Çocuk yapmayıp da pişman olan var mı?

Zaten bizde sevmiyoruz diyip kenara atmıyoruz. Çıkarttığınız anlam o kadar olağan üstü ki. Elbette onları çok seviyoruz ve tüm enerjimizi onlara veriyoruz. Kendimize almak istediklerimizden önce onlara alıyoruz. Ama fragmanını yaşasam istemezdim. Konu sahibi o kadar akıllıca düşünüyor ki. Benim aklıma hiç gelmedi. Bana birşeyleri ağlayarak yaptırmaya çalışacağı örneğin. Çocuk yapmayıp gezip dolaşıp hayatını yaşamak daha akıllıca sadece.
İnsan yaşamadan anlamıyor. Bende yeğen de var mesela ben onlara baktım buna da bakarım derdim. Halbuki arada bir gelip özlemiş olarak iki saat parka götürmek çocuk bakmak değilmiş. Bir bütün günü bir çocuğa baktırsalar gerçekten anne olan kadın sayısı azalır. Bazen çocuksuz teyzem geliyor mesela bana sevmeye, üç saat bırakıp gitsem suratı asık oluyor. Zamane çocukları şımarık her geldiğimde daha da şımarık oluyor ne yapıyorsan yanlış yoldasın diyor bana. Teyze diyorum büyüyor. Kendi karakteri oluşuyor, kendi istekleri oluyor. Bir konuda tuttururken AA kuş geçiyor yöntemi iki yaşında güzeldi mesela şimdi yer mi? Yemez. İkna etmek, uzlaşmak daha da zorlaşıyor her geçen gün.
Sabah kahvaltısı desen onu yemem bunu az yerim pazarlığı, bu tabağı istemedim ben krizleriyle başlıyor. Yaz ortasında yağmur çizmesi giyeceğim diye kapıda böğür böğür ağlama, kış ortası terlikle okula gideceğim inadıyla devam ediyor. Okuldan alıyorum okulun gerginliğini daha kapıda çok saçma şeylere ağlayarak veriyor. Akşam yemeği krizleri, uyku saati krizleri derken koltuğa kendimi nasıl atıyorum ben biliyorum. Ve bınu tek başına bir koca gün bir çocuğun sorumluluğunu almadan anlamıyorsun. Anlayamazsın da. Sabahtan akşama yedirmesi, giydirmesi, oynaması, krizlerini yaşayıp ancak öyle anlayabilirsin.
Hepimiz anne olurken el ele yürümek, sahilde kumdan kale yapmak, geceleri kitap okuyarak uyutmayı hayal ederek yaptık. Ama gerçekte el tutmam diye sokaktan caddeye fırlayıp kalp çarpıntısı yapan, sahilde kumdan kale yapmak yerine gözüne kum atan, ayağına kum değmesin diye ağlayan, kendi kepçesini tanımayıp kepçemi çaldılar diye ağlayıp buna tatil diyeceğin bir çocuğun oluyor.
 
İnsan yaşamadan anlamıyor. Bende yeğen de var mesela ben onlara baktım buna da bakarım derdim. Halbuki arada bir gelip özlemiş olarak iki saat parka götürmek çocuk bakmak değilmiş. Bir bütün günü bir çocuğa baktırsalar gerçekten anne olan kadın sayısı azalır. Bazen çocuksuz teyzem geliyor mesela bana sevmeye, üç saat bırakıp gitsem suratı asık oluyor. Zamane çocukları şımarık her geldiğimde daha da şımarık oluyor ne yapıyorsan yanlış yoldasın diyor bana. Teyze diyorum büyüyor. Kendi karakteri oluşuyor, kendi istekleri oluyor. Bir konuda tuttururken AA kuş geçiyor yöntemi iki yaşında güzeldi mesela şimdi yer mi? Yemez. İkna etmek, uzlaşmak daha da zorlaşıyor her geçen gün.
Sabah kahvaltısı desen onu yemem bunu az yerim pazarlığı, bu tabağı istemedim ben krizleriyle başlıyor. Yaz ortasında yağmur çizmesi giyeceğim diye kapıda böğür böğür ağlama, kış ortası terlikle okula gideceğim inadıyla devam ediyor. Okuldan alıyorum okulun gerginliğini daha kapıda çok saçma şeylere ağlayarak veriyor. Akşam yemeği krizleri, uyku saati krizleri derken koltuğa kendimi nasıl atıyorum ben biliyorum. Ve bınu tek başına bir koca gün bir çocuğun sorumluluğunu almadan anlamıyorsun. Anlayamazsın da. Sabahtan akşama yedirmesi, giydirmesi, oynaması, krizlerini yaşayıp ancak öyle anlayabilirsin.
Hepimiz anne olurken el ele yürümek, sahilde kumdan kale yapmak, geceleri kitap okuyarak uyutmayı hayal ederek yaptık. Ama gerçekte el tutmam diye sokaktan caddeye fırlayıp kalp çarpıntısı yapan, sahilde kumdan kale yapmak yerine gözüne kum atan, ayağına kum değmesin diye ağlayan, kendi kepçesini tanımayıp kepçemi çaldılar diye ağlayıp buna tatil diyeceğin bir çocuğun oluyor.
Benim kimsenin çocuğunu 2 saatten fazla kafam kaldırmıyor. Allah annelere de sabır versin diyorum gerçekten çok zor. Kafamda iyice oturdu. Gerçekten bu zorlukları yaşamak istemiyorum. Ha hayat ne getirir bilemeyiz belki yıllar sonra isteğim gelir bilmiyorum ama şu an istemedigime emin oldum. Düşünmesi bile kabus gibi.
 
Niçin evlendi sizinle ozaman ? Seks ve masrafları yarıya indirmek için mi ?
Ne alakası var. Evliliğin sadece çocuk için yapıldığı fikrine de karşıyım. Seviyorsan, hayat arkadaşı istiyorsan evlenirsin. Bir sürü çocuksuz mutlu çift var. Çocuk yok diye boşanmaları lazım sizin mantığınızda. Ayrıca ülkemizde evlenmeden özgürce istediğiyle yaşadığı için kadınlara ne gözle bakan insanlar da var. Kadına çok alternatif mi kalıyor bu ülkede? Sanki Avrupa amerikada çok modern bir ülkeyiz. Ortadogu çukuru burası.
 
Benim kimsenin çocuğunu 2 saatten fazla kafam kaldırmıyor. Allah annelere de sabır versin diyorum gerçekten çok zor. Kafamda iyice oturdu. Gerçekten bu zorlukları yaşamak istemiyorum. Ha hayat ne getirir bilemeyiz belki yıllar sonra isteğim gelir bilmiyorum ama şu an istemedigime emin oldum. Düşünmesi bile kabus gibi.
İlk tatile bir buçuk yaşında çıktık oğlumla. Kumdan tiksindi. Ayağına değmesine tahammül edemedi. Denize kadar taşıdık denizde yüzdürdük. Kalanında kucağımızda 15 kiloyla gezdik kucakta. Şezlongtan kazara bulaşsa bir tane kum için ağlar sildirirdi.
Sonraki yaz tatilinde öğlen uykusu vardı arabasında uyurdu rahata yakın bir tatil geçirdik, kumla oynadı Allah var.
Ama üç yaştan itibaren tatil demek çocukla sabah yedide kalkıp (bize vakit kalsın diye normal saatte yatan bir çocuk yedi sekizden geç uyanmaz) kahvaltı yapmak, denize gidip kolluk takıp suya sadece beline kadar girmek, kum kazık su çıkarıp içinde oturmak yada defalarca kale yapıp yıkmaktan ibaret. Ha bir de akşam sekizde uyuduğunda odaya çekilip habire bardan şarap taşıyıp balkondan uzaktan gelen canlı müzik sesini dinliyoruz işte. En bize kalan aktivite de bı😀😀
Yani bir çocuk kolay büyümüyor. Çok emek var. Her öğrendiği şeyi ilk görmek güzel. Bir hayatı paylaşıyorsun. Ama bu romantik kısım ancak yüzde ellisi. Kalan yüzde ellide bol miktarda ağlama, bol miktarda zorlanma var.
 
Eşimin de isteği yok. Çocuk kararını tamamen bana bıraktı. Ben istediğim için yaparmış ama çocuğa sen bakacaksın ben bakmam diyor en başından.
O zaman direkt bu fikri kaldırın gitsin. Kati olarak istemiyosunuz zaten. Bence çocuk yapmak mantıklı değil.
Mantıklı düşünen biriyseniz pişman olacağınızı sanmam :) ekonomik durumunuzun daha iyiye gitmesi, zamanınızın tamamen size kalması gibi iyi yönleri var bence bu kararın.
 
Merhaba 🙂 ben 25yasinda hamile kalmistim ve kendimi yeterli bulmuyordm her yonden anne olmaya ustelik nisanliyken ama dugune bir ay vardi doktora gitdik esimle bayagi agliyordum doktor bana demişti ki 40yasinda da olsan anne olmadan hazir olamazsın kendini hazirlayamazsin oyle de bir duygu ki bahsetdiginiz zorlukların hepsine değer zorlugu da cocuk kendine yetene kadar
 
İlk tatile bir buçuk yaşında çıktık oğlumla. Kumdan tiksindi. Ayağına değmesine tahammül edemedi. Denize kadar taşıdık denizde yüzdürdük. Kalanında kucağımızda 15 kiloyla gezdik kucakta. Şezlongtan kazara bulaşsa bir tane kum için ağlar sildirirdi.
Sonraki yaz tatilinde öğlen uykusu vardı arabasında uyurdu rahata yakın bir tatil geçirdik, kumla oynadı Allah var.
Ama üç yaştan itibaren tatil demek çocukla sabah yedide kalkıp (bize vakit kalsın diye normal saatte yatan bir çocuk yedi sekizden geç uyanmaz) kahvaltı yapmak, denize gidip kolluk takıp suya sadece beline kadar girmek, kum kazık su çıkarıp içinde oturmak yada defalarca kale yapıp yıkmaktan ibaret. Ha bir de akşam sekizde uyuduğunda odaya çekilip habire bardan şarap taşıyıp balkondan uzaktan gelen canlı müzik sesini dinliyoruz işte. En bize kalan aktivite de bı😀😀
Yani bir çocuk kolay büyümüyor. Çok emek var. Her öğrendiği şeyi ilk görmek güzel. Bir hayatı paylaşıyorsun. Ama bu romantik kısım ancak yüzde ellisi. Kalan yüzde ellide bol miktarda ağlama, bol miktarda zorlanma var.
Çocuklu arkadaşlarla dışarı çıktığımızda akşam 8 olmadan eve dönüyorlar, cocugu uyutmamız lazim diye. Nerden baksan hayatından minimum 5 sene böyle gidiyor. Akşam dışarı çıkıp eglenemiyorsun bile.
 
Çocuklu arkadaşlarla dışarı çıktığımızda akşam 8 olmadan eve dönüyorlar, cocugu uyutmamız lazim diye. Nerden baksan hayatından minimum 5 sene böyle gidiyor. Akşam dışarı çıkıp eglenemiyorsun bile.
Ne beşi 😬
İlkokul zaten altı yaş, dokuz onda uyumaya devam edecekleri yaş en az on.
10 yıl en geç 10da yatacaklar.
 
Benimki beş yaşında. Anneannede teyzede bir gece iki gece kalıyor artık. Ama bu da yazları çok keyfi gelirse oluyor.
Okul zamanı zaten düzen oluyor istesen de kalamazsın.
Yani artık biz kışları çocuğun okuluna göre yazları da onun keyfine göre yaşıyoruz
 
Benimki beş yaşında. Anneannede teyzede bir gece iki gece kalıyor artık. Ama bu da yazları çok keyfi gelirse oluyor.
Okul zamanı zaten düzen oluyor istesen de kalamazsın.
Yani artık biz kışları çocuğun okuluna göre yazları da onun keyfine göre yaşıyoruz
İşin kötüsü de ne biliyor musunuz annelerde gözlemledigim... diyelim ki çocuklu kız arkadaşımla kahve içmeye çıktık, cocugu da annesine emanet bıraktı geldi. Aklı çocuğunda kalıyor 😂 ve benimle geçirdiği o andan çok da keyif alamıyor. Çünkü Aklı çocuğunda ve huzursuz. En kötüsü bu bence ya. Çocuksuz mutlu olmayı onu düşünmeden yaşamayı beceremiyorsun...
 
Hayatından 10 sene, çok büyük bir fedakarlık. Gerçekten annelerin hakkı ödenmez:KK66:
Ödenmez.
Her bir dişini gecelerce ateşle ağlaya ağlaya çıkardı.
İlk iki sene hele geceleri sık kalktı emmek için gözüm kapalı emzirir yanında sızar kalırdım. Beş saat kesintisiz uyuşmazdım. Hala da uyuyamıyorum artık o uyuyor ama benim içimde vir düğme var sanki gece kalkıp kontrol ediyorum üşümüş mü üstünü açmış mı diye.
Tuvalet eğitiminde her yere kaka çiş yaptı, günlerce kaka tuttu.
Geçen kusma ishal salgınına yakalandı, üç gün her yerden kusmuk sildik.
Ateşi kırk oluyor ortalama ayda bir kışları. Uykusuz ateş nöbeti tutuyoruz
Hele maddi masrafı o kadar çok ki, her sene iki çift ayakkabı vir de mont alıyorsun en basiti hızlı büyüyorlar malum. Kendimizin keyfi alışverişini yapamaz hale geldik, ihtiyaçları da sıraya koyuyoruz ki gelsin.
Yani pembe hayallere kapılmadan düşünmek lazım bence
 
Hatta çocuğu da öyle evde bıraktım ama kötü hissediyorum diyen, çocuğum annesiz travma yaşar mı diyen bile gördüm. Alt tarafı 2 saat annesine emanet bıraktı😂 hayatı kendinize bu kadar zehir etmeyin anneler.
 
İşin kötüsü de ne biliyor musunuz annelerde gözlemledigim... diyelim ki çocuklu kız arkadaşımla kahve içmeye çıktık, cocugu da annesine emanet bıraktı geldi. Aklı çocuğunda kalıyor 😂 ve benimle geçirdiği o andan çok da keyif alamıyor. Çünkü Aklı çocuğunda ve huzursuz. En kötüsü bu bence ya. Çocuksuz mutlu olmayı onu düşünmeden yaşamayı beceremiyorsun...
Evet öncelik onda ve akıl hep onda. Ve bu yaştan bağımsız otuz yaşına da gelse aklın onda olacak. Ömür boyu endişeli olacaksın. En sevmediğim yanı da bu. Ona vir şey olsa nasıl devam edebilirsin ki, doğururken böyle büyük akıl almaz bir risk de alıyorsunuz
 
33 yaşındayım. Çocuk sahibi olmak istemiyorum. Şimdiye kadar da hiç istemedim. Sadece kafamda tek bir soru var: İleride bir gün doğurganlığım geçtiğinde ya pişman olursam? Ya keşke çocuğum olsaydı der miyim... Çocuk yapmayıp da yapmadığına pişman olan var mı aramızda?
Lütfen yumurtalıklarını dondur falan demeyin. Yaş o kadar geçtikten sonra bakmaya da mecalim olmaz kafam da kaldırmaz. Yine yapmamayı tercih ederim. Sadece pişmanlık duygusu benim merak ettiğim.
Başak dizeri gör. 47ine kadar yolun var.
 
Hatta çocuğu da öyle evde bıraktım ama kötü hissediyorum diyen, çocuğum annesiz travma yaşar mı diyen bile gördüm. Alt tarafı 2 saat annesine emanet bıraktı😂 hayatı kendinize bu kadar zehir etmeyin anneler.
Çocuk kücükse annede ayri kalınca terkedilmişlikle denk duygular hisseder ve sürekli hissederse ömrü boyunca o duygular hayatinı ikili ilişkilerini mahveder..Bir anne ve terapi geçmişi olan biri olarak yazıyorum..Yani anne olmadan anlayamadiginiz seyler bu detaylar
 
Çocuk kücükse annede ayri kalınca terkedilmişlikle denk duygular hisseder ve sürekli hissederse ömrü boyunca o duygular hayatinı ikili ilişkilerini mahveder..Bir anne ve terapi geçmişi olan biri olarak yazıyorum..Yani anne olmadan anlayamadiginiz seyler bu detaylar
Ama annelerin de arada bir 2 saat de olsa nefes almaya, kendisine vakit ayırmaya, arkadaşıyla dertleşmeye ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Anne mutlu olursa çocuk da mutlu olur. O hissi alır çocuk.
 
Ama annelerin de arada bir 2 saat de olsa nefes almaya, kendisine vakit ayırmaya, arkadaşıyla dertleşmeye ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Anne mutlu olursa çocuk da mutlu olur. O hissi alır çocuk.
Teoride oyle derlerse de siz buna inanmayin..Ufacik bebege pankart açamazsiniz slogan atamazsiniz...O sizij kokunuzu istiyor sadece mesela..Yeri geliyor tuvalete gitmek gibi bir ihtiyacinizi bile erteliyorsunuz yani çocugun psikolojisini önemsiyorsanız malesef annelik matematik degil..
 
Teoride oyle derlerse de siz buna inanmayin..Ufacik bebege pankart açamazsiniz slogan atamazsiniz...O sizij kokunuzu istiyor sadece mesela..Yeri geliyor tuvalete gitmek gibi bir ihtiyacinizi bile erteliyorsunuz yani çocugun psikolojisini önemsiyorsanız malesef annelik matematik degil..
Ama yazık değil mi anneye de? Kendisine hiç vakit ayıramayan bir insanın Psikolojisi bozulur. Psikolojisi bozuk bir anne de cocuguna ne kadar yarar sağlayabilir. Kısırdongu bi olay resmen.
 
X