Yalanlar üstüne kurulu bir aşkı kurtarabilir miyim? Yoksa gerçekleri bilmemesi daha mı iyi?

Bence doğru olan kendini guzelce anlatman. Söyle - bazı ailevi sorunlardan dolayı üniversiteyi istediğim zaman kazanamadım kendimi toparladım sınava girdim seninle de bu dönemde tanıstık. Sana yalan söylediğim için üzgünüm ama internetten tanıstığım insanlara gercek adımı söylemek doğru gelmiyordu.seni aklımdam cıkaramadım ve yalan söylediğim için sucluluk duruyorum.
- şimdi bunları söylemez açık açık konusup sonuclandırmazsan hayat boyu aklında kalır böyle biri vardı cok hoslanmıstım ama benim hatalarım yüzünden olmadı vs diye. En kötü ne olabilir ki görüşmeyelim der biter en azından olmayacağını anlar önüne bakar devam edersin. Öteki türlü hep kafanda acaba olur muydu sorusu kalacak.
Çok güzel yazmışsınız teşekkür ederim ama benim çekincem ya “aylar sonra mu aklın başına geldi” vs demesi ya da hayatında başka biri olma ihtimali
 
Sana şöyle soyliyim hep içinde kalır bu durum.yasayamadiklarin hep içinde kalır.ona tekrar yaz artık aynı konumda sayılırsınız.sizden olur bence.icinde kalmasın yaşa gitsin
Bilemedim ki sonuçta bir kere güveni kırılacak bir de o okulu bitirdi stajı bitirdi işe başladı ben daha 1. sınıfım belki beklemek istemez onca sene
 
Herkese merhaba öncelikle lütfen beni kınamadan yazdıklarımı okumaya çalışın olur mu? 20 yaşındayım güzel bir genç kızım yani kusursuz fevkalade değil ama alımlı belki 6.5 - 7/10. Bunu niye diyorum çünkü önceden sevgililerim oldu çevremde beğenilen biriydim faka tannem babamla boşandıktan sonra ki bu 17 yaşıma denk geliyor. Beni korkunç zorbalamaya başladı. Babam annemi genç bir kızla aldattı belki de bu yüzden annem genç kızlara sürekli hakaretler etmeye ve zorbalamaya başladı. Bana sürekli sen çok çirkinsin seni kim ne yapsın falan deyip gülüyordu ergenliğin etkisiyle bu bende travma yarattı sanırım. Arkadaşlarım ve sevgilim tersini söylese de ben kendimi kötü görmeye başladım önce erkek arkadaşımdan ayrıldım sonra içime kapandım. Bu arada annem asla çalışmayı kabul etmiyordu ben 18 olmuştum annem 38'di. Üniversite sınavımın olfuğugün boşandılar ve ben sınavın yarısında ağlayarak çıktım odaklanamadjm halbuki akıllı bir öğrenciydim neyse bu olay tuzu biberi oldu annem beni işe soktu. Bir markette çalışmaya başladım 1 yıl çalıştım ve maaş kartım bile annemdeydi. Kendi maaşımdan bir kuruş yiyemedim eve bakıyordum. İtiraz etsem evden kovmakla sokağa atmakla tehdit ediyordu. Bir şekilde psikolojim çok bozuktu diyelim. Sonra o dönem sosyal medyada bir kitap uygulamasında alıntılar yapıyordum, okuduklarımla ilgili düşüncelerimi paylaşıyordum. Anonim takılıyordum ve ara sıra flörtleştiğim biri olsa bile adımı şehrimi hep yalan söylüyordum. Beni görmek istediğinde engelliyordum çünlü beni kimse beğenmez düşüncesi yerleşmişti kafama artık snnem yüzünden. Zaten kimseye de öyle bağlanmıyordum. Neyde işte bir gün birisinin profilinde de çok anlamlı şeyler gördüm sessiz bir hesaptı kendi halindeydi önce takip ettim sonra da mesaj attım çok güzel şeyler yazıyorsun, eski kelimelere hakimiyetin fazla vs şeklinde. Teşekkür etti öğretmen sanmıştım hukukçuyum dedi ben avukat sandım. Bir de öğrendim ki bu kişi 6 yıllık kız arkadaşını kaybetmiş 1 yıl önce. Kız ilk aşkı ve liseden beri tanışıyorlar. Hatta sonra instagramını bulduğumda kızla fotoğrafları, ardından yazdığı şiirler ve mektuplar da vardı. Neyse o gün konuşma kısa ve nazik şekilde bitti ben unuttum tabii bu kişiyi. 2 hafta sonra bir paylaşımımı beğendi ve velhasıl konuşmaya başladık. Ben uzun zaman sonra kendimi çok huzurlu ve heyecanlı hissediyordum. Nasıl bir boşluktaysam hiç tanımadığım görmediğim birine bağlandım. Derken öğrendim ki bu kişi aslında yeni tayin olmuş bir savcıymış. Bana mesleğimi sordu ben de o an aşağılık kompleksi deyin, ergenlik deyin bilmiyorum ama utandım üniversiteye gitmediğimi söylemeye. Hukuk okuduğumu söyledim. Sonra ben onun soyadını bilmiyordum ama ismini, staj yaptığı yeri ve atanalı 1 yıl olduğunu laf arasında öğrenince hsk'nın kura kararnamesinden baktım. Çocuk doğru söylüyordu. İnstagramını hatta anne babasını vs çoğu şeyi öğrendim hakkında. Ayrıca da ilk kez görmüş oldum onu böylece. Hatta numarasını da buldum... kısacası o benim hakkımda bir şey bilmezken ben yüzsüz gibi o yalan mı söylüyor doğru mu diye araştırıyordum oysa ortada bir tane yalancı vardı o da bendim. Velhasıl görünce daha da hoşlandım çok efendi temiz yüzlü biriydi. Neyse biz bayağı tatlı sohbet ediyorduk ve ben hep bu yalanlarımdan rahatsızdım. Belki o da şüphelendiğinden arada sohbet arasında birkaç şey soruyordu 3. sınıfla ilgili. Ona hukuk 3.sınıfım demiştim bir de. Hukuk okuyan bir kuzenim var. Ona sorup cevap yazıyordum bu şekilde inandı ve güvendi bana. Derken 1 ay falan konuştuk ve bana dedi ki ben seni yakından tanımak isterim. Uzun zaman sonra ilk kez birine karşı zaaf duyuyorum konuşurken mutlu oluyorum. Çok hanımefendi tatlı birisin ve burada kimliğimi çok açık etmiyorum ama ilk defa birine güvendim ve tanımak isterim. Numarasını verdi instagramını verdi. Ben hem yalanlarım yüzünden hem de çocuk ya beni beğenmezse diye kompleks yapıp bahanelerle biraz zaman istedim ve numaramı vermedim. Saygı duydu bir hafta konuştuktan sonra en azından instagram hesabımı istedi. İsmin dışında hakkında hiçbir şey bilmiyorum ki dedi. İsmimi de yalan söylemiştim maalesef. Evet Allah beni kahretsin. Ben de yine işte şu an hayatımda sorunlar var biraz zaman ver söz veriyorum açıklayacağım vs dedim. O arada sınava hazırlanmaya karar verdim. Önceden temelim vardı zaten 2 ay vardı sınava. Hatta şu gün söyleyeceğim dedim her şeyi. Sınavdan 1 gün sonra anlatacaktım ister engellesin ister küfretsin en azından vicdanım rahatlayacaktı. 1 ay konuşmadık ben konuşmayalım bana biraz zaman ver dediğim için saygı duydu. Ne oluyor bilmiyorum ama ikimiz için de en doğrusunu yaparsın biliyorum ve içim rahat sana güveniyorum ama bana lütfen çok umut verme olur mu dedi...
Ben de söz veriyorum her şeyi halledeceğim kafandaki soruları cevaplayacağım asla sözümü tutmamazlık yapmam dedim. O ara hem işe gittim hem de sabahlara kadar çalıştım ve sınava iki hafta kala bir gün ansızın bana yeniden yazdı. İyi misin nasılsın seni merak ediyorum vs diye. Ben onunla konuşmayı çok özlüyordum bunu söyledim de. Ben de seni özledim ama rahatsız etme dediğin için yazmadım keşke sen yazsaydın dedi. Ve o gün yine telefon numaramı ya da instsgramımı rica etti. Ben de kaçındım durdum. Ben belalı sıkıntılı bir kızın tekiyim boşver beni, saçma mesajlarımın kutunu doldurmasına gerek yok dedim. Böyle yaptıkça sana daha çok çekiliyorum ayrıca ben o mesajları ve seni hiç de boş ve önemsiz görmüyorum hatta yakından tanımak istiyorum. Israrım yanlış anlaşılır diye çekiniyorum ama instagram teklifimi yineliyorum dedi. Ben de olmaz lütfen konuşmayalım artık şu an hayatımda uğraşmam gereken ciddi şeyler var ve sana bağlanmaktan korkuyorum dedim ve kabullendi mecburen. Çok üzgün olduğunu söyledi o zaman arkadaş kalalım ama şu an gidersen daha çok üzüleceğim dedi. Ve ben alık ne yaptım sizce? Çocuğu bıraktım. Takip ediyordu yine de. Takipten de çıkardım. Sınav yaklaştığından mıdır olayın sıcaklığından mıdır bilmiyorum o ara hiçbir şey hissetmedim ve sınava girdim hukuk fakültesini çok şükür kazandım. Fakat kazandığım günden beri sevincim hep buruk hep kursağımda sanki. Babamla annem barışıp yeniden evlendi. Ben hukuku kazandım ama hoşlandığım insanı öylece bıraktım. Bu süreçler geçince ben acıyı o zaman hissetmeye başladım. Birkaç aydır yemeden içmeden kesildim mideme kramplar giriyor. Çok büyük bir suçluluk duyuyorum. Ve bu da yetmezmiş gibi onu çok özlüyorum. İsmim, mesleğim her şey yalandı başta. En azından biri gerçek olursa belki affedebilmesi kolaylaşır diye aptal bir düşüncem vardı oysa ki yalanın azı çoğu yok. Karşımda duygusal açıdan zaten kırgın bir insanı 2 ay kendime bağladım. Ve sonra bir sürü söz verip anlatacağım deyip sözümü tutmadım. Hazirandan beri konuşmuyoruz. Ne o yazdı ne ben. Anlatmak istedim ama cesaret edemiyorum. Benden nefret etmesini istemiyorum çünkü. Kendini kandırılmış hissedip duygularımın gerçekliğindem şüphe etmesini de. Çünkü hikayem başta yalandı belki ama duygularım gerçekti. Şimdi öncelikle hatalarımın farkında olduğumu, o dönemki psikolojik buhranlarla saçma sapan davrandığımı ve henüz 20 yaşında biri olduğumu göz önünde bulundurarak bana tavsiyeler verebilir misiniz lütfen? Danışabileceğim kimse yok. Her şey böyle mi kalmalı, yazsam affeder mi ya da ne hisseder, beni kız arkadaşının boşluğuna mı koymak istedi acaba o dönem. Bir de aslında bu hatalara ve anonimliğe düşmemin büyük payı da annemin o dönem zorbalıklarıyla bende "çirkinim kimse beni beğenmez" algısı oluşturması. Bunu da aşamıyorum bir türlü. Kafam çok karışık😔
Numarası varmış, ben olsam ara buluşma teklif ederim. Sonra buluşup anlatırdım. O dönem sıkıntılı dönemdi, netten tsnıştığım birine kendimi tanıtmk istemedim, laylaylom takılıyordum ama sana karşı öyle değilmiş. Sonrasında yalanımın pişmanlığını çok yaşadım uzun süre dönememe nedenim buydu diyerek açıklardım. Zaten şu anda da yarıymışsınız, o zamanda ayrı kalalım derse en azından gerçekleri söyledim rahatlığı olur içinizde.
 
Çok güzel yazmışsınız teşekkür ederim ama benim çekincem ya “aylar sonra mu aklın başına geldi” vs demesi ya da hayatında başka biri olma ihtimali
Olsun ne derse desin sen yine kendini ifade et bence. Bu his hiç geçmeyecek olabilir senin için. Aklının bi ucunda kalmasından iyidir 🤷🏻‍♀️🌼
 
Bilemedim ki sonuçta bir kere güveni kırılacak bir de o okulu bitirdi stajı bitirdi işe başladı ben daha 1. sınıfım belki beklemek istemez onca sene
Ya niye beklemesin.citir aklı başında kızı bulmuş göbek bile atar.ben adım at derim vallahi bak içinde kalır.ben yıllarca rüyamda gördüm içimde kalan bir olayi
 
Bir savcının internet ortamına kadar düşüp ilişki yapmaya çalışması kadar saçma hayat:KK14:
 
Konuyu pek okumamışsınız sanırım aslında o sadece kitap paylaşıyordu ben ona yazdım
Okudum. Bunu sürdürmesi hiç görmediği birinin peşine düşmesi vs. Kardeşim sen sen ol ne olursa olsun sanal alemden aşk işlerine girisme. Bak seni yalan söylemissin şöyle böyle diye eleştirmiyorum. Anlaşılan sen sorunun zaten farkına varmışsin. Bu kısma da takılmiyorum. Bana göre sorun şu; Hiç görmediğin birini bu kadar düşünmeye değmez. Daha eğitiminin basindasin. Kimbilir kimler çıkacak karşına,kimbilir kariyerin nasıl evrilecek. O kişi de belki duygusal bir boşlukta idi ki kız arkadaşını kaybetmiş.. Sana sardı vs.
Normal olan nedir biliyor musun? Mesleğini eline almış bir erkek, aklı basinda bir erkek gerçek hayattan kendine yol çizer. Gerçek hayatta kendi dengine göre biri ile olur. ( Öğrenci ile olmaz. Hayat yeterince zor) Her şey aşk değil. Gözünle görmen lazim. Gözünle bu insan ev gecindirir mi, baba olur mu, merhametli görüp ikna olman lazim. Böyle romantik kitap paylaşarak olmaz.
Ayrıca bak seni takdir ediyorum. Yanlışindan dönmek için çalışıp hukuk kazanmissin. Yalancı çıkmamak için. Belki de bu hamle sana çok güzel kapılar açacak. Sen bu hırs ve kapasite ile savcı da olursun hakim de olursun. Sanaldaki adamın hayaline kapılıp gitme.
Sadece önüne bak.
 
Okudum. Bunu sürdürmesi hiç görmediği birinin peşine düşmesi vs. Kardeşim sen sen ol ne olursa olsun sanal alemden aşk işlerine girisme. Bak seni yalan söylemissin şöyle böyle diye eleştirmiyorum. Anlaşılan sen sorunun zaten farkına varmışsin. Bu kısma da takılmiyorum. Bana göre sorun şu; Hiç görmediğin birini bu kadar düşünmeye değmez. Daha eğitiminin basindasin. Kimbilir kimler çıkacak karşına,kimbilir kariyerin nasıl evrilecek. O kişi de belki duygusal bir boşlukta idi ki kız arkadaşını kaybetmiş.. Sana sardı vs.
Normal olan nedir biliyor musun? Mesleğini eline almış bir erkek, aklı basinda bir erkek gerçek hayattan kendine yol çizer. Gerçek hayatta kendi dengine göre biri ile olur. ( Öğrenci ile olmaz. Hayat yeterince zor) Her şey aşk değil. Gözünle görmen lazim. Gözünle bu insan ev gecindirir mi, baba olur mu, merhametli görüp ikna olman lazim. Böyle romantik kitap paylaşarak olmaz.
Ayrıca bak seni takdir ediyorum. Yanlışindan dönmek için çalışıp hukuk kazanmissin. Yalancı çıkmamak için. Belki de bu hamle sana çok güzel kapılar açacak. Sen bu hırs ve kapasite ile savcı da olursun hakim de olursun. Sanaldaki adamın hayaline kapılıp gitme.
Sadece önüne bak.
Çok teşekkür ederim bu güzel yorumunuz için. Allah razı olsun❤️🙏
 
Bence savcı sana değil sen savcıya fazlasın. Bunu anladığın gün üzülmeyi bırakacaksın. Neden mi? Bir kere onun hayatını bilmiyorum ama anladığım kadarıyla yaşadığı tek sorun sevdiğini kaybetmesi. Bu basit bir şey değil elbette ama mücadele edecek gücü ve hayata devam etme isteği var. Sense daha çok gençsin bir üyenin de yazdığı gibi ona göre toysun. Böyle hayırsız bir ailede hem dik durmaya çalışmışsın hem de yalanlardan arınamadıkça kendini sıkışmış hissedip kaçmışsın. Bir yalan gerçek olsun diye hukuk kazanmışsın. Bu ne kadar değerli bir şey. İleride karşına daha iyileri çıkar bence bu hikayeyi burada kapatman en doğrusu olmuş. Bir yalandan sonra bütün gerçekler şüphelidir diye bir laf var. Ne yapsan yaranamazsın en ufak kavgada bunlar hatırlatılır. İnsanoğlu nankör benim için hukuk kazandı demez bana yalan söyledi der. Yukarıdaki üyenin dediğine katılıyorum sen bu azimle hakim de olursun savcı da. Kariyerine odaklan elbet bir gün gerçek hayatta seni mutlu edecek biriyle karşılaşır temiz bir başlangıç yaparsın. Bir de sen yalanından ötürü ona yazmamışsın ama o da sana 5 ay yazmamış. Aşk gurur dinlemez gerçekten kafasında bitirememiş olsaydı sana illa ki yazardı. Bunu eski flörtü hakim olan biri olarak diyorum. Çok duygusal değiller meslek gereği çoğu şeye buz gibi tepki veriyorlar. Bazı üyelerin yaz lafına katılmıyorum çünkü muhtemelen bu savcı seni incitecek ve senin kadar hassas düşündüğünü sanmıyorum. Gönlünce olsun her şey.
 
Herkese merhaba öncelikle lütfen beni kınamadan yazdıklarımı okumaya çalışın olur mu? 20 yaşındayım güzel bir genç kızım yani kusursuz fevkalade değil ama alımlı belki 6.5 - 7/10. Bunu niye diyorum çünkü önceden sevgililerim oldu çevremde beğenilen biriydim faka tannem babamla boşandıktan sonra ki bu 17 yaşıma denk geliyor. Beni korkunç zorbalamaya başladı. Babam annemi genç bir kızla aldattı belki de bu yüzden annem genç kızlara sürekli hakaretler etmeye ve zorbalamaya başladı. Bana sürekli sen çok çirkinsin seni kim ne yapsın falan deyip gülüyordu ergenliğin etkisiyle bu bende travma yarattı sanırım. Arkadaşlarım ve sevgilim tersini söylese de ben kendimi kötü görmeye başladım önce erkek arkadaşımdan ayrıldım sonra içime kapandım. Bu arada annem asla çalışmayı kabul etmiyordu ben 18 olmuştum annem 38'di. Üniversite sınavımın olfuğugün boşandılar ve ben sınavın yarısında ağlayarak çıktım odaklanamadjm halbuki akıllı bir öğrenciydim neyse bu olay tuzu biberi oldu annem beni işe soktu. Bir markette çalışmaya başladım 1 yıl çalıştım ve maaş kartım bile annemdeydi. Kendi maaşımdan bir kuruş yiyemedim eve bakıyordum. İtiraz etsem evden kovmakla sokağa atmakla tehdit ediyordu. Bir şekilde psikolojim çok bozuktu diyelim. Sonra o dönem sosyal medyada bir kitap uygulamasında alıntılar yapıyordum, okuduklarımla ilgili düşüncelerimi paylaşıyordum. Anonim takılıyordum ve ara sıra flörtleştiğim biri olsa bile adımı şehrimi hep yalan söylüyordum. Beni görmek istediğinde engelliyordum çünlü beni kimse beğenmez düşüncesi yerleşmişti kafama artık snnem yüzünden. Zaten kimseye de öyle bağlanmıyordum. Neyde işte bir gün birisinin profilinde de çok anlamlı şeyler gördüm sessiz bir hesaptı kendi halindeydi önce takip ettim sonra da mesaj attım çok güzel şeyler yazıyorsun, eski kelimelere hakimiyetin fazla vs şeklinde. Teşekkür etti öğretmen sanmıştım hukukçuyum dedi ben avukat sandım. Bir de öğrendim ki bu kişi 6 yıllık kız arkadaşını kaybetmiş 1 yıl önce. Kız ilk aşkı ve liseden beri tanışıyorlar. Hatta sonra instagramını bulduğumda kızla fotoğrafları, ardından yazdığı şiirler ve mektuplar da vardı. Neyse o gün konuşma kısa ve nazik şekilde bitti ben unuttum tabii bu kişiyi. 2 hafta sonra bir paylaşımımı beğendi ve velhasıl konuşmaya başladık. Ben uzun zaman sonra kendimi çok huzurlu ve heyecanlı hissediyordum. Nasıl bir boşluktaysam hiç tanımadığım görmediğim birine bağlandım. Derken öğrendim ki bu kişi aslında yeni tayin olmuş bir savcıymış. Bana mesleğimi sordu ben de o an aşağılık kompleksi deyin, ergenlik deyin bilmiyorum ama utandım üniversiteye gitmediğimi söylemeye. Hukuk okuduğumu söyledim. Sonra ben onun soyadını bilmiyordum ama ismini, staj yaptığı yeri ve atanalı 1 yıl olduğunu laf arasında öğrenince hsk'nın kura kararnamesinden baktım. Çocuk doğru söylüyordu. İnstagramını hatta anne babasını vs çoğu şeyi öğrendim hakkında. Ayrıca da ilk kez görmüş oldum onu böylece. Hatta numarasını da buldum... kısacası o benim hakkımda bir şey bilmezken ben yüzsüz gibi o yalan mı söylüyor doğru mu diye araştırıyordum oysa ortada bir tane yalancı vardı o da bendim. Velhasıl görünce daha da hoşlandım çok efendi temiz yüzlü biriydi. Neyse biz bayağı tatlı sohbet ediyorduk ve ben hep bu yalanlarımdan rahatsızdım. Belki o da şüphelendiğinden arada sohbet arasında birkaç şey soruyordu 3. sınıfla ilgili. Ona hukuk 3.sınıfım demiştim bir de. Hukuk okuyan bir kuzenim var. Ona sorup cevap yazıyordum bu şekilde inandı ve güvendi bana. Derken 1 ay falan konuştuk ve bana dedi ki ben seni yakından tanımak isterim. Uzun zaman sonra ilk kez birine karşı zaaf duyuyorum konuşurken mutlu oluyorum. Çok hanımefendi tatlı birisin ve burada kimliğimi çok açık etmiyorum ama ilk defa birine güvendim ve tanımak isterim. Numarasını verdi instagramını verdi. Ben hem yalanlarım yüzünden hem de çocuk ya beni beğenmezse diye kompleks yapıp bahanelerle biraz zaman istedim ve numaramı vermedim. Saygı duydu bir hafta konuştuktan sonra en azından instagram hesabımı istedi. İsmin dışında hakkında hiçbir şey bilmiyorum ki dedi. İsmimi de yalan söylemiştim maalesef. Evet Allah beni kahretsin. Ben de yine işte şu an hayatımda sorunlar var biraz zaman ver söz veriyorum açıklayacağım vs dedim. O arada sınava hazırlanmaya karar verdim. Önceden temelim vardı zaten 2 ay vardı sınava. Hatta şu gün söyleyeceğim dedim her şeyi. Sınavdan 1 gün sonra anlatacaktım ister engellesin ister küfretsin en azından vicdanım rahatlayacaktı. 1 ay konuşmadık ben konuşmayalım bana biraz zaman ver dediğim için saygı duydu. Ne oluyor bilmiyorum ama ikimiz için de en doğrusunu yaparsın biliyorum ve içim rahat sana güveniyorum ama bana lütfen çok umut verme olur mu dedi...
Ben de söz veriyorum her şeyi halledeceğim kafandaki soruları cevaplayacağım asla sözümü tutmamazlık yapmam dedim. O ara hem işe gittim hem de sabahlara kadar çalıştım ve sınava iki hafta kala bir gün ansızın bana yeniden yazdı. İyi misin nasılsın seni merak ediyorum vs diye. Ben onunla konuşmayı çok özlüyordum bunu söyledim de. Ben de seni özledim ama rahatsız etme dediğin için yazmadım keşke sen yazsaydın dedi. Ve o gün yine telefon numaramı ya da instsgramımı rica etti. Ben de kaçındım durdum. Ben belalı sıkıntılı bir kızın tekiyim boşver beni, saçma mesajlarımın kutunu doldurmasına gerek yok dedim. Böyle yaptıkça sana daha çok çekiliyorum ayrıca ben o mesajları ve seni hiç de boş ve önemsiz görmüyorum hatta yakından tanımak istiyorum. Israrım yanlış anlaşılır diye çekiniyorum ama instagram teklifimi yineliyorum dedi. Ben de olmaz lütfen konuşmayalım artık şu an hayatımda uğraşmam gereken ciddi şeyler var ve sana bağlanmaktan korkuyorum dedim ve kabullendi mecburen. Çok üzgün olduğunu söyledi o zaman arkadaş kalalım ama şu an gidersen daha çok üzüleceğim dedi. Ve ben alık ne yaptım sizce? Çocuğu bıraktım. Takip ediyordu yine de. Takipten de çıkardım. Sınav yaklaştığından mıdır olayın sıcaklığından mıdır bilmiyorum o ara hiçbir şey hissetmedim ve sınava girdim hukuk fakültesini çok şükür kazandım. Fakat kazandığım günden beri sevincim hep buruk hep kursağımda sanki. Babamla annem barışıp yeniden evlendi. Ben hukuku kazandım ama hoşlandığım insanı öylece bıraktım. Bu süreçler geçince ben acıyı o zaman hissetmeye başladım. Birkaç aydır yemeden içmeden kesildim mideme kramplar giriyor. Çok büyük bir suçluluk duyuyorum. Ve bu da yetmezmiş gibi onu çok özlüyorum. İsmim, mesleğim her şey yalandı başta. En azından biri gerçek olursa belki affedebilmesi kolaylaşır diye aptal bir düşüncem vardı oysa ki yalanın azı çoğu yok. Karşımda duygusal açıdan zaten kırgın bir insanı 2 ay kendime bağladım. Ve sonra bir sürü söz verip anlatacağım deyip sözümü tutmadım. Hazirandan beri konuşmuyoruz. Ne o yazdı ne ben. Anlatmak istedim ama cesaret edemiyorum. Benden nefret etmesini istemiyorum çünkü. Kendini kandırılmış hissedip duygularımın gerçekliğindem şüphe etmesini de. Çünkü hikayem başta yalandı belki ama duygularım gerçekti. Şimdi öncelikle hatalarımın farkında olduğumu, o dönemki psikolojik buhranlarla saçma sapan davrandığımı ve henüz 20 yaşında biri olduğumu göz önünde bulundurarak bana tavsiyeler verebilir misiniz lütfen? Danışabileceğim kimse yok. Her şey böyle mi kalmalı, yazsam affeder mi ya da ne hisseder, beni kız arkadaşının boşluğuna mı koymak istedi acaba o dönem. Bir de aslında bu hatalara ve anonimliğe düşmemin büyük payı da annemin o dönem zorbalıklarıyla bende "çirkinim kimse beni beğenmez" algısı oluşturması. Bunu da aşamıyorum bir türlü. Kafam çok karışık😔

Herkese yorumlar için teşekkürler. Buraya yazmadan önce yeniden yazmayı ve durumu anlatmayı düşünüyordum. Buradaki bazı yorumlar kalbimi kırdı ama yorumun kötülüğünden vs değil aksine gerçekçiliğinden. Belki biraz hayalperest davrandım sanırım. Bir şansımız olabileceğini düşündüm. Şimdi anladım bizden olmaz. İleride karşıma belki daha doğru biri çıkar. Kendi yoluma bakmam belki daha doğrudur. Bu defteri de burada kapattım. Kalbim biraz kırık ama umarım pişman olmam ve unuturum. Hepinize tekrardan teşekkür ederim...

Zaten çok üzülmüş ve yipranmissin sen genç bir kızsın bi hata yapmış olabilirsin git konuş en fazla ne kaybedersin ki seni seviyorsa kabullenir en azından o içindeki şey seni yiyip bitirmez git konuş korkma kaybedecek birseyin yok. İlerde çok geç olabilir hem belki onun da yalanları vardır nerden biliyorsun ki bu kadar masum olduğunu beyaz gülün gölgesi bile siyahtır.
 
Bence savcı sana değil sen savcıya fazlasın. Bunu anladığın gün üzülmeyi bırakacaksın. Neden mi? Bir kere onun hayatını bilmiyorum ama anladığım kadarıyla yaşadığı tek sorun sevdiğini kaybetmesi. Bu basit bir şey değil elbette ama mücadele edecek gücü ve hayata devam etme isteği var. Sense daha çok gençsin bir üyenin de yazdığı gibi ona göre toysun. Böyle hayırsız bir ailede hem dik durmaya çalışmışsın hem de yalanlardan arınamadıkça kendini sıkışmış hissedip kaçmışsın. Bir yalan gerçek olsun diye hukuk kazanmışsın. Bu ne kadar değerli bir şey. İleride karşına daha iyileri çıkar bence bu hikayeyi burada kapatman en doğrusu olmuş. Bir yalandan sonra bütün gerçekler şüphelidir diye bir laf var. Ne yapsan yaranamazsın en ufak kavgada bunlar hatırlatılır. İnsanoğlu nankör benim için hukuk kazandı demez bana yalan söyledi der. Yukarıdaki üyenin dediğine katılıyorum sen bu azimle hakim de olursun savcı da. Kariyerine odaklan elbet bir gün gerçek hayatta seni mutlu edecek biriyle karşılaşır temiz bir başlangıç yaparsın. Bir de sen yalanından ötürü ona yazmamışsın ama o da sana 5 ay yazmamış. Aşk gurur dinlemez gerçekten kafasında bitirememiş olsaydı sana illa ki yazardı. Bunu eski flörtü hakim olan biri olarak diyorum. Çok duygusal değiller meslek gereği çoğu şeye buz gibi tepki veriyorlar. Bazı üyelerin yaz lafına katılmıyorum çünkü muhtemelen bu savcı seni incitecek ve senin kadar hassas düşündüğünü sanmıyorum. Gönlünce olsun her şey.
Teşekkür ederim evet ister istemez kalbim kırılıyor çünkü gerçeklerin farkındayım ve doğru olanın yazmamak olduğunu biliyorum. Yine de bu yalanlar olmasa, o yas sürecinde değil de normal bir zamanındayken karşılaşsak mutlu olur muyduk diye düşünüyorum. 5 ay boyunca onun da bir daha bana yazmamasına da üzüldüm evet. Doğum günümü biliyordu ama kutlamadı bile. Belki rahatsız etmek istemedi belki de kızgındı. Yine de erkekler kadınlar gibi gurur yapmaz yazar derler ya hep insan ister istemez bekliyor 5 ay öldüm mü kaldım mı bir sormasını vs. Her neyse duygularım ve aklım bayağı karışık ama birçok üyenin dediği gibi muhtemelen o bu kadar hassas düşünmüyor belki de aklına bile gelmiyorum. Mutlu olsun ne diyeyim. Rahatsız etmem bir daha.
 
Zaten çok üzülmüş ve yipranmissin sen genç bir kızsın bi hata yapmış olabilirsin git konuş en fazla ne kaybedersin ki seni seviyorsa kabullenir en azından o içindeki şey seni yiyip bitirmez git konuş korkma kaybedecek birseyin yok. İlerde çok geç olabilir hem belki onun da yalanları vardır nerden biliyorsun ki bu kadar masum olduğunu beyaz gülün gölgesi bile siyahtır.
Ne kadar güzel bir söz yazmışsınız.🫠 Evet o da bir insan illaki hataları kusurları vardır ama bana anlattıkları arasında yalan yok en azından. Hepsini doğruladım çünkü şüpheye yer kalmadan.
Yazmayı düşünüyordum ama çoğu üyenin yorumundan sonra vazgeçtim sanırım. Bir üye "doğru olan onun kenri dengiyle olması her şey aşk değil öğrenciyle savcı olmaz" gibi bir şey yazdı. Belki de haklıydı...
Onun da beni o kadar da önemsediğini sanmıyorum zaten çünkü aylardır hiç ses vermedi ve keyfi yerinde gibi. Belki de dönüşümü ters tepkiyle karşılar:KK43:
 
X