4. Korse “Abi bi’ fikrim var. Öyle bir moda başlatalım ki kadınların kafasıyla ayakları arasındaki tüm kan akışını kessin.”
Korseyi kim bulduysa, elbette amacı bu değildi ama korse modası kontrolden çıkınca sonuç bu oldu. Kadınların korselerini gereğinden fazla sıkarak vücutlarını bir kum saatine dönüştürmeleri, iç organlarını tahrip ediyor, nefes almalarını güçleştiriyordu. İç organlar yer değiştiriyor ve kaburgalardan birinin kırılması kolaylaşıyordu. Kırılan kaburga da iç organlarda kanamaya sebep olabiliyordu.
Taklit gösterileri yapan Joseph Hennella 1912’de fazlaca sıktığı korsesi yüzünden sahnede düşerek hayatını kaybetmişti. The New York Times Hennella’nın ölüm sebebini “bel ölçüsündeki artış” olarak yazmıştı. 1903’te başka bir kadın iki korse demirinin kalbine saplanması sonucu hayatını kaybetti.
Değer mi hiç? Değer mi değer mi değer mi söyle… Norveç Kraliçesi Maud’un korseler sayesinde sahip olduğu incecik beli de oldukça ünlüydü.
İnce belli kadının “makbul” olduğu bir kültürde kadınlar ya eteklerinin altına telden dev çemberler takıp denize uçacaklar ya da korselerle kaburgalarını yamultmak zorunda kalacaklardı. Başta kulağa saçma gelse de bugün bile moda uğruna benzer şeyler yapmıyor muyuz? Mesela topuklu ayakkabılar, çok mu akıl karı?
Kaynak :
https://serinletici.com/2017/03/03/insanlarin-olumune-sebep-olan-5-moda-akimi/