de edemezsiniz. sizin asıl derdiniz eşiniz.

anlaşamadığınız insanlarla bu kadar iç içe olmanın manası yok bence. nasıl oluyor da size baskı kuruyorlar anlamadım. kapınızı ve telefonunuzu kapattıktan sonra size ne diyebilirler ki?
 
ayrıca siz evde çocuk bakarken eşinizin tanımadığı kızlarla bar bar gezmesi çok ilginç. buna nasıl sabrettiniz anlamadım.
 
Kendimi gördüm sizde, dolaylı da olsa, kendimi gördüm.

Eşim aynı sizin eşiniz gibiydi.
Annesini babasını kıracak, bir hayır diyecek diye aklı çıkıyordu.
Benim ardımda durmaz, anne babasının ağzına bakar, onlarsız bir hayat asla düşünemez gibiydi.
Anacığım sağolsun "sabret, bak geçicek bu günler, iyi ve vicdanlı bir eşin var" dedi hep.
Ancak ben de sizin gibi baskın bir karakterim, insanın biraz iradesi olması gerekli diye düşünürüm.
Hayatta bir dik duruşu, bu benim karakterim demeli, gerektiğinde "benim kararım seni ilgilendirmez" diyebilmeli, kim olursa olsun.

Biraz keskin ifade etmiş oldum kendimi ama, gerçekten de böyle karekterli, adam gibi adam olsun istedim.
Ben de eşimi tanıyarak severek evlendim ve hep ailesine olan bağına ve saygısına saygı duydum.
Ancak bağımlılık halinde olduğunun ben de farkında değildim, sanrıım o ince çizgiyi görmeyi ben de atlamıştım.
Evliliğimizin ilk yılında ben de çok bunaltıldım. Malesef ki herkes üstüme geldi.
Kayınvalidem 4 kardeş, diğer 3 tanesi de kayınvalidelik yapma davranışları göstermek istediler, kendi gelinleri olmasına rağmen (1 tanesi hariç).
Ama benim iyi bir eltim var, onun avantajını çok yaşadım, o olmasaydı belki bu kadar çabuk evliliğimi oturtamazdım diye düşünüyorum.

O beni uyardı sürekli, bunu diyecekler, bunu yapacaklar, böyle davranacaklar, bak sana bu konu böyle dönecek şeklinde.
Gözümü açtı biraz diyebilirim.
Nitekim, 5 sene içerisinde kah kavgalı, kah küs ilerledik ve en azından eşimin ailesi benim ne kapasitede olduğumu ve karakterimi biraz anladılar.
Boşanma raddesine de geldik, avukat arkadaşım var, onunla iletişime geçtim hemen.
Eşimi evden uzaklaştırdım.
O zaman aklı başına geldi.
Beni ve çocuklarını kaybetmeyi göze alamadı.
Artık anne babasına hayır diyebiliyor, yanlış yorumlar yaptıklarında "nasıl konuşuyorsunuz" diye lafını esirgemiyor.

Zaman verin diyeceğim.
Ancak kendinizden ödün vermeden zaman verin.
Ben buyum, işine gelirse diyebilin.
Esnemeyin, dik duruşunuzu görsün bilsin, herkes ama.
Sadece eşiniz değil.
Zaten bu şekilde ya toparlarsınız herşey düzelir, ya da kopar gidersiniz.
Birşeyler iyi olsun diye ödün verir ve o şekilde devam ederseniz, asla huzurunuzu yakalayamazsınız.
Siz ödün verdikçe ödün gerekecek, nasılsa evliliği devam ettirecek, katlanmak zorunda mantığı oluşacak.
Buna izin vermeyin.

İnsanlar bir şeylere katlanmak için evlilik yapmazlar, yapmamalılar.
Birlikte hayatı yaşamak için evlenilir, iyi gününü kötü gününü paylaştığı kadar, sorunlarını paylaşıp, eşler birbirinin ardında dim dik durmalılar.

Ben eşime en güzel örneği şu şekilde vermiştim de aklına dank etmişti, isterseniz siz de deneyin bakalım, işlerse tabii ki. Ben de çok işe yaradı.
Bir gün çocuğum düştü, bir başka gün hastalandı, bir başka gün daha farklı sorunlar yaşadık ve üst üste geldi bunlar.
Ve eşime dedim ki:
"Bak oğlumuza, düştü canı yandı, yanında biz vardık. Hastalandı, ilgilendik, hastaneye götürdük, ilaçlarını verdik, düzelmesi için elimizden geleni yaptık, başka sorunları oluyor, onlar için de canla başla koşuyoruz. Şimdi bu çocuğu tek başına sokağa sal, ne halin varsa gör de bakalım kim sahip çıkacak? Kim senin kadar düşünecek, hastalığını, yarasını, derdini, kim sahiplenecek bir anne baba kadar, bir düşünsene?
Bende böyleyim işte, senin ailen benim için dış dünya, sen beni sahiplenmez, bana kol kanat germez, bana destek olmazsan, ben nasıl mücade edebilirim ki bu dış dünya ile? Bana istedikleri gibi davranırlar, bana istediklerini söylerler, yaramı görmezler, hastalığımı bilmezler, hep iyi sanırlar, ama benim içimi bilen de sensin, yaramı bilen de... Eğer sen beni korumazsan, kimse bana sahip çıkmaz, kimse de beni korumaz.
İşte o zaman sana ihtiyacım yok demektir, hayatımda da bir anlamın yok demektir. Beni korumadıktan sonra, senin kocalığını ne yapayım ben?" demiştim.

Zamanla idrak etti, tarttı, ölçtü, biçti...
Netice olarak, 2 çocuk annesiyim, en az benim kadar çabalayan bir eşim var.
Dünyalara değişmem eşimi... Gerçekten çok emek sarf ettik birlikte.
Çok kırıldık, döküldük, üzüldük bu güne gelebilmek için.
Ancak ben çok çabaladım, çabalamayı bırakacağımı anladığı noktada, eşim çabasını gösterdi.
Ve artık yolumuza tek tek değil, birlikte devam ediyoruz.

Tavsiyem, çok abartıya kaçmayın, ancak eşinizin anlamasını bir şekilde sağlayın.
Zaman verin, hemen beklentiye girmeyin.
Zamanla oturacak birşeyler.
Eşinizi seviyorsunuz, boşanmak istemiyorsunuz ve elbetteki herşeyden önce evladınızı düşünüyorsunuz.
Zaten boşanmak en kolayı, mücadele etmek zor olan.
Şiddet yok, aldatma yok...
Ama bunların olmayışı da huzurlu ve mutlu bir evlilik sahibi olduğunuz anlamına gelmiyor, ama huzuru bulun.
Bulamıyorsanız bütün çabalarınıza rağmen, o zaman yalnız yolunuza devam edin diyebilirim.
Çünkü değişim göstermeyecekse, bu şekilde kendinizi hırpalayarak bu hayatı da yaşamayın derim.

Hakkınızda hayırlısı olsun inşallah.
Umarım herşey yoluna girer ve siz de huzurunuzu bulur, hayatınızı düzene sokarsınız.
 

Yaptigim yorumlarda saygisizlik kirintisi goremedim ben. Duzgun bir uslupla dusuncemi yazdim, sorun ne?

Ayrica yorumumu begenmediyseniz okuyup gecebilirsiniz pekala. Beni alintilatilayip saygisizlik ithamini da yapistirip konuyu sabote etmenin geregi yok.
 
Ben seni çok iyi anlıyorum.. Üzülme desem saçma insanın damarlarına işliyo o durum. Çocuğuna daha çok sarıl.. Ben eşime annene ben mi söyleyim kavga mı edeyim dediğimde tamam ben söylerim siz kötü olmayın diyo mesela.. Keşke en azından eşin bunu yapabilse hep sizi öne atmasa.. Boşanmak için cidden sebep de yok doğrudur ama böyle bi kıvılcım olsa da etraf yangın yeri olsa diye de beklersin.. Bekle bakalım hayat neler getirecek.. Belki çok iyi bi işin olur belki oğluşun büyüdüğünde senin en büyük destekçin olur.. Eşin de son nefesinde belki yaptıklarını anlar.. Ne deyim be bacım sabır
 
Ne kadar silik bir eşiniz var ya.. Sanki 10 yaşında çocukla evlisiniz.. Allah sabır versin size
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…