Yine dibe batmamak için direniyorum.


Başınızdan geçenler çok üzücü ve yıpratıcı. Geçmiş olsun, geçer ve iyi olursunuz inşallah.

Terapiye karşı değilim elbette. Sadece geçmiş tecrübelerim pek iç açıcı değil. İyi uzmanlara rastlayamadım. İyi olanlar da yüklü paralar talep ediyor, o da şu durumda mümkün değil. Beni dinlerken anlattıklarımın hangi teşhise uygun olduğunu düşünen ölü bakışlı terapistlere yeniden gitmek istemiyorum.
 

Hiçbir şey yolunda değil sağlık dışında. Şükür sağlığım yerinde :) teşekkür ederim efem.
 
Bu aslında bildiğin buz gibi depresyon sadece beynin kişiliğin ve farkındalığın güçlü olduğu için yere patlamıyorsun gidip uzun uzun kimseye birsey anlatmak zorunda değilsin bence psikiyatristten antidepresan desteği alsan yeter.
 
O kadar iyi anliyorum ki seni.. bende cocuk yok, ama o kacma, terketme istegi, kendini hicbiryere ait hissetmeme durumu var ya.. iste.. icini kemiriyor insanin. Disardan baksan oh gulluk gulistanlik hersey. Ama gel bir de bana sor. Ustume ustume geliyor duvarlar..
 
32 yaşında bir kadının kıyamete benzer bir felaketin ardından oğluyla bir başka ülkeye yahut evrene gitmeyi hayal etmesi, buna inanmak istemesi...
Bunun benzerini ben de yapıyorum. Bir gün kızımla başka bir evrende gözlerimizi açsak oraya uyum sağlamak için yaşayacağımız maceralar ev kurma hayata adapte olma hayalleri. Dizi izler veya kitap okur gibi uyumadan önce düşüncelerim. Bazen çizgiroman yapsam bu hayallerden diyorum. Belki siz de hikaye olarak yazsanız, yazım diliniz de güzel ve akıcı, güzel birşeyler çıkar ortaya.
 

yazıp yazıp sildiğim çok şey vardı ilk mesajımda şımarık zuppe gibi görünüyor diye :)
ama ne yapayım? ne ile beslendiğini bilmediğim bu tatminsizlik hissi var oralarda. bilsem yemini suyunu keseceğim :)

beyin naklini bilmem ama başarabilirsen odak noktalarını değiştirmeyi dene. dünyayı keşfetmekle değil de, kendine vakit ayırarak şehirde merak ettiğin yerlere git bakalım belki iyi gelir. mekik dokumak üzere sıkıştığın mekanlarda hep aynı. değişiklik iyi gelebilir
keşke daha dahiyane şeyler söyleyebilsem :)
 
İçimdekileri nasıl cümlelere dökebilirim derken yazdıklarınızı okudum.
Hiç bir yere , hiç kimseye, hiç bir zamana aidiyet hissedememek ağırlığı.
Büyük fırtınaları bir bedene sığdırmak zorluğu.

Sizin gibi kayıplar yaşamadığım ve sorumluluğunu alabileceğim bir çocuğum olmadığı halde böyle hissediyorum.

Evet yalnızsınız. Ama bu duyguları yaşayan tek kişi değilsiniz .

Size destek verebilmek isterdim, bu daha çok bir iç döküş oldu, affedin lütfen..
 
İblis her yerde yahu. Bence iblis yerini insanlara bıraktı. Köşeden izliyor sadece.


Merhaba sıkıntınızın ileriki boyutuna tıp dilinde depersanalizasyon bozukluğu (kişiliksizlesme) deniyor. Sizin su an yaşadığınız travmatik kökenli olabilir, yas süreci depresyonu olabilir . Ya da yas sürecinden önce var ise uzun süreli major depresyon tanısı alabilirsiniz. Bunları neden söylüyorum? Yaşanılan her olayın tek tek üzerinde durulması gerekiyor hanfendi. Kesin bir tanı kesin bir tedavi şekli değil amaç, sizin bu duygularınızı neden böyle hissediyor oluşunuz. Ne ara be sıklıklarla geliyor. Kendinizi boyle hissetmediğiniz anlarınız oldu mu ? Ya da en berbat durumda iken yaptığınız ve size iyi gelen şey oldu mu ? Bilişsel terapiyi araştırın. Kendiniz anlamaya çalışın ilk. Eger cesaret ederseniz lütfen bir psikoloğa gidin derim. Diliniz cok akıcı ve cümleleri kurma biçiminiz bir yazarın eserlerine verdiği uyum kadar mükemmel. Bu konuda rahatlıyorsanız kendi iç dünyanızı anlatan yazılar yazın. Virgina Woolf un yazılarına benzettim sizin yazınızı okurken.
Şahsi görüşümdür.
 
Evlilik, aile, maddi sorunlar vs değil çıkış noktası. Senin karakterin, ruhunun taşıdığı enerji böyle. Nerden biliyorsun dersen, ben de sen gibiyim. Hayal dünyam hala geniştir. Mesela az önce michaek jackson ile ilgili bir habere denk geldim. Hemen hayalimde onun ölmediğini falan ortaya çıkarmışım, sonra çok iyi iki dost olmuşuz gibi uçuk kaçık bir hayal kurdum. Sonra keşke ölmeseydi ya diye üzüldüm üstüne. Halbuki adam yaşarken hiç dinlemezdim ben onu. Yani bunun gibi bir çok şey. Birgn dünyayı kurtarırım, yarım saat sonra iskoçya dağlarında yeşiller içinde, tek başıma klübemde kahvemi yudumlarım ve huzuru yaşarım.
Sen yine eve ait değilmiş gibi hissediyorsun. Bana kalsa, fırsatım olsa önce ülkeyi terkederim, birkaç yer gezerim yetmez bana, dünyayı terkederim, başlarım tüm evreni gezmeye. Öyle 1-2 gezegen kesmez. Sorarsan, gezmeyi sevdiğimden değil, huzursuzluk ve bulunduğum yere ait olmama hissi nedeni.
Bir de yetmeme sorunu var bende. Uzaylıları araştırırım, dinleri araştırırım, dünyadaki sırlı mekanlar, hayaletler, inler, cinler, mağaralar, tarih, mısırlılar, ilk uzaylılarla temas, meditasyon, tapınak yazıtları aklına ne gelirse her şeyi araştırırım. Sadece bunları okurken mutlu olduğumu hissediyorum. Bilmek, olasılıkların çoğunluğu rahatlatıyor. Belki birgün bir uzaylının beni kaçırma ihtimali mutlu ediyordur beni, bilemedim şuan :)) Benim gibi yapsana, bizim gibi insanlara iyi geliyor bilgi. Şimdi Serpo projesine merak saldım. Onu araştırıyorum.
 

Yazdım zamanında bir edebiyat dergisinde. Saçma sapan kurallar belirlediler sinirlenip bıraktım. Birkaç yorum önce de söyledim düzen ve zorunluluk olunca yazmak istemiyorum. Böyle platformlarda önünü ardını düşünmeden yazmak daha çok rahatlatıyor beni.
 

Sağol ya çok yardımcı oldun ahsjsjs. Neyse ben gibi sıkılmış ruhların olduğunu bilmek de güzel. Araf insanları olarak kıyamette buluşuruz bence. Ayrı muamele görmeyi çok isterim, azap konusunda değil tabi :)))
 

Estağfurullah ne affetmesi dökün içinizi. En azından böyle bir faydam olsun insanlara. Yardım çığlığını duyurmayı başaramayanlar da yorumlardan nasiplenir belki.
 

Şimdi ben kişiliksiz miyim aşkolsun :)) kendimi böyle hissetmediğim anlar oldu tabi ki. Lakin o anlarda inanılmaz enerjik, üretken ve pozitif oluyorum. Sırf bu yüzden duygu durum bozukluğu olduğunu söyleyip sonra bu teşhisin doğru olmadığını söyleyen bir doktorum oldu. En azından kronik ve değiştirilemez bir duygu durum bozukluğu yok. En berbat durumda yaptığım ve bana çok iyi gelen şey yazmak. Bunu bildiğim için yazıyorum biraz da.

Virginia woolf'a benzetilmiş olmak gurur verici lakin umarım sonumuz aynı olmaz :)
 

ahahahaha ne yapayım?
taytı giy gırgırla,
çık arkadaşınla kahve iç,
çocuğu kayınvalideye bırak,
çocuğun göz seviyesine in ve öyle konuş, sarıl,
bir de kınadığını yaşamadan ölmezsin olmazsa olmazlarımız.
onlardan birini seçip yazıyoruz işte böyle.

kendi ruhumun dingin halini hiç görmediğim için, öyle olan birini gördüğümde rol yaptığını falan düşünüyorum :))
yani onun da bedenine sığmaması, amacını aşan istekleri falan olmalı. o da izlediği bir filmden sonra çantasını alıp gitme istegi ile savasmalı.
sorun yaşadığımız sehir şeklinde de olabilir.
neyse, olaylar olaylar
 

Herkes kalbinin ekmeğini yer tamam mı. Biz bu derin felsefeyi kavrayamadığımız için yaşıyoruz bu sıkıntıları. Bir de hep şükürsüzlükten. İnsanlar nelerle uğraşıyor falan. Ayrıca tırnağı kırıldığı için ağlamayan demir kadınlar olduğumuz için mi kaybettik acabahshejejjdjr. Ay tamam kendimden tiksindim.
 

Senin yaptığını zamanında fazlasıyla yaptım. Sonra bilmenin daha çok mutsuzluk getirdiğini fark edip tuvalet pompası olarak yaşamaya karar verdim. Zihnimi kapatıyorum tüm bilgilere. Çünkü çevremde gözlemlediğim kadarıyla bilmemek mutluluk getiriyor.
 
Ben de sanki benzer hislerdeyim hep.
Kendi kendime bipolar teşhisi koydum hatta, bir çok iyi ve anlamsızca umut doluyum; ertesi gün hayatım bomboş. Bu hisleri hayatımda diğer aşamaya geçtiğimde daha yoğun yaşıyorum. Üniversiteye başladığımda, okul btip işe başladığımda, evlendiğimde ve şimdi çocuk sahibi olduğumda. İçimde hep bir dönemi kapatıp diğer döneme geçmenin ve eski dönemi layıkıyla kapatamamanın pişmanlığı/hüznü var.
Yapabilecekken yapamadığım şeyler için pşmanım ama bu arada şu an yapabileceklerim için çabalamıyorum. Muhtemelen bir sonraki aşamya geçtiğimde de bu dönem için üzülürüm yani mutsuz olmak bana yapışmış sanki, aslında olmamak için ruhen çabalıyorum ama başkalarını mutlu eden şeyler beni etmiyor işte. Bu sebeple kimse de anlamıyor.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…