Ben İstanbul 'dan pek çıkmadım. Gezi amaçlı bazı şehirlere gittim. İnanır mısınız merkez ve ilçe farkını bile tercih döneminde keşfettim. Beğendiğim illerin tüm merkez ve ilçe hastanelerini yazıyordum. Kuzenim "Şehre en uzak ilçeleri bile yazmışsın. Emin misin yaşayabileceğine? Hiç ilçe görmediğin için nasıl bir yer bilmiyorsun galiba. Bir gün gidelim mi?" dedi ben orada uyandım. Her neyse konuyu açarken öğrenmek istediğim çok farklıydı, konu çok farklı bir yere gitti.Size kötü bir haberim var. Sadece Malatya değil, bu ülkenin çoğu ili böyle zaten.
Önceki konularınızı bilmiyorum. İki üç kere barlar sokağı örneğini verince haliyle insan ona takılıyor. Çıkın bu kafadan. Bir şehri güzel yapan o kadar çok şey var ki, denk gelmeniz dileğiyle.Sadece bir kullanıcı Isparta 'da bulunan barlar sokağı ile alakalı bir şey dedi yanıt verirken "En küçük illerde bile en azından gençlere hitap eden bir barlar sokağı oluyor, Malatya 'da o bile yok. Emekli şehri gibi. " dedim ve barlar sokağına taktı herkes inanamıyorum gerçekten.İstanbul' da Taksim Barlar Sokağı 'na yakın oturuyorduk bu arada. Nezih miydi, tartışılır. Sadece örnek olarak söyledim dediğim gibi. Önceki konularıma denk geldiyseniz bunun bir şımarıklık değilde tükenmişlik olduğunu fark etmiş olmanız gerekir.
Soayal hayat şu bu derken elimdeki şansı niyazi edeceksin gibi geliyor artık bana. Gül bahçesinde dolaşan birinin hikayesi vardır, bilirsin. Bahçenin sonunda elinde kırık dökük bir çiçekle kalmayasın. Yaşın daha çok genç, malatya küllerinden doğacak, istesek de istemesek de bu ülkeye bir vefa borcumuz da var. 2 3 yıl sonra daha iyi şartları olan bir ile gitme şansın da doğabilir. Çok iyi düşün, kadro her zaman ele geçmez. Araştırma hastanelerinin bütçeleri çok düşük ve personeli az. Haftada en az 2 nöbet tutmak zorunda kalırsan gezip tozacak vaktin zaten kalmaz. Çakılı kadro dediğin masal değil, mobing, kötü ortam oluşursa kaçma şansın olmaz, hayat zindan olur, ıspartanın da hayrını göremezsinMerhabalar, yakın zamanda şöyle bir konu açmıştım : Hep En İstemediğim Şeyler ile Sınav Oluyorum Atandım ama Mutlu Olamıyorum
BDV'yi çok işgal ediyormuşum gibi geliyor, kusura bakmayın. Bu atanma-atanmama ile ilgi son açacağım konu olacak. Fikir verirseniz çok mutlu olurum.
Malatya 'ya atanmıştım hemşire olarak. Alımların %80'i deprem bölgesine yapıldığı için bir noktada yazmak zorunda kaldım. Ama hem kalacak yer problemi olduğundan (konteyner, yurt durumu falan net değil), hem o şehirde çok sayıda yobaz akrabam olduğundan, şehrin biraz tutucu olmasından, ailemin çevre illerin birinde olup (Normalde İstanbul 'da yaşıyorduk. Depremden kısa bir süre önce Malatya' ya taşınmışlardı. Sonra depremden kaçıp çevre illerin birine yerleştiler.) şehir toparlanırsa ve ben ev tutarsam yanıma gelmek isteme ihtimallerinden dolayı çok mutsuzdum. Bu arada deprem bölgesinden yıkımın çok olduğu Hatay, Maraş gibi iller de gelebiliyordu. Ama oralar direkt sosyalleştirme bölgesi olarak geçiyordu. Yani atandığın takdirde seni Sahra 'ya da verebiliyor, şehre çok uzak bir ilçe devlet hastanesine de ya da merkezde ayakta kalmış belki iyi bir hastaneye de... Tüm bu ihtimaller cesaretimi kırdı ve Malatya' yı onların üzerine yazdım.
Daha öncesinde üniversite hastanelerine de başvuru yapmıştım. Birkaç gün önce Isparta Süleyman Demirel Üniversite Hastanesinin de asıl listesine girdiğimi gördüm. Ve acaba dedim oraya mı gitsem?
Tercih danışmanına sorduğumda "Yerinde olmak isteyen milyonlarca genç var. Bu çok mantıksız olur. Biraz şükret." minvalinde konuştu. Çünkü şöyle ki (Tamamen tercih danışmanının anlattığı şekilde bahsediyorum.) "Üniversite hastanelerinde performans diye bir olay var. Başhekim kalkıp 'Performansını beğenmedim.' deyip sözleşmeyi feshedebilir. Sözleşmeli olduğun için mobing olayı daha çok olur. Üniversite hastanelerinin iş yükü çok daha fazla olur. Çakılı kadro, kolay kolay tayin alamazsın. Özlük hakların kamuya göre daha az olur. Çoğu üniversite hastanesi personeli kamuya geçmeye çalışıyor. Malatya 'da bir iki sene zorluk çekersin. Ama Ankara' da meslektaşın on bin kira verirken sen birikim yaparsın. Şu an hizmet puanı ne bilmiyorum ama deprem ili olduğu için muhtemelen daha da artacaktır. Yine deprem ili olduğu için teşvik ödemesi de fazla olur daha fazla kazanırsın. " şeklinde konuştu.
Yani dışarıdan bakıldığında kamuyu bırakıp üniversite hastanesine gitmek evet mantıksız duruyor. Ama sevdiğim il sevmediğim il olayı kafamı karıştırıyor. Çok üzüldüğümü gören annemler de " Merak etme, biz de seninle yaşamak istemeyiz zaten. " diyorlar. Ama bu söylediklerinin arkasında dururlar mı bilmiyorum. Sonuçta küçük bir yer ayrı ayrı ev tutmamız yine akraba şerrine maruz kalmama neden olur. Yani bilmiyorum şehir depremden önce de emekli şehri gibiydi öyle eğlence mekanı falan bildiğim kadarıyla yoktu. Şimdi deprem oldu artık sosyallik tamamen sıfıra inmiştir. Gezi turlarına falan katılırım, çevre illere giderim diye plan yapmaya çalışıyorum ama şimdiden ot gibi yaşayacakmışım gençliğim gidecekmiş gibi geliyor. Bu sebeplerden dolayı da acaba üniversite hastanesine mi gitsem belirsizliğini yaşıyorum.
4 yıl. Eş durumundan faydalanma hakkın var ama eğer evlilik düşünüyorsan. Aileni neden yanında istemiyorsun onlarda mı çok karışiyorYorumlarda hep birkaç sene sonra tayin alırsın diye bahsedilmiş ama minimum dört yıl geçmesi gerekmiyor mu tayin için?
Benim akrabalarım çok pislikler maalesef ki. Annem yeğeni ile az önce konuştu. Malatya'da sağlam ev yok, olanlar sekiz bin altı değil. "Neyse Mahh gelince ev bulur siz de hemen gelirsiniz." diyor. Milleti çok takmamak gerekiyor biliyorum ama elimde değil. Son bir saattir ağlamaktan içim çıktı artık. Bunları sevmiyorum. Kendileri ve beklentileri ile muhatap olmak istemiyorum. Ailem ile aynı evde yaşamak da istemiyorum.
Siz malatyanin neresinde yasıyordunuz? Bu bahsettikleriniz nerede? Malatya insanı da çok iyidir. Dışarıdan gelen yabancıyı da çok severler. Çok şaşırarak okuyorum yazdıklarınızı.Hiç gördünüz mü Malatya 'yı?
Türkiye' nin en ufak şehrinde bile bir barlar sokağı oluyor mesela. Üç beş elit eğlence mekanı oluyor. Gençlere hitap eden bir yerler muhakkak oluyor. Malatya 'da en lüks sayılabilecek restorana dahi gitseniz nasıl desem şehrin de oraların da ruhu yaşlı. Şimdi ise deprem faktörü var. Artık onlar da kalmadı. İnsanlar kesinlikle tutucu. Merkezde en son az mini giydim, teyzeler ve amcalar hayattan soğuttu. Gece mesela dışarıda olan tek insan yok. Şehrin mutlaka olumlu yanları vardır. Bunlar benim geçirdiğim süreçte gözüme batanlar. Yazarken biliyordum. Zaten zorla yazdım diye bir ifade kullanmadım. Geçen konuda bahsettiğim geldi ve mutsuzum bu konuda bahsettiğim Malatya 'da kalmak yerine üniversite hastanesine gidersem çok akılsızca bir seçim mi olur?
Çarşıya gelmiştik.Siz malatyanin neresinde yasıyordunuz? Bu bahsettikleriniz nerede? Malatya insanı da çok iyidir. Dışarıdan gelen yabancıyı da çok severler. Çok şaşırarak okuyorum yazdıklarınızı.
Akrabalar sen kafana taktığın sürece vardır. Bu kafayla gidersen hep mutsuz olacaksın. Çalışan yetişkin bir kadına kim 'sen burada ne arıyorsun?' diyebilir. Çok abartıyorsun. Tanıdık varsa görmezden geleceksin bitti gitti. Dedikoduyu da yaparlarsa yapsınlar. Sen baban gibi bir hayvandan kaçıp kurtuldun bu lara mı takılıyorsun. Çok çelişkili bir insansın.İstanbul'da özgürdüm. Kimse kimseyi tanımıyordu. Oturduğumuz yer çok lüks semtlerden biri değildi ama orta halli özgür bir yerdi. Baskıdan kastım yani nasıl anlatsam yobazlar, gericiler. Ben onlara göre çok açık giyiniyorum mesela. Çok farklı düşüncelerim var. Yıl 2023 ama onlar kadın-kız ayrımı bile yapan kişiler. Ben mesela kendimden 'genç kadın' diye bahsediyorum ya artık 18'i geçmiş olduğum için hemen düzeltme yapıyorlar 'genç kız' diye. Bu aşamada kalmışlar yani. Eniştem benim yanımda kızı için "Kapanmazsa kafasını kırarım." falan diyor. Anlaşamıyorum bu yüzden. Benimseyemiyorum. Mesela benim için bir akşam bir erkek arkadaşım veya bir kız arkadaşım ile bir yerlerde oturmak çok normal, sizin için de normaldir. Ama onlar için normal değil. Türlü türlü şey söylerler. Ya da evler yeniden inşa edilirse ailem o şehre gelse bile ben ayrı yaşamak istiyorum. Aynı şehir iki ayrı ev, kötü yola düşmüşüm gibi muamele yaparlar. Yani onlarca böyle örnek sayabilirim.
Sorun orada zaten, babam gibi birinden kaçmış olmam. Çok yıpranmam. Daha fazla yıpranmaya, hırpalanmaya hiç halimin kalmamış olması. Yıkılmış bir şehirde belki çadırda mücadele etmem gerekecek. Sonra akbaba gibi akrabalar ile uğraşmak çıkacak başıma. Az önce annemin yeğeni aramış "Neyse Mahh gelince kiralık ev bulur, siz de geri gelirsiniz." diyor. Şehir yıkılmış, ev yok hala kafaları bende. Daha önceki hayatımda ben bunlarla hiç muhatap olmuyordum. Nefret ediyordum. Gerçekten yapamıyorum, gerçekten uğraşamıyorum.Akrabalar sen kafana taktığın sürece vardır. Bu kafayla gidersen hep mutsuz olacaksın. Çalışan yetişkin bir kadına kim 'sen burada ne arıyorsun?' diyebilir. Çok abartıyorsun. Tanıdık varsa görmezden geleceksin bitti gitti. Dedikoduyu da yaparlarsa yapsınlar. Sen baban gibi bir hayvandan kaçıp kurtuldun bu lara mı takılıyorsun. Çok çelişkili bir insansın.
Akrabalar sen kafana taktığın sürece vardır. Bu kafayla gidersen hep mutsuz olacaksın. Çalışan yetişkin bir kadına kim 'sen burada ne arıyorsun?' diyebilir. Çok abartıyorsun. Tanıdık varsa görmezden geleceksin bitti gitti. Dedikoduyu da yaparlarsa yapsınlar. Sen baban gibi bir hayvandan kaçıp kurtuldun bu lara mı takılıyorsun. Çok çelişkili bir insansın.
Seçim konusundan kalmış alıntılarken farketmemişim. Mesajdan Sildim sonra, o yüzden etiketli görünüyorsun, kusura bakma
Duymazdan geleceksin, annen biliyor birlikte yaşamak istemediğini, zamanla herkes kabullenecek. Mücadele hiç birmez. Bak 40 yaşındayım, babam yüzünden keçileri kaçırmama ramak kaldı. En son götürüp evine bıraktım. Kendini gönderdim sarsıntısı halâ zihnimde. Hayat kolay değil, bu da senin sınavınSorun orada zaten, babam gibi birinden kaçmış olmam. Çok yıpranmam. Daha fazla yıpranmaya, hırpalanmaya hiç halimin kalmamış olması. Yıkılmış bir şehirde belki çadırda mücadele etmem gerekecek. Sonra akbaba gibi akrabalar ile uğraşmak çıkacak başıma. Az önce annemin yeğeni aramış "Neyse Mahh gelince kiralık ev bulur, siz de geri gelirsiniz." diyor. Şehir yıkılmış, ev yok hala kafaları bende. Daha önceki hayatımda ben bunlarla hiç muhatap olmuyordum. Nefret ediyordum. Gerçekten yapamıyorum, gerçekten uğraşamıyorum.
Rica ederim, kafam karıştı mahh ben miyim acaba diyeSeçim konusundan kalmış alıntılarken farketmemişim. Mesajdan Sildim sonra, o yüzden etiketli görünüyorsun, kusura bakma
Hayat kolay değil sınavların olmasını ben de anlıyorum. Sadece bu fazla aralıksız bir sınav oluyor ve hep aynı yerden sınanıyorum. Üzülüyorum, hırpalanıyorum, çabalıyorum sonra aynı yere çıkıyorum başka da bir şey olmuyor.Duymazdan geleceksin, annen biliyor birlikte yaşamak istemediğini, zamanla herkes kabullenecek. Mücadele hiç birmez. Bak 40 yaşındayım, babam yüzünden keçileri kaçırmama ramak kaldı. En son götürüp evine bıraktım. Kendini gönderdim sarsıntısı halâ zihnimde. Hayat kolay değil, bu da senin sınavın