Gerçekten merak ediyorum..

he oldu canım...
 
üşenmedim yorumlara verdiğiniz tüm cevapları okudum. profilinize göre 25 yaşında öğrencisiniz. siz daha gerçek hayata adım atmamışsınız. o zaman neler dediğimizi anlayacak ve bu yazınıza bir gün bakıp ben ne ütopik konuşmuşum diyeceksiniz.
şimdi düşünün bir adama aşık oluyorsunuz ben bu genlerden bir çocuk istiyorum bu adamla yaşlanacağım başka erkek teni istemiyorum diyorsunuz. binlerce maddi manevi derdin ardından sonunda kavuştuğunuzda aslında bu sadece buz dağının görünen yüzü oluyor. çünkü arabaya benzin lazım ev kirası elektrik su doğalgaz taksit yeme içme giyim gezme derken hesaplar içine gömülmüş buluyorsunuz kendinizi çoğu zaman kısıtlıyorsunuz giderleri. çalışma hayatına ek kariyer peşinde koşuyorsunuz. işte bin çeşit insanla muhattap olmak ve profesyonel bir çerçevede ilişkiler kurmak zorundasınız. eve geliyorsunuz bu sefer karnınızı doyurmanız asgari düzeyde temizlik yapmanız gerekiyor sonra nihayet biraz sevişmek için yatağa girdiğinizde tüm günün yorgunluğu enerjinizi emmiş oluyor.
diyelimki daha sonra çocuk sahibi olmak istiyorsunuz çünkü biyolojik saatiniz tik taklıyor. doğum bebek için oda giderler organik giysiler mamalar meyveler sonra kreş masrafları derken kazancınızı arttırmak için daha çok çalışıyorsunuz. çocuk hayatınıza girdiği için daha çok efor sarf ediyorsunuz. iş kariyer çocuk aile evlilik... yüürütmeniz gereken ilişki sayısı katlanıyor. bir de sosyal hayatınızı katın bunun içine bir gün 48 saat olsa bir hafta 14 gün olsa yine yetişemezsiniz bu tempoya. tüm bu hayat mücadelesinde kayın valide mi amann koy g.. diyemiyor insan. geriliyor eşiyle yaşadığı problemler büyüyor.
az önce yağmur yağıyordu biraz rahatlamak için dışarı çıktım rüzgarı bedenimde hissettim yağmurun her bir damlasının tenimden akmasını hissettim. o anı yaşadım kendimi rahatlattım... bazen kendimi dağlara taşlara vurum her gün koşu yaparım korulukta, evimin yanı koruluk. ayrıca kitap okumayı severim bir odam kitaplık ve çalışma odasıdır. ayrıca eşim yazar siz düşünün kitalarla haşır neşirliğimizi ama gelin görünki ben burada konu açıp eşimden şikayet ediyorum. şu an beni anlamıyorsunuz biliyorum ama bir gün anlayacaksınız.
 
Son düzenleme:
Eleştirilerinizi yerinde bulmadım. Çünkü insan bir eşya değildir. Bir söz vardır "yaratılana değer veririm yaradandan ötürü" sanırım böyleydi. Şahsen duygularımı hesap yağarak yaşamaktan yana değilim. Eğer bir insanı seviyorsam onunla mutluysam"aman yarın beni aldatabilir hobi edineyimde sap gibi ortada kalmayım üzülmüyormuş gibi yapayım"diye düşünmem. Allah beni yaratmış, duygularımla beraber, ben atıyorum "sevgilim beni aldattı" diye üzülebiliyorsam duugularımla gurur dıyarım çünkü duygusuZ sevmenin aşkın ne demek olduğunu bilmeyen üzülmek sevinmek nedir bilmeyen o kadar çok insan varki. Neyse daha fazla uzatmayacağım. Yazınızın hepsini okuyamadım
 

Hayatımızı monoton bulunca da bungee jumping de yapacak mıyız acaba?
 
Tam okumaya basladim anam oda ne bir paragraf okudum bakim bi nere gidi bu yazinin ucu dedimki ne goreyim ucu buca yokmus okuyamadim vallaki ya kusura bakma cnm ozet gecsen daha iyiydi giris gelisme sonuc okim dedim oda olmadi :)
 
Sanırım şimdiye değin yapılan en güzel yorum bu oldu. Fakat, ben ilk aşık olma noktasında kendimi durdururdum, özelliklede bu yazdıklarınızı okuduktan sonra. Eskiden bilgiye, deneyime açılan her kapı kapalı iken olsa, beyaz atlı hayaline kapılmayı yanlış karşılamazdım. Fakat artık, sizin gibi yaşayıp birebir en ufak, şahsen benim aklıma gelmeyecek ayrıntıları yazanlar varken, neden aklım yerine duygularımı seçerek acizlik yapayım... Yazınızı okurken bile insan, "ne dert ama..." diye düşünüyor iken, bir de bile bile bu yola girmek var. Kendimi parmaklıklar ardına sokmam. Sorunda o ya. İlişkilerden öte zevkler olsaydı eğer, kimse parmaklıkları tercih etmezdi.
 

Niye alınıyorsun?
Hayatın gerceklerini kolaylikla bir kenara atarak, buradaki kadinlarin sorunlarini kucumseyen, kitap okuma önerisinde bulunan birinin çok bilinen bir kelimeyi yanlış yazma lüksü olmamalı.
 
Konu sahibi sana sadece şunu diyebilirim. yaşamadan büyük konuşmayin hani diyorsunuz ya ilişki icin canımı sıkan oldgunda uzaklaşırm baktım esimde benden yana olmaz.ondanda uzaklaşırm falan diye? büyük konusmayn derim öyle bi duruma.gelir ki insan tepetaklak olursunz.. dicegm o ki hayal dünyasından çıkın gercek dünyaya dönün.. iyi geceler size..
 
bence siz daha önce büyük bir acı yaşadınız yada duygusal anlamda birşey hissetmiyorsunuz. Bu iyi bişey değil.
 
hayatı yaşamak için şeçtiğiniz yollar farklı olabilir, alışılmışın dışında olabilir. bu neyle mutlu olacağınıza bağlı. ben tüm bu saydıklarım içinde sevdiğim adamın tenini koklayıp onun sıcaklığını hissettiğimde ettiğimiz kavgaların önemi kalmıyor. yada oğluma bakıp o küçücük canlının masumiyetini sevgisini hissettiğimde onun için yaptığım hiçbir şey ağır gelmiyor. bana göre dünyadaki en büyük nimet aşk.. aşkın yarattığı tutku o tutkuyla sevişmek... benim şükrettiğim en büyük şeydir aşık olmak, aile sahibi olmak. ama hayatta sonu yalnızlıkta olsa özgür olmak sizi mutlu ediyorsa o yolda yürüyün.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…