- 3 Mart 2016
- 18.150
- 76.557
-
- Konu Sahibi Yokuspokus
- #41
Bence de psikolojik sebebi. Sanki her seyi tüketmis her seye doymus da artik inzivaya çekilmis gibi davraniyor. Ama boyle hayat gitmez ki yasiniz daha genc. Adamin içindeki eski onu disari cikarmak icin bir sey yapmak lazim. P
Egede sirin bir pansiyon
Yani çok işveren gibi oluyor ama aklıma gelen tek şey eşinize bunu görev olarak vermek.
Anladım aslında istiyorsunuz ki içinden gelsin aynı seyleri isteyin ama olmuyor demekki... en azından o size uyum sağlayana ve eski gunlerdeki gibi keyif alana kadar haftanın belli günü belli bir saat aralıgını siz ona söyleyin, programı yapsın..
Belki zamanla etkinlikler ilgisini çeker, bu hafta program yaparken haftaya olan bir konser gözüne çarpar vs..
Keske bnmkinin icine de bir amca kacsa
2 cocugum var ikisi de kucucuk ve emanet edecegimiz bir Allahin kulu yok ve esim beni zorla oraya buraya surukluyor cocuklarla, cocuklar perisan yorgun, ben ayni sekilde..
Bi kere oglumu Turkiyeye annemlere birakip izlandaya gittik 1 ayliginaama artik kesse gitmem cocuklarim olmadan..
Bn muhabbet edelim cekirdek citleyelim derim adam kondisyon bisikletini kapip getirir ya da sinav cekmeye baslar sen konus bn dinliyorum
diye.. ne bileyim keske biraz babam gibi koltuga kurulsa meyve soyup versem diyorum ama adam yerinde durmuyor, inanin cocuklu bir kadin icin cok aktif adamda cok bunaltici..
Sizinki hali sahaya useniyor bizimki gecenin bi yarisi arkadaslariyla eller havaya yapmaya gidip sabaha karsi geliyorgel bogup oldurme
Offf offf tam da aynı şeyleri kafamda kurup kurup içimin sıkıldığı bir An. . Zannedersin ben yazdım bunları. . 28 yaşımda hayata küstüm resmen yorgun ve bitmiş gibi bişeyim. . O kadar hareketli cıvıl cıvıldım ki söndürdü resmen beni de kendini de.. sizi cok cok iyi anlıyorum. . En azindan yardimci oluyor cocuguyla ilgileniyormus ne güzel. . Benimki babaligini bile yasayamadı çalışmaktan. . Onu bile idrak edemedi. . Takipteyim konunuzu. . Umarım en kisa zamanda çözüm bulur eski günlerinize donersiniz..
Buyun hepsınınsınuna kadar okudum ama tek dıkkatımı ceken nokta cocugu bırakalım kacalım gıdelım bı yerlere yazmıssın ya kendım ıcın konusuyorum 2 yasında cocugumu daha tek bır gece bırakıp bı yere gutmedım gıtmemde nöbet harıcınde krndı zevkım keyfım ıcın asla cocugumu 1 gecede olsa annesız babasız bırakmaya hakkım yok
Benımde zaten bırakıp gıtsem annaneye bırakırım zaten bır yabancıya asls dedım ya yazmıstım sana kendım ıcın söyluyorum ben asla bırakmam bana ters ama sana normal gelebıllır evet benımde cok yoruldugum tukendıgım zamanlarım elbet oluyor ınsan nefes almak ıstıyor ama cocugumu 1 gece bırakıp nöbete gıttıgımde bıle butun dunya ustume cokuyor sankı mesela bebegınızıde alıp gıtsenız kusa tatıllere ben bunu denedım ve ınanılmaz keyıf verıyorÇalıştığı yer itibari ile şehrimizdeki tüm konser, etkinlik, tiyatro, sergi vb. şeylerden ilk haberi olanlardan. 2 sene önce dedim ki "Şu şu tiyatro gelecekmiş, bilet ayarla, unutma, gidelim", tamam dedi. Ve tabi ki unuttu... O unutunca bana da sinir geldi, "Gitmiyorum hiçbir yere" diye oturdum aşağı. Dedim sonra kendime "Kendi kendini niye cezalandırıyorsun a be aptalım, inadına gidecektin, tek başına gidecektin hatta" ...
Bir yerden sonra artık bıkıyor insan inanın. Yönetmekten yoruldum, çekiştirmekten yoruldum.
Belki bıkmadan usanmadan kendi bildiğimi okumaya devam etmem lazım dediğiniz gibi. Bilmiyorum. Çok yıprandım.
Sizin eşinizin huyunun birazını benimkinin huyu ile takas edebilsek ne güzel olurdu.
İnşallah döneriz. İnşallah...
Bırakalım derken öyle ebediyen bırakalım tarzı bir şey değil; biraz kafa dinlemeye, eşimle henüz yeni flört ediyormuşçasına takılıp, tazelenmeye ihtiyacım var. Çocuğumun da ruhundan çalmak, sinirli bir anne olmak istemiyorum; bunun için kendi mutluluğum da önemli. Mola almam gerekiyor ara ara, böyle biriyim yani ne yapayım?
Kaldı ki çocuğa bakacak kişiler anneannesi ve babaannesi, hani benden bile iyi bakarlar desem yalan olmaz; benim panik olabileceğim pek çok anda, sakin ve kontrollüler. Tecrübeliler ve sevgi dolular. İçim rahat etmese iki adım öteye gidemem zaten bırakıp.
Benımde zaten bırakıp gıtsem annaneye bırakırım zaten bır yabancıya asls dedım ya yazmıstım sana kendım ıcın söyluyorum ben asla bırakmam bana ters ama sana normal gelebıllır evet benımde cok yoruldugum tukendıgım zamanlarım elbet oluyor ınsan nefes almak ıstıyor ama cocugumu 1 gece bırakıp nöbete gıttıgımde bıle butun dunya ustume cokuyor sankı mesela bebegınızıde alıp gıtsenız kusa tatıllere ben bunu denedım ve ınanılmaz keyıf verıyor
Geccek bı gunlerımız buyuyecrk gıdecek ınan hersey daha rahat olu ak sadece bıraz sabır:)Bebeğimle yapabileceğim etkinlik ayrı, eşim ile vakit geçirmek ayrı yalnız. Şunu da açayım biraz belki daha anlaşılır olur; haliyle belli bir uyku ve beslenme düzeni oturdu oğlumun. Diş çıkarma döneminde, ufak huzursuzluğu var ama zor bir çocuk değil yine de. Eşimle tatile vb. bir yere baş başa gitmek istememin sebebi, hem oğlumun uyku-yeme düzeni bozulmasın, hem de bizim için çocuksuz zamanlarımızın bir yadı gibi olsun fikri.
Zaten başlangıçta psikolojik destek alma sebeplerimden biri de, bebeğimi kesinlikle yalnız bırakamıyor, dışarı çıktığımda bile 10 dkya bir evi arıyor oluşumdu. Bu süreçte de ayrıca yıprandım, hatta okuduğum haberler ve izlediğim programlar sebebiyle, her an bir şey olacak endişesi ile gece yatmadan önce bile kapıyı kilitlediğimi bildiğim halde, defalarca kontrol etme ihtiyacı oluşuyordu. Anlayacağınız 2-3 ay, böyle sağlıksız ve aşırı korumacı olduğum bir dönem yaşadım. Artık daha normal düşünüp hissedebiliyor ve anneme, kvme güvenebiliyor iken dinlenmek istiyorum.
Eşim öncesinde rutine bağlamıştı zaten, benim taleplerim doğrultusunda gezme tozma vs. takılıyorduk. Çocuk sonrası, belki de en çok tazelenmeye ihtiyaç duyduğum bu zamanlarda; evliliğimizin yokuş aşağı tekerlenmekte olan taş gibi kendi halinde ilerlemesi artık canımı daha çok sıkıyor.
Belki esinin duzeni sevmeye baslamasi normaldir ve senin beklentilerin de ona fazla geliyordur? Bence nankorluk ediyorsun boyle bir esin oldugu icin her an sukretmen gerekir.
Geçici bir dönem olabilir mi Ramazan'ın da etkisiyle aynı şeyleri bende yaşıyorum çünkü
Doymuş,yeni rolünü benimsemis ve hoşuna da gitmiş ,dinginliğinin nedeni beklentilerini sıfırlamak da olabilir ama huzurlu bir insan.....Bir arkadasin da dedigi gibi size kollari sivamak düşüyor....söylemeden geçemeyeceğim esinizi anlatirken kendimi gordum onda....
Bunun aynı versiyonundan bende de var. Dışı 38 içi 68 yaşında.
İki çocuğumuzla da mükemmel ilgilenir, iş güç beklemez, maddi olarak kısıtlamaz ama bıraksan 10 gün evde oturur.
Yok soğuk yok sıcak yok trafiğe girmeyelim. Aynı şehirdeki ablasına senede iki defa çeke çeke götürüyorum.
Bir yere giderken dır dır dır hiç susmaz. Değişik bi tatil planı yapmaz. Yazlığımız ayvalık civarında, bilirsiniz emekli yeridir gider çöker oraya. Ulen kalk bari sarımsaklıya falan gidelim derim amann kim gidecek modunda.
Bazen yüzüne yastık basasım geliyor ama kıyamıyorum iyi koca sonuçta
Hep ben plan yapacağım hep ben çekiştireceğim fenalık geliyor artık.
Hanımlar, bilmiyorum ne kadar dert ne kadar değil ama baştan "Allahtan belanı mı istiyorsun?" diyecekleri şöyle sağa doğru alalım, haklısınız, sanırım biraz bela istiyorum.
Nasıl anlatsam, toparlasam bilemiyorum, hani böyle ufak ufak sorunlar olur da sorun değilmiş gibi görünür, fakat totalde dev bir problemi oluştururlar ya; benim de eşimle aramdakiler, böyle şeyler, bir birikim, adı belirsiz bir uyumsuzluk, bir umursamazlık, bir kabulleniş ve vitesi boşa alma gibi bir şey.
Eşimle çocukluk arkadaşıyız, hemfikir olduğumuz noktalar çoktur, yıkıcı kavgalar yaşamayız, daha doğrusu tartışmaları toparlar uzatmayız. Ama karakter olarak iki zıt insanın bir araya gelmesi ile oluşmuş 60 yaş üstü kafası bir evliliğin içine hapsolduk sanki. Daha açık anlatmaya çalışayım; eşim dönüştü... O maceracı, yer yer serseri ruhlu adam, ev-iş arasında ömür tüketen, yırtık kot pantolondan kumaş pantolona dikey geçiş yapan, akşam üstü çayını içip meyvesini soyan 30 yaşında bir dede haline geldi. Sevgili olduğumuz zamanki fotoğrafı ile şimdiki fotoğrafını yan yana koyup after before capsi yapsam, insanlar evlilikten soğur yani öyle bir şey olduk biz.
Paragraf paragraf övmeyeyim adamı, iyi, ilgili bir baba, anlayışlı ve uysal bir eş kendisi; belki aylardır eve ellemiyorum, kendisi kıyın kıyın temizlik yapar, yemek olmasa ses etmez kendisi hazırlar, çocuğumuzun altını değiştirir, üstünü giydirir, mamasını yedirir eder vs. Dışarıdan bakıldığında belki de ideal bir koca, ama bana bu yetmiyor hanımlar. Sırtında çantasıyla şehir şehir gezen bir kadındım ben, gecenin bir vakti canı sıkıldığı için kalkıp bi bilet alıp çat kapı arkadaşlarıma giden, motor üzerinde saçlarını savuran, belki 80lerin ucuz asi gençliği gibi ruhuna estiğince yaşayan biriydim. Eşim de öyleydi... Cıstak cıstak ortamlarda bulunur, motorumuza atlar dağ yollarında patikalar keşfetmeye çıkardık. Ne zaman ki evlendik... Adamın içine evlilik mi kaçtı ne oldu, bilmiyorum, nasıl izah etsem daha... Durduk. Bir rutine bağladık, bugünden 4 ay sonramızı bile tahmin edebiliyorum öyle söyleyeyim.
Bunu konuştuk da karşılıklı, dedim böyleyken böyle; içimin çürüdüğünü hissediyorum, sanki yaşımın iki katı kadarım... İstiyorum ki fark et bizi "Gangsta, sende yolunda gitmeyen bir şeyler var, çok kabuğuna çekildin, deli gibi sigara içer oldun. İçini sıkan şey nedir, gel kalkalım gidelim hemen şimdi, yollar boyu sohbet edelim, bangır bangır müzik açıp bağıra bağıra şarkılar söyleyelim, seni böyle solgun görmeye dayanamıyorum" demeni istedim, bekledim dedim. "Görmüyorsun" dedim. "Çocuğumuz henüz anne ve babasının birkaç günlük yokluğunu idrak edebilecek, peşimize takılacak yaşta değil, annelerimiz gözümüz kapalı emanet edebileceğimiz insanlar, bu nimeti değerlendirelim, hadi kaçalım, yok olalım biraz ortalıktan diyemiyorsun" dedim.
Öylece dinledi...
Otel bakıyor şimdi, ama biliyorum sünecek, belki aylar bulacak belki sene... O kadar memnun, o kadar umursamaz ve unutkan ki...
Doğum sonrası sinirsel olarak yıprandığım bir dönem yaşadım, bu dönemde psikolojik destek de aldım, evliliğimiz boyunca yapmadığımız kadar kavgayı art arda yapınca çift terapisi de aldık kendi doktorumdan. "Baş başa kalın, uzun yürüyüşlere çıkın, bisiklet turlarına katılın, hiç konuşmasanız bile kmlerce öylece bisiklet sürün" dedi. Çatıda atılı, lastiklerinin havası inmış bisikleti var, güya onu yaptıracaktı, güya bana da ikinci el bir bisiklet alacaktık da düşecektik yollara iki ergen gibi. Ne oldu? Lafta kaldı, unutuldu. 7-8 kez tekrar etmekten ve "Tamam ayarlayalım" lafını duyup boşlukta beklemekten sıkıldım. İstiyorum ki bu adam benim bir adım önüme geçsin, istiyorum ki unutma lüksüm olsun, istiyorum ki içindeki o tembel emekli artık ölsün.
Daha çok konu var, parça parça oradan oraya atlıyor gibi oluyorum kusura bakmayın, ama böyle böyle birikiyor. Belki doğru ifade bile edemiyorum. Başından beri böyle biri olsa, hani üzerine toprak serpilmiş bir modda olsa beklenti de yapmayacağım, diyeceğim "Kızım Gangsta, malzeme bu, dahası yok, başından beri böyleydi" deyip geçeceğim ama böyle değildi işte, bu kadar rutin, bu kadar evcil bir adam değildi.
Bekar evinde yaşardı, ailesi ile oturmazdı; üni. zamanı oldukça haylazdı, hani serseriydi desem olacak, beni de bu tavırları etkilemişti açıkçası. Çünkü ben de öyleydim. Şimdiyse... Neyse işte, böyle. Ne yapayım bilmiyorum. Kaç kere konuştum kaç kere söyledim, kaç kere restleştim. Huy mudur karakter midir, adam evlendi de özünü mü buldu nedir artık bilmiyorum, bilemiyorum.
Daha geçen gün mesela, bizim motora alıcı çıkmış; arabayı aldıktan sonra motoru bir kenara atmıştık. Durduk yere sigortasıydı bilmem nesiydi masraf çıkarmasın diye satalım dedik; 2-3 haftaya kadar satışı verilecek. Dedim ki "Hadi gel son kez motorla çıkalım gezelim, rüzgar yalasın yüzümüzü, basalım gidelim bir yerlere" ve cevap olarak "Aküsü boşalmış" dedi. Ya çok mu zor bir aküyü şarj ettirmek, çok mu zor?! Zaten araba alındığından beri aman trafiğe girmeyelim hüff modunda eve kapattık kendimizi, adam akü boş deyip geçti ya. Hatıralar gidiyor, ömür tükeniyor görmüyor.
Neyse ya valla yaz yaz bitiremem. Böyle aptal bir hal içindeyim, bilmiyorum ben mi uyumsuzum abartıyorum. Huy deyip geçemiyorum da. İnadına her işte yavaş, inadına rahat, inadına monoton. Ölüyorum ya... Ruhum eriyor, neden böyle olduk, ne zaman evli çocuklu mutlu aşırı doz aile saadetinden boğulacak kıvama geldik, nerede heyecanımızı yitirdik bilmiyorum. Tek bildiğim şey, içim delicesine sıkılıyor ve heveslerim günden güne bitiyor.
Okuduğunuz için teşekkür ederim, iç dökme gibi oldu artık kusura bakmayın.
Bir Bunalım olabilir mi ? Ya da zor bir dönemden etkilenmiş falan ?Elbette onun iyi yönlerini görmüyor değilim, hele buradaki konuları okudukça, onun tam bir aile erkeği olduğunu inkar edemem. Şükürsüz değilim, bazen ona haksızlık yaptığımı dahi düşünüyorum. Peki bana yapılan haksızlık?
Her şeyin, düzenin bile aşırısı kötü bana göre. Demiyorum ki ardımızı düşünmeden bekar günlerimizdeki gibi takılalım, ya da taşkınlık yapalım. İstediğim şeyler çok basit, imkanlar dahilinde kolay ulaşılan şeyler, onun ruhu tokken, ben açım. Domestik bir ruha sahip olup, biber dolması yaparken ıslık çalarak mutlu olacak, hazırladığı kahvaltının keyifle yendiğini görünce tatmin olabilecek biri olmayı ben de isterdim. Ama değilim.
Ramazanlık bir şey değil canım bu ya.
Yaşına göre çok sakin kaldığını düşünüyorum, bilmiyorum bunun adı dinginlik mi ama onun bu durağanlığı, beni de geri durmak zorunda bırakıyor. Bu da ister istemez beni mutsuzlaştırıyor. Zaten elimden geldiğince, şu büründüğü emekli dede moduna uyum sağlıyorum, yanında oluyorum, ama onun da benim tarafıma geçip yaşını yaşamasını istiyorum artık. İttirmekten sıkıldım.
Bana da gelenler geldi artık iyice :/