-
- Konu Sahibi Bahar Yildirim
- #21
Hayır, boşanmak ne derece sorunların olduğuna bağlı.
Şahsen, kendim için koyduğum sınır birkaç saat. Bundan öteye geçiyorsa dertler, karşı taraftan ziyade kendimde sorun ararım. Fazla önemsemek, başka uğraşlar edinmemek vb gibi.
Herkes kitap kısmına takılmış. Oysa sadece feminist bir yazarın cidden çok beğendiğim öğretileri dile getirdiği için ismini yazmıştım. Neyse.Bacım sen kitap okuyun diyosun da , ben kendimi bildim bileli okurum evimde yedi yüz kitaplik bir de kutuphanem var ama bu kv ve gorumce gercegini degistirmiyor. Ben dostoyevski okurken yada angela nin kullerinde irlanda sokaklarinda gezinirken gorumcenin soktugu laf aklimdan cikmiyo onu napicaz.
Sürekli ilişkilerden şikayet etmenizin nedeni, "insanlardan" öte bir kazancınızın, bakarak gururlanacağınız bir uğraşınızın olmaması.
Burada bahsettiğiniz şey evlilik mi?Bu yüzdendir ki, gönüllü esaret altına girmeniz hayatınızın hatası olacaktır.
İşte burası yalan. Aksine çok şey bekliyor. Hem işte çalışmamızı, hem eve gelip mükemmel kadın olmamızı mesela. Hem onun hala karısı olmamızı hem de aldatılmaya göz yummamızı mesela.Sizin insan olduğunuzu çok şey beklememesi gerektiğini biliyor. Umrundada değil zaten.
Kadınların kendi annelerine gitmelerine bile kısıtlama koyanlar oğlanlar değil mi? Senin annen bana yüzünü astı diye karısına küsenleri okuyoruz hep buradaBen, oğlanların karşı tarafın ailesiyle uğraşmaktan yakındığını hiç duymadım.
Seni temin ederim ki, daha çok önemsediğim başka şeyler olsaydı, birkaç saat değil dk bile düşünmezdin.Ha işte o sensin, herkes bikaç saat düşünecek diye birşey yok, burda sado mazo insan çok bi kere, sen az daha takıl buralarda
tobe yarabbim hic gulecegim yoktuBi,r de ormana gidecekmişiz. Özgür olacakmışız orda :)
sen öyle san...Ben, oğlanların karşı tarafın ailesiyle uğraşmaktan yakındığını hiç duymadım. Sorun yaşasalar bile asla dert etmezler,
Makyaj yapmak uğraş sayılmaz mıYa da alışveriş yapmak?
Burada bahsettiğiniz şey evlilik mi?
İşte burası yalan. Aksine çok şey bekliyor. Hem işte çalışmamızı, hem eve gelip mükemmel kadın olmamızı mesela. Hem onun hala karısı olmamızı hem de aldatılmaya göz yummamızı mesela.
Kadınların kendi annelerine gitmelerine bile kısıtlama koyanlar oğlanlar değil mi? Senin annen bana yüzünü astı diye karısına küsenleri okuyoruz hep burada
Bu konuda sanırım cidden yanılıyormuşum, gelen birkaç cevap bunu gösteriyor.sen öyle san...
Seni temin ederim ki, daha çok önemsediğim başka şeyler olsaydı, birkaç saat değil dk bile düşünmezdin.
sizi tanımam etmem kendi hayatım, önceliklerim var. gelip burda ders veren birine neden kızayım? umursamam ve buranın amacının onun anladığından farklı olduğunu anlatır döner giderim. ki zaten bunu yaptım. ha anlatabildim mi anlatamamışım. burda insanlara nasihat vermiyoruz onlarda bizim söyledikelrimizi yapmıyorlar burda amaç sorunlarını kimseye dillendiemezken kendisini tanımayan insanlara dökerek kendisine dışardan bakabilmek. kadın olmanıza vurgu yapmadım:)) " süper dişi" diyerek ironi yaptım:)) ama neyse... hoşçakalın...Tersten cevaplamaya başlayayım.
Muhtaçlık olduğunu hiç düşünmedim, zaten kendi içinde varılmayan kararların, bir başkası tarafından dile getirilmesinin bir yararı olmayacağına inananlardanım. Kadın olmama vurgu yapmışsınız, oysa ben sizinle bir yarış içinde değilim. Erkekleri üstün gördüğümde yok, hemde hiç.
İlişkiler noktasında sorunlar yaşamış olsamda, asla bu birkaç saatden öteye geçmedi. Sonsuza dek küstğüm çok yakın bir arkadaşım olsada, unutur ve yoluma devam ederim.
Sinirlenmene gerek yok. Ben sadece, dertsiz bir yaşantının kendimce tarifini yaptım.
Vay canına, ne orman, ne kitapmış öyle. Sanki, tüm yazı boyunca tekrarladığım iki kelime bunlarmış gibi herkesin takıldığı ortak nokta olup çıkıverdiler. Ben, ağaçları, yolları vb sevdiğim için bu tarz bir örnek verdim. Sen yerine, sahili, alışverişmerkezlerini hatta Londra'nın sokaklarını bile koyabilirsin. Hayal gücünü zorla, o işi de sana bırakıyorum.tobe yarabbim hic gulecegim yoktu
hahahhahahaha ayy bugün en çok buna güldümKitap okuyun diyo.