- 27 Nisan 2019
- 5.131
- 13.288
Yılan gibi dilleri var, önüne geleni sokuyorlar. Baba tarafıyla nerdeyse komple küsüz zaten. Cenazeye düğüne gitmem, o şeytan ölsün, sözüm var mezarına tükürmeye gidecem.Babamın öyle bir huyu vardı aslında. Yani aşırı duygusaldı. Ruh haline göre yeri gelir “çocuklarım beni bi kenara attı, karım beni bıraktı, yapayalnız kaldım” imajı verir yeri gelir bizim hakkımızda en ufak kötü birşey konuşmazdı, konuşturmazdı. O timsahların babamı çok sevdiğini sanmıyorum. Yeğenleriyle sık görüşürdü ama hala , amca olacak şahsiyetlerle sık sık küserdi. En çok yeğen beni suçladı zaten. Babamla çok sık görüşen de oydu. Halam olacak embesil “evi ne halde gördünüz mü, niye bi gelip temizlemedin, burda babam yaşıyor demedin” gibi laflar etti. Oysa ben o evi defalarca kez temizlemiştim. Babamın komşusu vardı babamı içerde cansız halde bulan da o zaten. Asla beni suçlamadı. “Huyunu biliyordum çok aksiydi bende seni arayamadım yeni evlisin el kapısındasın bu adam sen gelsen ne tepki verecek bilmiyordum birşey yapamadım dedi. “ Ki her kızımı özledim diyişinde (sık söylermiş) amca arayayım gelsin dermiş. Babam yok istemiyorum kendi isteğiyle gelmeyecekse hiç gelmesin aramam diyormuş.
Bu dünyadan göçüp gidecek olsam en çok annemle, kardeşlerimle, sevdiklerimle geçirmek isterim son anlarımı. Çünkü ben gittikten sonra ne yaşayacaklarını bilirim. Onları bu acıya hazırlarım. Bu anlamda da babama çok kırgınım. Anne baba acısı ne demek çok iyi bilen biri olarak ne yaşayacağım zerre umurunda olmadı. Yaşarken beni üzmekle kalmayıp, ölürken de mahvetti bu vicdan azabıyla baş başa bıraktı.
Sizi de o kadar iyi anlıyorum ki. Benim akrabalarım da malesef babaanneniz gibilerle dolu. Hepsinden nefret ediyorum.
Hayat niye böyle? En yakınlarımız bile nasıl bu kadar acımasız olabiliyor? Ben neler yaşadım oysa o küçücük çocuk yüreğimle henüz. Şuan o çocuğu bulsam sarılır, ağlarım. Çok yazık. Bazen kendime çok acıyorum fakat en yakınım olacak insanlar tarafından bu denli acımasızca yargılanmak, hiçe sayılmak çok yaralıyor insanı. Dediğim gibi bu anlamda babama da sanırım kırgınım , ne yaşayacağımı önemsemedi ya da benim için ne kadar önemli olduğunu bilmiyordu, farkında değildi. Onu saçlasam mı yoksa onun için üzülsem mi , kendime mi kızsam, kendime mi üzülsem bilmiyorum.
Bi de şu var. Kızım kızım diye beklemiş ağlamış falan. Eğer ki bu olay gerçekse niye kimse size ulaşmamış, niye baban seni bekliyor dememișler? Bu olayın gerçek olması için vefatından önce babanızın yanına gitmiş olmaları gerekir, siz buna inanıyor musunuz? Babanız başkaları yanında bunu söyleyebilecek biri mi?
Ben size söyleyim, o an o durumun etkisiyle olayları dramatize etmisler, olmayan şeyleri uydurmuş olabilirler. Kızını aramayip elalem de beni iyi bilsin diye haber göndermek farklı. Sizle ilgili birsey sormuştur ki yazmışsınız. Onlar da babanız feryat figan ağlamış gibi size aktarmislardir. Sanki çok umurlarında olay gerçek mi, siz ne hale gelirsiniz. Aylardır belki olmayan olayların suclulugunu yaşıyorsunuz.
Yaşadığınız durumla pek aynı değil ama Size şunu anlatayım. Bizim lanet, başımızda kara bela gibi çökmüş, yaşadığımız sorunların %70 ine tek başına sebep olan bir babaanne var. Şeytandan beterdir. Allah düşman başına vermesin. Yıllar yıllar önce önce küstük artık konuşmuyoruz. Sorsan etrafındakilere diyor ki torunlarım torunlarım. Biliyoruz ki yalan, eline fırsat geçse bir bardak su vermez. Şimdi bu şeytan ölse, cenazesine gitmem ama biri de çıkıp sizi çok severdi dese inanır miyim? Kendimi zerre suçlu hissetmem. Hatta biri biz ergenken demişti, içi bizi yakar dışı sizi demiş geçmiştik. Elaleme, akrabaya göre ne var, sanki onlar hesap mercii. Yalandan işte yaşlı kadın ama, yaşlı adam ama diyip vicdan yaptıracaklar. Madem yaşlı al sen bak o zaman. Yok ama hiçbiri evine sokmuyor o şeytanı.
Cenazeden cenazeye gelip dedikodu yapan, siz kötü durumlar yaşarken gözlerini kulaklarını kapatan insanlar bunlar. Hangi biri babanıza dedi ki evladına, karına yapma bunları? Hiçbiri.
Kimin lafını ciddiye alacağınıza kendiniz karar verin. Her sinek viziltisini dinlemek zorunda değilsiniz
aaa evetLilly sen baban hakkında yazdıkça üzülüyorum ama eski konularını az çok hatırladıkça pek de vicdan yapamıyorum. Annene eziyet edip iftira falan atmıştı sanırım.
Allah sabırlık versin başınız sağolsun. Babanızın mezarına gidip onu çok sevdiğinizi söyleyin anlatın konuşun olunca baş ucunda. Ölüler bizi duyarlar eminim iyi gelicektir.Kızlar merhaba. Size yine içimi dökmeye geldim zira kapkaranlık içim yine bu aralar. Konu 4 ay önce kaybettiğim babam. Daha önce konu açmıştım babamı kaybetmemle ilgili. Hissettiğim ne varsa yazacağım buraya. Belki yazacağınız bir şey içime su serper, çok ihtiyacım var buna.
Babam aslında hep var ama yok gibiydi hayatımda.
Annemin zaten hayatını zehir etti. Annem tek başına büyüttü çoluğunu çocuğunu. Maddi manevi hep annemin üzerine yüktük biz. Babamın hiç bir sorumluluğu olmadı üzerimizde . Annem işte güçte çalışılıp didinirken, evlatları için dişini tırnağına takarken, babam için adı var olan ama yanında olmayan , hiç bi sorumluluğumuzu üstlenmediği , sadece ona babalık duygusunu tattırmış olan evlatlarıydık biz.
Son 6-7 senedir yalnız yaşıyordu. Annemle tamamen ayrılmışlardı. Zaten hep kopuk bi ilişkileri vardı. Aile kavramı nedir tatmadım ben. Anneme haksız yere attığı bir kaç iftira, sinirimi bozan bi kaç hareketini, yanlış davranışlarını gördükten sonra babamla olan iletişimimi kopardım. Son 2 senedir görüşmüyordum. Ondan önce emin olun bi evlat olarak üzerime düşeni yaptım. Fakat son 2 sene iplerin koptuğu noktaydı benim için. Geçmişim babamla ilgili travmalarla dolu. Şimdi tek tek her birini anlatmak uzun olur ama anlayın diye söylüyorum. Bu yüzden çok kinliydim ona karşı.
Hastaydı. Bir çok hastalığı vardı. Buna rağmen akıl almaz şekilde sigara ve alkol içiyordu . Hayatını ele geçirmişti alkol zaten. Birgün eşimle tartıştık. (Babamın öldüğü günmüş) Ben ağlayıp zırladım ve herzamanki gibi ruh halimle alakalı babamı suçladım kendi kendime çünkü o hep kafamın içindeydi. Nerde, ne yapıyor, ne yiyor, ne içiyor, iyi mi, mutlu mu… Ona bir mektup yazdım. Ertesi gün yırtıp çöpe attım. O mektupla birlikte içimdeki kin, öfke, nefret yok oldu sanki. Anladım, affedersem hafifleyecektim. Bir kaç gün öncesinde zaten hastalığının kötüye gittiğini durumunun ağırlaştığını öğrenmiştim. Babamı görmeye karar verdim. Ama bunu yalnız yapacak cesaretim yoktu. Gidersem herşeyin daha kötü olmasından o kapıdan kovulmaktan korktum. Ki bu daha önce bi kaç kez yaşandı. Babamı kırmaktan, beni kırmasından yine paramparça etmesinden korktum çünkü ceviz kabuğu kırar gibi insan kalbi kırardı inanın. Çok çabuk pişman olurdu ama ben paramparça olmuşluğumla kalırdım.
Neyse, bir kaç gün sonra eşimle düzeldik. Yeni evliyiz zaten. Eşime “yarın babama gidelim” demeye hazırlandığım akşam, eşim benden önce davrandı. Bir telefon geldi, yatak odasında konuştu, sonra yanıma geldi. Elinden geldiğince beni bu konuşmaya hazırlamaya çalışarak, benim ne olup bittiğini kesinlikle anlamadığım bir an bana “baban vefat etmiş” dedi. Şu üç keline beni yaktı kavurdu kızlar. Hiç beklemiyordum. “Babamı özledim, babamı göreceğim” dediğim vakit tabiki böyle acı bir haber beklemiyordum.Bu haksızlık değil mi? Ben o an’da kaldım biliyor musunuz? Şuan o anı hatırlarken bile gözyaşlarıma engel olamıyorum. Sanki aynı şoku, aynı acıyı tekrar sil baştan yaşıyorum. Çıkamadım o an’dan ben, çıkamıyorum. Niye böyle oluyor? Babamın gittiğini kabulleniyorum da şu üç kelimeyi niye kabul edemiyorum? İçim acıyor.
Sessizce yok olup gitti.. Vedalaşamadım. Babam 2 gün o evde cansız halde durmuş. Hani ona mektup yazdığım akşam var ya , o akşam ölmüş işte babam. Bir insanın 2 gün boyunca öldüğünün farkına varılmayacak kadar yalnız olması…Ama bu hayatı o seçmişti. Çocuklarına tercih ettiği o pislik arkadaşları, çevresi nerdeydi ? Benim ne suçum vardı? Ömrü boyunca yalnız ve özgür olmayı babam seçti. Fakat öldükten sonra “seni çok bekledi, gelmedin” diye beni suçladı yeğeni ve bi kaç kişi daha.
Geçecek mi bu? Yürüdüğüm yollarda bile aklıma geliyor babam da buralardan geçmiştir diyorum. Hergün sosyal medya hesaplarına bakıyorum resimlerine, videolarına. Beni yine vicdanımla baş başa bıraktı. Zaten hep vicdanıma oynardı. 2 senedir evet yanına gitmedim ama o da bir kez olsun aramadı kızım gel demediDolaylı yollardan bana ulaşmaya çalıştı (arkadaşı aracılığıyla vs) . Böyle bi sonu tahmin etmeliydim ama babam yanımda ölür diye düşünmüştüm ben hep. Elime kalır ben bakarım ne olursa olsun asla şikayet etmem o benim babam derdim. Durumu daha kötüye gitmeden, yatalak olmadan, elime bakmadan, ansızın kalp krizinden kaybettim babamı. Sessizce yok olup gitti…Kötüyüm…
Aynı durumları yaşamışız bizde tek fark alkol yerine kumar olması benim babam vefat etmeden önce 10 gün kadar hastahanede yattı son 1 haftası komadaydı 3 kardeşiz hiç haketmediği halde son evlatlık vazifemizi yaptık yanında olduk ama öldüğünde 3 kardeş hiç birimizden tek damla yaş akmadı kendimizi tuttuğumuzdan değil hiç bişey hissetmiyorduk herkes anne baba olamıyor sakın kendinizi suçlamayın ben de babamı çokta affettim bir derdim yoktu onla ama sevgi yoktu içimde nefrette yoktu duvar gibiydik elinizde geleni yaptığınıza eminim sakın kendinizi üzmeyin dua edin ona bol bol rahatlayacaksınız zaten başka yapılacak bişey de yokKızlar merhaba. Size yine içimi dökmeye geldim zira kapkaranlık içim yine bu aralar. Konu 4 ay önce kaybettiğim babam. Daha önce konu açmıştım babamı kaybetmemle ilgili. Hissettiğim ne varsa yazacağım buraya. Belki yazacağınız bir şey içime su serper, çok ihtiyacım var buna.
Babam aslında hep var ama yok gibiydi hayatımda.
Annemin zaten hayatını zehir etti. Annem tek başına büyüttü çoluğunu çocuğunu. Maddi manevi hep annemin üzerine yüktük biz. Babamın hiç bir sorumluluğu olmadı üzerimizde . Annem işte güçte çalışılıp didinirken, evlatları için dişini tırnağına takarken, babam için adı var olan ama yanında olmayan , hiç bi sorumluluğumuzu üstlenmediği , sadece ona babalık duygusunu tattırmış olan evlatlarıydık biz.
Son 6-7 senedir yalnız yaşıyordu. Annemle tamamen ayrılmışlardı. Zaten hep kopuk bi ilişkileri vardı. Aile kavramı nedir tatmadım ben. Anneme haksız yere attığı bir kaç iftira, sinirimi bozan bi kaç hareketini, yanlış davranışlarını gördükten sonra babamla olan iletişimimi kopardım. Son 2 senedir görüşmüyordum. Ondan önce emin olun bi evlat olarak üzerime düşeni yaptım. Fakat son 2 sene iplerin koptuğu noktaydı benim için. Geçmişim babamla ilgili travmalarla dolu. Şimdi tek tek her birini anlatmak uzun olur ama anlayın diye söylüyorum. Bu yüzden çok kinliydim ona karşı.
Hastaydı. Bir çok hastalığı vardı. Buna rağmen akıl almaz şekilde sigara ve alkol içiyordu . Hayatını ele geçirmişti alkol zaten. Birgün eşimle tartıştık. (Babamın öldüğü günmüş) Ben ağlayıp zırladım ve herzamanki gibi ruh halimle alakalı babamı suçladım kendi kendime çünkü o hep kafamın içindeydi. Nerde, ne yapıyor, ne yiyor, ne içiyor, iyi mi, mutlu mu… Ona bir mektup yazdım. Ertesi gün yırtıp çöpe attım. O mektupla birlikte içimdeki kin, öfke, nefret yok oldu sanki. Anladım, affedersem hafifleyecektim. Bir kaç gün öncesinde zaten hastalığının kötüye gittiğini durumunun ağırlaştığını öğrenmiştim. Babamı görmeye karar verdim. Ama bunu yalnız yapacak cesaretim yoktu. Gidersem herşeyin daha kötü olmasından o kapıdan kovulmaktan korktum. Ki bu daha önce bi kaç kez yaşandı. Babamı kırmaktan, beni kırmasından yine paramparça etmesinden korktum çünkü ceviz kabuğu kırar gibi insan kalbi kırardı inanın. Çok çabuk pişman olurdu ama ben paramparça olmuşluğumla kalırdım.
Neyse, bir kaç gün sonra eşimle düzeldik. Yeni evliyiz zaten. Eşime “yarın babama gidelim” demeye hazırlandığım akşam, eşim benden önce davrandı. Bir telefon geldi, yatak odasında konuştu, sonra yanıma geldi. Elinden geldiğince beni bu konuşmaya hazırlamaya çalışarak, benim ne olup bittiğini kesinlikle anlamadığım bir an bana “baban vefat etmiş” dedi. Şu üç keline beni yaktı kavurdu kızlar. Hiç beklemiyordum. “Babamı özledim, babamı göreceğim” dediğim vakit tabiki böyle acı bir haber beklemiyordum.Bu haksızlık değil mi? Ben o an’da kaldım biliyor musunuz? Şuan o anı hatırlarken bile gözyaşlarıma engel olamıyorum. Sanki aynı şoku, aynı acıyı tekrar sil baştan yaşıyorum. Çıkamadım o an’dan ben, çıkamıyorum. Niye böyle oluyor? Babamın gittiğini kabulleniyorum da şu üç kelimeyi niye kabul edemiyorum? İçim acıyor.
Sessizce yok olup gitti.. Vedalaşamadım. Babam 2 gün o evde cansız halde durmuş. Hani ona mektup yazdığım akşam var ya , o akşam ölmüş işte babam. Bir insanın 2 gün boyunca öldüğünün farkına varılmayacak kadar yalnız olması…Ama bu hayatı o seçmişti. Çocuklarına tercih ettiği o pislik arkadaşları, çevresi nerdeydi ? Benim ne suçum vardı? Ömrü boyunca yalnız ve özgür olmayı babam seçti. Fakat öldükten sonra “seni çok bekledi, gelmedin” diye beni suçladı yeğeni ve bi kaç kişi daha.
Geçecek mi bu? Yürüdüğüm yollarda bile aklıma geliyor babam da buralardan geçmiştir diyorum. Hergün sosyal medya hesaplarına bakıyorum resimlerine, videolarına. Beni yine vicdanımla baş başa bıraktı. Zaten hep vicdanıma oynardı. 2 senedir evet yanına gitmedim ama o da bir kez olsun aramadı kızım gel demediDolaylı yollardan bana ulaşmaya çalıştı (arkadaşı aracılığıyla vs) . Böyle bi sonu tahmin etmeliydim ama babam yanımda ölür diye düşünmüştüm ben hep. Elime kalır ben bakarım ne olursa olsun asla şikayet etmem o benim babam derdim. Durumu daha kötüye gitmeden, yatalak olmadan, elime bakmadan, ansızın kalp krizinden kaybettim babamı. Sessizce yok olup gitti…Kötüyüm…
Ben o konuda çok şanslıyım baba tarafım amcalarım halalarım hep bizim tarafımızdaydı annemle görüşüp babamla görüşmüyorlardı bize hep destek oldular sağolsunlar hatta vefat etmeden önce yine de hastahanede ilan yanında olmamıza bin kere Allah razı olsun sizden dediler ben hiç baba desteği ilgisi artık ne vardıysa hiç birini yaşamadım gençken yaşadı gezdi tozdu yaşlandığında tek derdi annemle tekrar barışmaktı ki annem aynı havayı bile solumaz onunla son anına kadar bizle uğraştı siz barışmamızı istemiyorsunuz yoksa anneniz bana aşık bilmem ne oyy yy hangi birini anlatayım öldüğünde tek hissetiğim daha doğrusu herkesin hissettiği rahatlamaydı Allah affetsin genç öldü birde ama ilerde daha huysuzlanıcaktı Rabbim büyük bize acıdı diyorumİnanın cenaze günü başıma üşüştüler. Ben acıdan uyuşmuş bi haldeydim cevap dahi veremedim. Şuan bazen niye cevap vermedim diye öfkeden kudurduğum oluyor. Konuşmaya mecalim yoktu cenaze günü. Bomboştum. Donuktum. Bi biri geldi yanıma bir diğeri. Babamın akrabalarıydı. “Gelmedin, niye gelmedin, seni çok bekledi, gelseydin ne olurdu, senin yüzünden çok ağladı” vs. Sadece tekrarlayarak “Gitmedim, beni çok bekledi, gitmedim” diyerek ağladığımı hatırlıyorum. Yani bana yapılan suçlamaları kabul edip, aynı sözleri tekrarlayıp, ağlıyordum sürekli. Hiç kendimde değildim. Eşim geldi bi ara ağızlarının payını verdi beni biraz uzaklaştırdı falan . Çok kötüydü gerçekten.. insanlar o kadar acımasız ki. Dediğiniz gibi kimse kimsenin ne yaşadığını bilmez oysa.
Babalık nedir bilmiyorum bileBaba olarak hiçbir sorumluluğunu yerine getirmemiş ki, size ve annenize bir hayrı dokunmamış. Baba olmak bu değil ki. Yani normal bir baba olsa evine bakan, babalık yapan ama bir konudan küsseniz ve barışmadan vefat etse, o zaman suçlu olurdunuz. Neden şimdiye kadar barışmadınız, insan babasına haklı bile olsa alttan alır derdim ama kusura bakmayın sizin babanızın iyi bir tarafı yok. Allah rahmet eylesin. Siz bol bol dua edin. Mümkünse psikolojik destek alın yada yakınınızdaki biri ile paylaşın. İyi gelir.
Malesef nasıl yaşarsanız öyle ölüyormuşsunuz demek ki gerçekten de. Ölümü çok acı. En çok buna üzülüyorum. 2-3 gün o evde cansız beklemiş. Cesedi kokmuş, çürümeye başlamışAllah sabır versin ama bı söz vardır su testisi su yolunda.. hak yoluna gidenle bok yoluna giden bir olmazmış. Ölümü çok acı olmuş haketti demiyorum nolursunuz yanlış anlamayın beni ama bu yolu babanız seçmiş iş işten geçtikten sonra da kızım diye sarilsaydi bütün çocukluğunu unutacakmiydin. Daha fazla kendini suçlama sen babana değil baban sana geç kalmış
Bende sizin gibiydim aynı. Çok yormuştu beni. Aynı haller. Sürekli arardı aramızın iyi olduğu zamanlar. Görüntülü falan arardı. Bazen sıkılırdım ne arayıp duruyor diye. Çok seviyorsa yanımda olurdu diye düşünürdüm . Geç cevap verirdim mesajlarına, aramalarına sonradan dönerdim. Son 2 sene öncesine kadar hep böyleydi. Sonra ipleri tamamen koparan olaylar yaşandı işte. Yine benim hatam, suçum değildi. Fakat suçluluk duygusu oldu bana kalan. Babam ben evladıma nasıl bi kötülük yaptım demedi. Onun hayatını mahvettim demedi. Helalleşmeye dahi layık görmedi beni. Başkalarının yanında ağladı, sızladı fakat beni arayıp kızım gel demedi. Benim kadar ağlamamıştır yine de. Bu hikayede yanan ben oldum. Dilim affettim diyor ama yürekten affedemediğim için mi bu haldeyim acaba, bilmiyorum.. Kırgınlığıma kırgınlık ekledi babam hep. Sanırım hâlâ kırgınım.. Ölümüne bile kırgınım. Öldüğü için bile kızıyorum ona. Sırtımda kamburlarla dolaşıyorum. Ben bu yükü kaldıramazdım gayet açık ki, niye vedalaşmak için son bi şansım olmadı? Niye ben göremeden öldü diye bile sorguluyorum . Kafam hep bu düşüncelerle dolu.ah bu babalar. benimde annem babam ayrı babam ülkenin bi ucunda bazen ararım açmaz bazen arar güzel konuşur bazen sarhoştur küfür eder. seni anlıyorum çünkü geçen hafta açmadım bile telefonu çünkü yine sarhoştu büyük ihtimal artık yoruldum Allah korusun vefat etse senin gibi hissedeceğim eminim. ama insan bazen gerçekten yılıyor. yaşattığı güzel şeylerin beş katı travmaları da var sağolsun. senlik bir durum yok aslında önce kendini affet, sonrada onu. birde şöyle bişey var hiçbir kadın annesini çok üzen babayı kolay kolay affedemiyor
Yooo benim anne tarafida baba tarafı da B.K gibilerBen anlayamıyorum bu baba tarafı hep mi 5 para etmez oluyor? bir kere de kendi oğlunda/kardeşinde/amcanda suçu ara. Bunların oğlu,akrabası hep şahanedir 4/4lüktür, elkızı hep kötüdür. Sanki baban çok şahane bir babaydı da sen yalnız bıraktın?? Çok ahım şahım bir adamdı madem neden boşanıp kapı önüne kondu demezler mi? madem kzıım kızım diye ağlamış )ki burası yalan seni suçlu hissettirmek için) o zaman niye babalık yapmamış çekip gitmiş?
Daha fazla yazmak istemiyorum. bence hepsini her yerden engelleyin, sakın görüşmeyin, topluca 5 para etmez tipler bunlar.
Okurken yüreğim hopladi çok üzüldüm çok çok... Başınız sagolsunBende sizin gibiydim aynı. Çok yormuştu beni. Aynı haller. Sürekli arardı aramızın iyi olduğu zamanlar. Görüntülü falan arardı. Bazen sıkılırdım ne arayıp duruyor diye. Çok seviyorsa yanımda olurdu diye düşünürdüm . Geç cevap verirdim mesajlarına, aramalarına sonradan dönerdim. Son 2 sene öncesine kadar hep böyleydi. Sonra ipleri tamamen koparan olaylar yaşandı işte. Yine benim hatam, suçum değildi. Fakat suçluluk duygusu oldu bana kalan. Babam ben evladıma nasıl bi kötülük yaptım demedi. Onun hayatını mahvettim demedi. Helalleşmeye dahi layık görmedi beni. Başkalarının yanında ağladı, sızladı fakat beni arayıp kızım gel demedi. Benim kadar ağlamamıştır yine de. Bu hikayede yanan ben oldum. Dilim affettim diyor ama yürekten affedemediğim için mi bu haldeyim acaba, bilmiyorum.. Kırgınlığıma kırgınlık ekledi babam hep. Sanırım hâlâ kırgınım.. Ölümüne bile kırgınım. Öldüğü için bile kızıyorum ona. Sırtımda kamburlarla dolaşıyorum. Ben bu yükü kaldıramazdım gayet açık ki, niye vedalaşmak için son bi şansım olmadı? Niye ben göremeden öldü diye bile sorguluyorum . Kafam hep bu düşüncelerle dolu.
Özür dilerim sizleri de üzüyorum içimin karanlığını sizlere de yansıtıyorum ama paylaşmazsam boğuluyorumLilly sen baban hakkında yazdıkça üzülüyorum ama eski konularını az çok hatırladıkça pek de vicdan yapamıyorum. Annene eziyet edip iftira falan atmıştı sanırım.
Basin sağolsun Babanın kendi tercihi imiş özgürlük ve yanlizlik bu açıdan bak çok da üzülme ama işte ne kadar kotude olsa baba iste insan üzülüyorKızlar merhaba. Size yine içimi dökmeye geldim zira kapkaranlık içim yine bu aralar. Konu 4 ay önce kaybettiğim babam. Daha önce konu açmıştım babamı kaybetmemle ilgili. Hissettiğim ne varsa yazacağım buraya. Belki yazacağınız bir şey içime su serper, çok ihtiyacım var buna.
Babam aslında hep var ama yok gibiydi hayatımda.
Annemin zaten hayatını zehir etti. Annem tek başına büyüttü çoluğunu çocuğunu. Maddi manevi hep annemin üzerine yüktük biz. Babamın hiç bir sorumluluğu olmadı üzerimizde . Annem işte güçte çalışılıp didinirken, evlatları için dişini tırnağına takarken, babam için adı var olan ama yanında olmayan , hiç bi sorumluluğumuzu üstlenmediği , sadece ona babalık duygusunu tattırmış olan evlatlarıydık biz.
Son 6-7 senedir yalnız yaşıyordu. Annemle tamamen ayrılmışlardı. Zaten hep kopuk bi ilişkileri vardı. Aile kavramı nedir tatmadım ben. Anneme haksız yere attığı bir kaç iftira, sinirimi bozan bi kaç hareketini, yanlış davranışlarını gördükten sonra babamla olan iletişimimi kopardım. Son 2 senedir görüşmüyordum. Ondan önce emin olun bi evlat olarak üzerime düşeni yaptım. Fakat son 2 sene iplerin koptuğu noktaydı benim için. Geçmişim babamla ilgili travmalarla dolu. Şimdi tek tek her birini anlatmak uzun olur ama anlayın diye söylüyorum. Bu yüzden çok kinliydim ona karşı.
Hastaydı. Bir çok hastalığı vardı. Buna rağmen akıl almaz şekilde sigara ve alkol içiyordu . Hayatını ele geçirmişti alkol zaten. Birgün eşimle tartıştık. (Babamın öldüğü günmüş) Ben ağlayıp zırladım ve herzamanki gibi ruh halimle alakalı babamı suçladım kendi kendime çünkü o hep kafamın içindeydi. Nerde, ne yapıyor, ne yiyor, ne içiyor, iyi mi, mutlu mu… Ona bir mektup yazdım. Ertesi gün yırtıp çöpe attım. O mektupla birlikte içimdeki kin, öfke, nefret yok oldu sanki. Anladım, affedersem hafifleyecektim. Bir kaç gün öncesinde zaten hastalığının kötüye gittiğini durumunun ağırlaştığını öğrenmiştim. Babamı görmeye karar verdim. Ama bunu yalnız yapacak cesaretim yoktu. Gidersem herşeyin daha kötü olmasından o kapıdan kovulmaktan korktum. Ki bu daha önce bi kaç kez yaşandı. Babamı kırmaktan, beni kırmasından yine paramparça etmesinden korktum çünkü ceviz kabuğu kırar gibi insan kalbi kırardı inanın. Çok çabuk pişman olurdu ama ben paramparça olmuşluğumla kalırdım.
Neyse, bir kaç gün sonra eşimle düzeldik. Yeni evliyiz zaten. Eşime “yarın babama gidelim” demeye hazırlandığım akşam, eşim benden önce davrandı. Bir telefon geldi, yatak odasında konuştu, sonra yanıma geldi. Elinden geldiğince beni bu konuşmaya hazırlamaya çalışarak, benim ne olup bittiğini kesinlikle anlamadığım bir an bana “baban vefat etmiş” dedi. Şu üç keline beni yaktı kavurdu kızlar. Hiç beklemiyordum. “Babamı özledim, babamı göreceğim” dediğim vakit tabiki böyle acı bir haber beklemiyordum.Bu haksızlık değil mi? Ben o an’da kaldım biliyor musunuz? Şuan o anı hatırlarken bile gözyaşlarıma engel olamıyorum. Sanki aynı şoku, aynı acıyı tekrar sil baştan yaşıyorum. Çıkamadım o an’dan ben, çıkamıyorum. Niye böyle oluyor? Babamın gittiğini kabulleniyorum da şu üç kelimeyi niye kabul edemiyorum? İçim acıyor.
Sessizce yok olup gitti.. Vedalaşamadım. Babam 2 gün o evde cansız halde durmuş. Hani ona mektup yazdığım akşam var ya , o akşam ölmüş işte babam. Bir insanın 2 gün boyunca öldüğünün farkına varılmayacak kadar yalnız olması…Ama bu hayatı o seçmişti. Çocuklarına tercih ettiği o pislik arkadaşları, çevresi nerdeydi ? Benim ne suçum vardı? Ömrü boyunca yalnız ve özgür olmayı babam seçti. Fakat öldükten sonra “seni çok bekledi, gelmedin” diye beni suçladı yeğeni ve bi kaç kişi daha.
Geçecek mi bu? Yürüdüğüm yollarda bile aklıma geliyor babam da buralardan geçmiştir diyorum. Hergün sosyal medya hesaplarına bakıyorum resimlerine, videolarına. Beni yine vicdanımla baş başa bıraktı. Zaten hep vicdanıma oynardı. 2 senedir evet yanına gitmedim ama o da bir kez olsun aramadı kızım gel demediDolaylı yollardan bana ulaşmaya çalıştı (arkadaşı aracılığıyla vs) . Böyle bi sonu tahmin etmeliydim ama babam yanımda ölür diye düşünmüştüm ben hep. Elime kalır ben bakarım ne olursa olsun asla şikayet etmem o benim babam derdim. Durumu daha kötüye gitmeden, yatalak olmadan, elime bakmadan, ansızın kalp krizinden kaybettim babamı. Sessizce yok olup gitti…Kötüyüm…
Estafurullah canım dök içini.Ben çok etkilenmiştim okuduğumda o konunu o yüzden aklımda kalmış.Özür dilerim sizleri de üzüyorum içimin karanlığını sizlere de yansıtıyorum ama paylaşmazsam boğuluyorumevet anneme evlilikleri boyunca psikolojik şiddet uyguladı hep. Bizler daha küçücükken fiziksel şiddet de vardı. Maddi anlamda da sömürdü annemi. Ne ararsanız vardı bu evlilikte. Evlilik denen bişey kalmayınca ortada hazmedemedi ayrılığı. Annem hep çocuklarım bir büyüsün diye beklerdi. Annem noktayı koyunca namusuna laf uzattı. Bıkmıştım annem hakkında atıp tutmasından annemi bana kötülemesinden. Unuttuğu şuydu onun, namusuna el uzattığı kadın onun için el kızı olabilirdi ama benim ANNEMDİ. Bütün suçlamalarını haketmeyen, çocukları için yaşamış, hayatı yaşayamadan bitmiş, gün yüzü görmemiş annem. Düşünüyorum da şimdi ömrüm boyunca yapayalnız, kendi başıma dünyaya getirmediğim çocuklar sorumluluğunda yaşamayı, ellerim çatlayana kadar, ayaklarım ağrıdan topallayana kadar çalışmayı, ben beceremezdim, yapamazdım. Annem bizim için debelenirken babam nerdeydi? Tabiki kendi aleminde, zevkinde, içkisinde, kumarında, karısında, kızında…
O an neler yaşadığını, ne hissettiğini düşündükçe kafayı yiyorum zatenOkurken yüreğim hopladi çok üzüldüm çok çok... Başınız sagolsun
Evde ölü bulunmuş olması ayrıca sarstı beni
Yardım istedi sesini duyuramadi garibim, ne yapmış olursa olsun insan üzülüyor bu şekilde ölmesine
Oh olmuş diyemiyorum ben
Ölüm saati yazıyor mu peki otopsiye göre belirlenir ya ?O an neler yaşadığını, ne hissettiğini düşündükçe kafayı yiyorum zatentelefonu hep yanında olurdu. Kötüleyince hemen ambulansı arardı. Babamı bulduklarında televizyon ve ışıklar kapalıymış akşam 22:30 da bulunmasına rağmen. 2-3 gün cansız durmuş evde. Ben heralde uyurken vefat etti nefessiz kaldı falan diye düşünmüştüm ama günler sonra öğrendim ki babam otururken vefat etmiş. Televizyonu hep açık olurdu. Acaba can havliyle uykudan mı uyandı da yardım istemeye fırsatı kalmadı. Bir eli de alnındaymış hatta bulunduğunda . Sanki böyle başı ağrımış gibi. Ah babam ah
5 yaşına kadar yanında büyüdüm. O zamanlar annemle sorunlarının farkında bile değildim. Benim için mükemmel bi babaydı. Gözlerim doldu yineEstafurullah canım dök içini.Ben çok etkilenmiştim okuduğumda o konunu o yüzden aklımda kalmış.İnan ne desem bilmiyorum. O kadar vicdanlısın ki babana karşı.