Kürtaj olmak mı olmamak mı kötü?

O kızın yasadigi hayatın yarısını bile yaşayamadım ben öğrenciyken ama şu kadar ağlamadım ya. Cebinden 1 lira çıkmadan öğrenci topluluğunda görev alıp kaç tane ülke gezdi. Gayet de her şeyi yerinde, kirası faturası yemesi içmesi. Ben kardeşimle aynı dönemlerde üniversite masrafı açtım aileme, muhtemelen o yüzden bu kadar bile imkanım yoktu. Yine de onlarca topluluk etkinlik yapıyorduk ücretsiz. Herkesin sahip olması gereken hak olsa süper olur ama gayet güzel bir öğrencilik geçiriyor kız, sanki aç koyduk ya. Yine diyorum senede 800 bin harcanıyor demek karı koca memur bir çiftin maaşının tamami çocuğa gidiyor demektir. 2 tane memur da çocuk yapmasın o zaman sana göre. Bunu sağlayamayan herkes kötü aile çünkü senin gözünde. Neden? Çünkü Piraye çocuğuna o kadar harcıyor, daha aşağısını harcayan kötü anne.
 
Ahaha şimdi anlaşıldı Ben biliyorum o sınırsız imkanli öğrenci topluluklarını, hangi çocuklara ne hizmetler, ne burslar verdiklerini hic merak etme....Durum buyken kalkıp buradaki her sıradan ailenin çocuğu o "toplulukların" sunduğu imkanlara , burslara , lükslere ulasabiliyor zannetmen ve hatta inatla tek kişi üzerinden tüm ülke için bunun böyle olduğunu iddia etmen bile utanç verici aslında... "kötü anne" olmakla ilgili iddiana ise cevap vermeye bile gerek yok şu noktadan sonra...
 
Son düzenleme:
Duygusal yönü bırakıp mantıksal düşünün.
Eşiniz istemiyor hadi yan çizdi diyelim.
Yaptık çek cezanı oh diyemezsiniz.
Tek başınıza sorumluluk alır mısınız? Almaz mısınız? Onu düşünün. Kendinize güveniyorsanız doğurun.
Yarın bir gün boşanırsanız zaten adam burger king babası olacak. 2 haftada bir hamburger yedirip eve bırakıp baba olduğunu sanacak.
Ben anne olurum derseniz evet devam edin. Evlat yorucu ama çok güzel bir şey, fakat tamamen kumar.
 
Hangi topluluklardan bahsediyorsun Piraye terbiye sınırını asmaya başladın. Gencecik bir öğrenci kendi imkanıyla bilim proje yapıyor yarışmalara katiliyor yazdığın şeylere bak. Bursla lüksle işimiz yoktu bizim, essek gibi kendimiz sabahlara kadar çalışıp elde ettik her şeyimizi. Ne kadar pisleştin ya. Sürekli şikayet eden simarik insanlardan nefret ederim zaten iyice soğudum senden de, görmezden gel yeter okumak istemiyorum adını bile.
 
15 yıl önce terkettigin ülkede bazı şeylerin değişmiş olabileceğini kabul etmek niye bu kadar zoruna gidiyor? Sana bugünün gerçeklerini anlattigimizda niye şımarık, nankör, pisleşmis oluyoruz?

Daha iki ay önce Türkiye'deki sağlık sisteminin çökmekte olduğunu söyledik diye bize yine aynı şekilde "nankörsünüz, şımarıksınız, dünyadaki en iyi sağlık sistemi Türkiye'de, şükür etmeyi bilmiyorsunuz, herşeyden şikayet ediyorsunuz " minvalinde cevaplar vermiştin ...

Son bir haftadır gündemi hiç takip ettin mi? Nankör ve şımarik mıymışız?

Senin senede iki kere geldiğin Türkiye'de gittiğin ultra lüks hastane ve özel imkanlara sahip üç beş akraban dışında da bir sistem varmış ve zannettigin gibi biz milyonlarca normal vatandaş olarak şımarık nankör, herşeyden şikayet eden pislikler değilmişiz galiba, gördün mü? Ne dersin?
 
Son düzenleme:
Bu konuyu çocuğum olmadan önce okusaydım bi düşünürdüm. Ama çocuğum olduktan sonra okurken, karnınızdaki bebek için içim parçalandı. Bilemiyorum istenmeyip ihmal edilecek, acı çekecek bir çocuk olma ihtimaline göre düşünüyorum şu an. Eğer bu ihtimal varsa evet kurtaj çok acı ama mantıklı. Kendi açımdan düşünürsem, o masum hayattan koparılmayı hak etmedi diyorum. Sizin ihmaliniz yüzünden henüz hayatı bile tadamadan hayattan koparılması(gerçek anlamda koparılmak) bana dehşet veriyor. Hiçbir masum bunu yaşamayı hak etmiyor. Şu an bunları yazarken kendi çocuğum gözümün önüne geliyor ve anksiyetem tutuyor resmen. Hatta önceki düşüğümü de hatırlayıp o masumum hayatta kalamadı diye de ayrı acı çekiyorum. Sanırım mesele biraz da annelik içgüdüsü ve vicdanı olarak düşünülen bakış açısına gòre anlam kazanıyor. İnsanın bir hayatı yeşerttiği an artık kendi hayatını düşünme lüksü olmaz ki kişide kişilik, fizyolojik ya da psikolojik anlamda problem yoksa bunu istemezde zaten. Kendinizi iyi yoklayın. Eğer o çocuk doğduğuna pişman olacaksa doğurmaya gerek yok, ama iyi bakacaksanız asla kıymayın ona. Bu benim tavsiyem. Sonuçta onun bir suçu yok. Evlat hayal edilebilinecek en buyuk sevgidir, kendini aşmak, unutmaktir. Hayatta ben, ben, kocam ve ben diyerek nereye kadar yaşanır, hani ülke kurtarmıyorsanız falan nereye kadar sıradan bir hayat tek başına tatmin eder orasıda tartışılır. En iyisi terapi ve sonrasinda karar vermek sanırım. Yorumlar herkesin kendi bakış açısina gore sonucta. Sizi yine en iyi siz bilirsiniz.
 
Merhaba,

Malesef kadinlar klubunde bu konuda yargilamayan yorum sayisi cok az oluyor. Ben facebookta daha objektif yorumlar okuyabiliyorum buradansa.

60 yasimda 20 yasinda bir cocuk sahibi olmak istemiyorum cumlesi bence cok onyargili. 20 yil sonra ne hissedeceğini bilmez kimse. Simdi bu sorunlulugu almak istemiyorumu cok iyi anlıyorum. Cocuk sevgisi tadmadan anlasilabilecek bir sevgi degil. Cocuk sahibi olmadan ne kacirdigini bilemiyorsun. Ama cocuk sahibi olunca da hayatta pek cok sey kaciriyorsun. Onemli olan kendi onceliklerini belirlemek.
 
yaptiginiz sey dumduz sorumsuzluk. 40 yasinda olgun bir yetiskine yakismayacak bir sorumsuzluk hem de. O atan kalbin ne gunahi var? Hadi istemezsiniz, korunursunuz da ona ragmen olur anlarim, kurtaj tabii ki bi tercih ve hakkiniz. Ama bu kadar ugrasin sonunda keyfe keder korunmayi biraktiktan sonra hamile kaliyorsunuz bir de ustune hamilelikte yapilmamasi gereken seyleri yapip kendi kendine dusmesini falan mi bekliyorsunuz? Valla ben dogdugumda annem 38 babam 45 yasindaymis. Babam ben 26 yasina gelene kadar yasadi. Onun saglik sorunlari buyuktu. Herkesin oyle olacak diye bir sey yok. Ben de babam tarafindan istenmeyen cocuktum ama dogduktan sonra bir gun bile boyle bir sey hissetmedim. El bebek gul bebek buyuttu beni canim babam topragi bol olsun.
 
okumayacağım demişsiniz gerçi ama, olur ya bir ihtimal belki.

ben 35 yaşında anne, eşim 40 yaşında baba oldu. 35 ile 40 arasında büyük fark var bence, baştan söyleyeyim. çünkü 30 yaşındaki halim de çok başka.
Öncelikle evet bebek istedik. Sonra hamile olduğumu öğrendim, sonra biara ben naptım diye panikledim. Hamilelikte dönem dönem heyecanlandım, dönem dönem korktum.

Hemen ilk doğduğu gün de ben tam anlayamadım açıkçası ne olduğunu. Bir bebek vardı, benimdi ve çok tatlıydı ama şuanki hislerimle kıyaslayınca o günler aslında ben hiçbir şey hissetmemişim meğer.

Zor mu, zor açıkçası. Geçende bir video gördüm, ünvanın değişiyor diyor teyze. Ömür boyu sürecek üstelik.

bir yandan da kolay mı, evet aslında korktuğum kadar da zor değilmiş, psikoloji ve sabır ile alakalıymış.

Ne anlatırsam anlatayım, gerçekten anne olmadan anlaşılmıyor. Aşığım, nefes alma sebebim oldu. Gerçekten ondan öncesi çok boşmuş. Evimize daha da neşe kattı, sevgi kattı. Sadece varlığı, kokusu, nefesi dahi yetiyor.

Şimdi düşünüyorum, onu 6 haftalıkken hayattan koparmış olsaydım mesela, korkunç... iyi ki doğmuş.

tamamen siz karar vereceksiniz. kendinizi kandırmadan verin kararınızı ama. kendinize karşı dürüst olun. bahaneler bulmaya, kılıf uydurmaya çalışmayın her 2 türlü karar için de. sadece şunu bilin, içinizde atan bir kalp var şuan ve siz annesisiniz. umarım hakkınızda hayırlısı olur

bahsettiğim video;

 
Ohoooo hanımlar dişinize göre bir konu bulunca feratlar giremez’e bağlıyorsunuz konuyu.
Konuya inanmadıysanız da rica ediyorum topik içinde fake troll yazmayın, yazılanlar gerçekse bile okuyanlar sizlerin yazdığını dikkate alıyor yorumlar geyiğe dönüyor, şüpheniz varsa şikayet et’e basarsınız yöneticiler inceler, ki sırf kullanıcı adı yüzünden de troll denecek bir durum yok ortada.


Eşim haberi aldığında yıkıldı desem yeri, 60 yaşında 20 yasinda bir çocuğun ebeveyni olmak istemediğini söylüyor
K kaoss eşinizin tepkisi duygularınızı etkiliyordur zira bir yanınız bebeği istese de eşinizin net bir şekilde istememesi yüzünden ikileme düşmeniz normal.

Korkmakta aldırmakla aldırmamak arasında kalmakta haklısınız, şahsen size direkt aldırın diyemem ama ne karar verecekseniz bir an önce karar vermeniz gerektiğini de biliyorum, eşinizle sonrasında hiç konuştunuz mu ?
Konuşmadıysanız tekrar ikinizde tüm duygularınızı ortaya koyarak bir konuşun çünkü bir yazınızda

Teşekkür ederim yorumunuz için. Ben sanırım tüm sorumluluğu tek başıma alacak olmaktan ya da bir noktada evliliğimin bitip bekar bir anne olarak hayata devam etme riskinden de korkuyorum
demişsiniz, bu korkunuzda haklısınız eşiniz gerçekten istemiyorsa bebek doğduktan sonra da fikri değişmeyebilir.
Sizin gibi 40 yaşında hamile kalan bir yakınım var, o hamileliğini 12 haftalık olana kadar eşinden dahi sakladı çünkü eşi daha evlenmeden önce bebek istemediğini söyledi bu şartla evlendiler, 12. hafta sonunda eşine söylediğinde madem istedin doğur ama benden yardım bekleme dedi, evlilikleri fiilen devam ediyor fakat adam kendisine ayrı bir dünya kurdu, çocukla asgari şartlarda çok mecbur kalırsa ilgileniyor onun dışında sorumluluk sürekli annede, bu da zor hem de çocuk için haksızlık.

Buradan aktarılacak tavsiyeler, düşünceler size bir yere kadar yol gösterici olabilir ama doğru kararı vermeniz için asıl eşinizle bu meseleyi enine boyuna kırıp dökmeden ama karşılıklı duygularınızı dürüstçe ortaya koyarak konuşmanız lazım.

Ya ikinizde istemediğinize karar vereceksiniz veya eşiniz istememeye devam etse bile bebeğinizi doğurmaya karar verip tüm sorumluluğu üstleneceksiniz, bu arada bekar anne olmak korkutmasın ülkede bir sürü bekar anne var altından kalkarsınız lakin burada sıkıntı eşinizin bebeğe sevgi göstermeme ihtimali zira evli veya ayrı da olunsa çocukların anne kadar baba ilgisi sevgisine de ihtiyacı var.
 
Bu bilgi yanlış. Otizm, şizofreni ve birçok zihinsel hastalık baba yaşına bağlı:
"50'li yaşlarda çocuk sahibi olan birinin 20'li yaşlarda çocuk sahibi olan birine göre çocuğunun otistik olma ihtimalinin 9 kat arttığı bildiriliyor. Yapılan bir diğer araştırmaya göre ise, ileri yaşta baba olan insanların çocuklarının davranış bozuklukları olma ihtimalinin daha yüksek olduğu yönünde sonuçlar elde edildiği görülüyor. İleri yaşta baba olmanın riskleri sperm kalitesinin bozulmasına bağlı olarak davranış bozuklukları, otizm ve kalıtsal birçok hastalığa sebebiyet verebiliyor."

"Literatürde yapılan yeni çalışmalara göre 40 yaşının üzerinde çocuk sahibi olan erkeklerin gençlere oranla:

2 kat fazla düşük görülme,
2 kat fazla erken doğum riski,
1.9 kat anne karnında çocuğun ölme riski
%25 doğumsal anomalilerde artış
kromozom anomalilerinde 2 kat artış
8-10 kat tek gen hastalıklarında artış
5 kat daha fazla ileri yaş hastalıkları (şizofreni, epilepsi, otizm) görülmüştür.

Baba Yaşı ve Otizm-Şizofreni

2001 yılından beri 6 değişik ülkede yapılan popülasyon çalışmaları şizofreni hastalığı riski ile ileri baba yaşı arasında korelasyon olduğunu göstermiştir. Bu önemli psikiyatrik hastalığın görülme sıklığında 24 yaşında baba olanlarla 55 yaşında baba olanlar arasında 4 kat artış olduğu saptanmıştır."
 
Hatalisiniz belki tedbirsizlik yaptınız ama gerçekten anne olamayacağına inanıyorsanız dogurmayin aldırın... Zira televizyonda gerçek hayatta onlarca kadın var anne gibi görünüp anne olamayan o yüzden kürtaj olmayı aklından geçiriyorsaniz olunuz... Doğunca istemeyen bebek olmak daha zor
 
Bence siz çift olarak karalar bağlamak yerine öncesinde çocuk isteme kararınızın arkasında durup bu gebeliği sonlandırmayın. Eşiniz şu an üzülse bile bu fikre alışacaktır, önceden mutabık olmuşsunuz bu konuda.
 
İsteseydiniz bilirdiniz ve duygularınız da taklit edilemeyecek şekilde isteğinize uygun olurdu. Yani istemiyorsunuz.
 

Telefonunu çıkar diyen dayıya dönüştüreceksiniz beni

8 senedir Almanya’da yaşıyorum. Sosyal hayat vs geçtim, Türkiye ve Almanya’daki 2 üniversite öğrencisini kıyaslamak en hafif tabirle abes çünkü aynı kategoride bile değiller. Yahu benim 5 kuruş vermeden mahalledeki ilkokula giden çocuğumun muadili bir okula göndermek için arkadaşım senelik ufak çapta bir servet ödüyor. Hangi 10binler 20binler. Burda üniversite öğrencisinin ders çıkışı part time yaptığı garsonlukla kazandığı parayı harcayarak yaşadığı hayatı yaşamak için Türkiye’de senior developer falan olmak lazım.
 
Bi tür masturbasyon değil mi yazdıklarınız rahatlamışsınızdır iyi geceler
 
Bi tür masturbasyon değil mi yazdıklarınız rahatlamışsınızdır iyi geceler

Hangi ögrenci kazandıği 12 Euro (brut/saat üçretiyle) krallar gibi yaşıyor cözemedim:) Benim yanimda staj gören master ögrencileri - eğer ailelerinle yaşamiyorlarsa- dişarda kahve icemiyorlar.

Edit: Almanya Trden beter durumda demiyorum ama abartmaya gerek yok.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…