- 22 Şubat 2023
- 9
- 4
- 41
Bu ne? KPSS paragraf soruları bile daha kısa yaaMerhaba, 15 yıllık evliyim, 2 çocuk annesiyim, eşimle aile apartmanında oturuyorum, kayınvalideler alt katta oturuyor, eltim de bahçe katında oturuyor.
Bu benim 2.evliliğim, ilk evliliğim görücü usulü oldu, yani ilk evliliğimle 2.evliliğimin arasında 8 yıl geçti, ama nasıl geçti bir de bana sorun.
Şimdiki eşimin annesi biz evlenmeden 1-2 yıl önce rahim kanseri tedavisi görmüş, zaten evlendiğimde de tedavisi sürüyordu.
Ancak, evliliğimin ilk günlerinde kayınvalide safra kesesinden ameliyat olacaktı.
Neyse, evlendik ilk sabahımız, annesi babası erkenden yola çıkmışlar hasteneye gidiyorlarmış, babası telefonla eşimi aradı eşimle hemen apar topar çıktık yolda onlara yetişeceğiz. ama suratları asık.
bu böyle 1,2,3 devam etti. Sonra safra kesesinden ameliyat için hastaneye yattı, 2 gün refekatçı olarak yanında kaldım.
Sonrasında eve çıktı. Ben tabi çalışıyordum evlenince işi bıraktım. Eşimin ailesi doğuludur, onlar bir arada olmak ister.
Ben akşam kayınvalide de oturuyorum. Eşimde gelecek yemek yiyeceğiz diye bekliyorum. Kayınpeder ben acıktım dedi, bende eşimde gelecek sofra hazırlayacağım diye birşey demedim, kalkmadım da yerimden.
Vay efendim ona sofra hazırlamamışım diye sinirlendi.
Biz yemekleri beraber yerdik, bütün gün beraber geçirirdik yatmadan yatmaya eve çıkardık, hatta evimde yemek yapmak için gizli gizli evimde kalırdım. Hep eşimle evde yemek yemek istemiştim, hatta biz ev panjurludur, balkonlar, pencereler..
Bir gün panjurları düzgün açmamışım diye kayınpeder yine sinirlendi. Kahvaltı için aşağıya inmek zorundaydık.
Ben bu durumdan rahatsız olmaya başladım, neden biz evimizde yemek yiyemiyoruz, evimizde zaman geçiremiyoruz diye, eşime söylenip duruyorum, bu durumu bile eşimle tartışarak neyse ki halletim. Zor oldu.
Hata işte, evlendim 4. ayda hamile kaldım. İnanın hamile olduğumu ilk eşime söylediğimde ilk annesiyle paylaştı, hiç bana sarılmak filan yok.
Tabi ben bu arada yine işe girdim, 7,5 ay karnım burnumda sabahın köründe evden çıkıp işe gidiyordum.
Ha bu arada, başta ikimiz aynı işyerinde tanıştık, evlilik dolayısı ile ben ayrıldım, tazminat aldım. Eşim başta tazminatımı kredi borcunu kapatmak için kullanmak istediğini söyledi, bende karşı çıktım neden benim yıllardır çalıştığım aldığım bu parayı senin borcuna gitsin dedim.
Sonra kız kardeşine çocuklarının odalarını yaptırmak için onlara söz vermiş, benim tazminatı orayada kullanacaktı, buna da karşı çıktım.
Sonra evlendik borcumuz vardı evlilik dolayısı ile, tazminatın bir kısmı borca gitti, takılan takılar hep borca gitti. Kalan parayla araba aldık.
Ama o arabayla ailesini gezdirmeye başladı, hadi oraya gidelim hadi buraya gidelim, bana karşı tabiki de diktatördüler, onların dediği olsun gibi gibi. Benim kılığıma kıyafetime çok karıştılar, kayınpeder neden kapanmıyorsun diye laf etti, eşim de aynı, dışarı çıkarken bile etek giymemi istediler, eşimle dolaşırken bile neden etek giymedin diye kızardı.
Ben buna da karşı çıktım, onların istediği gibi kapanmadım.
Çünkü açığım, eşim başta bu konuyla ilgili benimle konuşmadı, sadece kıyafetlerin biraz bol olsun dedi.
Zaten açık saçık giyinen biri değilim.
Makyajı çok nadir yapardım.
Sonra, hamileyim doğuma az kalmış, ben annemin gelmesini istedim bu en doğal hakkımdı, bu konuyla ilgili eşimle tartıştık ve annesi sesimizi duyunca yukarı geldi, eşim annesine biz anlaşamıyoruz dedi, kayınvalide de tabi annemin gelmesini istemedi.
Neyse doğuma gittik, annem torun hevesiyle battaniye ördürmüştü, geldi hastaneye dedi ki, hastaneden bu battaniyeyle çıksın dedi, bende ses çıkarmadım, kayınvalidenin kızından 2 torunu vardı zaten, ilk torun ya anlayış bekledim onlardan ama maalesef. Vay efendim bunu dedi diye, eşimle annesi hastane koridorunda turladılar, geldiler. Eşim, anneme bir tek ninesi sen değilsin dedi, kadını orada üzdü zaten. Eve geldik annemde geldi, Kaldı bende. Sağolsun. Fakat bebeğin kırklanmasına gelince 17. gündü hatta yarı kırklamasıymış bu. Bebek yıkayacağız, suyu açtım su soğuk, ısınmıyor, eşimi aradım sabah işyerinden su soğuk dedim, annemde baktı kombi kapalı değil.
Kayınvalidem geldi yukarıya, geldiği gibi kombinin yanındaki şalteri açtı, kombi çalıştı.
Bu konuda da tartışma çıktı, kombiyi annem kapamış, yok onlar kapamış diye evde gergin ortamlar oldu. Annemde gücendi tabi, ben fazla kalamayacağım dedi ve evine gitti. Sonra, annem bizde kalırken, kayınvalidenin komşuları geldi, akşam vakti eşimin eve gelme vaktiydi, annemin başı ağrıdığı için misafirlere çıkamadı, ben meyve suyu filan götürdüm, yarım saat oturdular kalktılar gittiler, gider gitmez kayınvalide anneme kızmaya başladı sen nasıl olur da benim misafirlerimin yanına çıkmazsın diye. Konuşa konuşa evine gitti, eşim geldi annesine uğradı tabi her zamanki gibi önce anne sonra evi. Eşim bir hışımla eve geldi anneme bağırmaya başladı, ağzından köpük geliyordu anneme bağırırken, annesi doldurmuş evdeki telefonu aldı anneme doğru cinnet geçiriyorum dedive yere fırlattı. Annem korktu, kadın dil döktü ama olan oldu. Bu olanlar beni üzdü tabi ki, evden gitmek istedim gidemedim. Başta ayrılmak istedim fakat, 2. evliliğimdi, konu komşudan, akrabadan çekindik, gene mi olmadı derler diye. Önce ki eşimde annesine çok düşkündü bunun için ayrıldım.
Bu arada, bebek daha kırkı çıkmamıştı, sürekli hergün saatlerce aşağıda kayınvalideler de kalırdı, emzirmek için inerdim, gene yukarı çıkardım bazen bebeğimin yanında kalırdım. İstediler ki bizde dursunlar, bebeği alırlardı pusetiyle daha da getirmezlerdi. Eşim zaten onları tutardı, onlara sesi çıkmazdı, benimle hep annesi yüzünden tartışırdı. Zaten hep o baktı, ben doyururdum doymamış diye yemek vermeye çalışırdı, yemek yemiş mi yememiş mi diye kayınpeder hoplatırdı kızımı ona göre sen buna yemek vermedin mi derdi. Kızım ağladığında hemen kayınvalide alırdı kucağına bana vermezdi almak isterdim, sırtını çevirdi bana, kızımı bana vermezdi.
Sürekli kızıma karşı bir müdahele vardı, uykusuna olsun, yemeğine olsun, kıyafetlerine olsun. Hatta yine kızım gene ağlıyordu, gündüz vaktiydi, odasında bende yanında duruyorum susuması için ilgileniyorum. Eşim hemen eltimi gönderdi yukarı kızımı sustursun diye. Eltim de akrabaları bu arada. Eltime de çok baktırdı kızımı, annesine de..
Ben evimde kızımla doğru dürüst vakit geçiremiyordum daha doğrusu kızımla çok arama girdikleri için kızıma anne sevgisi, anne kokusu tam olarak veremedim.. Benimle uğraşırlardı, sinirlerimi bozarlardı. Bu durum devam edince ayrılmak istedim, eşim hep tehdit ederdi kızı da alırsan orman kanunlarını uygularım diye..
Ben tabi duramıyorum gitmek istiyorum, aradım annemi ben geliyorum dedim, hazırladım bavulumu, eşyalarımı, kayınvalidelerin evde olmadığı bir günde maalesef ki korkarak kızımı da bırakarak evden ayrıldım. O zamanlar eltim kayınvalideyle oturduğu için giderken eşimin kardeşi evdeydi, kızımı bıraktım sende kalsın sonra alacağım dedim. Ve öyle evi terk etmek zorunda kaldım, anneme gittim, tekrar işe girdim, avukat tuttum. Kızımı alacağım diye dava açtım. 9 ay sürecinde kızımı göremedim, hep ilaç kullandım ki aklıma geldiği zaman üzülüyorum, geceleri ağlıyordum, eltimle kocası işyerine kızımı getirdirler, hasret giderdim 1 gün sadece, bir dafeda anneme getirdiler oda barıştırmak için 1 gün de o zaman gördüm. Elimden yemek yemeyen çocuk elimden yemek yedi. Anne diye ağlaya ağlaya göbek fıtığı olmuştu o zaman kızım. Sonra avukat araya girince taraflar anlaştık, Kızım hafta içi bende, hafta sonu eşimde kalacaktı bir müddet böyle oldu, ama annemle babam bu durumu sorun etmeye başladılar, eşimle maalesef ki, çocuk yüzünden barışmak durumunda kaldım, ve eve geri döndüm, tabi eve geri döndürürken bir takım sözler verdi fakat hiçbirini yapmadı.
Neyse, evdeydim tekrar, kızım evindeydi, en azından yıksada döksede evidir, kimse laf edemezdi.
Sırf kızım için geri döndüm. Kızım 5 yaşındayken bir kardeşi daha oldu. Oğlum oldu. Bu sefer doğumumda ve doğumdan sonra kimseyi istemedim yanımda, tek başıma durdum evde.
Eşim yine her zamanki gibi ailesiyle birlikte zaman geçirmeye devam etti. Kayınvalide hastaydı evet ama bunu çok iyi kullanyor, hala daha kullanmaya da devam ediyor. Oğlu hep onla ilgilensin onun yanında olsun istiyor, eşimde annesine çok bağlı, bütün ilgisini alakasını hep annesine verdi, biz hep tartıştık, paylaştığımız bir anımız yok, sinema olsun, yemek olsun, ya da el ele tutuşmuşluğumuz bile yok. ben tartışırken alındığımı söylerdim ama annesi de alınıyormuş çünkü hastaymış hep böyle derdi. biz mesela yeni evlendiğimizde bir yer oturmaya giderdik, gece 12-1 olsa bile kayınpeder bahçede bizi beklerdi, kayınvalide yatakta yatardı, anneniz hasta niye bu saatte geliyorsunuz derdi, bu tekrarlardı yani, ama sonra ki gün kayınvalide dimdik ayakta olurdu, bana karşı hep suratları asıktı.
Kayınvalideler köye gider yazları 4-5 ay veya bazen 6 ay kalırlardı, ama bizde her yaz yanlarına giderdik, arabayla 20-25 saat yolculuk yapardık, giderdik ama orada da suratları asık olurdu, bana hep laf sokarlardı. Zaten evlendiğim günden beri bana hep laf sokarlardı.
Sevmediler beni, annesine hakkımda vaatler verdi herhalde, birgün mahallede bir komşusu bana dediki, kayınvalide benim için hiç beklediğim gibi çıkmadı demiş, niye dediyse artık. Pervane olacaktım çünkü onlara.
Eşim, ailesiyle vakit geçirdiğim zaman benle ilgilenirdi, ilgilendirdi derken, hafta sonları çocuklarla dışarı çıkardık, gezerdik.
Yoksa bana özel ilgi göstermezdi, afedersiniz, bir gece çocuklar yatmıştı, bizde oturuyorduk, bilgisayarın kablosuna oturdum diye bana kızdı, yani hep beni eleştirirdi, kızardı, her konuda anneme sor, anneme danış, annem şöyle yapardı gibi gibi. Yemek yapmayı bilmiyordum, çalıştığım için yapmadım hiç. Bu durumda bile insan şunu istiyor, yumurta bile kırsam bu yemeği eşimle güzel güzel yemek isterdim, hiç hoşgörüsü yoktu. Annesine inerdi yemek için. Kızıma hamileyken bir gün görümceme gitmiştik, onlar otururken eşimle sahile inmek istedik, indik turluyoruz, canım mısır istedi, inanın fiyatı yüzünden almadı, orda pahalı burda daha uygun diye almadı. Ve ben o mısırı yiyemeden eve geldim. 15 yıl geçti ama aklımdan çıkmadı. Halen daha söylenirim.
Eşim, afedersiniz biz beraber olurken hep, başka adamlarla beni hayal ettirdi, fantaziymiş bunun adı. Hatta bir keresinde kızım 2,5 yaşındaydı 3 yıldızlı bir otele gittik, orada bile bana oranı buranı aç, şöyle otur birini ayarla derdi. Bende oralı olmazdım.
Ama bu ilerleyen yıllarda sıklaştı, hep benimle ilgili hikayeler yazardı o an hayal ederdi bana da zorla hayal ettirdi ben her defasında istemezdim, neden başkalarını aramıza sokuyorsun derdim, yurtdışında karı kocalar varmış ülkemizde de varmış evli çiftler beraber olurmuş, banada teklif etti benim kız arkadaşım vardı, hep derdi ki ara gelsinler, hep bunu derdi, komşularımıza kadar geldi, yok mini etek giy, adamı evine çağır bir şeyleri bahane ederek, diye diye. Soğudum eşimden. İstemiyorum onu. Sonra düşündüm. Acaba dedim benim namusuma söz mü söyletmek istiyor da, çocukları elimden alıp beni kapı dışarı etmek için, bunlar geldi aklıma, yoksa bir adam karısına bunları niye teklif eder. Kayınpeder, 15 yıllık evliyim, 2 defa beni dövmek için evime geldi.
Ablamla 1 ay arayla doğum yaptık, o benden 1 ay önce doğum yaptı, mevlüt okuttu bende hamileyim ablama gittim, eşimde beni akşam saat 11 gibi almaya geldi, apartmana girdim kayınpeder kapıyı açtı sen nerdesin bu saate kadar nerdeydin diye sinirlenerek bana bağırdı, bende hamilelik ya ona cevap verdim, söylene söylene eve çıktım, sonra kapıya geldi bana parmak salladı bir daha bu evden dışarı çıkmayacaksın seni öldürürüm delirdi kapıda, içeriye girmemesi için eşim babasına müdahele etti. Ben o zaman 35 haftalık hamileydim, ve stresten düşük yapmamam için doktor iğne verdi, eşim beni anneme bıraktı ve iğnelerimi yaptırmaya giderken annemle babamla gittim, eşim yanımda değildi. Çünkü ailesinin tarafındaydı. beni tutmazdı.
Sonra, oğlum anaokuluna gidiyordu, 23 nisandı, kızım 4.sınıfa gidiyordu. Gösterisi vardı. Soğuktu hava esiyordu sabahım erken saatiydi, oğlum küçüktü. Bakıcı abla vardı çalıştığım zaman abla evimize gelirdi, bende işe giderdim. O günde tatildi, bayram olduğu için. Oğlanı bakıcı ablaya bıraktım aynı mahallede oturuyordu. Üşütür diye okula götürmek istemedim. Okula gittim. Bir baktım ki, oğlum eşimin omuzlarında okulun bahçesinde dolaştırıyor, yanına gittim neden getirdin dedim, beni dikkate almadı. Tören bitti, eve geldik, kayınvalidenin kapısını çaldım. Çünkü o istedi niye bıraktın bakıcıya o da gelseydi gibi mızıldandı. Onun başının altından çıktığı için her işime de karıştıkları için, niye alıyorsun bakıcıdan dedim, kızdım kayınvalideye. Eve çıktım. Akşam oğlumu ayağımda sallıyorum, kapı çaldı, kayınvalide ve kayınpeder. Girdiler oturdular, suratlar asık. Bana kayınpeder bağırmaya başladı, kayınvalide de şişinmiş oturuyor. Kalktı beni dövmeye yeltendi. Eşim yine engellemeye çalıştı. Böyle böyle eşimle tartışa tartışa evliliğimi yaşadım. Kara bulut gibi hep tepemizdelerdi. Dışarı çıksam kayınpeder veya kayınvalide perde arkasından dikizlerler, hala daha aynılar.
2 sene önce, kayınvalide yolda giderken düşmüş, kolunu incitmiş, ben hep yapılanlara eşim sünger çek derdi, aman aramız açılmasın, aman iyi olalım, aman ağzımın tadı kaçmasın diye hep alttan alan ben.
Evet 2 sene önce, kayınvalideye indim hergün evini temizlerdim, hasta olunca meyve sularını hazırlar götürürdüm, akşamları haftanın genelde 3-4 günü hafta sonları da dahil akşam yemeklerini birlikte yerdik. Kayınpederle tartışınca giderdim, boyununa sarılırdım, babacım derdim, barışırdık, o kadar yaptılarına rağmen.
Yine yaz oldu, köye gittiler, bizde okul tatil olunca köye gittik. Arabada perperişan 25 saat yolculuk, gidiş ve geliş toplam 50 saatlik yol.
Ramazan bayramına denk getirdik. Ben evde hizmet ediyorum, koşturuyorum, amcası da bizle kalıyordu. Eşim köyde yanımda durmazdı, bir yere gidecekse gider gelir, habersizdik birbirimizden ben ailesiyle haşır neşirdim.
Benim bermuda şortlarım vardır, pantalonlarımı kestirdim diz hizasında, onlardan birini bayram sabahı giydim, dizimden 1 parmak alttaydı. Ben minyon tipliyim.
Evden çıkarken, kayınvalide, dizlerini örtseydin kayınpeder kızıyor dedi. Bende aldırış etmedim açıkcası, o kadar da rahatsız edici değildi, rahat hareket ediyordum, her yer taş toprak, oturması kalkması rahattı yani. Sonra mezarlık var oraya gidip ziyaret ederdik, yanıma tülbent alırdım oraya gidince başımı kapatırdım. Tabi evden çıkıyoruz, onlar kararlaştırmışlar, eşimde benle konuşmadı şuraya gideceğiz buraya gideceğiz diye. Arabaya bindik normalde ev ziyaretlerinden sonra mezarlığa giderdik. Bu sefer böyle olmadı ev ahalisi anlaşmış, benim haberim yok bunlar ilk olarak mezarlığa geldiler, bende arabada bilseydim yanıma tülbent alırdım dedim.
hemen amcası, bana dediki, gelin bizim dinimizde islam var, istersen başını kapat dedi. Bende aşkolsun amca ben dinsizmiyim dedim. Anlamadım lafın nereye gideceğini, sonra sonra kafama dank etti,ne demek istediği. Amcaya darılmıştım, eşimede söyledim ama oralı olmadı amcasının lafına, zoruma gitti amcanın sözleri, 1-2 gün amcayla konuşmak istemedim. Bunu kayınpeder fark etmiş, köyde bahçede otururken bana laf sokmaya başladı, sen amcaya şöyle demişsin böyle demişsin, arkadan kayınvalide fişekliyor, sen bir ton laf etmişsin. Allahtan kızım yanımdaydı sordum kızım bir şey söyledim mi diye, hayır anne dedi. Sadece ben dinsizmiyim dedim o kadar. Zaten diken üstündeyim kıyafetim yüzünden kayınpeder kızacak bana laf edecek diye. bu da ateşledi, ağzımı açtım köy yerinde, susmadım. Ne varsa söylendim. Eşimede kızdım. Kayınpeder benle konuşurken seni döverim demişti çünkü. Bende gel döv dedim. Karakola gideceğim dedim. Beni zorla sakinleştirdirler, onca yol gelmişiz, araba içinde iki büklüm, onlar için, hala daha kıyafetimle uğraştılar, zoruma gitti ama açıkcası.
Ondan sonra konuşmadım kayınpederle. Köyden ayrılırken de elini de öpmedim. Kayınvalideyle konuşuyorduk ama o da kayınpederi dolduruşa getiriyordu kayınpeder ona çok kızardı, herkezin yanında aşağılardı. Ama kayınpederi dolduruyordu.
Ben gücendim, eşim barıştırmaya çalıştı ben istemedim. Hala da konuşmuyorum. Eve de almıyorum. İstemiyorum.
Kayınvalideye de gücendim çünkü, geliniyim beni savunmasını beklerdim, beni tanımıyormuş gibi yapmışsın etmişsin diye kayınpederin yanında durdu.
Eşimle hala tartışırım, çünkü benim yanıma kafasında ailesiyle geliyor, iyi olunca bekliyor ki ailesiyle barışırım. Neden ezdiriyor beni. Neden babasının bu hareketlerine sessiz kalıyor.
Böyle dediğimde bana, bunda ne var ki babam bana da söyler döverim diye dedi. Ben geliniyim dedim bana diyemez dedim.
Yani içlerine girdim, o kadar şey yaşadıktan sonra yine hep yapıcı olmak için iyi olmak istedim, ama olmuyormuş beni istedikleri şekle sokamadıkları için hep bana karşı dolularmış, yani yüzüme güldüler ama samimi değillermiş.
Kira vermiyoruz, çocuklar küçük eşime derdim bir eve gir, bir arsaya gir, ileride çocuklarına kalsın dedim. Neyse ki bir arsa aldı, taksitlerini ödüyor. Ev borcuna girseydi daha iyiydi. O arsaya bir sürü masraf yaptı, yine de yapıyor.
Ayrı eve çıkmak istiyorum, yanaşmıyor, durumum yok diyor, beni burada ailesiyle yaşattırıyor, perde arkalarında dikizlenmekten nefret ediyorum. Hep göz önündeyim.
Ben barışmam demiyorum, eşime dedim ki, gelsinler benden hakikatten ama, benden özürdilesinler, kızım kusura bakma desinler. Nasıl ki benim hatam olunca gidip özürdiledim. Onlar dan da bekledim. Ancak bu şartla barışırım dedim.
Eşimin ailesi bize gelmiyor diye, eşimde benim ailemin gelmesini istemiyor, ailem bana gelemiyor.
Bunları hep annesi istiyor, annesi ne derse eşim onu yapıyor, onlara sormadan hiç bir şey yapmıyor, aynı binadayız her gün ama her gün yanlarına gider, hafta sonları saatlerce gider oturur. Eşimin kardeşi var, eltimin kocası o öyle değil. Dobradır, o eşini korur, eşinin yanında durur, ezdirmez eşini.
Ama benim eşim öyle değil. Evime kimse gelip gitmez, her gelene karışırlar, dört duvar kimseyle görüşmem, ekmek almak için bakkala giderim, komşularımla ayak üstü öyle görüşürüm.
Evet kızıyorum, yapılan o kadar çok haksızlıklar var ki, daha buraya yazamadığım. Gerçi başka eve de çıksa, adam aynı, ailesine bağlı, anne babası tabiki olacak, ama eşimin ki çok fazla.
Eşim benden 1 yaş küçük. Bana söyler, ben sevigimi göstermem, söylemem diye.
Babası bir kere demiş zaten eşim söylerdi, kadına sevgini belli etme ki ,tepene çıkmasın demiş.
Eşim çok katı, hiç empati yapmaz, bazen ona söylenirim şunu yaptın bunu yaptın, neden böyle yaptın diye, suçlu olduğu halde beni suçlu çıkarır. Ben konuşurken benim yüzüme bakmaz, telefonuyla ilgilenir, kızıyorum neden yüzüme bakmıyorsun sana bir şey anlatıyorum diye, dinliyorum seni der her zaman, ama insan dinlendiğini hissetmek ister değil mi? Yine böyle oldu, çok sinirlendirdi beni, oralı olmuyor, sanki ben konuşmuyorum, dinlemiyor, elimde küçük ping pong topu vardı, fırlattım kafasına geldi, bu hemen hastaneye gitti, kafatası yamulmuş dediğine göre, beni korkutmak için, ne oldu sonra geçti. İşine gelmeyince ben yokmuşum gibi davranır. Dikkate almaz. Bendeki öfke patlaması oldu.
O kadar kırar ki, artık son zamanlarda ona kızıyorum, yanımda istemiyorum, bana dokunmasın istiyorum, sevmiyorum, ondan nefret ediyorum. Bunları ona da söylüyorum.
Geçmişi unutamıyorum, geçmişi unutturmak için eşim hiçbir çaba göstermedi, aynı tavırlar, herşey aynı, herkez aynı..
Çok konuşuyorum, bazen hakaret boyutuna geliyor, ama şöyle düşünün, birini bir yere kapatın, istemediği bir yere, ne olur o kişi bir düşünün, benimki de böyle birşey.
Değişen tek şey çocuklarım büyüyor.
İyi olsak da aynı, kötü olsak da, çocuklar için mecburum. mutsuzum. Güzel anılarım yok.
Boşanamıyorum çocuklarımın düzenleri bozulacak diye. Boşansam nereye anne evine gideceğim, hem de çocuklarımı bana vermez. Bende terk edip gidemem çocuklarım var. Büyüyünce annem bizi terk etti demesinler diye.
Çok uzun oldu yazım biliyorum. Buraya yazdım biraz olsun derdimi dökmüş gibi rahatladım.
Kalp kırılınca bir daha tamiri olmuyor.
Yine de şükrediyorum, sağlığım yerinde, herkez başka başka nedenlerle bu dünyada imtihan ediliyor, bende böyle sınav veriyorum.
Dayanabiliyor muyum? Hayır.
keşke her gununuzu yazmasaydınız, resmen evlılıgınızın her gununu okumak zorunda kaldık ve okuyamadık tabi kiMerhaba, 15 yıllık evliyim, 2 çocuk annesiyim, eşimle aile apartmanında oturuyorum, kayınvalideler alt katta oturuyor, eltim de bahçe katında oturuyor.
Bu benim 2.evliliğim, ilk evliliğim görücü usulü oldu, yani ilk evliliğimle 2.evliliğimin arasında 8 yıl geçti, ama nasıl geçti bir de bana sorun.
Şimdiki eşimin annesi biz evlenmeden 1-2 yıl önce rahim kanseri tedavisi görmüş, zaten evlendiğimde de tedavisi sürüyordu.
Ancak, evliliğimin ilk günlerinde kayınvalide safra kesesinden ameliyat olacaktı.
Neyse, evlendik ilk sabahımız, annesi babası erkenden yola çıkmışlar hasteneye gidiyorlarmış, babası telefonla eşimi aradı eşimle hemen apar topar çıktık yolda onlara yetişeceğiz. ama suratları asık.
bu böyle 1,2,3 devam etti. Sonra safra kesesinden ameliyat için hastaneye yattı, 2 gün refekatçı olarak yanında kaldım.
Sonrasında eve çıktı. Ben tabi çalışıyordum evlenince işi bıraktım. Eşimin ailesi doğuludur, onlar bir arada olmak ister.
Ben akşam kayınvalide de oturuyorum. Eşimde gelecek yemek yiyeceğiz diye bekliyorum. Kayınpeder ben acıktım dedi, bende eşimde gelecek sofra hazırlayacağım diye birşey demedim, kalkmadım da yerimden.
Vay efendim ona sofra hazırlamamışım diye sinirlendi.
Biz yemekleri beraber yerdik, bütün gün beraber geçirirdik yatmadan yatmaya eve çıkardık, hatta evimde yemek yapmak için gizli gizli evimde kalırdım. Hep eşimle evde yemek yemek istemiştim, hatta biz ev panjurludur, balkonlar, pencereler..
Bir gün panjurları düzgün açmamışım diye kayınpeder yine sinirlendi. Kahvaltı için aşağıya inmek zorundaydık.
Ben bu durumdan rahatsız olmaya başladım, neden biz evimizde yemek yiyemiyoruz, evimizde zaman geçiremiyoruz diye, eşime söylenip duruyorum, bu durumu bile eşimle tartışarak neyse ki halletim. Zor oldu.
Hata işte, evlendim 4. ayda hamile kaldım. İnanın hamile olduğumu ilk eşime söylediğimde ilk annesiyle paylaştı, hiç bana sarılmak filan yok.
Tabi ben bu arada yine işe girdim, 7,5 ay karnım burnumda sabahın köründe evden çıkıp işe gidiyordum.
Ha bu arada, başta ikimiz aynı işyerinde tanıştık, evlilik dolayısı ile ben ayrıldım, tazminat aldım. Eşim başta tazminatımı kredi borcunu kapatmak için kullanmak istediğini söyledi, bende karşı çıktım neden benim yıllardır çalıştığım aldığım bu parayı senin borcuna gitsin dedim.
Sonra kız kardeşine çocuklarının odalarını yaptırmak için onlara söz vermiş, benim tazminatı orayada kullanacaktı, buna da karşı çıktım.
Sonra evlendik borcumuz vardı evlilik dolayısı ile, tazminatın bir kısmı borca gitti, takılan takılar hep borca gitti. Kalan parayla araba aldık.
Ama o arabayla ailesini gezdirmeye başladı, hadi oraya gidelim hadi buraya gidelim, bana karşı tabiki de diktatördüler, onların dediği olsun gibi gibi. Benim kılığıma kıyafetime çok karıştılar, kayınpeder neden kapanmıyorsun diye laf etti, eşim de aynı, dışarı çıkarken bile etek giymemi istediler, eşimle dolaşırken bile neden etek giymedin diye kızardı.
Ben buna da karşı çıktım, onların istediği gibi kapanmadım.
Çünkü açığım, eşim başta bu konuyla ilgili benimle konuşmadı, sadece kıyafetlerin biraz bol olsun dedi.
Zaten açık saçık giyinen biri değilim.
Makyajı çok nadir yapardım.
Sonra, hamileyim doğuma az kalmış, ben annemin gelmesini istedim bu en doğal hakkımdı, bu konuyla ilgili eşimle tartıştık ve annesi sesimizi duyunca yukarı geldi, eşim annesine biz anlaşamıyoruz dedi, kayınvalide de tabi annemin gelmesini istemedi.
Neyse doğuma gittik, annem torun hevesiyle battaniye ördürmüştü, geldi hastaneye dedi ki, hastaneden bu battaniyeyle çıksın dedi, bende ses çıkarmadım, kayınvalidenin kızından 2 torunu vardı zaten, ilk torun ya anlayış bekledim onlardan ama maalesef. Vay efendim bunu dedi diye, eşimle annesi hastane koridorunda turladılar, geldiler. Eşim, anneme bir tek ninesi sen değilsin dedi, kadını orada üzdü zaten. Eve geldik annemde geldi, Kaldı bende. Sağolsun. Fakat bebeğin kırklanmasına gelince 17. gündü hatta yarı kırklamasıymış bu. Bebek yıkayacağız, suyu açtım su soğuk, ısınmıyor, eşimi aradım sabah işyerinden su soğuk dedim, annemde baktı kombi kapalı değil.
Kayınvalidem geldi yukarıya, geldiği gibi kombinin yanındaki şalteri açtı, kombi çalıştı.
Bu konuda da tartışma çıktı, kombiyi annem kapamış, yok onlar kapamış diye evde gergin ortamlar oldu. Annemde gücendi tabi, ben fazla kalamayacağım dedi ve evine gitti. Sonra, annem bizde kalırken, kayınvalidenin komşuları geldi, akşam vakti eşimin eve gelme vaktiydi, annemin başı ağrıdığı için misafirlere çıkamadı, ben meyve suyu filan götürdüm, yarım saat oturdular kalktılar gittiler, gider gitmez kayınvalide anneme kızmaya başladı sen nasıl olur da benim misafirlerimin yanına çıkmazsın diye. Konuşa konuşa evine gitti, eşim geldi annesine uğradı tabi her zamanki gibi önce anne sonra evi. Eşim bir hışımla eve geldi anneme bağırmaya başladı, ağzından köpük geliyordu anneme bağırırken, annesi doldurmuş evdeki telefonu aldı anneme doğru cinnet geçiriyorum dedive yere fırlattı. Annem korktu, kadın dil döktü ama olan oldu. Bu olanlar beni üzdü tabi ki, evden gitmek istedim gidemedim. Başta ayrılmak istedim fakat, 2. evliliğimdi, konu komşudan, akrabadan çekindik, gene mi olmadı derler diye. Önce ki eşimde annesine çok düşkündü bunun için ayrıldım.
Bu arada, bebek daha kırkı çıkmamıştı, sürekli hergün saatlerce aşağıda kayınvalideler de kalırdı, emzirmek için inerdim, gene yukarı çıkardım bazen bebeğimin yanında kalırdım. İstediler ki bizde dursunlar, bebeği alırlardı pusetiyle daha da getirmezlerdi. Eşim zaten onları tutardı, onlara sesi çıkmazdı, benimle hep annesi yüzünden tartışırdı. Zaten hep o baktı, ben doyururdum doymamış diye yemek vermeye çalışırdı, yemek yemiş mi yememiş mi diye kayınpeder hoplatırdı kızımı ona göre sen buna yemek vermedin mi derdi. Kızım ağladığında hemen kayınvalide alırdı kucağına bana vermezdi almak isterdim, sırtını çevirdi bana, kızımı bana vermezdi.
Sürekli kızıma karşı bir müdahele vardı, uykusuna olsun, yemeğine olsun, kıyafetlerine olsun. Hatta yine kızım gene ağlıyordu, gündüz vaktiydi, odasında bende yanında duruyorum susuması için ilgileniyorum. Eşim hemen eltimi gönderdi yukarı kızımı sustursun diye. Eltim de akrabaları bu arada. Eltime de çok baktırdı kızımı, annesine de..
Ben evimde kızımla doğru dürüst vakit geçiremiyordum daha doğrusu kızımla çok arama girdikleri için kızıma anne sevgisi, anne kokusu tam olarak veremedim.. Benimle uğraşırlardı, sinirlerimi bozarlardı. Bu durum devam edince ayrılmak istedim, eşim hep tehdit ederdi kızı da alırsan orman kanunlarını uygularım diye..
Ben tabi duramıyorum gitmek istiyorum, aradım annemi ben geliyorum dedim, hazırladım bavulumu, eşyalarımı, kayınvalidelerin evde olmadığı bir günde maalesef ki korkarak kızımı da bırakarak evden ayrıldım. O zamanlar eltim kayınvalideyle oturduğu için giderken eşimin kardeşi evdeydi, kızımı bıraktım sende kalsın sonra alacağım dedim. Ve öyle evi terk etmek zorunda kaldım, anneme gittim, tekrar işe girdim, avukat tuttum. Kızımı alacağım diye dava açtım. 9 ay sürecinde kızımı göremedim, hep ilaç kullandım ki aklıma geldiği zaman üzülüyorum, geceleri ağlıyordum, eltimle kocası işyerine kızımı getirdirler, hasret giderdim 1 gün sadece, bir dafeda anneme getirdiler oda barıştırmak için 1 gün de o zaman gördüm. Elimden yemek yemeyen çocuk elimden yemek yedi. Anne diye ağlaya ağlaya göbek fıtığı olmuştu o zaman kızım. Sonra avukat araya girince taraflar anlaştık, Kızım hafta içi bende, hafta sonu eşimde kalacaktı bir müddet böyle oldu, ama annemle babam bu durumu sorun etmeye başladılar, eşimle maalesef ki, çocuk yüzünden barışmak durumunda kaldım, ve eve geri döndüm, tabi eve geri döndürürken bir takım sözler verdi fakat hiçbirini yapmadı.
Neyse, evdeydim tekrar, kızım evindeydi, en azından yıksada döksede evidir, kimse laf edemezdi.
Sırf kızım için geri döndüm. Kızım 5 yaşındayken bir kardeşi daha oldu. Oğlum oldu. Bu sefer doğumumda ve doğumdan sonra kimseyi istemedim yanımda, tek başıma durdum evde.
Eşim yine her zamanki gibi ailesiyle birlikte zaman geçirmeye devam etti. Kayınvalide hastaydı evet ama bunu çok iyi kullanyor, hala daha kullanmaya da devam ediyor. Oğlu hep onla ilgilensin onun yanında olsun istiyor, eşimde annesine çok bağlı, bütün ilgisini alakasını hep annesine verdi, biz hep tartıştık, paylaştığımız bir anımız yok, sinema olsun, yemek olsun, ya da el ele tutuşmuşluğumuz bile yok. ben tartışırken alındığımı söylerdim ama annesi de alınıyormuş çünkü hastaymış hep böyle derdi. biz mesela yeni evlendiğimizde bir yer oturmaya giderdik, gece 12-1 olsa bile kayınpeder bahçede bizi beklerdi, kayınvalide yatakta yatardı, anneniz hasta niye bu saatte geliyorsunuz derdi, bu tekrarlardı yani, ama sonra ki gün kayınvalide dimdik ayakta olurdu, bana karşı hep suratları asıktı.
Kayınvalideler köye gider yazları 4-5 ay veya bazen 6 ay kalırlardı, ama bizde her yaz yanlarına giderdik, arabayla 20-25 saat yolculuk yapardık, giderdik ama orada da suratları asık olurdu, bana hep laf sokarlardı. Zaten evlendiğim günden beri bana hep laf sokarlardı.
Sevmediler beni, annesine hakkımda vaatler verdi herhalde, birgün mahallede bir komşusu bana dediki, kayınvalide benim için hiç beklediğim gibi çıkmadı demiş, niye dediyse artık. Pervane olacaktım çünkü onlara.
Eşim, ailesiyle vakit geçirdiğim zaman benle ilgilenirdi, ilgilendirdi derken, hafta sonları çocuklarla dışarı çıkardık, gezerdik.
Yoksa bana özel ilgi göstermezdi, afedersiniz, bir gece çocuklar yatmıştı, bizde oturuyorduk, bilgisayarın kablosuna oturdum diye bana kızdı, yani hep beni eleştirirdi, kızardı, her konuda anneme sor, anneme danış, annem şöyle yapardı gibi gibi. Yemek yapmayı bilmiyordum, çalıştığım için yapmadım hiç. Bu durumda bile insan şunu istiyor, yumurta bile kırsam bu yemeği eşimle güzel güzel yemek isterdim, hiç hoşgörüsü yoktu. Annesine inerdi yemek için. Kızıma hamileyken bir gün görümceme gitmiştik, onlar otururken eşimle sahile inmek istedik, indik turluyoruz, canım mısır istedi, inanın fiyatı yüzünden almadı, orda pahalı burda daha uygun diye almadı. Ve ben o mısırı yiyemeden eve geldim. 15 yıl geçti ama aklımdan çıkmadı. Halen daha söylenirim.
Eşim, afedersiniz biz beraber olurken hep, başka adamlarla beni hayal ettirdi, fantaziymiş bunun adı. Hatta bir keresinde kızım 2,5 yaşındaydı 3 yıldızlı bir otele gittik, orada bile bana oranı buranı aç, şöyle otur birini ayarla derdi. Bende oralı olmazdım.
Ama bu ilerleyen yıllarda sıklaştı, hep benimle ilgili hikayeler yazardı o an hayal ederdi bana da zorla hayal ettirdi ben her defasında istemezdim, neden başkalarını aramıza sokuyorsun derdim, yurtdışında karı kocalar varmış ülkemizde de varmış evli çiftler beraber olurmuş, banada teklif etti benim kız arkadaşım vardı, hep derdi ki ara gelsinler, hep bunu derdi, komşularımıza kadar geldi, yok mini etek giy, adamı evine çağır bir şeyleri bahane ederek, diye diye. Soğudum eşimden. İstemiyorum onu. Sonra düşündüm. Acaba dedim benim namusuma söz mü söyletmek istiyor da, çocukları elimden alıp beni kapı dışarı etmek için, bunlar geldi aklıma, yoksa bir adam karısına bunları niye teklif eder. Kayınpeder, 15 yıllık evliyim, 2 defa beni dövmek için evime geldi.
Ablamla 1 ay arayla doğum yaptık, o benden 1 ay önce doğum yaptı, mevlüt okuttu bende hamileyim ablama gittim, eşimde beni akşam saat 11 gibi almaya geldi, apartmana girdim kayınpeder kapıyı açtı sen nerdesin bu saate kadar nerdeydin diye sinirlenerek bana bağırdı, bende hamilelik ya ona cevap verdim, söylene söylene eve çıktım, sonra kapıya geldi bana parmak salladı bir daha bu evden dışarı çıkmayacaksın seni öldürürüm delirdi kapıda, içeriye girmemesi için eşim babasına müdahele etti. Ben o zaman 35 haftalık hamileydim, ve stresten düşük yapmamam için doktor iğne verdi, eşim beni anneme bıraktı ve iğnelerimi yaptırmaya giderken annemle babamla gittim, eşim yanımda değildi. Çünkü ailesinin tarafındaydı. beni tutmazdı.
Sonra, oğlum anaokuluna gidiyordu, 23 nisandı, kızım 4.sınıfa gidiyordu. Gösterisi vardı. Soğuktu hava esiyordu sabahım erken saatiydi, oğlum küçüktü. Bakıcı abla vardı çalıştığım zaman abla evimize gelirdi, bende işe giderdim. O günde tatildi, bayram olduğu için. Oğlanı bakıcı ablaya bıraktım aynı mahallede oturuyordu. Üşütür diye okula götürmek istemedim. Okula gittim. Bir baktım ki, oğlum eşimin omuzlarında okulun bahçesinde dolaştırıyor, yanına gittim neden getirdin dedim, beni dikkate almadı. Tören bitti, eve geldik, kayınvalidenin kapısını çaldım. Çünkü o istedi niye bıraktın bakıcıya o da gelseydi gibi mızıldandı. Onun başının altından çıktığı için her işime de karıştıkları için, niye alıyorsun bakıcıdan dedim, kızdım kayınvalideye. Eve çıktım. Akşam oğlumu ayağımda sallıyorum, kapı çaldı, kayınvalide ve kayınpeder. Girdiler oturdular, suratlar asık. Bana kayınpeder bağırmaya başladı, kayınvalide de şişinmiş oturuyor. Kalktı beni dövmeye yeltendi. Eşim yine engellemeye çalıştı. Böyle böyle eşimle tartışa tartışa evliliğimi yaşadım. Kara bulut gibi hep tepemizdelerdi. Dışarı çıksam kayınpeder veya kayınvalide perde arkasından dikizlerler, hala daha aynılar.
2 sene önce, kayınvalide yolda giderken düşmüş, kolunu incitmiş, ben hep yapılanlara eşim sünger çek derdi, aman aramız açılmasın, aman iyi olalım, aman ağzımın tadı kaçmasın diye hep alttan alan ben.
Evet 2 sene önce, kayınvalideye indim hergün evini temizlerdim, hasta olunca meyve sularını hazırlar götürürdüm, akşamları haftanın genelde 3-4 günü hafta sonları da dahil akşam yemeklerini birlikte yerdik. Kayınpederle tartışınca giderdim, boyununa sarılırdım, babacım derdim, barışırdık, o kadar yaptılarına rağmen.
Yine yaz oldu, köye gittiler, bizde okul tatil olunca köye gittik. Arabada perperişan 25 saat yolculuk, gidiş ve geliş toplam 50 saatlik yol.
Ramazan bayramına denk getirdik. Ben evde hizmet ediyorum, koşturuyorum, amcası da bizle kalıyordu. Eşim köyde yanımda durmazdı, bir yere gidecekse gider gelir, habersizdik birbirimizden ben ailesiyle haşır neşirdim.
Benim bermuda şortlarım vardır, pantalonlarımı kestirdim diz hizasında, onlardan birini bayram sabahı giydim, dizimden 1 parmak alttaydı. Ben minyon tipliyim.
Evden çıkarken, kayınvalide, dizlerini örtseydin kayınpeder kızıyor dedi. Bende aldırış etmedim açıkcası, o kadar da rahatsız edici değildi, rahat hareket ediyordum, her yer taş toprak, oturması kalkması rahattı yani. Sonra mezarlık var oraya gidip ziyaret ederdik, yanıma tülbent alırdım oraya gidince başımı kapatırdım. Tabi evden çıkıyoruz, onlar kararlaştırmışlar, eşimde benle konuşmadı şuraya gideceğiz buraya gideceğiz diye. Arabaya bindik normalde ev ziyaretlerinden sonra mezarlığa giderdik. Bu sefer böyle olmadı ev ahalisi anlaşmış, benim haberim yok bunlar ilk olarak mezarlığa geldiler, bende arabada bilseydim yanıma tülbent alırdım dedim.
hemen amcası, bana dediki, gelin bizim dinimizde islam var, istersen başını kapat dedi. Bende aşkolsun amca ben dinsizmiyim dedim. Anlamadım lafın nereye gideceğini, sonra sonra kafama dank etti,ne demek istediği. Amcaya darılmıştım, eşimede söyledim ama oralı olmadı amcasının lafına, zoruma gitti amcanın sözleri, 1-2 gün amcayla konuşmak istemedim. Bunu kayınpeder fark etmiş, köyde bahçede otururken bana laf sokmaya başladı, sen amcaya şöyle demişsin böyle demişsin, arkadan kayınvalide fişekliyor, sen bir ton laf etmişsin. Allahtan kızım yanımdaydı sordum kızım bir şey söyledim mi diye, hayır anne dedi. Sadece ben dinsizmiyim dedim o kadar. Zaten diken üstündeyim kıyafetim yüzünden kayınpeder kızacak bana laf edecek diye. bu da ateşledi, ağzımı açtım köy yerinde, susmadım. Ne varsa söylendim. Eşimede kızdım. Kayınpeder benle konuşurken seni döverim demişti çünkü. Bende gel döv dedim. Karakola gideceğim dedim. Beni zorla sakinleştirdirler, onca yol gelmişiz, araba içinde iki büklüm, onlar için, hala daha kıyafetimle uğraştılar, zoruma gitti ama açıkcası.
Ondan sonra konuşmadım kayınpederle. Köyden ayrılırken de elini de öpmedim. Kayınvalideyle konuşuyorduk ama o da kayınpederi dolduruşa getiriyordu kayınpeder ona çok kızardı, herkezin yanında aşağılardı. Ama kayınpederi dolduruyordu.
Ben gücendim, eşim barıştırmaya çalıştı ben istemedim. Hala da konuşmuyorum. Eve de almıyorum. İstemiyorum.
Kayınvalideye de gücendim çünkü, geliniyim beni savunmasını beklerdim, beni tanımıyormuş gibi yapmışsın etmişsin diye kayınpederin yanında durdu.
Eşimle hala tartışırım, çünkü benim yanıma kafasında ailesiyle geliyor, iyi olunca bekliyor ki ailesiyle barışırım. Neden ezdiriyor beni. Neden babasının bu hareketlerine sessiz kalıyor.
Böyle dediğimde bana, bunda ne var ki babam bana da söyler döverim diye dedi. Ben geliniyim dedim bana diyemez dedim.
Yani içlerine girdim, o kadar şey yaşadıktan sonra yine hep yapıcı olmak için iyi olmak istedim, ama olmuyormuş beni istedikleri şekle sokamadıkları için hep bana karşı dolularmış, yani yüzüme güldüler ama samimi değillermiş.
Kira vermiyoruz, çocuklar küçük eşime derdim bir eve gir, bir arsaya gir, ileride çocuklarına kalsın dedim. Neyse ki bir arsa aldı, taksitlerini ödüyor. Ev borcuna girseydi daha iyiydi. O arsaya bir sürü masraf yaptı, yine de yapıyor.
Ayrı eve çıkmak istiyorum, yanaşmıyor, durumum yok diyor, beni burada ailesiyle yaşattırıyor, perde arkalarında dikizlenmekten nefret ediyorum. Hep göz önündeyim.
Ben barışmam demiyorum, eşime dedim ki, gelsinler benden hakikatten ama, benden özürdilesinler, kızım kusura bakma desinler. Nasıl ki benim hatam olunca gidip özürdiledim. Onlar dan da bekledim. Ancak bu şartla barışırım dedim.
Eşimin ailesi bize gelmiyor diye, eşimde benim ailemin gelmesini istemiyor, ailem bana gelemiyor.
Bunları hep annesi istiyor, annesi ne derse eşim onu yapıyor, onlara sormadan hiç bir şey yapmıyor, aynı binadayız her gün ama her gün yanlarına gider, hafta sonları saatlerce gider oturur. Eşimin kardeşi var, eltimin kocası o öyle değil. Dobradır, o eşini korur, eşinin yanında durur, ezdirmez eşini.
Ama benim eşim öyle değil. Evime kimse gelip gitmez, her gelene karışırlar, dört duvar kimseyle görüşmem, ekmek almak için bakkala giderim, komşularımla ayak üstü öyle görüşürüm.
Evet kızıyorum, yapılan o kadar çok haksızlıklar var ki, daha buraya yazamadığım. Gerçi başka eve de çıksa, adam aynı, ailesine bağlı, anne babası tabiki olacak, ama eşimin ki çok fazla.
Eşim benden 1 yaş küçük. Bana söyler, ben sevigimi göstermem, söylemem diye.
Babası bir kere demiş zaten eşim söylerdi, kadına sevgini belli etme ki ,tepene çıkmasın demiş.
Eşim çok katı, hiç empati yapmaz, bazen ona söylenirim şunu yaptın bunu yaptın, neden böyle yaptın diye, suçlu olduğu halde beni suçlu çıkarır. Ben konuşurken benim yüzüme bakmaz, telefonuyla ilgilenir, kızıyorum neden yüzüme bakmıyorsun sana bir şey anlatıyorum diye, dinliyorum seni der her zaman, ama insan dinlendiğini hissetmek ister değil mi? Yine böyle oldu, çok sinirlendirdi beni, oralı olmuyor, sanki ben konuşmuyorum, dinlemiyor, elimde küçük ping pong topu vardı, fırlattım kafasına geldi, bu hemen hastaneye gitti, kafatası yamulmuş dediğine göre, beni korkutmak için, ne oldu sonra geçti. İşine gelmeyince ben yokmuşum gibi davranır. Dikkate almaz. Bendeki öfke patlaması oldu.
O kadar kırar ki, artık son zamanlarda ona kızıyorum, yanımda istemiyorum, bana dokunmasın istiyorum, sevmiyorum, ondan nefret ediyorum. Bunları ona da söylüyorum.
Geçmişi unutamıyorum, geçmişi unutturmak için eşim hiçbir çaba göstermedi, aynı tavırlar, herşey aynı, herkez aynı..
Çok konuşuyorum, bazen hakaret boyutuna geliyor, ama şöyle düşünün, birini bir yere kapatın, istemediği bir yere, ne olur o kişi bir düşünün, benimki de böyle birşey.
Değişen tek şey çocuklarım büyüyor.
İyi olsak da aynı, kötü olsak da, çocuklar için mecburum. mutsuzum. Güzel anılarım yok.
Boşanamıyorum çocuklarımın düzenleri bozulacak diye. Boşansam nereye anne evine gideceğim, hem de çocuklarımı bana vermez. Bende terk edip gidemem çocuklarım var. Büyüyünce annem bizi terk etti demesinler diye.
Çok uzun oldu yazım biliyorum. Buraya yazdım biraz olsun derdimi dökmüş gibi rahatladım.
Kalp kırılınca bir daha tamiri olmuyor.
Yine de şükrediyorum, sağlığım yerinde, herkez başka başka nedenlerle bu dünyada imtihan ediliyor, bende böyle sınav veriyorum.
Dayanabiliyor muyum? Hayır.
katılıyorum, ıkıncı evlılık ve hersey basından belli. yanlıs ınsan yanlıs secım. bile bile...Yani ben anlamıyorum evlenmeden, adam ortada, mal meydanda yani bile isteye evleniyorsunuz size başka bir şey vaad etti de yapmadı mı aile apartmanına gelin olup doğulu ailenin geleneğini bilip evlenip ne bekliyordunuz?
Bilmeden mi evlendiniz? Çok uzun olmuş hepsini okuyamadım.
Aradan baya zaman geçmis şimdi nasılsınız iyimisinizMerhaba, 15 yıllık evliyim, 2 çocuk annesiyim, eşimle aile apartmanında oturuyorum, kayınvalideler alt katta oturuyor, eltim de bahçe katında oturuyor.
Bu benim 2.evliliğim, ilk evliliğim görücü usulü oldu, yani ilk evliliğimle 2.evliliğimin arasında 8 yıl geçti, ama nasıl geçti bir de bana sorun.
Şimdiki eşimin annesi biz evlenmeden 1-2 yıl önce rahim kanseri tedavisi görmüş, zaten evlendiğimde de tedavisi sürüyordu.
Ancak, evliliğimin ilk günlerinde kayınvalide safra kesesinden ameliyat olacaktı.
Neyse, evlendik ilk sabahımız, annesi babası erkenden yola çıkmışlar hasteneye gidiyorlarmış, babası telefonla eşimi aradı eşimle hemen apar topar çıktık yolda onlara yetişeceğiz. ama suratları asık.
bu böyle 1,2,3 devam etti. Sonra safra kesesinden ameliyat için hastaneye yattı, 2 gün refekatçı olarak yanında kaldım.
Sonrasında eve çıktı. Ben tabi çalışıyordum evlenince işi bıraktım. Eşimin ailesi doğuludur, onlar bir arada olmak ister.
Ben akşam kayınvalide de oturuyorum. Eşimde gelecek yemek yiyeceğiz diye bekliyorum. Kayınpeder ben acıktım dedi, bende eşimde gelecek sofra hazırlayacağım diye birşey demedim, kalkmadım da yerimden.
Vay efendim ona sofra hazırlamamışım diye sinirlendi.
Biz yemekleri beraber yerdik, bütün gün beraber geçirirdik yatmadan yatmaya eve çıkardık, hatta evimde yemek yapmak için gizli gizli evimde kalırdım. Hep eşimle evde yemek yemek istemiştim, hatta biz ev panjurludur, balkonlar, pencereler..
Bir gün panjurları düzgün açmamışım diye kayınpeder yine sinirlendi. Kahvaltı için aşağıya inmek zorundaydık.
Ben bu durumdan rahatsız olmaya başladım, neden biz evimizde yemek yiyemiyoruz, evimizde zaman geçiremiyoruz diye, eşime söylenip duruyorum, bu durumu bile eşimle tartışarak neyse ki halletim. Zor oldu.
Hata işte, evlendim 4. ayda hamile kaldım. İnanın hamile olduğumu ilk eşime söylediğimde ilk annesiyle paylaştı, hiç bana sarılmak filan yok.
Tabi ben bu arada yine işe girdim, 7,5 ay karnım burnumda sabahın köründe evden çıkıp işe gidiyordum.
Ha bu arada, başta ikimiz aynı işyerinde tanıştık, evlilik dolayısı ile ben ayrıldım, tazminat aldım. Eşim başta tazminatımı kredi borcunu kapatmak için kullanmak istediğini söyledi, bende karşı çıktım neden benim yıllardır çalıştığım aldığım bu parayı senin borcuna gitsin dedim.
Sonra kız kardeşine çocuklarının odalarını yaptırmak için onlara söz vermiş, benim tazminatı orayada kullanacaktı, buna da karşı çıktım.
Sonra evlendik borcumuz vardı evlilik dolayısı ile, tazminatın bir kısmı borca gitti, takılan takılar hep borca gitti. Kalan parayla araba aldık.
Ama o arabayla ailesini gezdirmeye başladı, hadi oraya gidelim hadi buraya gidelim, bana karşı tabiki de diktatördüler, onların dediği olsun gibi gibi. Benim kılığıma kıyafetime çok karıştılar, kayınpeder neden kapanmıyorsun diye laf etti, eşim de aynı, dışarı çıkarken bile etek giymemi istediler, eşimle dolaşırken bile neden etek giymedin diye kızardı.
Ben buna da karşı çıktım, onların istediği gibi kapanmadım.
Çünkü açığım, eşim başta bu konuyla ilgili benimle konuşmadı, sadece kıyafetlerin biraz bol olsun dedi.
Zaten açık saçık giyinen biri değilim.
Makyajı çok nadir yapardım.
Sonra, hamileyim doğuma az kalmış, ben annemin gelmesini istedim bu en doğal hakkımdı, bu konuyla ilgili eşimle tartıştık ve annesi sesimizi duyunca yukarı geldi, eşim annesine biz anlaşamıyoruz dedi, kayınvalide de tabi annemin gelmesini istemedi.
Neyse doğuma gittik, annem torun hevesiyle battaniye ördürmüştü, geldi hastaneye dedi ki, hastaneden bu battaniyeyle çıksın dedi, bende ses çıkarmadım, kayınvalidenin kızından 2 torunu vardı zaten, ilk torun ya anlayış bekledim onlardan ama maalesef. Vay efendim bunu dedi diye, eşimle annesi hastane koridorunda turladılar, geldiler. Eşim, anneme bir tek ninesi sen değilsin dedi, kadını orada üzdü zaten. Eve geldik annemde geldi, Kaldı bende. Sağolsun. Fakat bebeğin kırklanmasına gelince 17. gündü hatta yarı kırklamasıymış bu. Bebek yıkayacağız, suyu açtım su soğuk, ısınmıyor, eşimi aradım sabah işyerinden su soğuk dedim, annemde baktı kombi kapalı değil.
Kayınvalidem geldi yukarıya, geldiği gibi kombinin yanındaki şalteri açtı, kombi çalıştı.
Bu konuda da tartışma çıktı, kombiyi annem kapamış, yok onlar kapamış diye evde gergin ortamlar oldu. Annemde gücendi tabi, ben fazla kalamayacağım dedi ve evine gitti. Sonra, annem bizde kalırken, kayınvalidenin komşuları geldi, akşam vakti eşimin eve gelme vaktiydi, annemin başı ağrıdığı için misafirlere çıkamadı, ben meyve suyu filan götürdüm, yarım saat oturdular kalktılar gittiler, gider gitmez kayınvalide anneme kızmaya başladı sen nasıl olur da benim misafirlerimin yanına çıkmazsın diye. Konuşa konuşa evine gitti, eşim geldi annesine uğradı tabi her zamanki gibi önce anne sonra evi. Eşim bir hışımla eve geldi anneme bağırmaya başladı, ağzından köpük geliyordu anneme bağırırken, annesi doldurmuş evdeki telefonu aldı anneme doğru cinnet geçiriyorum dedive yere fırlattı. Annem korktu, kadın dil döktü ama olan oldu. Bu olanlar beni üzdü tabi ki, evden gitmek istedim gidemedim. Başta ayrılmak istedim fakat, 2. evliliğimdi, konu komşudan, akrabadan çekindik, gene mi olmadı derler diye. Önce ki eşimde annesine çok düşkündü bunun için ayrıldım.
Bu arada, bebek daha kırkı çıkmamıştı, sürekli hergün saatlerce aşağıda kayınvalideler de kalırdı, emzirmek için inerdim, gene yukarı çıkardım bazen bebeğimin yanında kalırdım. İstediler ki bizde dursunlar, bebeği alırlardı pusetiyle daha da getirmezlerdi. Eşim zaten onları tutardı, onlara sesi çıkmazdı, benimle hep annesi yüzünden tartışırdı. Zaten hep o baktı, ben doyururdum doymamış diye yemek vermeye çalışırdı, yemek yemiş mi yememiş mi diye kayınpeder hoplatırdı kızımı ona göre sen buna yemek vermedin mi derdi. Kızım ağladığında hemen kayınvalide alırdı kucağına bana vermezdi almak isterdim, sırtını çevirdi bana, kızımı bana vermezdi.
Sürekli kızıma karşı bir müdahele vardı, uykusuna olsun, yemeğine olsun, kıyafetlerine olsun. Hatta yine kızım gene ağlıyordu, gündüz vaktiydi, odasında bende yanında duruyorum susuması için ilgileniyorum. Eşim hemen eltimi gönderdi yukarı kızımı sustursun diye. Eltim de akrabaları bu arada. Eltime de çok baktırdı kızımı, annesine de..
Ben evimde kızımla doğru dürüst vakit geçiremiyordum daha doğrusu kızımla çok arama girdikleri için kızıma anne sevgisi, anne kokusu tam olarak veremedim.. Benimle uğraşırlardı, sinirlerimi bozarlardı. Bu durum devam edince ayrılmak istedim, eşim hep tehdit ederdi kızı da alırsan orman kanunlarını uygularım diye..
Ben tabi duramıyorum gitmek istiyorum, aradım annemi ben geliyorum dedim, hazırladım bavulumu, eşyalarımı, kayınvalidelerin evde olmadığı bir günde maalesef ki korkarak kızımı da bırakarak evden ayrıldım. O zamanlar eltim kayınvalideyle oturduğu için giderken eşimin kardeşi evdeydi, kızımı bıraktım sende kalsın sonra alacağım dedim. Ve öyle evi terk etmek zorunda kaldım, anneme gittim, tekrar işe girdim, avukat tuttum. Kızımı alacağım diye dava açtım. 9 ay sürecinde kızımı göremedim, hep ilaç kullandım ki aklıma geldiği zaman üzülüyorum, geceleri ağlıyordum, eltimle kocası işyerine kızımı getirdirler, hasret giderdim 1 gün sadece, bir dafeda anneme getirdiler oda barıştırmak için 1 gün de o zaman gördüm. Elimden yemek yemeyen çocuk elimden yemek yedi. Anne diye ağlaya ağlaya göbek fıtığı olmuştu o zaman kızım. Sonra avukat araya girince taraflar anlaştık, Kızım hafta içi bende, hafta sonu eşimde kalacaktı bir müddet böyle oldu, ama annemle babam bu durumu sorun etmeye başladılar, eşimle maalesef ki, çocuk yüzünden barışmak durumunda kaldım, ve eve geri döndüm, tabi eve geri döndürürken bir takım sözler verdi fakat hiçbirini yapmadı.
Neyse, evdeydim tekrar, kızım evindeydi, en azından yıksada döksede evidir, kimse laf edemezdi.
Sırf kızım için geri döndüm. Kızım 5 yaşındayken bir kardeşi daha oldu. Oğlum oldu. Bu sefer doğumumda ve doğumdan sonra kimseyi istemedim yanımda, tek başıma durdum evde.
Eşim yine her zamanki gibi ailesiyle birlikte zaman geçirmeye devam etti. Kayınvalide hastaydı evet ama bunu çok iyi kullanyor, hala daha kullanmaya da devam ediyor. Oğlu hep onla ilgilensin onun yanında olsun istiyor, eşimde annesine çok bağlı, bütün ilgisini alakasını hep annesine verdi, biz hep tartıştık, paylaştığımız bir anımız yok, sinema olsun, yemek olsun, ya da el ele tutuşmuşluğumuz bile yok. ben tartışırken alındığımı söylerdim ama annesi de alınıyormuş çünkü hastaymış hep böyle derdi. biz mesela yeni evlendiğimizde bir yer oturmaya giderdik, gece 12-1 olsa bile kayınpeder bahçede bizi beklerdi, kayınvalide yatakta yatardı, anneniz hasta niye bu saatte geliyorsunuz derdi, bu tekrarlardı yani, ama sonra ki gün kayınvalide dimdik ayakta olurdu, bana karşı hep suratları asıktı.
Kayınvalideler köye gider yazları 4-5 ay veya bazen 6 ay kalırlardı, ama bizde her yaz yanlarına giderdik, arabayla 20-25 saat yolculuk yapardık, giderdik ama orada da suratları asık olurdu, bana hep laf sokarlardı. Zaten evlendiğim günden beri bana hep laf sokarlardı.
Sevmediler beni, annesine hakkımda vaatler verdi herhalde, birgün mahallede bir komşusu bana dediki, kayınvalide benim için hiç beklediğim gibi çıkmadı demiş, niye dediyse artık. Pervane olacaktım çünkü onlara.
Eşim, ailesiyle vakit geçirdiğim zaman benle ilgilenirdi, ilgilendirdi derken, hafta sonları çocuklarla dışarı çıkardık, gezerdik.
Yoksa bana özel ilgi göstermezdi, afedersiniz, bir gece çocuklar yatmıştı, bizde oturuyorduk, bilgisayarın kablosuna oturdum diye bana kızdı, yani hep beni eleştirirdi, kızardı, her konuda anneme sor, anneme danış, annem şöyle yapardı gibi gibi. Yemek yapmayı bilmiyordum, çalıştığım için yapmadım hiç. Bu durumda bile insan şunu istiyor, yumurta bile kırsam bu yemeği eşimle güzel güzel yemek isterdim, hiç hoşgörüsü yoktu. Annesine inerdi yemek için. Kızıma hamileyken bir gün görümceme gitmiştik, onlar otururken eşimle sahile inmek istedik, indik turluyoruz, canım mısır istedi, inanın fiyatı yüzünden almadı, orda pahalı burda daha uygun diye almadı. Ve ben o mısırı yiyemeden eve geldim. 15 yıl geçti ama aklımdan çıkmadı. Halen daha söylenirim.
Eşim, afedersiniz biz beraber olurken hep, başka adamlarla beni hayal ettirdi, fantaziymiş bunun adı. Hatta bir keresinde kızım 2,5 yaşındaydı 3 yıldızlı bir otele gittik, orada bile bana oranı buranı aç, şöyle otur birini ayarla derdi. Bende oralı olmazdım.
Ama bu ilerleyen yıllarda sıklaştı, hep benimle ilgili hikayeler yazardı o an hayal ederdi bana da zorla hayal ettirdi ben her defasında istemezdim, neden başkalarını aramıza sokuyorsun derdim, yurtdışında karı kocalar varmış ülkemizde de varmış evli çiftler beraber olurmuş, banada teklif etti benim kız arkadaşım vardı, hep derdi ki ara gelsinler, hep bunu derdi, komşularımıza kadar geldi, yok mini etek giy, adamı evine çağır bir şeyleri bahane ederek, diye diye. Soğudum eşimden. İstemiyorum onu. Sonra düşündüm. Acaba dedim benim namusuma söz mü söyletmek istiyor da, çocukları elimden alıp beni kapı dışarı etmek için, bunlar geldi aklıma, yoksa bir adam karısına bunları niye teklif eder. Kayınpeder, 15 yıllık evliyim, 2 defa beni dövmek için evime geldi.
Ablamla 1 ay arayla doğum yaptık, o benden 1 ay önce doğum yaptı, mevlüt okuttu bende hamileyim ablama gittim, eşimde beni akşam saat 11 gibi almaya geldi, apartmana girdim kayınpeder kapıyı açtı sen nerdesin bu saate kadar nerdeydin diye sinirlenerek bana bağırdı, bende hamilelik ya ona cevap verdim, söylene söylene eve çıktım, sonra kapıya geldi bana parmak salladı bir daha bu evden dışarı çıkmayacaksın seni öldürürüm delirdi kapıda, içeriye girmemesi için eşim babasına müdahele etti. Ben o zaman 35 haftalık hamileydim, ve stresten düşük yapmamam için doktor iğne verdi, eşim beni anneme bıraktı ve iğnelerimi yaptırmaya giderken annemle babamla gittim, eşim yanımda değildi. Çünkü ailesinin tarafındaydı. beni tutmazdı.
Sonra, oğlum anaokuluna gidiyordu, 23 nisandı, kızım 4.sınıfa gidiyordu. Gösterisi vardı. Soğuktu hava esiyordu sabahım erken saatiydi, oğlum küçüktü. Bakıcı abla vardı çalıştığım zaman abla evimize gelirdi, bende işe giderdim. O günde tatildi, bayram olduğu için. Oğlanı bakıcı ablaya bıraktım aynı mahallede oturuyordu. Üşütür diye okula götürmek istemedim. Okula gittim. Bir baktım ki, oğlum eşimin omuzlarında okulun bahçesinde dolaştırıyor, yanına gittim neden getirdin dedim, beni dikkate almadı. Tören bitti, eve geldik, kayınvalidenin kapısını çaldım. Çünkü o istedi niye bıraktın bakıcıya o da gelseydi gibi mızıldandı. Onun başının altından çıktığı için her işime de karıştıkları için, niye alıyorsun bakıcıdan dedim, kızdım kayınvalideye. Eve çıktım. Akşam oğlumu ayağımda sallıyorum, kapı çaldı, kayınvalide ve kayınpeder. Girdiler oturdular, suratlar asık. Bana kayınpeder bağırmaya başladı, kayınvalide de şişinmiş oturuyor. Kalktı beni dövmeye yeltendi. Eşim yine engellemeye çalıştı. Böyle böyle eşimle tartışa tartışa evliliğimi yaşadım. Kara bulut gibi hep tepemizdelerdi. Dışarı çıksam kayınpeder veya kayınvalide perde arkasından dikizlerler, hala daha aynılar.
2 sene önce, kayınvalide yolda giderken düşmüş, kolunu incitmiş, ben hep yapılanlara eşim sünger çek derdi, aman aramız açılmasın, aman iyi olalım, aman ağzımın tadı kaçmasın diye hep alttan alan ben.
Evet 2 sene önce, kayınvalideye indim hergün evini temizlerdim, hasta olunca meyve sularını hazırlar götürürdüm, akşamları haftanın genelde 3-4 günü hafta sonları da dahil akşam yemeklerini birlikte yerdik. Kayınpederle tartışınca giderdim, boyununa sarılırdım, babacım derdim, barışırdık, o kadar yaptılarına rağmen.
Yine yaz oldu, köye gittiler, bizde okul tatil olunca köye gittik. Arabada perperişan 25 saat yolculuk, gidiş ve geliş toplam 50 saatlik yol.
Ramazan bayramına denk getirdik. Ben evde hizmet ediyorum, koşturuyorum, amcası da bizle kalıyordu. Eşim köyde yanımda durmazdı, bir yere gidecekse gider gelir, habersizdik birbirimizden ben ailesiyle haşır neşirdim.
Benim bermuda şortlarım vardır, pantalonlarımı kestirdim diz hizasında, onlardan birini bayram sabahı giydim, dizimden 1 parmak alttaydı. Ben minyon tipliyim.
Evden çıkarken, kayınvalide, dizlerini örtseydin kayınpeder kızıyor dedi. Bende aldırış etmedim açıkcası, o kadar da rahatsız edici değildi, rahat hareket ediyordum, her yer taş toprak, oturması kalkması rahattı yani. Sonra mezarlık var oraya gidip ziyaret ederdik, yanıma tülbent alırdım oraya gidince başımı kapatırdım. Tabi evden çıkıyoruz, onlar kararlaştırmışlar, eşimde benle konuşmadı şuraya gideceğiz buraya gideceğiz diye. Arabaya bindik normalde ev ziyaretlerinden sonra mezarlığa giderdik. Bu sefer böyle olmadı ev ahalisi anlaşmış, benim haberim yok bunlar ilk olarak mezarlığa geldiler, bende arabada bilseydim yanıma tülbent alırdım dedim.
hemen amcası, bana dediki, gelin bizim dinimizde islam var, istersen başını kapat dedi. Bende aşkolsun amca ben dinsizmiyim dedim. Anlamadım lafın nereye gideceğini, sonra sonra kafama dank etti,ne demek istediği. Amcaya darılmıştım, eşimede söyledim ama oralı olmadı amcasının lafına, zoruma gitti amcanın sözleri, 1-2 gün amcayla konuşmak istemedim. Bunu kayınpeder fark etmiş, köyde bahçede otururken bana laf sokmaya başladı, sen amcaya şöyle demişsin böyle demişsin, arkadan kayınvalide fişekliyor, sen bir ton laf etmişsin. Allahtan kızım yanımdaydı sordum kızım bir şey söyledim mi diye, hayır anne dedi. Sadece ben dinsizmiyim dedim o kadar. Zaten diken üstündeyim kıyafetim yüzünden kayınpeder kızacak bana laf edecek diye. bu da ateşledi, ağzımı açtım köy yerinde, susmadım. Ne varsa söylendim. Eşimede kızdım. Kayınpeder benle konuşurken seni döverim demişti çünkü. Bende gel döv dedim. Karakola gideceğim dedim. Beni zorla sakinleştirdirler, onca yol gelmişiz, araba içinde iki büklüm, onlar için, hala daha kıyafetimle uğraştılar, zoruma gitti ama açıkcası.
Ondan sonra konuşmadım kayınpederle. Köyden ayrılırken de elini de öpmedim. Kayınvalideyle konuşuyorduk ama o da kayınpederi dolduruşa getiriyordu kayınpeder ona çok kızardı, herkezin yanında aşağılardı. Ama kayınpederi dolduruyordu.
Ben gücendim, eşim barıştırmaya çalıştı ben istemedim. Hala da konuşmuyorum. Eve de almıyorum. İstemiyorum.
Kayınvalideye de gücendim çünkü, geliniyim beni savunmasını beklerdim, beni tanımıyormuş gibi yapmışsın etmişsin diye kayınpederin yanında durdu.
Eşimle hala tartışırım, çünkü benim yanıma kafasında ailesiyle geliyor, iyi olunca bekliyor ki ailesiyle barışırım. Neden ezdiriyor beni. Neden babasının bu hareketlerine sessiz kalıyor.
Böyle dediğimde bana, bunda ne var ki babam bana da söyler döverim diye dedi. Ben geliniyim dedim bana diyemez dedim.
Yani içlerine girdim, o kadar şey yaşadıktan sonra yine hep yapıcı olmak için iyi olmak istedim, ama olmuyormuş beni istedikleri şekle sokamadıkları için hep bana karşı dolularmış, yani yüzüme güldüler ama samimi değillermiş.
Kira vermiyoruz, çocuklar küçük eşime derdim bir eve gir, bir arsaya gir, ileride çocuklarına kalsın dedim. Neyse ki bir arsa aldı, taksitlerini ödüyor. Ev borcuna girseydi daha iyiydi. O arsaya bir sürü masraf yaptı, yine de yapıyor.
Ayrı eve çıkmak istiyorum, yanaşmıyor, durumum yok diyor, beni burada ailesiyle yaşattırıyor, perde arkalarında dikizlenmekten nefret ediyorum. Hep göz önündeyim.
Ben barışmam demiyorum, eşime dedim ki, gelsinler benden hakikatten ama, benden özürdilesinler, kızım kusura bakma desinler. Nasıl ki benim hatam olunca gidip özürdiledim. Onlar dan da bekledim. Ancak bu şartla barışırım dedim.
Eşimin ailesi bize gelmiyor diye, eşimde benim ailemin gelmesini istemiyor, ailem bana gelemiyor.
Bunları hep annesi istiyor, annesi ne derse eşim onu yapıyor, onlara sormadan hiç bir şey yapmıyor, aynı binadayız her gün ama her gün yanlarına gider, hafta sonları saatlerce gider oturur. Eşimin kardeşi var, eltimin kocası o öyle değil. Dobradır, o eşini korur, eşinin yanında durur, ezdirmez eşini.
Ama benim eşim öyle değil. Evime kimse gelip gitmez, her gelene karışırlar, dört duvar kimseyle görüşmem, ekmek almak için bakkala giderim, komşularımla ayak üstü öyle görüşürüm.
Evet kızıyorum, yapılan o kadar çok haksızlıklar var ki, daha buraya yazamadığım. Gerçi başka eve de çıksa, adam aynı, ailesine bağlı, anne babası tabiki olacak, ama eşimin ki çok fazla.
Eşim benden 1 yaş küçük. Bana söyler, ben sevigimi göstermem, söylemem diye.
Babası bir kere demiş zaten eşim söylerdi, kadına sevgini belli etme ki ,tepene çıkmasın demiş.
Eşim çok katı, hiç empati yapmaz, bazen ona söylenirim şunu yaptın bunu yaptın, neden böyle yaptın diye, suçlu olduğu halde beni suçlu çıkarır. Ben konuşurken benim yüzüme bakmaz, telefonuyla ilgilenir, kızıyorum neden yüzüme bakmıyorsun sana bir şey anlatıyorum diye, dinliyorum seni der her zaman, ama insan dinlendiğini hissetmek ister değil mi? Yine böyle oldu, çok sinirlendirdi beni, oralı olmuyor, sanki ben konuşmuyorum, dinlemiyor, elimde küçük ping pong topu vardı, fırlattım kafasına geldi, bu hemen hastaneye gitti, kafatası yamulmuş dediğine göre, beni korkutmak için, ne oldu sonra geçti. İşine gelmeyince ben yokmuşum gibi davranır. Dikkate almaz. Bendeki öfke patlaması oldu.
O kadar kırar ki, artık son zamanlarda ona kızıyorum, yanımda istemiyorum, bana dokunmasın istiyorum, sevmiyorum, ondan nefret ediyorum. Bunları ona da söylüyorum.
Geçmişi unutamıyorum, geçmişi unutturmak için eşim hiçbir çaba göstermedi, aynı tavırlar, herşey aynı, herkez aynı..
Çok konuşuyorum, bazen hakaret boyutuna geliyor, ama şöyle düşünün, birini bir yere kapatın, istemediği bir yere, ne olur o kişi bir düşünün, benimki de böyle birşey.
Değişen tek şey çocuklarım büyüyor.
İyi olsak da aynı, kötü olsak da, çocuklar için mecburum. mutsuzum. Güzel anılarım yok.
Boşanamıyorum çocuklarımın düzenleri bozulacak diye. Boşansam nereye anne evine gideceğim, hem de çocuklarımı bana vermez. Bende terk edip gidemem çocuklarım var. Büyüyünce annem bizi terk etti demesinler diye.
Çok uzun oldu yazım biliyorum. Buraya yazdım biraz olsun derdimi dökmüş gibi rahatladım.
Kalp kırılınca bir daha tamiri olmuyor.
Yine de şükrediyorum, sağlığım yerinde, herkez başka başka nedenlerle bu dünyada imtihan ediliyor, bende böyle sınav veriyorum.
Dayanabiliyor muyum? Hayır.
Konunun tamamını okuyan oldu mu çok merak ettim ??Merhaba, 15 yıllık evliyim, 2 çocuk annesiyim, eşimle aile apartmanında oturuyorum, kayınvalideler alt katta oturuyor, eltim de bahçe katında oturuyor.
Bu benim 2.evliliğim, ilk evliliğim görücü usulü oldu, yani ilk evliliğimle 2.evliliğimin arasında 8 yıl geçti, ama nasıl geçti bir de bana sorun.
Şimdiki eşimin annesi biz evlenmeden 1-2 yıl önce rahim kanseri tedavisi görmüş, zaten evlendiğimde de tedavisi sürüyordu.
Ancak, evliliğimin ilk günlerinde kayınvalide safra kesesinden ameliyat olacaktı.
Neyse, evlendik ilk sabahımız, annesi babası erkenden yola çıkmışlar hasteneye gidiyorlarmış, babası telefonla eşimi aradı eşimle hemen apar topar çıktık yolda onlara yetişeceğiz. ama suratları asık.
bu böyle 1,2,3 devam etti. Sonra safra kesesinden ameliyat için hastaneye yattı, 2 gün refekatçı olarak yanında kaldım.
Sonrasında eve çıktı. Ben tabi çalışıyordum evlenince işi bıraktım. Eşimin ailesi doğuludur, onlar bir arada olmak ister.
Ben akşam kayınvalide de oturuyorum. Eşimde gelecek yemek yiyeceğiz diye bekliyorum. Kayınpeder ben acıktım dedi, bende eşimde gelecek sofra hazırlayacağım diye birşey demedim, kalkmadım da yerimden.
Vay efendim ona sofra hazırlamamışım diye sinirlendi.
Biz yemekleri beraber yerdik, bütün gün beraber geçirirdik yatmadan yatmaya eve çıkardık, hatta evimde yemek yapmak için gizli gizli evimde kalırdım. Hep eşimle evde yemek yemek istemiştim, hatta biz ev panjurludur, balkonlar, pencereler..
Bir gün panjurları düzgün açmamışım diye kayınpeder yine sinirlendi. Kahvaltı için aşağıya inmek zorundaydık.
Ben bu durumdan rahatsız olmaya başladım, neden biz evimizde yemek yiyemiyoruz, evimizde zaman geçiremiyoruz diye, eşime söylenip duruyorum, bu durumu bile eşimle tartışarak neyse ki halletim. Zor oldu.
Hata işte, evlendim 4. ayda hamile kaldım. İnanın hamile olduğumu ilk eşime söylediğimde ilk annesiyle paylaştı, hiç bana sarılmak filan yok.
Tabi ben bu arada yine işe girdim, 7,5 ay karnım burnumda sabahın köründe evden çıkıp işe gidiyordum.
Ha bu arada, başta ikimiz aynı işyerinde tanıştık, evlilik dolayısı ile ben ayrıldım, tazminat aldım. Eşim başta tazminatımı kredi borcunu kapatmak için kullanmak istediğini söyledi, bende karşı çıktım neden benim yıllardır çalıştığım aldığım bu parayı senin borcuna gitsin dedim.
Sonra kız kardeşine çocuklarının odalarını yaptırmak için onlara söz vermiş, benim tazminatı orayada kullanacaktı, buna da karşı çıktım.
Sonra evlendik borcumuz vardı evlilik dolayısı ile, tazminatın bir kısmı borca gitti, takılan takılar hep borca gitti. Kalan parayla araba aldık.
Ama o arabayla ailesini gezdirmeye başladı, hadi oraya gidelim hadi buraya gidelim, bana karşı tabiki de diktatördüler, onların dediği olsun gibi gibi. Benim kılığıma kıyafetime çok karıştılar, kayınpeder neden kapanmıyorsun diye laf etti, eşim de aynı, dışarı çıkarken bile etek giymemi istediler, eşimle dolaşırken bile neden etek giymedin diye kızardı.
Ben buna da karşı çıktım, onların istediği gibi kapanmadım.
Çünkü açığım, eşim başta bu konuyla ilgili benimle konuşmadı, sadece kıyafetlerin biraz bol olsun dedi.
Zaten açık saçık giyinen biri değilim.
Makyajı çok nadir yapardım.
Sonra, hamileyim doğuma az kalmış, ben annemin gelmesini istedim bu en doğal hakkımdı, bu konuyla ilgili eşimle tartıştık ve annesi sesimizi duyunca yukarı geldi, eşim annesine biz anlaşamıyoruz dedi, kayınvalide de tabi annemin gelmesini istemedi.
Neyse doğuma gittik, annem torun hevesiyle battaniye ördürmüştü, geldi hastaneye dedi ki, hastaneden bu battaniyeyle çıksın dedi, bende ses çıkarmadım, kayınvalidenin kızından 2 torunu vardı zaten, ilk torun ya anlayış bekledim onlardan ama maalesef. Vay efendim bunu dedi diye, eşimle annesi hastane koridorunda turladılar, geldiler. Eşim, anneme bir tek ninesi sen değilsin dedi, kadını orada üzdü zaten. Eve geldik annemde geldi, Kaldı bende. Sağolsun. Fakat bebeğin kırklanmasına gelince 17. gündü hatta yarı kırklamasıymış bu. Bebek yıkayacağız, suyu açtım su soğuk, ısınmıyor, eşimi aradım sabah işyerinden su soğuk dedim, annemde baktı kombi kapalı değil.
Kayınvalidem geldi yukarıya, geldiği gibi kombinin yanındaki şalteri açtı, kombi çalıştı.
Bu konuda da tartışma çıktı, kombiyi annem kapamış, yok onlar kapamış diye evde gergin ortamlar oldu. Annemde gücendi tabi, ben fazla kalamayacağım dedi ve evine gitti. Sonra, annem bizde kalırken, kayınvalidenin komşuları geldi, akşam vakti eşimin eve gelme vaktiydi, annemin başı ağrıdığı için misafirlere çıkamadı, ben meyve suyu filan götürdüm, yarım saat oturdular kalktılar gittiler, gider gitmez kayınvalide anneme kızmaya başladı sen nasıl olur da benim misafirlerimin yanına çıkmazsın diye. Konuşa konuşa evine gitti, eşim geldi annesine uğradı tabi her zamanki gibi önce anne sonra evi. Eşim bir hışımla eve geldi anneme bağırmaya başladı, ağzından köpük geliyordu anneme bağırırken, annesi doldurmuş evdeki telefonu aldı anneme doğru cinnet geçiriyorum dedive yere fırlattı. Annem korktu, kadın dil döktü ama olan oldu. Bu olanlar beni üzdü tabi ki, evden gitmek istedim gidemedim. Başta ayrılmak istedim fakat, 2. evliliğimdi, konu komşudan, akrabadan çekindik, gene mi olmadı derler diye. Önce ki eşimde annesine çok düşkündü bunun için ayrıldım.
Bu arada, bebek daha kırkı çıkmamıştı, sürekli hergün saatlerce aşağıda kayınvalideler de kalırdı, emzirmek için inerdim, gene yukarı çıkardım bazen bebeğimin yanında kalırdım. İstediler ki bizde dursunlar, bebeği alırlardı pusetiyle daha da getirmezlerdi. Eşim zaten onları tutardı, onlara sesi çıkmazdı, benimle hep annesi yüzünden tartışırdı. Zaten hep o baktı, ben doyururdum doymamış diye yemek vermeye çalışırdı, yemek yemiş mi yememiş mi diye kayınpeder hoplatırdı kızımı ona göre sen buna yemek vermedin mi derdi. Kızım ağladığında hemen kayınvalide alırdı kucağına bana vermezdi almak isterdim, sırtını çevirdi bana, kızımı bana vermezdi.
Sürekli kızıma karşı bir müdahele vardı, uykusuna olsun, yemeğine olsun, kıyafetlerine olsun. Hatta yine kızım gene ağlıyordu, gündüz vaktiydi, odasında bende yanında duruyorum susuması için ilgileniyorum. Eşim hemen eltimi gönderdi yukarı kızımı sustursun diye. Eltim de akrabaları bu arada. Eltime de çok baktırdı kızımı, annesine de..
Ben evimde kızımla doğru dürüst vakit geçiremiyordum daha doğrusu kızımla çok arama girdikleri için kızıma anne sevgisi, anne kokusu tam olarak veremedim.. Benimle uğraşırlardı, sinirlerimi bozarlardı. Bu durum devam edince ayrılmak istedim, eşim hep tehdit ederdi kızı da alırsan orman kanunlarını uygularım diye..
Ben tabi duramıyorum gitmek istiyorum, aradım annemi ben geliyorum dedim, hazırladım bavulumu, eşyalarımı, kayınvalidelerin evde olmadığı bir günde maalesef ki korkarak kızımı da bırakarak evden ayrıldım. O zamanlar eltim kayınvalideyle oturduğu için giderken eşimin kardeşi evdeydi, kızımı bıraktım sende kalsın sonra alacağım dedim. Ve öyle evi terk etmek zorunda kaldım, anneme gittim, tekrar işe girdim, avukat tuttum. Kızımı alacağım diye dava açtım. 9 ay sürecinde kızımı göremedim, hep ilaç kullandım ki aklıma geldiği zaman üzülüyorum, geceleri ağlıyordum, eltimle kocası işyerine kızımı getirdirler, hasret giderdim 1 gün sadece, bir dafeda anneme getirdiler oda barıştırmak için 1 gün de o zaman gördüm. Elimden yemek yemeyen çocuk elimden yemek yedi. Anne diye ağlaya ağlaya göbek fıtığı olmuştu o zaman kızım. Sonra avukat araya girince taraflar anlaştık, Kızım hafta içi bende, hafta sonu eşimde kalacaktı bir müddet böyle oldu, ama annemle babam bu durumu sorun etmeye başladılar, eşimle maalesef ki, çocuk yüzünden barışmak durumunda kaldım, ve eve geri döndüm, tabi eve geri döndürürken bir takım sözler verdi fakat hiçbirini yapmadı.
Neyse, evdeydim tekrar, kızım evindeydi, en azından yıksada döksede evidir, kimse laf edemezdi.
Sırf kızım için geri döndüm. Kızım 5 yaşındayken bir kardeşi daha oldu. Oğlum oldu. Bu sefer doğumumda ve doğumdan sonra kimseyi istemedim yanımda, tek başıma durdum evde.
Eşim yine her zamanki gibi ailesiyle birlikte zaman geçirmeye devam etti. Kayınvalide hastaydı evet ama bunu çok iyi kullanyor, hala daha kullanmaya da devam ediyor. Oğlu hep onla ilgilensin onun yanında olsun istiyor, eşimde annesine çok bağlı, bütün ilgisini alakasını hep annesine verdi, biz hep tartıştık, paylaştığımız bir anımız yok, sinema olsun, yemek olsun, ya da el ele tutuşmuşluğumuz bile yok. ben tartışırken alındığımı söylerdim ama annesi de alınıyormuş çünkü hastaymış hep böyle derdi. biz mesela yeni evlendiğimizde bir yer oturmaya giderdik, gece 12-1 olsa bile kayınpeder bahçede bizi beklerdi, kayınvalide yatakta yatardı, anneniz hasta niye bu saatte geliyorsunuz derdi, bu tekrarlardı yani, ama sonra ki gün kayınvalide dimdik ayakta olurdu, bana karşı hep suratları asıktı.
Kayınvalideler köye gider yazları 4-5 ay veya bazen 6 ay kalırlardı, ama bizde her yaz yanlarına giderdik, arabayla 20-25 saat yolculuk yapardık, giderdik ama orada da suratları asık olurdu, bana hep laf sokarlardı. Zaten evlendiğim günden beri bana hep laf sokarlardı.
Sevmediler beni, annesine hakkımda vaatler verdi herhalde, birgün mahallede bir komşusu bana dediki, kayınvalide benim için hiç beklediğim gibi çıkmadı demiş, niye dediyse artık. Pervane olacaktım çünkü onlara.
Eşim, ailesiyle vakit geçirdiğim zaman benle ilgilenirdi, ilgilendirdi derken, hafta sonları çocuklarla dışarı çıkardık, gezerdik.
Yoksa bana özel ilgi göstermezdi, afedersiniz, bir gece çocuklar yatmıştı, bizde oturuyorduk, bilgisayarın kablosuna oturdum diye bana kızdı, yani hep beni eleştirirdi, kızardı, her konuda anneme sor, anneme danış, annem şöyle yapardı gibi gibi. Yemek yapmayı bilmiyordum, çalıştığım için yapmadım hiç. Bu durumda bile insan şunu istiyor, yumurta bile kırsam bu yemeği eşimle güzel güzel yemek isterdim, hiç hoşgörüsü yoktu. Annesine inerdi yemek için. Kızıma hamileyken bir gün görümceme gitmiştik, onlar otururken eşimle sahile inmek istedik, indik turluyoruz, canım mısır istedi, inanın fiyatı yüzünden almadı, orda pahalı burda daha uygun diye almadı. Ve ben o mısırı yiyemeden eve geldim. 15 yıl geçti ama aklımdan çıkmadı. Halen daha söylenirim.
Eşim, afedersiniz biz beraber olurken hep, başka adamlarla beni hayal ettirdi, fantaziymiş bunun adı. Hatta bir keresinde kızım 2,5 yaşındaydı 3 yıldızlı bir otele gittik, orada bile bana oranı buranı aç, şöyle otur birini ayarla derdi. Bende oralı olmazdım.
Ama bu ilerleyen yıllarda sıklaştı, hep benimle ilgili hikayeler yazardı o an hayal ederdi bana da zorla hayal ettirdi ben her defasında istemezdim, neden başkalarını aramıza sokuyorsun derdim, yurtdışında karı kocalar varmış ülkemizde de varmış evli çiftler beraber olurmuş, banada teklif etti benim kız arkadaşım vardı, hep derdi ki ara gelsinler, hep bunu derdi, komşularımıza kadar geldi, yok mini etek giy, adamı evine çağır bir şeyleri bahane ederek, diye diye. Soğudum eşimden. İstemiyorum onu. Sonra düşündüm. Acaba dedim benim namusuma söz mü söyletmek istiyor da, çocukları elimden alıp beni kapı dışarı etmek için, bunlar geldi aklıma, yoksa bir adam karısına bunları niye teklif eder. Kayınpeder, 15 yıllık evliyim, 2 defa beni dövmek için evime geldi.
Ablamla 1 ay arayla doğum yaptık, o benden 1 ay önce doğum yaptı, mevlüt okuttu bende hamileyim ablama gittim, eşimde beni akşam saat 11 gibi almaya geldi, apartmana girdim kayınpeder kapıyı açtı sen nerdesin bu saate kadar nerdeydin diye sinirlenerek bana bağırdı, bende hamilelik ya ona cevap verdim, söylene söylene eve çıktım, sonra kapıya geldi bana parmak salladı bir daha bu evden dışarı çıkmayacaksın seni öldürürüm delirdi kapıda, içeriye girmemesi için eşim babasına müdahele etti. Ben o zaman 35 haftalık hamileydim, ve stresten düşük yapmamam için doktor iğne verdi, eşim beni anneme bıraktı ve iğnelerimi yaptırmaya giderken annemle babamla gittim, eşim yanımda değildi. Çünkü ailesinin tarafındaydı. beni tutmazdı.
Sonra, oğlum anaokuluna gidiyordu, 23 nisandı, kızım 4.sınıfa gidiyordu. Gösterisi vardı. Soğuktu hava esiyordu sabahım erken saatiydi, oğlum küçüktü. Bakıcı abla vardı çalıştığım zaman abla evimize gelirdi, bende işe giderdim. O günde tatildi, bayram olduğu için. Oğlanı bakıcı ablaya bıraktım aynı mahallede oturuyordu. Üşütür diye okula götürmek istemedim. Okula gittim. Bir baktım ki, oğlum eşimin omuzlarında okulun bahçesinde dolaştırıyor, yanına gittim neden getirdin dedim, beni dikkate almadı. Tören bitti, eve geldik, kayınvalidenin kapısını çaldım. Çünkü o istedi niye bıraktın bakıcıya o da gelseydi gibi mızıldandı. Onun başının altından çıktığı için her işime de karıştıkları için, niye alıyorsun bakıcıdan dedim, kızdım kayınvalideye. Eve çıktım. Akşam oğlumu ayağımda sallıyorum, kapı çaldı, kayınvalide ve kayınpeder. Girdiler oturdular, suratlar asık. Bana kayınpeder bağırmaya başladı, kayınvalide de şişinmiş oturuyor. Kalktı beni dövmeye yeltendi. Eşim yine engellemeye çalıştı. Böyle böyle eşimle tartışa tartışa evliliğimi yaşadım. Kara bulut gibi hep tepemizdelerdi. Dışarı çıksam kayınpeder veya kayınvalide perde arkasından dikizlerler, hala daha aynılar.
2 sene önce, kayınvalide yolda giderken düşmüş, kolunu incitmiş, ben hep yapılanlara eşim sünger çek derdi, aman aramız açılmasın, aman iyi olalım, aman ağzımın tadı kaçmasın diye hep alttan alan ben.
Evet 2 sene önce, kayınvalideye indim hergün evini temizlerdim, hasta olunca meyve sularını hazırlar götürürdüm, akşamları haftanın genelde 3-4 günü hafta sonları da dahil akşam yemeklerini birlikte yerdik. Kayınpederle tartışınca giderdim, boyununa sarılırdım, babacım derdim, barışırdık, o kadar yaptılarına rağmen.
Yine yaz oldu, köye gittiler, bizde okul tatil olunca köye gittik. Arabada perperişan 25 saat yolculuk, gidiş ve geliş toplam 50 saatlik yol.
Ramazan bayramına denk getirdik. Ben evde hizmet ediyorum, koşturuyorum, amcası da bizle kalıyordu. Eşim köyde yanımda durmazdı, bir yere gidecekse gider gelir, habersizdik birbirimizden ben ailesiyle haşır neşirdim.
Benim bermuda şortlarım vardır, pantalonlarımı kestirdim diz hizasında, onlardan birini bayram sabahı giydim, dizimden 1 parmak alttaydı. Ben minyon tipliyim.
Evden çıkarken, kayınvalide, dizlerini örtseydin kayınpeder kızıyor dedi. Bende aldırış etmedim açıkcası, o kadar da rahatsız edici değildi, rahat hareket ediyordum, her yer taş toprak, oturması kalkması rahattı yani. Sonra mezarlık var oraya gidip ziyaret ederdik, yanıma tülbent alırdım oraya gidince başımı kapatırdım. Tabi evden çıkıyoruz, onlar kararlaştırmışlar, eşimde benle konuşmadı şuraya gideceğiz buraya gideceğiz diye. Arabaya bindik normalde ev ziyaretlerinden sonra mezarlığa giderdik. Bu sefer böyle olmadı ev ahalisi anlaşmış, benim haberim yok bunlar ilk olarak mezarlığa geldiler, bende arabada bilseydim yanıma tülbent alırdım dedim.
hemen amcası, bana dediki, gelin bizim dinimizde islam var, istersen başını kapat dedi. Bende aşkolsun amca ben dinsizmiyim dedim. Anlamadım lafın nereye gideceğini, sonra sonra kafama dank etti,ne demek istediği. Amcaya darılmıştım, eşimede söyledim ama oralı olmadı amcasının lafına, zoruma gitti amcanın sözleri, 1-2 gün amcayla konuşmak istemedim. Bunu kayınpeder fark etmiş, köyde bahçede otururken bana laf sokmaya başladı, sen amcaya şöyle demişsin böyle demişsin, arkadan kayınvalide fişekliyor, sen bir ton laf etmişsin. Allahtan kızım yanımdaydı sordum kızım bir şey söyledim mi diye, hayır anne dedi. Sadece ben dinsizmiyim dedim o kadar. Zaten diken üstündeyim kıyafetim yüzünden kayınpeder kızacak bana laf edecek diye. bu da ateşledi, ağzımı açtım köy yerinde, susmadım. Ne varsa söylendim. Eşimede kızdım. Kayınpeder benle konuşurken seni döverim demişti çünkü. Bende gel döv dedim. Karakola gideceğim dedim. Beni zorla sakinleştirdirler, onca yol gelmişiz, araba içinde iki büklüm, onlar için, hala daha kıyafetimle uğraştılar, zoruma gitti ama açıkcası.
Ondan sonra konuşmadım kayınpederle. Köyden ayrılırken de elini de öpmedim. Kayınvalideyle konuşuyorduk ama o da kayınpederi dolduruşa getiriyordu kayınpeder ona çok kızardı, herkezin yanında aşağılardı. Ama kayınpederi dolduruyordu.
Ben gücendim, eşim barıştırmaya çalıştı ben istemedim. Hala da konuşmuyorum. Eve de almıyorum. İstemiyorum.
Kayınvalideye de gücendim çünkü, geliniyim beni savunmasını beklerdim, beni tanımıyormuş gibi yapmışsın etmişsin diye kayınpederin yanında durdu.
Eşimle hala tartışırım, çünkü benim yanıma kafasında ailesiyle geliyor, iyi olunca bekliyor ki ailesiyle barışırım. Neden ezdiriyor beni. Neden babasının bu hareketlerine sessiz kalıyor.
Böyle dediğimde bana, bunda ne var ki babam bana da söyler döverim diye dedi. Ben geliniyim dedim bana diyemez dedim.
Yani içlerine girdim, o kadar şey yaşadıktan sonra yine hep yapıcı olmak için iyi olmak istedim, ama olmuyormuş beni istedikleri şekle sokamadıkları için hep bana karşı dolularmış, yani yüzüme güldüler ama samimi değillermiş.
Kira vermiyoruz, çocuklar küçük eşime derdim bir eve gir, bir arsaya gir, ileride çocuklarına kalsın dedim. Neyse ki bir arsa aldı, taksitlerini ödüyor. Ev borcuna girseydi daha iyiydi. O arsaya bir sürü masraf yaptı, yine de yapıyor.
Ayrı eve çıkmak istiyorum, yanaşmıyor, durumum yok diyor, beni burada ailesiyle yaşattırıyor, perde arkalarında dikizlenmekten nefret ediyorum. Hep göz önündeyim.
Ben barışmam demiyorum, eşime dedim ki, gelsinler benden hakikatten ama, benden özürdilesinler, kızım kusura bakma desinler. Nasıl ki benim hatam olunca gidip özürdiledim. Onlar dan da bekledim. Ancak bu şartla barışırım dedim.
Eşimin ailesi bize gelmiyor diye, eşimde benim ailemin gelmesini istemiyor, ailem bana gelemiyor.
Bunları hep annesi istiyor, annesi ne derse eşim onu yapıyor, onlara sormadan hiç bir şey yapmıyor, aynı binadayız her gün ama her gün yanlarına gider, hafta sonları saatlerce gider oturur. Eşimin kardeşi var, eltimin kocası o öyle değil. Dobradır, o eşini korur, eşinin yanında durur, ezdirmez eşini.
Ama benim eşim öyle değil. Evime kimse gelip gitmez, her gelene karışırlar, dört duvar kimseyle görüşmem, ekmek almak için bakkala giderim, komşularımla ayak üstü öyle görüşürüm.
Evet kızıyorum, yapılan o kadar çok haksızlıklar var ki, daha buraya yazamadığım. Gerçi başka eve de çıksa, adam aynı, ailesine bağlı, anne babası tabiki olacak, ama eşimin ki çok fazla.
Eşim benden 1 yaş küçük. Bana söyler, ben sevigimi göstermem, söylemem diye.
Babası bir kere demiş zaten eşim söylerdi, kadına sevgini belli etme ki ,tepene çıkmasın demiş.
Eşim çok katı, hiç empati yapmaz, bazen ona söylenirim şunu yaptın bunu yaptın, neden böyle yaptın diye, suçlu olduğu halde beni suçlu çıkarır. Ben konuşurken benim yüzüme bakmaz, telefonuyla ilgilenir, kızıyorum neden yüzüme bakmıyorsun sana bir şey anlatıyorum diye, dinliyorum seni der her zaman, ama insan dinlendiğini hissetmek ister değil mi? Yine böyle oldu, çok sinirlendirdi beni, oralı olmuyor, sanki ben konuşmuyorum, dinlemiyor, elimde küçük ping pong topu vardı, fırlattım kafasına geldi, bu hemen hastaneye gitti, kafatası yamulmuş dediğine göre, beni korkutmak için, ne oldu sonra geçti. İşine gelmeyince ben yokmuşum gibi davranır. Dikkate almaz. Bendeki öfke patlaması oldu.
O kadar kırar ki, artık son zamanlarda ona kızıyorum, yanımda istemiyorum, bana dokunmasın istiyorum, sevmiyorum, ondan nefret ediyorum. Bunları ona da söylüyorum.
Geçmişi unutamıyorum, geçmişi unutturmak için eşim hiçbir çaba göstermedi, aynı tavırlar, herşey aynı, herkez aynı..
Çok konuşuyorum, bazen hakaret boyutuna geliyor, ama şöyle düşünün, birini bir yere kapatın, istemediği bir yere, ne olur o kişi bir düşünün, benimki de böyle birşey.
Değişen tek şey çocuklarım büyüyor.
İyi olsak da aynı, kötü olsak da, çocuklar için mecburum. mutsuzum. Güzel anılarım yok.
Boşanamıyorum çocuklarımın düzenleri bozulacak diye. Boşansam nereye anne evine gideceğim, hem de çocuklarımı bana vermez. Bende terk edip gidemem çocuklarım var. Büyüyünce annem bizi terk etti demesinler diye.
Çok uzun oldu yazım biliyorum. Buraya yazdım biraz olsun derdimi dökmüş gibi rahatladım.
Kalp kırılınca bir daha tamiri olmuyor.
Yine de şükrediyorum, sağlığım yerinde, herkez başka başka nedenlerle bu dünyada imtihan ediliyor, bende böyle sınav veriyorum.
Dayanabiliyor muyum? Hayır.
Ay şimdi gelidm okudum beni çok ilgilendiren bi konudaKonunun tamamını okuyan oldu mu çok merak ettim ??
Vallahi kitap okurdum Bukadar uzun bir konu okuyacağıma aşırı uzun yazmış konu sahibiAy şimdi gelidm okudum beni çok ilgilendiren bi konuda