Beklenmeyen bir haber

Otopsi raporu henüz tamamlanmadı. Elime geçmedi henüz. En çok o raporu bekliyorum zaten. 2-3 gün önce ölmüş olduğunu otopsi yapan doktor söylemiş amcamlara . Başka bilgi vermemiş. İlk bulan komşu ve polisler zaten. O vaziyette bulduklarını komşu söyledi bana
 
Yaralarını deştiysem özür dilerim.
Sadece sarılmak istedim sana. Teselli vermekte beceriksizim.
 
Öncelikle başınız sağ olsun. Sizi en iyi anlayacak insanlardan biriyim.annemi 13 yaşındayken kaybettim. Ondan sonrasında babamla hiç yıldızımız barışmadı.Ben eğitimime devam etmek istiyordum, o ise sürekli çevredekileri örnek göstererek evlenmem için benimle kavga ediyordu, en son dayanamayıp kendi isteğimle yetiştirme yurduna gittim.Görüşmeye ara ara devam ettik ama işte hiç arkamda bir baba varmış gibi hissedemedim. Sonra evlendim eşim kanser oldu, çok ihtiyaç duydum desteğine ama o arkasını dönüp gitti, eşimi kaybettiğimde başın sağ olsun bile demedi. Ben hep uzaktan sorup durdum iyi mi nasıl diye.Bir gün öğrendim ki hapse düşmüş yine koşup gittim yanına, benden çok ciddi maddi talepleri oldu, karşılayamadım gücüm yoktu yine koptuk.Şimdi en son görüşümün üstünden yedi koca sene geçti, burnumda tütüyor, çok özlüyorum, gidip görsem belki kovar beni bilmiyorum ama çok korkuyorum birgün kötü bir haber alırım diye, sürekli aklıma geliyor.Size şu aşamada ne desem bilmiyorum, çünkü sizin yaşadığınız şeyi yaşamak benim için kaçınılmaz son gibi geliyor bazen. Ama metanetli olun hayat ne getirse onu yaşıyoruz. Bizim de çoğu insanın olduğu gibi normal bir aile hayatımız olmayacakmış demek ki bu da bunun bir sonucu, akrabaları kafanıza takmayın yalnız.
 
Başınız sağolsun Kendinizi üzmeyin zaman her şeyin ilacı zamana bırakın
 
O pislikleri asla samimi bulmuyorum inanın düşene bir tekme de onlar attı. Orda millete şov yaptılar cenaze günü. Babam hakkında “gebersin, bıktırdı bizi, beter olsun” gibi laf söz ettiklerini duymuştum etraftan. Bunu diyen insanlar cenaze günü bana sitem ediyor. Adiler dediğim gibi hepsi şovdu belki babamı ayda yılda bir arayıp soruyorlardı. Onu en çok seven bendim, o gün içi yanan da sadece bendim herkes hayatına devam etti bakın ben takıldım kaldım bir adım ilerleyemiyorum. Ah, bazen diyorum ki senin neyine idi o güç, gurur gösterisi? babam yaşarken kardeşlerime kızıyordum görüşüyorlar diye. Değmez, haketmiyor diyordum. İçten içe kendini yiyip bitiren ben söylüyordu bunları…Eşimle her tartışmamızda benim seninle değil derdim, sorunum, benim aklım fikrim babamda derdim. Görüşelim gidelim öyleyse yanına derdi, hayır, asla derdim. Ölünce madem bu kadar canım yanacaktı niye herşeyi unutmuş gibi davranmadım, rol yapabilirdim, kırgınlığımı bir kenara bırakıp babamı doya doya öpüp koklayabilirdim. Kafamda bitiremediğim babamı millete bitirmişim, yok sayıyormuşum diye yutturdum. Aslında sadece kendimi kandırmışım. 2 senedir oynuyormuşum meğer Yemin ederim ölünce canımın bu kadar yanacağını bilsem bir dakika yanından ayrılmazdım, beni kırsa da, üzse de cevap vermez, herşeyin oluruna bakardım. Ben ölürse cenazesine bile gitmem diyerek, büyüklenerek, atıp tutarak , güçlü, gururlu görünmeye çalışarak en çok kendimi kandırmışım. Benim harcım aslında ne olursa olsun babandır, varlığı olmasa gölgesi yeter demekmiş. Ben bu kadar güçsüz, acizmişim meğer. Babamla küsünce “ben babayım” derdi hep. Evet o babaymış, bende yeri ayrıymış, ne yaparsa yapsın “o benim babam” demem gerekliydi demek ki. O zaman bu kadar canım yanmazdı belki de. Bana empoze ettiği o düşünceleri kabul edebilseydim , şuan babama olan evlatlık görevini tamamlamış olmanın huzuruyla yaşayıp gidecektim . Niye bu kadar nefret ettim ondan ? Onu mu kendimi mi cezalandırdım? O toprak oldu gitti. Ben nasıl yaşayacağım bundan sonra peki? Psikolojik destek almayı çok istiyorum, fakat bi taraftan artık iyileşebileceğim düşüncesini içim hiç kabul etmiyor. O treni kaçırdım gibi sanki. İyi olmamın tek şartı babamla küs, kırgın ayrılmamaktı, şansımı kaybettim sanki Kardeşlerim toparladı , hayata döndüler. Annem zaten çocuklarımın babası, çocuklarım üzülüyor diye üzülürüm ancak diyordu. Ben ise günden güne geriye gidiyorum. Babamın whatsapp hesabı silinmiş diye oturduk hüngür hüngür ağladım dün . Belirli bir süre aktif olmayınca otomatik siliniyormuş hesap. Hergün son görülmesine bakardım. Sanki şaka yaptı, bir gün bi yerlerde yakalayacaktım onu kıskıvrak . O listede ismini artık görmemek bile en başa sardı beni. Gerçekten iyi değilim

Bu arada gerçekten çok teşekkür ederim. Hiç tanımadığınız bir insana iyi olması için dil döküyorsunuz. Ne güzel bir kalbiniz var. O kara günden beri, kimseye anlatamadıklarımı burda anlattım, içimi sizlere döktüm. Hep iyi geldiniz bana. Sizin nezdinizde herkese teşekkür ediyorum iyiki varsınız
 
Çok detaylıca düşünmemeye çalış yinede. İnsan anne babasından ne yaparsa yapsın vazgeçemez gecemiyor tek yapabileceğin şey dua etmek onun için
 

Babam hiç pişman olmadı aslında biliyor musunuz Pişmanlık değil de, duygu sömürüsüyle pişman etmekti hep onun isteği. Mağdur hep oydu, kurban hep oydu. Birileri suçluydu, masum hep oydu. Hatta aklıma bir anı geldi. Bir kaç sene öncesiydi . Babamla yine kavga etmiştik. Birdaha aramayacağım seni, çık git hayatımdan dedim. Saydı, sövdü bana. 1 hafta sonra hastanede yoğun bakımda olduğu haberini aldım yine birisinden. Kendi aramamış, arkadaşı aramak istemiş gurur yapmış aratmamış. Yine de aramış adam. Baban sürekli senden bahsediyordu, çok üzüldü, hastalandı gelsen iyi olur dedi . Tabiki gittim yoğun bakım kapısında bekledim. Tir tir titriyorum korkudan, ağlıyorum. Bir ara dışarı çıkardılar sanırım tahlil gibi birşey için. Kapıdan çıkarken sedyede oturuşunu, beni görünce yaşadığı şaşkınlığı, ilk başta soğuk bir tavır takınıp yanına yaklaşınca gözlerinin doluşunu hatırlıyorum. Ne kadar korkmuştum onu kaybetmekten. Yanına gidip sarıldım. Orda olacağımı, bir yere gitmeyeceğimi, onu bekleyeceğimi söyledim. Yoğun bakıma girmemiz yasaktı ama dışarda benim, içerde babamın yalvarış , yakarışları, ısrarları sonucu beni içeri aldılar. İyiydi durumu. Sadece vücudu su toplamış. Tabi hastalıkları bedenini ele geçirmeye yeni yeni başlamıştı. Sarıldım babama, teselli ettim. Bir gün sonra babamı normal odaya aldılar. Geceyi ben burdan çıkmak istiyorum diye hastaneyi inleterek geçirdi tabi. Bir kaç gün boyunca evine gittim geldim. Sonra sıkıldı babam. 1 hafta ortadan kayboldu. Ulaşamadım. 1 hafta sonra beni aradı. Arkadaşlarıyla şehir dışına gitmiş. İçmeye, gezmeye, eğlenmeye gittiler muhtemelen. Sonra her Allah’ın günü aramaya başladı. Kızım nasılsın diye sormak için aramıyordu ama. Annenle bizi barıştır demek için, kullanmak için beni arıyordu. El verdim, kolu kaptırdım resmen. Bunaldım. Kadın için bittin istemiyor desem de anlamıyor. Konuştur bizi diyor. İstediğini yapmayınca beni suçluyor. Yordu beni. Mesafe koydum. 3 aradı 1 ini açtım, mesajlarına cevap vermedim derken, öyle mesafe girdi araya yine koptuk. Babam bir gün olsun “kızım, yavrum , nasılsın, var mı bir ihtiyacın, evleniyormuşsun baban yanında bunu bil” deseydi herşeyi ama herşeyi unutabilirdim. Bütün bunların farkında olduğum halde hala neden üzüldüğümü, neden vicdan azabı çektiğimi sorarsanız bilmiyorum. Sanırım doğru/yanlış, haklı/haksız, iyi/kötü, suçlu/masum algısını tamamen kaybettim. Ruhum yaralı, beynim hasta. Nasıl iyileşeceğim konusunda en ufak bi fikrim yok. Psikolojik destek bile bana yarar sağlamaz gibi geliyor artık. Ben içimin karanlığında yaşayıp gideceğim sanırım ve bu çok korkunç. Geride bırakacaklarım olmasa bu kafayı taşımaya hiç meraklı değilim aslında biliyor musunuz ? O kadar kaybetmiş hissediyorum. Hayata, yaşama hevesim, isteğim o denli yok artık.
 
Başiniz sagolsun başka bir sekilde de olsaydi ölümü hep o anda kalacaktiniz. Bazi seyler kader ben ailemle 1 sokak mesafede oturuyorum babam hastaydi. Esim tasinalim dediginde icimi korku sarardi ya babam hastalanirda yetisemezsem diye. Babacim hastanede ölmüs abim bize soyleyememis islemleri hallettikten sonra ogrendik. O saatlerde biz cay iciyoduk hic bisey yokmus gibi babacim 2 aya yakin hastanede kaldi bizden evinden uzakta beni evime goturun diye diye gitti. Inanin bana bazi seyler olmasi gerektigi gibi oluyor. Ben evimi tasimadim ama babam son nefesini verirken yaninda olamadim.Halbuki hep yanlarinda olacagima dair kendimi oyle bi inandirmistim ki. Siz babanizi yaniniza da alsaydiniz yine bisey olur babaniz yine ayni sekilde vefat ederdi.Burda ne yazsam size aciniz vicdan siziniz hafiflemicek. Ama ayni zamanlar da ayni aciyi yasamis biri olarak sizinle ayni seyleri yasiyorum. 3 ay oldu bizim de. 3 aydir surekli abimin telefonda aglama sesini duydugum an beynimin icinde dönüyor. Rabbim sabrinizi versin babanizin da günahlarini affetsin.
 

Size kucak kucak sarılmak istiyorum.

Psikolojik sorunları olan anne babalar çocuklarını yetiştirirken maalesef ciddi hatalar yapıyorlar. Evet Dünyayı suçlamak da klasik, hatta ben herkesi suçlayanlardan çok şüphelenirim, tahminlerimde hiç yanılmadım.

Ve babanızın davranışları sizin suçunuz değil. Çocukken size yapılanlar sizin suçunuz değil. Siz özünde masum bir yavrusunuz.

Babadan karşılık gelmeyeceğini bile bile halen ilgi istemek de normal. Anne baba ilgisi en temel isteklerden sonuçta değil mi?

Her mesajınızda gitmeme kararının doğruluğu ortaya çıkıyor aslında. Gitseydiniz yine kötü bir anıyla dönerdiniz. Laf salatası yapanları bir tarafa alalım.

Bakın mutlu olmayı hakediyorsunuz, sevgiyi de hakediyorsunuz. Rica ediyorum destek alın.

Susan Forwardın meşhur Zor Bir Ailede Büyümek kitabı vardır, sizin yaşadıklarınızı anlatır yol haritası gösterir. Bir karıştırın, adım adım ilerleyin. Kendinize zaman verin.
 
Okuduğum bir kitapta çocukların ebeveynleri ne yaparsa yapsın affettiğini ve sevmekten kendilerini alıkoyamadıklarını, anne babaların da çocukların onu bir şekilde sevmeye saymaya devam edeceğini, affedeceğini bildiği için böyle rahat olduğunu okumuştum.

Sizin durumunuz da buna benziyor. Mutlaka destek alın. Bizim burada yazdıklarımız size yeterli gelmez. Belki ilaç kullanmanız gerekecek. İhmal etmeyin.
 
Yorumlarınızı okuyunca ne görüyorum biliyor musunuz?
İki tane lilly. Birinin elinde bir sopa var, diğeri savunmasız bir köşeye sinmiş. Elinde sopa olan lilly, savunmasız olana sürekli vuruyor. "senden nefret ediyorum " diyor. Savunmasız lilly hem kendini korumaya çalışıyor hem ağlıyor. Onun dayak yemesine daha ne kadar izin vereceksiniz?
 
Acını derinden hissettim cünkü ayni seyleri yasadim..bir insanin babasini kybetmesi çok acı birseymis..ah canım babam çok özlüyorum onu..Keske babam yasasaydi doya doya sarilabilseydim ona tarif edilemez bir aci
 
Ben şunu anladım genelleme yapmıyorum ama kendimde içinde dahil ederek konuşuyorum babalardan hepimizin cekmisligi oluyor genelde o anlarda o yıllarda kızıyoruz ah ediyoruz olmssaydi diyoruz ama bişey olsada en çok üzülen bizleriz ben on yıl önce babamdan nefret ederken ara ara alkol alırken şuan bağımlısıyım. Çünkü evlendim daha kötü bir kocaya rastladım.merhametsiz acımasız. O yüzden babacim gözümde melek.iyide oldu huylarını bıraktı. O yüzden siz babanızın bol bol hayrını verin mesela çokça dua okuyun ona.hayir yapın. Ben o kadar rahatlıyorum ki bunları yapınca. Anlamda ben kendimi böyle suçlu hissetmiştim gelememstim vefat zamanında.ilk beş ay basımı duvarlara vura vura ağlıyodum.gecmiyodu acısı. Sonra hep okudukça içim ferahladi. Onun hayrını verdikçe.basiniz saolsun.kendinizi suçlamayın ölüm haktir
 


Yalnız olmadığımı bilmek bana güç verdi. Teşekkür ederim. Bi yerlerde yaşadıklarımı yaşayan, beni anlayan birileri varmış demek ki diyorum. Sanırım beni babama bağlayan tek şey uzak, mesafeli olmasına rağmen yine de bize olan düşkünlüğüydü yani öyle davranmasıydı diyeyim. Mesela son 2 senedir benle küstü fakat öncesinde her gün arardı. Yanımda olmasa da bi telefonuyla varlığını hissettirirdi. Bıkardım hatta bazı zaman. O yüzden diyorum ki bazen, keşke sevmeseydi bizi. Yanına gittiğimde o sevgisini hissetmeseydim. Bi yabancı gibi olsaydı bize de, babam zaten bizi sevmiyordu diyip kendimi rahatlatabilseydim. Gerçekten seviyordu evlatlarını fakat dediğim gibi yanında olmasınlar, özgürlüklerini kısıtlamasınlar, ayak bağı olmasınlar. Uzak olsunlar, var olduklarını bileyim yeter. Uzaktan sahip çıkayım onlara, ayda yılda bir göreyim yeter gibi bi düşünce içindeydi hep.

Annenizle barışmak istemesi, sonra siz barıştırmak istemiyorsunuz diye sizi suçlaması tamamen aynı yaşadığım şeyler. Erkek kardeşim de böyle söylüyor . Onun için en hayırlısı oldu ilerde daha da huysuzlanacaktı diyor. Bu ölüme isyan eden bir ben oldum sanırım. Oysa ne kadar da çok güveniyordum kendime. Ne kadar da kolay ölsün zerre üzüntü duymam diyebiliyordum. Ne kadar zavallıymışım. Çok güzel kandırmışım kendimi. Vicdan yüküm ağır, keşke hafifletebilsem, yapamıyorum. Bir kaç saat kendimi rahatlatıp sonra yine aynı negatif düşüncelere gömülüyorum saatlerce.. Vicdanım öfkeme galip geliyor..
 
Çok teşekkür ederim. Sizin de başınız sağolsun. Çok üzüldüm, daha çok küçükmüşsünüz. Anne acısı nasıldır düşünmek bile istemiyorum. Mekanı cennet olsun inşallah anneciğinizin. Size şu kadarını söyleyim. Durumdan duruma fark var. Mesela benim babam çocuklarını sevmeyen biri olsaydı bu kadar içim acımazdı. Yaşattığı kötü günler kadar, iyi günler de var. Düşkündü aslında bizlere yani ayağımıza taş değsin istemezdi. Bizim için ölebilirdi. Çok duygusaldı özellikle bana karşı. Uzun süre ayrılıktan sonra görüşünce ağlardı saçlarımdan öperdi. Onun o vurdumduymaz tarafını gördüğüm kadar pişman, perişan, Özlem dolu, hasret dolu tarafını da gördüm yeri geldi. Ne olursa olsun bizi seviyordu diyebiliyorum bu yüzden vicdanım çok rahatsız . Yanına gitseydim beni kovar mıydı çok büyük ihtimal hayır. Dayanamazdı bana. Belki sadece tartışırdık laf dalaşına girerdik git demezdi de beni sinir ederdi ben kalkıp giderdim. O zaman Şuan daha büyük bi üzüntü içinde olacaktım. Babamı son gördüğümde tesadüfen yanımda annem de vardı dışarda bi yerde karşılaştık. Anneme seslendi. Annem senelerdir görmüyordu görünce tanıyamadı bile. Başıma geleceklerden , orda bi rezillik çıkacağından korktum aldım annemi götürdüm. Babam arkamızdan bakakaldı. Durup yanında tek kelime konuşmadım baba nasılsın bile demedim. Ah baba.. Bunu yapmak zorunda bıraktın beni.. Dursaydım orda tartışmaya başlasaydık ki eminim böyle olacaktı, belki o son görüşmemiz “babama neler söyledim, babamı kırdım, üzdüm” olarak kalacaktı kafamda.. Bazen keşke bi yabancı gibi olsaydı diyorum, hiç tanımasaydım, ben onu tanımayamadan ölseydi diyorum bazen.. Ah bu babalar Eğer onu kaybettikten sonra benim gibi olacağınızı düşünüyorsanız mutlaka görüşün helalleşin derim. Bu bana çok söylendi hayır asla ancak cenazesine giderim onun diyordum. Çok pişmanım. Yaşadığım acıyı düşmanıma bile yaşatmasın Allah.
 
Benim babam da sorsan çok seviyordu bir tokatını bile yemedik küfür duymadık ağzından çok neşeli bir insandı zaten ama öyle zamanlar yaşadım ki evde yanımızda olsaydı da hergün dövseydi dayak yemeyi bile babadan ilgi görmek olarak görüyordum babalık arayıp sormakla olmuyor seviyorum demekle de olmuyor maddi açıdan yardım ediyormuydu size benim babam ben 15 yaşındayken tamamen bıraktı bizi başka bir şehir de yaşıyordu o yaşımdan beri çalışıyorum hem çalıştık hem okuduk 3 kardeş annem merdiven sildi danteller ördü o şekilde yaşadık televizyonumuz yoktu en ufak kardeşimiz daha 7 yaşındaydı çocuk komşuların evinde tv izliyordu istediğim hiç birşeyi alıp giyemedim ergenlikte ama sorsan çok seviyordu bizi babam siyasi bilimler mezunu 3 yabancı dil bilen çok bilgili zeki bir adamdı karşısına alıp konuştuğunda ona hakveriyorduk anlaşılmaz bir şekilde manipüle ediyordu insanı en son ölmeden 2 yıl önce şizofreni teşhisi konuldu kendisine ondan sonra yumuşama oldu bizde ama yine de yaşattıkları içimizden gitmiyor öleli de 3 yıl oldu e ufak aklıma gelmiyor zaten hiç yoktu ki o yüzden yokluğu beni etkilemiyor
 
“Yanımızda olsaydı da hergün dövseydi” . Bizde öyle biliyor musunuz bi tokadını yemedim babamın ama şu cümleyi defalarca söylemişliğim vardır. Onun yokluğunda öyle çaresiz, kimsesiz zamanlar geçirdim ki. Bazen onun varlığına o kadar ihtiyaç duydum ki ama o yoktu. İşin kötü tarafı bende henüz 14-15 yaşlarında bi çocuktum o zamanlar. Siz benim kader arkadaşım gibisiniz . Aynı şeyleri yaşamışız tamamen. Bizde yeri geldi çalıştık, okuduk. Manipüle etmesi falan aynı babam. Çok tuhaf bi insandı bunu herkes söyler. Çok yalan söyler ama insanları bi şekilde yalanlarına inandırırdı. Çok rahat insanları etki altına alma becersine sahipti. Hipnoz ediyordu resmen insanı. Babamın da kesinlikle şizofreni hastasi olduğuna eminim. Bunun için yemin edebilirim ama kanıtlayamam çünkü hiç inanmazdı öyle şeylere hiç teşhis konmadı , psikiyatriye gitmedi, tedavi olmadı ama bakılsa incelense babamın birçok psikolojik rahatsızlığı çıkardı eminim. Bunu bir kez onunla muhabbet etseniz anlardınız . Eşim onunla ilk tanıştığında sonrasında bana çok ilginç çok farklı bir insan sanki farklı bir dünyada yaşıyor kafası bambaşka çalışıyor falan demişti. Size imrendim biliyor musunuz? Kendi yaralarınıza kendiniz merhem olmuşsunuz . Keşke bende yapabilseydim. Bu hale gelmemin sorumlusu babam biliyorum. O kadar çok onun masum olduğuna inandırdı ki beni, ve beni hep suçlu olduğuma o kadar iyi ikna etti ki yaşamı boyunca, umutsuz vaka oldum çıktım. Tamamiyle babamın eseriyim. Beynim tamamen “babam mağdur, ben haksızım” etkisi altında. Yanlış biliyorum ama durumu tersine çeviremiyorum. Şu bedende hem babamı hem kendimi taşıyorum sanki. Sürekli ya onu kendime, ya kendimi ona savunuyorum kafamın içinde. Çok yorucu gerçekten. Kontrolümü kaybettim.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…