- 29 Ekim 2013
- 5.473
- 9.992
-
- Konu Sahibi Idrakyollariiltihabi
- #81
Her türlü siyriliyor yani. Yok anne zaten cehennemi tek başıma atlattım şu an kimseye ihtiyacım yok deyin gitsin. Annem 800 km uzagimda, hamileyim diye merakta kadın benden çok o arıyor. Bahane hep. Bende de sizin anneye benzer abla var. Ne diyelim insan ailesini secemiyor işte.Arar eninde sonunda. İşte kızım benim de başım ağırıyordu, kardeşin de söylemedi. Geleyim mi yanına ister misin? Der.
İdrak seni çok iyi tanıyorum bütün konularını takip ediyorum.Ve her defasında ulan bu kadar derdin arasında, bu kadar güçlü duran bir kadın, bunları haketmiyor diyorum. Umarım çok çabuk iyileşirsin yavrunla da hak ettiğin mükemmel hayatı yaşarsın. Umarım hayat seni şaşırtıp hakkettiğin tüm güzellikleri kaderine yazar❤
ya maalesef,
bu yaslarda insan kendini yeniden kesfediyor resmen.
Yani hep boyleymis ailen ama aklin basina yeni geliyor gibi hissediyorsun degil mi.
Halbuki her zaman kendimizi onemsesek ve kendi tarafimizdan bakabilsek olaylara, hic bu kadar uzulmeyecegiz,
hatta bir sey diyim mi sagliksiz iliskilerimizi de tamir edebilecegiz.
Ailenin su anki davranislarinin sebebi de senin onlardan bu kadar talepsiz olman, sevgini karsiliksiz sunman ve hep verici olmaz aslinda. Arada sen de talep eden olabilseydin onlar da kendilerini sorgularlardi diye dusunuyorum.
Belki de doğrudur bu ama bana talep etme şansı vermediler ki. Annem hep zayıftı, dolayısıyla ben güçlü olmak zorunda kaldım.
Böyle olacağını hiç sanmıyorum. Yazdığın kadarıyla, sen küçükken de annenin nasıl olduğunu biliyorum. O yüzden sen böyle olmazsın hiç düşünme bile.Çok sağol. Ufaktan toparlanmaya başladım. Sadece ben doktorun önerisiyle yarım saat gözetim altında tutulmam gerektiğini söylediğinde (iğne alerji yapabilir diye) oğlum evde ağlıyor diye bir an evvel eve gitmeye çalışırken, o halde koşa koşa oğluma yetişme gayretinde iken, kendi annem aramayınca ne bileyim işte. Benim anneliğim mi tuhaf, onunki mi bilemedim. Ya da evlatlar büyüyünce böyle mi oluyor acaba annelik. Sadece çocukken mi ilgilenip merak ediliyor acaba. Oğlum yetişkin olunca ben de mi böyle olacağım bilmiyorum.
İşte bir ben dahageçmiş olsun
hep dik duran idrak olduğun için cidden idrak edememişlerdir
bence kardeşin seni tanıdığı için o serumun gerçek olduğunu dahi düşünmemiştir. yani bizimki biriyle dalgaya paylaştı demiştir
hep dik hep güçlü olana kimse yardım etmez
ben bir gün hasta oldum kalkamıyorum vs dedim eşim dahi inanmadı ciddi misin sen dedi
sonra anladı ciddi olduğumu ama beni görmeseydi güler geçerdi
örneğin oğlum kolay kolay hasta olmaz ayy oram ağrıyor buram ağrıyor demez
geçen sene bir sefer dedi
kursa gidecekti kursa gitmek istemediği için bahane uyduruyor sandım meğerse cidden hasta imiş 10 günde zor iyileşti
bu tarz zor hasta olan canı kıymetli olmayana kimse inanmıyor
limonata vs içmeye çalış
yoğurt vs
bir de dondurma mesela
hani onu yemiyorsun ağzında eriyor vs
en azından kan şekerin vs düzelir
İştw bunlar hep oluyor madem çoktan mesafeyi koyman gerekiyordu birileri beni doğurdu diye kimseye minnet duyamiyorum ben maalesef bana nasıl davranırlarsa öyle davranıyorum heralde koc burcu olmanın duygusuzluğu ama çok memnunum böyleBaşınız sağolsun. Ne güzel yokluğunu derinden hissettiren bir annenin varmış.
Ben doğumdan bir hafta önce annemi çağırdım yanıma. Geldi sağolsun. Her gün söylendi. Doğur artık, ben çok sıkıldım bunaldım bilmem ne diye. Erkenden çağırdın beni daha varmış doğuma dedi ki son hafta çağırmıştım çok fazla ödem oluştuğu ve hareket etmekte zorlandığım için çağırdım.
Bir gece mutfağın camına dayanıp ağlayarak "Allahım ne olur bu gece gelsin bebeğim de kimseye minnet etmeyeyim" diye dua ettim. Ömrümde ettiğim en içten duaydı sanırım. Beş adım attım ve suyum geldi :)
Hastanede doğumdan çıkıp yatağa geçtiğimde annem bir şeylere kızmış garip garip söyleniyordu. Kayınvalidemin bir hareketine takılmış... Doktor geldi istersen bir gece istirahat et dedi kabul etmedim. Eve gitmek ve annemin beni sokacağı stresten kurtulmak istiyordum. İki aile yan yana kalmasın istiyordum. Doğumdan bir saat sonra ayağa kalkıp eve geldim. Kardeşlerim doğuma gelmedi. Ayıpmış :) ancak yeğenlerimin doğumuna gittiler o ayıp değildi.
Bir gün sonra babam ve kardeşlerim geldiler eve. Bu arada hiç oturmadım, dinlenmedim. Şişmeye devam ediyordum. Öyle ki artık terlik bile ayağıma olmuyordu. Oğlumun sarılığı abo uyuşmazlığı sebebiyle 18e çıktı. Babam ısrarla bir şey yok geçer geçer diye hastaneye gitmemmizi engelliyordu. Eşimin abisi oğlumu görünce siz deli misiniz çocuk sapsarı hadi hastaneye dedi ve çıktık. Hala kendime kızarım babamı dinlediğim için. Kendisi laborant ya, bilir sandım.
Hiç uyumadan ve dinlenmeden iki gün boyunca hastanede oğlumun başında bekledim. Vajinal dikişler o kadar zorladı ki beni bir ara baygınlık geçirdim. Annem hastaneye gelmedi. Benim evimde bana yemek hazırlıyordu. Yemek mühim çünkü. Kardeşlerim ve babam da gelmedi.
Hastaneden çıktık şükür oğlum fototerapi sonrası düzeldi kan değişimine gerek kalmadı. Annem birkaç gün yanımda kaldı ve gitmesini istedim. Gitmesi daha hayırlıydı. Eşime ve bana laf sokmaları beni strese sokuyordu. Sütüm kesilsin istemedim. Bir haftalık tazecik anneyken tek başıma desteksiz büyüttüm oğlumu şükür. Kimseden yardım istemedim onlar da teklif etmedi zaten.
Şimdi ben güçlü durmaya çalıştığım için mi suçluyum, yoksa onlar beni güçlü olmak zorunda bıraktıkları için mi suçlu? Haykırmak mı gerekiyordu bana yardım edin diye.
Yok, benim ömrüm yettiği sürece oğluma annelik yapacağım. 40 derece ateşle sürünerek yaptığım anneliği, yine yaparım. Sadece ateş biraz duygusallaştırdı sanırım :) bu da geçer.
Kriptik tonsillit olmuşsun canım, Allah şifa versin....Merhaba hatunlar
Buraya konu açmayacağım bir süre demiştim ama üç gündür yatak ve acil arasında gidip geldiğim ve bugün gözümü hafiften açmayı başarabildiğim için yazmak istedim. Zira epey yalnızım ve paylaşmaya ihtiyacım var. Neyse ki bu sefer ruhsal değil fiziksel sorunum var.
Üç gün önce durduk yere titremeye başladım. Bir belirti yoktu sadece bir hafta önce boğazımda dışarıdan büyük bir şişlik oluşmuş, sonra inmişti. Ağrı sızı yoktu. Neyse uzatmayayım titreme nöbetleri bitmeyip ateşim 40'ı gösterince eşim işten gelip acile götürdü. Serum, iğne, antibiyotik alıp geri döndüm. Birkaç saat etki etti sonra yeniden başladı titreme hali. Antibiyotik de ateş düşürücü de zerre etki etmedi. Üç gün boyunca su dışında hiçbir gıda almadan ve yataktan çıkmadan yattım. En son dün akşam ateşim 40'ı geçince tekrar acile gittik eşimle. Önümde 20 kişi olmasına rağmen beni içeri aldılar. Doktor boğazıma bakıp "oovv" tepkisini vermesinin ardından hastanede bulunmayan bir iğne temin etmemizi istedi. Neyse iğneyi aldık nöbetçi eczaneden, bir başka iğne daha yazdı onu da alıp birkaç kağıt imzalayıp riskleri öğrendikten sonra vurdurdum. Bacaklarımda kısmi felç oluşmasının dışında bir sorun yok. En azından artık titremiyorum ancak hala bir şey yiyemiyorum. Bacağımın üstüne basmakta zorlanıyorum. Su içmek bile eziyet ve acıkmıyorum da. Bunlar fiziki sıkıntılar geçer elbet en nihayetinde. Asıl canımı yakan mevzuyu yazayım altta.
Ben annemi genellikle her gün ararım. Bir gün aramasam ertesi gün mutlaka ararım hal hatır sormak için. Dört gündür gözümü açamadığım için aramadım. Bilin bakalım merak edip, acaba neden aramadı deyip aradı mı? Tabi ki hayır. Şu meşhur serumlu instagram fotoları var ya, benim dalga geçtiğim ve dahi "ulan insan hastayken paylaşım yapmayı nasıl düşünür ki" diye eleştirdiğim fotolar. Tuttum instagrama serum fotoğrafı attım. Varsın dalga geçsinler en azından ailemin haberi olur dedim. Kardeşim dalga geçer gibi fotoğrafı beğenmiş :) bursadan halam, başka şehirden kuzenim, falanca yerden akrabam aradı da ailem aramadı...
Öte yandan kayınvalidem organ nakli olduğu için kesinlikle mikrop almaması gerek. Dolayısıyla yanıma gelemiyor. Ancak günde on kere arayıp sepetle her sabah çay, çorba veriyor. Elinden geleni yaptı sağolsun. Onlarda da temizlik hastalığı olduğu için, bana destek için uğrayan görümcemin "ay idrak ev çok pis. On kere falan yerlerin silinmesi lazım. Akşam silsen mi ki. Ay en son ne zaman sildin yerleri" şeklindeki konuşmalarına cevap vermeye bile mecalim yoktu. Gözümü açmayı başarsam "şu an tek derdimiz temizlik mi" derdim belki. Yine de hiç aramayan aileme kıyasla en azından destek oldular gıcık davranmalarına rağmen.
O kadar merak ediyorum ki yine neye takıldılar. Muhtemelen kıymetli torunlarının doğum gününde ufaktan hastalanma emareleri başladığı için yeterince verimli ve güleryüzlü olmadığım için kızdı ve aramadılar. Mutlaka günün sonunda suçlu ben olacağım biliyorum.
Şu süreçte eşim defalarca işten izin alıp yanıma geldi. Müdürüyle tartıştı, yine de geldi. Sabahın köründe su vermek için kalktı, günde kırk kere aradı. Benim öz ailem hala aramadı...
Yanlış anlamayın ben son ana kadar yatağa yatmayan, genellikle gribi ayakta atlatan, ameliyat olduğu gün ayağa kalkan, doğum sonrası yatmayan bir modelim. Hani desem ki fazla hassasım ve bundan bıktılar, yok o da değil. Bu sefer gerçekten çok ağır geçti hastalık, bugün dördüncü gün ve hala yemek yiyemiyorum.
Peki neden fiziksel bunca sancım varken benim hala ruhum acıyor? Totomun lobları iğnelerden dolayı kaskatı kesilmişken niye benim kalbim aileme karşı kaskatı olamıyor da canım acıyor?
Ben şu son olaydan sonra artık kabullenmek istiyorum. Ailemle duygusal hiçbir bağımın olmaması gerektiğini, ara ara sarf ettikleri sevgi sözcüklerine kanmamam gerektiğini, her türlü vicdan sömürüsüne karşı yıkılmadan aynı katılığı sürdürmem gerektiğini kabul etmek istiyorum.
Oğlumu sürüne sürüne okula bıraktım. Okulun müdürü halimi görüp "idrak hanım lütfen beni arayın çok kötü görünüyorsunuz. Acil bir durum olursa arayın beni okuldayım. Aileniz yok mu gelsinler" dedi. Var ama yoklar diyemedim.
Bana sakın arayıp siz söyleyin yardım isteyin demeyin. Siz evladınızdan günlerce ses çıkmayınca merak etmez misiniz? Bir şekilde öğrenince aramaz mısınız? Kardeşim yahu. Ben büyüttüm onu. Veli toplantılarına ben gittim, altını ben değiştirdim, her gün ben uyuttum. Parka ben götürdüm. Herkes derdi onun annesi sensin diye. Kardeşim, paylaşımı beğenmiş şaka gibi. Lan hiç mi merak etmedin öldü mü kaldı mı neden hastanede ablam diye.
Lanet olsun artık gerçekten. Ben ailemi ruhumdan, kalbimden, zihnimden söküp atmadığım sürece iyileşemeyeceğim bunu anladım.
Kusura bakmayın benzer konuda tekrar yazdığım için. Birilerine anlatmam gerekiyordu. Her yerim sızlıyor, kalbim de dahil.
Canım bende Koç burcuyum ama kolay kolay duygusuz olamıyorum, istediğim ama başaramadıgim bir durumİştw bunlar hep oluyor madem çoktan mesafeyi koyman gerekiyordu birileri beni doğurdu diye kimseye minnet duyamiyorum ben maalesef bana nasıl davranırlarsa öyle davranıyorum heralde koc burcu olmanın duygusuzluğu ama çok memnunum böyle
Başınız sağolsun. Ne güzel yokluğunu derinden hissettiren bir annenin varmış.
Ben doğumdan bir hafta önce annemi çağırdım yanıma. Geldi sağolsun. Her gün söylendi. Doğur artık, ben çok sıkıldım bunaldım bilmem ne diye. Erkenden çağırdın beni daha varmış doğuma dedi ki son hafta çağırmıştım çok fazla ödem oluştuğu ve hareket etmekte zorlandığım için çağırdım.
Bir gece mutfağın camına dayanıp ağlayarak "Allahım ne olur bu gece gelsin bebeğim de kimseye minnet etmeyeyim" diye dua ettim. Ömrümde ettiğim en içten duaydı sanırım. Beş adım attım ve suyum geldi :)
Hastanede doğumdan çıkıp yatağa geçtiğimde annem bir şeylere kızmış garip garip söyleniyordu. Kayınvalidemin bir hareketine takılmış... Doktor geldi istersen bir gece istirahat et dedi kabul etmedim. Eve gitmek ve annemin beni sokacağı stresten kurtulmak istiyordum. İki aile yan yana kalmasın istiyordum. Doğumdan bir saat sonra ayağa kalkıp eve geldim. Kardeşlerim doğuma gelmedi. Ayıpmış :) ancak yeğenlerimin doğumuna gittiler o ayıp değildi.
Bir gün sonra babam ve kardeşlerim geldiler eve. Bu arada hiç oturmadım, dinlenmedim. Şişmeye devam ediyordum. Öyle ki artık terlik bile ayağıma olmuyordu. Oğlumun sarılığı abo uyuşmazlığı sebebiyle 18e çıktı. Babam ısrarla bir şey yok geçer geçer diye hastaneye gitmemmizi engelliyordu. Eşimin abisi oğlumu görünce siz deli misiniz çocuk sapsarı hadi hastaneye dedi ve çıktık. Hala kendime kızarım babamı dinlediğim için. Kendisi laborant ya, bilir sandım.
Hiç uyumadan ve dinlenmeden iki gün boyunca hastanede oğlumun başında bekledim. Vajinal dikişler o kadar zorladı ki beni bir ara baygınlık geçirdim. Annem hastaneye gelmedi. Benim evimde bana yemek hazırlıyordu. Yemek mühim çünkü. Kardeşlerim ve babam da gelmedi.
Hastaneden çıktık şükür oğlum fototerapi sonrası düzeldi kan değişimine gerek kalmadı. Annem birkaç gün yanımda kaldı ve gitmesini istedim. Gitmesi daha hayırlıydı. Eşime ve bana laf sokmaları beni strese sokuyordu. Sütüm kesilsin istemedim. Bir haftalık tazecik anneyken tek başıma desteksiz büyüttüm oğlumu şükür. Kimseden yardım istemedim onlar da teklif etmedi zaten.
Şimdi ben güçlü durmaya çalıştığım için mi suçluyum, yoksa onlar beni güçlü olmak zorunda bıraktıkları için mi suçlu? Haykırmak mı gerekiyordu bana yardım edin diye.
Yok, benim ömrüm yettiği sürece oğluma annelik yapacağım. 40 derece ateşle sürünerek yaptığım anneliği, yine yaparım. Sadece ateş biraz duygusallaştırdı sanırım :) bu da geçer.
Yok demezler maalesefÇünkü sizi hiç öyle algılamamışlar ki, hatta bazı ailelerde ailenin sizin gibi güçlü olan bireyi hafif kıskançlığa bile maruz kalır. Hani neredeyse adım gibi eminim, siz şimdi açıp anlatsanız, sorgulasanız, şunu bile duyabilirsiniz: "İyi tamam ama biz de o ara ne yaşadık biliyor musun? Sen açıp merak ettin mi bizi? Şu an aradığına göre iyisin demek ki. A sahiden neyin vardı canım yavrum?" deyip önce sert başlayıp sonra hiç bir şey olmamış gibi konuşmya devam bile edebilir anneniz.
Üzgünüm ama muhtemelen empati yoksunular?
Normalde de başkalarının dertlerini tam olarak idrak edemeyen, içselleştirmeyen hatta "o da öyle olmuş ama zamanında da şunu yapmıştı" gibisinden düşünce eğilimleri olan biraz da şüpheci insanlar mıdır kendileri? Merak ettim?
Çok geçmiş olsun. Aile ilişkileriniz hep böyle miydi?
Ben çok şaşırdım ailenize.
Onları düşünmeyin ve iyileşmeye bakın.
Bahane bahane bahane... Onlar kafalarında kinlenmeye yer arıyorlar... Muhtemelen ailede kendi ayakları üzerinde duran ve muhtemelen görece diğerlerinden zeki olan sizsinizdir... Hiç şaşmaz genelde.