yalnız eğitim ingilizce..yani ingilizcen varsa çok iyi derecede, öyle beklerim dersimeböyle acıların kadınıyım falan deseydim ya da okuyamadım falan..çok daha fazla destek görücekmişim sanırım sen yazıma takıp bana geçirmeye çalışacağına
burası kadınlar klübü ya söz de!ayrıca canım emin ol seninkinden fazladır okuduğum kitap sayısı..ya da şunu sorayım evinizde bir kitaplık-kütüphaneniz var mı acaba? sanırım her hafta 2 kitap okuyorsun sen :)) ben orta okuldayken Server Tanilli, Emile Zola'lar okurdum hayatım..bildin miii acep? google'dan acıp bakabilirsin kimdir bunlar :)
Kayınvalideniz ile aranızda ki anlaşmazlıkların, hissettirdiğiniz "kibir" ile(üstelik bağımsız, kişilerin birbirini yüzyüze asla tanımayacağı bir platformda) yakından alakalı olduğunu düşünüyorum. Kişiler statülerinin hakkını sonuna kadar vermek zorunda ve edindiği statüye de önce kendisi saygı duymak zorundadır. Mesleğinizi "bilgi amaçlı dahi olsa" yazdığınız bir platformda, kendi mesleğinizi karalayıcı bir şekilde, üslupta yazmanız inanılmaz enteresan geldi bana.. (Örnek olarak benzerini hala bu konuya attığım ilk mesaj ihtiva etmekte) Bekleyin, acele olmayan sakin bir zamanınızda yazın.. Amaç eğer "kadın kadına" dertleşmekse, bu amacına daha uygun olurdu.. Üstelik sakin bir kafayla yazmış olurdunuz... Üslup, kişinin karakterini ne yazık ki tüm çıplaklığı ile ele verir...
Mesela bana da çirkince bir şeyler karalayabilirsiniz benim cevabımdan sonra... Ama ben dönüp size yanıt vermem... Kışkırtılmam... Soru dahi sorsanız, bu seviyeden sonra size cevap vermem, veremem.. Seviye mi statüme uygun çizgide tutmaya çalışırım...
Emile Zola'lar ve Server Tanilli'ler.. güzel.. Herkes kendi ilgi alanının gerektirdiklerini okur. Eğitim sistemi veya aile hikayesi bazı kişileri ortaokul döneminde "ezberci" zihniyetle tanıştırıp, öznel kitaplardan ayırmış olabilir... Siz, halihazırda kütüphanede olan babanıza ait bir kitabı sırf merakınızdan da okumuş olabilirsiniz... Ki bu böyledir zaten... Herhalde ortaokulda fen dersinde birden durup, Türkçe de olabilir "Server Tanilli okumalıyım!" diyerek halk kütüphanesine koşmadınız... Elinizin altındaydı bu kitap... ? Veyahut Emile Zola gibi, o yaş için oldukça yorucu ve farklı bakış açılarını bünyesinde ihtiva eden bir yazarın kitaplarını "müthiş bir yorumcu" kıvamıyla değilde, roman tarzında okuduğunuzdan eminim... Niye bunları yazıyorum ki? Çünkü çok kötü bir üslubunuz var... Sadece ezmeye değil, alay etmeye ve yıkmaya çalışıyorsunuz yazarken... Çok çabuk inciniyorsunuz yazılanlardan... Size ne yazılırsa yazılsın, siz üslub muhafaza edip, haklılığınızla cevap vermelisiniz.. Size yakışan budur...
Türkiye'de öyle çok iyi derecede ingilizce bilmekten de bahsetmeyelim güzel kardeşim benim... Kızma bana ama öyle... Şimdi benim boş konuştuğumu ve hiçbir şey bilmeden atıfta bulunduğumu düşünebilirsin bu konuyla ilgili ama seni çok kötü yanıltabilirim, özellikle bu yabancı dil gibi Türkiye'de çok abartılan, asla hakkı verilmeyen, oysa ilkokul sıralarında verilmeye başlanılması gereken ve normal olan bir şey için..
Dediğim gibi.. kişilerin ne yazdığı değil, sahip olduğunuz statünüze ne kadar sahip çıktığınız, ne kadar saygı duyduğunuz önemli.. Çünkü hangi platformda olursa olsun, size yakışan daima bu olacaktır...
Müstakbel eş adayınızla ilişkinizde başarılar dilerim,
Selamlar,
insanlar karakterlerini iki cümleyle belli ediyorlar sanalda dahi. şu birbirinden habersiz ( aksiyse daha vahim) yazı için "okuyamadım, şöyle hatalı, böyle yanlış" diyen arkadaşlar, niye o kadar kendilerini zorlamışlar ki? baktın gözlerin yoruluyor, anlayamıyorsun bırakırsın, basit değil mi? hatta denildiği kadar kötüyse kimse okumaz, böylelikle konu sahibi de yalnız kalır, "ceza"sını çekmiş olur. ama bazıları niyeyse kendini "perişan" edip akademisyen kelimesine kadar okumuş. dışarıdan gerçekten de kıskanç ve fesat gözüküyorsunuz. eğer ki değilseniz, tanımadığınız bir insana açıklama yapmasına rağmen, laf sokmaya çalışmak niye? okuyamadım der, düzgün bir üslupla uyarırsın biter. güya kadınlar kulübü ama bazı hanımlar forumda sırf başkalarının hatalarını yakalayıp, muhalefet etmeye çalışıyor.. basit ve anlamsız.
withoutname,neden çoğu kişi "akademisyen" kelimesine kadar okudu dersiniz ?
Benim bir tahminim var.
Konuya iyi niyetle geldiler,okumaya çabaladılar ama akademisyen olduğunu öğrenince pes dediler.
Madem akademisyenmiş,bir zahmet düzgün yazsaymış,biz neden kendimizi zorlayalım dediler.
Burada nice nice konular okuduk.Kimisi yurtdışında büyümüş,kimisi gerçekten eğitimsiz,kimisi çok genç ve mesaj diliyle yazıyor.
Hepsini bir şekilde okuyup anlamaya çalışıyoruz.Yukarıdaki sebepler olunca,mazur görmekle beraber,gerekirse onları da uyarıyoruz.
Fakat konu sahibi akademisyenim dediği noktadan itibaren,mazur görülecek tarafı kalmıyor.
Acele yazdım,kızgınlıkla yazdım gibi açıklamalar bana göre geçerli değil.Düzgün yazan insan,her zaman düzgün yazar.Otomatik,içgüdüsel,el alışkanlığıdır.
Belki en fazla gideceğim yerine gidicem yazmak gibi konuşma diline dönebilir veya hızlı yazarken eksik harf tuşlayabilir.
Bu arada,bahsi geçen,eleştirdiğimiz yazının orijinali aşağıdaki gibidir
okumakla kültür sahibi olunduğuna inansaydım zaten, evlenmek için çok yüksek kariyere sahip birini arar bulurdum değil mi cnm?!!!hayatınızda sizi çok sinir edenler mutlaka olmuştur..ve içinizden onlar için iyi şeyler gecmez..ben o kafayla direkt düşündüğüm şeklde yazmışım o ka-dar!...benim edebime falan beni tanımadan yorum yapma hakkı yok sanırım bu forumda kimsenin...beni tanıyor musun? hayır...ben sizi tanıyor muyum? hayır..bu yüzden burada sizinle ilgili, sizin edebinizle, ahlakınızla ilgili yorumda bulunmuyorum zaten..kim bilir burada bana ahlak dersi veren biri gercek hayatında belki edebsizin alasıdır..olamaz mı?..ben burada tanımadığım insanlar için değil, tanıdığım insanlar hakkında yazmışım..konuyla ilgili önerin varsa yazarsın..usluptan hoşlanmadıysan cevap yazmazsın..bana hakaret hakkını size vermez sanırım..ben de sık geliş gidiş abes dediğim için, rahatsızm zaten..onların bunu anlamayıp, hem ilgilenmeyip hem üstüne nişanlıma ''gelip gitmiyor'' diye şikayet etmelerinden rahatsızım..abisi biz tatile gittiğimizde ''evlenmeden tatile gidenler sürtüktür'' bile demişti..buna getirmişti..yobazlık ve kültürsüzlükten kastım bunlar mesela!..sonra nişanlım özür diletince ''ben sana demedim'' dedi..şimdi ben hala bu insanlara saygılı davrandım yüzlerine karşı..ama bu konuda bile abisi 'düşüncesiz' değil, ben 'alıngan' oldum annesi için..nişanlımın sucu yoktu ama ben onuruma laf ettirmem dedim, ayrıldım o zaman..nişanlım kendisine zarar verecekken bulmuşlar..abisi aradı, çağırdı,özür diledi,dil döktü..ve nişanlımın gözleri kan canağına dönmüştü o zaman ağlamaktan..onu çok sevdiğimden özrünü kabul ettim..sonra abi dedim hep..doğuda askerde olan benm 'can'ım tatlım..kimse benm kadar endişe edemez onun için merak etme..o üzülmesin diye kaç aydır susuyorum bilsen..ama nişanı bozma durumuna geldim artık..bu noktada ona yansıyacak artık..burada delirmek üzereyim ben..anlatıp, desteğini alacağım annem yok arkamda..babamla nasıl paylaşayım ki bunları...
bi üye açtığı konusunda avukatım , akademisyenim , mimarım vs dediğinde çoğu bayan hemen dil bilgisi öğretmenliğine soyunuyo Bu konu çok dikkatimi çekiyo. Bunu kompleksli ve kıskanç olmalarına veriyorum.
Burası özgür bi yer dilekçe yazmıyoruz,sınav kağıdı vermiyoruz.Yazdıkları gayet anlaşılır Bence anlayıp anlamamak tamamen kapasite meselesi
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?