annelik üzerine kafa karışıklığım..

Ben de benzer kaygıları taşıyordum sizinle.
Bulunduğum şehirde zaten akrabam yok annem hayatta değil, bu işi yapacaksam sadece kendime güvenebilirdim, eşe bile değil ki eşim çok iyi bir baba bence. Ama çocuk anneye ait bana kalırsa, özellikle ilk 4-5 sene.
Bunu çocuğun sorumluluğu olarak söylemiyorum yani ben beslediysem eşim yıkadı ben uyuttuysam o aldı gezdirdi. Ama çocuk bana aitti bence yine de. Duygusal açıdan en çok bana ihtiyaç duyuyordu. Neredeyse hepimiz öyle değil miyiz bir yerimiz acısı anne diye ağlıyoruz yani
Ben onun her şeyi gibi bişeydim özellikle bebekken.

Çok gezip tozan biri değildim ama bireyselliğime ve kafama göre olmaya ihtiyacım yüksekti. Gereksiz harcamalarım benim de vardı özellikle teknolojik aletlere ve hobilere :)
Ama bebeği istediğin zaman zaten bunlar öncelikler listende aşağı sıralara düşüyor yani vah vah tüh tüh demiyorsun çoğunlukla. zaten zamanını, maddi kaynaklarını ona vakfetmek istiyorsun, içinden gelen bir his oluyor bu.

Eski senden gönüllü bir vazgeçiş gibi diyebilirim
 
Ben eskiye özlem duymuyorum.
34 yaşinda anne oldum ve hayatim sizinkine çok benziyordu.
Hamileliğim rahat geçti (tüp bebek) ve aynı şekilde doğumumda.
Kendi annem yok ve KVdemle görüşmediğim için bebeğe ilk zamanlar eşimle beraber baktık. Eşim 4 hafta izine ayrıldı. Lohusalikta bol bol dinlendim ve bebeğimle vakit geçirdim.
Bir yil boyunca full time evde kaldim ve en eğlendiğim zaman bu oldu diyebilirim.
Oğlumla gitmediğimiz yer, katılmadığımiz etkinlikler kalmadi.
Oğlum 2 aylikken ilk yurtdışı seyahatina çıktık ve öyle alişti. Senede 4-5 defa seyahat ediyoruz ve full geziyoruz
Benim hayatim bir tik daha güzel oldu Oğlum sebebi. Eski benliğimi özlemiyorum
 
Herkese merhaba, siteyi uzun yıllardır takip ediyorum. Aklımı çok kurcalayan bir konu var. Perdesiz anlatabileceğim, görüşlerinizi almak istediğim bu konu benim için çok önemli.

Ben 29 yaşındayım. Eşimle çok severek, uyum içerisinde, uzun süredir birlikte yaşarken ailelerin de gönlü olsun düşüncesi ile evlendik. Çok şükür ki mutlu bir evliliğim var. Zaman zaman herkesin hayatında olan ufak pürüzler dışında birbirimize arkadaş, sevgili, aile, yoldaş olarak ilerliyoruz. Evliliğimizin ikinci yılı, ikimiz de çalışıyoruz, ailelerimizden uzakta bir şehirde yaşıyoruz. Şehrimizde bir tane bile akrabamız yok.

Ben evliliğimizin altıncı ayında tamamen korunma hatası sonucu (doğum kontrol haplarını geçirdiğim mide bağırsak rahatsızlığı sebebi ile aksattım) hamile kaldım. Öğrendiğimde dünya başıma yıkıldı. Çok korktum. Günlerce ağladım. Hiç daha önce annelik üzerine düşünmemiştim. Bebeği istemedim yalan yok, kürtaj düşüncesiyle düzenli gittiğim doktoruma başvurdum. Kesenin içi boş olduğunu söyledi doktorum. Kürtaj oldum. Zor bir dönem geçirdim. İstemediğim için gelişmediğini düşündüm, sürekli düşünce olarak gel gitler yaşadım, bir noktada istemediğim anda böyle bir şey yaşamam beni vicdani olarak rahatlattı.. Sonra bu rahatlama suçluluk duygusuna sebep oldu vs.

Asıl olay bu yaşadığım olumsuz deneyim değil. şu ki; Bu günden sonra anneliğe tuhaf bir şekilde sıcak bakmaya başladım, önceden çocuk deyince tüylerim ürperirdi, hiç istemezdim, eşim de benim gibi düşünüyor diye içten içe mutlu olurdum.

Son aylarda sık sık anne olmak istiyor muyum? ne zaman doğru zaman? ya bir daha gebe kalamazsam? beklerken geç mi kalıyorum? anne olup da pişman olursam? gibi düşünceleri aklımdan atamıyorum. Eşime söylediğimde biraz daha zamana ihtiyacımız olduğunu söylüyor.

İkimizde kendi iş alanlarımızda başarılı kişileriz, ortalama gelirlerimiz var, sık sık tatillere çıkarız, maddi anlamda ileride yatırım için ufak birikimler yaparız, çevremiz tarafından lüks olarak nitelendirilen harcamalarımız çoktur. (elektronik, hobi aletleri, dışarıda yeme içme, eğlenceye bütçemize göre çok para harcarız, yılda aile ziyaretleri dışında en az 3-4 kez tatile çıkarız). kenara para atmak yerine anı yaşamanın, deneyim edinmenin peşinde olan zihinlerimiz var.

Ben bu düzenden mutluyum. Büyük bir sorumluluğum yok, kendimi hala eşimle sevgili gibi hissediyorum. Evde yemek yapmak, temizlik sorumluluğu, uyku düzenim, sosyalliğimi hala özgürce yalnız yaşadığım düzende gidiyor. Ya da bir ay aşırı para harcayarak bütçemi aşıp, aman önüm yok arkam yok, önümüzdeki ay evde vakit geçiririm diyebiliyorum. Bunları, özgürlüğümü seviyorum. Eşimin annesinin ya da annemin çocuk bakımına destek olmasını beklemiyorum ancak iyi günü var kötü günü var, burada kimsemiz yok, ihtiyacımız olduğu zaman bir kapının olmayacak olması da beni düşündürüyor. Bunu nasıl tolere ederiz bilemiyorum. Bir de ev problemi var. Küçük, 60m2 bir ev tercih ettik. Ben eşya konusunda minimalist biriyim. Çocuk olursa mutlaka ev değiştirmemiz gerekiyor.

Bir yandan bana ve eşime ait bir bebeğin dünyaya gelme ihtimali, ailemizin büyüyecek olması, bizim karışımımız bir canlının hayatımıza dahil olacağını düşünmek beni umutlandırıyor artık. Bir yandansa deli gibi korkuyorum. Tahammülü düşük, çabuk sıkılan biriyim, çocukları severim ama çabuk sıkılırım açıkçası. Pişman olmaktan çok korkuyorum.. İnsanlar nasıl hazır hissediyor bende ne eksik bulamıyorum.

Sizden ricam, anne olduğunuzda geçmiş yaşamınıza dair neler hissettiğiniz ya da anneliği seçme veya seçmeme motivasyonlarınız hakkında biraz yazabilir misiniz..

Düşüncelerimi buraya dökmek bile daha iyi hissettirdi. Okuyan, yorum yapan herkese çok teşekkür ederim.
Ben yaklasik 3 aylik hamileyim planli ve isteyerek hamile kaldim ve cok mutluyum bu durumdan. Hep aklimda benim de cocuksuz hayatimi ozler miyim maddi manevi rahat ettirebilir miyim düşüncesi vardi. Hala da var ne yalan soyliyim. 2 cocuklu arkadasima sordum hic bir zaman kendini hazir hissetmiyorsun ki demişti. Kimse yuzde yuz hazir olamaz.
 
Ben eskiye özlem duymuyorum.
34 yaşinda anne oldum ve hayatim sizinkine çok benziyordu.
Hamileliğim rahat geçti (tüp bebek) ve aynı şekilde doğumumda.
Kendi annem yok ve KVdemle görüşmediğim için bebeğe ilk zamanlar eşimle beraber baktık. Eşim 4 hafta izine ayrıldı. Lohusalikta bol bol dinlendim ve bebeğimle vakit geçirdim.
Bir yil boyunca full time evde kaldim ve en eğlendiğim zaman bu oldu diyebilirim.
Oğlumla gitmediğimiz yer, katılmadığımiz etkinlikler kalmadi.
Oğlum 2 aylikken ilk yurtdışı seyahatina çıktık ve öyle alişti. Senede 4-5 defa seyahat ediyoruz ve full geziyoruz
Benim hayatim bir tik daha güzel oldu Oğlum sebebi. Eski benliğimi özlemiyorum
Geldi benim motivasyon kaynağı🫶🏻
 
Geldi benim motivasyon kaynağı🫶🏻

En önemli faktör (kadının kendini hazir hissetmesi harici) eş ve maddiyat.

Evde eş yerine odun beslemiyorsan annelik ve bebek büyütmek gerçekten zor değil.
Ilk yıllarda en azindan.
Büyüdükçe zorlaşıyor ama sende anne olarak rutine bağlıyorsun biraz.

Ben birazda helikopter annelerin zorluk çektiğine inaniyorum. Oğlum bir yaşında kreşe başladı mesela. Tabiki part time gidiyor ama ben bazen hafta içi işyerinden izin alip wellness yapiyorum veya arkadaşlarla kahvaltiya gidiyorum. Öyle vicdan yapip oğlumla yapişik ikiz gibi değilim. O kendi arkadaşlarınla oynarken bende kendime yatırım yapiyorum.
Perişan anne olmaktan iyidir diye avutuyorum kendimi
Haftada 2-4 defa akşamları spora gidiyorum. Eşim o esnada ya parka götürüyor veyada evde etkinlik yapiyorlar.
Ne bilim, her akşam ev yemeği yiyoruz ama 3 çeşit yerine yeri geliyor 1 çeşit yemek çıkıyor.
Helikopter anne olup her işe 100% yetişmek mümkün değil. Oğlum en önemlim ama kendi sağlığımida gözardı edemem
 
Şuan başım aşırı derecede ağrıyor migren atağım tuttu ve bu durum 3 gün kadar sürecek muhtemelen ve mide bulantilarida eşlik edecek.
Bekarken ve de henuz cocuksuz evli iken bu süreci sadece uyuyarak atlatabiliyordum, ama şuan 10 dk sonra kizim okuldan gelecek ve bu beyin zonklamalari esliginde karnini doyurup ödevlerini hallettirecegim. müsade ederse yatacağim yoksa eşim işten gelene kadar, ben kızım ve zonklayan başım evde takılacagiz buna hazirsaniz yapın yoksa yapmayın.
 
En önemli faktör (kadının kendini hazir hissetmesi harici) eş ve maddiyat.

Evde eş yerine odun beslemiyorsan annelik ve bebek büyütmek gerçekten zor değil.
Ilk yıllarda en azindan.
Büyüdükçe zorlaşıyor ama sende anne olarak rutine bağlıyorsun biraz.

Ben birazda helikopter annelerin zorluk çektiğine inaniyorum. Oğlum bir yaşında kreşe başladı mesela. Tabiki part time gidiyor ama ben bazen hafta içi işyerinden izin alip wellness yapiyorum veya arkadaşlarla kahvaltiya gidiyorum. Öyle vicdan yapip oğlumla yapişik ikiz gibi değilim. O kendi arkadaşlarınla oynarken bende kendime yatırım yapiyorum.
Perişan anne olmaktan iyidir diye avutuyorum kendimi
Eşimin çok iyi bir baba olacağına inanarak hamile kaldım, inşallah beni hayal kırıklığına uğratmaz
Maddiyatta da umuyorum ki sorun çekmeyiz. Rahat da bir insanım çok evhamlı değilim bu yüzden büyütürken de psikolojim çok kötüye gitmez diye düşünüyorum. Gezme tozma işinde de çocuğu daha küçükten alıştırmayı istiyorum bizle oraya buraya gelsin dış dünyaya adapte olsun sıkıntılı bir çocuk olmasın diye. Tabii bunlar varsayım ve temenniler. İnşallah güzel olur
 
Sizinkine çok benzer bir hayatım vardı. Hamile kaldığımı öğrendiğimde (ben istiyordum ama ) yurtdışı tur planım vardı hatta. İptal ettim . şimdi ise şunu söylüyorum: çok mutlu, çok heyecanlı anlarım oldu hayatta. Ama bakınca mutluluktan beni ağlatabilmiş tek şey çocuklarım.Annelik, anne olana kadar eksikliğini tamamen hissedebildiğimiz bir şey değil. Olduktan sonra içimizde, hayatımızda her gün büyüyen bir yerleri oluyor. Yine de kesin konuşmak istemiyorum ancak benim için hayat buymuş, meğer ne basit görünen şeylerde saklıymış diyorum hep. Ama benim öpcuklarıma karşı sabrımın bir sınırı yok, onun da etkisi var bunda. Eşim de öyle. Çovupuna tahammülü kalmamış insanlar da var malesef.Kesin konuşmanın etkisiz olduğu bir konu bu ama bence siz o zehri bir kere almışsınız ve aman çevre ne der, aman eşim eve bağlansın diye çocuk yapanlardan çok daha harika bir anne olacaksınız. Öyle hissediyorum. Bu arada tur şeklinde olmasa da çocuğumuzun 40ı yurt dışı gezisinde çıktı 😀 Şimdi çocuk da yanımızda geziyor bize ayak uydurdu ancak elbette tamamen eskisi gibi olmuyor. Yolculuklar daha zor oluyor ancak içerisine çocukların eklediği mutluluklar da oluyor. Ben zorluklarına değil getirdikleri mutluluğa odaklanmayı swçtim.
 
Eşimin çok iyi bir baba olacağına inanarak hamile kaldım, inşallah beni hayal kırıklığına uğratmaz
Maddiyatta da umuyorum ki sorun çekmeyiz. Rahat da bir insanım çok evhamlı değilim bu yüzden büyütürken de psikolojim çok kötüye gitmez diye düşünüyorum. Gezme tozma işinde de çocuğu daha küçükten alıştırmayı istiyorum bizle oraya buraya gelsin dış dünyaya adapte olsun sıkıntılı bir çocuk olmasın diye. Tabii bunlar varsayım ve temenniler. İnşallah güzel olur
Dusuncelerimiz cok benziyor ben de esimin cok yardimci olacagindan emin oldugum icin rahat karar verdim, gezme konusu ve evhamli olmamak da da ayni şekilde. Umarim düşündüğümüz gibi de olur 😊🙏
 
cocuktan once ayni sekilde aktif bir hayatim yoktu ama esim de ben de gece hayatina doymus kisilerdik. bu sebeple daha monoton bir hayatimiz vardi. Cocuklar olduktan sonra o monoton hayati ozler oldum.
Cok saglam bir akil sagligi gerektiriyor. Maddi olarak rahat olmayi gerektiriyor. Fiziken saglamlik gerektiriyor. Duzen ve siki bir rutin gerektiriyor.
Benimkiler krese basladi ben de ise basladim biraz psikolojik olarak rahatladim ama yine de fiziken ve mental olarak cok yoruluyorum. Gecen hafta full kusmuk temizledim her yerden. Uzuntu de bu yorgunlugun ustune eklendi. Cok yipratici bir surec.
Farkli duygularin bir arada oldugu garip bir durum. Cocuklarimsiz hayat dusunemiyorum su an ama cok yipratici
 
Herkese merhaba, siteyi uzun yıllardır takip ediyorum. Aklımı çok kurcalayan bir konu var. Perdesiz anlatabileceğim, görüşlerinizi almak istediğim bu konu benim için çok önemli.

Ben 29 yaşındayım. Eşimle çok severek, uyum içerisinde, uzun süredir birlikte yaşarken ailelerin de gönlü olsun düşüncesi ile evlendik. Çok şükür ki mutlu bir evliliğim var. Zaman zaman herkesin hayatında olan ufak pürüzler dışında birbirimize arkadaş, sevgili, aile, yoldaş olarak ilerliyoruz. Evliliğimizin ikinci yılı, ikimiz de çalışıyoruz, ailelerimizden uzakta bir şehirde yaşıyoruz. Şehrimizde bir tane bile akrabamız yok.

Ben evliliğimizin altıncı ayında tamamen korunma hatası sonucu (doğum kontrol haplarını geçirdiğim mide bağırsak rahatsızlığı sebebi ile aksattım) hamile kaldım. Öğrendiğimde dünya başıma yıkıldı. Çok korktum. Günlerce ağladım. Hiç daha önce annelik üzerine düşünmemiştim. Bebeği istemedim yalan yok, kürtaj düşüncesiyle düzenli gittiğim doktoruma başvurdum. Kesenin içi boş olduğunu söyledi doktorum. Kürtaj oldum. Zor bir dönem geçirdim. İstemediğim için gelişmediğini düşündüm, sürekli düşünce olarak gel gitler yaşadım, bir noktada istemediğim anda böyle bir şey yaşamam beni vicdani olarak rahatlattı.. Sonra bu rahatlama suçluluk duygusuna sebep oldu vs.

Asıl olay bu yaşadığım olumsuz deneyim değil. şu ki; Bu günden sonra anneliğe tuhaf bir şekilde sıcak bakmaya başladım, önceden çocuk deyince tüylerim ürperirdi, hiç istemezdim, eşim de benim gibi düşünüyor diye içten içe mutlu olurdum.

Son aylarda sık sık anne olmak istiyor muyum? ne zaman doğru zaman? ya bir daha gebe kalamazsam? beklerken geç mi kalıyorum? anne olup da pişman olursam? gibi düşünceleri aklımdan atamıyorum. Eşime söylediğimde biraz daha zamana ihtiyacımız olduğunu söylüyor.

İkimizde kendi iş alanlarımızda başarılı kişileriz, ortalama gelirlerimiz var, sık sık tatillere çıkarız, maddi anlamda ileride yatırım için ufak birikimler yaparız, çevremiz tarafından lüks olarak nitelendirilen harcamalarımız çoktur. (elektronik, hobi aletleri, dışarıda yeme içme, eğlenceye bütçemize göre çok para harcarız, yılda aile ziyaretleri dışında en az 3-4 kez tatile çıkarız). kenara para atmak yerine anı yaşamanın, deneyim edinmenin peşinde olan zihinlerimiz var.

Ben bu düzenden mutluyum. Büyük bir sorumluluğum yok, kendimi hala eşimle sevgili gibi hissediyorum. Evde yemek yapmak, temizlik sorumluluğu, uyku düzenim, sosyalliğimi hala özgürce yalnız yaşadığım düzende gidiyor. Ya da bir ay aşırı para harcayarak bütçemi aşıp, aman önüm yok arkam yok, önümüzdeki ay evde vakit geçiririm diyebiliyorum. Bunları, özgürlüğümü seviyorum. Eşimin annesinin ya da annemin çocuk bakımına destek olmasını beklemiyorum ancak iyi günü var kötü günü var, burada kimsemiz yok, ihtiyacımız olduğu zaman bir kapının olmayacak olması da beni düşündürüyor. Bunu nasıl tolere ederiz bilemiyorum. Bir de ev problemi var. Küçük, 60m2 bir ev tercih ettik. Ben eşya konusunda minimalist biriyim. Çocuk olursa mutlaka ev değiştirmemiz gerekiyor.

Bir yandan bana ve eşime ait bir bebeğin dünyaya gelme ihtimali, ailemizin büyüyecek olması, bizim karışımımız bir canlının hayatımıza dahil olacağını düşünmek beni umutlandırıyor artık. Bir yandansa deli gibi korkuyorum. Tahammülü düşük, çabuk sıkılan biriyim, çocukları severim ama çabuk sıkılırım açıkçası. Pişman olmaktan çok korkuyorum.. İnsanlar nasıl hazır hissediyor bende ne eksik bulamıyorum.

Sizden ricam, anne olduğunuzda geçmiş yaşamınıza dair neler hissettiğiniz ya da anneliği seçme veya seçmeme motivasyonlarınız hakkında biraz yazabilir misiniz..

Düşüncelerimi buraya dökmek bile daha iyi hissettirdi. Okuyan, yorum yapan herkese çok teşekkür ederim.
Ben 37 yaşında anne, esimde 40 yaşında baba oldu.
Biz hayatla ilgili yapmak istediklerimizi yapmis ve yasamistik. Sizin gibi iki aileden uzakta oturuyorduk. 10 yillik evlilik sanki sevgililik gibi geçmişti bizim için.
Biz cocugu cok istedigimiz icin cok mutlu olduk gelince. Tabi eski hayatimizdan eser kalmadi. Herseyi cocuga göre yasiyoruz artık.
Simdi iki yavrumuz var. Bundan sonra ki hayatimiz da onlara yönelik yaşıyoruz.
Biz eski hayatimizi bazen özlüyoruz ama gezmek tozmaktan daha cok sakinliği.
Eski hayatima dönmek istermiyim diye sorarsan hayır derim. Ben anne olmayi hayatta herseyden cok sevdim...
 
36 yaşındayım, 5 yaşında bir oğlum var. Ortalama sosyallikte bir insanim, çocuktan önce de bildiğimiz anlamda gece hayatım yoktu. İş çıkışı arkadaşlarla yemek, konser, tiyatro, senede birkaç kere tatil vs takılan bir insandım. Evde yayılıp kitap okumak, dizi izlemek çok keyifliydi benim için.
Oğlum hareketli bir çocuk, özellikle uykusu cok sorunlu idi. İlk 3 yıl oldukça zor geçti, yakınlardan destek alamadik, pandemi dönemine denk geldi vs.
Şimdi nispeten rahatım, kendime vakit ayırmaya başladım ozellikle 3 yaştan sonra vs.
Ama anne olmanın esas zorlayıcı yanı bu fiziksel yanları ve bir süre kısıtlanmış olmak değil. Bir daha asla eskisi kafa rahatlığında olamayacak olmak. Çok çok çok sevmek, hep mutlu olsun istemek. Ama tükenmek, yetememek, başını alıp gidememek, yorganın altında depresyona girememek.
Her an her daim en basit ve saçma sorusuna cevap vermekten tutun da Allah korusun ciddi bi sağlık sorunu ihtimalinde delirmeye kadar en küçükten en büyüğe kadar geniş bir yelpazede her konuda sınırsız şefkat, sevgi, ilgi vermek, vermek, vermek...
Özetle zor iş vesselam.
Bence birkaç yıl daha bekleyebilirsiniz.
 
çabuk sıkılırım açıkçası. Pişman olmaktan çok korkuyorum.
“Hep yürek sızısı…”
Umutlarıyor, ufak afak yüreğinizde kıpırdanmalar oluyorsa.. Sıkılmazsınız çünkü Evlat çok başka bir şey..

Çevremizdeki diğer çocuklar gibi olmuyor, evladınıza bambaşka duygular besliyorsunuz.

Güzel arkadaşımın Laale Laale nin anımsadığı gibi evladın küçücük incinse, hasta olsa, biri onu üzse bizim için " Hep bir yürek sızısı" oluyor.

Dünya yansın evlada bir şey olmasın istiyorsunuz..

Ben inanıyorum ki size bir evlat nasip olursa onu çok sevecek ve koruyacaksınız.
 
en ufak şüpheniz varsa yapmayın
ki sizde yapacak ışık yok bence
yaşadığınız olayın vicdani etkileri olarak böyle düşünüyor olabilirsiniz
ben de mesela asla anne olmaması gereken bir insanım ve çok zorlanıyorum
herkes olamaz olmamalı
 
X