AKP Mitinginde Bir Çapulcu!

konu ile ilgili Ülke Tv de Bugün programnın editörü Ömer Sami Sevimli hoş bir yazı yazmıştı. tam metni bulamdım. bulsam eklerdim. ancak sayın çapulcunun ön yargılı metni maalsef tüm çapulcuları zan altında bırakmış
 
Son kez bir şey söylemek istiyorum. Yazıyı hiç beğenmedim. Akp'ye oy veren insanların yazıdan tiksineceği garanti. Lütfen karşı hamle yapmaya çalışmayın. Bizlere laf sokmaya çalışmayın. Yazıyı yazanı muhatap alın. Yazar çapulcuları temsil etmiyor. Sadece öyle sanıyor. Akp'ye asla oy vermeyecek bir insan olarak yazı beni irrite etti. Ve ben aslında benim gibi akp'ye sempati duymayıp yazıyı beğenmeyenler çıkacak mı diye merak ettim ve sorunlu kısımları eleştirelim istedim
 
Son düzenleme:
Bana akli basindan tek bir gerekce gosterin akp yi sevmem icin.mantikliysa gercekten ak partili olacagim.benim goremedigim bir sey olmali.

Kadınlar Kulübü Mobil uygulaması kullanılarak gönderilmiştir.
 

Dediğiniz çoğu şeyi zaten Başbakanımız savunuyor karışmıyor .Evet perdesiz ev ve balede haklı ki perdesiz evi bir şairimizden almıştır AYDIN kişilerden cahilden değil balede de hemfikirim ...Müslüman bir ülkenin Başbakanı böyle olur .Dinimizde zorlama yok kaidesine göre hareket ederek ama bir hak ve adaleti bilen müslüman olarak yönetiyor.Başımızda sağlıklı ve hep aynı adaletiyle daim olsun.

Başbakanımız aynı rotada ama yenilenerek karakter değiştirmeden,pensilvanya gibi başka millet ve dinlerin kuklalarına arkasını dayamadan açık ara önde.Yani dosta dostuz karşı görüşede hakettiği mesafemizi koruyarak karşısındayız AK PARTİ yönetimi ve sevenleri olarak.Düşünceler farklı görüşler farklı olabilir biz düşman değiliz.Benim için hakkı savunan karşısındakine değer veren her zihniyete merhabam vardır.Ak partide aynıdır bu görüşte.Ama vatanı milleti dinimizi ne satarız ne de sattırırız bunları yapana da tokatımız sert olur kendine gelmeleri için.
 
Son düzenleme:

Ben gayet saygılı yazdım.Saygısız bir yazıya ancak bu kadar sayglı cevab verebiliyorum.O da saygısızlık konusunda acemiliğimden bilemiyoruz tabiii ki... Ben yazıdan etkilendim sannrm saygısızlık oradan bulaştı.
 
Bana akli basindan tek bir gerekce gosterin akp yi sevmem icin.mantikliysa gercekten ak partili olacagim.benim goremedigim bir sey olmali.

Kadınlar Kulübü Mobil uygulaması kullanılarak gönderilmiştir.

AKP den önce ki ve AKP den sonra ki TÜRKİYE ye bak bir.O zaman anlarsın rahat bir TÜRKİYE ve Standartı yükselen bir ülkede nefes almanın kıymetini bilecek ön yargısız sadece Dindar parti gözüyle bakmadan bir düşünün.İŞTE SEVMEMİZİN VE SEVEBİLMENİZİN İHTİMALİ BU MANZARA da ki şu anda TV lerde % ler de o manzarayı görenlerin yükselen çıtasından da anlarsınz.
 

Müslüman bir ülkeyse burası ben niye müslüman değilim kafam karıştı?
 
Beyinsiz Adam- Akp mitinginde bir monşer

Bu yazıyı belli bir elitlik seviyesindeyseniz okuyun, değilse lütfen reklamlara tıklayıp gidin.

Öte yandan beni gözlemlerimi yazmam için cesaretlendiren yazının linki şu:

http://sarapvepeynir.blogspot.com/2014/03/akp-mitinginde-bir-capulcu.html

Geçtiğimiz gün AKP’nin Yenikapı mitingine gittim. Ne işim vardı benim AKP mitinginde?

Bu soruyu soran sadece ben değilim, görüşlerimi bilen herkes aynı soruyu soruyor. Gümüşhane’den eniştem bile arayıp orada ne işim olduğunu sordu. Ona cevabım şu oldu: SA-NA-NE!!!!

Ama size cevabım bu olmayacak. AKP mitingine gittim çünkü halkımın selametini düşünüyordum. Dedim ki, eğer halkın arasına karışırsam, onlardan biriymişim gibi davranırsam ne kadar cahil ve seviyesiz olduklarını daha yakından görür ve onları ne kadar cahil ve seviyesiz oldukları konusunda ikna edebilirdim.

Elbette bu, yani onlardan biri gibi davranma meselesi, sandığım kadar kolay olmadı. Mitingde dikkat çekmemek adına annemin yer bezi olarak kullandığı eski gömleğimi giydim. Üstüne de üzerinde tepinerek ütüsünü bozduğum lacivert bir ceket geçirdim. Ama hem gömlek hem de ceket Vakko’dan olduğu için, fotoğrafta göründüğü gibi, en ufak şekilde bozulmadı bile. Saçlarımı özenle dağıttım, tuvaletten sonra elimi yıkamadım ve biraz yerde yuvarlanmak suretiyle üstümü başımı toz içinde bıraktım. Yeterince kötü kokmadığımı, bu şekilde dikkat çekeceğimi fark edince tişörtüme bir miktar da sarımsak sürdüm. Artık çıkmaya hazırdım.

Taksi ile Yenikapı’ya gittim. Aslında halktan biri gibi görünme adına belediye otobüsüne binmiş ama dayanamayıp bir durak sonra küfrederek inmiştim. Rahat bir yolculuk oldu.

Miting alanı gerçekten çok kalabalıktı. Dikkat çekmemek adına yere tükürüp bir iki geğirdikten sonra miting alanına girdim.

Öncelikle bu kitleden biraz bahsetmek lazım. Kim bu 1 milyon insan?

Onlar görmezden geldiklerimiz… Evet, hani bugüne kadar gözümüzün önünde olan ama görmezden geldiğimiz, ölü taklidi yaparsak gider dediğimiz insanlar var ya, hani farkına varmadığımız, hani iki kelime konuşmaktan sıkıldığımız, hani üç cümle konuşunca baygınlık geçirdiğimiz…

İşte onlar…

Çocuğumuzun bakıcısı Şermin Abla…

Sitemizin güvenlik görevlisi Mustafa…

Tekstil atölyesinde 12 saat sigortasız çalışan Makbule…

Annesi Behiye…

Kardeşi Murat…

Kayınbiraderi Hulki…

Eltisi Atiye…

İski’den emekli Müslüm amca…

Onlar işte…

Bir CV’si olmayan insanlar… İnsan üşenmeyip bir şeyler yazar değil mi? Yazmıyorlar. CV’leri yok, anlatabiliyor muyum?

Onlar birbirleriyle konuşmayan insanlar… Aralarında Afrika yerlileri misali tuhaf sesler çıkararak anlaşıyorlar. Birinin “hı” dediğini duydum mesela, “efendim” demekmiş, öbürü “ıııh” dedi, “istemiyorum” anlamına geliyormuş. Sevindiklerini zaman bizim alkış dediğimize benzer tuhaf bir el çırpma hareketi yapıyorlar. Üzüldükleri zaman iyice küçülüyorlar.

Onlar yanlarında tek bir gazete taşımayanlar. Evet hiçbirinin koltuğunun altında tek bir, bakın tek bir diyorum, tek bir gazete yok. İkiyi üçü geçtim, tek diyorum, yok. Onlar telefonla internete bağlanmayanlar, twitter mwitter kullanmayanlar, RT nedir bilmeyenler, FAV’dan haberi olmayanlar, DM’den yürümeyi hiç tatmamış olanlar, interaksiyonun bereketini yaşamamış olanlar…

Onlar yorgun bacaklar, nasırlı eller. Neutrogena derinlemesine bakımdan haberi olmayanlar, Dove kremi görse üzerlerine sürüp yağlı güreş yapacak olanlar…

Onlar beslenemedikleri için boyu benden kısa olanlar… En son Japonya’ya yaptığım elit seyahatte bunu yaşamıştım. Ama onların gözler çekik olduğu için gene sempatiklerdi. Bunlar böyle, tövbe Tanrım, cüce gulyabaniler gibi, 1 otuz boyları hepsinin. Japonlarınki genetik ama bunlarınki opera seyretmedikleri için, klasik müzik dinlemedikleri için kısa kalmıştı. Fark edilmemek için biraz eğilmek zorunda kaldım.

Otobüsle geliyorlar çünkü arabaları yok çoğunun…

Olsa da benzine paraları yok…

Olsa da nasıl çalıştıracaklarını bilmiyorlar…

Nasıl çalıştıracaklarını bilseler de ayakları gaz pedalına yetişmez. Çünkü kısalar.

Nerede ise tamamı geldikleri ilçe teşkilatı tarafından sağlanan anlık veya devamlı yardıma muhtaç… AKP Esenler teşkilatı kartı taşıyan bir genç elinde biberonla insanlara su içiriyor ve bir yandan da ağızlarına ekmek sokuşturuyordu, onları en azından miting süresince hayatta tutmaya çalışıyordu. Muhtemelen pek çoğu mitingden sonra ölmüştür.

Bunlar bizim “Makarnaya, bulgura oyunu satıyorlar!” diye kızdığımız, aşağıladığımız, yeri geldiğinde bir iki tokat çaktığımız, dersini almazsa üzerlerinde sigara söndürdüğümüz insanlar.

Ama o makarna öyle değerli ki onlar için. Kendi onunla doyuyor, çocuğunu onunla doyuruyor. Bizim gibi Nusret’te yemiyor, steak’den haberi bile yok. Birine yaklaşıp “Hanımefendi şurada yarımşar porsiyon köfte yer miyiz?” dediğimde uzaylı görmüş gibi bakıp benden uzaklaşması bundandı. Oysa makarna deseydim tıpış tıpış gelecekti.

Makarnanın neden onlar için bu kadar önemli olduğunu nerden mi anladım? Yanımda getirdiğim bir liralık simit ve 50 kuruşluk suya yutkunarak bakmalarından. Resmen içime düşeceklerdi, dudaklarını dilleriyle ıslatıp yalvaran gözlerle bakıyorlardı. Simitten bir parça koparıp havaya attım, ortalık birbirine girdi, size şu kadarını söyleyeyim, en son bu sahneyi Üsküdar-Eminönü hattında martılarla yaşamıştım. Pet şişemden de avucuma bir miktar su alıp yüzlerine serptim, bu onları bir süre idare ederdi.

Yalnız bayanlara karşı çok kibarlar. Yoldan bir kadın geçtiğinde kafasına bir tane geçirmek yerine yol falan veriyorlar. Beni en çok şaşırtan bu oldu.

Dünyadan haberleri yok, Roma’da moda haftası başlamış umurlarında değil, Londra’da inşası devam eden opera binasının iki senedir hala bitmemesini tınlamıyorlar.

Selfie nedir bilmiyorlar. Birine “hocam bir selfie alalım mı şöyle hep beraber” dediğimde “sen al, ben yanımda ekmek getirdim” diyecek kadar en önemli olaylardan bihaberler. Selfie’yi bir çikolata markası, yahut bir yiyecek türü zannediyorlar. Neden? Çünkü ben uykumdan feragat edip gecenin bir yarısı Oscar ödül törenini izlerken bu amcamız akşam 10′da tavuk gibi uyumuştur da ondan. O özel gecede ben dakikaları sayarken, Ellen’in çektiği fotoğrafla büyülenirken bu amca rüyasında makarna görüyordu da ondan.

Derken Tayyip geliyor. Helikopterle önce alanın üzerinde bir tur atıyor, sonra aşağıya emirler yağdırmaya başlıyor, “safları sıklaştıralım, arkada boş yerler var” gibi. Eski imam-hatipli ve İETT çalışanı olduğu için bunlar normal. Normal olmayan ise bu insanların bu kadar itaatkar olması. Adam gökyüzünden emir veriyor, bunlar uyguluyor. Vay be dedim kendi kendime, bu kitle aşağılanmayı çok seviyor. Hemen test etmek için yanımdaki amcaya “naber lan ibiş” dedim, şöyle bir döndü baktı, “nasıl gidiyo lan dümbük” deyince üzerime yürüdü ve kaçmak zorunda kaldım. Belli ki başka bir partinin ajanıydı, yoksa hoşuna giderdi.

Peki bu insanlar neden mi böyleler? Çünkü yönlendirilme dışında alternatifleri yok. Hayatları boyunca talimat alıyorlar. Ali çöpü at, Hatice yerleri sil, Memduh boşları al… Aç kalmamak adına itaat etmişler. Oysa ben kimseye itaat etmem, annem çöpü dök dediğinde, maşallah benden sağlamsın git kendin dök, derim. Hemen dökmem yani, bir sorgularım, irdelerim, önce bir miktar klasik müzik dinlerim. Böylece uzun boylu ve elit bir insan olurum.

Sonuç:

Bu mitinge katılanlar cahil ve seviyesiz insanlar, boylar bir otuz, fakirler ve ancak dışarıdan yardımla hayatta kalabiliyorlar. Çok büyük bir maceraya girdim ama çok önemli bir ders çıkardım: Onlarla iletişim kurmamız gerekiyor. Biliyorum iki cümle sonra sıkılıyoruz ama lütfen onlarla konuşalım ve onlara ne kadar cahil ve seviyesiz olduklarını söyleyerek kendi partilerimize oy vermeye çağıralım. Bunu başarabiliriz.


Kaynak :http://beyinsizadam.net/akp-mitinginde-bir-monser/



Bu Daha güzel olmuş bence bir okuyun.
 


Hahahahaha! Ay gece gece bi güldüm, bi güldüm Esimin bile ilgisini çekmisti,neye öyle gülüyorsun diye.

Zaten konu basindaki yaziyi bende hiç begenmemistim. Buda çok güzel bir parodi oldu, yazarin elline saglik


Dipnot: Ayni yazi, chpliler için çikmis olsaydi acaba akp'liler yaziyi begenirlermiydi, yoksa "yok ya, çok elitist bir yazi" derlermiydi?
 

Yazıları karıştırdın sanırım. Köşe yazısına fikrini yazacaksan benim yazımı alıntılamayacaksın ve yanlış anlaşılma olmayacak.
 
gomdukmu sandıgaaaaa !!!! nolduuuu fetocular nolduuuuu pensilvanya nolduuuu ataturkcuyum dıye ataturk sevdasına sıgınan ataturkculugu kullanan chplıler nolduuuuuu aman akp kazanmasında ne olursa olsun dıye oylarını satan mhplıler nolduuuuuu millet vatanını satan hainlere prim vermedi !!!!!
Kaosu gördük, bu milletin, devletin, ülkenin ulusal güvenliğine müdahale Dışişleri Bakanlığı'nı dinleyecek kadar vatan hainlerini bu ülke tanıma fırsatı buldu. Onların kaos planı buydu. Bunların inine gireceğiz.
haydi şimdide şikayet edin siteye haydi uzaklasma alayım yine 1 degıl 10 günde alsam gam yemem gali
bu ülkenin sahibi biziz bizzzz!!!!!!!!
artık istediginiz kadar konusabılırsınız ne oylar mı calındı ne (?)
ne evet muhurlu pusulalarmı bulundu ne (?)
ne gereksiz kritik enerjı kesintilerimi yapıldı ne (?)

kaset siyaseti kaybetti
montaj siyaseti kaybetti
ahlak dısı sıyaset kaybetti
iftira ve camur siyaseti kaybetti
iktidarı begenmeyenler gülen kasetçilikle yeni montajlar yapsınlar gelecek seçimlere gali

allahın ıznıyle sıze ragmen sızın ıcın calısan bı hukumetımız var!!!!
 
Kemal Kılıçdaroğlu seçimlerden sonra Başbakanımızın yurtdışına kaçacağını söylüyordu ya oy kullandıktan sonra ekranlarda göremedik kendisini kaçtı mı acaba ?:26:
 


Sayın ülke sahibi, ülke sahibi olmayanlardan biri olarak haddimi aşmış oluyorumdur muhtemelen ama siz bunca şeyi yazma hakkına sahipken -bu ülkenin sahibi olmamızın baş mimarı Sevgili Atatürk de- hiç olmazsa bir zahmet en azından adının Büyük harfle başlamasını hakkediyordur müsaadenizle herhalde, öyle değil mi?
 

biz bu dava ugruna varlık benlık yapmayan ınsanlar olarak ımla detaylarını heyecanımızdan atlayadıysak Atamızdan ozur dılerız!!!!!
sırf muhalefet olma ugruna yazılanları goz ardı edıp dıyecek soz bulamayıp buna takılmanızada ayrıca dıkat cekerız.
 


Merhaba ,

özellikle kırmızı ile işaretli kısmı açıklamak ister misiniz ?
 

Yalnız 3 5 milyon yurocukları biz cukkalamadık, Allah Allah ben Türkiyede değil de baska bir ülkede mi yaşıyorum :) Herkes 3 maymunu oynuyor
 

Evet, İşte böyle diyecek söz bulamayınca uyduruktan bir şey çıkarayım bari diye düşündüm, aradım taradım ve Atamızın adının baş harfini konu etmek gafletinde bulundum.

Belki yuttururum diye ama sizin gibi akıllı bir insan yemedi tabii bunu. :) Ne yaparsınız? Ezikli ve bir aptalın saçmalaması işte benimki. Yoksa nerede olacak umrumda Atatürk. Kim diye sorsanız, kim olduğunu dahi bilmem yani. :))
 
Son düzenleme:
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…