Yüreğinize sağlık diyebiliyorum sadece
o kadar güzel anlatmışsınız ki. Hissettiklerimi o kadar iyi anlamışsınız ki. İşte tam da bu dedirttiniz
Gerçekten çok kızgındım babama. Düşünün kardeşlerim onu görmeye gittiğinde “haketmiyor, keşke gitmeseler, ben asla gitmem, ancak cenazesinde görürüm artık onu” diyordum ne kadar rahat bunları söyleyebiliyordum
nasıl bi kızgınlıktı, nasıl bi öfkeydi. Şuan neden bin pişmanım. Neden gözümde melek oldu.. Babam öldükten sonra kardeşlerimle çok konuştum. Bir de babamın en çok iletişim halinde olduğu bi kaç akrabayla. Erkek kardeşimi son görüşünde “lily geldi mi, buralarda bi yerlerde mi saklanıyor” demiş. Erkek kardeşim gelmedi baba demiş. Kardeşim yanından ayrılırken (eşim erkek kardeşimi arabayla almaya gidecekti) babamın evine yakın mezarlık var anayolun yanında. Babam eşimin nereye geleceğini, kardeşimi nerden alacağını sormuş. Erkek kardeşim de mezarlığın orda buluşacaklarını söylemiş. Babam “bende geliyim, belki lily de gelir eşinin yanında, kızımı son bir kez görürüm orda” demiş. Erkek kardeşim babam öldükten sonra anlattı bunu bana. Kahrolmuştum. Gerçekten de mezarlıkta gördüm babamı son kez
bi kaç ay sonra da kız kardeşim yanına gitmişti mesela. Ona da sormuş lily nerde gelecek mi diye. Gelmedi baba gelmeyecek ben yalnız geldim demiş . “. Gelmiştir o, seni gönderdi nabız yokluyor, kızmayacağım söyle de gelsin” demiş. Kız kardeşim gelmediğim konusunda ısrarlı davranınca dışarı çıkmış babam. Mahallede bi tur attı diyor yola baktı balkona çıktı etrafı kolaçan etti diyor. Gelmediğimden emin olunca sitem edercesine “gelmesin zaten, gözüme görünmesin, sakın gelmesin” demiş.
Onun dışında teyzelerimden birini çok severdi. Onunla sürekli konuşurdu. Ölmeden bir hafta önce konuşmuşlar. Teyzem yemin ediyor senin hakkında hiç kötü konuşmuyordu sadece çok ağlıyordu diyor. Suçlamıyormuş beni. “Kızım bana dayanamaz arasam çağırsam gelir o da aynı benim gibi yakar yıkar ama içinde birşey yok” diyormuş. Şimdi gelin de siz ağlamayın, kahrolmayın, kendimizi suçlamayın.
vicdan azabı çekmez miydiniz, dayanabilir miydiniz, suçlu hissetmez miydiniz?
Çok haklısınız. Ondan önce ölen ben olsaydım şuan yaşadıklarım var ya, belki bin beterini babam yaşayacaktı . Ben dayandım, dayanıyorum çünkü kendimi ne kadar suçlarsam suçlayayım evlat olmanın, çocuk olmanın masumluğuna sığınıyorum. Babam kadar suçlu değilim en azından, bunu biliyorum. Yine de aşamıyorum. Keşke dediğinizi yapabilsem. Kendimle, geçmişimle barışabilsem.. Aslında yapmam gerekeni o kadar güzel ifade ettiniz ki fakat çok zor geliyor.. Çok düşündüm . Gitseydim ne olurdu. ”Ne olursa olsun babam, asla cevap vermeyeceğim, ne yaparsa yapsın kalbini kırmayacağım” düşüncesine erişebilmiş olsaydım babamı tamam sensin diyerek idare edecek , çok az kalmış olan zamanımızı olabildiğince olumlu geçirmiş olacak, şu vicdan azabını tatmayacaktım. Fakat biliyorum ki o düşünceye erişebilmiş de değildim. “Gideceğim babama ama en kötü ne olabilir, özledim, özlemimi bir gidereyim, eğer kötü birşey olursa ona göre davranırım , tekrar mesafe koyarım, görüşmem” gibi bi kafa yapısındaydım sanırım.
Bazen o kadar üzülüyorum ki annem de kahroluyor . Yapma lily gitseydin, görseydin, daha kötü şeyler olacaktı . Belki kavgalı ayrılacaktınız . O an kafandan hiç çıkmayacaktı. Sessiz kaldın, tepkisiz kaldın, sessizlik içinde bitti gitti herşey aslında en iyisi oldu diyor. Ben ise, babama yalnızlığı yetmezmiş gibi bir de ben mi yalnız bıraktım, gider ayak bir de ben mi ona evlat hasreti çektirdim diye kıvranıyorum.
Aslında o kadar derin düşünüyorum ki. Babamın çok fena bi çocukluğu olmuş. Babamdan beter bi baba, ilgisiz, sevgisiz bi anne elinde büyümüş. Babasını 17 , annesini 25 yaşlarında kaybetmiş. Bu yüzden yeri geliyor onla empati yapıp bir kez daha kahrediyorum . Sonra ona kızıyorum. Görmediği babalığı bize gösteremez miydi? Keşke iyi bi baba olsaydı. Evlatlarına tutunsaydı. Ben kimbilir annesinden bile daha çok sevmişimdir onu. Peki babasızlığı hakedecek ne yaptım? Soydan gelen birşey mi ki bu ebeveyn olamama beceriksizliği
bu babamın seçimi değil miydi? Yoksa görmediğini, öğrenmediğini kendi de mi uygulayamadı mı? Kızmamalı mıyım ona?
“Bu yaşanmamışlık ama bir gün acaba her şey güzel olur muydu düşüncesi tüketiyor bence sizi.” Evet tam da bu.. Babamın ölümüyle bir gün herşeyin güzel olma ihtimali de son buldu. Sanırım en çok bu canımı acıtıyor…