Bakın bugün okula gitme maceramızı anlatayım size. Her gün yaşanıyor bu durum mesela. Sabah erkenden uyandı benim sıpa. Önce üstünü değiştirmemek için epey direndi. Sonra bir şekilde ikna ettim ve "süpürgeyi çıkar evi süpürücem" dedi. Çok Titiz kendisi. Yataklar yerdeyken süpürmeye başlar çünkü. En son "sarı arabam da okula gitsin" diye tutturunca benim sabır taşım aşınmaya başladı. Çünkü sarı arabası (yedekte beş tane daha sarı arabası var) babannesinde kaldı. Bunu biliyor ve gidip alırsak babannesine yapışıp okula gitmeyecek aklıyla.
Sırtımdan ter aka aka evden çıkmayı başardım. Okul ile ev arası beş dakikalık mesafe ama bi asla beş dakikada gidemiyoruz o yolu :)
-kediye mama verelim acıkmıştır.
-ooo kum tepesi girelim içine tepinelim o halde.
-aman da burada su birikintisi varmış zıplayıp içine girelim ki baştan aşağı su olalım. Niye olmayalım çünkü.
-acaba marketten ekmek mi alsak. Evin gıdasını takip etmesi lazım çünkü. Hazır markete girmişken kasaya tırmanmaya da çalışalım çünkü niye yapmayalım. Oh kasa altı sakızlar da deli dana gibi koşarken yığılsın hep yere. Annem özür diler benim adıma nasılsa.
-bak en güzeli burası. Annem gıdaları poşete koyarken ben çılgınca koşup marketten çıkmaya çalışayım ki annem ufak çaplı bir kalp krizi geçirsin. Caddeye fırlamalıyım evet.
-annem kırk kere arabaların tehlikeli olduğunu anlattı ama ben adeta bir psikopat gibi yolun ortasında durup "araba bana çarpsın" demeliyim. Hatta abartıp giden arabanın üzerine koşayım ki güzel çarpsın. Ağzım yüzüm falan hep dağılsın.
Öyle hızlı koşar ki en az iki kere düşmek garanti okula gidene dek. Çok fazla umursamaz da canının yanmasını. Beş dakikalık okul yolu survivor macerası bizim için. Okulun kapısından teslim ettiğimde tır çarpmış gibi oluyorum.
Bu benim günümün başlangıcı. Daha büyük maceralarla devam ediyor sonra. Ama mesela ben vazgeçtim çocuğa bakmaktan diyemem. Ama adam öğlen işten gelince "çocuğu biraz parka götür" dediğimde "yo omo bono çok yoroyor boşo çokomoyorom" diyor. Sizce de tam gırtlağını sıkmalık değil mi?
ya simdi kizma ama, bunlarin hepsi bana normal geldi,
ki ben ogullarima uslu derim.
bu okula gitmesi bir saat suruyor diye scooter almistim hatta, yarisarak gitmek fikrini sevmisti,
butun kis yanimda yagmur botlari tasidim, beyefendi suya girip cikmak istediginde aman ha eksik kalmasin diye

kac kez istedigi oyuncagi arayacagiz diye okula gec kaldik bilemiyorum, imkan dahilinde ise izin veriyorum bu tarz isteklerine.
bir tek bu araclardan korkmama durumunu yasamadik ama onda da sizin iki ebeveyn olarak biraz fazla mudahaleci olmanizin neticesi mi acaba diye dusundum.
cok negatif yonunden bakiyorsun,
mesajlarinin cogunu okudum,
ve sanirim ben bosardim boyle kocayi,
kahve meselesi beni benden aldi mesela, laf sokup gitmissin ya, sabirliymis dedim icimden.
sizin ayriliginiz belki faydali olabilir, ikiniz acisindan da, kendinizi dinleme ve hatalarinizi degerlendirme sansinizi bulursunuz. Sen onu belki ayriyken affedersin, o belki ayriyken kendi sorumluluklarinin farkina varir.
Ama bu mumkun degilse muhakkak yardim almayi deneyin, cift terapisi veya bireysel. Ama senden cok esinin almasi gerekir, ya da ne bileyim dinledigi aile buyugu/ arkadasi vs varsa onun uyarmasi ise yarayabilir.
Ben bu tarz meselelerde ozlu soz gonderirim esime, hani millet kaynanasina sosyal medyadan laf carpiyor ya ayni taktikle, ozelden tabi. Cocukla ilgili konularda bir suru makale gonderirim, oku bunlari uzerine konusucaz diye. Tuvalet egitimi ile ilgili onerilen yontemleri gondermistim mesela, sana bir hafta sure bunlari oku sonra karar vericez yonteme demistim, okumamisti, sonra da hic tuvalet egitimi konusunda konusmasina izin vermemistim.