Neden herkes evde oturacağımı düşünmüş? Ben evde oturmak için okumadım, şuanda asker olan nişanlımla aynı maaşı aldığım güzel bir işte çalışıyorum. Ve kimse çalışıyor olmamdan rahatsız değil.Adamın ailesi bile fena. Kayınvalidesi dedikodu yapıp konu sahibini doldurarak aralarını bozmaya çalışmış ve başarmış.
Aynı zamanda kayınpederi karısını evden çıkarmıyormuş.Evlendikleri zaman da konu sahibi evde duracak kocası çapkınlık peşinde koşacak.
Çok emin konuşuyor olmanız bile bana sizin söylenecek her şeye inanacak biri olduğunuzu hissettiriyor.Nişanlının yaptıkları hata değil yalnız bu konuda anlaşalım. Ama sen bile bile kabul ediyorsan ki ediyorsun diyecek birşey yok.
Soruna gelince; benim eşim ve buradaki birsürü kadının hayatındaki erkekler aldatmadı ve kadınların gururlarıyla ve hayatlarıyla oynamadı.
Kendini rahatlatmaya çalışıyorsun farkındayım ama aldatmayı normalleştiremezsin.
yarım bıraktım kusura bakmayın çok uzunBuraya ilk kez yazıyor ve farklı görüşler almayı şuan da her şeyden daha çok istiyorum. Çünkü etrafımdaki insanlara anlatırsam ya sürekli anlattığım için bıktırıp usandıracağım ya da yarın bir gün ellerine koz vermiş olacağım. Hani bazen insan ister ya, hiç tanımadığı birine her şeyini anlatıp yorumlar almayı. Tam da o dönemdeyim. 26 yaşındayım ve 8 aylık nişanlıyım. Nişanlım ile 2013 senesinde aynı mahallelerde yaşadığımız için tanışmış olup sadece zamanın ve çocukluğun verdiği şeyler ile facebook / skype üzerinden konuşarak tanışmıştık. Gece gündüz kameralı konuşurduk, kız kardeşimi o zamanlar bile tanırdı. Bana karşı o zaman bile çok saygılı ve düşünceliydi. Ben istemediğim halde maça mı giderdi? hemen haber verirdi '' maça gidiyorum '' diye. Gelir miydi? Hemen haber verirdi '' geldim ben duşa girip geliyorum '' diye. yemek yiyeceğine kadar söylerdi o zamanlar bile. 1 sene boyunca bu şekilde hiç buluşmadan sadece konuştuk. Sevgili bile değildik üstelik. Nişanlım gerçekten herkes tarafından beğenilen, aurası yüksek aynı zamanda fazlasıyla çapkın ve zeki biri. Etrafında koşan kızları, sevgili olmak isteyen herkesi gözümle görüp biliyordum. Okuduğu lise evimizin karşısındaydı, her çıkışında okul zili çaldığında pencereye koşar uzaktan izlerdim onu. Ergenlik sivilcelerimi görüp ya beni beğenmezse? ya istemezse? düşüncesiyle hep erteledim buluşmalarımızı. 1 sene sonunda bu durumdan bıkmış olacak ki, benimle konuşmayı bir anda kesti bir bahane yaratarak. 5-6 ay sonrasında ise bir kızla sevgili olmuş. O kızla 6 sene boyunca sevgili oldular. Bi süre sonra takip etmeyi bıraktım, kendi hayatıma bakmayı tercih ettim. Çocukluk aşkıydı sonuçta, ne bekliyordum ki. Ama çok sevip dua etmiş olmalıyım ki, onunla evlenme sürecindeyim şuan. 6 yıl içinde nişanlım askere gidiyor ve orada kalmayı tercih ediyor. Ve kızla bir şekilde ayrılıyorlar. 6 yıl + 2 yıl sonrasında instagramdan, facebooktan beni ve kız kardeşimi ekliyor. Tabii bu zaman zarfında neler yaptı hiç bilmiyordum. Tekrar konuşmaya başladık ve kız arkadaşıyla sadece ayrıldığını biliyordum başka bir şey bilmiyordum, sormayı da istemedim. O konulara girmek hem benim hem onun canını yakar düşüncesiyle. Tabii konuşmaya başladık ama öyle eskisi gibi değildik, her gün her gün değildi mesela. İzmir'deydi o zaman. Konuşmalarımız nasılsın napıyosun şeklindeydi hep. Tabii araya mesafe ve sık konuşmamanın verdiği etkiler girince bir şey de olmuyor haliyle. 5 ay kadar sonrasında İzmir'e Alaçatı'ya gittim 7 ay kadar kaldım. Orada teyzemlerin butik bir oteli vardı. Pandeminin başladığı zamanlardı. Hem çalıştım, hem kafa tatili yaptım diyebiliriz. Konuşmaya devam ettiğimiz zamanlardı ve bana Alaçatı'ya uğrayabileceğini söylemişti. Gelmedi yada gelemedi. Çünkü 1 ay sonra bana göreve gideceğini söyledi. İzmir'den ayrıldı göreve gitti. Ben tabii garibim, ne bileyim görevde telefon kullanamıyor sanıyorum. Meğer kullanabiliyor ama tabii konuşmadık. Bekliyorum kendimce gelince yazacak diye. Ben İstanbul'a dönüyorum. Ardından bir story ; yeni sevgili yapmış, İzmir'e de dönmüş. Neyse diyorum kendime, yine ne olmasını bekledin ki zaten? Çıkarıyorum takipten, bir daha da hesabını aramıyorum bile. 2015-2018 yılında benim de 3 sene sağlam süren 2018-2020 yılında bitme aşamasında olan ilişkim vardı. Ben Alaçatı'ya gelmeden çok önce bitirmiştik zaten. Çok sevmiştim onu da, belki çocukluk aşkımdan sonra sevip değer verdiğim tek ilişkiydi diyebilirim. Onun ilişkisi 2012-2018 yılında bitmiş. Benim de 2018 yılında bitmeye başlamıştı. Ara ara konuşup, içimizde pişmanlık kalmasın dediğimiz konuşmalarımız oluyordu ama tedavi olmadı tabii tamamen bitti. 2020 yılında çocukluk aşkım dediğim nişanlımla görev öncesi konuştuk. Sonrası yine hüsran az önce anlattığım gibi. Neyse zaman geçiyor, ara sıra bana ulaşmaya çalıştığı zamanlar oluyor, soruyor nasılsın görüşelim mi İstanbul'a geldim diye ama ben yapmış olduğu harekete 2 kez maruz kaldığım için baya içerlemiş olacağım ki hem güvensizlik hem de isteksizlik yaşıyordum. Yüz vermedim kısaca. 2022 yılında üniversitemin bittiği finallerimin olduğu dönemde bana tekrar mesaj attı. Nasılsın diye ve ben hem final gerginliği hem de ona olan kızgınlığımla şöyle bir cevap verdim '' boşta kalınca mı yazıyorsun? '' Birileri hayatına girince sessizce ortadan kaybolma, kimse olmayınca nasılsın mı olacak hep? Ayrıca ben uzak mesafe ilişkisi insanı da değilim. Temas bağımlısının tekiyim. Neyse bu sefer ciddi bir şekilde ısrar etti ilk kez. 1 hafta kadar sürekli buluşma konusunu konuştu. İstanbul'a geldiğini hatta burada çalışmaya başladığını söyledi. Peki dedim buluşalım hafta sonu. Buluştuk ve neticesinde şuanda nişanlıyız. Bir buluştuk pir buluştuk gibi oldu 11 yıl sonra. Onu daha yakından tanıma fırsatı buldum, bilmediğim huylarını öğrendim. Çok sinirli mesela belki bu askerliğin vermiş olduğu bir şey de olabilir. Ama bana karşı her zaman ki gibi sakin ve düşünceli. Neyse daha sonra bana bir anda benim bursa'ya gitmem gerek. Beni kağıt göndererek oraya çağırmışlar orada çalışmaya devam edeceğim diyerek 1 hafta sonra gitti. Ben 10 günlük tanıma ve görüşme ile onu 45 gün bekledim. 45 günde 1 izne çıkıyor 15 günlüğüne. İstanbul'a geliyor, görüşüyor ve hiç olmadığım kadar çok sevgi seline boğulup, mutlu oluyordum. Uzak ilişki artık korkulu rüyam değil 45 günde 1 mutluluğu beklemek gibiydi benim için. Gel zaman git zaman ailesiyle tanıştırdı beni. Anne ben bu kızı çok seviyorum, ciddi düşünüyorum diye. İlk orda duyup inanabildim evlilik yolunda olduğumuza. Daha önce de bahsediyordu ama her insanın sevince söylediği şeyler diyerek o kadar işi ciddiye bindirmiyordum. Tabii döndü yine bursa'ya ve ben ayıp olmasın gelince bize geliyor gelmeyince beni arayıp sormuyor düşünmesin diye annesiyle görüşmeye devam ettim. Evlerine gittiğim bir gün kendi annem aradı ve hadi birlikte otobüse binip eve dönelim demek için aramıştı. Fakat annesi telefonumun ekranında annem yazısını gördüğü gibi kaptı eline telefonu açtı. Annen mi dedi evet dedim açtı konuştu hemen, annemi eve davet etti tanışmaya. Kıramadı geldi annem, hem o da merak ediyordu nasıl insanlar diye. Benim son bütlerim kalmıştı o gün ona gitmem gerekiyordu ve hadi kalkalım artık anne dediğimde annesi sen git okula biz annenle oturalım şimdi babası da gelir onunla da tanışsın dedi beni yolculadılar. Neyse nişanlım gelene kadar ben ara sıra annesine oturmaya gidiyordum ve o zamanlar bana hep o eski sevgilisinden bahsediyordu. Belki kendine yakın gördü, belki tepki vermediğim için anlatmaya devam etti bilmiyorum ama her ne olursa olsun bunları anlatacağı son kişiyim. Annesi evden hiç çıkmayan, bakkala bile mahalledeki çocukları gönderen bi kadın. Bence babası annesini bu konuda kısıtlıyor. Arkadaşı ya da sık görüştüğü akrabaları yok bu nedenle içini döküp rahat rahat konuştuğu kimsesi de yok. Üstelik kapalı muhafazakar bir aile de değil. Neyse bana o kızdan bahsederken o kızı hala çok sevip değer verdiğini, o kızın da kendilerini hala çok sevdiğini söylüyordu. Ama din ayrımı yüzünden kızı istemeye gitmediklerini söyledi. Kız nişanlımın namaz kılmasını, oruç tutmasını istiyormuş ama içinde böyle şeyler olmadığı için sırf o istiyor diye de yapmıyormuş. Kız diye bahsettiğim kişi 6 senelik eski sevgilisi. Bu kız şuan da evli 2 yaşında çocuğu var. Almanya'da yaşıyor. Bu kızı nişanlımla sevgili olduğu dönemlerde bile ailesi dayısının oğlu ile evlendirmek istiyormuş ama kız nişanlımı çok sevdiği için ailesini tehdit ediyormuş beni onunla evlendirirseniz kendimi öldürürüm diye. Sonunda kız kendi ayrılmış nişanlımdan. Çünkü onu gözünün görebileceği şekilde aldatmış bu sefer. Bu sefer diyorum çünkü nişanlımın söylediğine göre çok aldatmış onu, çok üzüp ağlatmış. Nişanlım suriye'ye göreve gittiği zamanlarda kız onu evinde bekliyormuş. Gelsin de sarılayım diye ama nişanlım eve görevden dönüp geldiği gün eşyasını toparlayıp bodrum'a erkek erkeğe tatile gitmiş, kıza sarılıp hasret gidermemiş ve üstüne üstlük sanane nereye gittiğimden diye umursamamış bile kızı. Kız tabii orada otur ağla, nişanlım tatildeyken bir fotoğraf paylaşıyor başka kızla. Bunu gören kız napsın artık gözüyle gördüğü için annesinin yanına gidip son kez ağlayıp onu aldattığını ve ayrılacağını söylüyor. Ayrılıyor da gerçekten ve tam 3 ay sonra dayısının oğlundan evlilik teklifi alıp kabul ediyor. Kızın instagramını biraz stalkladım ve kız o zamanlar dahil olmak üzere şuan da çok mutlu. Zoraki bir evlilik değil, her şeyine özenli özenli hazırlanmış, ilmek ilmek işlenerek ilerlemiş bir evlilik olmuş. 2. çocuğa bile hamile kalıp düşürmüş şimdilerde yine eli yüzü fotoğraflarda şiş duruyor ki bence tekrar hamile. Ama nişanlımın annesinin anlatımına göre kız nişanlanırken beni kaçır beni zorla evlendiriyorlar demiş, kız evlendikten sonra nişanlım tekrar göreve gidince yine mesaj atıp kendine dikkat et demiş. Vs vs böyle sanki kız ve nişanlımın ilişkisinin bitse bile aşklarının bitmeyeceğini anlata anlata bitiremedi pek. Ama tabi bunu açık açık dile getirmiyor alttan alttan işliyor. Şimdi düşüneceksiniz sevmemiş olabilir mi seni diye. Bu konuda eminim ki sevdi fakat ben ona pek içli dışlı davranmadım. Hep mesafeli oldum saygıdan. Ama o istiyordu ki içli dışlı olayım, sürekli onlara gidip temizlik yapayım, oturup akşama kadar dedikodu yapayım felan. Bende de bu yok ve buna zamanım yok zaten. Neyse belli bir süre nişanlıma anlatmadım bunları bana anlattığını ama artık bir gün dayanamamış olucam ki anlattım. Ve bana ben konuşayım yapmasın bir daha öyle bir şey deyince yok dedim ispiyonlamış gibi olurum zaten aramız mükemmel iyi değil daha yola çıkmadan bitmesin bir şeyler düşüncesiyle sen yapma bir şey dedim. Kendi kendine bir gün vazgeçer herhalde dedim. Nişanlım tabi benden habersiz ara sıra kızıyormuş yapma anlatma bak böyle şeyler diye. Ama yok, nişanlandık kadın yine devam etti. Ve kadın bana aman kızım oğluma anlatma sana bunları anlattığımı bana çok kızar sonra demesine rağmen devam ediyordu anlatmaya. Nişandan sonra bir gün yine anlatınca yeter dedim artık kendi kendime. Söyledim annesine de, siz böyle anlatıyorsunuz ama ben oğlunuzu normalde de kıskanmıyorum. Sizin bunları anlatmanız beni sadece rahatsız ediyor. Beni kabullenemediniz mi sevmediniz mi acaba diye sordum. Hayır kızım seni çok sevdik olur mu öyle şey dedi. Ben öylesine anlatıyorum dedi sadece. Ama ben ikna olamadım tabii, söyledim nişanlıma bu durumu. Şikayet eder gibi değil ama bu durum benim kafamdan çıkmıyor diye anlattım. Seninle ilgili o kıza karşı en ufak bir şey hissetmedim, hala unutamamış olabilir mi hiç düşündürmedin ama annen bana bunları anlatarak beni bunları düşünmeye bırakıyor. Neyse nişanlım sana benden yana bir rahatsızlık hissettiğin oldu mu diye hayır deyince tabii olay kapandı. Çünkü annesinin yaptığı şeyler yüzünden onu suçlayamam. Ama tabii nişanlım artık durumun ciddileştiğini gördüğü için telefonla annesini aradı kızmak için telefonu babası açmış ve o gün bizim evimize gelip bazı şeyler yaşadık. Benim ailemle ilgili bi durumdan bahsettiler kısacası annesi hatasını örtmek için ailemle ilgili bir durumu bahane edip üste çıkmaya çalıştı. Böylece o konu tamamen kapanmış olup 2 ailenin birbirine başka sebeple girmesine neden oldu. Tabi bu sürede ben aşırı sinirliyim, neler oluyor diye kafayı yiyorum. Biz evimize özür için geldiler sanırken başka bir sebeple gelip gittiler. Nişanlıma kızıyorum yine annen böyle böyle yaptı diye. Ve nişanlımda er gibi görev aldığı yerde hiç dışarı çıkamadığı için orda kafayı yemiş duruma geldi. Biz ilk kez kavga etmeye başladık. Ayrıldık hatta, yapamayacağımızı düşündük. Yaşanılan şeyler boyumuzu aşan ve hiç tecrübe etmediğimiz şeylerdi. Üstelik ailelerde birbirine girdi. Nişandan önce annesi sürekli bizi evlendirmeye çalışıyordu. Acele ediyordu hatta, paramız da var hazır evlendirelim torun sahibi olalım düşüncesiyle her şeyi aceleye getirdiler. Ama nişan günü bana durumları olduğu halde bir tane çeyrek bile takmadı. Oğlunun zoru ve isteğiyle set aldılar onu taktı. Tabii ki mevzu altın değil ama insan durumları olduğu ve geleneğe bağlı bir aile olduğu halde neden bir şey yapmadılar diye düşünüyor. Neyse tabii konu bu değil, nişanlım görev yerine giderken telefonunu burda bırakıyor ankesörlü telefon ile görüşüyoruz mecburen. Bu sefer telefonunu bana bıraktı ve telefonunu karıştırmak niyeti ile değil ama facebooktan eski sevgilisine benden tam 1 sene önce yazdığını gördüm. Yazmış ve 12 gün sonra cevap alamayınca mesajı geri çekmiş. Tabii kız bu sürede evli, çocuğu var. Ben 10 gün boyunca kendi içimde bu durumu sindirmeye çalıştım. Evli birine nasıl yazabilir diye. Bu kadar mı çok seviyor ve benden sadece 1 sene önce diye kafayı yememek elde değil. Nişanlısın ve 5-6 ay sonra düğünün var. Neyse bir anda aklımda bir fikir belirdi. Denemem gerek onu fırsat bu fırsat dedim. Kızın ona instagramdan yazdığını söyledim. Cevap vereyim mi diye sordum. Saçmalama hayatım başımıza iş açma dedi. Cevapta verme ısrarla yazarsa cevap verirsin rahatsız olduğunu belirtirsin dedi. Daha sonra tabii konuştuğu şeyler beni ikna edince ben döküldüm. Yalan söylediğimi böyle bir şey olmadığını anlattım. O da sakin bir şekilde açıklama yaptı. Bana kızmadığını hatta anladığını söyledi. O zamanlar alkolü sık aldığım zamanlardı, o kafayla yazdım ama bir kere bile görüşmedik evlendikten sonra dedi. Yalan yok başlarda aramak konuşmak istedim ama onu rahatsız edecek boyutta değil dedi. Zaten o da bana cevap vermedi dedi. Şimdi benim düşüncem bu kız buna yazsa geri gelse kabul eder mi? Bunu ağzımdan kaçırdım tartışma sırasında ve bana saçma sapan konuşma bitmiş gitmiş çocuğu var dedi ama uzak bi tarih değil ki. Benden sadece 1 sene önce evli çocuğu varken yazmışsın diyorum. Sen bunu kabul etmeyecek biri olsan evlendiği günden sonra bir daha yazmazdın zaten. Benim de kafamı kurcalayan bu.. hala bu kızı düşünüyor mu? geri dönse kabul eder mi? annesine benden 2 sene önce bu kıza çok hata yaptığını ağlattığını ahını aldığını söylemiş. Ve kendimi vazgeçilmez sandım, benden ayrılmaz sandım. Evlenince vay be dedim demiş. Benim düşüncem de şu, bence hala o kızın onu seviyor olabileceğini mi düşünüyordu o mesajı ona atarken? Yoksa bir insan evli birine hangi cesaretle yazabilir...
Yazdıklarını başkası yaşamış gibi okursan anlarsın belki.Neden herkes evde oturacağımı düşünmüş? Ben evde oturmak için okumadım, şuanda asker olan nişanlımla aynı maaşı aldığım güzel bir işte çalışıyorum. Ve kimse çalışıyor olmamdan rahatsız değil.
Yoo aşmadınız. Annesinin cehaletinin farkında olması da bi şeyi değiştirmeyecek. O cehalet onun işine bile gelecek hele bi evlenin.Çünkü annesiyle ilgili her konuyu aştık. Başlarda tek düşündüğüm ben bu aile ile yapabilir miyim? çünkü annesi cahil ve oğlu bunun farkında.
Sonuna kadar okudum. Ben de kendime şaşırdım.Buraya ilk kez yazıyor ve farklı görüşler almayı şuan da her şeyden daha çok istiyorum. Çünkü etrafımdaki insanlara anlatırsam ya sürekli anlattığım için bıktırıp usandıracağım ya da yarın bir gün ellerine koz vermiş olacağım. Hani bazen insan ister ya, hiç tanımadığı birine her şeyini anlatıp yorumlar almayı. Tam da o dönemdeyim. 26 yaşındayım ve 8 aylık nişanlıyım. Nişanlım ile 2013 senesinde aynı mahallelerde yaşadığımız için tanışmış olup sadece zamanın ve çocukluğun verdiği şeyler ile facebook / skype üzerinden konuşarak tanışmıştık. Gece gündüz kameralı konuşurduk, kız kardeşimi o zamanlar bile tanırdı. Bana karşı o zaman bile çok saygılı ve düşünceliydi. Ben istemediğim halde maça mı giderdi? hemen haber verirdi '' maça gidiyorum '' diye. Gelir miydi? Hemen haber verirdi '' geldim ben duşa girip geliyorum '' diye. yemek yiyeceğine kadar söylerdi o zamanlar bile. 1 sene boyunca bu şekilde hiç buluşmadan sadece konuştuk. Sevgili bile değildik üstelik. Nişanlım gerçekten herkes tarafından beğenilen, aurası yüksek aynı zamanda fazlasıyla çapkın ve zeki biri. Etrafında koşan kızları, sevgili olmak isteyen herkesi gözümle görüp biliyordum. Okuduğu lise evimizin karşısındaydı, her çıkışında okul zili çaldığında pencereye koşar uzaktan izlerdim onu. Ergenlik sivilcelerimi görüp ya beni beğenmezse? ya istemezse? düşüncesiyle hep erteledim buluşmalarımızı. 1 sene sonunda bu durumdan bıkmış olacak ki, benimle konuşmayı bir anda kesti bir bahane yaratarak. 5-6 ay sonrasında ise bir kızla sevgili olmuş. O kızla 6 sene boyunca sevgili oldular. Bi süre sonra takip etmeyi bıraktım, kendi hayatıma bakmayı tercih ettim. Çocukluk aşkıydı sonuçta, ne bekliyordum ki. Ama çok sevip dua etmiş olmalıyım ki, onunla evlenme sürecindeyim şuan. 6 yıl içinde nişanlım askere gidiyor ve orada kalmayı tercih ediyor. Ve kızla bir şekilde ayrılıyorlar. 6 yıl + 2 yıl sonrasında instagramdan, facebooktan beni ve kız kardeşimi ekliyor. Tabii bu zaman zarfında neler yaptı hiç bilmiyordum. Tekrar konuşmaya başladık ve kız arkadaşıyla sadece ayrıldığını biliyordum başka bir şey bilmiyordum, sormayı da istemedim. O konulara girmek hem benim hem onun canını yakar düşüncesiyle. Tabii konuşmaya başladık ama öyle eskisi gibi değildik, her gün her gün değildi mesela. İzmir'deydi o zaman. Konuşmalarımız nasılsın napıyosun şeklindeydi hep. Tabii araya mesafe ve sık konuşmamanın verdiği etkiler girince bir şey de olmuyor haliyle. 5 ay kadar sonrasında İzmir'e Alaçatı'ya gittim 7 ay kadar kaldım. Orada teyzemlerin butik bir oteli vardı. Pandeminin başladığı zamanlardı. Hem çalıştım, hem kafa tatili yaptım diyebiliriz. Konuşmaya devam ettiğimiz zamanlardı ve bana Alaçatı'ya uğrayabileceğini söylemişti. Gelmedi yada gelemedi. Çünkü 1 ay sonra bana göreve gideceğini söyledi. İzmir'den ayrıldı göreve gitti. Ben tabii garibim, ne bileyim görevde telefon kullanamıyor sanıyorum. Meğer kullanabiliyor ama tabii konuşmadık. Bekliyorum kendimce gelince yazacak diye. Ben İstanbul'a dönüyorum. Ardından bir story ; yeni sevgili yapmış, İzmir'e de dönmüş. Neyse diyorum kendime, yine ne olmasını bekledin ki zaten? Çıkarıyorum takipten, bir daha da hesabını aramıyorum bile. 2015-2018 yılında benim de 3 sene sağlam süren 2018-2020 yılında bitme aşamasında olan ilişkim vardı. Ben Alaçatı'ya gelmeden çok önce bitirmiştik zaten. Çok sevmiştim onu da, belki çocukluk aşkımdan sonra sevip değer verdiğim tek ilişkiydi diyebilirim. Onun ilişkisi 2012-2018 yılında bitmiş. Benim de 2018 yılında bitmeye başlamıştı. Ara ara konuşup, içimizde pişmanlık kalmasın dediğimiz konuşmalarımız oluyordu ama tedavi olmadı tabii tamamen bitti. 2020 yılında çocukluk aşkım dediğim nişanlımla görev öncesi konuştuk. Sonrası yine hüsran az önce anlattığım gibi. Neyse zaman geçiyor, ara sıra bana ulaşmaya çalıştığı zamanlar oluyor, soruyor nasılsın görüşelim mi İstanbul'a geldim diye ama ben yapmış olduğu harekete 2 kez maruz kaldığım için baya içerlemiş olacağım ki hem güvensizlik hem de isteksizlik yaşıyordum. Yüz vermedim kısaca. 2022 yılında üniversitemin bittiği finallerimin olduğu dönemde bana tekrar mesaj attı. Nasılsın diye ve ben hem final gerginliği hem de ona olan kızgınlığımla şöyle bir cevap verdim '' boşta kalınca mı yazıyorsun? '' Birileri hayatına girince sessizce ortadan kaybolma, kimse olmayınca nasılsın mı olacak hep? Ayrıca ben uzak mesafe ilişkisi insanı da değilim. Temas bağımlısının tekiyim. Neyse bu sefer ciddi bir şekilde ısrar etti ilk kez. 1 hafta kadar sürekli buluşma konusunu konuştu. İstanbul'a geldiğini hatta burada çalışmaya başladığını söyledi. Peki dedim buluşalım hafta sonu. Buluştuk ve neticesinde şuanda nişanlıyız. Bir buluştuk pir buluştuk gibi oldu 11 yıl sonra. Onu daha yakından tanıma fırsatı buldum, bilmediğim huylarını öğrendim. Çok sinirli mesela belki bu askerliğin vermiş olduğu bir şey de olabilir. Ama bana karşı her zaman ki gibi sakin ve düşünceli. Neyse daha sonra bana bir anda benim bursa'ya gitmem gerek. Beni kağıt göndererek oraya çağırmışlar orada çalışmaya devam edeceğim diyerek 1 hafta sonra gitti. Ben 10 günlük tanıma ve görüşme ile onu 45 gün bekledim. 45 günde 1 izne çıkıyor 15 günlüğüne. İstanbul'a geliyor, görüşüyor ve hiç olmadığım kadar çok sevgi seline boğulup, mutlu oluyordum. Uzak ilişki artık korkulu rüyam değil 45 günde 1 mutluluğu beklemek gibiydi benim için. Gel zaman git zaman ailesiyle tanıştırdı beni. Anne ben bu kızı çok seviyorum, ciddi düşünüyorum diye. İlk orda duyup inanabildim evlilik yolunda olduğumuza. Daha önce de bahsediyordu ama her insanın sevince söylediği şeyler diyerek o kadar işi ciddiye bindirmiyordum. Tabii döndü yine bursa'ya ve ben ayıp olmasın gelince bize geliyor gelmeyince beni arayıp sormuyor düşünmesin diye annesiyle görüşmeye devam ettim. Evlerine gittiğim bir gün kendi annem aradı ve hadi birlikte otobüse binip eve dönelim demek için aramıştı. Fakat annesi telefonumun ekranında annem yazısını gördüğü gibi kaptı eline telefonu açtı. Annen mi dedi evet dedim açtı konuştu hemen, annemi eve davet etti tanışmaya. Kıramadı geldi annem, hem o da merak ediyordu nasıl insanlar diye. Benim son bütlerim kalmıştı o gün ona gitmem gerekiyordu ve hadi kalkalım artık anne dediğimde annesi sen git okula biz annenle oturalım şimdi babası da gelir onunla da tanışsın dedi beni yolculadılar. Neyse nişanlım gelene kadar ben ara sıra annesine oturmaya gidiyordum ve o zamanlar bana hep o eski sevgilisinden bahsediyordu. Belki kendine yakın gördü, belki tepki vermediğim için anlatmaya devam etti bilmiyorum ama her ne olursa olsun bunları anlatacağı son kişiyim. Annesi evden hiç çıkmayan, bakkala bile mahalledeki çocukları gönderen bi kadın. Bence babası annesini bu konuda kısıtlıyor. Arkadaşı ya da sık görüştüğü akrabaları yok bu nedenle içini döküp rahat rahat konuştuğu kimsesi de yok. Üstelik kapalı muhafazakar bir aile de değil. Neyse bana o kızdan bahsederken o kızı hala çok sevip değer verdiğini, o kızın da kendilerini hala çok sevdiğini söylüyordu. Ama din ayrımı yüzünden kızı istemeye gitmediklerini söyledi. Kız nişanlımın namaz kılmasını, oruç tutmasını istiyormuş ama içinde böyle şeyler olmadığı için sırf o istiyor diye de yapmıyormuş. Kız diye bahsettiğim kişi 6 senelik eski sevgilisi. Bu kız şuan da evli 2 yaşında çocuğu var. Almanya'da yaşıyor. Bu kızı nişanlımla sevgili olduğu dönemlerde bile ailesi dayısının oğlu ile evlendirmek istiyormuş ama kız nişanlımı çok sevdiği için ailesini tehdit ediyormuş beni onunla evlendirirseniz kendimi öldürürüm diye. Sonunda kız kendi ayrılmış nişanlımdan. Çünkü onu gözünün görebileceği şekilde aldatmış bu sefer. Bu sefer diyorum çünkü nişanlımın söylediğine göre çok aldatmış onu, çok üzüp ağlatmış. Nişanlım suriye'ye göreve gittiği zamanlarda kız onu evinde bekliyormuş. Gelsin de sarılayım diye ama nişanlım eve görevden dönüp geldiği gün eşyasını toparlayıp bodrum'a erkek erkeğe tatile gitmiş, kıza sarılıp hasret gidermemiş ve üstüne üstlük sanane nereye gittiğimden diye umursamamış bile kızı. Kız tabii orada otur ağla, nişanlım tatildeyken bir fotoğraf paylaşıyor başka kızla. Bunu gören kız napsın artık gözüyle gördüğü için annesinin yanına gidip son kez ağlayıp onu aldattığını ve ayrılacağını söylüyor. Ayrılıyor da gerçekten ve tam 3 ay sonra dayısının oğlundan evlilik teklifi alıp kabul ediyor. Kızın instagramını biraz stalkladım ve kız o zamanlar dahil olmak üzere şuan da çok mutlu. Zoraki bir evlilik değil, her şeyine özenli özenli hazırlanmış, ilmek ilmek işlenerek ilerlemiş bir evlilik olmuş. 2. çocuğa bile hamile kalıp düşürmüş şimdilerde yine eli yüzü fotoğraflarda şiş duruyor ki bence tekrar hamile. Ama nişanlımın annesinin anlatımına göre kız nişanlanırken beni kaçır beni zorla evlendiriyorlar demiş, kız evlendikten sonra nişanlım tekrar göreve gidince yine mesaj atıp kendine dikkat et demiş. Vs vs böyle sanki kız ve nişanlımın ilişkisinin bitse bile aşklarının bitmeyeceğini anlata anlata bitiremedi pek. Ama tabi bunu açık açık dile getirmiyor alttan alttan işliyor. Şimdi düşüneceksiniz sevmemiş olabilir mi seni diye. Bu konuda eminim ki sevdi fakat ben ona pek içli dışlı davranmadım. Hep mesafeli oldum saygıdan. Ama o istiyordu ki içli dışlı olayım, sürekli onlara gidip temizlik yapayım, oturup akşama kadar dedikodu yapayım felan. Bende de bu yok ve buna zamanım yok zaten. Neyse belli bir süre nişanlıma anlatmadım bunları bana anlattığını ama artık bir gün dayanamamış olucam ki anlattım. Ve bana ben konuşayım yapmasın bir daha öyle bir şey deyince yok dedim ispiyonlamış gibi olurum zaten aramız mükemmel iyi değil daha yola çıkmadan bitmesin bir şeyler düşüncesiyle sen yapma bir şey dedim. Kendi kendine bir gün vazgeçer herhalde dedim. Nişanlım tabi benden habersiz ara sıra kızıyormuş yapma anlatma bak böyle şeyler diye. Ama yok, nişanlandık kadın yine devam etti. Ve kadın bana aman kızım oğluma anlatma sana bunları anlattığımı bana çok kızar sonra demesine rağmen devam ediyordu anlatmaya. Nişandan sonra bir gün yine anlatınca yeter dedim artık kendi kendime. Söyledim annesine de, siz böyle anlatıyorsunuz ama ben oğlunuzu normalde de kıskanmıyorum. Sizin bunları anlatmanız beni sadece rahatsız ediyor. Beni kabullenemediniz mi sevmediniz mi acaba diye sordum. Hayır kızım seni çok sevdik olur mu öyle şey dedi. Ben öylesine anlatıyorum dedi sadece. Ama ben ikna olamadım tabii, söyledim nişanlıma bu durumu. Şikayet eder gibi değil ama bu durum benim kafamdan çıkmıyor diye anlattım. Seninle ilgili o kıza karşı en ufak bir şey hissetmedim, hala unutamamış olabilir mi hiç düşündürmedin ama annen bana bunları anlatarak beni bunları düşünmeye bırakıyor. Neyse nişanlım sana benden yana bir rahatsızlık hissettiğin oldu mu diye hayır deyince tabii olay kapandı. Çünkü annesinin yaptığı şeyler yüzünden onu suçlayamam. Ama tabii nişanlım artık durumun ciddileştiğini gördüğü için telefonla annesini aradı kızmak için telefonu babası açmış ve o gün bizim evimize gelip bazı şeyler yaşadık. Benim ailemle ilgili bi durumdan bahsettiler kısacası annesi hatasını örtmek için ailemle ilgili bir durumu bahane edip üste çıkmaya çalıştı. Böylece o konu tamamen kapanmış olup 2 ailenin birbirine başka sebeple girmesine neden oldu. Tabi bu sürede ben aşırı sinirliyim, neler oluyor diye kafayı yiyorum. Biz evimize özür için geldiler sanırken başka bir sebeple gelip gittiler. Nişanlıma kızıyorum yine annen böyle böyle yaptı diye. Ve nişanlımda er gibi görev aldığı yerde hiç dışarı çıkamadığı için orda kafayı yemiş duruma geldi. Biz ilk kez kavga etmeye başladık. Ayrıldık hatta, yapamayacağımızı düşündük. Yaşanılan şeyler boyumuzu aşan ve hiç tecrübe etmediğimiz şeylerdi. Üstelik ailelerde birbirine girdi. Nişandan önce annesi sürekli bizi evlendirmeye çalışıyordu. Acele ediyordu hatta, paramız da var hazır evlendirelim torun sahibi olalım düşüncesiyle her şeyi aceleye getirdiler. Ama nişan günü bana durumları olduğu halde bir tane çeyrek bile takmadı. Oğlunun zoru ve isteğiyle set aldılar onu taktı. Tabii ki mevzu altın değil ama insan durumları olduğu ve geleneğe bağlı bir aile olduğu halde neden bir şey yapmadılar diye düşünüyor. Neyse tabii konu bu değil, nişanlım görev yerine giderken telefonunu burda bırakıyor ankesörlü telefon ile görüşüyoruz mecburen. Bu sefer telefonunu bana bıraktı ve telefonunu karıştırmak niyeti ile değil ama facebooktan eski sevgilisine benden tam 1 sene önce yazdığını gördüm. Yazmış ve 12 gün sonra cevap alamayınca mesajı geri çekmiş. Tabii kız bu sürede evli, çocuğu var. Ben 10 gün boyunca kendi içimde bu durumu sindirmeye çalıştım. Evli birine nasıl yazabilir diye. Bu kadar mı çok seviyor ve benden sadece 1 sene önce diye kafayı yememek elde değil. Nişanlısın ve 5-6 ay sonra düğünün var. Neyse bir anda aklımda bir fikir belirdi. Denemem gerek onu fırsat bu fırsat dedim. Kızın ona instagramdan yazdığını söyledim. Cevap vereyim mi diye sordum. Saçmalama hayatım başımıza iş açma dedi. Cevapta verme ısrarla yazarsa cevap verirsin rahatsız olduğunu belirtirsin dedi. Daha sonra tabii konuştuğu şeyler beni ikna edince ben döküldüm. Yalan söylediğimi böyle bir şey olmadığını anlattım. O da sakin bir şekilde açıklama yaptı. Bana kızmadığını hatta anladığını söyledi. O zamanlar alkolü sık aldığım zamanlardı, o kafayla yazdım ama bir kere bile görüşmedik evlendikten sonra dedi. Yalan yok başlarda aramak konuşmak istedim ama onu rahatsız edecek boyutta değil dedi. Zaten o da bana cevap vermedi dedi. Şimdi benim düşüncem bu kız buna yazsa geri gelse kabul eder mi? Bunu ağzımdan kaçırdım tartışma sırasında ve bana saçma sapan konuşma bitmiş gitmiş çocuğu var dedi ama uzak bi tarih değil ki. Benden sadece 1 sene önce evli çocuğu varken yazmışsın diyorum. Sen bunu kabul etmeyecek biri olsan evlendiği günden sonra bir daha yazmazdın zaten. Benim de kafamı kurcalayan bu.. hala bu kızı düşünüyor mu? geri dönse kabul eder mi? annesine benden 2 sene önce bu kıza çok hata yaptığını ağlattığını ahını aldığını söylemiş. Ve kendimi vazgeçilmez sandım, benden ayrılmaz sandım. Evlenince vay be dedim demiş. Benim düşüncem de şu, bence hala o kızın onu seviyor olabileceğini mi düşünüyordu o mesajı ona atarken? Yoksa bir insan evli birine hangi cesaretle yazabilir...
Yorumları okudum ama hepsine tek bir cevap vermek adına yazıyorum.
Kimin kocası yada erkek arkadaşı daha önce birilerini aldatmadı? Bunun doğru olduğunu asla savunmuyorum, hemcinslerimin canını yakan biriyle nasıl birlikte olurum sorusunu sormakta çok haklısınız. Yarın bir gün bana yapmayacağı ne malum? Ama hepimiz geçmişte hatalar yapabiliyoruz değil mi? Bizi şuan biz yapan geçmişimiz değil mi zaten?
Konu neden bana döndü yaÇok emin konuşuyor olmanız bile bana sizin söylenecek her şeye inanacak biri olduğunuzu hissettiriyor.
evlenme konusunda ısrarcı değilim, sadece tedavi edilebilecek bir şeyler varsa eğer ve ben bunu yanlış yorumluyorsam bir anda kestirip atmayı bu yüzden istemiyYazdıklarını başkası yaşamış gibi okursan anlarsın belki.
Tamam canım kardeşim nasıl istiyorsan devam et. Biz bir kadının daha başı yanmasın diye uğraştık burada.
Bu kadar yorum var ama bir tek sizin söyledikleriniz doğru geliyor. Yazdıklarınızı okudukça bazı parçaları oturtabiliyor gibi hissediyorum. Zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederim. Söylemek istediğiniz şeyleri dinlemeye devam etmek isterimYoo aşmadınız. Annesinin cehaletinin farkında olması da bi şeyi değiştirmeyecek. O cehalet onun işine bile gelecek hele bi evlenin.
Geçmişiyle kimseyi yargılayamayacağım için yorum yapmıyorum aldattım kelimesine. Bana her şeyini rahatlıkla anlatıyor olması da geniş biri olduğunu değil benim onu anlayabileceğimi, ön yargılı yaklaşmadan dinleyebileceğimi hissettirmemden kaynaklı.Bu gerçekten çok sağlıksız bir bakış açısı.
Benim kocam mesela birilerini aldattı diyelim. bunu anlatabilecek kadar normalleştirmedi demek ki. Haberim yok diyelim aldattığından. anlatılması bile bunun normalleştirdiğini gösterir. Sizin içinde çok anormal durmuyor yazınıza bakınca.
Geçmişiyle kimseyi yargılayamayacağım için yorum yapmıyorum aldattım kelimesine. Bana her şeyini rahatlıkla anlatıyor olması da geniş biri olduğunu değil benim onu anlayabileceğimi, ön yargılı yaklaşmadan dinleyebileceğimi hissettirmemden kaynaklı.
++ Aynı şeyi düşünmüştüm.ergenlik sivilcelerinizden dolayı sizi beğenmezse diye görüşmemeniz çok tuhaf. Kamerada zaten birbirinizi görmüyor muydunuz ?
Aştıysanız neden kayınvalide adayınızla ilgili bölümleri uzun uzun anlattınız? Bana pek aşmış gibi gelmediniz.Çünkü annesiyle ilgili her konuyu aştık.
Nedense sadece erkeği kötülemeye programlanmış gibisiniz. Ben erkektir yapar, erkektir laf anlamaz diyen biri değilim. Ama hepimizin zamanında yaptığı saçmalıklar olabileceğini kabullenebilen biriyim. Bu saçmalıklardan hatalardan ders alıp tekrarlamamak adına yaşamıyor muyuz zaten? ayıca 17-18 yaşında yapılmış saçmalıkları anlattım ben. Nişanlım şuan 28 yaşında. Kimseyi koruduğum da yok sadece her ne kadar uzun yazmış olsam bile yaşadıklarımızı tam anlamıyla anlatamadığım için bir yandan da nişanlımı herkes çapkın bilip sadece kötü yorumlar yapmasınlar olay örgüsüne baksınlar diye bu açıklamayı yapıyorum.Başta yazım tarzınız farklı fikirlere açık izlenimi oluşturmuştu fakat görüyorum ki sizde kemalim yapmazcılardansınız
Bu kadar insan yanılıyor olamaz bence. Siz yine de istediğiniz gibi düşünmekte tabii özgürsünüz. Eminim anlayacağınız için anlatmıştır yaptığı aldatmaları normal gördüğünden değil.
Niye öyle dedinizben hepsini okudum.
her şeyden önce bence asker koca yapma.
Bence burada yazılan her şeyi kafaya takmamak lazım. Çünkü herkes anlattığım kadarına yorum yapabiliyor haliyle. Yaşanılanları kendimizden başka kimse bu kadar iyi bilemez. Eşiniz asker ise olduğunuz konum kutsal bi konum. Bununla gurur duyun. Her kadının harcı değildir göreve gidecek erkeği beklemek, ölecek mi öldü mü korkusuyla yaşayıp sevmeye devam etmek.Niye öyle dediniz
4 ay değil 7 ay çokta bir şey farketmiyor tabi araya giren 3 ay ama ben bu süreye ne kendi evliliğimde ne de başkasının evliliğinde hiç çok erken olmuş diye yorumlamadım. Bir insanı 10 yılda tanımayabilirsiniz, 10 gün de de . Aynı evin içine girince her şeyin farklılaştığını evli kadınlar bas bas bağırarak söylüyor.4 ayda bir insanla konuşup anlaşıp nasıl nişanlandınız onu merak ettim? 2022 finallerinde konuşmaya başlamışsınız önceniz yok zaten kesintili yıllar bir ilişki demek değil.
Mazisinde aldatma olan adamla evlenilmez ve güvenilmez bu kadar diyorum.
Haklısınız, nişanlanmasan önce mesleğide düşündünüz o zaman karacı sanırım. Karacıysa bir zor olabilir beklemek. Anlatılanlara gelecek olursam, bütün yazdıklarınızı okudum eğer bu aldatma mevzuları 17-18 yaşlarında olduysa ve şuan da sevgilinize güveniyorsanız, güven probleminiz yoksa sürdürün ilişkinizi. Belki senden bir sene önce önceki kız arkadaşına yazması bir anlık duygusal boşluğuna denk gelmiştir. Şuan bir şey hissetse ve konuşmak istese ne telefonunu giderken sana bırakırdı ne de sen telefonunu karıştırdığında bu kadar sakin bir tepki verebilirdi. Sinirlenir ve öfkelenirdi diye düşünüyorum. Ailesi ise tamamen sana kalmış gerçi atanma mevzusundan dolayı ailesinden uzak olursun ayda yılda bayramda tatilde görüşürsün ama evlilik sürecinde mecbur yüz göz olacaksın. Bunların hepsini değerlendir bence. En önemli olan güven.Bence burada yazılan her şeyi kafaya takmamak lazım. Çünkü herkes anlattığım kadarına yorum yapabiliyor haliyle. Yaşanılanları kendimizden başka kimse bu kadar iyi bilemez. Eşiniz asker ise olduğunuz konum kutsal bi konum. Bununla gurur duyun. Her kadının harcı değildir göreve gidecek erkeği beklemek, ölecek mi öldü mü korkusuyla yaşayıp sevmeye devam etmek.
MYO mezunuyum, Restorasyon mimarıyım.