Erkeklerin bakış açısını, tıpkı içlerinden biri gibi özetleyen mükemmel bir yazı.. Mutlaka saklayacağım..
Kadınların iç dünyasını dışarıdan izleyen bir insan olarak da gayet yerinde tespitler yapıldığı söylenebilir. Ancak empatiden yoksun, sanki hiç kadın olmamış kadar iç dünyadan uzak.
Toplumsal tabu ve bu memleketin kadınlar üzerinde ki baskıcı etkisi hiç yok yazıda.. Şöyle kuvvetli olun, böyle merkeze almayın, böyle bir alternatif yol keşfedin... Çok güzel.. Keşke toplumun bilincini yansıtsa birden, sihirli bir değnek gibi tüm bu düşünceler insanlara değip...
Bir kadının en büyük düşmanı yine bir kadındır güzel kardeşim..
daha çocukluktan itibaren, tıpkı o biblo gibi muhafaza edilmiş "aile yapısı" bozulmasın diye saçma evcilik oyunları ve bebeklerle kadın, anaç olmaya, adanmaya yönlendirilir. Hele bir çizgisinden şaşıp farklı bir şeyler denesin, önce kadınlar ve sonra toplum mutlaka onun kendini kötü hissetmesi için elinden geleni yapar... Güçlü bir şekilde ayakta durmaya çalışır ama Cüneyt Arkın'ın bir filminde inatla ölmediği sahne gibi, ölse de ölemez, yaşar...
Daha uzun da yazabilirim ama empati ve evli kadınların çevrelendiği dikenli tellerden habersiz misin bunu bilmek gerekir.. Evet sorun var, binlerce... Bu ülkenin özellikle evli kadınlarının binlerce sorunları var... Çünkü ortada sahipsiz bırakılmaması için biriktirilmiş tüm sorumlulukları üzerine almak zorunda... Mecbur... Toplum düzeni için bazen.. Bazen yalnızca küçük evladı için.. Bazen sadece ailesi için.. Bazen kolaya kaçan ve hayatının merkezine başka şeyleri de müdahil ederek "biz" olma bilincinden uzaklaşmış, sahiplendiği "erkeği" için...
Yanılıyorsun arkadaşım.. Kadın hayatının merkezine başka şeyleri alıp bazı şeyleri daha az takarsa, senin yaşamayı öğrendiğin dünya neye dönüşür, lütfen bir düşün...