Çok uzundu sıkıldım okuyamadım .Benden tavsiye ama dostluklar,birliktelikler böyle zamanlardan sonra anlaşılır.
Şimdi canım senin arkadaşını anlaman biraz güç neden diye sorarsan 6 yıl boyunca kimse girmemiş hayatına emin ol ama emin ol sevgilisiyle geçireceği her dk yalnız kalmak istiyordur.
Bu evlendikten sonra da bir müddet devam edebilir.Sakın ola kırgınlığını belli etme bu bir süreç.
Sen yine yardımını esirgeme .Karşımızda ki insan ne beyazdır ne siyahtır. Her insan biraz gridir .
Çok takılma o yüzden.
Benim hiç gerçek anlamda arkadaşım olmadı malesef ve ben çok üzgündüm bunun için burdaki arkadaşlık konularını okudukça üzülmeye gerek yokmuş gibi düşünüyorum.
Çok küçükken bir arkadaşım vardı daha küçüktük arkadaşım benim arkadaşımla çıkmaya başladı ve annesi öğrendi annesi direk benim anneme kızımın senın kızınla gorusmesını istemiyorum demiş pislik. Ben meraklıydım sanki senin kızının benim okulda arkadasımla gorusmesıne ne kadar yanlıs seyler. ve bir süre konuşmadık kızıda sevmıyorum zaten artık gormek dahi istemiyorum annesine diyemedimi ben görüşmek istedim onun bir suçu yok diye
souvvenir, şimdi okudum konunu.
O evlenmeden birgün ara, nasılsa işim var diyeceksin aklıma takılan birşeyi telefonda konuşmak istedim de ve sor " ne değişti, neden değiştin ?" Sormasan bu soru hep içini kemirecek ve hep aklında olacak.
yazalı çok olmuş ama ben şimdi gördüm biraz önce okudum. çok ayıp etmiş o kişi onunla bundan sonraki görüşmeleriniz yapmacık olur zaten bunu yaşaman gerekiyomuş yaşamışsın canım. insan dost istiyo anlıyorum seni ama herkesin karşısına gerçek dost çıkmıyo malesef en iyi dost annedir daha sonra da iyi bi eş inşallah nişanlın üzmez seni hayırlısıyla evlenip ömür boyu mutlu olursunuz
Hazır konusu varken ayrı bir başlık açmak istemedim. Evvelsi gün çok ilginç bir olay yaşadım.Üniversitede aynı sınıfta okuduğum ama benden 4 yaş büyük olan Cem'le çok yakın arkadaş olduk.Aramızda duygusal hiç bir şey geçmedi. Sadece arkadaş kaldık. Sırlarımızı paylaştık. Bazen o bana bazen ben ona akıl hocalığı yaptık. Benim erkek,onun kız arkadaşları oldu vs.. Mezun olduktan sonra da görüşmeye devam ettik. Ben eşimle tanıştığımda onun yanına da gittik beraber,eşimi (o zaman nişanlıydık) Cem'le de tanıştırdım. İyi anlaştılar. Daha sonra Cem nikah şahidim bile oldu. Ailesini bile tanıyorum,o da benim ailemi bilir vs..
Cem kpss ile atandı ve atandığı yerde bir bayanla tanıştı. Hatta bana "evlenmeyi düşünüyorum,onu seviyorum" diye haber vermişti ve ben çok sevinmiştim onun adına. 6-7 ay boyunca görüşemedik.o aramadı ,ben de çok sık çalıştığım için arayamadım. 2 gün önce evdeydim, canım sıkılınca arayayım bir dedim. Öğlen saatlerinde Cem telefonu açtı ve "müsait değilim,ben seni arıcam" dedi.Akşam 7 gibi aradı.Biz hep telefonda 40 dak falan konuşurduk. 3-4 ayda bir görüştüğümüz için anlatacak çok şey olurdu. Bu defa Cem'in sesi sıkıntılı geldi.Birkaç dakika konuştuktan sonra "Meltemcim halden anlarsın sen,ben artık evli bir erkeğim,aramanı istemiyorum" dedi.Düğününe davet etmemesi bir tarafa bir de bu konuyla yıkıldım.Ne söyleyeceğimi bilemedim. Ardından Cem bunları söylerken karısı da "istemiyorum kimsenin aramasını,aramasın!" diye bağırıyordu.Telefondan duydum sesini.İnanamadım.Eşimle paylaştım hemen konuyu.O da şaka yapmışlardır olmaz öyle şey falan dedi.
5-10 dakika sonra mesaj geldi telefonuma : Meltem hnm.ilişkimizi seviyeli tutalım,artık aramayın diye..Bende : "Güvensiz eşinle mutluluklar dilerim.Tabi başarabilirseniz... Nikahına şahitlik yaptığın Meltem" diye cevap yazdım. Nasıl bir kafadır,anlamadım. Ama 8 senelik bir arkadaşlık öylece bitti.Annem "bir kadın bir aileyi eğer isterse yıkabilir" derdi.Gerçekten haklıymış
Ne kadar güzel söylemişsin canım..
Anne gibi dost yok hakikaten, ne güzel ki biz en azından bunun farkındayız...
Eş konusunda da haklısın, inşallah canım, şimdilik sıradan stresler yaşayıp bir birimizi üzsekte, eminim evliliğimiz çok güzel olacak.
Rabbim herkese gönlündeki gibi ilişkiler nasib etsin inşallah...
Aklıma geldi yazayım dedim.
Bu arkadaşım (bahsettiğim) kınamada düğünüme de geldi.
Biz eşimle evlendikten 1 ay sonra bizi evine davet etti.
Davete icabet gerekir diye, eşim de sağolsun tamamen kararı bana bıraktı, evine gittik.
Gayet efendi, aklı başında, kibar bir eşi var.
İşin komik tarafı, benim eşim ile arkadaşımın eşi aynı üniversitede okumuşar ve tanıdık çıktılar...
Dünya küçük işte...
Çok merak ettim sonra nooldu? Arkadaşlığınız devam ediyor mu? Ben aslında şöyle düşünüyorum. Bazı kadınların kaderinde çok yakın kardeş gibi görüşülecek arkadaş yok. Şanslıysanız belki birkaç tane dostunuz olur,ama asla öyle ay her hafta görüşüyoruz,bi sürü şeyi beraber yapıyoruz tarzında değil. Beni çok seven dostlarım var hayatımda,ama ben onlarla işte anca senede bir-iki görüşebiliyorum. Çünkü hayat şartları bazen böyle yapıyor. Ama asla sınırsız değil bu arkadaşlıklar. O senin benim istediğim gibi "ayyy evlenince de hep beraber olalım dörtlü takılalım" gibi değil işte :)) Ben bu zamana kadar çok denedim. Koşmuşumdur yardıma...erkek arkadaşları yoksa birileriyle tanıştırmışımdır. Sosyal ortamlara girerken onları da götürmüşümdür. Ama hanfendiler beni bi zahmet çıktıkları hiçbir eğlenceye çağırmazlar,ancak yapacak daha iyi birşeyleri yoksa çağırırlar vs. vs... Hayatım boyunca böyle oldu. Buna son vermek de bana düştü. Böyle senin benim gibi arkadaşlık konusunda boyunları bükük kalmış kadınlara Allah çok güzel bir eş nasip etsin inşallah. Ben arkadaştan vazgeçtim,hatta daha da fazlası "isssstemiyorum" artık :)) Sen ne güzel evlenmişsin. Allah evliliğini daim,aşk ve huzur dolu etsin inşallah :)) Darısı başıma :119:
Yorumun için teşekkür ederim.
Çok doğru söylemişsin, her sözüne katılıyorum...
Sonra noldu? Birşey olmadı... O hayatına ben de hayatıma devam ediyoruz. Beni daha önce davet ettiği için evine, bende kendi evime davet ettim onları bir akşam. Fakat eşinin işleri çok yoğun ve sürekli mesaiye kalma durumları olabiliyor "yılbaşından sonra buluşalım" dedi, öyle kaldı. Şimdilik ses seda yok...
Tabii bu zaman zarfında benim de bir hayatım var, ben de kendime göre arkadaşlarım ve akrabalarım ile programlar yapıyorum. O yüzden çokta aslında gelip gelmemelerini umursamıyorum. Koptuk artık... Zamanında çok fazla "neden böyle oluyor, neden çabalamıyor, bir hata mı yaptım" gibi çok sorgulamıştım kendimi... Artık buna gerek bile duymuyorum... O beni hayatına dahil etmemeyi seçti, çoktan ben bunu kabullenmiştim zaten. Sokakta bir birimizi görünce bakılacak yüzümüz olsun isterim sadece o kadar. Sonuçta bir birimize sarf edilmiş çirkin sözler yok..
Evlendikten sonra herşey farklılaşıyor. Artık vaktin daha da bir daralıyor. Evlenen insanların bekar arkadaşları ile görüşememesindeki en büyük unsurlardan bir tanesi bu. Artık senin sorumluluğunda olmayan bir çok şey omuzlarına biniyor, hele de çalışan bir kadın olunca. Ancak haftasonlarında evinin işini yapabiliyor, bazen yemekleri o gün hallediyor, temizliği toparlıyor, hatta misafir ağırlamaya çalışıyorsun. Genelde de evli arkadaşlar ile görüşmek daha da bir zevk veriyor, bekarlardan ziyade.
Benim bir arkadaşım var, erkek, eşim ile de çok iyi anlaşırlar. O 1 Eylül'de evlendi. Nikahında beni ve eşimi şahit yapmıştı, biz de 22 Eylül'de evlendik. O da benim şahidimdi zaten... Eşi dünya tatlısı bir insan ve hamile şuan. Bütün mesafelere rağmen, kültürel farklara rağmen devamlı görüştüğümüz bir aile oldular. 2 haftada bir muhakkak görüşüyoruz, ara uzayınca "ya ne yaptılar acaba, görüşemedik bu hafta da; bir arayalım da müsait zaman ayarlayalım" deriz hep. Ama tabii hiç birşey tek taraflı değil, onlarda aynı şekilde. Bizim arayamadığımız zamanlarda onlar arar, ne yapıyorsunuz davet edin de gelelim derler veya müsaitseniz gelin derler... Zaten onlardan da bu arkadaşlığı ve dostluğu sürdürme çabası görmesek olmazdı, insan tek taraflı ne kadar sürdürebilir ki böyle bir arkadaşlığı?
O biraz çift taraflı birşey. Sadece bir tarafın istemesiyle olmaz hiç birşey, iki tarafta isteyecek, iki tarafta görüşmek için çaba sarf edecek...
Eşimden yana şanslıyım hamd olsun. O benim herşeyim... Dediğin gibi hiç bir zaman arkadaştan, dosttan yana yüzüm gülmedi. Bu yaştan ve bunca yaşanandan sonra öyle aman aman bir dost edinebileceğimi de sanmıyorum... Fazla palazlandım sanırım bu konuda... Ama eşim hem arkadaşım, hem dostum, hem kardeşim, hem kocam... Herşeyi onunla paylaşabiliyor, sohbet edebiliyor, yeri geldiği zaman nazlanabiliyor, şımarabiliyorum. Bu anlatılamayacak kadar farklı birşey. Rabbim inşallah sana da anlaşacağın, huzur bulacağın, tam anlamıyla seni tamamlayacak bir eş nasib eder...
Evet canım öyle hakikaten... Ben adım atmaya çalışıyorum hep, ama eskisi gibi yıpratmıyorum kendimi...ben hatırlıyorum canım daha dün gibi..
ne çok konuştuk, sohbet ettik bunun üzerine senle..
şuan ki yaşamını gördükçe ne güzel diyorum..dostluklar zor kuruluyor..ve orada demişsin ya
" yüzüne bakılacak " kadar mesafe olmalı aslında..bunu başarmanız bile çok güzel..her şeye rağmen
Evet canım öyle hakikaten... Ben adım atmaya çalışıyorum hep, ama eskisi gibi yıpratmıyorum kendimi...
Eşim çok destek oldu bu konuda, çünkü bu arkadaşıma hiç iyi duygular beslemiyordu, resmen nefret ediyordu diyebilirim.
O üzüntülü süreci benimle birlikte bir tek eşim yaşadığı için...
Davet ettiklerinde "gitmek zorunda değiliz, istersen gideriz o ayrı, fakat zorunda da değiliz" demişti..
Ben hem davetini geri çevirmemek adına, hem de ipleri koparan olmamak adına davetine icabet edelim dedim.
Hiç sesini çıkartmadı, gittiğimizde de hem samimi, hem dostane davrandı, zaten arkadaşımın eşiyle de tanışık çıktılar.
birlikte en olgun ve en güzel olanı yapmışsınız canımcım
her zaman diyorum ölümlü dünya..ne olacağımızın garantisi yok..yılar geçince
muhtemelen şöyle der : " vay bee,,yıllar önce ben böyle yaptım ama ona rağmen koparmadı dostluğumuzu."
dostluk da pek kalmıyor belki ama yine de bir iki satır konuşmak, görüşmek en güzeli eski günler adına..
Orası öyle canım haklısın, "eski günler hatrına"...
Bunu diyeceğim aklıma gelmezdi, ama işte.. İnsanlar değişebiliyor...