- Konu Sahibi psikolojikdanismannisa
-
- #321
Hayatın yaşamaya değer olduğunu düşünmüyorum ve yeni insanların buraya 70, 80 sene maruz kalmasını desteklemiyorum.Ne alıp vermedigin var çocuklu annelerle ferho
Tek sebep bu yaniHayatın yaşamaya değer olduğunu düşünmüyorum ve yeni insanların buraya 70, 80 sene maruz kalmasını desteklemiyorum.
Mükemmel anne diye bir şey yok. Hepimiz elimizden geleni yaptık, hepimizin sağlıksız düşünceleri oldu. Ya çocuğa bir şey olursa demeyen, gece nefes alıyor mu diye kontrol etmeyen yoktur aramızda heralde. Çocuğunuzu kucağınıza alıyorsanız ekstra sevgi gösterisine gerek yok. Kokunuzu tanıyor ve kendini güvende hissediyor. Ona lazım olan şimdilik bu. Benim kızın adı drama queen di. Yan baksan ağlardı, kanepede hafif doğrulsan ağlardı, kapı çalsa sese ağlardı, memeden süt fışkırınca küser ağlamaktan çatlardı.Lohusa depresyonundaki kadınlar kendisine ve çocuğuna zarar verebiliyor. Bu da lohusa depresyonu tanılarından biri. Siz neye göre depresyonda değilsin diyebiliyorsunuz anlayamadım. Çocuğum benimle ilgili kötü düşünebilir. Bunu kontrol edemem. Nitekim harika anneleri de sevmeyen evlatlar olabiliyor. Kimsenin duygu ve düşüncesini yönetemezsin. Kişi kendi bile yönetemez. Ben böyle hissetcem diyip hissedemez. Öyle olsaydı herkes istediğini sevebilme yeteneğine sahip olurdu.
İnşallah ileride evladıma sağlıklı bir anne olabilirim. Çünkü bunu istiyorum. Sağlıksız düşüncelerim var ama bu benim kontrolümde değil. Birçok kadın böyle ama linçlenmekten korktuğu için kimseye demiyor. Ben o kadınların da sesi olduğumu düşünüyorum.
Anne olma sorumluluğunu almayı öğrenmeye çalışıyorum. Ona kötü gelecek şeylerden sakınmaya çalışıyorum. Elimden geleni yapıyorum. Ama insanlar için mükemmel anne kritirerine uymadığım için linçleniyorum. Bunu da bekliyordum zaten
Lohusa bunalımına girmiş olma ihtimaliniz var mı? Çünkü ben kendi isteği ile doğurmuş bir kadının kendi öz çocuğunu kabul etmemesinin en kötü ihtimalle bir psikolojik sorun olduğunu düşünmek istiyorum.Beni yargılayacaklarınız olacak ama belki bir insan bile beni aydınlatsa kârdır diyerek bu yazıyı yazıyorum.
Anne olmamın üzerinden neredeyse 2 ay geçti. Ben halâ anneliği sevemedim. Çocuğumdan nefret etmiyorum ama çocuğumsuz daha mutluyum. (Anneme bebeği verip tek başıma vakit geçirdiğim o nadir zamanlardan bahsediyorum)
Bebeğim kolik bir bebek ve kolik bebeği olanlar anlar saatler gün gibi günler yıl gibi geçer...
Eski hayatımı halâ özlüyorum. Bebeğim hiç durmadığı için 2 aydır annemgildeyiz. Şimdi gelecek "kendi evine çık böyle alışamazsın" diyenler. Neden annem gibi bir imkanım varken kendimi zorla KİMSESİZ gibi atayım evime? Niye imkanlarım yok gibi davranayım? Bu da bana kötü hissettiriyor. Tamam en güçlü kadın sizsiniz! En anne de sizsiniz! En en en sizsiniz..!
Eşim gerçekten yardımcı olmaya çalışsa da evde durduğu zaman çok kısıtlı. Eskiden birlikte zaman geçirir kafa dinlerdik. Ben eski hayatımda eşimle çok mutluydum.
İnançlı bir kimseyim normalde. Ama bu süreç beni öyle yıprattı ki çok isyan ettim. Hayatım tamamen değişti, tuvalete gitmek lüks haline geldi. Benim için sıradan olan her şey imkansız oldu. Kısacası rahat hayatımın yasını tutuyorum.
Sormak istediğim bazı şeyler var:
*Ben çocuğumu bana gönderilen bir musibet gibi hissediyorum. İnsanlar evlatlarını nasıl seviyor da "nimet" gibi davranıyorlar anlayamıyorum. Her zaman endişe edeceğin, sürekli diken üstünde olacağın bir varlık var ömrünün sonuna kadar. Nasıl bir nimet gibi düşünebiliyorlar? Ben evlat sahibi olmanın mantığını anlayamadım. Ben eşim için istemiştim. Ve tabii gerçekten bu kadar zor olduğunu sanmıyordum. Annemde 10 gün kalır evime geçerim hallederim sanıyordum. Ne kadar aptalmışım. Şimdi diyeceksiniz çocuğu olmayanlar var utan utan! Çocuğu senelerce olmayıp sonra olup pişman olanlar da var. Bana yazıp konuşan çok kadın var. Senelerce çocuğu olmamış ama olunca da pişman olmuş... O yüzden bana bunlarla gelmeyin.
Senden anne olmaz, sen insan bile değilsin! Bu cümleleri diyecekseniz çoktan kendime diyorum bunları da. Ben de böyle hissetmek istemiyorum. Ben de anne olmaktan zevk almak istiyorum. Ama o kadar dayanıksız ve rahatına düşkün birisiymişim ki çocuğumu bir musibetten fazlası olarak göremiyorum...
Benim gibi hissedip bu süreci atlatabilen sağlıklı düşünebilen var mı? Psikolojik tedavi de aldım ama sadece intihar düşüncelerim geçti. Yaşamak bile istemiyordum. En azından yaşama tutunmaya çalışıyorum şu an. Ama içimden söküp atamıyorum çocuksuz olmayı özlemeyi... Hayatımdan zerre zevk alamıyorum. Her gece kuş gibi kalbim. Uyanacak da uyumayacak diye. Çocuğu anneme vermek için her şeyi yapıyorum. "Anne ben temizlik yapayım sen çocuğa bak, ben yemek yaparım sen bebeği sustur"
Ben de "bütün gece uyumadım ama yavrum gülünce tüm yorgunluğum geçti. Onun için değer" diyen bir anne olmak istiyorum. Eğer hastaysam iyileşmek, kötü bir insansam iyi bir insan olmak istiyorum.
Herkes geçecek diyor. Herkes benim daha kötüydü haline şükret diyor. Ben acı yarıştırmıyorum ki! Ya da geçtiği kadar NASIL GEÇTİĞİ de önemli değil mi? Değip de geçebilir, DELİP de geçebilir...
Bana faydası olabilecek her öneriye açığım. Artık kolik bebeğime rağmen hayatıma dönmek istiyorum. Ama sanırım bana bağımlı olan bu minik insan büyüyene kadar benim için her şey çok zor olacak... Ve yine herkes "büyüyünce geçecek" diyecek.
Bu yazım inşallah doğru insanların önüne çıkar. Niyet ediyorum ki bu yazım beni artık bu çukurdan çıkmama vesile olacak kişinin karşına çıkmasına...
Eş için çocuk istenmez, hiç kimse için çocuk istenmez.Beni yargılayacaklarınız olacak ama belki bir insan bile beni aydınlatsa kârdır diyerek bu yazıyı yazıyorum.
Anne olmamın üzerinden neredeyse 2 ay geçti. Ben halâ anneliği sevemedim. Çocuğumdan nefret etmiyorum ama çocuğumsuz daha mutluyum. (Anneme bebeği verip tek başıma vakit geçirdiğim o nadir zamanlardan bahsediyorum)
Bebeğim kolik bir bebek ve kolik bebeği olanlar anlar saatler gün gibi günler yıl gibi geçer...
Eski hayatımı halâ özlüyorum. Bebeğim hiç durmadığı için 2 aydır annemgildeyiz. Şimdi gelecek "kendi evine çık böyle alışamazsın" diyenler. Neden annem gibi bir imkanım varken kendimi zorla KİMSESİZ gibi atayım evime? Niye imkanlarım yok gibi davranayım? Bu da bana kötü hissettiriyor. Tamam en güçlü kadın sizsiniz! En anne de sizsiniz! En en en sizsiniz..!
Eşim gerçekten yardımcı olmaya çalışsa da evde durduğu zaman çok kısıtlı. Eskiden birlikte zaman geçirir kafa dinlerdik. Ben eski hayatımda eşimle çok mutluydum.
İnançlı bir kimseyim normalde. Ama bu süreç beni öyle yıprattı ki çok isyan ettim. Hayatım tamamen değişti, tuvalete gitmek lüks haline geldi. Benim için sıradan olan her şey imkansız oldu. Kısacası rahat hayatımın yasını tutuyorum.
Sormak istediğim bazı şeyler var:
*Ben çocuğumu bana gönderilen bir musibet gibi hissediyorum. İnsanlar evlatlarını nasıl seviyor da "nimet" gibi davranıyorlar anlayamıyorum. Her zaman endişe edeceğin, sürekli diken üstünde olacağın bir varlık var ömrünün sonuna kadar. Nasıl bir nimet gibi düşünebiliyorlar? Ben evlat sahibi olmanın mantığını anlayamadım. Ben eşim için istemiştim. Ve tabii gerçekten bu kadar zor olduğunu sanmıyordum. Annemde 10 gün kalır evime geçerim hallederim sanıyordum. Ne kadar aptalmışım. Şimdi diyeceksiniz çocuğu olmayanlar var utan utan! Çocuğu senelerce olmayıp sonra olup pişman olanlar da var. Bana yazıp konuşan çok kadın var. Senelerce çocuğu olmamış ama olunca da pişman olmuş... O yüzden bana bunlarla gelmeyin.
Senden anne olmaz, sen insan bile değilsin! Bu cümleleri diyecekseniz çoktan kendime diyorum bunları da. Ben de böyle hissetmek istemiyorum. Ben de anne olmaktan zevk almak istiyorum. Ama o kadar dayanıksız ve rahatına düşkün birisiymişim ki çocuğumu bir musibetten fazlası olarak göremiyorum...
Benim gibi hissedip bu süreci atlatabilen sağlıklı düşünebilen var mı? Psikolojik tedavi de aldım ama sadece intihar düşüncelerim geçti. Yaşamak bile istemiyordum. En azından yaşama tutunmaya çalışıyorum şu an. Ama içimden söküp atamıyorum çocuksuz olmayı özlemeyi... Hayatımdan zerre zevk alamıyorum. Her gece kuş gibi kalbim. Uyanacak da uyumayacak diye. Çocuğu anneme vermek için her şeyi yapıyorum. "Anne ben temizlik yapayım sen çocuğa bak, ben yemek yaparım sen bebeği sustur"
Ben de "bütün gece uyumadım ama yavrum gülünce tüm yorgunluğum geçti. Onun için değer" diyen bir anne olmak istiyorum. Eğer hastaysam iyileşmek, kötü bir insansam iyi bir insan olmak istiyorum.
Herkes geçecek diyor. Herkes benim daha kötüydü haline şükret diyor. Ben acı yarıştırmıyorum ki! Ya da geçtiği kadar NASIL GEÇTİĞİ de önemli değil mi? Değip de geçebilir, DELİP de geçebilir...
Bana faydası olabilecek her öneriye açığım. Artık kolik bebeğime rağmen hayatıma dönmek istiyorum. Ama sanırım bana bağımlı olan bu minik insan büyüyene kadar benim için her şey çok zor olacak... Ve yine herkes "büyüyünce geçecek" diyecek.
Bu yazım inşallah doğru insanların önüne çıkar. Niyet ediyorum ki bu yazım beni artık bu çukurdan çıkmama vesile olacak kişinin karşına çıkmasına...
İyi de yıl olmuş 2025,elimizin altında internet ve türlü türlü imkan varken,eşim istedi diye çocuk yaptım demeniz komik. Araştırır ne bileyim soruşturur insan,gözlemler ne bileyim, bilmemeniz imkansız bu devirde çocuk bakımı nasıl. Kedi, köpek bile sahiplenecek olsa insan bir araştırıyor bakımı nasıl olur,uyum sağlayabilir,tahammül edebilirmiyim diye. Ki sahiplendirirsin bir hayvanı bakamazsın bir sorun olur ama o bile ince eleyip sık dokunarak alınan bir karar oluyor. Onu bile bana alışır günahına girmeyeyim diyerek düşünüp tartıp alır yada almaz insan,insani olan bu zaten.Çocuk değilseniz hadi sahipleniyorum ben bunu deyip kucaklayıp getiremezsiniz evinize bir hayvan yavrusunu bile. Kaldı ki çocuk doğurmak.Bilerek kötü niyetle canımı yakmaya çalışanlar canımı yakamıyor maalesef. O yüzden çabalarınız boşuna. Burada yalnız olmadığımı gördüm. Benim gibi çok fazla insan var. Bebeğimden nefret etmiyorum ki sadece sevgimi veremiyorum. Ama birçok kadın bunun zamanla olduğunu söylemiş. Annem de aynı hissetmiş o yüzden annem de duygularımı yadırgamıyor.
Benim aklım başımda ama ruhum bedenimden kopuk. Lohusa depresyonunun zarar veren tarafında değilim çünkü psikolojik destek aldım. Almaya devam edeceğim. Sadece ruhsal bunalım noktasını atlatamadım. Bebeğime musibet derken imtihan olarak görmemden diyorum. Ve zaten musibet olarak düşünmek de istemiyorum. Bunu nasıl başarabilirim diye sormuşum. Sizin verdiğiniz yanıtlar sadece rencide etme amaçlı. Benim durumuma iyi gelecek hiçbir yorum yok. Sadece kapak yapmaya laf atmaya çalışıyorsunuz. Yapıcı yorum yapmayacaksanız konuyla alakadar olmayın. Beni övmenize ya da AFERİN demenizi istemiyorum. Ama sağlıksız düşünce yapımdan kurtarabilecek tek bir cümlenizi duymadım. Sadece kötü niyetli yorumlar...
Siz ve sizin gibiler beni anlamak istediği gibi anlıyor. Galiba sürekli cinsellikle ilgili konular ilginizi çektiği için belinizin altı ile düşünmeye başlamışsınız.
Merhaba. Belli ki ağır bir Lohusa depresyonu geçiriyorsunuz. Sizin gibi bunu yaşayan binlerce anne var yalnız değilsiniz yani. Psikolojik destek aldım demişsiniz ama bebeğiniz 2 aylık. Bu kadar kısa bir süre de bu depresyonda iyileşme göstermek imkansız. Basit bir depresyonun tedavisi bile bazen 1 yıl sürebiliyor. Tavsiyem tedaviye devam etmeniz. Çocuğunuz artık var sonuçta bu konuda geri adım atma şansınız yok o yüzden bu düşüncelerinizin alt üst olan hormonlarınızdan sebep olduğunu kabullenip kendinizi iyileştirmeye odaklanmalısınız.Beni yargılayacaklarınız olacak ama belki bir insan bile beni aydınlatsa kârdır diyerek bu yazıyı yazıyorum.
Anne olmamın üzerinden neredeyse 2 ay geçti. Ben halâ anneliği sevemedim. Çocuğumdan nefret etmiyorum ama çocuğumsuz daha mutluyum. (Anneme bebeği verip tek başıma vakit geçirdiğim o nadir zamanlardan bahsediyorum)
Bebeğim kolik bir bebek ve kolik bebeği olanlar anlar saatler gün gibi günler yıl gibi geçer...
Eski hayatımı halâ özlüyorum. Bebeğim hiç durmadığı için 2 aydır annemgildeyiz. Şimdi gelecek "kendi evine çık böyle alışamazsın" diyenler. Neden annem gibi bir imkanım varken kendimi zorla KİMSESİZ gibi atayım evime? Niye imkanlarım yok gibi davranayım? Bu da bana kötü hissettiriyor. Tamam en güçlü kadın sizsiniz! En anne de sizsiniz! En en en sizsiniz..!
Eşim gerçekten yardımcı olmaya çalışsa da evde durduğu zaman çok kısıtlı. Eskiden birlikte zaman geçirir kafa dinlerdik. Ben eski hayatımda eşimle çok mutluydum.
İnançlı bir kimseyim normalde. Ama bu süreç beni öyle yıprattı ki çok isyan ettim. Hayatım tamamen değişti, tuvalete gitmek lüks haline geldi. Benim için sıradan olan her şey imkansız oldu. Kısacası rahat hayatımın yasını tutuyorum.
Sormak istediğim bazı şeyler var:
*Ben çocuğumu bana gönderilen bir musibet gibi hissediyorum. İnsanlar evlatlarını nasıl seviyor da "nimet" gibi davranıyorlar anlayamıyorum. Her zaman endişe edeceğin, sürekli diken üstünde olacağın bir varlık var ömrünün sonuna kadar. Nasıl bir nimet gibi düşünebiliyorlar? Ben evlat sahibi olmanın mantığını anlayamadım. Ben eşim için istemiştim. Ve tabii gerçekten bu kadar zor olduğunu sanmıyordum. Annemde 10 gün kalır evime geçerim hallederim sanıyordum. Ne kadar aptalmışım. Şimdi diyeceksiniz çocuğu olmayanlar var utan utan! Çocuğu senelerce olmayıp sonra olup pişman olanlar da var. Bana yazıp konuşan çok kadın var. Senelerce çocuğu olmamış ama olunca da pişman olmuş... O yüzden bana bunlarla gelmeyin.
Senden anne olmaz, sen insan bile değilsin! Bu cümleleri diyecekseniz çoktan kendime diyorum bunları da. Ben de böyle hissetmek istemiyorum. Ben de anne olmaktan zevk almak istiyorum. Ama o kadar dayanıksız ve rahatına düşkün birisiymişim ki çocuğumu bir musibetten fazlası olarak göremiyorum...
Benim gibi hissedip bu süreci atlatabilen sağlıklı düşünebilen var mı? Psikolojik tedavi de aldım ama sadece intihar düşüncelerim geçti. Yaşamak bile istemiyordum. En azından yaşama tutunmaya çalışıyorum şu an. Ama içimden söküp atamıyorum çocuksuz olmayı özlemeyi... Hayatımdan zerre zevk alamıyorum. Her gece kuş gibi kalbim. Uyanacak da uyumayacak diye. Çocuğu anneme vermek için her şeyi yapıyorum. "Anne ben temizlik yapayım sen çocuğa bak, ben yemek yaparım sen bebeği sustur"
Ben de "bütün gece uyumadım ama yavrum gülünce tüm yorgunluğum geçti. Onun için değer" diyen bir anne olmak istiyorum. Eğer hastaysam iyileşmek, kötü bir insansam iyi bir insan olmak istiyorum.
Herkes geçecek diyor. Herkes benim daha kötüydü haline şükret diyor. Ben acı yarıştırmıyorum ki! Ya da geçtiği kadar NASIL GEÇTİĞİ de önemli değil mi? Değip de geçebilir, DELİP de geçebilir...
Bana faydası olabilecek her öneriye açığım. Artık kolik bebeğime rağmen hayatıma dönmek istiyorum. Ama sanırım bana bağımlı olan bu minik insan büyüyene kadar benim için her şey çok zor olacak... Ve yine herkes "büyüyünce geçecek" diyecek.
Bu yazım inşallah doğru insanların önüne çıkar. Niyet ediyorum ki bu yazım beni artık bu çukurdan çıkmama vesile olacak kişinin karşına çıkmasına...
Benimde dört aylik kizim var kolikti hep kucakta gezdirdim vs vs suan gaz sancılarımiz bitti ben de hala lohusa depresyonundayim eski kendimi özlüyorum bana da annem cok destek oluyor ama siz baya ağır geciriyorsunuz sanırım depresyonu ama geçecek gecmeyecek gibi dursada bende cok zorlanıyorum 4.ay atagi denen bir şey tüketti beni ama gülüşüne bakışına ömrümü veririm biz aslında bebeğimizi seviyoruz sadece eski rahat günlerimizi özlüyoruz hiç zorluk çekmeden de güzel şeyler olmuyor hiç çocuk sahibi olamayanlar da var eğer inançlı biriysen sürekli inşirah suresi dinle arkada hep açık olsun bitmeyecek gibi geliyor ama bitecek tatli tatlı konuştukları günleri de göreceğiz senden başka güvenecek kimsesi yok sana bağımlı ve tüm hissettiklerini hissediyor bebek anlamaz sanma ama gerçekten hissediyorBeni yargılayacaklarınız olacak ama belki bir insan bile beni aydınlatsa kârdır diyerek bu yazıyı yazıyorum.
Anne olmamın üzerinden neredeyse 2 ay geçti. Ben halâ anneliği sevemedim. Çocuğumdan nefret etmiyorum ama çocuğumsuz daha mutluyum. (Anneme bebeği verip tek başıma vakit geçirdiğim o nadir zamanlardan bahsediyorum)
Bebeğim kolik bir bebek ve kolik bebeği olanlar anlar saatler gün gibi günler yıl gibi geçer...
Eski hayatımı halâ özlüyorum. Bebeğim hiç durmadığı için 2 aydır annemgildeyiz. Şimdi gelecek "kendi evine çık böyle alışamazsın" diyenler. Neden annem gibi bir imkanım varken kendimi zorla KİMSESİZ gibi atayım evime? Niye imkanlarım yok gibi davranayım? Bu da bana kötü hissettiriyor. Tamam en güçlü kadın sizsiniz! En anne de sizsiniz! En en en sizsiniz..!
Eşim gerçekten yardımcı olmaya çalışsa da evde durduğu zaman çok kısıtlı. Eskiden birlikte zaman geçirir kafa dinlerdik. Ben eski hayatımda eşimle çok mutluydum.
İnançlı bir kimseyim normalde. Ama bu süreç beni öyle yıprattı ki çok isyan ettim. Hayatım tamamen değişti, tuvalete gitmek lüks haline geldi. Benim için sıradan olan her şey imkansız oldu. Kısacası rahat hayatımın yasını tutuyorum.
Sormak istediğim bazı şeyler var:
*Ben çocuğumu bana gönderilen bir musibet gibi hissediyorum. İnsanlar evlatlarını nasıl seviyor da "nimet" gibi davranıyorlar anlayamıyorum. Her zaman endişe edeceğin, sürekli diken üstünde olacağın bir varlık var ömrünün sonuna kadar. Nasıl bir nimet gibi düşünebiliyorlar? Ben evlat sahibi olmanın mantığını anlayamadım. Ben eşim için istemiştim. Ve tabii gerçekten bu kadar zor olduğunu sanmıyordum. Annemde 10 gün kalır evime geçerim hallederim sanıyordum. Ne kadar aptalmışım. Şimdi diyeceksiniz çocuğu olmayanlar var utan utan! Çocuğu senelerce olmayıp sonra olup pişman olanlar da var. Bana yazıp konuşan çok kadın var. Senelerce çocuğu olmamış ama olunca da pişman olmuş... O yüzden bana bunlarla gelmeyin.
Senden anne olmaz, sen insan bile değilsin! Bu cümleleri diyecekseniz çoktan kendime diyorum bunları da. Ben de böyle hissetmek istemiyorum. Ben de anne olmaktan zevk almak istiyorum. Ama o kadar dayanıksız ve rahatına düşkün birisiymişim ki çocuğumu bir musibetten fazlası olarak göremiyorum...
Benim gibi hissedip bu süreci atlatabilen sağlıklı düşünebilen var mı? Psikolojik tedavi de aldım ama sadece intihar düşüncelerim geçti. Yaşamak bile istemiyordum. En azından yaşama tutunmaya çalışıyorum şu an. Ama içimden söküp atamıyorum çocuksuz olmayı özlemeyi... Hayatımdan zerre zevk alamıyorum. Her gece kuş gibi kalbim. Uyanacak da uyumayacak diye. Çocuğu anneme vermek için her şeyi yapıyorum. "Anne ben temizlik yapayım sen çocuğa bak, ben yemek yaparım sen bebeği sustur"
Ben de "bütün gece uyumadım ama yavrum gülünce tüm yorgunluğum geçti. Onun için değer" diyen bir anne olmak istiyorum. Eğer hastaysam iyileşmek, kötü bir insansam iyi bir insan olmak istiyorum.
Herkes geçecek diyor. Herkes benim daha kötüydü haline şükret diyor. Ben acı yarıştırmıyorum ki! Ya da geçtiği kadar NASIL GEÇTİĞİ de önemli değil mi? Değip de geçebilir, DELİP de geçebilir...
Bana faydası olabilecek her öneriye açığım. Artık kolik bebeğime rağmen hayatıma dönmek istiyorum. Ama sanırım bana bağımlı olan bu minik insan büyüyene kadar benim için her şey çok zor olacak... Ve yine herkes "büyüyünce geçecek" diyecek.
Bu yazım inşallah doğru insanların önüne çıkar. Niyet ediyorum ki bu yazım beni artık bu çukurdan çıkmama vesile olacak kişinin karşına çıkmasına...
Söylediğin herşey doğru bu aradaBir gülüşü yetiyordur, bir anne deyip sarılınca bütün herşey unutuluyordur, başta zorlanmışsındır ama şimdi yoldaş olmuştur, iyiki de olmuş diyorsundur cart curt.haa bir de eşine daha çok bırakıp kendine zaman ayırmalıymişsin, geçici bir dönem olduğunu için tadını bile çıkartmalıymişsin, büyüyünce özlüyormuşsun cart curt.hep aynı şeyler.
Doğru değildir diye yazmadim zaten.klişe diye yazdım.Söylediğin herşey doğru bu arada
Ayrıca konunuza yapılan yorumlar içinde bulunduğunuz psikolojik durumu daha da kötüleştiriyorsa konunuzu yorumlara kapatabiliriz.
Hic cocugu olmamis olsun dahi istememis ve tupleri bagli bir kadin olarak yaziyorum. Anlayamam anneliğin guzelligini zira cocuk sevmiyorum bile. Herkes sevecek herkes nimet olarak görecek diye de bir sey yok. Hislerinizi anlatış biciminiz bana cok guzel geldi ozellikle rahat hayatımın yasını tutuyorum tanimlamaniza bayildim. Derin bir insan olduğunuz besbelli. Yuzeysel biri olsaniz zaten bu kadar kafa yormaz, annelige de daha kolay adapte olurdunuz. O yuzden musibet lafina da takilmadim. Arkadaslar bu bi tanimlama şekli nefret söylemi degil yani. Ne dese onun yerine takilacaksiniz siz gene yani.
Sizin şanssizliginiz kolik bir bebege denk gelmek olmus. Uyumlu bir bebeğiniz olmus olsa bu kadar yipranir miydiniz sizce? Yatirdiginizda uyusa aglamasa saatlerce o zaman da sevmez miydiniz bunla ilgili ne hissediosunuz?
Onun dışında 1 sene muhlet verin kendinize dogumdan itibaren. 1 sene mumkun mertebe olumsuz düşünceleri 17 saniyeden fazla dusunmemeye calisin. Bir sey alin elinize stres topu gibi, renk soyleyin odadaki o renkten esyalari bulun vs zihin oyalayici kisa aktiviteler yapin. Şimdi kotu dusunmeyin deyince dusunulmuo degil o yuzden kendi kendinizi dibe çektiğinizi hissettginiz zaman yapacak aktivite listesi belirleyin. Hormonlariniz tam eskisi gibi degil çünkü fizyolojik olarak zaman lazim.
Terapi cepte rahatlatir ama şöyle kendi kendime zaman ayiriyorum oh guzel rahatligi daha cok. Annelik bir fact artik hizli kabullenmeniz gereken. Size iyi gelen noktalarini kesfedip cevrenizden de alabildiginiz kadar yardim almaniz lazim. Iyi degilsiniz cunku ve uzun sure de iyi olmayacaksiniz. Bunu peşinen bilmekte etrafa bildirmekte fayda var. Mesela eşiniz ne diyor nasil karsiliyor bu ruh halini bahsettiniz mi bilmiyorum ama merak ettim?
Ben minik bi bebek doguruyorum guzellemelerini anlamiyorum. Ben olsam dunyaya bir kadin getirdim bir adam getirdim gozuyle bakarim. O bebek, bebek kalmayacak. Buyuyecek belki ugursuz bir adam olacak, entrikali bir kadin olacak falan bunlara nasil takilmaz insan bilmiyorum. Yani buyudukce dertler daha cok buyumeyecek mi? Siz aslinda bir zihne taniklik ve liderlik ediyorsunuz. Kolik olmasi aglamasi uyumamasi bunun daha en basi ve kucucuk kısmı. Dolayisiyla buyuk resme baktiginizda sizin kendinize cok iyi bakmaniz gerekiyor. Daha da bogulun diye soylemiyorum ama bulundugunuz bu step elbet geçecek. Rahatlık mi sadece sizi tedirgin eden sey? Eger oysa işiniz kolay çünkü rahata ereceksiniz maksimum 4-5 yila.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?