- 11 Nisan 2022
- 1.224
- 1.024
- 25
İnşallah öyle olur. Teşekkür ediyorum.Aile ve akrabalardan korkmanizi çok iyi anlıyorum ama bence korktugunuz kadar başınıza bela olmayacaklar kkdaki kadinlar dediydi dersiniz hakkınızda hayırlısı olsun.
Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
İnşallah öyle olur. Teşekkür ediyorum.Aile ve akrabalardan korkmanizi çok iyi anlıyorum ama bence korktugunuz kadar başınıza bela olmayacaklar kkdaki kadinlar dediydi dersiniz hakkınızda hayırlısı olsun.
Bu mesajınızı yeni fark ediyorum. Fazla abarttığınızı düşünüyorum. Nedir yüksek beklentim? Atandıktan üç ay sonra "O kadar çalışıyorum. Benim neden ultra lüks bir evim ve arabam yok?" tarzı bir tepki vermişim gibi bahsediyorsunuz. Ortalama sosyallik yaşayabileceğiniz, aileden uzak ve gidip enkaz ile karşılaşmak yerine sıradan bir ev kiralayabileceğiniz bir ile atanmak çok ütopik bir şey mi hiçbir memur adayı bunlara sahip olamamış? Bu atanan tüm personeller için sıradan bir şey. Tüm branşlarda her atama arefesinde bir asrın felaketi yaşanıyor da adayların bütün tercihleri bu felaketin sonuçlarından doğan ihtiyaçlara göre şekillenmek zorunda kalıyor da benim mi haberim yok? Böyle olması senin şansındı belki kaderindi isteklerine buna uygun yeniden yön vermek zorundasın, diyebilirsiniz ama bu kadar genelleme yapmanızı ve sanki ne talep etmişim gibi bu kadar abartmanızı doğru bulamadım.Tercih yaparken yaptığın plan neyse ona uy çünkü onu mantık çerçevesinde yaptın. Deprem bölgesinde sadece malatya yoktu, yazarken baktığın yerden görünmüyor muydu bu, ha uymayacağım dersen de yarın ağlamaya kalkışma. Şu an gerçekten tek yaptığın ipe un sermek. Bu ülkede kaç memur adayı senin olmasını istediğin her şeye aynı anda sahip olabilmiş ki sen olasın. Beklentin yüksek, daha 10 yıl beklesen hepsi aynı anda gelmez. Ha çok istiyorsan git araştırma hastanesine, her akşam nöbetlerden alemlere akarsın.
Ha yazdıklarım ağır gelmiş olabilir ama belki kendine gelirsin. Daha dün işsizim bu eve mahkumum diye ağlıyordun bu gün önüne gelen nimeti beğenmiyorsun. İyi bir hayat sillesi lazım sana şu an
Bu ülkede senin istediğin sosyalliğin var olduğu bir avuç yer var zaten, onlar da çoğunlukla ilk atamaya açılmaz. Anlamadığın nokta bu, beklentin ilk atama için çok yüksek zaten. Ben 6 yıl urfanın sınır ilçelerinden birinde çalıştım, en yakın sosyal alan 150km mesafedeydi, benim gibi binlerce memur var, hayal ettiğin ortamı bulman imkansıza yakın, ha farzedelim ki mucize olup öyle bir yere atanmış olsan orada da diğer personel büyük ihtimalle çok yaşlı olacağından istediğin çevreye sahip olamayacaktın çünkü koşulları iyi olan yerlere genelde tecrübeli insanlar gider ve kolayca emekli de olmazlar. Şimdiye kadar zor koşullarda yaşadın diye hayat hediye vermez insana, vermiyor yani. Kibar dille de söylendi bu sana ama anlamak istemiyorsun. Ben de bu yolu denedim.Bu mesajınızı yeni fark ediyorum. Fazla abarttığınızı düşünüyorum. Nedir yüksek beklentim? Atandıktan üç ay sonra "O kadar çalışıyorum. Benim neden ultra lüks bir evim ve arabam yok?" tarzı bir tepki vermişim gibi bahsediyorsunuz. Ortalama sosyallik yaşayabileceğiniz, aileden uzak ve gidip enkaz ile karşılaşmak yerine sıradan bir ev kiralayabileceğiniz bir ile atanmak çok ütopik bir şey mi hiçbir memur adayı bunlara sahip olamamış? Bu atanan tüm personeller için sıradan bir şey. Tüm branşlarda her atama arefesinde bir asrın felaketi yaşanıyor da adayların bütün tercihleri bu felaketin sonuçlarından doğan ihtiyaçlara göre şekillenmek zorunda kalıyor da benim mi haberim yok? Böyle olması senin şansındı belki kaderindi isteklerine buna uygun yeniden yön vermek zorundasın, diyebilirsiniz ama bu kadar genelleme yapmanızı ve sanki ne talep etmişim gibi bu kadar abartmanızı doğru bulamadım.
Siz öğretmendiniz yanlış hatırlamıyorsam. Sizde şark görevi var bizde ise yok. Bu sebepten ötürü alım ülke geneline dağılıyor, ağırlık Batı tarafına kayar. Doğu ise az alım yaptığı için genelde yüksek puan ile kapatır tabi ki çok ücrada kalmış ilçe devlet hastaneleri hariç. Bir de Doğu şehirleri daha fazla tercih edilir çünkü hizmet puanı daha yüksek. Mesela normal akışta olsa bana bu sıralama ile asla Malatya gelemezdi. Sizde alım sayısı daha düşük oluyor (Sizin döneminizi bilemiyorum tabii ki bugün için söylüyorum.), bizde ise daha fazla. Bu yüzden kendi branşınızın alımları ve alım yapılan bölgeleri ile kıyaslamanızı yine mantıklı bulamadım. Çünkü dediğim gibi bizde şark yok tam tersi hasta yoğunluğu daha fazla olan merkez hastaneler daha fazla alım yapıyor. Bununla birlikte ben tercih danışmanına sorduğumda şurayı şurayı istiyorum diye birçok yer için yüksek ihtimal geleceğini söylüyordu. Yani istediğim şey mümkünatı çok yüksek olan bir şeydi. Oturup kötü şeyler yaşadım şimdi mucize olacak bana burası gelecek diye gerçeklikten uzak beklentilere girmiyordum yani. Bunu yıkan tekrar söylüyorum ki deprem sonrasında alımın deprem bölgesine kaydırılması oldu. Bunun yanında evet kamuyu bırakmak sonrasında üniversite hastanesi ile sözleşme imzalamak mantıklı değil. Üniversite hastanesi çalışanlarını bulup daha detaylı bilgi aldım. Bu nokta için söylediklerinize katılabilirim ama diğer tespitlerinize katılamıyorum.Bu ülkede senin istediğin sosyalliğin var olduğu bir avuç yer var zaten, onlar da çoğunlukla ilk atamaya açılmaz. Anlamadığın nokta bu, beklentin ilk atama için çok yüksek zaten. Ben 6 yıl urfanın sınır ilçelerinden birinde çalıştım, en yakın sosyal alan 150km mesafedeydi, benim gibi binlerce memur var, hayal ettiğin ortamı bulman imkansıza yakın, ha farzedelim ki mucize olup öyle bir yere atanmış olsan orada da diğer personel büyük ihtimalle çok yaşlı olacağından istediğin çevreye sahip olamayacaktın çünkü koşulları iyi olan yerlere genelde tecrübeli insanlar gider ve kolayca emekli de olmazlar. Şimdiye kadar zor koşullarda yaşadın diye hayat hediye vermez insana, vermiyor yani. Kibar dille de söylendi bu sana ama anlamak istemiyorsun. Ben de bu yolu denedim.
Evlilik düşünmüyorum. Memurlara sorduğumda hep farklı bir şey söylüyorlar. Ne bilginiz var mı? "Üç yıl dolduktan sonra dördüncü yılın içinde tayin isteyebilirsin." diyen de var "Dört yıl dolduktan sonra beşinci yıl anca isteyebilirsin." diyen de, bunlardan hangisi? Bir de mesela İstanbul 'un hizmet puanı 0, Malatya' nın hizmet puanı 400. Bu açıdan bir tık avantajı olduğunu düşünüyorum. Ama galiba deprem sel gibi olaylardan sonra %100 ekleme yapılabiliyormuş. Ekleme olur mu acaba gerçi danışman muhakkak artacağını söylemişti ama.4 yıl. Eş durumundan faydalanma hakkın var ama eğer evlilik düşünüyorsan. Aileni neden yanında istemiyorsun onlarda mı çok karışiyor
Ömür boyu Malatya'daki kalmayacaksın. 4 sene sonra tayin hakkın var ama üniversite hastanesinde durum böyle değil. Kamuda kalmayı tercih ederdim. Sizi anlıyorum zor günlerin ardında feraha ermek istediniz ama az daha sabır.
Bu şekilde eski model araçlarla şehirlerarası yolculuk yapılabiliyor mu peki? Yani sıkıntı olur mu?Hanımefendi, 400 bin liralık arabaya biniyorum, finansçıyım, ailemden destek almadım hiç, ilk arabam 2002 model Clio idi, bildiğim kadarıyla hala 140 bin civarı. Siz de madem durumunuz el vermeyecek, ilk başta benim gibi eski model alıp, borç bittikçe üstüne kredi çekip yükseltirsiniz. Kendinize acı çektirmeyi bırakın.
Lütfen biraz olumlu taraflarını görün kendinizi bu şekilde çok yoruyorsunuz.
Tabi ki yapılıyor mahh :) Türkiye standartlarında su an yolda gördüğün araçların %60 ı 2005 model altı :)Bu şekilde eski model araçlarla şehirlerarası yolculuk yapılabiliyor mu peki? Yani sıkıntı olur mu?
Size özelden attığım araç örneğin fiyatı çok ucuz, eli yüzü düzgün görünüyor. Tabi özellikleri pek parlak değil, eski model bir araç. O mesela iş görür mü?Tabi ki yapılıyor mahh :) Türkiye standartlarında su an yolda gördüğün araçların %60 ı 2005 model altı :)
2-3 aylık bir süreçte ehliyetiniz elinizde olur. Attığınız araç tutulan bir model değil, alınır ama daha tutulanına bakabilirsiniz. Palio ve cliolara bakabilirsiniz.Size özelden attığım araç örneğin fiyatı çok ucuz, eli yüzü düzgün görünüyor. Tabi özellikleri pek parlak değil, eski model bir araç. O mesela iş görür mü?
Bir de ehliyetim yok benim, on sekizde beri erteliyorum. Çünkü aldığım takdirde araç alabilecek imkanım yoktu, zamanla unuturum diye çok üstüne düşmedim. Babamla da aram iyi değildi, arabasını alacak kadar samimiyetimiz yoktu yani. Kursa yazılsam dersi, sınavı falan kaç ayda alabilirim?
Anlıyorum. Çok teşekkür ediyorum.2-3 aylık bir süreçte ehliyetiniz elinizde olur. Attığınız araç tutulan bir model değil, alınır ama daha tutulanına bakabilirsiniz. Palio ve cliolara bakabilirsiniz.
Destek alıyor musunuz psikologa gitseniz nasıl olur acaba.Telaşlı ve gergin olduğum çok doğru, üç beş konu okuyup buradan bile fark edebilmenize şaşırdım.
Evet, istemiyorum dedikçe deprem oluyor, sel oluyor, kıyamet kopuyor yine ayaklarıma dolanıyorlar. Ben yeni planlar yaptıkça aynı senaryo çıkıyor karşıma. Mesela bu eve taşınmamız bile benim baskımla oldu. Şimdi konteyner 'da falan kalırlarsa ben gittiğimde gelmek isterler diye düşündüm. En azından ev olursa düzen olursa birkaç sene peşime takılma ihtimalleri yok olmuş olur diye planladım.
HayırMerhabalar, yakın zamanda şöyle bir konu açmıştım : Hep En İstemediğim Şeyler ile Sınav Oluyorum Atandım ama Mutlu Olamıyorum
BDV'yi çok işgal ediyormuşum gibi geliyor, kusura bakmayın. Bu atanma-atanmama ile ilgi son açacağım konu olacak. Fikir verirseniz çok mutlu olurum.
Malatya 'ya atanmıştım hemşire olarak. Alımların %80'i deprem bölgesine yapıldığı için bir noktada yazmak zorunda kaldım. Ama hem kalacak yer problemi olduğundan (konteyner, yurt durumu falan net değil), hem o şehirde çok sayıda yobaz akrabam olduğundan, şehrin biraz tutucu olmasından, ailemin çevre illerin birinde olup (Normalde İstanbul 'da yaşıyorduk. Depremden kısa bir süre önce Malatya' ya taşınmışlardı. Sonra depremden kaçıp çevre illerin birine yerleştiler.) şehir toparlanırsa ve ben ev tutarsam yanıma gelmek isteme ihtimallerinden dolayı çok mutsuzdum. Bu arada deprem bölgesinden yıkımın çok olduğu Hatay, Maraş gibi iller de gelebiliyordu. Ama oralar direkt sosyalleştirme bölgesi olarak geçiyordu. Yani atandığın takdirde seni Sahra 'ya da verebiliyor, şehre çok uzak bir ilçe devlet hastanesine de ya da merkezde ayakta kalmış belki iyi bir hastaneye de... Tüm bu ihtimaller cesaretimi kırdı ve Malatya' yı onların üzerine yazdım.
Daha öncesinde üniversite hastanelerine de başvuru yapmıştım. Birkaç gün önce Isparta Süleyman Demirel Üniversite Hastanesinin de asıl listesine girdiğimi gördüm. Ve acaba dedim oraya mı gitsem?
Tercih danışmanına sorduğumda "Yerinde olmak isteyen milyonlarca genç var. Bu çok mantıksız olur. Biraz şükret." minvalinde konuştu. Çünkü şöyle ki (Tamamen tercih danışmanının anlattığı şekilde bahsediyorum.) "Üniversite hastanelerinde performans diye bir olay var. Başhekim kalkıp 'Performansını beğenmedim.' deyip sözleşmeyi feshedebilir. Sözleşmeli olduğun için mobing olayı daha çok olur. Üniversite hastanelerinin iş yükü çok daha fazla olur. Çakılı kadro, kolay kolay tayin alamazsın. Özlük hakların kamuya göre daha az olur. Çoğu üniversite hastanesi personeli kamuya geçmeye çalışıyor. Malatya 'da bir iki sene zorluk çekersin. Ama Ankara' da meslektaşın on bin kira verirken sen birikim yaparsın. Şu an hizmet puanı ne bilmiyorum ama deprem ili olduğu için muhtemelen daha da artacaktır. Yine deprem ili olduğu için teşvik ödemesi de fazla olur daha fazla kazanırsın. " şeklinde konuştu.
Yani dışarıdan bakıldığında kamuyu bırakıp üniversite hastanesine gitmek evet mantıksız duruyor. Ama sevdiğim il sevmediğim il olayı kafamı karıştırıyor. Çok üzüldüğümü gören annemler de " Merak etme, biz de seninle yaşamak istemeyiz zaten. " diyorlar. Ama bu söylediklerinin arkasında dururlar mı bilmiyorum. Sonuçta küçük bir yer ayrı ayrı ev tutmamız yine akraba şerrine maruz kalmama neden olur. Yani bilmiyorum şehir depremden önce de emekli şehri gibiydi öyle eğlence mekanı falan bildiğim kadarıyla yoktu. Şimdi deprem oldu artık sosyallik tamamen sıfıra inmiştir. Gezi turlarına falan katılırım, çevre illere giderim diye plan yapmaya çalışıyorum ama şimdiden ot gibi yaşayacakmışım gençliğim gidecekmiş gibi geliyor. Bu sebeplerden dolayı da acaba üniversite hastanesine mi gitsem belirsizliğini yaşıyorum.
Gelebilecek Malatya dışında İstanbul, Maraş, Hatay vardı. İstanbul hem çok pahalı olduğu için hem deprem beklendiği için hem baba şahsı orada olduğu için yazmadım. Hatay ve Maraş sosyalleşme bölge diye geçiyor. Yani çadır hastane veya merkeze çok uzak ilçe hastane ihtimali vardı. Hastane ismi vermediler. O dönem çok korktum. Deprem sonrası çadırda da kaldığım için zorluğunu biliyorum. Şimdi diyorum keşke Hatay yazsaymışım yine de . Bilmiyorum o zaman bambaşka korkularım vardı.Destek alıyor musunuz psikologa gitseniz nasıl olur acaba.
Her şeyi göze alıp Malatya yazmayacaktınız. Ömür boyu orada kalmayacaksınız. Kamuyu bırakmayın. Her şey gönlünüzce olur inşallah.