Hala şoktayım (Eşim bana tokat attı)

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Evde genel olarak şiddete yatkınlık var demek ki, ya da yeni oluşmuş bilemedim.

2 yaşında çocuğun poposuna vurmak fazla gelmeyebilir size ya da birilerine ama çocuk kendince kriz geçirip kendini yerden yere atarken o anı yönetemeyip vurmak, itmek, bir yerden bir yere kaldırmak yangına körükle gitmekten başka birşey değil. Yani çocuğun sizden gördüğü de şiddet, bir kez ya da 10 kez olması gözümde birşey değiştirmiyor o eşiği aşmışsınız eşiniz de aşmış size karşı.

Hayırlısı birbirinizi affedip devam edeceksiniz yola malum boşanmayı da düşünmediğinize göre.
 
Hepiniz suçlusunuz. Biri, birinden daha suçlu degil. Sen çoçuga vururken "ay ilk ve sonduuu, kötü his ediyorum" oluyor ama esin sana vurunca "aa nasii oluur, yapamaaazz" tavri niye?

Cocuga siddet uygulanmis. Bunun bahanesi olamaz. Siddetin hiçbir zaman bahanesi olamaz. Esinde ayni sekilde sana vurmaya bahanesi olamaz.

Ve çoçuklar yeri gelince evet aglamali. Anne babayi dinlemiyorsa, birak yerde yirtsin kedini. Halen niye tutturuyorsun beraber kitap okuyalim diye?
 
Bunu diyen de sizsiniz belki de adam gerçekten sinirlendi çocuğa yaptığınız şeye. Ki benim eşim köpeğime bile sert davransa sinirlenip itiyorum savunmak için. Bana sadece kendinizi aklıyorsunuz gibi geliyor. Bahsettiğiniz adamın durduk yere size vurmadığı belli. Bir de kendiniz de vurup sadece ondan özür beklemeniz ve şiddete neyilli oluşunuz anında tokatla cevap verişinizden anlaşılıyor. Sizin gibileri çok iyi tanıyorum çevremden. Birbirimizi kandırmayalım. Çocuğunuza düzgün davranmayı öğrenin eşinize tepki vermeden önce. Siz en azından tokat attınız 2 yaşındaki bebe ne yapabildi ki hiçbir şey.
Valla o 2 yaşındaki dediğiniz gün içinde benim canıma okuyor bir bilseniz büyümüş de küçülmüş dersiniz. Bunun dışında söyleyeceğim tek şey size katılmıyorum
 
Eski nesil travma, sendrom yaşamıyordu belki ama onların da başka sorunları var. Onların sıkıntısı da büyüyünce ortaya çıkıyor. Eşiyle, kaynanasıyla, akrabasıyla, çocuğuyla doğru ilişki kurmayı bilmiyor. Kendini ifade edemiyor. Dediğim dedik çaldığım düdük geziyor. Kendini geliştirmiyor, yeniliklere kapalı.

İki neslin yaklaşımı da yanlış. Otoriter anne baba olmak demek sert olmak, bir bakışınla çocuğun aklını almak değildir. Çocuğu anlamak demek ne dediyse yapmak; tabiri caizse çocuğa arkadaş olmak demek değildir. Dengeyi korumak uzman önerisi eşliğinde yaklaşmak lazım.

İşte ben de onu diyorum.
Benim annem ilkokul mezunu bir kadın.
Bir gün yanımda oturup ödevimle ilgilendiğini bilmem.
Karın tokluğu, koruması, ev geçindirmesi, ahlaki değerler için paraladı kendini kendince.
Ama sizin dediğiniz gibi bunun en iyi yolu aslında bir bakışla akıl almak değildi.

Yine de günümüz okumuş annelerindeki yetiştirmelere bakınca anneminkini tercih ederim gerçekten.
Doyumsuzluğun, şımarıklığın önünü bu kadar açıp adına sendrom koymak yeterince zor olan hayatı
daha da çıkmaza sokmaktan başka bir şey değil.
Kendileri için de çocuklar için de, onların karıştığı toplum için de..
 
Hepiniz suçlusunuz. Biri, birinden daha suçlu degil. Sen çoçuga vururken "ay ilk ve sonduuu, kötü his ediyorum" oluyor ama esin sana vurunca "aa nasii oluur, yapamaaazz" tavri niye?

Cocuga siddet uygulanmis. Bunun bahanesi olamaz. Siddetin hiçbir zaman bahanesi olamaz. Esinde ayni sekilde sana vurmaya bahanesi olamaz.

Ve çoçuklar yeri gelince evet aglamali. Anne babayi dinlemiyorsa, birak yerde yirtsin kedini. Halen niye tutturuyorsun beraber kitap okuyalim diye?

Aynen Arya katılıyorum sana.

Keşke ağlamasına izin verip ortamı terk etseydiniz en azından çocuğa şiddet göstermemiş olurdunuz, sakinleşmesini bekleseydiniz.
 
Aynen Arya katılıyorum sana.

Keşke ağlamasına izin verip ortamı terk etseydiniz en azından çocuğa şiddet göstermemiş olurdunuz, sakinleşmesini bekleseydiniz.

Ya çoçuk 2 yasinda "dedigim dedik" sendromunu yasiyor. O an sadece istedigi sey olmadigini görüyor ve çildiriyor. Cünkü çoçuklar o yasta her istediginin aninda olmasini istiyorlar. Ikna edilcek bir yas degil. Hali ile duygularin yatismasini beklersin ve açiklama yapacaksan, o zaman yapacaksin. Huyuna gitmeyeceksin yani.

Yani çoçuk resmen sirf çoçuk oldugundan dolayi dayak yedi. Evet popoya vurmakta dayaktir. Biri gelip senin popuna vursa, buna taciz deriz. Ama bir anne çoçugun popusuna vurunca normal mi oluyor?
 
Sendrom diye birşey var ama bu abartıldığı gibi olduğunu düşünmüyorum bende

Anne babalar çocuklarının her istediğini yaparak iyi ebeveyn olmuyorlar aksine bu çok olumsuz sonuçlar ortaya çıkarır

Otorite dediğimiz şey ise eli sopalı anne baba değil

Bir çocuk hayır anlamını bilir

Çocuktur bilmez demeyin bilmiyorsa bu anne babayla alakalıdır

Acıkan çocuğu daha çok yesin diye tv tablet telefon izlerken oynarken annenin ağzına yemek tıkıştırdığını görüyoruz

Bu davranış yanlış ve siz bunu çocuğa öğretiyorsunuz yani bu çocuğun yapısında olan birşey değil bu sendromda değil

Yeni alınmış bir kitabın yırtılması çocuğa hiçbir fayda sağlamayacağı gibi yanlışı öğretir

Günümüz anne babaları çocukları üzerinden ego tatmini yaşamak istiyorlar

2 yaşındaki çocuğa kitaptan hevesini alsın demenin hiçbir elle tutulur yanı yoktur
Çocuk
O kitabı yırtarak kitap kurdu olmayacak aksine

Eşyaya mala saygı duymamayı öğrenecek

Yani çocukta olumsuz davranışların sorumlusu gene biziz
 
Ebeveynlerin cocugun yaninda birbirlerini elestirel hareketleri hic dogru degil. Esiniz burda hatali belki hamileligin verdigi o gerginlikle tahamulsuzlesmis olabilirsiniz esinizin sizi kenara cekip konusmasi gerekirken size tokat atmasi cok yanlis. Ayrica cocuk sirf aglamasin diye yapmamasi gereken bir seye goz yummakta dogru degil. Neden kitabi yirtsin ki. Nolursa olsun cocugun sakinlesmesini size destek olup saglamasi lazimdi. Ucuncu cocukta nolur bilmiyorum esinizin tavirlari yanlis. Ilerleyen zamanlarda Cocuklariniz babanin bu hareketlerinden dolayi surekli onun yaninda abarta abarta aglayarak dedigini yaptiracaktir.
 
İşte ben de onu diyorum.
Benim annem ilkokul mezunu bir kadın.
Bir gün yanımda oturup ödevimle ilgilendiğini bilmem.
Karın tokluğu, koruması, ev geçindirmesi, ahlaki değerler için paraladı kendini kendince.
Ama sizin dediğiniz gibi bunun en iyi yolu aslında bir bakışla akıl almak değildi.

Yine de günümüz okumuş annelerindeki yetiştirmelere bakınca anneminkini tercih ederim gerçekten.
Doyumsuzluğun, şımarıklığın önünü bu kadar açıp adına sendrom koymak yeterince zor olan hayatı
daha da çıkmaza sokmaktan başka bir şey değil.
Kendileri için de çocuklar için de, onların karıştığı toplum için de..
Tabi ki şımarıklık başka bir şey. Ama sendrom diye bir gerçek var. Üzerine kitaplar yazılmış, araştırmalar yapılmış. Görmezden gelemeyiz. Kimi çocuk hafif atlatırken kimi çocuk zangır zangır yaşıyor sendromlarını.

Her ağlama krizi sendromdan kaynaklı değildir. Ama yaptığımız her hatalı davranış çocuklarda travmaya sebep olur, bilinçaltının karanlık dehlizlerinde saklanır. Bir gün ortaya çıkar veya hiç ortaya çıkmaz, bunu bilemeyiz. İnsan beyni çok karmaşık bir yapıdır. Bana annem vurdu ama bana bir şey olmadı ben sağlıkla büyüdüm, sağlıkla yaşadım diyebiliriz. Ama başkası öyle olmayabilir.
 
Aynen Arya katılıyorum sana.

Keşke ağlamasına izin verip ortamı terk etseydiniz en azından çocuğa şiddet göstermemiş olurdunuz, sakinleşmesini bekleseydiniz.
Eşim sürekli neden ağlıyor ağlatma dediği için fazla uğraştım sussun diye. Normal zamanda daha sakin yönetebiliyorum süreci ama bu sefer eşimin olumsuz katkısı buralara getirdi olayı. Çocuğum aman ağlamasın diyen annelerden değilim. Gereksiz yere ağlıyorsa buyursun ağlasın hiç de susturmaya çalışmam. Bilmiyorum ya sanki kimseye kendimi anlatamıyorum. Normal de kelimeleri çok doğru seçerim ama buraya bir konu açtığımda genelde ruh halim iyi olmuyor ve kendimi tam ifade edemiyorum .
 
Tabi ki şımarıklık başka bir şey. Ama sendrom diye bir gerçek var. Üzerine kitaplar yazılmış, araştırmalar yapılmış. Görmezden gelemeyiz. Kimi çocuk hafif atlatırken kimi çocuk zangır zangır yaşıyor sendromlarını.

Her ağlama krizi sendromdan kaynaklı değildir. Ama yaptığımız her hatalı davranış çocuklarda travmaya sebep olur, bilinçaltının karanlık dehlizlerinde saklanır. Bir gün ortaya çıkar veya hiç ortaya çıkmaz, bunu bilemeyiz. İnsan beyni çok karmaşık bir yapıdır. Bana annem vurdu ama bana bir şey olmadı ben sağlıkla büyüdüm, sağlıkla yaşadım diyebiliriz. Ama başkası öyle olmayabilir.

Tabiki insan psikolojisi derya deniz.
Her olay herkesin üzerinde aynı etkiyi göstermez katılıyorum.

Sendrom varsa eğer gerçekten, sanırım uygun ortam şart ortaya çıkması için Boleyn Kizi Boleyn Kizi nın dediği gibi.
Yoksa aynı yaştaki çocuğun insanına göre tavır sergilemesini başka türlü açıklayamıyorum ben.

Bu konuda çocuk babasından yüz bulmasaydı ağlama nöbetini de bu kadar uzun tutmayacaktı eminim.
 
İyi ama şimdi de büyüklerin baktığı çocuklardaki davranış sorunlarına sebep olarak
''Anneannesi, dedesi şımartıyor. '' deniyor.

Mantıken bakıldığında eskisinden çok daha iyi şartlar, çok daha bozuk davranışlar var.
İsmi de sendrom, ahaaa bak sakin ol yoksa geliyor travma!

Babalar neden nanay onu da anlamıyorum.
Eskiler kahveden evin yolunu bulamazdı.
Şimdikiler arada parka marka çıkarıyor hiç değilse..

Bir yerde ciddi anormallik var hiç ikna etmiyor beni bu açıklamalar..

Eskiden çoçugun psikolojisini önemsemedikleri iyi birsey mi? Cocuga iki tokat atarak, onun duygularini bastirmak iyi birsey mi? Simdiki topluma bak, her yerde siddet var. Evliliklerin çogu bosanmaya gidiyor. Niye? Hep bastirilmis duygular, siddet göstermeler, sevgi sevkat göstermemek. Cocuklari insan yerine koymamak, hep el ne der diye asiri disiplinli büyütmek,..

Türk toplumu 60 yildir nesilden nesile travma aktariyor. Cok büyük acilar var. En basiti annem mesela büyüklerin yaninda bizi kucagina alamazdi. Ve bu aliskanlik haline gelip, sonra hiç kucaklamazdi bizi. Bizde dayak ile büyüdük. Oysa bir sorsalar derdimiz ne?

Ve bu 2 yas sendromu dedikleri sey, sendrom degil. Sadece o yaslardar çoçuklar daha bencil oluyor. Istedikleri aninda olsun istiyor. Bu 60 yil öncede böyleydi fakat çoçuk o zaman dayak yiyordu. Korkudan, sindirilmislikten asil gelisimin getirdigi duygulari disa vuramiyordu çoçuk.
 
Annemin bakışıyla ne demek istediğini anlayan, uslu, kurallara uyan, ciyak ciyak ağlamadığım tepinmediğim bir çocukluk geçirdim.

Hiç de psikolojim sağlam değil. Anne olmama kararımın sebeplerinden biri de bu. Anneme duyduğum sevgi ile korkuyu karşılaştırsam korku ağır gelir. Buna ilaveten öğretmen, yaşlı vs her otorite figürünün dediğini mutlak doğru kabul ederek büyüdüm. Ama öyle değilmiş. Korkak, sinik, pısık bir yetişkinim. Yetişkin bile değilim aslında. Demek istediğimi bile net ifade edemiyorum.

Her dönem, sendrom yaşanmalı. Her dönem sendrom zamanında yaşanmalı. Bir çocuk ergen saygı çerçevesinde kendini ifade etmeyi, hayır demeyi ancak bu dönemlerle oturtabilir sanıyorum. 29 yaşında bir insan "Hayır ben bu adamla evlenmek istemiyorum." derken acaba ne olacak diye strese girmemeli. 30 yaşından sonra 20li yaşlarını yaşamamalı.
 
Eşim sürekli neden ağlıyor ağlatma dediği için fazla uğraştım sussun diye. Normal zamanda daha sakin yönetebiliyorum süreci ama bu sefer eşimin olumsuz katkısı buralara getirdi olayı. Çocuğum aman ağlamasın diyen annelerden değilim. Gereksiz yere ağlıyorsa buyursun ağlasın hiç de susturmaya çalışmam. Bilmiyorum ya sanki kimseye kendimi anlatamıyorum. Normal de kelimeleri çok doğru seçerim ama buraya bir konu açtığımda genelde ruh halim iyi olmuyor ve kendimi tam ifade edemiyorum .

Bu 2inci çoçugun, ne demek neden agliyor? Cocuk bir kitap için agliyor, istedigi sey olsun diye agliyor. Cocugun poposuna vurmanin yerine, esine bunlari anlatamiyormuydun? Anneliginimi kanitlamaya çalisiyorsun esine karsi? Yaptigin çok yanlis ve umarim esin ile bunlari konusursunuz. Evin içinde siddetin normallesmesi ne kadar kötü oldugunu konusursunuz.
 
Tabiki insan psikolojisi derya deniz.
Her olay herkesin üzerinde aynı etkiyi göstermez katılıyorum.

Sendrom varsa eğer gerçekten, sanırım uygun ortam şart ortaya çıkması için Boleyn Kizi Boleyn Kizi nın dediği gibi.
Yoksa aynı yaştaki çocuğun insanına göre tavır sergilemesini başka türlü açıklayamıyorum ben.

Bu konuda çocuk babasından yüz bulmasaydı ağlama nöbetini de bu kadar uzun tutmayacaktı eminim.
Aynen öyle. Ebeveynler çocuğa yaklaşırken tutarlı olmalı. Biri elinden kitabı alıyorsa, diğeri ne olacak canım al hadi yırt parçala derse bu sefer iyi polis, kötü polis oyunu oluyor. Çocuk iki tarafı da kendi işine geldiği gibi kullanmaya başlıyor. Sendromların yaşanma sebebi anne babalar değil ama şiddetlenmesinde, krizlerin uzamasında en büyük etken anne babanın davranışları oluyor.
 
Bu 2inci çoçugun, ne demek neden agliyor? Cocuk bir kitap için agliyor, istedigi sey olsun diye agliyor. Cocugun poposuna vurmanin yerine, esine bunlari anlatamiyormuydun? Anneliginimi kanitlamaya çalisiyorsun esine karsi? Yaptigin çok yanlis ve umarim esin ile bunlari konusursunuz. Evin içinde siddetin normallesmesi ne kadar kötü oldugunu konusursunuz.
Anneliğimi kanıtlayacağım bir şey yapmadım aksine kötü davrandım. Sadece eşimin yanlış yönlendirmesi davranışımı etkiledi. Neden anlamak istemiyorsunuz gayet açık ne net anlatıyorum. Şiddetin normalleştirildiği bir ev ortamımız yok bir kere oldu diye hep olacak değil. Olmaması için gerekeni eşimle konuşup yaparız.
 
Eskiden çoçugun psikolojisini önemsemedikleri iyi birsey mi? Cocuga iki tokat atarak, onun duygularini bastirmak iyi birsey mi? Simdiki topluma bak, her yerde siddet var. Evliliklerin çogu bosanmaya gidiyor. Niye? Hep bastirilmis duygular, siddet göstermeler, sevgi sevkat göstermemek. Cocuklari insan yerine koymamak, hep el ne der diye asiri disiplinli büyütmek,..

Türk toplumu 60 yildir nesilden nesile travma aktariyor. Cok büyük acilar var. En basiti annem mesela büyüklerin yaninda bizi kucagina alamazdi. Ve bu aliskanlik haline gelip, sonra hiç kucaklamazdi bizi. Bizde dayak ile büyüdük. Oysa bir sorsalar derdimiz ne?

Ve bu 2 yas sendromu dedikleri sey, sendrom degil. Sadece o yaslardar çoçuklar daha bencil oluyor. Istedikleri aninda olsun istiyor. Bu 60 yil öncede böyleydi fakat çoçuk o zaman dayak yiyordu. Korkudan, sindirilmislikten asil gelisimin getirdigi duygulari disa vuramiyordu çoçuk.
Bastirilmis duygu kismi cok dogru. Annemden hic siddet gormedim ama ablalarimdan sozlu ve fiziksel siddet gordum bu sebepden kimsenin cocuguna kiyamiyorum kizamiyorumda cunku cocugun nasil bir psokolojide olabilecegini anliyorum. Cok isterdim annem benimle ilgilensin beni kucagindan indirmesin ama malesef benden sonra 2 kardesim oldugu icin benimle pek ilgilenemedi hep ablamlar vardi etrafimda anne sevgisini kucuk yasta hissetmedigim icin simdi annem gel bir sarilayim dediginde bir tutuluyorum cekiniyorum falan gercekten kucukken yasanilan bazi seyler insanda etki birakiyor. Vede bana siddet gosteren ablalarimin kendi cocuklarina git o tarafa dediklerini dahi gormedim 😊 27yasindayim hala bana yapicam bu haksizligi sindiremedim icimde sizi anliyorum o yuzden
 
Eskiden çoçugun psikolojisini önemsemedikleri iyi birsey mi? Cocuga iki tokat atarak, onun duygularini bastirmak iyi birsey mi? Simdiki topluma bak, her yerde siddet var. Evliliklerin çogu bosanmaya gidiyor. Niye? Hep bastirilmis duygular, siddet göstermeler, sevgi sevkat göstermemek. Cocuklari insan yerine koymamak, hep el ne der diye asiri disiplinli büyütmek,..

Türk toplumu 60 yildir nesilden nesile travma aktariyor. Cok büyük acilar var. En basiti annem mesela büyüklerin yaninda bizi kucagina alamazdi. Ve bu aliskanlik haline gelip, sonra hiç kucaklamazdi bizi. Bizde dayak ile büyüdük. Oysa bir sorsalar derdimiz ne?

Ve bu 2 yas sendromu dedikleri sey, sendrom degil. Sadece o yaslardar çoçuklar daha bencil oluyor. Istedikleri aninda olsun istiyor. Bu 60 yil öncede böyleydi fakat çoçuk o zaman dayak yiyordu. Korkudan, sindirilmislikten asil gelisimin getirdigi duygulari disa vuramiyordu çoçuk.

Psikoloji çocuğa özel bir kavram değildir.
İnsan psikolojisi benim için her yaşta önemlidir.
Bir bütün olarak herkes birbirini önemsemelidir.

Anlamak istersek eğer bu konudaki annenin psikolojisini de anlarız.
60 yıl önceki neslin yetişmesine bakarak pek çok yanlışı hoş görebiliriz de.


Aşırı olan her şey yanlıştır.
Doğru iletişimin yolu Clarkkent Clarkkent in de dediği gibi her şeye he demekten de geçmiyor, aşırı baskıdan da.

Orta yolu bulabilmek önemli. Bunu da herkes beceremez zaten.

Bir de keşke dediğiniz gibi bencillik sadece 2 yaşa ait bir özellik olarak kalsa.
Maalesef günümüz çocuklarında bencillik çok ileri yaşlara taşıyor kendini. :KK43:

İşin ilginç yanı ise sözde artık daha bilinçliyiz...
Bir yerde ciddi yanlışlar var göremiyoruz.
 
Aynen öyle. Ebeveynler çocuğa yaklaşırken tutarlı olmalı. Biri elinden kitabı alıyorsa, diğeri ne olacak canım al hadi yırt parçala derse bu sefer iyi polis, kötü polis oyunu oluyor. Çocuk iki tarafı da kendi işine geldiği gibi kullanmaya başlıyor. Sendromların yaşanma sebebi anne babalar değil ama şiddetlenmesinde, krizlerin uzamasında en büyük etken anne babanın davranışları oluyor.

Hehh işte bu durumda sendromu sendrom yapan koşullar ve yetişkinler..
Aslında aynı şeyden bahsediyoruz..
Sıradan bir gelişim dönemini krize çevirenler gerçek anlamda kimler?

Aslında büyüklerin yaptığı yanlış; işin adına sendrom deyip tüm sorumluluğu çocuğa, yaş özelliklerine
yıkmak.. Kendisine özeleştiri yapan kaç ebeveyn var merak ediyorum..
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
X