İçine emekli kaçan, tam zamanlı ev erkeği eşim

Bak kk ya bak bana ;kimisi de evlenecek ,sevecek ,sadakatli, duzgun adam,eve iyi koca bulamıyor ama.Birak maceracisini. Kahrolsun ihtiyaclar hiyerarsisi.

Şimdi de erkeklere uzak olmaktan içime nine kacti.Gecti valla benden.Isteseler de eski beni bulamazlar daha.Gec kaldılar.
 
Hep beklemeseniz , biraz da siz plan program yapıp , direkt sunsaniz.

"Yapalım edelim" moduda bazen insanın içine tembellik kaçırabilir.

Mesela sizin yerinizde olsam , eskiden bu kadar aktifsem , şikayet etmek yerine, yapmak istediklerimi yapardım.

Motorun aküsünün bitmesine izin vermezdim. Tavan arasında sönük tekerlekli bisiklet kalmazdı.

Bunun için de hatırlatma asla yapmazdım dediğim gibi.

Ben yaparım , eşim mecburen bir süre sonra beni izler.
Yorulmuş, dinlenme evresi demek ki eşinizin. Ondan beklentilerinizde onu daha çok yoruyordur.
 
Anlattığınızın kadın versiyonıyum doymuşluk diyelim buna ben sabah eve girip 1saat sonra işe giden biriydim
Şimdi ise huzurluyum insan değişiyor alışkanlıklar değişiyor minimalist yaşamı benimsedim
Herkesin heyecan duyduğu şeyleri çok küçükken yaşadım ulaşılmaz bişey kalmadı hayatımda
Tek derdim çocuğumun iyi eğitim almaso
Mutlu olması
 

Siz gold premium annesiniz, ben düz anneyim. Ondan, ben çocuğumu anneme kvme filan bırakabiliyorum, yavrumla ayrı, eşimle ayrı, üçümüz birlikte ayrı ayrı eğlenebiliyorum. Evet dediğiniz gibi, biz de 3 kişilik bir aileyiz, yani oğlum ile birbirimize yapışık değiliz; ayrı ayrı 3 kişiyiz.

Ve sizin tasvir ettiğiniz olgunluk anlayışına uygun değilim evet. Ha olgunluk dediğiniz şey dizi çıkmış pijamalarla meyve soyup yiyerek kanal zaplamak ya da sadece ev içinde hünerlenmekten ibaret bir şeyse zaten olgun olmayayım daha iyi.


Lou'nun konusunda üsluptan 2 gün mapus yattım.

Tamamen eskisi gibi istesek de olamayız zaten, benim de ruhum ağır, evlilik, çocuk gibi sorumlulukların birleşiminde yeni bir kimlik oluştu bende de elbette. Ama işte, bazen nefeslenmek gerekiyor, eski günlerden bir gün çalmak gerekiyor şimdiye.

Bedenin ve kafanın yorgunluğu dinlenince gideriliyor ama rutin, bir yerden sonra insanı hissizleştiriyor. Ruh yorgunluğu da ancak o ruhun dilediği atmosfer yakalanırsa gideriliyor. Benim ruhum hep yorgun olduğu bir döneme girdi, bir kısır döngü içinde sıkıştı sanki.


Teşekkür ederim.
"Kalk gidiyoruz" diye kollarından tutup çekmekten bi hal oldum inanın. Yani şu konu, bizim tüm evliliğimizin en ufak, en sıkıştırılmış bir kesiti. Buz dağının görünmeyen yüzünde, gülüşleri yavaş yavaş azalan, daha çok sigara tüketen, daha az rahat uyuyabilen, içine içine daha öfkeli ama dışında günden güne tepkisiz biri haline gelen bir kadın ve bunu doğru düzgün fark edemeyen bir adam var.

Şimdi ufak bir tatil planı girişiminde, şu iki günlük banlı süremde (Yani buraya akıtıp rahatlayamadığım o iki gün içinde) bir konuşma daha gerçekleştirdik, bilmiyorum, sanki anlıyor gibi bi ışık çaktı gözünde.
Birazdan yazacağım ayrı bir mesaj içinde, yani alış verişti, konuşmalardı, mektuptu derken şu 2 gün içinde birkaç gelişme oldu.


Umarım iyi olur, olmalı da.

Ben de böyleyim. Aşırı kibar, ilgili ama nereye gitmek istesem ya boşver oturuyoruz ne güzel, evimi özledim falan filan.. bazen göğsüme bir fil oturuyor.

Benim adamın göğsüne fil sürüsü oturmuş olabilir.
 

Aynen öyle... Benim de bir yarım ona benzedi; diğer yarım da ona dönüşürse ben ben olmaktan çıkacağım iyice.

Bilmiyorum, birkaç arkadaş hani hızlı yaşadı, yaşanacakları bitirdi, şimdi oturuşa geçti tarzında yorumladılar bu mevzuyu. Bunu da düşünüyorum, hani bitti mi, doydu mu aksiyonlara diyorum. Ama bu kadar bilindik, bu kadar rutin, bu kadar rayında bir hayat... Yaşımıza gitmiyor. Artık gençliğimizin son düzlüğündeyiz; öyle zamanlar gelecek ki uykusuzluğa dayanamayacağız eskisi gibi, biraz yüksek volüm müziği dinlemeyi kafamız götürmeyecek, bu bacaklar bir daha bu kadar hızlı koşamayacak... Anlıyorsunuz beni. Ev hayatı arasına yaşımızın hakkını verecek birkaç şey serpiştirmek için son fırsatlar bunlar. Ben bir şeyler ayarlasam şikayet etmez, ama kendi kendine bir girişimde de bulunmaz.

Öylece salmış gibi ipleri.

En azından eşiniz ev işi yapıyor oğlunuzda sakin mizaçlı anladığım kadarıyla.Bazılarımız için bu bile büyük nimet..

Bunu inkar etmiyorum zaten. Çoğu kez "Bana verilmiş bir hediye gibisin" dediğim oldu yüzüne bile. Ancak işin ayrı yanı, onun tamamen dönüşmesi. Biz iki arkadaştık eş olmadan önce; aslında onu tanıdığım için ondan "fazla" şey istemediğimi düşünüyorum. Ondan, onda olanı geri istiyorum sadece. Biraz bile olsa yetecek.


Hep beklemede değilim, sadece son aylarda "Niçin uğraşıyorum ki?" moduna girip beklemeye aldım kendimi.

Bizim bir sünnet fotoğrafı maceramız var mesela; ittir kaktır adamı götürdüğüm, anlatayım bir örnek olarak, daha anlaşılır olacak:

Oğlumuzu sünnet ettirdik, dedim ki "Öyle kutlamaydı filan gerek yok nasılsa, ama kendisine de hatıra kalması için şöyle stüdyoda bi aile fotoğrafı çektirelim, çocuk sünnetlik giysin, öyle bi hatıra olsun" ... Tamam olsun dedi.

Yarın öbür gün derken üzerinden 2 ay geçti. En sonunda kalktım gittim, fotoğrafçı ile konuştum, gün ayarladım, kıyafetleri hazırladım vs. Çekime gideceğimiz gün düz ancak şık bir elbise giydim, adama baktım ki kot-spor ayakkabı giymiş. "Hayatım bak bu giyimin bu fotoğraf çekimine uygun değil" dedim, dinletemedim. "Saçlarını güzel bir kesim yaptırsana, bahane ile eski mahallendeki arkadaşlarını da görmüş olursun (Berber mahalleden arkadaşı), bu saç tipi yaşını büyük gösteriyor" dedim. "Ben iyiyim böyle canım" dedi geçti... Bunlara da ses etmedim, çekim yapıldı bitti. Bu cumartesi günü fotoğrafları alacaktık, yine unuttu. Yine bu kadın hatırlatacak, yine bu kadın tüm ailesinin ajandası olacak... Unutmaya hakkım yok benim, hep itelemeliyim, hep planlamalıyım.

Artık dinlenmek, biraz ipleri salmak, bacak bacak üstüne atıp hayatımın manzarasına dalmak istiyorum.
Ve rutin de kırılsın, alsın götürsün beni peşi sıra... Sürüklesin bir yerlere istiyorum.
O yorulmuyor, ben yoruluyorum.


"Yaşadım bitti, her şeyi yaşadım, doydum" diyebilecek kişilerin başında geliyor olabilirim.
Ama bu tokluk ya da tazelik hissi yapı ile alakalı bir şey.
Uzun uzun anlatmaya lüzum görmüyorum, sadece şunu söyleyebilirim ki, sigara-koltuk-pc üçgeninde içimdeki maceracı kadını kafesleyip öldürmeye, değil kocamın, benim bile hakkım yok.
 
Son düzenleme:
Yaşla ne alakası var hayattan keyif almak istemenin,
Ne yani 30 üstü ise ölsün mü millet,hemen girsin mi mezara?
Neyin kafası bu cidden?
Şaka gibi bir de yaş sınırı koymuş ya.
Kızma kardeş merak ettim

Ayrıca benim önceki yorumumu gördüysen zaten desteklemiştim konu sahibini. Sen niye bu kadar tepkilisin onu anlamadım
 
Son düzenleme:
Yaşla ne alakası var hayattan keyif almak istemenin,
Ne yani 30 üstü ise ölsün mü millet,hemen girsin mi mezara?
Neyin kafası bu cidden?
Şaka gibi bir de yaş sınırı koymuş ya.
Yanlış anlaşıldım , şimdi anladım ne demek istediğinizi
Tabiki yaş sınırı yoktur, herkes hissettiği gibi yaşar , ama ben konuyu ilk açtığında konu sahibi ve eşi ; çok yıllık evliler ve yaşları da ileri diye monotonlaştı adam diye düşündüm. Sonra farkettim ki konu sahibi genç ve sitem etmekte haklı, ordaki 30 yaş demem odur , yoksa tabiki yaş sınırı yoktur . Ama takdir edersiniz ki belli bir yaşa gelip , uzun yıllardır evli olan insanların monotonlaşması bi yerde normalken birkaç yıllık evli olup daha genç insanın monotonlaşması eşini daha cok rahatsız eder. Benim merak ettiğim oydu. Yoksa sen kızma arkadasım bende senle aynı yaştayım, tabiki biz de hayattan zevk alacağız
 
 
Varolan herşeyin bir sonu var ve bu son yavaş yavaş geliyor. Evlilik bir bağımlılıktır. Bu bağımlılığın neticesi alışmak tıpkı sigara gibi içmemek gerekse de içmeden duramamaktır. Alışılmış düzenin bozulmadan devam edeceğine inanç olduğu sürece ruhu yorgun herkes bu rutin döngüden çıkmak istemeyecektir.

Eşiniz sizin her daim onun bu ruh durumuna sabır göstereceğinizden emin. Yapmanız gereken dozu aşmadan, güveni zedelemeden daha enerjik insanlara ilgi duyabileceğinizi ona göstermek. Bu sürece bir miktarda özlem eklemek onun silkelenmesine yeter.
 
Yaşla ne alakası var hayattan keyif almak istemenin,
Ne yani 30 üstü ise ölsün mü millet,hemen girsin mi mezara?
Neyin kafası bu cidden?
Şaka gibi bir de yaş sınırı koymuş ya.

Kızma kardeş merak ettim

Ayrıca benim önceki yorumumu gördüysen zaten desteklemiştim konu sahibini. Sen niye bu kadar tepkilisin onu anlamadım
Reglidendir regliden
 
Yaşınız kac. 30 altında ise haklısınız aslında
Birde çalışıyor musunuz

31 yaşındayım; eşim benden 1 buçuk yaş kadar küçük.
Hamilelik sürecinde işten ayrıldım, maddi olarak zorlanmadığımız için çocuğum kreş yaşına gelene kadar çalışma hayatından uzak kalmayı planlıyorum.


Bunu yapsam bile suni olduğunu anlar; insanlara pek katlanamıyorum ki bir de bir başkasına ilgi duyma hissini ona geçireyim. Aslında benden çok da emin olabileceğini zannetmiyorum, bir tahtamın eksik olduğunu bilir, yani yeter sıkıldım ya deyip basıp gitmemi filan bekleyebilir benden.
 

evet sorun belli oldu bence. ben ilk yazdığını öyle romantik okuyup ay canıım diyenlerden değilim canım. tam tersine macera allah macera dedikçe ben bunaldım. artık çalışmıyorsun belli ki önceden iş hayatındaydım dediğin kısmı da okudum. kendine ait bir hayatın mı kalmadı o kısmı da tam bilemiyorum ama göstergelerden o çıkıyor. kendini yoracak bir hayatın yok bence ve oldukça yorulan kocanın dinlenmesine fırsat vermiyorsun bana kalırsa.
belli ki adam yaşamış doymuş ama sen bir program yaptığında da sana uyuyor işte yapmayalım istemiyorum da demiyor.
senin ilacın kendinde. kocandan bekleme hayatı. kendine hayat kur. kurslara mı gidiyorsun, etkinliklere mi katılıyorsun yap ille arkadaşa gerek yok. arkadaş da edinirsin böylece. eşinle de sakinliği yaşa.. karı koca sürekli kuduracak diye bir kaide yok bence.
bak benim eşimle ortak hayatım 3 birimse kendi hayatım 5 birimdir eşimin de kendi hayatı 5 birimdir. çalışıyorum, 12 senedir aktif tiyatroculuk yapıyorum, çocuğum var ve sporcu olması için çaba sarf ediyoruz yani ben yoğunum koca yoğun kocaya kitlemedim kendimi o da bana kitlemedi kendini. bizde de bi organizasyon yapılıyorsa 10 taneden 9unu ben yaparım. artık şikayet etmemeyi öğrendim çünkü birbirimizle ortak anlarımız olduğu kadar kendi hayatlarımız da var ve birbirimizi çok da güzel saygı gösteriyoruz. tatildir etkinliktir birlikte yapacağımız şeyler olduğunda da beni üzmüyor çok spesifik bi isteği yoksa kararı da bana bırakıyor. çocuğumla da müthiş ilgili bir baba. ya ben daha Allahtan belamı mı isteyim diyorum. bekar hayatı diye bir şey yok artık birlikte uyum yakalamaya çalışmak var.
 
Bi de şu iki günlük banlı süremde yaşadığımız birkaç gelişme var; onları anlatacaktım size.

Pazar günü, oğlan için alış-verişe çıkacaktık; biberon ucunun değişme zamanı gelmişti, kendine güveni gelsin diye basit bir yürüteç de alalım, öyle birkaç bebe mağazasına uğrayalım dedik, çıktık. Sonrasında arabada konuşmaya başladık, tatil planı yapıyordu en son biliyorsunuz. Urfa Balıklı göl filan, öyle gezelim filan diye planlıyormuş. (Yine bol huzur dolu ve aksiyonsuz bir plan)... Dedim "Sen git gez, ben istemiyorum o tür bir tatili". "Ben sana uyarım, sen ne düşünüyorsun, kafanda nasıl bir tatil var?" filan diye sordu. Artık ben de o anda ne varsa döküldüm kızlar.

"Açayım anlatayım iyice yerleştir kafana, bana hareket lazım, kendini maddi olarak da hazırla, paraşüttür, dalıştır, safaridir, vs vs... Bunları istiyorum. Bir otel odasına kapanıp, deniz-kum-güneş arasına yayılıp, mideyi tıka basa doldurup tatil boyunca yatmak istemiyorum; o tatili burada da yaparım ben. Ben artık kendine gel istiyorum, oradan oraya koşacağımız, kıçımızın yer görmeyeceği, eski zamanlarımızdaki gibi bir gece, bir gündüz istiyorum. Ben eski beni, eski eşimi özlüyorum. Bakıyorum, aşık olduğum adam bu değil, seni tanıyamıyorum. Toparla kendini artık, al üzerimden şu evliliği" vs vs... Konuştum da konuştum.

Sonra "Hala üzerime olmayan kıyafetlerim var ve senin de şu emekli enişte tipinden fenalık geldi bana" dedim (Doğum sonrası kilo vermeme rağmen hala eski formuma dönemedim)
O da "Tamam, hazır dışarı çıkmışken, bize de bir şeyler bakalım. Sen seç istediğin gibi, itiraz etmeyeceğim" dedi.
Kot kapridir, yaşının tişörtleridir, kot pantolondur pek çok şey denedi seçtiklerimden. O sırada aynada kendine bakarken "Benim vücut nolmuş? Bozulmuş ya" dedi. "Ne zannediyordun, göbeklendin oturmaktan, omuzların küçüldü, dedeye dönüştün" dedim. "Bize hareket şart olmuş" filan dedi... Sonunda, kendi tipinin ne hale geldiğini anladı biraz ya, o kadar sevindim ki. O çökkün suratını görebildi aynada.

Sonrasında işte şorttur, birkaç bir şeydir bana da aldık, ıvır zıvır topladık çıktık.

Banlı olduğum sürede, kendi kendime yazdım öyle 3-4 sayfa; biraz rahatlamak adına. Hem de dedim ban kalkınca konuma atayım yazdığımı, daha anlaşılır olsun, daha net olsun, kendimi de tanıtmış olayım yanlış anlamaya mahal olmasın, daha bir çözüm odaklı yorumlar alabileyim filan diye. Sonra ondan da vazgeçtim, ne bileyim şu en alakasız konuda bile kimisi geliyor annelik yarışına giriyor benle kendi çapında "Yok çocuğumsuz olamam, çocuğumsuz eğlenemem" diye. Gerek yok ya kendimi bu kadar açmaya, nasıl olsa anlamak istemeyen inadına anlamıyor dedim ve o yazdıklarımı yeniden düzenleyip, eşime göndereceğim bir mektup haline getirmeye karar verdim. Belki işite işite duymaz hale gelmiştir, okursa, daha etkili olur diye düşündüm.

Neyse işte böyle...
Bir şeyler değişecek gibi ya, bakalım ne olacak.
 
hanfendicim bu önerileri denemeyen birine güzel öğütler vermişsiniz
Ama üye gayet aktif bi hayatı , hobileri var Zaten evde örgü örüp altın gününe bağlamak dizleri çıkmış pijama ile evde oturmak istemiyorum diyen biri zaten ..
Ayrıca kudurmak kelimesi hos olmamış daha seçici kelimeler kullanabiliriz değil mi ?
Kaldi ki bunaldıysan yorum yapmasaydın keske üzmeseydin tatlı canını..

Herkesin kocası kendine mükemmel ve iyi baba
Zaten üye de bebeğine ilgili baba olduğunu kendine de iyi bir eş olduğunu belirtmiş ..

Eskiyi özlediğini söylemiş sadece uc birim bes birim hayatlar değil konu ..

Yapmayın Allah askına kursa git mi cevap eskiye dönelim konusuna kursa git ..
 
Şurda sen daha ne istiyorsuna bağlayanlar aslında çoğunuz aktif kadınları cekemiyorsunuz da doğal olan buymuşşş gibiye bağlıyorsunuz
Tmm size pembe panjurlu evinizde (!) mutluluklar
Kursta = kocanın yerini tutan şey demek değil
 
Yaşınız kac. 30 altında ise haklısınız aslında
Birde çalışıyor musunuz
30 üstü ise nasıl oluyor ?
40 sa
50 ise yaşlar birer sayıdan ibarettir
İnsanın ıcınde daima bi cocuk Olmalı ki hayattan zevk alsın

Sen artık annesine bu yakışmazlar
Sen artık evlendin bu yakışmazlar
Hatta sen artık adet oldun ona göre davran düşünceleri kadar saçma bi düşünce Yok

25 yaşındayım bekarım bes sene içinde çılgınca gezmem gerek bes senem kaldı

30 da evlenmeyi düşünüyorum adamla emekli hayatı mı takılcaz peki biz ? :)
 
o kadar sürükleyici yazmışsın ki yeminlen daha yazsaydın okurdum
teşhis benim eşim aynı senin eşin gibi
sebebi benim bastırmam her tartışmada car car kavga etmem
2. oturduğumuz ev ailemin evi ve rahat edemiyor olmayışı(annemle yaşıyoruz)
adam geri çekilmiş evliliği böyle yürütme çabasında
benim çıldırmamla son buldu boşanmak istiyorum dediğimde ve avukatla konuştum dediğimde
bütün taşları ortaya dökmesiyle anlaşıldı.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…