bende tüm arkadaşların güzel dileklerine katılıyorum ve özellikle filistin için hepinizden dua istiyorum kiminin mutlu kiminin eğlenerek gireceği yeni yıla din kardeşlerimiz bomba sesleriyle girecek kimi çocuklar yetim öksüz olarak girecek kimi anneler ewlat acısıyla ve kahrolası israilin koyduğu ambargo yüzünden ülkeye gıda girşi yasklandı diye AÇ girecekler ALLAH RIZASI İÇİN empati kurun ve dua edin
Sustular artık. “Haykırdık duymadınız, el uzattık tutmadınız, insandık, inanmadınız deyip sustular.
Filistin denilince içinize bir ateş düşüyor mu? Kalp atışlarınız hızlanıyor, boğazınıza kocaman bir yumruk gelip oturuyor, nefes almakta zorlanıyor, dilinizin ucunda söylenmemiş sözler birikiyor mu?
Eminim, bazılarınızın gözleri yaşarıyor, burnunun direği sızlıyor, içinizde hiç bir şey yapamamanın pişmanlığı kabarıyor. Ben Filistin ismini duyunca, bir baba ve oğulun üzerlerine sıkılan mermilerden korunmak için birbirine sokulmasını hatırlıyorum. Sonra da babanın ölen yavrusuna boğulurcasına haykırarak sarılışını.
Evet Filistin…Dünyanın gözü önünde çocukların tanklarla vurulduğu, derme çatma yuvaların füzelerle dağıtıldığı, evsiz barksız insanların yaşadığı sahipsizler ülkesi.
Burada canlar sahipsiz, çocuklar sahipsiz, kadınlar, babalar kısacası İNSANLIK sahipsiz. Dile kolay, 110 can…110 Filistinli daha öldü son bir haftada kurulan kurtlar sofrasında. Bir de diş kirası istediler giderken.
İşin acı yanı, ölüm en kolayıydı Filistin’de. Ya ölenlerden, yıkılanlardan sonra yaşamak? Yıllardır, anneler babalar evlatlarını, çocuklar kardeşlerini ya da anne babalarını kaybetti. Budanmış fidanlara döndüler. Sahipsizdiler, şimdi kimsesizler.
Son birkaç gündür acıyla atılan çığlıklar binlerce kilometre ötelerden duyuldu da, dünya kulaklarını tıkayıp gözlerini yumdu. Müslüman’ı, Hristiyan’ı, cumhuriyetçisi, demokratı, sosyalisti, kapitalisti, hümanisti, kimsecikler duymadı seslerini. Dünyanın orta yerinde yalnızdılar, yine yapayalnız kaldılar.
İnsan acıya alışır mı? Onlar alıştılar belki de. Yalnız ağlamaya, aç yatıp aç uyanmaya, her an çatılarından giren bir füzenin bedenlerini, evlerini dağıtmasına. İngiliz yardım kuruluşları, Gazze’de “son 40 yılın en büyük insanlık dramı yaşanıyor” dedi. Dünya zaten alışıktı ya Filistinlilerin ağlamasına. Yine kıpırdamadı vicdanları, insanlıkları.
Artık onlar da inanmıyor, 5 yıldızlı otellerde, loş ışıklı salonlarda, bakımlı insanların süslü masalar etrafında, alkış tufanları arasında attıkları insanlık nutuklarına. Zor oldu sahipsiz ve kimsesiz olduklarına inanmak. İnsan hakları denilen şeylerin kendilerini açıkta bırakan bir şemsiye olduğunu kabullenmek, zor oldu onlar için.
Ama kabullendiler.
Duyan oldu mu 110 canın yitip giderken imdat çığlıklarını. Gören oldu mu