- 23 Ağustos 2012
- 50.359
- En iyi cevaplar
- 1
- 234.025
- 898
- Konu Sahibi psikolojikdanismannisa
-
- #161
Tamam da eski hayatınız gerçekten de bitmiyo mu? Burdaki konu bence kadının bağımsızlığının kendisi için ne kadar öncelikli olduğu. Benim oğlum 7 yaşında bu kış hastalıktan sürüm sürüm süründük, 4-5 kez hasta oldu. Tam bu hafta düzelir de biraz gezeriz diye bekliyordum aşırı bunaldım artık bugün yine ateşi çıktı :) yani kimse için kolay değil neticede
Evet gerçektenKadın depresyon da ayol neredeyse kadını cinayetten içeri attıracak kafa ya bak
Ve evet annem gitmemi gerçekten istemiyor. Çünkü benim evime gelip gitmesi zor. Üstelik kendisi çok desteksiz kalmış zamanında. Aynı şeyleri yaşamamı istemiyor. Bu süreçte annemin kıymetini daha da fazla anladımSize ne siz misiniz annesi ? Belki annesi istiyor kızının yanında kalmasını.
Benim de gayet yükselebileceğim bir yorumdu senin alıntıladığın yorum; ben de geçtim depresyondan, kolik bebekten. Üstelik "Hazırım" dedim ama değilmişim, yanına bile yaklaşmamışım doğurunca dank etti bazı şeyler. Aylarca ağlamam durmadı, zaten en son emzirmeden kestim ilaçlara başladım depresyonum ilerledi filan. Neyse... Ben taaa nerelerden geçmişim, çocuğumu getirmişim 8 yaşına ve yarın robotik yarışması var Mersinde, bu gece yarısı yola çıkacağız salt onun için. Gelmiş burada tanımadığım bir kadın "Sosyal hizmetler" falan fıstık yazıyor. Belki önceden olsa yükselirdim de artık komik gelir oldu Papatya. Düşünsene oturmuş koltuğuna, Mune'yi etiketleyerek bebeği kurtarıyor. Sinirlenmiş çok, kaşlarını çata çata yazmış "Şimdi onlar düşünsün!" demiş entera basarken filan... :)))Simdi böyle deyince de bazı konularda bende mi çok yukseliyorum acaba
Şunu söylemeye çalışıyorum. Çocuk olduktan sonra eski hayatınızın bittiği bir gerçek, bunu inkar etmenin kimseye faydası yok. Yeni hayatınız çok uzun bir süre sadece çocukla rahat edebileceğiniz, çocuğa uyum sağlayacağınız öncelikle onu düşünmeniz gerektiği gerçeğinden ibaret. Sürekli her şeyde artık çocuğu önceliklendireceksiniz. Onun yemeği, uykusu, hastalığı, okulu, maddi ihtiyaçları vs. Artık siz ve sizin rahatınız diye bir şey yok yani bu bir gerçek. Ben bile hala yemek yemeye gittiğim yerde bile çocukla rahat edecek miyim diye bakıyorum edemeyeceğim bir yerse gitmiyorum. Böyle yaşamak herkese göre bir şey değil. Herkesin yaratılışı buna uygun değil ben böyle olduğuna inanıyorum.Yahu hastalık zamanı ne alaka ya çocuk her gün hasta olan varlık değil ki ben de büyüttüm iki tane veriyor dum okula kreşe hopp alışveriş gezme tozma eve geç saat 16 ya kadar takıl sonra gelirdi iki saate yatarlardı o zaman çalışmıyordum şimdi diyorum keşke de işe o zamanlar başlasaydım
Her gün mükemmel olamaz pürüzler çıkar hasta da olur normal dir çocuğu olmayan hastalanıp yatak döşek yatmıyor mu
Böyle anlatınca da komik oluyor işteBenim de gayet yükselebileceğim bir yorumdu senin alıntıladığın yorum; ben de geçtim depresyondan, kolik bebekten. Üstelik "Hazırım" dedim ama değilmişim, yanına bile yaklaşmamışım doğurunca dank etti bazı şeyler. Aylarca ağlamam durmadı, zaten en son emzirmeden kestim ilaçlara başladım depresyonum ilerledi filan. Neyse... Ben taaa nerelerden geçmişim, çocuğumu getirmişim 8 yaşına ve yarın robotik yarışması var Mersinde, bu gece yarısı yola çıkacağız salt onun için. Gelmiş burada tanımadığım bir kadın "Sosyal hizmetler" falan fıstık yazıyor. Belki önceden olsa yükselirdim de artık komik gelir oldu Papatya. Düşünsene oturmuş koltuğuna, Mune'yi etiketleyerek bebeği kurtarıyor. Sinirlenmiş çok, kaşlarını çata çata yazmış "Şimdi onlar düşünsün!" demiş entera basarken filan... :)))
Orası elbette ki doğru hiç bir şekıl de eskisi gibi olmaz ben günlük aktivitelerden bahsettimŞunu söylemeye çalışıyorum. Çocuk olduktan sonra eski hayatınızın bittiği bir gerçek, bunu inkar etmenin kimseye faydası yok. Yeni hayatınız çok uzun bir süre sadece çocukla rahat edebileceğiniz, çocuğa uyum sağlayacağınız öncelikle onu düşünmeniz gerektiği gerçeğinden ibaret. Sürekli her şeyde artık çocuğu önceliklendireceksiniz. Onun yemeği, uykusu, hastalığı, okulu, maddi ihtiyaçları vs. Artık siz ve sizin rahatınız diye bir şey yok yani bu bir gerçek. Ben bile hala yemek yemeye gittiğim yerde bile çocukla rahat edecek miyim diye bakıyorum edemeyeceğim bir yerse gitmiyorum. Böyle yaşamak herkese göre bir şey değil. Herkesin yaratılışı buna uygun değil ben böyle olduğuna inanıyorum.
Canım seni asla yargilamiyorum. Yargılamaya da hakkım yok. Bende iki çocuk annesiyim. Çocuklarımın arasında iki buçuk yaş var. İlk çocuğum kız ve inanılmaz çok seviyordum onu. Oğlum doğunca bu arada ikinci cocugada hazır değildim. Çok zorlandım. Hamileliğim hep mutsuzlukla geçti. Ama kızıma olan sevgim beni diri tuttu. İlk dogdugunda yaklaşık bir ay kadar benim oğlum da kolikti. İşin ilginç tarafı anneme gittiğim de çocuk iyi eve geldiğimde hep huzursuzlaniyordu. Bu biraz da bizimle alakalı bizim gerginligimiz bizim ruh halimiz çocuğa da geçiyor. Şu ana oğlum 13 aylık. Zor bir yil geçirdim. Ama inan bana herşey geçiyor. Bence kendini başkalarıyla kiyaslamayi bırak. Kendini sakinleştir. Bebeğini al kanguruya koy onunla yürüyüşe çık onunla bağ kurmaya calis. Sen kendini iyi hissetikce bebeğinde sakinlesir. Olanı kabul etmelisin. Ve inan bana her adımı çok zor. İlk iki yıl da hiç kolay geçmiyor. Ama bugünler de o kadar hızlı geçiyor ki ilerde sen bile şaşıracaksın. Delip geçme konusuna katiliyorum. Gerçekten senden birşeyler gidiyor. Ama hayat bu ve hepimiz imtihandayizBeni yargılayacaklarınız olacak ama belki bir insan bile beni aydınlatsa kârdır diyerek bu yazıyı yazıyorum.
Anne olmamın üzerinden neredeyse 2 ay geçti. Ben halâ anneliği sevemedim. Çocuğumdan nefret etmiyorum ama çocuğumsuz daha mutluyum. (Anneme bebeği verip tek başıma vakit geçirdiğim o nadir zamanlardan bahsediyorum)
Bebeğim kolik bir bebek ve kolik bebeği olanlar anlar saatler gün gibi günler yıl gibi geçer...
Eski hayatımı halâ özlüyorum. Bebeğim hiç durmadığı için 2 aydır annemgildeyiz. Şimdi gelecek "kendi evine çık böyle alışamazsın" diyenler. Neden annem gibi bir imkanım varken kendimi zorla KİMSESİZ gibi atayım evime? Niye imkanlarım yok gibi davranayım? Bu da bana kötü hissettiriyor. Tamam en güçlü kadın sizsiniz! En anne de sizsiniz! En en en sizsiniz..!
Eşim gerçekten yardımcı olmaya çalışsa da evde durduğu zaman çok kısıtlı. Eskiden birlikte zaman geçirir kafa dinlerdik. Ben eski hayatımda eşimle çok mutluydum.
İnançlı bir kimseyim normalde. Ama bu süreç beni öyle yıprattı ki çok isyan ettim. Hayatım tamamen değişti, tuvalete gitmek lüks haline geldi. Benim için sıradan olan her şey imkansız oldu. Kısacası rahat hayatımın yasını tutuyorum.
Sormak istediğim bazı şeyler var:
*Ben çocuğumu bana gönderilen bir musibet gibi hissediyorum. İnsanlar evlatlarını nasıl seviyor da "nimet" gibi davranıyorlar anlayamıyorum. Her zaman endişe edeceğin, sürekli diken üstünde olacağın bir varlık var ömrünün sonuna kadar. Nasıl bir nimet gibi düşünebiliyorlar? Ben evlat sahibi olmanın mantığını anlayamadım. Ben eşim için istemiştim. Ve tabii gerçekten bu kadar zor olduğunu sanmıyordum. Annemde 10 gün kalır evime geçerim hallederim sanıyordum. Ne kadar aptalmışım. Şimdi diyeceksiniz çocuğu olmayanlar var utan utan! Çocuğu senelerce olmayıp sonra olup pişman olanlar da var. Bana yazıp konuşan çok kadın var. Senelerce çocuğu olmamış ama olunca da pişman olmuş... O yüzden bana bunlarla gelmeyin.
Senden anne olmaz, sen insan bile değilsin! Bu cümleleri diyecekseniz çoktan kendime diyorum bunları da. Ben de böyle hissetmek istemiyorum. Ben de anne olmaktan zevk almak istiyorum. Ama o kadar dayanıksız ve rahatına düşkün birisiymişim ki çocuğumu bir musibetten fazlası olarak göremiyorum...
Benim gibi hissedip bu süreci atlatabilen sağlıklı düşünebilen var mı? Psikolojik tedavi de aldım ama sadece intihar düşüncelerim geçti. Yaşamak bile istemiyordum. En azından yaşama tutunmaya çalışıyorum şu an. Ama içimden söküp atamıyorum çocuksuz olmayı özlemeyi... Hayatımdan zerre zevk alamıyorum. Her gece kuş gibi kalbim. Uyanacak da uyumayacak diye. Çocuğu anneme vermek için her şeyi yapıyorum. "Anne ben temizlik yapayım sen çocuğa bak, ben yemek yaparım sen bebeği sustur"
Ben de "bütün gece uyumadım ama yavrum gülünce tüm yorgunluğum geçti. Onun için değer" diyen bir anne olmak istiyorum. Eğer hastaysam iyileşmek, kötü bir insansam iyi bir insan olmak istiyorum.
Herkes geçecek diyor. Herkes benim daha kötüydü haline şükret diyor. Ben acı yarıştırmıyorum ki! Ya da geçtiği kadar NASIL GEÇTİĞİ de önemli değil mi? Değip de geçebilir, DELİP de geçebilir...
Bana faydası olabilecek her öneriye açığım. Artık kolik bebeğime rağmen hayatıma dönmek istiyorum. Ama sanırım bana bağımlı olan bu minik insan büyüyene kadar benim için her şey çok zor olacak... Ve yine herkes "büyüyünce geçecek" diyecek.
Bu yazım inşallah doğru insanların önüne çıkar. Niyet ediyorum ki bu yazım beni artık bu çukurdan çıkmama vesile olacak kişinin karşına çıkmasına...
Ve evet annem gitmemi gerçekten istemiyor. Çünkü benim evime gelip gitmesi zor. Üstelik kendisi çok desteksiz kalmış zamanında. Aynı şeyleri yaşamamı istemiyor. Bu süreçte annemin kıymetini daha da fazla anladımSize ne siz misiniz annesi ? Belki annesi istiyor kızının yanında kalmasını.
Kadın depresyon da ayol neredeyse kadını cinayetten içeri attıracak kafa ya bak
Ben de hiçbir şey yapamadım. Bir ekmeği yarım saat çiğnedim. Hareketlerim aşırı yavaştı. Kendimi öldürme planlari da yaptım. Asla ama asla bebeğime zarar vermeyi düşünmedim.Size kızılmasının sebebi, sanırım çocuk istemeden eşiniz için çocuk yapmanız. Yoksa depresyon doğum sonrası çok yaşanan birşey. Bizde konuşulması tabu denir ama annenin ilk zamanlar bebekle yalnız bırakılmaması, doğum sonrası anne evine yerleşilmesi maaile ve bunun normal karşılanması bu toprakların bir gerçeği. Yani aslında bu durum kadınlar tarafından gayet anlaşılır. Burda içimi acıtan başta da zaten hür iradenizle istememeniz, belki hayatınız boyunca da istemezdiniz sağlık sorunları olmasa.
O bebek eşinizi memnun etmek için yaptığınız ama beklenmedik şekilde yorucu çıkan bir musibet olarak görülüyor sizin tarafınızdan. Ben sizin depresyonda olduğunuzu nedense düşünemedim, yazdıklarınız bana öyle bir his vermedi, yine de lütfen destek alın ki bu duygularınızı bebekten saklayın. Lohusa depresyonun çok gördüm, bırakın çalışmayı, bulaşık yıkamayı, yemek hazırlamayı, öz bakımlarını yerine getirecek durumda değillerdi gördüğüm kadınlar. Umarım güzelleşir sizin için herşey
Evet öyleyim. Ama her şeyden önce insanım.Gercekten psikolojik danisman misiniz merak ettim ben ve 9 sayfayi okumadan soruyorum bunu, cunku belliki tartisma cikmis baslikta.
P psikolojikdanismannisa
İşe dönmeniz konusundada yorum yapmıştım madem bebeğiniz her halükarda uyumuyor günü böleceksiniz herkes belli bir saatte dinlenecek 3 kişisiniz bu şekilde döndüreceksiniz herkesin aynı anda uykusuz kalmasının anlamı yok. Evet yenidoğanlar kısa uyur yada kimisi hiç uyumaz süreç zordur yani çocuk büyütmek zaten zordur anneliğe en hazır olan kişinin bile isyan ettiği zamanlar vardır bunlar normal şeyler ama siz genel olarak aceleci gözüküyorsunuz. Genel olarak çoğu anne çocuğunu sever sizde normal bir aile ortamında büyüdüyseniz doğurduğunuz çocuğa elbet alışacaksınız. Süreci kabul etmekle başlayın stresinizi azaltın.Eşimi mutlu etmek istedim. Ve 3 kişi de mutlu oluruza inandım. Maddi olarak da eski ofisimde bir sıkıntı yoktu ama ofis sahibiniz %170 zam yaptı beklenmedik bir şekilde. Apar topar başka yere geçmek zorunda kaldım.
Uzun uyuma konusuna gelince bebeğim 24 saatte sadece 2 saat uyuyor ki ben de bebekken aynıymışım. Bir bebek günde 2 saatten fazla uyuyabilir diye düşünüyorum.
Ayrıca kadın doğum uzmanım kistlerimden ve pcosumun ileri seviyede olmasından ötürü uzun süre çocuğunuz olmayabilir dedi. Sürece balıklama atlamadım. Ama ilk korunmasız ilişkimizde hamile kaldım. Ve hamileleğim de sürekli hastanedeydim. Hiç umulmadık hastalıklarla uğraştım. Neyse herkes çok büyük konuşuyor. Rabbim yaşadıklarımı düşmanımın başına vermesin
Hayir sunun icin soruyorum (once bir dikenlerinizi geri cekin, bi sakin olun, derin nefes alin)Evet öyleyim. Ama her şeyden önce insanım.
Ay resmen beni anlatmışsınız. İçimi su gibi serinlettiniz. Bu arada ben de uyurken sürekli konuşuyorum. Sen kıymetlisin ama annen zor zamanlar geçiriyor. Diyorum.Nisa merhaba,
Seni gerçekten çok iyi anlıyorum.
2 yaşında bir çocuğum var. 2 düşükten sonra çok isteyerek hamile kaldım, istenmeyen bir hamilelik değildi yani. HAmilelik boyunca tek düşüncem bebeği sağlıkla dünyaya getirmekti. Sonrasını açıkçası hiç düşünmemiştim ve kendimi bu sürece hiç alıştırmamıştım. Doğum yapınca sudan çıkmış balığa döndüm. Sosyal desteğim vardı, eşim, annem, teyzemler, kuzenlerim, aklına kimler gelirse. Ama ben bir türlü bu duruma alışamamıştım. Oğlum kolikti, akşam 7 olunca elim ayağım titriyordu tekrar başlayacak süreç diye. Her gün 5 dakika da olsa dışarı çıkıp hüngür hüngür ağlıyordum, hayatım mahvoldu, bir daha hayatımı yaşayamayacağım diye. İstiyordum ki bu bi rüya olsun ve uyanınca çocuksuz hayatıma geri döneyim.
Postpartumda olduğumu 6. Ayın sonunda, yavaş yavaş geçmesi ile farkettim. Bu durumun senin çocuğunu sevip sevmemen ile alakası yok. Hamilelik sürecini nasıl geçirdiğin çok önemli, örneğin ben hep ama hep kaygılıydım.
Şimdi nasılsın diye sorarsan, delicesine aşık olduğum ve onunla zaman geçirmeye bayıldığım bir oğlum var. Akademisyenim, haftanın 2 günü tamamen ben bakıyorum oğluma ve inan o kadar mutlu oluyorum ki onunla zaman geçirmeye.
Hepsi geçiyor, hatırlamıyorum bile. Demişsin ya nasıl geçtiği önemli değil mi diye. Bebeğinin kolikliği azaldıkça geçiyor. Bebeğin ile iletişimin arttıkça geçiyor. Onun sana olan ihtiyacını gördükçe geçiyor. Koşulsuz sevgiden bahsedeceksek bizim değil onların bize olan sevgisi koşulsuz, bunu gördükçe geçiyor.
Bana duygularımı anlatmak ve yalnız olmadığımı bilmek çok iyi gelmişti. Herkes çocuğu doğar doğmaz o duyguları yaşayamayabiliyor. Ben de yaşamamıştım. O zamanki benden pişman mıyım? Hayır, elimde olan şeylerden pişman olabilirim sadece, ve bu elimde değildi.
Oğlumun kolikliğini azaltmak için ne damlalar kullandım hiçbiri işe yaramadı.
Ama masaj gerçekten çok etkili, ister isen masaj videosunu paylaşırım seninle. Bir de konuşmak bana çok iyi geldi. Oğlum uyurken onunla konuştum. Durumun onunla ilgili olmadığını, benim bunu halledeceğimi, benim duygularımdan arınması gerektiğini söyledim ona derin uykuya geçmeden.
Gerçekten hepsi geçiyor. Sana kocaman sarılıyorum.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?