- 22 Mart 2023
- 352
- 25
- 58
-
- Konu Sahibi birannebirbebek46
- #1
Birçoğunuzun ne anlama geldiğini bilmeden yaptığı bazı türk geleneklerini neden genç kızlar ısrarla devam ettiriyorlar anlamıyorum. Mesela kız isteme olayı. Eskiden kadınlara sen kimle evlenmek istiyorsun diye sorulmadığı için babadan istenirdi baba verirse evlenirdi kız sevse de sevmesede ve bu gelenek hala devam ediyor. Şimdi diceksiniz ki ama babası kıza soruyor buda saçmalık değil mi? Sen baba sevgilim beni istemeye gelcek evlenmek şstiyorum diyorsun ve istemede baban sana soruyor kimse oyuncu değil ama herkes bir tiyatronun içinde. Birde bilinçaltı denen bişey var pek önemsenmiyor ama mühim konu. Baba kızı size verdik gitti diyor çünkü eskiden kız evden gelinlikle çıkar kefenle gelirmiş. Bu sefer damat tarafı kızı aldık diyor ona kendilerininmiş gibi hatta alınıp verilme muhabbeti yani bir malmış gibi düşündürüyor. Halbüki kız o kayınpederine, kayınvalidesine, kocasına ; annesinden babasından bir emanet ve onlarında bunun idrakında olması gerekiyor. Böyle bir idrak olmadığı için birçok kadınımız kv den kocasından yana sıkıntı çekiyor psikolojik şiddet fiziksel şiddet görüyor. Şimdi isteme olmasın mı aileler nasıl tanışcak diyeceksiniz. Bence isteme olmasın isteme denmesin ona tanışma densin. Aileler çocuklarının ailesiyle tanışsın damat adayını gelin adayını tanısın. Buna tanışma densin ve bilinçaltında bu şekilde kalsın. Birde istemede söz yüzüğü takılıyor bu kızı bize vereceğinize söz verdiniz anlamına geliyor evi almadan önce başkasına satılmasın diye önceden kapora vermeye benzetiyorum. Evlenince takılır yüzük önceden takmaya me gerek var. Bazen erkekler toksik kıskançlığı yüzünden taktırmak istiyor parmağında yüzüğü görsün diğer erkekler de yanaşmasın diye bence bu zihniyetteki erkeklerden uzak durun.
Birde tuzlu kahve var. Ben buna kadınların sessiz çığlığı diyorum. Yukarda yazdığım gibi babasından istenen kız babasına istemediğini söyleyemediği için söylese bile etki etmeyeceği için bari damat adayı anlasın istemediğimi ve o evlenmekten vazgeçsin amacı ile eğer başkasındaysa gönlü kahveyi tuzlu yaparmış. Damat içince anlarmış kadının onu istemediğini ama eğer kızında gönlü varsa şekerli kahve yaparmış. Düşünün bu nasıl bir çaresizlik bir kahveden medet ummak! Yorumlarda o anlama gelmiyor eğer damat tuzlu kahveyi bitirise gelini sevdiği anlama geliyor vs gibi birşey yazmayın Çünkü bu sonradan uydurulmuş sevimleştirilmeye çalışılmış. Birinin sizi sevdiğini tuzlu kahveyi içip içmemesinden anlayamazsınız ne adamlar var o kahveyi içip karısına şiddet uygulayan hatta öldüren. Birde bu işi eğlenceye vuran gelinlermiz var içine tuz dışında bulduğu herşeyi koyan sonra damadı hastanelik eden hatta haberlere çıkmıştı bir adam zehirlenip ölmüştü.
Böyle çok gelenek var uzatmamak için son olarak herkeste gördüğüm utanmadan takılan bekaret kemeri olayı var. Regl olduğunu saklayan ve saklanması gerektiği öğretilerek büyütülen genç kızlara evlenirken bakiredir sembollü o kırmızı iğrenç kurdele takılıyor ve bunu abisi veya babası takıyor. Bekarete gereksiz önem veren türk zihniyetinin namusu bekaretten ibaret sanmasının tescilli hareketi. Ben kızlar bakire olsun olmasın demiyorum bu kişinin özeli ve kendi tercihidir. Evlendiği adamla arasında özel mevzudur. Bunu kırmızı kemer ile cümle aleme göstermenin bu ve diğer saçma gelenekleri sırf gelenek diye sorgulamadan devam ettirmenin ne anlamı var.
Bana yazıcak olursanız sen konuşuyorsun ama böyle yapmadın sanki diye yapmadım hiçbirini. Eşimden rica ettim beni istemesin baban diye oda babasından rica etti istetmedim kendimi söz yüzüğü takmadık nişan yapmadık gereksiz, insanı yoran bohçalardan yapmadık. Evlenen insana destek olmak yerine kapı açarken para istenen, çeyiz sandığına oturulup para istenen, arabanın üstüne oturulup para istenen geleneğin hiçbirini yapmadım, yaptırmadım. Nikah kıydık gönlümüzce ve minimal düğün yaptık çok eğlendik yorulmadık hiç kavga etmedik bu süreçte, gelenektir diye ev alışverişine aileleri sokmadık, biz beğendik aldık. bu süreci stresli geçirmektense keyif alarak geçirdik.
2 senedir eşimin ailesiylede güzel ve seviyeli bir ilişkim var. Ben bilinçaltı mevzusuna inanıyorum. herşey düşünceden geçiyor ve ne demişler sen kendini değiştir dünyan değişsin. Değişimin böyle böyle başladığı düşüncesindeyim kadını aşağılayan her geleneği değiştirmek bizim elimizde.
Birde tuzlu kahve var. Ben buna kadınların sessiz çığlığı diyorum. Yukarda yazdığım gibi babasından istenen kız babasına istemediğini söyleyemediği için söylese bile etki etmeyeceği için bari damat adayı anlasın istemediğimi ve o evlenmekten vazgeçsin amacı ile eğer başkasındaysa gönlü kahveyi tuzlu yaparmış. Damat içince anlarmış kadının onu istemediğini ama eğer kızında gönlü varsa şekerli kahve yaparmış. Düşünün bu nasıl bir çaresizlik bir kahveden medet ummak! Yorumlarda o anlama gelmiyor eğer damat tuzlu kahveyi bitirise gelini sevdiği anlama geliyor vs gibi birşey yazmayın Çünkü bu sonradan uydurulmuş sevimleştirilmeye çalışılmış. Birinin sizi sevdiğini tuzlu kahveyi içip içmemesinden anlayamazsınız ne adamlar var o kahveyi içip karısına şiddet uygulayan hatta öldüren. Birde bu işi eğlenceye vuran gelinlermiz var içine tuz dışında bulduğu herşeyi koyan sonra damadı hastanelik eden hatta haberlere çıkmıştı bir adam zehirlenip ölmüştü.
Böyle çok gelenek var uzatmamak için son olarak herkeste gördüğüm utanmadan takılan bekaret kemeri olayı var. Regl olduğunu saklayan ve saklanması gerektiği öğretilerek büyütülen genç kızlara evlenirken bakiredir sembollü o kırmızı iğrenç kurdele takılıyor ve bunu abisi veya babası takıyor. Bekarete gereksiz önem veren türk zihniyetinin namusu bekaretten ibaret sanmasının tescilli hareketi. Ben kızlar bakire olsun olmasın demiyorum bu kişinin özeli ve kendi tercihidir. Evlendiği adamla arasında özel mevzudur. Bunu kırmızı kemer ile cümle aleme göstermenin bu ve diğer saçma gelenekleri sırf gelenek diye sorgulamadan devam ettirmenin ne anlamı var.
Bana yazıcak olursanız sen konuşuyorsun ama böyle yapmadın sanki diye yapmadım hiçbirini. Eşimden rica ettim beni istemesin baban diye oda babasından rica etti istetmedim kendimi söz yüzüğü takmadık nişan yapmadık gereksiz, insanı yoran bohçalardan yapmadık. Evlenen insana destek olmak yerine kapı açarken para istenen, çeyiz sandığına oturulup para istenen, arabanın üstüne oturulup para istenen geleneğin hiçbirini yapmadım, yaptırmadım. Nikah kıydık gönlümüzce ve minimal düğün yaptık çok eğlendik yorulmadık hiç kavga etmedik bu süreçte, gelenektir diye ev alışverişine aileleri sokmadık, biz beğendik aldık. bu süreci stresli geçirmektense keyif alarak geçirdik.
2 senedir eşimin ailesiylede güzel ve seviyeli bir ilişkim var. Ben bilinçaltı mevzusuna inanıyorum. herşey düşünceden geçiyor ve ne demişler sen kendini değiştir dünyan değişsin. Değişimin böyle böyle başladığı düşüncesindeyim kadını aşağılayan her geleneği değiştirmek bizim elimizde.