Hala şoktayım (Eşim bana tokat attı)

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Psikoloji çocuğa özel bir kavram değildir.
İnsan psikolojisi benim için her yaşta önemlidir.
Bir bütün olarak herkes birbirini önemsemelidir.

Anlamak istersek eğer bu konudaki annenin psikolojisini de anlarız.
60 yıl önceki neslin yetişmesine bakarak pek çok yanlışı hoş görebiliriz de.


Aşırı olan her şey yanlıştır.
Doğru iletişimin yolu Clarkkent Clarkkent in de dediği gibi her şeye he demekten de geçmiyor, aşırı baskıdan da.

Orta yolu bulabilmek önemli. Bunu da herkes beceremez zaten.

Bir de keşke dediğiniz gibi bencillik sadece 2 yaşa ait bir özellik olarak kalsa.
Maalesef günümüz çocuklarında bencillik çok ileri yaşlara taşıyor kendini. :KK43:

İşin ilginç yanı ise sözde artık daha bilinçliyiz...
Bir yerde ciddi yanlışlar var göremiyoruz.

Söyle birseyde var. Yeni nesil anneler kendini bilinçli sanip, bilinçli degiller. Bu isi paraya çeviren pedagoglari dinleyip, yarim yamalak bilgi alip, ona göre çoçuk yetistirmek istiyorlar. Bir çoçuk 3 yasina kadar anne baba odasinda yatmali diyen sözde pedagoglar ve bunu dinleyen milyonlarca insan var. Ki hiç öyle bir durum yok.

Buda geçmis nesiller çoçuklarini yanlis büyüttüler diye, simdiki annelerde diger ucuna gidiyor isin. 'helicopter parenting' olayin dibine vuruyorlar. Cocugu travma olacak diye hayir diyemeyen kadinlar var. Yada sesini yükseltmeyen, ceza vermeyen,..

Ortasi kesinlikle bulunmali. Bu sendromlar, travmalar kesinlikle var. Belirli yas esiklerine, gelisimlerine göre egitim stilini degistirmen gerek. Ancak isin ucunu kaçirtmamak gerek. Saplantili olmamak gerek. Ve bu ne yazik ki çok zor birsey. Klavuz diye birseyimiz yok anne baba olarak. Bende bazen önümü göremiyorum, acaba dogrumu yapiyorum, yanlismi yapiyorum bilmiyorum her zaman. Ancak asla cocuguma siddet uygulamam, babasi birsey derken ben farkli birsey demem.
 
İlgili baba böyle bir şey mi? Ev temizliğini de yapacak tabii ki. Benim atmış yaşında babam da annem ev hanımı ve sağlıklı olmasına rağmen evi temizler,sahurlari hazırlar.
Adam hem karantina yüzünden çalışmıyor hem iki çocuğun var hem de üçüncüsüne riskli bir şekilde hamilesin.
Böyle bir durumda bile adamın yaptığını 'lutuf' olarak görme. Evde iş birligi var, o da kendi gorevini yapıyor. Tutup da kendi yaşadığı evi temizledi diye ona minnet mi edeceksin? O evi dağıtan zaten o ve kendi kanından çocukları. Temizleyecek tabii ki
İyi bir koca olmadığı gibi iyi bir baba asla değil. Bir sıcak su bir soğuk su döküp zature edecek çocukları. Böyle saçma ebeveynlik mi olur? Önce sert ol yasakla, sonra ağlasın kıyama izin ver. Bu cocuklarla baş da edilmez ileride çünkü onlara ne kadar ağlayıp sorun cikartirsa o kadar merhamet gösterileceği ogretilmis daha bebekken. Enerjilerinin son damlasına kadar kullanacaklardır.
Ve son olarak hamile kadına tokat atmak...
Nasıl bir vicdan bunu yapabilir?
Kocan merhametsiz bir adam. Yazdıklarından anladım ki ayrilamayacaksin. Belki şartların uygun değil,belki hamilelik,3 çocuk...ama bu mecburiyetini ve ona muhtaç kaldığını bilmek kocanı daha zalim bir insan yapmaya itebilir. Neticede tokat attı ve tepkini gözlüyor. Eğer senin bir yere gidemeyecegine, 3 çocuğun ayağında pranga olduğuna ve onu asla terkedemeyecegine- haliyle yuvasının bozulmayacagina inanırsa kavgaları tokatla-dayakla bitirme huyu edinebilir. Nasılsa ağlayıp susuyorsun. Nasılsa bir yere gidemezsin. Bir kez elinin altında olduğunu anlayan zalim adam bundan sonra döver de aldatır da...çünkü elinin altındasın..
Çok üzücü ama durum bu. Acaba evden mi kovsaniz?
 
Konuyu açıp açmamakta çok kararsız kaldım ama sonunda yazmaya ve fikir almaya karar verdim.
Öncelikle bir iki ön bilgi geçmeliyim.
Eşim ev işlerinde yardımcı çocuklarıyla ilgili bir baba. Benimle de ilgili diyebilirim.
Son zamanda ev temizliği sorumluluğu eşimde.
Ben yemek yapıyorum çocuklarla ilgileniyorum,kendimi iyi hissedersem bulaşıkları toparlıyorum. Düzenimiz değişti biraz riskli bir gebelik geçiriyorum.
Eşim hep destekçi oldu bu süreçte hiç gocunmadı hakkını yiyemem. Ama içten içe evden de çıkmamanın verdiği stresle bunaldığını hissediyordum.
Çocuklarına fazla otoriter davranır bazen. Bazen de çok yüz verir. Tam dengeyi tutturmuş değil bu konuda. Ben daha dengeli davrandığımı düşünüyorum.
Konuya gelelim.
Dün iftar sonrası küçük oğlumun elinde abisine yeni sipariş ettiğimiz kitap vardı. Benim gözetimimde biraz inceledi kitabı. Bu oğlum 2 yaşında. Sonra kitabı hırpalamaya başladı bende elinden alıp beraber bakmayı teklif ettim. Bu ara 2 yaş sendromu dönemi malum,fazla hırçınlaştı. Kendini yere attı,bağıra bağıra ağladı. Güç bela odasına götürüp sakinleştirmeye çalıştım. Kitaba beraber bakmaya ikna etmek istedim o sırada eşim niye ağlatıyorsun çocuğu diye seslendi varan 1 buydu.
Sonra içeri geçtik eşimin yanına ve durumu anlattım. Ver ne olcak baksın yırtarsa da bir şey olmaz dedi. Bende o an daha fazla inatlaşmak ve uğraşmak istemedim. Çünkü oğlumun gözünde eşim sayesinde ben denileni yapmayan gaddar anne konumundaydım.
Oğluma hadi otur koltuğa kitabı vereyim bak dedim ama iyice yüz aldığı için bunu söylediğimi bile anlamadı çıldırmış gibi kendini yerlere attı,kafasına vurdu kitap elinde olmasına rağmen.
Bende eşimin bana müdahale ettiğinden kaynaklı böyle olduğunu düşündüğüm için iyice sinirlendim ve sinirle oğlumu yerden alıp kanepeye bıraktım. Biraz sert bıraktığım için elindeki kitap kafasına çarpmış o an ama ben fark etmedim. Aldım kitabı iki kere de poposuna vurup sana kitap felan yok dedim çıktım odadan. Arkamdan bağırdı eşim gittim ve ona bana karışmasaydın böyle olmayacaktı diye kızdım.
O da bana çıkıştı çocuk nefesini alamıyor nasıl fırlattın koltuğa diye arkasına tokat attı ve bende o şokla kendisine tokat attım. Sonrada nefes alamıyor diyorsun alıp çocuğu sakinleştirmiyorsun bile diye diye aldım oğlumun elini yüzünü yıkadım,sakinleştirdim.
Arkasına bir iki sözlü dalaşımız oldu. Çocuklar daha fazla etkilenmesin diye konuyu uzatmadık. Sonra ben ağrım olduğu ve hala tokat şokunu atlatamadığım için odaya gittim ve ağlarken uyumuşum biraz.
Kalktığımda çocukları yatırmış içeride oturuyordu. Hiç yanına gitmedim. Gece yatmaya veya bir özür dilemeye hiç bir şey için gelmedi yanıma.
Sabah oldu hala konuşmuyoruz.
Çocuklarıma asla şiddetle yaklaşan bir anne olmadım hiç. Dün eşimin yaklaşımı ve hamileliğin de vermiş olduğu psikolojiyle böyle sert davrandım keşke hiç yaşanmasaydı böyle bir olay çok üzülüyorum dünden beri.
Eşim daha sinirli ve serttir çocuklara karşı ama ben ağlatınca kıyamadı galiba anlam veremedim. Kendisine de hiç karıştırmaz bu arada. Kızar ceza verir ama beni asla karıştırmaz.
Evet ne düşünüyorsunuz?
Tavrım nasıl olmalı ?
Yavruma davranışımı lütfen yargılamayın ilk ve sondu.
Eşimle olan mevzuya yorumunuz nedir ?
Çocuğu koltuğa firlatmissiniz, poposuna vurmussunuz ama çocuklara şiddet uygulamiyorsunuz asla öyle mi? Peki siz ogkunuzdan özür dilediniz mi?
Çocuklari fiziksel, duygusal istismar ettiğimizi ne zaman farkedecegiz acaba?
Ayrıca şunu da belirtmek isterim çocuklar niyetlerinin kölesidir. İçlerinden gelen dürtuye karşı koyamazlar. Onlar için tek önemli an "o an" , tek önemli şey "ben" dir.
 
Hehh işte bu durumda sendromu sendrom yapan koşullar ve yetişkinler..
Aslında aynı şeyden bahsediyoruz..
Sıradan bir gelişim dönemini krize çevirenler gerçek anlamda kimler?

Aslında büyüklerin yaptığı yanlış; işin adına sendrom deyip tüm sorumluluğu çocuğa, yaş özelliklerine
yıkmak.. Kendisine özeleştiri yapan kaç ebeveyn var merak ediyorum..
Söyle birseyde var. Yeni nesil anneler kendini bilinçli sanip, bilinçli degiller. Bu isi paraya çeviren pedagoglari dinleyip, yarim yamalak bilgi alip, ona göre çoçuk yetistirmek istiyorlar. Bir çoçuk 3 yasina kadar anne baba odasinda yatmali diyen sözde pedagoglar ve bunu dinleyen milyonlarca insan var. Ki hiç öyle bir durum yok.

Buda geçmis nesiller çoçuklarini yanlis büyüttüler diye, simdiki annelerde diger ucuna gidiyor isin. 'helicopter parenting' olayin dibine vuruyorlar. Cocugu travma olacak diye hayir diyemeyen kadinlar var. Yada sesini yükseltmeyen, ceza vermeyen,..

Ortasi kesinlikle bulunmali. Bu sendromlar, travmalar kesinlikle var. Belirli yas esiklerine, gelisimlerine göre egitim stilini degistirmen gerek. Ancak isin ucunu kaçirtmamak gerek. Saplantili olmamak gerek. Ve bu ne yazik ki çok zor birsey. Klavuz diye birseyimiz yok anne baba olarak. Bende bazen önümü göremiyorum, acaba dogrumu yapiyorum, yanlismi yapiyorum bilmiyorum her zaman. Ancak asla cocuguma siddet uygulamam, babasi birsey derken ben farkli birsey demem.


Üstteki yorumumla cevap vereceğim. :)
Sıradan gelişim dönemlerini krize dönüştürüp sendrom yapan büyükler.

Bu iş kolay demiyorum, son derece zor.
Ama keşke sendrom deyip geçmek yerine herkes kendisini doğru değerlendirebilse sizin gibi.
Kusursuz değiliz hepimiz birer kuluz.
Ama yanlışlarımızı değerlendirip düzeltmezsek sendromların sonu bir ömür gelmez maalesef.
 
Söyle birseyde var. Yeni nesil anneler kendini bilinçli sanip, bilinçli degiller. Bu isi paraya çeviren pedagoglari dinleyip, yarim yamalak bilgi alip, ona göre çoçuk yetistirmek istiyorlar. Bir çoçuk 3 yasina kadar anne baba odasinda yatmali diyen sözde pedagoglar ve bunu dinleyen milyonlarca insan var. Ki hiç öyle bir durum yok.

Buda geçmis nesiller çoçuklarini yanlis büyüttüler diye, simdiki annelerde diger ucuna gidiyor isin. 'helicopter parenting' olayin dibine vuruyorlar. Cocugu travma olacak diye hayir diyemeyen kadinlar var. Yada sesini yükseltmeyen, ceza vermeyen,..

Ortasi kesinlikle bulunmali. Bu sendromlar, travmalar kesinlikle var. Belirli yas esiklerine, gelisimlerine göre egitim stilini degistirmen gerek. Ancak isin ucunu kaçirtmamak gerek. Saplantili olmamak gerek. Ve bu ne yazik ki çok zor birsey. Klavuz diye birseyimiz yok anne baba olarak. Bende bazen önümü göremiyorum, acaba dogrumu yapiyorum, yanlismi yapiyorum bilmiyorum her zaman. Ancak asla cocuguma siddet uygulamam, babasi birsey derken ben farkli birsey demem.
Aynen öyle her okumuş ve mesleğini elinde tutan, çocuk gelişimini iyi bilirim, söyle yap diyen anne en doğrusunu yapmıyor. Kendi anne babasının hatasını yapmasa bile başka hatalar yapıp bu sefer çocukerkil toplumun gelişmesine müsaade ediyor. Evde çocuk ne isterse o yapılıyor.
 
Ah bu çocuklar evin hem tadı hem tuzu. O yaş donemleri zordur. Ben hala cok kizarsam poposuna vururum acıtmadan.. Bu bence dovmek değil ki. Mesela ben çok terlik te atarım. .terliği kaldırınca bizim ki pııŕ kaçar. Zaten bilerek isabetli atmam az büyüsün belki ozaman sinirlenirsem isabetli de atabilirim . Yani size esinizin mudahele etmesi çok yanlış.
Yanlış dahi davransaniz o an birlikte hareket edip sonra bu konuyu aranızda halletmeniz lazım. Yoksa çok kavga edersiniz. Çünkü adı üstünde çocuk ve belli dönemler zor ayrıca bu durumlardan çok yüz bulabiliyorlar.
Ben sizin yerinizde olsam sonradan da o kitabı vermezdim.zaten incelemesine bakmasınà izin vermiş hirpalayinca uyarmış akabinde almişsiniz. Ben olsam bende sonrasında alırdım .
Eşiniz çok çok çok ayıp etmiş öyle bi tavır alınki görsün gününü. Haklısınız birde üstune tokat yemek nedemek. Hamile ya da değil tepki çok yanlış.
Evde elbette size yardimci olucak zaten şu ara çalışmıyorlar . Üstüne zor geçen hamilelik ise zaten yapması lazım . Kavga çıkarmadan burnunu sürtmenizi tafsiye ederim..
 
Annemin bakışıyla ne demek istediğini anlayan, uslu, kurallara uyan, ciyak ciyak ağlamadığım tepinmediğim bir çocukluk geçirdim.

Hiç de psikolojim sağlam değil. Anne olmama kararımın sebeplerinden biri de bu. Anneme duyduğum sevgi ile korkuyu karşılaştırsam korku ağır gelir. Buna ilaveten öğretmen, yaşlı vs her otorite figürünün dediğini mutlak doğru kabul ederek büyüdüm. Ama öyle değilmiş. Korkak, sinik, pısık bir yetişkinim. Yetişkin bile değilim aslında. Demek istediğimi bile net ifade edemiyorum.

Her dönem, sendrom yaşanmalı. Her dönem sendrom zamanında yaşanmalı. Bir çocuk ergen saygı çerçevesinde kendini ifade etmeyi, hayır demeyi ancak bu dönemlerle oturtabilir sanıyorum. 29 yaşında bir insan "Hayır ben bu adamla evlenmek istemiyorum." derken acaba ne olacak diye strese girmemeli. 30 yaşından sonra 20li yaşlarını yaşamamalı.

Anlayıp anlamadığınızdan bile emin olmadan her yoruma
''Beğenmedim. '' ifadesi bırakmanızdan belli aslında kendinizi ifade sorununuzun olduğu. :)

Yine de bu yorumunuzda kendinizi gayet iyi ifade ettiğinizi düşünüyorum.
Her otorite figürünü mutlak doğru kabul etmenizi, çocukluğunuza ve annenize bağlamayın sadece bence.
Farklı etkenler olsa gerek.

Yaş ve statü benim için bir hiçtir.
Yanlışa yanlış demekten asla çekinmem.
Allah'tan başka kimseden korkmam.
Dediğiniz gibi büyüdüm, büyüdük.
Edebimizi de bildik ama..
Kardeşlerim de ben de haksızlık karşısında asla susmayız kimseye karşı.
Annemize, babamıza da yanlışsa yanlış, hayırsa hayır deriz.

Bu sendrom dönemleri genelde saygı çerçevesinden uzak yaşanıyor, bu yüzden
adına sendrom deniyor kulağa korkunç geliyor bir de bilginiz olsun.
Zira el kadar çocuğun annesini yumruklayıp tekmelediği, kendisini herkesin içinde
yerden yere attığı durumlar söz konusu..
 
Adam fırlattığı için nefes alamadı demiş ağladığı için değil. Ayrıca sabredemeyip şiddete başvurulacaksa anne olmamayı tercih etsin herkes. Normal gibi görmenize şaşırıyorum.
Yahu çocuğu alıp poposunun üstüne bırakmanın nesi şiddet. Dilerim 2 yaş sendromunu iliklerine kadar yaşayan bir evladınız olmaz. O zaman tükürdüğünüzü yalarsınız.
 
hepiniz haksızsınız.Çocuklar da hırçın olmuş anladığım kadarıyla.Fiziksel olmasa da süregelen bir didişmeniz var sanırım.Siz sakinleşin bakın çocuk da nasıl sakinleşecek.
 
Böyle devam etmeyin , ilişki ve aile terapisine gidin ikinizde yoksa eşiniz vurmaya alisirsa devamı gelir
 
Yahu çocuğu alıp poposunun üstüne bırakmanın nesi şiddet. Dilerim 2 yaş sendromunu iliklerine kadar yaşayan bir evladınız olmaz. O zaman tükürdüğünüzü yalarsınız.
Konu sahibi poposuna vurduğunu da söylüyor. O da şiddet değilse can yakmayan hiç birşey şiddet değildir diyebilir miyiz?
 
Benim pek bir fikrim yok ama düşüncemi paylaşacağım.

Sendrom,atak ergenlik vb dönemleri sadece imkanı olanlar yaşıyor.

Ben mesela annemin ergenlik yaşadığını filan duymadım hiç.

Ben de 2 yaş sendromu yaşamamıstim. Annem döverdi bizi. O ne derse oydu.

Kendimi yere atıp ağlamam ya da dediğim dedik tavirlarim olamazdı. Çünkü sonu bana pahaliya patlayacakti .bunu biliyordum.

Benim Üniversitede bir arakdasim vardi. Babasi çok sıkı tutucu bir adamdi. Kızın sevgilisi olmasini bile kabul etmiyordu.

Kız da sanırım tam da bu sebeple okula gelince bağını koparmıştı.

Sevgilisinin olduğu şehirlere gidiyordu sürekli.

Kürtajla çocuk aldırmaya bile sevgilisinin şehrine gitmisti.

Bugün kavga etmis sevgilisi ile . Yurtta sinjr krizleri. Bağırmak cagirmak. Aglamak. Sokaklarda caddelerde yankılanıyor sesi.

Yan apartmandaki hem hocamız hem komşu olan adamcagiz don gömlek geldi yurda ne oluyor diye.

Kizı kaptığı gibi hasteneye götürdü.

Sonrasında tatilde memleketteyken yine ayrılmışlar...yani evinde babasının yanında.

Var mı sinir krizi yok.

Var mi cirlamak yok.

Var mı bağırmak... yok.

Neden .. Çünkü sıkar biraz.

Şimdi artık cocuklar eskisi gibi değil. Korkmuyorlar.

Biz onlardan korkuyoruz. Açıkçası ben çocuklardan cok korkuyorum. Bakin bende sendrom yok. Çünkü ortamim yok 😊
Tam da böyle 👍 diğer yorumunuza da katılıyorum alıntı yapmamışım 👏
 
İşte klasik baba figürü.Bu ''kıyamam''cı babaların birçoğu anneyi çocuğun gözünde düşürüyor.Çocukta ''babam izin veriyor annem kızıyor'' kafası oluşuyor,halbuki anneye katılsa olay buralara gelmeyecek bile,çocuk babadan yüz bulmuş.Olay büyüyene kadar adamın umurunda değil,kadın hamile haliyle çocuğa laf anlatmaya çalışıyor.
Neyse,siz de haksızsınız bu arada.Bırakın parçalasın işte ya da hiç karışmayın otursun ağlasın.Ne uğraşıyorsunuz çocukla ? Herkes gücü yettiğine karışıyor sanırım.Siz çocuğunuzdan özür dileyin,eşiniz de sizden özür dilesin.
 
Konu sahibi poposuna vurduğunu da söylüyor. O da şiddet değilse can yakmayan hiç birşey şiddet değildir diyebilir miyiz?
Hayır can yakmayan şey şiddet değildir demiyorum. Çocuğun poposuna vurmak şiddet değildir diyorum. Her mevzunun suyunu çıkardığınız gibi bununda suyunu çıkardınız burada tebrikler...
 
Hayır can yakmayan şey şiddet değildir demiyorum. Çocuğun poposuna vurmak şiddet değildir diyorum. Her mevzunun suyunu çıkardığınız gibi bununda suyunu çıkardınız burada tebrikler...
Sizin düşünceniz saygı duyuyorum. Ama işimize gelen şeyi şiddet işimize gelmeyeni başka bir şey olarak adlandıramayız.
 
Konuyu açıp açmamakta çok kararsız kaldım ama sonunda yazmaya ve fikir almaya karar verdim.
Öncelikle bir iki ön bilgi geçmeliyim.
Eşim ev işlerinde yardımcı çocuklarıyla ilgili bir baba. Benimle de ilgili diyebilirim.
Son zamanda ev temizliği sorumluluğu eşimde.
Ben yemek yapıyorum çocuklarla ilgileniyorum,kendimi iyi hissedersem bulaşıkları toparlıyorum. Düzenimiz değişti biraz riskli bir gebelik geçiriyorum.
Eşim hep destekçi oldu bu süreçte hiç gocunmadı hakkını yiyemem. Ama içten içe evden de çıkmamanın verdiği stresle bunaldığını hissediyordum.
Çocuklarına fazla otoriter davranır bazen. Bazen de çok yüz verir. Tam dengeyi tutturmuş değil bu konuda. Ben daha dengeli davrandığımı düşünüyorum.
Konuya gelelim.
Dün iftar sonrası küçük oğlumun elinde abisine yeni sipariş ettiğimiz kitap vardı. Benim gözetimimde biraz inceledi kitabı. Bu oğlum 2 yaşında. Sonra kitabı hırpalamaya başladı bende elinden alıp beraber bakmayı teklif ettim. Bu ara 2 yaş sendromu dönemi malum,fazla hırçınlaştı. Kendini yere attı,bağıra bağıra ağladı. Güç bela odasına götürüp sakinleştirmeye çalıştım. Kitaba beraber bakmaya ikna etmek istedim o sırada eşim niye ağlatıyorsun çocuğu diye seslendi varan 1 buydu.
Sonra içeri geçtik eşimin yanına ve durumu anlattım. Ver ne olcak baksın yırtarsa da bir şey olmaz dedi. Bende o an daha fazla inatlaşmak ve uğraşmak istemedim. Çünkü oğlumun gözünde eşim sayesinde ben denileni yapmayan gaddar anne konumundaydım.
Oğluma hadi otur koltuğa kitabı vereyim bak dedim ama iyice yüz aldığı için bunu söylediğimi bile anlamadı çıldırmış gibi kendini yerlere attı,kafasına vurdu kitap elinde olmasına rağmen.
Bende eşimin bana müdahale ettiğinden kaynaklı böyle olduğunu düşündüğüm için iyice sinirlendim ve sinirle oğlumu yerden alıp kanepeye bıraktım. Biraz sert bıraktığım için elindeki kitap kafasına çarpmış o an ama ben fark etmedim. Aldım kitabı iki kere de poposuna vurup sana kitap felan yok dedim çıktım odadan. Arkamdan bağırdı eşim gittim ve ona bana karışmasaydın böyle olmayacaktı diye kızdım.
O da bana çıkıştı çocuk nefesini alamıyor nasıl fırlattın koltuğa diye arkasına tokat attı ve bende o şokla kendisine tokat attım. Sonrada nefes alamıyor diyorsun alıp çocuğu sakinleştirmiyorsun bile diye diye aldım oğlumun elini yüzünü yıkadım,sakinleştirdim.
Arkasına bir iki sözlü dalaşımız oldu. Çocuklar daha fazla etkilenmesin diye konuyu uzatmadık. Sonra ben ağrım olduğu ve hala tokat şokunu atlatamadığım için odaya gittim ve ağlarken uyumuşum biraz.
Kalktığımda çocukları yatırmış içeride oturuyordu. Hiç yanına gitmedim. Gece yatmaya veya bir özür dilemeye hiç bir şey için gelmedi yanıma.
Sabah oldu hala konuşmuyoruz.
Çocuklarıma asla şiddetle yaklaşan bir anne olmadım hiç. Dün eşimin yaklaşımı ve hamileliğin de vermiş olduğu psikolojiyle böyle sert davrandım keşke hiç yaşanmasaydı böyle bir olay çok üzülüyorum dünden beri.
Eşim daha sinirli ve serttir çocuklara karşı ama ben ağlatınca kıyamadı galiba anlam veremedim. Kendisine de hiç karıştırmaz bu arada. Kızar ceza verir ama beni asla karıştırmaz.
Evet ne düşünüyorsunuz?
Tavrım nasıl olmalı ?
Yavruma davranışımı lütfen yargılamayın ilk ve sondu.
Eşimle olan mevzuya yorumunuz nedir ?

öncelikle cnm çocuğunla bu şekilde bi durum yaşamanı kimse yargılayamaz çocukları için ne kadar sevgi dolu ve fedakar bi anne olduğuna eminim Herkes ne yaşadığını kendi bilir ayrıca o yaş sendromları o kadar ağırki seni çok iyi anlıyorum o yollardan geçen bi anne olarak ama işte eşinin sana böyle bi durumda bu şekilde davranması çok haksızlık kesinlikle kendini haksıZ konuma düşürmüş tokat atarak böyle olmaz seninle düzgün bi şekilde konuşmalıydı Yaşanan durumla ilgili ayrıca benimde anlattığın bazı durumlara benzer bi eşim var o yüzden seni çok iyi anlıyorum bencillik yapıyorlar diye düşünüyorum kendilerinde herşeyi hak görüyorlar ama bize hiç bişe için anlayış hak göstermiyorlar bu tarz karakterde eş ile hayat çok zor oluyor gerçekten tabiki nasıl seni davranışınla ilgili yargılayıp böyle yaptıysa oda kendinide yargılayıp tokat attığının hata olduğunu anlayıp senden özür dilemeli kendini affettirmeli çok kırgın ve paramparça olduğuna eminim bide hamilesin bu dahada katlar kırgınlığını üzüldüm çok cnm zor böyle eşlerle hayat allah kolaylık versin inşallah

:KK61:
 
Ucuncu dogunca ne yapmayı dusunuyorsunuz?
Büyük zaten okula gidiyor. Yeni doğan da emzirilip uyutulduktan ve temizliği yapıldıktan sonra bir isteği kalmıyor. Bende bu süreçte küçük oğluma vakit ayırırım diye düşünüyorum. Etkinlik oyun vs.
Tabi ki zor olacak. Bu hayatta hiçbir şey kolay değil ki ... Çocuğum olmasaydı daha kolay bir hayatım olacağını sanmıyorum açıkçası. Bir insan yetiştiriyoruz ve zorlukları olacak. Her şeyi bir bir hesaplayarak yapmaya kalksak bir şey Sahibi olamayız diye düşünüyorum. Attığı her adımı ve sonunu hesaplamak fazla matematiksel geliyor ve faydalı olduğunu da düşünmüyorum. Gerektiğince hesabımı yaptığım kanaatindeyim. Tekrar söylüyorum hiçbir şey olmadığı gibi bu da kolay olmayacak ama iyi evlatlar yetiştirebilirsem tüm bu yaşanılan zorlukların karşılığını alacağımı düşünüyorum. Karşılık derken çocuklarımdan madden beklediğim bir şeyden bahsetmiyorum,taşa tutacaklar hazırda beklerken açıklayayım.
Onların devletine milletine hayırlı insan olmaları bir katkılarının olduğunu görmek,iyi yerlere geldiğini görmek yeterli ...
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
X